22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 argıtay, öbür mahkemelerln vermiş oldukları kararlan inceleyerek, yanlış olanları bozma ve doğru olanları onama yetkislne sahip en yüksek bir mahkemedir. 7 kasım 1982 günü halk oyuna sunularak kabul edilen, 18.10.1982 günlü ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 154. maddesîyle, «Yüksek Mahkemeler» başlığı altında yeniden düzenlenmlş olup, kuruluşu hakkmda kanun yapüacağmdan söz edilmiştir. Bu amaçla, 1730 Sayılı Yargıtay Kanunu yenîden ele alınmış bulunmaktadır. ••• Yargıtay'm kuruluş amacı, hukukun uygulanmasmda birliği sağlamak ve hukukun gelişmesine yardımcı olmaktır. Yargıtay, çok agır blr iş yükü altında, adeta ezllmekte ve amacını gerçekleştirme olanağmdan yoksun bulunmaktadır. 1977'de gelen iş 232.743, çıkan iş 2210.855; 1978'de gelen iş 237.700 çıkan iş 219.478; 1979'da gelen iş 240.175, çıkan iş 224.985; 1980'de gelen iş 238.765, çıkan iş 222.049; 1981'de gelen iş 239.484, çıkan iş 227.774'tür. 1967 1968'de elde edilen rakamlara göre, Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesinin yıllık ortalama iş miktarı (400), Isviçre Federal Mahkemesinin (1000), Alman Yargıtay'mm (9.000 10.000), Pransa Yüksek Mahkemesinin (25.000 30.000), civarındadır. Oysa, aynı dönemde Yargıtay'ımızm yıllık işi 196.000 küsurdur (1). Bu rakamlar Alman ve Fransız Yargıtay'larınm hukuk bölümlerinden çıkan karar sayılan ile karşılaştınhrsa, Türk Yargıtay'ınm Alman Yargıtay'ından 40 kat ve Pransız Yargıtay'ından 20 kat fazla iş çıkardığı anlaşılır. Türk Yargıtay'ı işlerin %90'mdan fazlasını karara bağladığı halde, Alman Yargıtay'ında bu oran %50, FransK Yargıtay'mda %35 civarındadır (2). özverill Yargıtay Hakimleri, sağlıkları pahasına da olsa, günlük çalışma saatlerinl taşıran zamanlarmı, hatta tatil günlerini, resm! işlere ayırmalarma karşın, bu kadar yoğun işin altmdan çıkamamakta, devir önlenememekte, aksine her yıl artmaktadır. Mahkemeler de aynı şekildedir. Gündemine 3040 duruşma koyan mahkemeler çoğunluktadır. OLAYLAR VE G Ö R Ü Ş L E R • Temylz edllmezlik sınm genişletil melidir. Almanya'da 40.000 DM'ye kadar davalar îstinaf Mahkemelerince kesln olarak karara bağlanmaktadır. • Karar düzeltme müessesesi kaldırılmalıdır. Zira bu yol ikinci bir temyiz gibi düşünülmektedır. • Takip hukukuna ilişkin acele lşlerle, kamulaştırma bedeline ilişkin, ayrıca görevsizlik ve yetkisizlik kararlarının Yargıtay'ca bozulmasından sonra mahkemelerin bu kararlara karşı direnme yolu kapanmalıdır. • Vakit geçırilmeden ilk mahkeme lerle Yargıtay arasında ikind derece mahkemeleri olan Üst Mahkemeler kurulmalıdır. Bunlar süzgeç görevl yapacak ve Yargıtay'a dosya akınını önleye cektlr. Bu önlemler tizerinde ayrı ayrı durulabilir. Ancak yazımızın yeri ve çerçe vesi buna elvermemektedir. Eflâtun, «Adil bir mahkeme, devletin en sağlam direğidir» demiştir. Devletimiz, yeni Anayasanın Başlan gıç bölümünde ve 2. maddesinde açıklan dığı üzere. bir hukuk devletidir. Hukuk Devleti, her işinde veya her işleminde, hukuk kurallarına uyması gereken ve her işi veya işlemi Hâkimlerin yargı denetimine bağlı bulunan bir Devlet demektir. Mala, cana, aileye, devletln yapısma ve hatta varlığına ilişkin son kararlan veren kimsslerin gördüğü işin önemi, şüphe yok ki, pek özel bir nltelik gösterir. Işte bundan dolayısır ki. Hâkimin gö revi öbür devlet görevlilerine dtışen ödevlerden daha ağırdır. Yüksek Mahkeme olan Yargıtay'ın ve mahkemelerin sorunlarım çözmek, iş yükünü hafifletmek için gerekll önlemlerl almak ve en kısa zamanda yasal düzenlemeleri yapmak yetkililere düşen en önemli görevdir. Yetkililerce, bu görevln en iyl biçim de yerine getirileceğine inanmaktayım. (1) Yargı Yılı Açılış Konugmaian 19431978 Sh. 249. (2) Fransız Yargıtay'ına ait rakam lar CORNU ve FOYBR'in Procedure Civil adlı eserinden Sh. 210, Alman Yargltay'ına ait rakamlar ise, Federal Ada let Bakanlığınm 1962 yılma ait raporun dan almmıştır. 11 ARALIK 1982 Y Yasal Düzenlemeler ve Yargıtay YARGITAY, ÇOK AĞIR BİR İŞ YÜKÜ ALTINDA ADETA EZÎLMEKTE VE ADETA AMACINI GERÇEKLEŞTİRME OLANAĞINDAN YOKSUN BULUNMAKTADIR. Sevki Erencan'ı Yüreğimize Gömdük.. ahpushanenin yedi adım boyunda yedi adım eninde beton avlusuna iki kapı açılıyordu. Kapınm birisinden Sabahattin Usta çıkıyordu; ötekinden Şevki Usta... Blri fikir işçisiydi, ötekl kol lşçisl. Sabahattin (Eyüboğlu) Şevki'ye (Erencan) saygıyla davranır, adıyla çağırmaz, kısaca: Usta.. diye seslenirdi. Şevki Erencan, gür bıyıklı, kara kaşlı, yağız tenli, çıplak başlı, dosdoğru, dimdik, gıllıgışsız, akyürekliydi; can arkadaşımdı benim! dostumdu. Sabahattin Eyüboğlu'nun Şevki'ye karşı Ouyarlı saygısınm özü, binlerce yılm deneyiminde düşünle emeğin kaynaşmasmdan oluşan blllnçtl. Şevlü Ercncan'a baktığınızda insanla çocuk, ağaçla yaprak, şarapla tütün, bulutla gök, güneşle gölge bagıntısı birbirini çağrıstırır: kardeşllk duygusunun duyarlığı emekçinin gözlerinde okunurdu. Şevki Usta'ya merhaba demek, sankl insanlığa merhaba demekti. Sabahattin Eyüboğlu durup dururken, nedenli nedensiz bana Şevki Erencan'ı kaç kez göstermiştir: Bak, işte Usta!... Kimbillr, belki de Sabahattin, düşün'e dayanan bilgelikle alın terine dayanan bilgeliğin bir bütün olduğunu Şevki'nin kimliğinde vurgulamak istiyordu. Ve yedi adım boyundâ, yedi adım eninde beton avluda iki bılge her sabah merhabalaşıyorlardı. Şükrü ÖZDEMİR Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Üyesi Bu ağır İş yükü, hâkimin sağlığını, muhakeme kudretini olumsuz yönden etkilemektedir. Yaptığımız hesaba göre, Yargıtay'da her dosyaya ayrılabilecek çalışma süresi ortalama olarak (810) dakika olabilmektedir. Bu durumda, dosyalann gereği gibi incelendiği ileri sürülemez. Bunun olumsuz sonucu, kararların gerekçe bakımından doyurucu olmamasıdır. İş çokluğu nedeniyle aynı konuda dalreler arasmda olduğu gibi, aynı dairenin değişik grupları arasında dahi içtıhat ayrılığı ortaya çıkmaktadır. Bu kadar iş yükü altında Yargıtay'm, hukuk uygulamasında birliğl sağladığı kuşkuludur. Sorunun çözümü Yargıtay'ın iş yükünün hafifletilmesine bağlıdır. Bunun lçin; 1 Yasalarda değişiklik yapılması, 2 Yargıtay ile ilk mahkemeler arasmda bir üst derece mahkemesi kurulması, gerekmektedir. Artan iş sayısma göre, daire sayısınm ve buna bağlı olarak üye sayısmın artırılması soruna bir çözüm getlrmemiştir. • Yargıtay kurullan (Dalreler ve Genel Kurullan) küçültülmelidir. özelliğl bulunmayan. benzeri sık sık dairelerden geçen işler, beş kişilik daire kurulu, yerine, üç kişilik küçük kurulda görüşülebilir. Bu tür işler tüm işlerin %90'mı oluşturmaktadır. özelliği bulunan işler ile, takdirde aykırı görüş husule gelen işler, beş kişilik daire kurulunda görüşülmelldir. Böylece incelemede çabukluk ve kolayhk sağlanmış olur. • Çok sayıda üyenln daire işlerlyle meşgul olmalarını sağlamak için Yargıtay Dlvanı ve Yönetim Kurulu glbl kurulların üye sayılarını azaltmalıdır. (Tasarıda bu kurullardaki üye sayılan çoğaltılmıştır). • Genel Kurullar her dalreden blrer üye alınmak suretiyle kurulmalı ve kararlar oyçokluğuyla verilmelidir. • Yılda ortalama (19.000 20.000) iş mahkemelerce yanlış olarak ilgili olmayan dairelere gönderilmekte ve bu yüzden bu kadar iş sürüncemeds kalmaktadır. Dosyalan ilgili dairelere doğru bir şekilde tevzi etmek ve görevsizlik, yetkisizlik, davanra açılmamış sayılması, davanın af nedeniyle ortadan kaldırılması kararlan gibi esasla ilgili olmayan lşler hakkında temytz incelemesi yapmak üzere Yargıtay'da yeni blr daire (İlk Inceleme Dairesi veya Dilekçe Dairesi) kurulmalıdır. • Bllgisayar teknlğlnden yararlanılarak Yargıtay'ın bütün kararlarmm toplanıp tasnif edilmesi gerekir. Bunun için Yargıtay'da 1. Başkanlığa bağlı bir büro kurulmahdır. Araştırmacılar ve Hâklmler, Yargıtay lçtihatlannı ancak bu yolla öğrenebilirler. • Yargıtay ve mahkemeler güçltt hâkimlerle takviye edilmelldir. Güçlü hâkim yetlştirmek lçin öncelikle meslek özenilir hale getirilmeli, Hâkimler Yüksek Okulu açılmalı, staj istifade edilebilir duruma sokulmalı, hâkimlere konut sağlanmalı, Anayasa'nm buyruğuna uyulmalı ve hâkimlerin aylık ve ödeneklerl ayrı bir kanunla düzenlenmell ve hâkim açığı bu yollarla kapatılmalıdır. • Açık, kesln ve sade dille yazılmıs lyl kanunlar yapılmalıdır. M SIII OKTW HAVIR ^ P f f E Heveslisi! amştay îkincl Daire Başkanlığı'nın 1974 yılmda aldığı bir kararda K. Belediye Başkanı MJE.'nin şu suçları işlediği belirtiliyor. «Kendisine ait bir minibüsü Belediyeye bafışlamış gibi gösterip gUmrük vergisinden muaf olarak ithal ettirmek, minibüs bedelini bağış şeklinde halktan toplamak, bağıs yapanlardan tahsili gereken belediye gelirlerini almamak, bağışfa bulunmayanların fazla ücretle taşınması için minibüs şoförlerine emir vermek suretiyle görevi kötüye kullanmak ve Türk Parasımn Kıymetini Koruma Kanunu'na aykırı davramşta bulunmak Belediyenin ambar ve avans işlerini diizenli yürütmemek, avanslarm mevzuata uygun olarak alınıp zamamnda mahsubunu yapmamak ve mutemedleri denetiememek suretiyle görevi savsaklamak Belediyeye ait hizmet arabasını Tasıt Kanununa aykırı olarak kullanmak Belediye Encümeninden izin almadau görevinden ayrılarak özel işler] için yaptıgı seyahatler sebebiyle yolluk almak Belediyeye ait ve kiraya verilnıesi mürakün olan bir arsanm yer işgal resml alınmak suretiyie kullanılmasına göz yummak ve bu suretle Belediye alacaklarının zamamnda tahsil edilmemesi dolayısıyle alıcılan himaye etmek ve temirıatlarınm irada ahnmasını geciktirmek suretiyle görev] kötüye kullanmak». Bu da bir Ağır Ceza Mahkemesine Savcıhkça gönderilen bir iddianame: «Sanıgın belediyeye ait minibüsü K. Spor Kulübüne kiraya vcrme bedell olan 3200 lirayı mezkur kuliipten tahsil ettiğl halde bankaya veya vezneye yatırmadıgı iddia, şahadet, evrak münderecatı gibi dellllerle müsnet suçu işlediği anlaşıldığından sanığm duruşmasının icrası ile fiil ve hareketine uyan T.C.K.'nun 200/ 12 ve 227. maddeleri gereğince cezalandırılması iddiasıyle evrak tevdi olunur.» (İîgili kişi, 1974'te çıkanlan Genel Af sonucu en az blr yıl hapis cezasından kurtulabilmiş.) Daha başka suçlamalar da var: Belediye Başkanı iken Belediye binasınm bulunduğu 100 milyonluk belediye arsasını bir inşaatçıya vermek istemesi, Yüksek Anıtlar Kurulu'nun lşe karışması sonucunda bu belediye arsasının özel kişilere peşkeş çekilmesinin önlenmesl... Soğuk hava deposundaki 200 bin liralık bir suiistimal iddiasmm seçimlerde ortaya atılması, ilgili kişinin bu konuda açtığı davayı kaybetmesi... Bu kişinin bir başka ilginç glrişimi de şu: 1975 yılında «Eskl bir Belediye Başkanı» olarak Türkiye'deki bütün Belediye Başkanlarına mektup göndererek parasal yardım istemesi... Görevde iken 90 bin lira borç yaptığı ve bu parayı ödemediğini belirten bu kişi Türkiye Belediye Başkanlarını «sosyal göreve» çaşırmaktadır. Bu görev nedir? Mektupta şöyle yazıyor: «Belediye Başkanlarımn Encümen kararma gerek olmaksızın 25 liraya kadar yardım yapmak yetkileri vardır. Türkiye'de bulunan binlerce Belediye Başkanı arkadaşım bu yetkllerlni bir kere de eskl ve yardıma muhtaç bir arkadaşlan için kullanmış olurlarsa, hem beni bu mesleğin ve dürüstlügümün yüklediği, başka hiç bir çare bulamadığım ağır bir borçtan kurtarmış. hem de yarın blrçoğumuzun başma gelecek bu durumlarda uygulanması çok mümkün bir dayanışma örneğl vermiş bulunurlar. Yardımınızı yukarıdaki adresime posta ile gönderebilir veya T.C. Ziraat Bankası K. Şubesindeki ( ) hesaba yatırabilirsiniz.» Bu mektubu yayınîayan bölgesel dergide şöyle bir not var: «Büyük Cami'de mendil açsa ldin daha fazla para toplardın.» Kimbillr Türkiye Belediye Baskanlarından kac bin llra geldi? Ve bu paralar kimin cebine indi? Şlmdi siz bu eski Belediye Başkanmın klm olduğunu merak edeceksiniz. Hani valileri bir takım suçlamalarla lekelemeye çalışan bir politika heveslisi var ya, söz konusu kişi odur... Türk tdareciler Derneği bir bildîri yayınlamış ve bu sayın bayın konuşmalarını kınamıştır. Suçlanan Artvin ve Manisa valileri de bu kişi hakkında dava açmışlardır. Gecmişte yaptıklan ortada olan bu politika heveslisi gelecektekt slyasal yaşamda etkinliğint duyurmak. yani önemli blr görev kapmak niyetindedir. Bu kişinin admı vermeye gerek var mı? îlert geri konuşmalar yapmak, dürüst insanlan suçlamaya kalkışmak yerine. geçmiştekl «unutulmaz hizmetleri»ni ve «lş»lerini anımsasml yöneten: ReşitCANBEYLI şamı bir şekilde «uzatılmış» bir kimse için bir sorun olacak. Buna karşüık ikinci ku ramın, programlı yaşlanma kuramının geçerliliği durumunda ise biyolojik takvimi düzenlemekle insanm her bakımdan güçlü olduğu süre de uzatılmış oQ İnsanın ortalama yaşam süresi son bir lacak (hlç olmazsa uzatılması bekleniiebilir.) kac yüzyılda önemli oranda artmış olYaşlanma süreciyle llglll masına karşın uzun yaşam süresi son araştırmalarm temelinde ya birkaç bin yılda pek değişmemiş. Bu da tan biyolojik saat kavramı uzmanları zamanla biriken yaşamanın progıamlanmış bir süre ile veya etkinliği zamâüa bağh Binırlanmış olduğu izlenimini veriyor. bir etkenln bulunması çabalarına yöneltmiş durumda. Bu alanda en yaygm yaklaşımlardan birisl biyoyaşamı kendiliğinden uzaya teker ölüm nedenlerinln or lojik saatin beyinde (hipocak. Bu durum ölümsüzlügü tadan kaldmlması İle klşl talamus'ta) odaklanmış ve birlikte getirmiyor çünkü lerin yaşamının uzatılabl büyük olasılıkla bir veya bir insanın ölümüne neden ola leceğine inanıyorlar. Yalnız kaç önemli hormonun salgıbilecek bütün koşulları or ortalama yaşamın uzatılma lanmasına bağlı bir mekatadan kaldırmak hem ola sı ile insanın yaşamının üst nizma olarak değerlendiritabanının (söz gelimi yüz yor. Bundan ayrı, ama tünaksız hem de anlamsızt Insanm ölümüne neden o yaşından iki yüz yıla) çıka müyle bu kuramla bağdaşlacak şeyler arasında hare rılmasınm ayn şeyler ol madığı söylenemeyecek bir ketlilik (ve onun getirdiği duğunu ve tavanı yükselte başka görüşe göre, biyolojik kazalar veya kalp yetmezll bilmek için de ölümü getl saat temelde her hücrede ren, bir başka deyişle do var olan bir nitelik veya me ği) var. Dolayısıyla ölümü ertelemek aynı zamanda ya ğumla birlikte ölümü de kanizma. Gelecek bir yazıda şamın niteliğini de değiş programlanan biyolojik sa da belirtileceği gibi, hem atin veya saatlerin bulunup hipotalamus / hormon sistirmeği gerektirebilecek. işleyişlertnin yeniden düzen temi İle hem de dokudan ® Programh lenmesi gerektiğinl vurgu ayrıştmlmış hücrelerle yayaşlanma luyorlar. Bu görüşü destek pılan araştırmalarda, yaşYaşlanma süreciyle ilgili leyen bir çok araştırmarıın lanmanın temposunu değlşgiderek ağırlık kazanan baş varlığının yanı sıra kuramı tiren işlemlerin varlığı orka bir görüş ise yaşlanma herkes için daha ilginç kı taya çıkarılmış bulunuyor. nın kökeninde ortak bir yaş lan bir başka gerçek de ö Bu gibi araştırmalarm solanma takviml, bir biyolojik nemli: Birinci kuram geçer nucunda âbı hayat olmasa saatin yattığı savı. Bu ku liyse yaşlanmanın getirdiği bile eski deylmle «hayâtramı savupanlar da birinci sorunlar (gözlerin bozulma efzâ» (hayat artıran) etkuramda olduğu gibi teker smdan halsizliğe değin) ya kenlerin bulunması olasıdır. AKBAL D skiden lnsanı ölüm süzleştirecek «âbı hayâtı» arayanlar, herkes gibi «âb ü dânelerine» (yazgılanna) ra zı olmaları gerektiğinl anlarlarmış. Tıpkı değerslz mt talleri altma dönüştürmek için uğraşan simyagerler gibi. Bugün artık simyamn ça balan gülünç görünse blle, slmyagerlerin kimyanm gelişmesinde de katkılan oldugu bir gerçek. öte yandan ulaşılamayacak hayallerin peşinde koşmarun her zaman zarariı ve anlarnsız olmadığı da blr gerçek. Ikarus'un uçma ve güneşe varma tutkusu kendisi lçin pek olumlu sonuç vermemiş olabilir. Ama insan blr şekilde «kanatlanıp» uçmayı, aydan başlamak üzere uzayı incelemeyi gerçekleştirmiş durumda. O halde bir başka yaklaşımla ve yepyeni tekniklerle ölümsüzlüğün peşinde koşmanm olanağı yok mu? Soru, ölümsüzlttğe ulaşmak değil de ölümü anlamağa çalışmak, yaşlılığı yavaşlatmaya çalışmak diye konulunca. bu soruya verilecek yanıt kesinllkle olumlu: tnsanm yaşamını uzatacak, yalnız yaşlanmaya değil yaşlıhğm güçsüzlüğüne de kısmen bile olsa çözüm getirecek çabalar şu anda birçok araştırma merkezinde yoğun bir biçimde sürdürülmekte. Bu alandakl uzmanların ortak yanları, Jerontoloji denilen «yaşlılık» biliminin şemsiyesi altında yaşlıhk hastalıklarından, İnsan yaşamının uzatılabilmesine değin çeşitli ko nularda araştırma yapıyor olmaları. Böylece klinlk vakalardan hücre araştırmalarına değin oldukça geniş kapsamlı bir çabanın, bir gün yaşlanmanın fizyolojlk nedenlerl konusunda değer li ve pratlk buluşlara yol açması bekleniiebilir. Nitekim şimdlden yaşlanma süreci ile ilgili olarak çok 6nemli bazı bulgularm gerçekleştirilmiş olduğundan ve geleceğe umutla bakmak için de somut sonuçların varhğından söz edilebilir. Yaslanma ve yaşamı uzatma cabaları Sabahattin Eyüboğlu'nu yıllarca önce yitirdik. Şevki Erencan'ı 8 aralık çarşamba günü Yarımca'dan aldık, Tütünçiftllk sırtlarmda gösterişsiz bir mezarlığa gömdük. Kendisinl yıllardan beri arayıp soramamıştım. Dostlarla kararlaştırmıştık; bu pazar görmeye gidecektik ölüm haberi geldl. Yakmlarmın anIattığma göre bu yıl 1 Mayıs'ta hastalanmış; kendisini toparlayamamış; 1 Mayıs'tan sonra da Dir daha işe gidememiş. Erimiş mum gibi. Bizler, Şevki'nin yakmları ve dostları blr çukurun başmda toplandık. Herşey bildiğiniz gibi oldu. Cenaze protokolunu bozan yalnız küçük çocuklardı. Çocuklar da gelmişlerdi törene; ve daha ölümün ne olduğunu algılamayan küçük insancıklar koşuşup çığnşıyorlar; anneleri ablaları sesleniyorlardı: Sus yavrum.. Şevki'nin tabutu çukura indirildi. Kazmalar kürekler çalışmaya başladı. Dostları önce çukura kürediler toprağı, sonra kalanını üste yığdılar; emekçi arkadaşlar mezarın baş yanına blr tutam çiçek koydular. Kürekler kazmalar çalışırken düşünüyordum; benim biîdiğim Şevki şimdi dikiliverir: Durua ulan! der, zahmet etmeyin, verin şu küreg;i bakayım bana... Avuçlarına tükürüp başlar çalışmaya, kendi mezarım kendisi küreyip doldurur. Yakmlan dediler ki: öldükten sonra bedeninln Tıp Fakültesl' < ne verilmesinl düşünüyordu; ailenin yaşhları üzülmesin diye vazgeçti. Şevki Erencan'ı 1982 aralık aymın soğuk ama güneşli ve güzel bir gününde yüreğımize gömdük. Tütünçiftlik'ten Istanbul'a dönerken düşünüyorum: Kim tanır Türkiye'de Şevki Usta'yı? Tüm ömrünce alınterinin damlalarını yaşamın acılı tesbihıne dizerek çekmiş bu emekçiyi gerçekte herkesin tanıması gerekir. İnsan değerl, ünle ya da protokolla ölçülmez; Şevki Erencan'ı Türkiye'nin aiınten tanhınde anacağız. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılıkve Gazetecilik T.A.Ş.adma NADİRNADİ Cene! Yayın Müdürö Müessese Müdürü Yazı Işleri Müdürü , HASAN CEMAL EMİNEUŞAKL1GİI OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN * Yaşlanmayla îlgili bazı ilginç bulgular lr araştırmanın sonucunun nereye varacağı her zaman önceden bilinemeyeceğı gibi bir sorunun çözümünün nereden geleceği konusunda da emin olmaK olanakh değil. Beklenmedik blr bulgu veya eldeki sorunla doğrudan ilişkisi bu lunmayan bir alanın sağladığı içgörü, çözümde önemli bir roi oynayabilir. Bu bakımdan bilim adamları kendi konularma olduğu gibi, araştırmalarına ışık tutabilecek ve yeni yöntemler geüştirmelerini sağlayacak bir çok alana da aynı anda ilgi göstermeK zorundalar. Bunun en iyi örneklerinden birinl de yaşlanma sürecl konusunda yapılan araştırmalarda görmek olası. Yaşlanma ve ölüm lnsanlarır» olduğu gibi en baslt hayvandan en yüce ağaca değin bütün canlıların ortak yanı olduğu için araştırma kapsamım geniş tutmak gerekli. Bu konuda araştırmacılara ışık tutacak ilginç bulguıardan bir kaç örnek verilebllir: • Otuz yaşından sonra isletsel ka B pasitede yılda yaklaşık % 0.8lik bir azalma söz konusu. Yine aynı yaştan sonra ölüm olasüıgı ber seklz yılda blr misli artıyor. • Yeryüzündeki canlüarm en yas lıları daha çok Kaliforniya'da yetişen Sequoia (Redwood) ağaçlara. Yaşlan yüzlerce (bazen binlerce) yılla öiçülen bu ağaçların gövdelerinin önemli blr kısmı ölü. Ağaçlann canlıiığını sağlayan yaşayan hücrelerln ea yaşlıları İse otuzun Ustünde değil. • Bazı bilim adamları hayvan tür ierinin en çok kaç yıl yaşayabildikleriyle anatomik ve flzyolojik özeillkleri arasında bir baglantı kurmağa çalışıyorlar. Örneğin bir sinek lçin 40 gün, bir fare için 3 yıl, at lçin 30 yıl, insan lçin 100 yıl oldukça uzun (limite yakm) yaşam sürelerldir. Türlerln yaklaşık yaşam limitlerl ile beyin/gövde afırhgı oranları arasmda bir ilişki var. Bir başka deyişle bir türun ortalama beyin ağırlığtnm gövde agırlığına olan oranı ne denli büyükse uzun yaşaına ülasıhgı da o denli yüksek. • Her hücrenin sonu yaşlanma ve ölüm. Bu kuralm djşıfida kalan lkl tür hücre var: Kanser hücreleri ve üretlmle ilgili hücreler (yumurta, sperma ve öncüleri). • Yazı Ijieri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürü MizanpajYönetmeni..,.. TEMSkdLEK • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ • Istanbul Haberleri:Selahaitin CÜLER Dış Haberîer « Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAYYurt Haberleri • Barbaros GENÇAK Kültiir: Aydrn EMEÇ . Magazirt Yalçın PEK5EN Düzeltme: Konur ERTOP . Araştrrma. Şahin ALPAY BÜROLAR KonurSokalc No. 24/4Yenişehlr ANKARA Tel: 17 58 2517 58 66 idare: 18 33 35 A Yaşlanma siireci tnsanın ortalama yaşam süresi son birkaç yüzyılda önemli oranda artmış olma sına karşın uzıın yaşam süresi (yaklaşık yüz yıl) son birkaç bin yılda pek değişmemiş. Bu da yaşamanın programlanmış bir süre ile sınırlanmış olduğu tzlenimini veriyor. Şu anda yaşlanma ve ölüm ile ilgili iki arıa görüşten söz edilebilir. Birinci görüş. yaşamın doğuştan (genetik / kalıtımsal) belirlenmiş bir limitten do'ayı değil, canlmın kendi yaşammdakl özel koşullara (ölüme yol açan özgül nedenlere) bağlı olarak öldüğü. Örneğin blr kişi kanserden. veremden. kalp yetmezliginden, v.b. ölür. Bu kuram geçerliyse. insanlarm ölümüne yaygm olarak neden olabilecek hastalıklann (örneğin kanser) veya koşulların (hava kirliliği. asm lklim değişiklikleri, v.b.) giderilmesiyle insan Tel: 254709131230 Hallt Zrya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Atatörtc Caddesi, T. H. K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tei: 1455019731 Basan v« Yayan: CUMHURİYET Matbaacılıkve ^aftieclllkT.A.Ş. TĞrkocağr Cad. 39/41, CağaloğluİSTANBUL P.K.: 246 Isfanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAKVÎM IMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI 6.29 8.13 13.07 15.28 17.41 19.19 tLAN IZMtR 5. İCRA TETKtK MERCİt HAKİMLtĞtNDEN Dosya No: 1982/717 Alacaklıları ile konkordato akdetmek üzere mühlet talebinde bulunan îzmir Mimar Kemalettin Caddesi No: X'de tuhafiye ve konfeksiyon işi ile iştigal eder 6.10.1982 gün ve 1982/717591 sayı' ile verilmiş olan iki aylık mühletin 7.12.1982 gününden itibaren İKİ AY DAHA ÜZATILMASINA, 6.12.1982 gün ve 1982/717591 sayı İle karar verilmiştir. Keyfiyet ilân olunur. 6.2.1982. GÖZ HASTALIKLAR1 nfÜTEHASSISI Dr. Savaş Dervent Ophtalmolog oueratör (CONTACT LENS) Osmanbev Şair Nieâr Sok. No: 95 97 (Neyirin sokagı) Tel.: 40 82 «t ELEMAN Ajans Press Basm Tetkik Haber ve Kupür Derleme Bürosu. Okumayı seven genç eleman arıyor. TEL : 28 37 55. Piyerloti Cad. Dostluk Yurdu Sok. No: 8/4 ÇEMBERLİTAŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle