Katalog

Cumhuriyet 2 tatürk'ün gerçekleştlrdiğl Büyük Devrim'den söz ediltrken, Cumhuriyet'in kurulması, Halife'llğln kaldınlması, gapka giyilmesi, Arap harf ve rakamlarının yerine Latin kökenll yeni Türk Abece'sinin ve yenl rakamlann kabulü, Türk dllinin bağımsızhğına kavuşturulması glbl, o zamanki toplumsal durumumuza gore her biri ayn önem taşıyan, devrimlenn arasında tüze (hukuk) devrimi de anıhr ve bu, laiklik devrimi olarak betimlenır. Oysa ülkede laiklik devrimi, Halife'lığm kaldınlması ve hemen ardından Şer'iye Bakanlıgının ve dinsel yargı yeri olan Şer'iye Mahkemelerinin; dinsel öğrenîm kurumlan olan Medreselerin kaldınlması ve böylece ülkede yargı ve öğrenlm blrliğinin kurulması olguları ile daha 1924'te gerçekleştirilmiş bulunuyordu. Durum bu olduğu halde, «Türk Tüze Devrimi» niçln hep 1926'da yürürlüğe giren Türk Yurttaşlar Yasası'na (Medenl Kanuna) ve bunun gerçekleştirlcisl olan Atatürk'ün geçen hafta burada yayımladığım 1925 tarihli sövlevlne bağlanır? Bunun nedeni. bu devrîm olgusunun taşıdığı çok ayn ve büyük anlamdır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER zene bağlar. Bunun önemlni de ayrıca belirtme gere&i yoktur. Kişilerin sahip oldukları taşınır ve taşınmaz malları dolayısiyle oluşan ilişkilerini düzenleyen yasa da Yurttaşlar Yasası'dır. Hele alım satım, kîra, ödünç, iş, vekillik, kefillik gibi Künlük yaşamımızı dolduran ilişki ve sözleşmelerin de Yurttasşlar Yasası'nın beşinci kitabı olan Borçlar Yasası'nca düzenlendiği düşünülürse, Yurttaşlar Yasası'nın (Medeni Kanun'un) ne denli bir yaşam alanını kapsadığı ve önemli bir yasa olduğu daha açık olarak anlaşılır; denebilir ki Yurttaşlar Yasası kişilerin dogumundan, dahası, ana karnına dtişmesinden başlayarak ölünıünden sonraya değin süren ve özel hukuku ilgüendiren hemen bfltiin ya^am Ulşki'erinde uygnlanan bir yasadır. Buna geniş anlamda «Yurttaşlar Yasası» detnekligimizin nedenl de budur. •*• Işte her insan doğumundan ölümüne değin ozel hukuk ilişkîlerıni düzenleven bütün bu alanlar 1926 yılına kadar, Kuran'dan kaynaklanan, yani 1400 yıl önce konulan dinsel hukuk (Şeriat) kurallan ile düzenleniyordu. Klşinın büttin yaşamma 1400 yıldan beri deglşmeyen dinsel hukuk kuralbrının egemen olması demektl bu. îçinde bulunduğumuz uzay cağında buna elbette olanak yoktu. «Vardır» diyenler, uluslar üzerindekl egemenUklerinl veya kişisei ckarlannı, kısacası sömürü düzenlerini sürdürmek lsteyenlerdir. Not: Sayın ve sevgili okurlarımdan pek çok mektup alıyorum. Beni onurlandıran güzel sunu yazılarıyle bezenmlş kltaplarmdan armağan yollayanlar da cok. Bir teklne bils yanıt vermeğe vakit ve olanak bulamıyor ve ter,ekkür'?rımi sunamıyorum. Bu notumun teçskkür yerine kabul edilmesini, dzür diler/srek, rica ediyorum. Sayın Refik Topkan adlı okurnma da şunu söyüyeylm: Tanrı esirçesin. kanspre yaka'anıp bana akıl dîmışsaydı. hekim olmadıgım halde, h:ç dei'Use bir «geçmiş olsun» mektubu yazardım. H.V.V. 12 ARALIK 1982 A Tüze Devrimfnin Can Noktası Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU (akılcı), son ikisi ise dinsel niteliktedır. Dinsel niteiikteki hukuk sistemlnden büsbütün ayrılıp ussal hukuk sistemine geçmek, Türkiyede «dinsel reformasyon çağını açmak» olgusundan başka nasıl açıklanabilir? Bu devrim Yurttaşlar Tüzesi alanında kutsal kitap Kuran'm koymuş olduğu kurallan kaldırıp, onlarm yerine akîın koyduğu kurallan getirmlştir. Bağnaz dinciler Kuran'dakl tüze kurallannı da «din kuralı» olarak kabul ettiklerinden, bunlarm değişmezliğlni llerl sürerler. İmam Hatip Okullan'nda yalnız tslâmın ahlâk felsefesi ve ibadet kurallan ögretllmek gerekirken «şeriat» denilen dinsel hukuk kurallarını da genç çocuklarımıza öğretirler. Çağımızda bütün Müslüman ülkelerde, yaşamın her alanmda ve toplumsal iliskilerde yalnız Kuran kurallarmm uygulanmasını lsteyen ve bu ıığurda cinayetler işleyen açık ve gizli teror örgütleri çoğalmaktadır. 12 Eyltil 1980'den önce bu akım az kalsm blze de sıçrıyordu. Sözünü ettiğim terör örgütlerınin ardında petrol zenglni despot yöneticiler ve onların ardında da MUslüman halklarm uyanmasıra, Atatürk mllliyetçiliği yoluna girmesini bugünkü ve gelecekteki çıkarlarına aykırı gören kapitalist, komünist, tek sözcükle, emperyalist sağ ve sol süper güçler vardır. Çünkü din duygulariyle bağnazlaştınlıp bu dünyayı (yalan), öte dünyayı (gerçek) olarak belleyen halkları, burnuna halka takılmıs hayvanlar gibi istenilen yöne çevirip sömürmek çok kolay oluyor. ••• Atatürk'ün «hiç değişmez» denilen 1400 yılhk dinsel hukuk kurallannı kaldırıp, onların yerine, gereksınraelere göre değişebilen ussal tüze kurallannı yürürlüğe koyması bu yönden ele alındığmda, onun Cumhuriyet'ten sonra başardığı en büyük devrimin. yukanda bellrttlğlm gibl, bir yönüyle «din reformu> nitellgl tasıyan «Tüze Devrimi» olduğu kendlliğinden ortaya çıkmaktadır. Bunun öneminl daha da belirgin olarak anlatmak için yurttaşlar tüzesi ve Yurttaşlar Yasası üzerinde biraz duralım ve Osmanlı dönemindeki Batı kökenll yasa degişimlerinln bir «Tüze Devrimi» oluşturmadığının, asü «Tüze Devrlmi»nin, «Türk Yurttaşlar Yasası» ve ona bağlı «Borçlar Yasası» (Medenl Kanun ve Borçlar KanumOnın yürürlüge konmasıyla gerçekleştirilmesinin nedenlni anlatahm: Çünkü hukukcu olmayan yurttaşlarımızdan pek çoğu bunu bilmiyor. «Yurttaşlar Tüzesi» alanı adı üstünde tüzenin bütün yurttaşları ilgilendiren gövdesi nitellğinl taşır. Bu alan 4 eklm 1926'da Türk Medenl Kanunu ile Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe konmasıy le, şeriat hukuku alanından çıkarılıp akılcı ve çağdaş gereksinimlere göre değişebilen laik tüze alanına geçirilmiş olduğu içln, sözcügün tam anlamıyla bir «devrim» nltelifl taşımaktadır. oMedcni Hukuk» alanının, kişilerin ve özellikİD bütün yurttaşların dogumlarmdan öîünı lerine degln, kişilik, aile, miras. taşınır ve taşınmaz eşya ve borç lllgkileri gibl tüm önemll yaçam llişkilerin! düzenledlği dtisünülürse, bu alanı «bütün tüzenin beikemlgi ve gövdesi» olarak nitelemekte ne denll haklı olduğumuz anlaşılır. rurtta$lar Yasası (Medenl Kanun), doğumu, ölümü ilgilendiren kurallar koymuştur; çünkü sag doğmayan, kîşi» sayılmaz. Aynı yasa, nişanlanına, evlenme, boşanma işlerlnl, anababa ile çocukları arasındaki ilişkilerl düzenler. Bugünkü toplumsal yaşamda bu ilişkilerin ne geniş bir yer tuttuğunu «çıklamağa serek yoktur. Yine bu yasa kişmln ölümünden sonra mlrasının kimlere kalacağı ve nası! bttlflştürülecefl konusunu dü Icmeyen de Okusun, Icen de Okusun... Hekimbaşı Erdal Atabek'ln «Alkol ve tnsan» adlı kitabı yayınlandı. Bir solukta okuyup bltir' dlm. Üîkemizin somut gerçekleri içinde içki «o^ runsa^ını tüm yönleriyle inceleyen bu sevlmll yapıta şu adlar da verilebllirdi: Alkolün el kitabı.. S * îçkl kılavuzu.. Herkesin anlayabileceği bir dllle yazılan «AH kol ve tnsan»ın önsözünde Doktor Erdal Atabek diyur ki: « İçki olayını kendi kültürümüz içinde vermeyi denedim. Alkollü içkller konusunda yabancı bir kitabı da çevirebilirdim. Ama, bu kitap ohmudı. «Çilîngir sofrasî»nı, «rakı mezeleri»ni anlalmayan, «bizim» olmayan, «bizden» olmayan bir kitap, düşundüklerimi anlatamazdı. Slze bir hekim olarak değil, bir dost olarak seslenmeyi istedim. Gene istiyorum ki aramızdaki bu bag kopmasın. l'eihine, bu kitap aramızda sürekli bir bağ olsuno» Yapıtın özü ve çerçevesi böylece çekiliyor. Rahat bir yaklaşım... • Alkolü dost mu sayacağız? Düşman mı? • Içkiyle dost olma olanağı var mı? Blz ml îç* kiye gem vuracağız, içki ml bizi avucuna alacak? Çağımızm vazgeçilmez sorunu alkol değil mi? Hayır, eksik söylemiyelim, yalnız çağımızın değil, çaglarm sorunudur alkol... Kökleri M.Ö. 2000 yıllarma dayanan eski Mısır şiirinde şu dizelere raslıyoruz; «Herkes zil zurna sarhoş, Kinısscnin olup bitcndeu haberi yok, Adam kendi bildiğini okuyor keyimcp» Demek ki bin yıllann ötesinden seslenıyor alkol ve çağımızda «gelişmi1» ya da «az geiisınjş» her ülkede sorunsallagıyor. Enlarktüs geçırmış bir aostuma Amerika'da ünlü kardiyologlardan bırisi demlş ki: Her akşam biıkaç kadeh viski içebilirsin; ama slgara kesinlilde yacaktır ve bu bir enıirdir. Peki, neden viski? Blr dost dedi ki: Amerikalı kardiyolog rakıyı tanımaz fci*.. Adamcağız rakıyı bilmediğinden viski içmeyl ö£ütlemiş. îçki sorunu Türkiye'nin gerceklerine göre değerlendirilmelidır. Anadolu içki mıtolojısının anayurdu degll rnı? însan suretınde Tanrı Dionisos'un eregi nedir? Şarap ve sarhoşluga dönüktür Dionisos; asma kütüğünün buğdaydan sonra tanrnsal devrimin en çarpıcı gerçeğı oldugunu soyıeyenler var. Doktor Erdal Atabek, kımt zaman ciddi, kim} zaman mizahi, kiml zaman vurucu, kimi zamau yergîci, çoğu zaman bllimcı; ve her yaklaşımında toplumsal gerçekleri gözardı etmeden «AlUol ve İnsan» ilişkilerini irdeliyor. İçkiyi bir umacı olmak tan çıkarıyor; ama yaşam mantığının çerçevesıne oturtabilmek içln kişiye gereklı bilgileri yalm bir dille verlyor. Salt ıçkiye dönük bir kapsamla sınırlanmıyor kitap... • 22 Şubat 1982 günlu Günaydın gazeteslnfle « Yapdan araştırmalar 1975 yılından^stiti' ra Türk toplumunda hızlı blr değişme oldugunu ortaya koyuyor. Poîltik bıınahmlaı, süırekli samlar İçinde yorulan haik, çareyi kendini avutucu şeyler aramakta buldu. Alkollü içki ve sigara tüketiminln artışı bunun soııucu olarak gösterillyor. îçki içroek bu durumdan bir kaçıs oluyor. Koşnlları deglştii'emeyince kendi durumunu deglçtir ınek kolay yol oluyor. Bu yola götüren araç da içki...» Derim ki'. Bu kitabı içen de okusun, içmeyen de... ••• Şurasmı h!ç nnutmamak serekir ki, Türk Tüze Devriml'nin can noktası. Türk Yurttaşlar Yasast'ndaki kuralların Tiirkiye'de yalnız «tüze alanında» foir devrim çağını değîl, aynı zamanda «din alanında» bir reformasyon çagım açmıs olmasinda .vatar. Tttrkiye bugün bütün dtinyada egemen olan dört büvük hukuk sistemi icindekl eski yerinl değiştlrmtş, bir sistemden. tümüyle başka bir sisteme geçmistir. Bu dört sistem: 1) Roma Ortnen Huknk Slstemf. 2) Anglosakson Hukuk Sistemi, 3) tslâm Hukuk Sistemi: 4) Kllise '(yani Hıristlyan) Hukuk sistemidir. Bir de ekonomik açıdan «Sosyalist Hukuk Sistemi »vardır ki, onun da kaynağı; ussal (akılcı) yönden, Roma Cermen Hukuk sistemidir. TUrkiye Cumhuriyeti 1926'da gcrçekleştirilen «Tüze Devrimi» ile, yukanda göstetdiğim dört sistemin üçüncüsünden, yani tslam Hukuk Sistemi'nden aynlıp, birincisine, yani Roma Cermen Hukuk Sistemi'ne geçmiştir. Dikkat etmişsinizdir k!, bu dört sistemden ilk ikisi ussal basın... Bir Geziden Izlenimler (I) YANKI AKBAL 1. Murat çok öfkellydl. Yeni eşlne bağırıp çağırıyordu. Neydi lstediği? Genç, güzel kadının ona bir türlü boyun eğmemesi ml? Nedendl acaba? Yoksa bir sevdiği ml vardı? Nlteklm az sonra anlaşıldı, Bulgar Kralı tvan Şlşman'm kızkardesl Maria Deaislava'nın sevdigi adam tutsak olarak Padişah'ın huzuruna getirilmişti. Ister istemez Maria Deslslava sevgilislne yakınhğım belll edecekti. Edince de Murat Öfkelenecek, Bulgar sevgili katran kazanmı boylayacaktı. Maria Deslslava da acıklı bir aryadan sonra, soyunup dökünüp Padlşah 1. Murat'm haremine glrecektl. Sofya Operası'nda tanınmış Bulgar besteclsl Paruşkev Haclyev'in «Maria Deslslava» adh operasını izliyoruz. Sofya Operası, Paris Operası He yapı olarak eş değerde. Müzlk, ses, sahneye koyuş açılanndan da anladığım kadariyle çok üstün bir düzeyde... Maria Desislava, Bulgar Çannm kızkardegi rolünde Galla Yonceva, Çar gişman rolünde Stoyan Popof, 1. Murat rolünde İse Nikolay Staliof çok başanİL. Nedense Bulgar Çarı, bizlm Padlşah'tan daha yakışıkh. Artık o kadar da olurl Bir gece önce de Sofya Operet Tiyatrosundaydık. Bizce f ilml ve müziği pek sevllen «HLabare» müzikallnl izledik. Amerikalı John Cander'in Unlü yapıtı Bulgar sanatçıları tarafından oynanıyordu. Pllmde Liza Minelli'nin oynadığı Sally Bowis rolünde Zorka Dlmitrova vardı. Gerçekten de Mlnell! kadar haşanlıydı. üstelik daha güzel, daha çekid bir Sally Bowls... Tıklım tıklımdı salon. özelllkle gençler. Ne var kl coşkusuz bir gençllk bu. Alkışlamak yok, ya da pek az! Bir blzleriz alkıglayan. Yerll yerslz alkışlamaya alışık olduğurouzdan mı nedir? Sahnede açık glysllerle Bulgar Balesl'nin usta dansözlerl. Şarkılar, danslar çok başarılı. Evet, dört gün Sofya'da kaldıra. Bir gün de Fülbe'de... Bulgar Oazetedler Blrllgl'nln çağnhsı olarak tstanbul Gazetedler Cemiyetl 2. Baskanı, oyun yazan Recep Bilginer, «Yedltepo yayınlan sahibl Hüsamettin Bozok ve ben... Bulgarlstan en yakm «komsumuz». Iki adım ötemlz. Halkı da blze yakm. Her gldişlmde Bulgar halkmı Faşaroa düzeyl açısından daha gellsmiş buluyorum. Herkesln tistfl bası tertemiz. yaşam düzenli. örnegln Sofya* da «kirli hava» dlye bir sorun yok. Üç dört yerde «merkezl tsınma» yerlerl kurmuşlar. Koskoca kentln ısınması böylece sağlanmış. Sofya'nın havası bu yüzden tertemiz. Sofya'da Gazetecller Birliğl'nln koskoca dlnlenme evindeyiz. Kentln dışında bir yazlık köyü. Kalp hastalarımn bakıldıgı hastaneler... Bu evde yaşh emeklller, konuklar. dlnlenmeye gelen Bulgar gazetedler kahyorlar. Ltiks otelleri aratmayan bir konfor. bir düzen. tnsan blzde de böyle Gazetecller. Yazarlar Evlerlni anyor. Bir Gazetedler Cemiyetlmiz, lokalimlz, lokantamız var. Ama yeterslz. Yazarlar BirHğt'nin ayn evlerl. lokalleri de var, burası yalnız gazetedlerin... Sofya Gazeteciler Evfnln yönetlclsi bir kadm, Bayan Maria Slmeonova. Hemen her yerde kadın yönetldler lşbaşında. Niteklm FHİbe'dekl Gazetecller Konuk Evlnde de blzi Blrlik Başkanı Bayan Yurdanka Anaçkova karsıladı. Radyoda görevll bir gazeted ve seklz yıldır Fillpe Gazetedler Blrllğl Başkanı... Sofya Büytikelçlmlz Yıldınm Kesktn'le konuöuyoruz. Bir gün önceki basın toplantısını anlatıyor. Roma'dakl Papa'yı öldürme olayının sanıklanndan Bulgar Antonov'un tutuklanması, suçlandınlması Bulgar kamuoyunu yakından Hgllendirlyor. Butear Dışişlert sözcüsü bunun bir «C1A oyunu» otdugunu söylemlş. sonra da Antonov'un tutuklu ttalyanlarla deglstokuş yapılmasmı önermlg. Madem ki sucsuz. nlye bu denll çeklnlyorlar diye düsünüyor insani Keskin'le ve sayın eşlyle vemekteylz. Konusaşacak öyle çok konu var kl! En başta sanat, edeblyat. özelükle tiyatro... Keskin, herkesin btldlgl gibi ünHl bir oyun yazarımız. Yapıtlan dış ülkelerde temsil edilen usta bir yazar tsviçre'de öprendvken vazdıgı «WT (îerı»nin Revli&i» romanını anımsıyorum. Daha Galatasaray'da öSrenciyken yazılan Varlık'ta. Yeditepe'de yaymlantrdı. Nedense nışiglpri. daha çok çekivor edehivatcı gençtfirt. tste Parls Bttvflkeldsi Adnan Bulak. Işte Dıstçler! Genel Sekreterl Nazmi Akıman, l§te Yıldınm deGAULLEveEVREN Mehmet Ali Kıslalı, «12 aralık tarlhll Yankı'daki yazısmda «Türkiye'nln şahldl olacağı gelişmelerln siyasal partilerin Kurulnş ları ve faaliyetleriyle iigill alanda olusacağım» belirtiyor ve «Türkiye'de halkm büyük çogunluğunca büyük yetkiler verilerek desteklen dlgi açık olan Cumhurbaşkanı Evren'in parlamento içinde kendi sine destek olacak bir siyasl gücün gellşmesi Için gerekli adımlatı atacağinı» blldlrlyor. Fransa'da General de Gaulle' nln de aynı yöntemi izlediğini bellrten Kıglaü yazısında şöyle diyor: «1950lerin sonandaki Fransa' da olduğu gibi Türkiye'de de hal kın büyük çognnluğunca büyük yetkiler verilerek desteklendiği açık olan bir General'in parlamento içinde kendisine destek olacak bir siyasl gücün gellşmesi içln gerekli adımlar atılacaktır. Bu, 13 Eylül'den bu yana gidişin tabü bir aşaması olacaktır. Hem de yeni Anayasa İle getiriln sistemin işlemesinl ve Tttrkiye'nln hlç olmazsa önümüzdeki ilk be$ yıllık par lamento sürecinde istlkrara ka« vuşmasını sağlayacaktır. Cumhurbaşkanı Evten'in siyasi partiler yasasırun çıkmasından sonra bu yeni firgtttlenmeyi gercekleştirmesi Içîn çok az bir zamanı olacaktır. Ama 7 kasım halkoylamasında kendisine gösterilen bütün güveniu kullanılmasv bu zaman handikapını büyük ölçüde kaldırabilecektit. Cumhurbaşkanı demokrasi kurallarına ta mamen uygun bir şekilde ortaya çıkıp «Bu siyasi partiye güven du yuyorum. inanarak bana verdlğinlz yetkilerin sağlıkh bir sekilde kullanılarak anayasanın İşletilmesine yardımcı olacaKlarına Inanıyorum. Onlâr îçln kefil oluyorum» demesl muhakkak seçmenler üzerlnde büyük etkl yapacaktır. Bn destegi kazanmış bir parti ya da partller, çoğunluğu sağladık ları takdlrde seçlmle açılacak ilk parlamento Istlkrar döneminin ka pısını emniyetle açacak ve TSK de huzur içinde kısjasına dönüp Türkiye'yl tamamen sivilleşmiş bir y5netimln ellerine terkedecektir.» GUNAYDIN " HAYDİ BİSMİLLAH... Günaydm Gazetesl 1 hafta kapalı kaldıktan sonra 10 aralık günü yeniden yayımlanmaya baş ladı. Yeniden çıias 'jszınnaa., Günaydın'm çıkmadığı gualer içinde 15 yaşına bastığı da belirttldi ve 1368 yılında yayın hayatına atıldığı ilk gün yaymlanan başyazı yeniden yayınlandı. «Blsmillah Deyip Başlarken» başhklı bu yazıyı aynen yayımlıyoruz. «Sizlere yepyeni bir gazete verebilmek için 35 kuruşta karar kıldık.» «Bugün bildiğiniz gibi gazeteler biitçe açıklarını ilan ile kapatmaktadırlar. Gazetelerin sürümleri ne olursa olsun satış fiyatları ile yaşamaları imkânsızdır.» «Bu Ilanlar ya devletten veya ferdi mtiesseselerden temin edflmektedlr.» «Sizlere her türltt siyasi ve tlcrtri etkilerin fistünde bir gazete rermek kararındayız.» «Kısacası GUNAYDIN, siyaseten oldugn gibi iktisaden de bagımsiz bir gazete olacaktır.» «Gayemiz zamanla gelişen Türk toplumunun ihtiyaçlarına cevap vernıektir. Bunda muvaffak olursak kendimizi mutlu hissedece giz.» «Hiç blr siyasi partiye, şahsa ve ideolojileri temsil eden devletlere karşı pesin verilmiş bir hükmümüz yoktur.» «Her hadiseyi toplumumuzun öz menfaatletlnin açısından görmeye kararlıyız. Eğer yukandaki konulardan biimeyerek ayrılırsak sizlrrden sert uyarmalar bekliyoruz.j» yazıyor: ' ' fcf*f*' Cumhuriyef SahlbhCumhuriyetMatbaacılıkveGazeteciiiK T.A.Ş. adıngı NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü Müeşsese Müdürü Yazı Ijleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN , AHMET KORULSAN YALÇ1N BAYER , ALİ ACAR YAIÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN * dış basın.., FRANKFURTER ALLGEMEİNE kmdakt lpucu belirginleşlyor. Bul gar gizll servisl üzerindeki kuman da Sovyetler'inkine ait.» MEHMET ALİ AĞCA'NIN ARKASINDA KİM VAR? Federal Almanya'nın muhafa zakâr gazetelerinden «Frankfurter AUgemeine» bir yorumunda 13 mayısta 1981'de Papa 2. Jean Paul'e sulkast girlşlminde bulunan Mebmet AH Ağca'mn arkasında KGB'nin pamıağının bulunduğunu 1leri sürüyor. Yazı söyle: «ttalya'da ömürboyu hapiste bulunan Afirca kendisini görevlendtreniere olan güveninl kavbedlyor, konuşmaya başlıyor. ttalyan polislnin Antonov adlı bir Bnlgar'ı tutuklaması buna dayanıyor görflntiyor. Bnltrar havayollannm tüm personeli Antonov'un 13 mayısta btiroda çalıstıftına yemln ediyorlar. Bu şasırtıcı değil. Batıya gönderilecek olanlann Bulgarlstan'da önceden özenle seçlldiğinl varsayablliriz. Antonov'un tutuklanması üzerine Sofya sorunun «siyasal» voldan cBzümlenroesinl 1stedi*i... Olaydaki Bnlgarlar hak WASHİNGTON POST ÎŞSİZLİK SORUNU «Wasbington Post» gazeteslnde yer alan blr yazıda, issizllk oranımn tüm dtinyada glderek arttıgı ve bunun dünya ekonomik sistemi için önemli Mr tehlike olduğu bellrtlliyor. Ekonomik bunalımm giderek derinleştlğlnl belirten yazınm devamı, sorunu ABD özelinde lnceliyor. Özeti şöyle: îşsizlik oram ABD'de geçtiğlmiz ay yüzde 10.8*1 buldu. Avrupa'da toplanan Ortak Pazar ülkelerl glderek kötüleşen durumlannı gözden geçirdiler. Geçmişte ABD'yl ekonomik bunalımmdan gelişmekte olan ülkeler çıkannıştı. Ancak bu kez böyle bir şans görülmüyor. Bunalımdan çıkışm anahtan faia oranlannın düşürülmeslndedir. Federal hükümetin bu yöndekl çabalan mall çevrelerde enflasyonu körükleyeceğl korkularına yol açıyor. Bu korkular bütçe açığının büyüklüğü karşısında haklılık kazamyor. Faiz oranlarınm düşürülmesl İçin bankalara daha fazla para kaydınlması gerekiyor. Ancak, hükümetin gereğmden fazla para kaydırması kitaplarda yazanın aksine, faiz oranlarını artıracaktır. Geçtiğimiz iki yıl İçinde bunun örneklen görüldü. Bunalımdan kurtulabilmek için atılması gereken dört adl adım var: llki, Reagan ve Kongre'nin vergileri artırması olmalıdır. tkinci olarak yapılması gereken sosyal güvenlik sistemlnln yeniden düzenlenmesidtr. Blr sonraki adım olarak savunma harcamala rı ele alınmalıdır. Reagan'ın savunma harcamalan çok yüksek Pentagon İse Öngörülen hedeflerin çok ötesinde bir siiahlanma gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Son olarak yapılması gereken İse, ttretim maliyetlerinin yükselmesinln önüne geçilmesidir. tşçi ücretle rindeki enflasyonun azalmamas' halinde fsiz oranları yükselmeyp devam edecektlr. Bu adımların atılması kolay olmayacaktır. Ancak, seçeneklerln gözden geçîrilmesi ve almacak önleınleritı görüşülmesi zorunludur. Reafan'm bütçede gereken değlşikliklerl yapması için hâlâ zamanı var. • Yazı îşleri MüdUrYarrffmcısı HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni • TEMSİLCİLER • ANKARA : • İZM|R : • ADANA :. SERVİS ŞEFLERl Istanbul HaberlerirSclahatiin GÜLER Dış Hnberler : Ergun BALCI Jikonomi: Osman ULAGAYYıır't Habeılen: Barbaros GENÇAK Kultur: Aydın EMEÇ Magazın ; Yalçın PEKSEN Dıizeltme : Konur ERTOP Araştırma: ŞahinALPAY BÜROLAR • Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 Tel:1455Q1973l Atatürk Caddesi, T.H K Işhanı Kat 2/13 ADANA Bmn v* Yayan: CUMHURİYETMatbaacılıkve GazetecilıkT.A Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 246 • Istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) İMSAK GÜNEŞ ÖÖLE İKİNDİ AKŞAM YATS! 6.30 8.14 13.07 15.28 17.41 19.19 ADRES DEĞİŞİKÜĞI TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI Yeni adresimiz Konur Sokak No: 4 Kızılay ANKARA (TMMOB binası Kat 4) Yeni telefon numaralanmız17 46 r>2 18 87 65 13 aralık 1982 tarihinden itibarsn çahşmaianmiza yeni binamızda devam edeceSimizi duyururuz. TEŞEKKÜR Kızımızm doğumunu gerçekleştiren tstanbul Kliniğinia Kadm Hastahklan ve Dogum mütehassısı Sayın Dr. NECDET ALACA'ya ve kliniğin tüm personelinin yakın ilgi ve dostluklanna sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. GULES1N . ERDAL KARAGULER BtlCE KURTARAN tle AHMET BURCU nişanlandılar. 11.12 1982