18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 14 31 ARALIK 1982 Batı ile sorunlar iliskiler oğuBatı lllgkilerinin giderek daha da soğuduğu, «yumuşama»nın ra fa kaldırıldığı bir zaman kesitinde, 1982, Türk dış politikasının esnekliğinin daha da daraldığı bir yıl oldu. Bulunduğu bolgede İsrail'in Lübnan'ı işgali gibi bunalımlar patlak verirken, ya da İranIrak & a vaşı herkes için tehlike çanları çalmaya başlarken. Türk dış politikası 1982'de knlık hır alanda seyretti, DoguBatı üişkilerindeki konjonktürel soğukluk ve bölgedeki bunalımlardan et kilendi. Türk dış politikasını olumsuz yönde etkileyen bir olgu. Avrupa ile ilişkilerde karşılaşılan sıkmtılardı. Hükümetler düzeyinde büyük sorunlarla karşılaşıl madı. Resmi düzeydeki so ğukluk, örneğin bir tngilte re ile yaşanmadı. Ancak Avrupalı ülkelerin hükümetleri kendi kamuoylarınm baskılarını dikkate alrıak durumunda kaldılar Örneğin, Federal Alman hükümeti Türkiye'ye yardı ni'i uevam etme eğiliminde olduğu halde, adım atmak için referandumu bek lemek zorunda kaldı. Bu bekleyig, kağıt üstünde 800 railyon dolara yaklaşan ABDAlman ağırlıklı OECD taahhüdünün yıl sonuna sarkmasına yol açtı. D Cıımhurbaskanı Evren, 8 ülkeyi ziyaret etti ) Evren, Önce Devlet Başkanı, 7 kasım sonrasında da Cumhurbaşkanı sıfatıyla dış temaslara hep önem verdi ve gittiği birçok ülkeyi ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı oldu. umhurba^kanı Kenan Evren, Anayasayı devlet adına tanıtma amacıyla çıktığı yurt ıci pezilerinin yanı sıra. yurt dışı temaslara da önem verdi. Evren. 1082 d3 bu temaslan için tam bır aymı (30 gün) yurt dı^ında geçirdl ve bu süre içinde toplam 8 ülkeyi resmsn ziyaret etti. bir ülkeye de uğradı. Evren, 1982'deki yurı. dışı gezilerine şubat syında Bulgaristan'dan başladı. Bu ülkede 4 gün kalan E'/ren, martta Kuveyt'i 3 gün süre ile resmen ziyaret etti. Nıeanda Romanya'ya giden Ev gündeme geldiği Kongre Türkiye'den tahsîsat keser ken pekâ'â İsrail'e yapılacak yardımları artırabilmek teydi. DoguBloku ile ilişkiler genel olarak mesafelı ancak geleneksel çizgisindf yürüdü. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Romanya ve Bulgaristan'ı ziyaret ederken, Dışişleri Bakanı Ilter Türkınen u^un bir temas kopukluğundan sonra Moskova'ya gitti. Ancak bu zı yaretin kısmen konjonktürün etkisiyle TürkSov yet ilişkilerini 197i'li yıllar dakl canlı tempoya itnıe olasılığı uzak gözüktü. Ortadoğu'ya açılma politikası kararlı bir şekilde de vam ederken, üçüncü tilkeler ile ilişkller bilinen önceliksiz çizgisinde seyret ti. Yıl sonunda Cumhurbaş kanı Kenan Evren'in Güney Kore, Bangladeş ve En donezya'ya ziyaretleri Türk dış politikasmca doldurmakta gec kalınmış boşluk ların doldurulması amacını taşımaktaydı. Evren'in Çin Halk Cumhuriyeti'ni de ziyaret etme^i, bu ülkey le .skerl alana da yayılan ilişkilerdeki gelişmenin bir başka göstergesi oldu. Cumhurbaşkanınm gerek Doğu Bloku ülkelerine gerekse Üçüncü Dünya ülkelerine yaptığı ziyaretlerin Türk dış politikasının rotasında herhangi bir de ğişikliğe yol açması bekler.emezdi. Batı yine de Türk dış politikasının temel dayanağıydı. Ikilem. dış poli tikanır. temel dayanağı olan Batı ile sorunlar yaşan masıydı. «Dış politikaniız ne du rumda?> Bu soruyu Dışlşleri Bakanı İlter Ttirkmen' e yönelttik. Türkmen'e gö re, «Diplomasi görünmeyen felaketleri önleme uğraşı»ydı. Bu nedenle «Sonıut sonuçları dıştan gözükmeyebilir»di. Anlaşılan 1982'de Türk dış politikası bazı «görünmeyen felaketleri» aştı. Ancak gözüken, dış politikanın giderek edilginleştigi, Türk dip lomasisinin soluklu ve dinamik olmaktan uzaklaşma sürecinin devam ettiğiydi. IMAR AFFI GUMDEMDE (Basın) Ankara'nın göze rarpan konukları ^ 1982'nin ilk önemli konuğu Arap Birliği Örgütü Genel Sekreteri Şadli Klibi'ydi. Ankara' ya yılm son ayında NATO Vurucu Kuvvet Komutanı ile İCFTU heyeli geldi. • Haziran ayınm tek yabancı konugu NATO Müttefik Kuvvetler Başkomutanı Rogers'dı • Temmuzda Urdün Veliaht Prensı Hasan ve Pederaı Almanya'dan bır çalısma heyeti Ankara'ya şeldi. • Sudan Devlet Başkanı Cafer Nimeyri, Suudî Arabistan Pren si Tallal Bin Abdülaziz, ağustos aymda ^nkara'davdı. • Eylülde Macarıstan Kültür Bakan Yardımcısı Ferenç, Federal Alman Deniz Kuvvetleri Komutanı Bertinge, başkentin konuğu oldular. • Ekim aymda Ankara'ya Federal Almanya Baden Württemberg Eyaleti Çalışma Bakanı Dietmar Schlee, Çin Halk Cumhunyeti'nden bir askeri heyet geldi. • 1982 kasımında Mı&ır Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kemal Hasan Ali, Çin Dış Ekonomik Iüşkiler Bakan Yardımcı&ı Lu Xue.jian, Ürdün Kralı Hüseyin, ABD Temsilciler Meclisi üyesi Stephan Solarz, Federal Alman Dışişleri Bakanı Genscher, Macar Başbakanı Lazar Ankara'yı ziyaret ettiler. • Son günlerini yasadığımız yılm son ayında Ankara'va bir heyet, NATO Vurucu Kuvvet ve ABD 6. Filo Komutam Amiral Rowden ve ICFTU heyeti konuk oldular. • yılm ilk ayında Arap Birlıği örgütü Genel Sekreteri Sadh Klibı, İran Sanayı Bakanı Haşimi, Avrupa Konseyi Siyasî Komisyon Raportörii Von Hassel ile Komisyon üyesı Lemmar, Avrupa Konseyi'nden bir heyet ve bır ABD heyeti başkentteydi. • gubatta, ABD Senato Silahh Kııvvetler Komisvonu Başkanı Tower, İran Dısi$leri Cakanı Velayetî, NATO Denızaln Kuvvetleri Komutanı Bell Ankara'ya seldıler. • Mart ayında BM Irk Ayrımı Komıtesi Başkanı Masmatasule, Pakistan Devlet Başkanı ZiyaÜlHak, AET Bakanlar Konseyi Dönem Başkanı lindemans Ankara'ya geldiler. • Başkentin nisan ayındaki konukları, OECD Türkiye Konsorsıyumu Başkanı Gebert, Sri Lanka Dışişleri Bakanı Hameed, Tunus Kültür Bakanı Ben Slama, Iibya Tarım Bakanı Ömer Durda'ydı. • Mayısta Bulgaristan Başfrakan Yardımcısı Lukanov, Tunus Dışişleri Bakanı Bajı Caid Essebi, Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Heing Ying, ABD Dışişleri (eski) Bakanı Haig, Romanya Dışişleri Bakanı Andrei, Pakistan Genelkurmay Başkanı Muhammed İkbal Han, İslâm Konferansı Genel Sekreteri Habib Chatti Ankara'daydı. C ren. burada 4 gün süro ı!e temaslarda bulundu Eylulde Yugoslavya'ya g'den ve bu ülkede 4 gün kalan Evren. ekim ve kasım ;ıylarında yurt dışına çıkmadı Cum hurbaşkanı Evren. 1932'deki son ve en uzun yurt «jı^ Eezisini bazı Uzakdoğu üütelorini ziyaret ederek s*9rçekleştirdi Evren, yılın son ayında Çi n Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Güney Kore ve Bangladeş'i resmen 7ivaret etti. Cumhurbaşkanı. ',5 gün süren bu gezısinin sidiş ve dönüşünde Pakistan''n Karaçı kentine uğradı ve burada toplam 2 gec e kaldt. 30 GÜN Evren, resmî gezile rı dolayısıyla 1 ayı vurtdışnıda geçirdi. Komisyondan DM'ye, AAGK'den haikoyuna eçen yılın gerek Tür kiye, gerek Danışma Meclisi açisından en önemli olayı hıç kuşkusuz ülkenln geleceğini yönlendirecek «Anayasa» oldu. 12 Eylül'den sonra Mil li Güvenlik Konseyi'nln açık ladığı takvim uyannca Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu geçen yıhn aralık ayı sonlannda tasarıyı ha«rlamaya başladı. Yaklaşık 7 ay süren çalışmalar sonunda, 17 temmuz 1982 cumartesi gunü Komisyon Başkanı Prof. Orhan Aldıkaçtı tarafından tasan Damşma Meclisi Başkanhğına sunuldu ve aynı gün basm aracıliğıyla kamuoyuna du Yeni bir Anavasa G yuruldu. Anayasanın açıklanmasıyla birlikte, kamuoyunda tasanya. eleştiriler başladı. Bu eleştiriler sürerken. Danışma Meclisi Genel Kurulu 4 ağustos 1982 çarşamba günü tasanyı görüşmeye geçti. 12 ağustosta tasannın tumü üzerindeki gorüşmeier sonuçlanıp maddelerine geçildi. 18 eylülde birinci tur görüşmeler tamamlandı. Ikinci tur görüşmelere ?] eylül salı günü başlandı. Anayasa tasansı. 23 eylül günü Danışma Meclisi'nde 7 red oyuna karşılık 120 oyla kabul edildi. 17 üyenin katılmadığı oylamada. 12 üye çekimser oy kullandı. 177 madde v e 16 geçicl maddeden oluşan 1982 Anayasası 19 ekim satı günü Mil li Güvenlik Konseyi'nce kabul edilerek açıklandı. 7 kasımda yapılan halkoylamasına 20 milyon 690 bin 914 seçmenin 18 milyon 885 bin 488'i katıldı. 18 milyon 841 bin 990 geçerli oydan 17 mil yon 215 bin 559'u «evet», 1 milyon 626 bin 431'1 «red» çıktı. Kabul oylar, toplam oylann yüzde 91.37'sini oluşturuyordu Böylece DM'nın Anayasa Komisyonu'nca hazırlanan, Genel Kurul'da değişikliklerden geçirilen, MGK'co f.on bicimi vsrilrn tasarı, Türkiye Cumhuriyeii' nin 1982 Anayasası oldu. DM'nin gündeminde, siyasi partiler ve secim yasası kaldı anışma Meclisi, 12 Eylül Harekâtı'ndan sonra, 29 haziran 1981 tarihinde kabul edilen «Kurucu Meclis hakkında yasa» uyannca kurulmuştu. 1981 yılının ekim ayı sonlannda göreve başlayan Danışma Meclisi'nde bugüne dek 24 yasa tasan ve önerisi görüşülerek sonuçlandınldı, 1982 Anayasası'm yı Im ilk yedi ayında görüşerek cıkaran Danışma Meclisi, önümüzdeki yıl siyasi partiler ve seçim vasalarmı eonuçlandırarak, kendisine yasayla verilen görevleri yerine getirmis olacak. Danışma Meclisi'nde kabul edilen 102 yasa tasansmm yanmda 22 yasa önerisinin bir bölümünü Milli Güvenlik Konseyi üyeleri verdi. Bu arada. Danışma Meclisi 5 ya sa önerisini de görüşerek reddetti. Danışma Meclisi'nin kuru luşundan bugüne dek çıkardıgı yasalar arasmda memur ve işçilerle ilgili vasalarla vergi yasaları en ağır lıklı olanları. Danışma Meclisi'nde kabul edilen ve Milli Güvenlik Konseyi'nce onaylanan idam cezası sayısı, Konsey'de halen bekleyenle rin dışmda 24, D Danışma Meclisi'nden geç tiğimiz yılda çıkarılan yasaIardan bazılan şunlar: «Emekli Sandığı yasasında değişiklik öngören yasalar, Sosyal Sigortalar yasasını değiştiren yasalar, 1402 sayıh sıkıyönetim yasa sını değiştiren yasalar, mali denge, kurumlar, gelir, gider, emlak, harçlar. damga, veraset ve intikal, finansraan. motorlu kara taşıtları, vergi yasalannda değişiklik ler yapan yasalar, bankerler le ilgili yasalar, toplu konut yasası, ulusal bayram ve ge nel tatil günleri hakkında yasa, Atatürk Kültür Merke zi kurulması hakkında yasa, sermaye piyasası yasası, AdIî Tıp Kurumu yasası, kamu kurum ve kuruluşlarının kuruluş. görev ve yetkilerinin düzenlenmesi hakkında yasa, Toprak ve Tarım Reformu ön tedbirler yasasını değiştiren yasa, Sahil Güvenlik Komutanhğı yasası.» Türkiye ile Avrupa arası na giren uzaklık, kaçınılmaz olarak bazı önemli ko nularda Türkiye'nin rahat hareket edememesi sonucunu getirdi Avrupa dtş politikanın ağırlık merkez lerinden biri olmaktan bel li ölçüler içinde çıktı. Türkiye'nin askerî açıd'in güçlendirilmesine önem veren ABD'deki Reagan yönetimi ite yakınlaşma süreci başladı. CİA Baş kanı TVilliam Casey'm Türkiye'yi ziyaretine kadar va ran her düzeydeki temas sıklığıyla Washington ile Ankara arasında yoğun bir trafik yaşanırken, TiirkABD yüksek savunma gru bu fiilen çalışmaya başladı. Türkiye'yi bölgedeki Pakistan, Suudi Arabistan, Tunus, Ürdün, Mısır gibi «ılıuılı» ülkeler arasmda o luşturmaya çalıştığı «stratejik konsensusaun bir unsuru olarak gören Reagan yönetiml, her vesileyle Tür kiye'nîn stratejik önemini, «vazgeçilmezliğini» vurguladı. Bu sırada 1982, ABD' nin körfez stratejial hazırlıklarının hizlandiğı, çevlk kuvvetin ckuvveden fiîle» çıktığı bir yıl oldu. Türkiye, çevik kuvvet konusundaki hassasiyetini korudu ve NATO kararı ol madıkça kendinl bağlama yacağmı vurguladı. ABD yöneticileri, açıkça Türkiye'yi kullanmak yolunda istemde bulunmadılar. Ancak Amerikan basmınm ABD Dışlşleri ve Savunma Bakanlıkları kaynaklarına dayanarak verdiğl haberler en azından böyle bir eğilimin varlığım gös termesi açisından dikkatle izlendl. Bu durum, imza edilmesi geçen yılın en önemli olaylarından biri olan askeri havaalanlarının modernizasyonu anla5 masmda tekrarlandı. Gözden kaçan bir gelişme, ABD yardımınm taahhüt edilen miktann altma düşmesiydi. Türkiye'dekl durumunun zaman zaman Ortadoğu'ya acılma politikası kurumlastı ve süreklilik kazandı eride bıraktığımız yıl dünya kamuoyu binlerce masum insanın yaşamına malolan Lübnan trajedisine fanık oldu. israil'in işgali butün sıcakligı ile devam ederken Türkiye, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü düzeyinde iki açıklama yaparak Israil'i işgale son vermeye çağırdı. Bir bolge ülkesi olan, Filistinlilerin haklarına sahip çıktığmı vurgulayan Türkiye'nin Lübnan işgali sırasında yalnızca açıklamalarIa yetinmesi ve hemen güneyinde, bölgedeki bütun dengeyi altüst eden olaylar karşısmda aktif bir tutum içinde gözükmemesi, üzerinde düşunülmesi gereken bır politikaydı. Filistin Kurtuluş Örgütü ile ilişkileri çok daha geri düzeyde olan bazı Avrupa ulkeleri hiç olmazsa bazı İestlerle Filistinlilerin gönlünü almayı bildiler. Türki G ye'den manavi planda bir jest gelmedi. FKÖ lideri Ya ser Arafat, Beyrufu terkettiğinde kendisini taşıyan ge mı, Türkiye'nin güney kıyısı boyunca Yunanistan'a doğru yol almaktaydı. Türkiye, arkasında büyük hesaplarm döndüğü Lübnan bunalımmın dışmda kalmavı ye.erledi Filistinlilerin Beyrut'u boşaltmalarından sonra Türkiye'nin dikkati Lübnan'da oluşacak iç dengelere kaydı. Türk tarafı, Ermeni teröristlerin fv aliyetlerinin odağı noktasmdaki Lübnan'da yeni dönemdeki oluşumları dikkatle izlemek durumundaydı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Lubnan'ın yeni Devlet Başkanı Emin Cemayel arasmda mesaj teatileri yapılırken. Türk tarafı Lübnan'm iç istikrara kavuşmasmı dilemek tevdi Türkiye'nin Ortadoğu politikasında gözlenen en ilgmç oluşum, temasların daha çok bölgedeki ılımlı ülkelero kayması ve Mısır ile uzun yıllar süren soğukluğun aşılmasıydı. Mısır Dışişleri Bakanı Kemal Hasan Ali' nin kasım ayındakl Ankara ziyaretiyle Türk Mısır ilişkılerinde gözle görülür bir canlanma başladı. Türkiye, Ortadoğu'da önemli bir durak yeri haline gelirken. An kara'ya yapılan ziyaretler de yine ılımlı ülkelerin yöneticılerinden geldi. Ürdün Krah Hüseyin, Sudan Devlet Başkanı Nimeyri'nin ziyaretlori bu çerçevede anılabilir. ABD'nin Ortadoğu politikası da yine bu ülkelere yönelmckteydi, ancak ABD po htikasında görülen önemli değişiklik, Lübnan bunalımı ortasmda Camp David sürecinin sona ermesi ve Ortadoğu sorunu ile ilgili diplomatık hareketliliğin yeni bır belgeye, «Reagan planı» üzerine kaymasıydı. Türkiye bu planı olumlu karşıladı. Türkiye'nin olumlu karşılar dığı bi r başka plan da Arap ülkelerinin kabul ettiklerl Fez kararlanydı. Türkiyo, her iki plana yeşil ışık yakarken, son günlerde niı* ansta Reagan planma ağır. lık verilmesi dikkat çekti. Geçen yıl içinde Türk dış politikasının başmı en çok ağrıtan olay nasıl ve ne zaman sona ereceğinı kimsenin kestiremediği iran Irak savaşıydı. Türk dış politikası açisından ilginç bir tutUitı, Ankara'nm ilk kez savaşi sona erdirmek amacıyla tek başma insiyatif üstlenmesiyle ortaya çıktı. Türkiye en azmdan «elverişli» durumundan yararlanarak bütün dünya için bir yara haline gelen, olası etkileri kendisini de kaygılandıran savaşa seyirci kalmadığmı göstermiş oldu. Genel olarak bakıldığında, Türkiye'nin Arap ülkelerine açılma politiltasuıın geıide bıraktığımız yıl boyunca «kurumsallaştığı» söylenebilir. Ömeğin, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Genel Ku rulu'nda Israil'i sert bir şekilde suçlayan karar tasarısına kısmen ABD'den gelen «ricalar» sonucu çekimser oy kullanmasımn kamuoyunda yarattığı tepkiler kurumsallaşmanın en çarpicı göstergesiydi. Türkiye, ikinci oylamada oyunu «evet»e çevirirken, Başbakan Bülend Ulusu, çekimser oya gösterılen tepkileri kamuoyunun hassasiyeti ve yeni Ortadoğu politikasının onay gördüğünü göstermesi açisından «memnuniyetle» karşıladıklarını söyleyecekti. Türkiye'nin Ortadoğu politikasının ekonomik boyutu, önemini korudu. Bölge ülkelerinin Türkiye'nin dış ticaretindeki payı büyüme eğilimini sürdururken, yurt dışına işçi altımı artık doğrudan bu ülkelere yöneldi. Balılı diplomatlarm yanıt aradıkları soru, Türkiye'nin Ortadoğu ulkeleri ile karşılıklı bir bağımlılık içine girmesinin, uzun dönemde Batı ile ilişkilerini hangi ölçülerde etkileyeceğiydi. Ortadoğu politikasının mli marlan, her zamanki gibi, Yunanistan'la Centilmen Anlaşması ölü doğdu •Sayırı Haralambopulos, Ege'deki hava saharuzm 10 mil olduğunu iddia ediyorsunuz. Bir ülkenin hava sahası karasuları ile smırhdır. Bu durumda hava sahanız da harasulan genişliğine eşittir. Yani 8 miU dir. Eğer merak ediyorsanız, size Uluslararası Sivü Havacıhh Örgütü Merkezi'ne gidip kurallart öğrenmenizi salık veririz* PASOK lideri Andreas Papandreu'nun 1981 yıhnda iktidara gelmesinden sonra Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlan arasmda geçen ekim ayında Montreal'de yapılan ilk görüşmede Dışişleri Bakanı İlter Türkmen Yunanlı meslekdaşına bu öneride bulundu. Görüşme iki ülke arasmda gerçekleştirilen *centilmenlik anlaşması» çerçevesinde yapılıyordu. Bakanlar diyaloga devam karan aldılar. Ancak bu nasıl bir diyaIogsa; bir kere yöntemi belli değildi. Bir yonteme kavuşamadan da son buldu. Aynca, taraflann tahriklerden kaçınacakları yolundaki taahhütlerine karşın, Papandreu «Kuçüfe Asya FelaketU törenlerinin düzenlenmesinl de emredebiliyordr, Geçen yılın Türk Yunan ilişkilerinde ki en önemli olayı iki ülkenin kısa süren bir diyalog denemesine girişmeleriydi. Mayıs ayında Bonn'da yapılan NATO doruğun da başlatılan süreç, Atina'daki büyükelçimiz Fahir Alaçam ile Yunan Dışişleri Siya. si Müsteşan Yuannis Kapsis arasmda yapılan 10'u aşkın görüşmenin konusu oldu. Oldukça çetin geçen görüşmelerde başlatılan diyalogun koşullan belirlendî. Ağustos ayı sonunda diyalogun kurulduğu resmen açıklanır, Batı da buna mem nuniyetini belirtirken taraflann havanda su dövdükleri, Atina ve Ankara'da yapılan açıklamalann ayn havalardan çalmalanndan anlaşılabiıirdi. Papandreu'nun açık lamasma göre, bu bir «moratoryum»du. Papandreu, «moratoryum.' ifadesini kullanarak Türk tarafını bazı metodlarla geriletmeye çalışırken, Ankara bunun moratoryum olmadığını, ancak 'Centilmenler anlaşması» olarak nitelendirilebileceğini belirtmekteydi. Tanımı üzerinde bile İki devletin anlaşmadıkları bu diyalog havasının yapay bir süreç olduğunu düşünenler yamlmadılar. Moratoryum ya da Centilmen Anlaşması üçüncü ayını doldururken Yunanistan aralık ayında NATO toplantısı sırasında yapılması kararlaştırılan Türk Yunan Dışişleri Bakanlan görüşmesini tek taraflı iptal ederek diyalogu da kesmiş oldu. Gerekçe Türk uçaklannın 10 mil oîduğu Iddia edilen hava sahasmı ihlal etmiş olmalanydı. Oysa Türk tarafı •Centilmenler Anlaşması*ru kabul ederken 10 mil lddiasım kabul etmediğini altını çizerek belli etmişti. Ankara yürümeyecegini bile blle, ölü doğmuş "Centilmen Anlaşması»Tia. neden yanaştı? Türk tarafı, ister istemez kısa bir süre için Papandreu'nun iç sorunlarla daha fazla ilgilenmesine olanak sağlaâı. Diyalog sürecine «cvet» derken, başından ben yaptığı diyalog çağnsmın gereğini yerine getirmekteydi. Diyalogun uzun ömürlü olmayacağını Ankara'da bibnekteydi. Amaç, uzlaşmaz tarafın gerçekte Papandreu iktidarı olduğunu bir kez daha üçüncü taraflara göstermek, Atina'yı açığa düşürmekti. Nitekim geçen aralık ayında Brüksel'de yapılan NATO toplantıları sırasında Papandreu oturumu bir Yunan gösterisine çevirme denemesine girişirken, Türk tarafı •itidah politikasım sürdürdü. Sürdürdu, ancak Türkiye'nin itidalli davranmanın ote sine gidememesi, Yunanistan karşısındaki politikasım tartışma konusu yaptı. Çünkü Türkiye itidalli davranırken, Papandreu, çıltardığı gürültülere Batılılar tepki duyar gözükseler de, Ege'yi hava sahası, denizi ve denizaltı alanlanyla tümüy le kendine kapatma hedefi güden politikasına adım adım devam etti. ABD ile Yunanistan'daki üsler için yürüttüğü pazarlıkta Türkiye karşısmda İstediği güvencenln çık ması yolunda bazı gelişmeler gözlendi. Papandreu, bir yandan Washington'u Türkiye üzerinde baskı yapmayı sevkedip Ankara'yı ödün vermeye zorlarken. Yunan dış politikasının bütün araçlannı ve katıldığı bütün forumlan Türkiye'yi yıpratma ve geriletme amacı için seferber etti. Ankara'nın itidal politikası Papandreu' nun tutumunda herhangi bir değişikliğe yol açmadı ve Türk Yunan sorunlanmn çözümü doğrultusunda en ufak bir ilerleme sağlanamadı. Ankara'nın *sabır* politikasından aynlması en azmdan önümüzdeki dönem için mümkün gözükmüyor. «82'den 83'e» başlığıyla verdiğimiz, çeşitli alanlarda geçen yılın bir dökümünü kapsayan sayfalarımız, Cumhuriyet Haber Merkezi, Dış Haberler Servisi, Kültür Servisi ve Cumhuriyet Ankara Bürosu'nca 82'den 83'e Tür kiye Ekonomisi özel ekimiz, Ekonomi Servisi ve Ankara Bürosu tarafından hazırlandı. BÎZZAT SORTJN Yunanistan Başbafca nı Papandreu, Türkiye ile sorunlan çözme yönünde adım atnıak şöyle dnrsun, bîzzat iki ülke arasındald sorunlardau biri haline geldi. Türkiye'nin bölgedeki önemlnin ve gördüğü istikrap işlevinin ağırlığınm ar*,tıgmi belirttiler. Buna karşılık, ekonomik alanda bölgeya yayılan Türkiye, siyasi alandaki çekingenliğinî korudu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle