18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyat 2 24 EKİM 1982 undan öncekl yazımda (18 ekim günlu Cumhuriyet'te) «Çok sesli toplum» sözünun anlamını açıklamaya çahşmıştım. Bu yazımda da avukat meslektaşımızın takıldığı Ikinc! sorunu oluşturan «hasr ta düşünüş» konusu üzerinde duracağım. Düşünme. kurallan mantık kitaplannda saptanan zihinsel bir olaydır Herhangi bir konuda bir fikre, bi r yargıya varılabilmesi için önce birtakım hazır bilgilere dayanılacaktır. Bu bilgiler yetersiz, ya da yanlış olursa varılacak sonuç da sağlıksız olur. Işte biz, bu tür yanlış düşünceler için «hasta düşünüş» deyimini kullanmıştık. Bir düşüncenin doğru veya yanhş olduğunun anlaşılması da onlarm açıklanmasma bağhdır. Söylenmeyen, yazılmayan, açıklanmayan düşünceler, kafesteki kuş gibidir. Değer biçilmesi için uçurulması gerekir. ••• Hasta düşünceyi, mektup yazan arkaÖaşım gibi, salgın hastalık tnikroplanna ya da iğrenç kokulara benzetmek. doğru değildir. Düşüncenin söylenmeden, yazılmadan önlenmesi ise hem haksızhktır. hem de olanaksızdır. Hiç bir değeri bulunmayan, deli saçması gibi sözler de kişioğlunun ağzından çıkabilir. Bunlar, çevresinde sürekli yandaş bulamazlar. Sağduyusunu yitirmemiş bir toplum içinde bunların zararlan kolayca önlenebilir. Alıcı bulamayan kokuşmuş meyve artıklan gibi bunîarın gidecekleri yerler, bir çeşit çöplüklerdir. Ne var ki, her yanlış düşünceyi, her tiksik yargıyı, bu tür değersiz sözler terazlsinde tartamayız. Aslında, çok esnek özellikteki insan ruh yapısmın hiç bir ürünü, cansız ve ruhsuz maddeleri inceleyen doğa bilimlerindeki gibi şaşmaz kurallarla ölçülemez. Toplumda ne kadar düşünen kişi varsa. o kadar sayıda birer dünya var demektir Bu gerçeği Şeyh Galip, aşağıdaki dizelerinde bütün açıklığı ile dile getirmiştir: «Hoşça bak zatına kim zübde4 âdemsin sen.» Merdflmfl didei ekvan olan âdemsin sen.» Evrenin özü ve yaratılanlann gözbebeği olarak nitelenen insanoglunun kendislnl ayrı bir dünya olarak ortaya koymasında, ya da dünyanın merkezi olarak gör B Hasta Düsünüs ÖZGÜRLÜKLERİ YASAKLARDAN AYIRAN ÇİZGİNİN BELİRLENMESİNDE AKIL VE ADALET ÖLÇÜLERİNE UYGUN DÜŞECEK YORUMLARA YER VERİLMEZSE, TOPLUMSAL GELİŞME GECİKTİRİLMİŞ OLUR. ftlı Rıza ÖNDER Yargıtay Üyesi mesinde olağanüstü bir durum yoktur. Bu, onun varlığının gereğidir. O halde herkes, doğal ve toplumsal çevresiyle ilgilenirken kendi benliğinden yola çıkacaktır. Bu durum, onu zaman zaman, duygusal temellere dayanması nedeniyle yanılgılara düşürecektir. Kişilerde öznel nitelikteki değer yargılan nesnel nitelikteki gerçek yargılanndan daha güçlü, daha baskmdır. Onun için, bir konuyu değerlendirirken çoğumuz, sempati vo antipatilerimizin etkilerinden ve önyargılardan kolay kolay kurtulamayız. rine uygun düşecek yorumlara yer verilmezse toplumsal gelişme geciktirilmiş olur. Yasa maddelerinin dar ve kato uygulanması çoğu kez bireyleri hırpalamakla kalmaz, toplumun yüksek yararları da zedelenmiş olur. Çünkü, Tann'nın açık yarattığı agızlar, cırcırla (fermuarla) büzülemeyeceğine göre açıktan konuşturulmayan kişi, gizli kapaklı konuşur. Gazete ve kitaplara giremeyen düşünceler, çarpıtılmış biçimde fısıltı gazetelerinde yer alır. Yer üstünde yasaklanan anlatım özgürlüğü, yer altma kayarak bir aldatım özgürlüğüne dönüşür. Kamu için bundan daha tehlikeli bir hastalık düşünülemez. Yanlış görüşlerin doğru çizgiye çekilmesi, eksik değerlendirmelerin tamamlanması, hasta düşüncelerin sağlıkh bir düzeye yükseltilmesi, korkutmakla, susturmakla, öldürmekle elde edilebilecek sonuçlar değildir. Bunun yolu, yanlış görüşlerin doğru görüşlerle çürütülmesidir. Bunun çaresi, eksik değerlendirmelerin bilimsel açıklamalarla rayına oturtulmasıdır. Hasta düşüncelerin il&cının da sağlam düşüncelerde aranmasmdan başka çıkar yol yoktur. Düşünce savaşı, düşünmenin kurallan içinde kaldıkça daha iyiye, daha ileriye gitmemek İçin hiç bir neden bulunmayacağı görüşündeyiz. Son Padişah Vahdettin' in vatan haini değil, vatan dostu olduğunu kanıtlamak için kaleme sarılan bir yazarın kitabında, büyük yanhşlar yanında küçük doğrular da bulunabilir. Bu kitabın yanlışlanndan sakınmak istlyorsak onları birer birer ele alıp tartışmak, eleştirmek ••* Doğadakl yerlerine ve toplumdaki davranışlanna bu açıdan bakmamız gereken kişilerin düşünce özgürlükleri söz konusu olunca insaflı, anlayışh, hoşgörülü. sabırlı davranmak zorundayız. Kur'anı Kerlm, «Asr» suresinde insanlara hakkı ve sabn öğütlemektedir. İnsan sevmediği, beğenmediği, rahatsız olduğu görüş ve düşünüşler karşısmda tahammüllü olduğu oranda uygar sayılmahdır, Çağdaş insanda gelişmesi gereken en değerll yetenek, hoşgörü alışkanlığıdır. Hoşgörü mutluluğun, horgörü İse mutsuzluğun simgesidir Okuyan, yazan, aydınım diyen, kültürlü geçinen kişiler arasında saydığımız her yurttaş, ülke sorunlan üzerindeki inançlannı. düşüncelerini, önerılerini özgürce söyleyebilmeli, yazabilmelidir. Bu hak. bu düzeyde bulunmayanlardan da esirgenemez. Yasalann zararlı bulduğu söz ve yazıların değerlendirilmesinde ise, kalıpçı ve şekilci olmamak gerekir. Özgürlükleri yasaklardan ayıran çlzglnin belirlenmesinde akiKve adalet ölçüle •e böylec» okurlan uyarmak gerekir. Ciddi emek isteyen bu tü çalışmalan yürütecek kişiler toplumumuzda yeterince vardır Bu doğrultuda yürümeyi bir yana iterek işin kolay yönü seçilip yazarını dört duvar arasma kapatmak ve kitabı yasak yayınlar deposuna kaldırmak, hüner değildir. Bu tutum, kişilere de, topluma da yarar sağlamaz. ••• Devletin demir yumruğu, bomba patIatan. silâh kullanan. kasa soyan elleri en etkili biçimde kırmalıdır. Bununla da kalmamalı, gündüz külâhh. gece silahlı soyundan kaçakçılan, vurguncuları, sömürücüleri yola getirmek için devlet görevlileri bütün gücünü kullanmahdır. Ancak iş, burada noktalanmah, suç kışkırtıcıhğı yapmayan, kişiliklere saldırmayan, so£a sola çamur atmayan, sadece inanç ve düşünce özgürlüklerinin çizgisi içinde kalan kalem sahiplerine aynı işlem ve yöntemleri uygulamak gibi bir vola Kirilmemelidir. Eylemler düşüncelerden doğar» gerekçesiyle yola çıkmak yanhştır Bövle bir mantıkla yürürsek, «sarhoşluk ickîlerden kavnaklanır» diyerek bütün icki satıcılannı cezalandırmpmız VP üretim verlerini kapatmamız gerekir. Bu ise, suç işleven gençleri dünyaya getiren ana ve babalarla birlikte onları eğiten hocalan da suçlamak gibi tüze dışı, akıl dışı bir zulüm uygulaması olur. ••• Yazımı. Maraşlı Mehmet Mazhar Fevzi'nin 19. yüzyıl sonlannda yazdığı «Haberi Sahih» adlı Osmanlı Tarihi'nden aldığım bir öğütle bitireceğim. împaratorluğun kurucusu Osman Gazi son nefesinde oğlu Orhan Gazi'ye şunlan söyler: «Cihad kılıcını elinden bırakma. Lâkin adl ü insad gözetio reaya ve berayaya zinhar zulmetme. Erbabı ilm ü maarife Ikram ve hürmet ve şer'i serife mütabaat ve ehline riayet eyle. Kesreti asker ve vefreti mâle mağrur olmaym tevfikî ilâhiye sı£ın. Ziri tabiiyetindeki sekenevi tasallutatı âdadan sıyanet ve haika bezli lütf ü ihsan ederek t»veccühü umumi celbine hamiyyet et. (Cilt 1. Sf. 331. Burada, adalet, insaf. zulüm, bilim, halka değer verme kavramlan, o günün düşünce ortamı içinde pek güzel vurgulanmıştır. Nobel Edebiyat ödülü u yıl Nobel Edebiyat ödülü, Kolomblyaiı yazar Gabriel Garcia Marquez'e verlldl. îsveç Akademisi açıklamasında yazarın şu nltellklerini vurgulamış: Gerçek ile gerçeküstüyü, bir anakaranm yaşamını ve çelişkilerini yansıtan zengin blr düş dünyasında birleştlren roman ve öykülerlnden ötürü ödüle hak kazanmıştır.» Marquez 54 yaşındaymış; yaşamının büyük. bölümü sürgünde geçmiş; önce Paris'te, îspanya'da sonra Meksika'da yaşamış. BBC'nin yorumuna göre yazar, «siyasal konularla yakından ilgilendiği, dikta yönetimlerine karşı olduğn için Kolombiya baskı yönetiminin kendisini tutuklamasmdan çekiniyor»muş. Türk okuru Marquez'i çok iyi tanıyor; çevirlleri elden ele dolaşıyor, B 1967 yılında Guatemalalı romancı Miguel Angel Asturias, 1971'de Şilili ozan Pablo Neruda, Nobel Edebiyat ödülünü almışlardı. Marquez, ödül kazanan üçüncü Güney Amerikalı edebiyatçı oluyor. İlginç bir raslantı sayılabillr ml? Bilemem; üç sanatçı da kendi ülkelerlndeki baskı yönetimlerince dışlanmış kişilerdir. Üçü de sürgünlerde yaşarmşlardır. Asturias'ın «Saym Başkan» adlı yapıtında diktanm acı gerçekleri yansıtılır. Marquez de «Başkan Babamızın Sonbaharı»nı yazmıştır. Güney Amerika'daki askeri başkanlık düzenlerinin ürünleridir bunlar... Üç sanatçı da Yankee'lerin kompradorlarla birlikte yoksul halkı nasıl sömürdüklerinl anlatmışlardır. Güney Amerlka'da geçerli vahşl kapitalizmin maskesinl sanatın gizemli elleriyle indirmişlerdir. Şlli, Kolombiya, Guatemala; bakır, kahve, pamuk üzerine dayalı tek ürünlü ekonomileriyle tiplk birer Güney Amerika toplumudurlar. Buralarda yoksullukla zenginlik çelişkisi alabildiğine vurgulanır ve Amerikan kökenli askeri darbeler birbirinl lzler. Sözün burasmda klşinin aklına şöyle blr soru gelebilir: Acaba Nobel Edebiyat Ödül'ü niçin Asturias, Neruda, Marquez gibi adamlara veriliyor? Nobel Jüri'si komünistlerden mi oluşuyor? Yoksa işin içinde bir başka bit yeniği mi var? Nobel Edebiyat Ödülü'nün kiml zaman Churchill gibi savaşçılığıyla ün yapmış bir politikacıya verilmesl çoğu kişiyi şaşırtmıştır. Yine Nobel Banş Ödülü'nün bütün dünyada «İnsan Kasabı» diye amlan Israil Başbakanı Menahem Begin'e verilmesi tepki yaratmıştır. Gerçi Begin bu ödülü Camp David anlaşmasmı imzaladığı için Enver Sedat'la paylaşmıştır; ama, ne olursa olsun seçimin doğru olduğu söylenemez. Nobel ödüllerl üstüne çok eleştiri yazısı yazılmış; kltaplar yayınlanmıştır. Bütün bunlara kar5in Nobel ödülü'nü alan kişi tüm dünyada tanınır, bilinlr. Şimdi yeryüzünde çoğu kişi Kolomblya'yı kimin yönettiğinl bilmez de «Marquez» dediniz ml hemen yanıtlar: Haaa, şu Nobel'l kazanan yazar değil ml? Yerytizünde halklar, uluslar, ülkeler böyle tamnır; sevillr; onurlanır. Biz Türkiye'den baktığımızda Marquez'in Kolomblya'ya, Astrulas'm Guatemala'ya, Neruda'nm Şili'ye kötülük etmlş birer «vatan haini» oldukları aklımızın ucundan geçmez; oysa bunlar kendi yönetlmlerlnce sevllmeyen, dışlanan, horlanan, lşkenceden geçlrilen lnsanlardır. Ne yapalım ki yazarm gücü, baskı y&netlmlerlnin çağdışı polltikalarını aşıyor. Batı dtinyasmm llberal burjuvası da az gelişmiş ülkelerin, tu kaka ettiklerl sanatçıları bağrına basıp ödüllendiriyor. Az gelişmişlerle gellşmişler arasındakl ayrımm kalın ve utandırıcı çizgisidir bu... HfiHR OKTAY AKBAL Gecmis • * Zaman Olur ki! GÜNAYDIN Devlet'in altedemediği enflasyonun ceremesi Maliyenin yenl «arsa degerierl» uygulamasını eleştiren Necati Zinciıkıran, 17 ekim tarihli yazısında aynı uygulamamn binalar için de geçerü olması ihtimali üzerindeki kaygılanm dile getiriyor. Son yıllarda yakıt pahalılığı nedeniyle vatandaşın kendi evinde kirada oturur çibl para ödediğini söyleyen Necati Zincirkıran, şimdi buna bir de bina verglslnin eklenecefinl •belirterek, görüslerini şöyle sürdUrüyor. «Neden? Çünkü, bina değerleri yük sellyor da onun için. Aslında yflkselen bir şey yok. Bir aldatmaca var ortaIıkta. Entlssyon. Devlet altedemedifi enflasyonun ceretneslnl vatandaşa fidetiyor.» Zincirkıran ev sahipleri içinde işçl, memur, Bağ Kur emeklilerinin de bulunduğuna. değinerek görUşlerinl şöyle sürdUrüyor: «Yaşlısı var, hastası var, dar gelirlisl, orta hallisl var. Hepsl vaktiyle veya sonradan basını sokacak bir ev sahibl olmuş. Hasbelkader sahlp olduğn bu evin değeri şimdi enflasyon nedenl ile yiikselmiş... Ama, adam evinde oturuyor, battâ evinde ölmek lstiyor... Bundan niye vergi alınsın?» «Bir erkeğe kaç kişi lazımdır? Cevapı Bir hlndlye 1015, bir ördeğe 56, bir horoza 1015. Dar yerlerde bir erkeğe daha az dişi İsabet etmelidlr.» 1942 yılınm 'Muhtıralı Hayat Takvimi'nl kanştınyorum. Kırk yıl öncesine açılan bir pencerel.. önce kendi notlanm var. Yazın yaşamına yenl atılmış bir delikanlımn gündelik notları. Sevi hevesle. rl, heyecanlar, coşkular; yazmak, yaymlamak Istekleri, savaş içinde çırpınan bir dünyada her an savaşa katılıp katılmayacagı belll olmayan bir toplumda çekilen acılar, sanalar... Gunce yazarlığım çok küçük yaşta başladı. Her gun ne yaptım. ne ettim, ne okudum, ne yazdım, feiminle konuştum. Hepsi var. Yaş ondokuz. Lise bltirme, sonra olgunluk sınavlanna giriş çıkış. îşte 12 hazlran: «Bugün fizlkten lmtthana girdlk. tyi geçti. Çok memnunum.» 15 haziran: «Yarın felsefeden imtlhan var. Çalışıyonım. Mannara'ya gittim. Oradaydı, ben görmezH&e geldim, ama o benl gördü, yerinden den sıçradi; başımı çevirdim. Niye böyle yapıyonım. ben de bilmiyorum.» 23 sah: «Yazı yazdım. Akşama kadar dolaştım. Adil geldi. Oturup konustuk, cumartesi şehre inecek. Gece bir şilr yazdım. Onu düşünüyorum.» Gündelik şeyler. Arkadaşlar, Adll, Esat, Cavit. Suadiye, Caddebostan, Fatih.. Sinemalar: İpek, Melek, Marmara, Çemberlitaş. Gazinolar: Suadiye. Caddebostan... Yaşanmış bir zaman parçası! Bu notları okurken yer yer saşınyorum Ben miyim bu defterdeki deiikanlı? O harflerle belirtilen insanlar kim, kimler? O başhaflerle simgelenen 'sevgililer'i unutmuşum! Demek insanoğlu her döneminde bir başka kişi... Bu muhtıranın başında kocaman bir bölüm var. Başta şu dizeleri koymuşlar: «Dokuz vflz kırk ikide Sulh dflnyası kurulsun Bütfin Törk milletine Yenl yıl kutlu olsun.» Defteri düzenleyen kitabevi şöyle diyor: «Kagıt buhranma ve 16 sahifelik gazetelerin 4 savfava inmelerine ragmen, takvim yine 320 saJıife olarsk intisar etti.» Zaman makinesine girmiş gibi oldum defterlerin yapraklannda... Gittim gerllere gerilere. 'Milli Şef tsmet Tnönü'nün Iktidar dfinemine.. Nice nicfi bilgiler va r bu defter sözlük'te... Ankara'dan öteki vilayetlere kaç saatte gidiltr? Bilir misiniz bunu? Adana'ya 14 saat 29, Tstanbul'a 11 saat 35 dakikada gidilirmiş. Tstanbul' dan Paris'e 59 saatte. Sofya'ya 15 saatte vanlırmış.. Takvimde aylara alt öneriler. ögütler var. Birinclteşrin, yani ekim ayı için şöyle yazıli: «Sonbahann serin rözgârları esmeye başlar, gecelerl adeta eoğıık olur, aym ortalarına doürru yagmur yaSar ve soguk günden gtlne atar. Günler yine kısılmaya devam eder.» Sağlık konusu ise şöyle: «ÜşOjnek, nezleve. gö&üs hastalıklanna tutulmak tehlikesl çoktur. Soğuktan korunmak, kışhk elbiselerl giymeye baslamak lazımdır... Yemeklerl mevsim lcabı değiştirmeli, arasıra çorbalar ve sıcak tntucn yemekler yenmelidir.» Bahklar için de şöyle yazmışlan «Barbunya ve tekirln en yaglı, en lezlz zamanıdır. LOfer çok gfizeldir. Kıhç boldur. Her tklstaJn ısgarası. kılıçın şişi de yapılır. Kefal boldur. Mükemmel haslaması »lur. Kofananm da mevslmfdlr.» Bir de bilmece bölümü var ki çogunun içlnden kolayca çıkamadım. Size de sorsam mı?.. Sorular: 'Hangl kralm tacı büyüktür?*. 'Kadınlar hangi ayda az konuşur', 'İzmlr'ln ortasmda ne var?' Bunu bildim «M» harfı varmış! 'Ordu'da sancagı niçin taşırlar?" Bunun yanıtı da «Sancak kendinl taşıyamaz da ondan»mış! Daha neler van 'Pederlnlze en çok benzeyen klmdîr? Yatagınızda kim on dakika yaşftyaıraz? Kadınlar saçlanm niçin kestlrirler? Kadmlarda büyümeyen ?ey nedir? Verin yanıtlan bakaUm... Daha ne bilgiler, ne eğlencell bölümler var! Takvim değil. ansiklopedi, mizah antoloiisl, ne dersen de! Bakın, havanın iyi ml, yagmurlu. rüzgarlı mı olacağı nasıl anlaşıhrmış? Gökyuzü mavl görunüyor& hava iyi olacak demekmiş. güneş doğarken göka yuzünün kırmızı olması yağmura tşaretmlî Güneş soluk ve dumanlı ise. eyvah. fırtına koptu kopacak. bekleyinî... Ya şu erbain, hamsln. şeblyelda. ruzuyeida Berdilacuz? Berdilacuz, kocakarı soğuğudur. Seklz pünlük fırtına. Ama martm onb'rine daha çok var Takvimcibaşının ö*üdü ise şu: «Bize kalırsa Berdllacuz kocakarı soSruğu de&il, kocamış soguk diye tercöme etmek daha doğru olur.» tşte sizinle zaman makinesinde geçmişo doğru bir geziden izlenimler... olmadığını belirten Birand şu bılgilerl veriyor: «Pistler, Amerika'nm bombardıman uçakları başta olmak üzere, en modern dev nakliye uçaklarının kolayca inip kalkabîlecekleri şekle sokulacaklar, an. cak onunla da kahnmayacakj. Belirli yerlerdekilerine cephane stok edllebilecek. özel depolar eklenecek, yakıt sioklan yapılabilecek dev tankerler konacak ve nihayet sayıları henüz bilinemeyecek oranda askerin yatablleceği yerler inşa edilecek. Alanlann telekomünikasyonu da geliştirilecek ve beiirli üslerle hemen irtibat kunılabllmesl sağ lanacak. Bütün bunlar tamamlandıktan sonra, Türfc Silahlı Kuvvetieri'yle, A fP: merlkan Kuvvetleri bu yöfelerde ortak '' manevralar yapabilecekier, Mç değHse" ' Amerikan pllotları yöreyl ijice öğrenene, inlş kalkışlara alışana kadar uçuşlarını sürdürecekler.» Birand bu alanlann klme ve neye karşı kullamlacağı, finansmanının nasıl sağlanacağı sorularını yönelterek, şu görüşe yer veriyor: «Bugün anlaşma NATO savunması için yapılmıştır mutlaka. Ancak kimse (ABD dahil) yarın başka bir amaçla, özellikle Ortadoğu'da kullanılmayacağıııı garanti edemez. Öyle bir durunıla karşı karşıya kaluur ki, Türklye ağzını bile açarnaz.» tilen eleştirileri de özetliyor. özal'ın «işsiz kalması» ile sorunlarm çözümlenmediğini söyleyen Cıvaoğlu ekonominin bir bekleyiş dönemine girdiğini belirttL • ği yazısını şöyle bitiriyor: «Anayasa tar. tışmaları, siyasetçilerin haklan, Cumhurbaşkanı seçimi yöntemi. Bunlar elbette ilginç kcmular, gazete sayfalarımn, televizyon ekranlanmn önde geien konulan, ama, kUlelerin nabzı gtiniük hayatın bunalımlarmda, yanl ekonomlk sorunlarda atıyor, bunu hiç umıtmamak gerek.» BULVAR Kötü Miras Nsrede Kaldı? Hüsamettin Çelebi, 20 ekim tarihli yazısında, Adnan Başer Kafaoğlu'nun «kötü bir miras devraldık» şeklindeki sözlerine değiniyor ve Kafaoğlu'nun «zamanı gelince» konuşacagını sanmış olduğunu belirtiyor. Çelebi görilşletini şöyle sürdUrüyor: «Bir Maliye Bakanı İçin her açıklamayı yapacak en önemll tırsat bütçe sunuş konuşmalarıdır. Bu konuşmayı yapmak, her şeyi açık açık söylemek, Maliye Bakanları için aynı zamanda görevdir. Kataoglu'nun '1983 bütçe kanunu tasansını' Danışma Meciisi Konıisyonu'na sunan konuşmasını bu yüzden dikkatle izlemeye çahştık. 'Kötü miras' m varatıldığını iddia etmiş olduğu Ozal Erdem dönemlyle ilgili tek bir kötüIrmesini, bir 'Imasmı' bile duymadıkKomışma tam aksine, o dönemle llgill iıvgO'crîe doluydu.» Çelebi, bir uzmamn bile içinde t>ulunmadığı maliyenin gerçeklerine yaklaşamadığını, zamansız ve ölçüsüz konuşmanm kimseye bir şey kazandırmadığmı ve slogan söyleyen politikacının er geç zor durumda kalacağını da sözlerine ekliyor. MtLLÎYET GÜNEŞ Doğu'da Genişletilecek Havaalanlan M. Ali Birand, 21 ekim tarihn yazısında, Türkiye'nin doğu bölgelerindeki on havaalanınm genişletilmesi ve bugüntin koşullarına uygun şekle sokulması konusunda A B D ile varılan anlaşmanın NATO ile bir ilişkislnın olmadığınt belirtiyor. NATO'nun «entrastrüktür programı»nda böyle bir projenin Kitlelerin Nabzı Güneri Civaoğlu, 19 ekim tarihli yazısımn girişinde, tanınmış bir iş adamımızın, ABD seçirolerînde Carter'e karşı kullanılan bir seçlm sıoganını anımsatarak, «Türkiye ekonomisinin kur tuluşu Sayın Turgut Özal'ın işsix tcal. masmdadır» dediğini aktarıyor. Pek çoklarının özal'm gitmesi iie sorunlarm biteceği umudu içine girmiş olduğunu söyleyen Cıvaoğlu, özal'a yönel Cumhuriyet Sahibi.CumhuriyetMatbaacılıkveGazetecilik T.A.Ş. adma NADİR NADİ Genel Yaym Müdürü MüesseseMüdürü Yazı Işleri Müdürü • Yazı Işleri MüdürYardımcısı Haber Merkezi Müdürü HASANCEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMETKORULSAN YALÇIN BAYER dışbasın... The New York Times Frankfurter Allgemeıne İspanya Seçimleıi Üzerine İspanya'da ayın 28'inde yapılacak seçimler Avrupa Sosyalistler Kulilbüne yeni bir üye kazandırabilir. Felipe Gonzales'in merkez . sol hükümeti demokratik yaşamın doğal blr seyrinl oluşturacak Yönetimdeki merkez . sağ hükUmet yorgun ve bölünmUş durumda. Gonzales'in tarih öğrenmeye üıtlyacı yok. Sosyalizm anlayışını Marks' tan çok piyasa teorlslne borçlu. Yapmak istediklerinin başında sanayil devletleştirmek, işsizligi azaltmak ve demokrasiyi sağlamlaştırmak geüyor. Öte yandan ordu içindeki darbe arzulan sürüyor. Seçim öncesinde yenl bir darbe girişimi ortaya çıkartıldı. Tutuklanan 3 subayın 1981 yılındaki dartıecilerle Uişklsl ortaya çıkartıldı İspanya artık 1936'ların tspanyası değil. Sosyalistlerle o zamanın Halk cephesi arasında bir benzerlik yok artık. tspanya'mn tarihl aynlıkçılığı sona erdi. Bu yıl NATO' ya giren tspanya, ortak pazara üye olmak için girişimlerini sürdürüyor. Çözümsüz Polonya Pederal Almanya'da yayınlanan Mu hafazakâr Franlrfurter Allgemeine Gazetesi, 1970'deki bir grevci işçinin rejimle işbirliği yapan bir sendikacı haline geldiği örneğini vererek, Polonya halkının geçmişten ötürü hayâl torıklıgı yaşadığım ileri sürüyor. Yazı şöyle devam ediyor. «Polonyalıların temel blr tecrUbesl hayâl kırıkhğıdır. Dayanışma hareketi ve örgütü bile hfikfimete blr ölçüde güveniyordu. Dayanışm» sendikasınm Gdansk'ta toplantı yapan liderlerinin akşara yataktan kaldınlarak toplansbil. mesi başka nasıl açıklanabilir? Gerçl bu ve 1976 yılmın İşçl Komiteleri hareketinin ortak yani, komplo tarzı bir gizlUlğe yer vermemeleriydl Belkl de, işin komplo yani buydu: herşeyin uluorta yerde, yasal ve suç olduğu İddia edilemez tansda yapılması. Ancak, lşler nasıl devam edecek? Kuzey trlanda ömeği, ekonomik ve toplumsal gelişimin içsavas ortamında da sürebileceği izleninü uyandınyor. Ancak, Polonya'da ordu, arabulncu değil, işleri yeniden yiirfitmenin önkoşulu ikl taraf arasında bir uzlaşmadır Gierek dönemindeki gibi llgiyl ekonomik kalkınmaya yöneltmck mümkün değil bu defa.» The Washington Post Mizan paj Yönetmeni TEMSİLdLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEPLERİ ALİ ACAR ABD Çelik Bunalımı ABD, çeljk sanayii sorununun adll olmayan yabancı rekabetten kaynak landıgı iddiasmı ısrarla sürdUrüyor. üluslararası Ticaret Komisyonu da ABD çelik sanayiinin Avrupa'lılarm rekabeti yüzünden zarar gördüğü kanısını pay laştı. Karar bazı Avrupalıları Uzecek Ancak, karar ABD'li sanayicuer için si. yasi bir zafer gibi görünse de elle tutu lur bir yararı olmayacak. Avrupa çeliğine uygulanacak vergiler ise, etkili bir önlem oluşturacak. Çelik bunalımı ABD'de 200 bin işçinin işinden olması na yol açtı. Ülke sanayidekl işgucünün hemen hemen yarısı bu rakam. İngil tere'de işsizlik yüzde 12'yl geçti. Bu Ulkede çelik sanayiindekl işsizük oranı ise azaldı. Fransa'da benzer bir gelişme söz kon^suf Diinya çelik Uretiminı artırabilmek için kapasitelerinl genişletti. Ancak, şimdi yüksek bir ekono mik ve sosyal faturayla birlikte tüm çe lik fabrikalarını kapat.mak üzere • YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN • Istanbul Haberleri :Selahattin GÜLERDış Haberler ; Ergun BALCI • Ekonomi: Osman ULAGAY Yıırt Haberleri • Barbaros GENÇAK Kültiir: Aydın EMEÇ . Magazin: Yalçın PEKSEN Düzeltme: Konur ERTOP Arastırmaı ŞahinALPAY BUROLAR * KonurSokak No.24/4Yenişehir ANKARA' Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 Halit Zlya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 2547 09131230 Atatürk Caddesi, T.H.K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel: 1455019731 Basanve Yayan: CUMHURİYETMatbaacılıkve GazetecilikT.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluİSTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) BOtün dOnys *• Turk Miin Eğitiminln uyguladığı yöntem «neMopla öğretim kurumu metodu ile miniıd* Ktndl kondlnlaı FOIMO MUHASEBE birliksan BÜBO MAKİNALA1U TAMİR MERKEEİ TAKVİM 24KKİM1982 t NGİLİZCE • ALM ANCA FRANSIZCA atranıp, «mo Mnneh. «ohg muOu «anmor taıto, Mm EJIUmdm «adllca «Tcrtomo atabmrıMz. OCRETSİZ İZAHU 6ROSÜSÛM02Û ISTEVİMİZ. FONO Mektuplo Oflntlra Kunmg Gunaofidu coo «3 MensrISTANBUL Tel 751352 • 7S52 W • J54783 İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ » " M « V . T S | 5.37 7.19 12.58 15.55 18.16 19.47 • Her marka yazı, hesap, teksir, kasa ve elektronik hesap makinaları tamir ve bakımı. • Abone kabul edllir. • Kullanılmış maklna alınır. Yüksek Kaldırım Cad. Oliva Han No: 30 Kat: 3 No: 15 KARAKÖY. Tel: 43 72 59 Satılık V.D.F. kopyası Müracat: 45 37 84 Küçükçekmece'de sahibinden telefonlu daire Tel: 79 45 15 SATILIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle