27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
# 1 3 EKİM 1982 KÖLTÖR YAŞAM Cumhuriyet 5 insanlaı\ve" sanaı. Doğıılu topium larda cinselliğin ikilemi lnseUlğln temlzllğinl ve masuralyetl muraî belge ni savunanlar, bunun doğal bir işlev olduğunu söylerler. Tersine, yani başka insan davranışlanna göre düşüklüğüne inananlar da, sıfc sık, cinselliğin insanın hay vansı yani olduğunu Jddîa ederler. Aslında hör 3kt yaklagımm da btrleştiSİ t i r nokta vardır: dogallıs. Bu na «hayvansı» gibi küçültücü adlar da tafeılsa, vurgulanan gerçekte doğalhk tır. Oysa bu tanım çok yeterll olmasa gerek. însanm biyolojik varlıgı stbette doB. KIİNG gal, ama bu varlığm her tur lü dışavurumu toplurasal: başka blr söyleyişle, bllin'% Batı toplumlannda cinsel • ahlâki tavırlan be cin ve toplumsal 'mraiların altında. Bu balirleyen iki koordinat var: dikey olanı, hem denetımi insanda. havvarysı kımdan. kısıtlayicı, hem de teşvik edici ekonomik ko bir çogalma iCRüdlsünden şullar; yatay olarn ise, kuşaklarla birlikte de söz etmek mümkün deRJİ. En eski insan topluluğunda ğişen ahlâk anlayışı. da sanınz mümkün degilinsellik, hem «dfinyanın en basit ve doğal şeyi», hem de di. Cinsel birleşmenin üKiksel ve duygusal «hazzı, genelde kültürtimüzün en önemli sorunu. Çünkü cinselliğin «zorunluluğtı» ne kadar doğal kabul ediliyorsa, o her zaman için, çoğalma dü nun, polıtik ve ekonomik egeroenlikle yalandan bağlantı şüncesinden önce getiyo<\ lı bulunan, değişmez toplumsal örgütlenmesi de o ölçüde küi Aynca, gene başmdan bettlrel uyuşmazhklara yol açıyor. Cinselliğin örgütlenmesinin ön ri, cinsel davranışm belir koşulları, bağlavıcı kurallar, yasaklar, kayıtlar, sorumluluklar 11 toplumsal kalıplar, ku vb... Bunlar, kamuoyunun aktanm kayışlan aracılığıvla yayılir rallar içlnde gerçekleştiğive afleden eğitim sclctdrüne ve ta yasa koymaya kadar yankıla nır. Bu kıırallann fikrî düzevdeld meşrulaştınlması işinı ahlâk ni, dolayısıyla başmdan be yüklenır; ve bu ahlâk dlnî, haîkçımilli ffaşızmdeki gibi), «akla ri çeşitli psikolojik gerilim davalı» (burjuva pozitivizmindeki glbi) veya psikolojik bilgıler ler, baskılarla birlîkte var temel alınarak lnşa edılmiş olabilir, fark etmez. Yani cinsellik olduğunu biliyoruz. Bir le uğraşmaya kalkan, aynı zamanda ahlâkî önkoşullarla, dola yandan Bachofen gibi esyısıyla politik sorunlarla da haşır neşir olmak zorundadır. ki antropologlarm, bir yan Bu arada, bır toplumun ahlâki standardmın genelde beîir. dan da Freud'un, hayvan Jenrnesi, birbmyle bağlantıh birkaç düzeyde gerceklâşir. Cınsel sürüsü modeli Ozerinden lıgin, göze en çok gorünen ve bizim Uberal özbilindmıze en düşünerek kurduklan, cn te>rs gelen toplumsal örgütlenme biçiml, devlet mudahalesi, ya eskl. yani serbest çiftleşme sa koyucu tarafından kayıtlar konmasj ve sanat ile eğlencenın cievlet sansüründen geçırtlmesi. Cinsel taleplerl yasaklarla talı ye dayanan aile modeli, her înatlaria dilzene sokmaya çalısmak, en azından bıı ış.taşlhak halde insan tarihinin hiçlannı koruyan perdeyı yırtmaya başladığında tartışma konusu btr aşamasında varolmadı. olmalt. însanm belli kurallara sa Ahlâkî temel ilkslerin belirlenmesinde rol alan ıkinci kuru hip bir topium olarak örmu, kendi kendilerîne ahlâkî ya&alara bekçtlık etme görevi ver gütlenme zorunluluğu, bimış «toplnmsal acentalarajanlar» oluşturur. Burada tabii, «cin yolojik cinsel bîrleşme <hsel ahlâk» (Ethik) alanmda hâlâ neredeyse bir tekel konumu tiyacmı her zaman belli &ir na sahıp olan kıliselenn admı en başa yazmak gerek. Bunun kurum içinde gldermesint yanında, çocuk bahçesmden okullara ve tinıversitedeki ögretime gerektlrdi. «Aile», çeşitli ta kadar, alılâki dunya tablosunu şekillendiren eğitim kuruluşlanm bncelikle belirtmeliyiz. Nıhayet, zaman zaman, ahlâkî değer rihî blcimleriyle, clnsellt toplumsal/kurumsal yargılarmın gerelde bağlayıcılığım çok çeşitli araçlarla sürdur ğin meye çahşan dernekler ya da başka birlikler kunıluyor (mili matrisini sağlamıştır. tan tutuculuklanyla arastra politıkacılann kararlarını bile etCinsellik aynı zamanda kileyen Amenkan kadın örgütlerinin bir zamanlar korku verlinsanın duygulanm en ci düzeye enşmış gücünü hatırlayalım; ya da Alman«Uhısu Koruyucu Birük»ın aslında pek de eıddi sayılamayacak, dolaylı yüksek derecede uyaran sansür bıçimleri uygulama çabalarını aklımıza getırelim. Öbür bir olaydır. Bu da, cinselyanda. cinsel azınlıklann dzorgutlenme denemelerı var, politik lik fiilî üzerine, «aile» gibi gruplar da cinsslliğın bastınlmasına karşı mücadeleyi program biçlmsel yanı ağır basan lanna ahyorlar. Bu düzeyde, cinsellik çevresindeki «kültür mii bir kurumun bütünüyle 1cadelesi», iktidar sorunlarımn çözümleriyle ilişkili oluyor. çeremeyeceği yoğun bir Cinsel ahlâk! değer yargılannm yaygmlaşmasınm üçüncü duygusal «üstvapı» kuruîve genellikle önemsenmeyen biçimi ise, kitle iletişım araçlannın masma yol açmıştır. Bu etkıleriyle hayat buluyor. Bu açıdan eğlençe özellikle önemli. duygusal yo^unlaşma, çok Bu işin yelpazeâ de, üste* başı parçalann tutucu • bastırıcı sözlerfnden, resimli roraanlann belirll biçimlerine ve sansür tehdidl eskl zamanlardan beri bilî nen, ama içeriği de tarihl altındakl pornografiye kadar uzanıyor. gelişmeye göre önemli de Eğlencenin sunduğu özdeşleştirme Imkânlan o kadar çeşifr gösterebilen, li ki, son derece farklı ahlâkî sistemlere bile burada yer bulu ğişiklikler nabiliyor, son derece farklı talepler kabul edileblliyor. Çünkıl «aşk» dediğimlz soyutlama gerçekten Batı"nm çok gelişmiş sanayi devletlerinde kamuoyunun başlıgı altında ele alınabibir tek bağlayıcj cinsel ahlâka sahip olması beklenemez; top llr. Buna göre, cinsellijin lum birçok değişik altkültüre ayrışmış halde, bunlarm da bsr kurumsal kanalı «evlilik» birl başka, hattâ ötekine karşıt ahlâki değerleri içeriyor. Cin ise, duygusal yticeltimi de sellik konusundaki tartışmamn böylesine dağınık ohışunun ne «ask»dır. denini burada aramalı. CînselHğin gerçekleşmeYanyana ve karşı karşıya, rekabet haltede varolan değişilc slnin toplumsal olarak & ahlâk sıstemlerine bdlünüş, her şeyden önce, cinselahlâkî yaklaşımın biçimlenmesini etkileyen iki değişik ölçütün varfjğından otürü biraz zor seçilip tanmabiliyon Dikey koordinat, ekonomik durum olsun; kişinin, kendi cinselliğine ve cinsel temalarm «kamuoyuna açık» bir şekilde ortaya serilmesine ve tartışılmasma ilışkin tatmnı biçimlendiren etmenler, çalıştığı işyerindeki koşullar üe kendi âünyasında sahıp olduğu boş zaman, burada yer alır. Cinsellik ve erotizm, insanı bütıin olarak isterler (tartışmalarda çoğu zaman atlanan bır olgu). Boından öturu, gündelik deneyim (izole, anlamsız çalışrna yuzünden doğan yabancılaşma, varlık korkusu, «stres» EE ELMA <URDU kısıtlayicı aile yapısı v.b> yol açtığı şekillendirme, insanın ötoLE eA<^Lir^i ki insanlarla olan ilişküerinl (erotizmin en genel tammı) ve haz ). SERÇEN.N alma yeteneğini etkiler. Ancak birey, ihtiyaçlannı tanımak ve karşılamak ve eşinln ihtiyaçlannı algılamak bakımlanndan belirll bir ölçünün tizerlnde özerkliğe sahipse, cinselliğe mutluluk boyutu eklenir. (Bu bağlamda, bîzzat eğlencenın, tam da cinsel davranıslarla uğraşmaya başladığı sırada cinselliği ilk planda zorunlu bir şey olarak sunduğunu hatırlatmak isabet olur.) Bireysel erotik taleplerin özerk biçimde yerine getirilmesi, bugtin hüküm süren koşullarda ancak pek küçük bir azınlık içm ınümkün. Yani lnsan (birçok yönde uğraş vererek*, «erişehüdlğl mlktarda» erotizme hak kazannıaktadır. Çalışma koşullarına gdre, her insanda, cinsel gerçekliğinl meşrulaştırmasına, beceriksızliklerinı hazmetmesine ve taleplermı drglitlemesine imitân verecek bir özgün erotizm tanımı oluşabilir. Ekonomik zorlamalann egemenliği altında, bizzat cinsellik de ekonomik bir sorun olur. Bu baŞlamda her ahlâkî değer sistemi, kişisel düzeyde pratik ve kişinin kendi dünyasında gerçekleştirilebilir ve paylaşılabilir olduğu oranda iyi sayılır. Cinsel ahlâki bakış açısımn belirlenmesinin Ikind, yatay koordınatı ise, değışen kuşaklarla birlikte ahlâkın da değişmesı. Yalnız bu açıdan cinsel ahlâkın değişmesi, cinsel davranışm değışmesınden daha guç. (Cinsel davranışm bır biçimi, çok değişiic ahlâkî sıstemler ıçersinde meşrulaştırılabilir.) öncelikle iletışim biçimleri ve giyim • kuşamdaki, jestlerdeki, en çok tutulan eğlence olajmdaki erotik simgeler, «yetlsldnler»e oranla çeşıtH genç altkültürlerinde daha ilerdedir; erotik ıhtiyaclar ilo gelenekleşmiş normlarm çarpışmasmdan doğa» anlaşmazlıklar, her seterinde bır başka erotik mitos aracılığıyla ıfadesini bulur. Genç altkültürler pek nadiren bır episod niteliğinden öte bır ş>eylere sahip olduklarından, ahlâki nörmlarda öyle kalıcı bir değişikliğe yol açamazlar. Ahlâki sıstemlertn çoğulluğu ise, ortaya çıkan kültür çatışması gerçek politik değişimlere yol açabilaceğl ve iletişim araçlanyla yakalanıp zaptedilemediği anda smırına varmış olur. «Bir altfcüıtürel ahlâk, resıni költürcl mlrası, lnsan cinnelll^ino llişkin gelenekleşmiş değerleri, norraları ve amaçlan ne kadar radikal bir biçimde tartışma konnsu edlyorsa veya, hattâ bir tarafa atıyorsa, altkültürün kabul eclilmesi ne ölçüde süreeelen dfizenin değişnıesine bağlıysa ve katnuoynnıın çapı ne kadar büyükse, sftzkonusn altkültürün cıkardığı çatışma o ölçüde yoğun ve kapsamlı, on;ı uyçulanacak dcnetim o ölçüde sıkı olacaktır» (Ingrıd Kroner). Bdr yandan ekonomik ve toplumsal koşullarca tanımlanan bir tabakaya, öbur yandan yasa bağlı olan bir altkültüre bağlı bulunması, insanın hangi ahlâki sıstemi «kendlslnlnki» olarak kabul edeceğini belirliyor. Ancak tabii birey «kendi» ahlâki ile pürüzsuz bır beraberlik sürdüremeyecck; böyla bir zorunluluk yok; belirleyicl olan, bu ahlâkın, nayatı şekillendirme bakımından belirll ölçülerde gUvenilir bir zemin olarak görülmesl. Burada çizilen tabloya göre, aydmlatma, yani teort Uzerinden giderek ahlâk! değerleri değiştirme çabası, eğer kendisinl sadece cinsel tabulann mitosluktan çıkarılması İle sınırlarsa pek bilyük bir etki yaratamayacak demak ki. Başka deyişle: lşgününün kısaltılması, verim baskısının azaltılması, strese yol açan çalışma koşullannm ortadan kaldırılması v.b., cinsel özgürleşmeye, teorik tartışmamn sağlayabilecegi her şeyden daha bnemli katkılarda bulunacak. ÇünkU eros'un ölümcül düşmam korkuyu biza asıl aşılayanlar, ahlâk vaızleri değil gündelik yaşantımızın koşulları. Ve, eğlence, hayattan duyduğumua korkuyu azaltmayı ne kadar az becerebiliyorsa (ve istiyorsa), erotik eğlence de, bugünkü egemenlik sistemlmizda eabit bir rol listlenmis bulunan cinsellikten duyulan korkuyu o lcadar az glt^erebilir. C Popüler kültürde seks C gütlenmesl zorunluluğu, bir başka söyleyişle, cinsel bir leşmenin kimler arasmda mümkün olabilecegini duzenleyen kurallar, başka toplumsal kurallar ve yasalarla birlikte, psişik ya saklar, tabular, dolayısıyla da «giinah» kavramını getirmlştir. Topium içîn böylesine önemli bir sorun olan örgütlenme yalnız ca dışsal yasaklara bel bağ layamazdı. Ancak yasagın içselleşmesi, psişikleşmesi, topium için gerekli bireysel durduruyu (inhlbition) sağlayabllirdi. Ama bu da, başmdan beri. cinsellik durtülerinin çok gıiçlü ya sak ve günah duygulanyla birlikte varolmasmı zorunlu kıldı. Yasaklar, çeşıt li toplumsal örgütlenme bl çimlerinde değişti, ama ya sağın zorunluluğu değlşmedi. Bu yüzden de, tarih boyunca, cinsellik birtakım «stres»lerle birlikte varoldu. Her topium, kendi ana mantığma göre birtakım cinsel «norm»lar getirmekle, kendi töresi içinde «anormabin ne olduğunu da tanımlamış oldu. Ama kuraldışınm çekiciliği hiçbir topium biçiminde gıde rilmedi. Sadece, bilinç dışına itildi. Toplumlar kar maşıklaştıkça gelişen sınıf sal eşitsizlikler ve cinsel eşitsizlikler, bireysel psikelerde yer alan gerillmleri de yeni belirlemelere uğratarak karmaşıklaşürdı. Antik cağm çoktanncı dinlerine oranla, tektanncı dinler, cinsellikle günahı daha fazla özdeşlemişler dir: Bu dinlerin açtığı yeni manevi evren, flzikselliği toptan yadsımayı gerektlrl vordu. «Rub» ve «madde» arasında böylece açılan bu yapay uçurum, cinselliği dogal olarak en büyük günahlar arasma koyuyordu. Cinselliğin çekiciliği. «kışkırtıcılığı», dindar insanın kendini koruması gereken başlıca tuzaklardan birl haline geldl. «Madde» ve «rub» kavramlarının blrbirinden kop roası, «cinsellik» ile «aşk» arasma da bir duvar ördü. Katı kurallann cinselliği ezmesl, sınırlaması, aileyl «yararülık» çerçevesine hapsetmesi, «aşk» kavramı nın alabildiğine abartılmasına yol açtı. Bu eğilim, ortaçağda, hem Islam, hent de Hırlstiyan uygarlıklannda açık seçik gözlemlenebi1 lır. Kotülenen cinsellik, in san hayatımn en güçlü düc •v tülerinden biri olma özelliğinî kaybetmemişti elbette. O zaman, hayalî bır dü zeye aktarılan cinsellik, ytt celtilmlş bir aşka dönüştU rülerek, baskının getirdiği gerilim burada giderilmeye, boşaltılmaya çalışılırDolayısıyla, yüceltilmiş «aşk» da, çeşitli alegorilerle yan yarıya gizlenir. Ge rek doğuda. gerekse batıda, aşk şilri ile mistik dint şiirîn blrbirinden kolay ko lay ayırdedilememesinin ne denlerinden biri budur. Batı'daki aşk şiirinde ve ra manslarda zamanla bir «zina» teması belirginleşmeye başladı. Bunun bir nedenı, feodal toplumdaşüphesiz. egemen sınıf düzeyinde ge çerli bunlar evlenmelerin çiftler birbirlerini tanımalc sızın, aileler tarafından ka rarlaştırılması olabilir. Bu durum, evlilikte aşka hlç yer bırakmıyordu. Katolik dini, ayrıca, boşanmaya da izin vermiyordu. Biı* başka nedeni ise, evliliğin cinselliği kurumlaştıraraK yok etmesine karşı duyu lan bilinçaltı tepki olabilin Aşk ve cinsellik, ancak evliliğin resmiyeti dışmd» keyifli bir olay olabillrdi. Özellikle Latin kökenli Ba tt ülkelerinde bu ideolojife temel, bugünün sanatına kadar süregelir. Madam Bo vari gibi başyapıtlarm ana teması olduktan başka, «aşk üçgeni» üstüne kurulu nice Fransı^ filmini de esinlendirmiştır. Doğu toplumlanna ve bu arada Osmanlı ııygarlığına gelince, buradaki tamamen erkek topluluğuna dayah ahlâk, zinayı kesinkes yasaklamıştır. Batı edebiyatı, cinselliği evlilik için de imkânsız (yani «coşkulu» bir cinselliği), ve ancak evlilik dışında mümkün gösteriyordu. Ama bütün o aşk mitosunun nesnesi olan «kadın», iki hayatı ay nı zamanda yaşayabiliyordu. Doğu kültüründe ise pla tonlk aşkm nesnesi olan ka dmla cinsel aşkm nesnesi olan kadın birbirinden ke sinlikle ayrılmıştır. Cinsel lik kesinlikle kirll, aşk ke sinlikle temizdir (çünkü «aşk», ancak «temiz» oldu ğunu ispatladığı zaman varlığmı mazur gösterebilir.) Dolayısıyla iki duygu nun aynı insana karşı ya şanması mümkün değildir, Böylece kültür, temelde aynı olanı ayrıştırır. Erkek", blr kadma âşık olabilir, ama cinsel tutkusunu başkalarıyla yaşamak zorundadır. Çünkü zaten cinsel haz öylesine çirkin, «hayvanî» bir şeydir ki, bundan paymı alan bir ka dm sevilmeye lâyık olamaz. Her ne kadar şimdiye kadar aşk ideolojisinden en yüksek soyutlama düzeyin de söz etsek ve fiilen yaşananla ideolojik yüceltim arasmda uyuşmazlıklar olacağmı peşinen kabul et< sek de, ideal düzeyin varolan lllşkileri etkjlememesî düşünülemez. Osmanh top lumunda ise, ideal, bu aynşmayı sürekli zorlar. «tffetli» kadın, clnsiyet dışt (aseksüel) olmak zorundadır. Bütün ara mekanlzmala ra (cinselliği «beşeri zaaf» olarak hoşgören) rağmea, cinsellik kavrammın bu şekilde kirlenmesi, dolayısiyla soylu aşkm nesnesi olan insanla cinselliğin yaşanamaması, insan hayatımn bu son derece önemli alanmda kolaylıkla aşılarnayan bir sağlıksızlık yaratmıştır. Bunun sonuçlarmı Türkiye bugün bile yaşamaktadır. Mercimek Ahmet'ten Kabusname Cimada Fayidelisi ve zî eger kendüzünU » « m e s e n bs. rı sevdiginle cima etme. tâ ki yanlısı kangısıdır. Anı sevgi bünyadı kedilmeve. Zira ki sevgl bir ıshcak n e s n e ^ ve beyan eder. $ Şöyle ki dedim, cok cima et. meğin zıyanı var ve hem az etmeğıa daha ziyanı var. Pes her nesne mıyane hoştur. Ol öahı ıstıha ile yanl gayet arzu ile hoştur. Ve lâkin eger gayet 1^tıhan ola, ya olmava, elbette ıssı hamamda ve ıssı günde ve katı sovukta cima etme ıd katı ziyan eder, hassa ki pırlik deminde ola. Amma evvel banarda gayet hoştur cima etmek ve Bu sefer kadri büinmiş si ilginç. Ortaçag'ın Hıristi farkü. Son paragrafta görul her tabiata muvafıktır. Zira ki bir klasigımız var. Kabus yan fılozofu Thomas Aquî duğu gibi kadınerkek far evvel bahann tabiatı mutedilname bilindıği gibi Keyka nas da iki kardeşm cinsel kı da pek gözetilmiyor. Bu cür. Çünkü bahar havası ,nutevus tarafından 1082 yılm bırleşmesıni benzer bır ge sanki, dol bereketiyle toplu dıl ola, çeşmelerde ve pmarlarda yazılmış bır kıtaptır. Bır rekçeyle (rasyonel olarak) luğun bereketini temsil e da su çok olur. Ve âlemde hoşEmir olan yazar kitabı «oğ yasaklamak ıster. Kardeşler den eski kabile krallanndan luk ve rahatlık artar. ÇünkU luna nasihatler» olarak ta zaten birbirıni sever buna kalma bir ahşkanuk. Key âlemı kübra böyle ola, bizim sarlamıştı C çağda bu tıp bir de sevişme tutkusu ekle kavus'un ögutlerinde. cin tenimiz klm âlemi sugradır, o te pek çok kitap yazılmış nmce sevgi fazla gelecektir; sellik kabul edilmiş bir ol nıtekı âlemi kübrada sular tır.) Dönemin antik kla aşınlık da her zaınan kotü gu: Kaçınılmaz, keyifli, ama artar, bizim dahi âlemi suğra teıumlzde kan artar ve kandan sık dunyadan kalma bilgıl'e dur. Keykavus da bu metinde ılımlüığı öğütluyor. Sa insaru yucelten bir şey de şehvet artar. Pes sehvet art> rı ile çağdsr, îslami tılgiletığı vakitt« cima safah oluı ve rınin bir kanşımıdır. Bura/ rayda hükümdann elindeki gil. Kanı fazla gelenin kan ziyansız olur. Muvafık ç^rapaldırması gibi şehvet de imkânların sonsuzluguna ya aldıgım metin, Milü Egi larla ve taamlarla; ve tohma tım klasiklerinden, XIV. karşı. bu kışkırtmalara *ge artınca dindirilmeli, ama olunca veme, yanı usanınca cıreginden fazla» kapılmama bu işe bundan büyuk anlam nıa etme. Ve yaz olıcak Hvretyuzyılda yapılan Mercimek erdemini göstermesıni dili lar yüklemek sözkonusu bi lere mevlet ve kışm oğlaalara, Ahmet çevirisidir. yor. Ancak «sevgi» ile «cin le değil. Hükümdann boşa tâ ki tendünlst olasm. Zira kl lıp rahatlamasına yardımcı oğlan teni ıssıdır, yazm 'ki ısKeykavus'un oğluna o sellik» arasmda böyle bir ayrım yapılması ilginç ve olacak kadınlar ve oğlanla sı bir yere gelse tenî aaıdur ve ğutleri güphesiz anstokratik ra bakışı, metinde görüldü a\Tet teni sovuktur. kışın iki bir hayatın değerlenni yan anlamlı. sıtıyor. Burada, sevdiği mHükümdann cinsel ahlâ ğu gibi, daha çok «termal» sovuk bir yere gelse teni kurudur. vesselâm. sanla yatmamayı öğutleme ki, normal ınsanınkinden bir çerçevede kalıyor. cima ettlğin bilir ki$i va no cimam lezzetin. Amma top çaresaa olıcak barl mahmurla cima etmek yeğrektir, tâ ki sacima bir sovu:: harekettir U fasından haberdar ola. Ol daht cerem bu sovukluk ol ısıtacağı eyyamda, bir gerek. Bulduğunöyle bitaıis ol ev oğul M bozar. Pilcümle eğer sevdiğin ca kişı bunamamak srerek. Yanı cıma etmek eğerçi kı dün de dahı yenemezsen kendüzünU ele girdiğince iş buyumuş deyanın lezzetlerinden bir ulu barl dmaı sarhoşla etme. memek «erek. Zira kl her ele lezzettir. Velî bunun lezzetlne Zira kl lıer cimada bir lezzet gırdiğince cima etmek bayvanaldamp çok meşgul olma, tâ ki teshir olur dimaSda. Pes dJ Jar işidlr. Zira havvanlar vakt ten bünyadı kedilmeye. Ve mağda süci îiili dolu olsa, ne ve bivakt bilmezler. Ne vakıt ki elıne girdl, islameğe başladı. Pes âdem olan vaktin EOzlemek gerek, tâ kl hayvan üe anın arasmda fark ola, bilıne ki bu âdemdlr, ve ol hayvandır. Kabusnamede cînsellik üstune BUL.ACAK ÇOK,Y CoPÇATAN BULDUM jdliKİME rDUMDUMA 7 ELMAA DfRSEfM JKMUUT İÎRMMT ARMKJI BehicAK T. C. BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN ILAN Esas No: 1982/590 Karar No: 1982/939 îstanbul, Fatıh. Sofular Mah. C: 21/2, S: 130, K: 2/1'de nüfusa kayıtlı Ahmet oğlu, Halide'den olma. 1960 D.'lu Mütah1 har Efdal YÜKSELMfŞ in M K.'nun 369'ncu mad desi gereğınce hacr altına alınarak aynı yerde nüfusa kayıth Raif kızı. Fatma'dan olma, 1338 D.'lu annesi Halide YÜK SELMlŞ'in velayeti alüna konulmasma 23.9. 1982 tarihinde karar verildiği ilân olunur. (Basın: 10388) ÇEVİREN:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle