19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 5 EYLÜL 1981 Çayan Sempatizanları, orgutu uyesı 8 kisiye idam istendi Haber Alerkezl Yasadışı THKPC Yolunda Devrimci Sempatizanlar Birliği (Çayan Sempatizanlan) adlı örgütün 16 sanığının yargılanmasma İstanbul Sıkıyönetim 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde başlandı. Askeri Savcı, sanıklardan Erdoğan Tatlav, Hasan Yavuzkara, Tuncer Sarptunalı, Filiz öğ retmen, Zekeriya Çellk, Osman Nuri Terzioğlu, Mehmet Emin Aykol ve Şahin Boy'un TCK'nın 146/1. madesi uyarınca 1dam cezasma çarptınlmalarını, ömer Çhğırgan, Ertuğrul Sağbllge, Sabahattin Koç, Ayten Alkan, Gülten Hayaloğlu, Mehmet Kocalar, Gençay Dadaş ve Halil Koç adlı sanıkların da 2 yıldan 36 yıla kadar ;eşitli hapis cezalanna çarptırümalannı istedi. Sanıkların kimlik tespitinden sonra Askeri Savcı iddianameyi okudu. MLSPB adlı örgüt üyesi Hüseyln Şakül'Un 22 tem muz 1979'da Avcılar'da örgütü eleştinnesi nedeniyle öldürülmesi üzerine bu örgütün doğduğunu anlatan Askeri Savcı, özetle, «örgütün gerçekleştirdiğl eylemlere baktığunızda (cürmünden büyük) işlere anarşist bir heyecanla ve marazi bir kararlıhkla kalkıştığını, esefle görmekteyiz. Genelde devletin olmak üzere, Türk ordusunun erinden generaline kadar düşman Uan edllerek ve hedef ittihaz edllmek suretiyle acımasızca nasıl ateş edildiğini, anlamsız ve tiksindirici cüret ve donkişotvari tavırların nasıl çıkmaz içerisinde bulunduğunu gösteren akıl almaz hayret ve ibret verici bir tablonun varlığını başlıbaşma ortaya koymak tadır» dedi. Askeri Savcı, örgütün doğuşunun ve eylemlerinin ortada «psiko patolojik bir olay»m söz konusu olduğunu işaret etti. Sanıkların, yazar İlhan Darendelioğlu'nun, Mercan Türk 2 SOL EYLEMCt 33'ER YILA MAHKUM OLDTJ ANKARA Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numaralı Askeri Mahkemesi 7 haziıan 1978 günü Dikmen îlker Mahallesin de Şakir Karataş'ı öldüren ve Hamit Şener'i yaralayan thsan Yavuz Çağlayan ile Mehmet Poyraz'm duruşmalanm sonuçlandırarak karara bağiadı. Üyesi bulunduklan yasadışı Dev Yol örgütüne ait bildirileri dağıtırken verdikıeri bildiriyi buruşturarak yere attğı için Şakir Karataş'ı öldüren Ha mit Şener'i yaralayan teröristler eylemlerine uyan TCK'nin 448/9, 448/6259 maddeleri gereğince 33'er yıl 4'er ay ağır hapis, ruhsatsız silah taşıdıkları için de ayrıca 10 dy hapis ce zasına çarptınldüar. Mahkeme ayrıca sanıkların ömür boyu kamu haklarından yasaklanmalanna ve cezaları müddetince hacir altma alınma larına karar verdi. Dunkü duruşmada sorgusu ya pılan sanıklar kendilerine yüklenen silahlı eylemlen işleme diklerini öne sürerek suçlamalan reddettiler. Sanık avukatlarınm ve bazı sanıkların görül mekte olan davanm kaynağını oluşturdugu gerekçesiyle MLS PB adlı yasadışı örgüt davasıyla birleştirilme isteğini reddeden mahkeme, duruşmayı tanık ların dinlenmesi için biı başka güne bnaktı. MAHKUM OLDU İSTANBUL Yasadışı DEVSOL örgütüne üye olmaktan sanık İrfan Gültekin, îstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numaralı Askeri Mahkemesi'nce 5 yıl ağır hapis cezasma çarptınldı. Ş6MSİ ÖZKAN TUTUKLANDI • Yasadışı MLSPB adlı örgütün Merkez Komitesi üyesi Şemsi Özkan, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numaralı Askeri Mahkemesi'nce dün tutuklandı. 39'U TAHLtYE OLDU TARSUS Geçen yıl Fevzl Çakmak ve Fatih mahallelerinde meydana gelen ve 2 kisinin ölümü, 7 ev ile işyerinin yakılmasıyla sonuçlanan olayla ilgili 78 sanıklı davaya dün Tarsus'ta devam edüdi. Dünkü dunısmada sanıklardan 39'unun tahliyesi kararlaştınldı. Böylece bu davayla ilgili tutuklu sanık sayısı 33'e düştü. Daha önce de 6 sanık tahliye edilmişti. ADANA Sıkıyönetim 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde sonuçlanan 2 davada, 5 sanığa çeşitli hapis cezaları verildi. Askeri Mahkeme Adana'da yerleşik yerde ateş etmek, adam öldürmeye tam teşebbüs ve ruhsatsız tabanca taşımak suçlanndan yargüanan Hüseyin Seven ve Selahattin önder' i 11 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların ayrıca ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanmassna da karar verildi. 36 YILA MAHKÛM OLDU GÖLCÜK Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde karşıt görüşlü Hayrettin özçap, Ali îhsan Bakioğlu ve Müjdat Akgün'ü öldürmeye tam teşebbüs suçundan Donanma ve Sıkıyönetim Komutanlığı Gölcük Askeri Mah kemesinde yargüanan sağ görüş lü Yücel Orhan 36 yü ağır ha. pis cezasma çarptınldı. Mahkeme, sanığın ömür boyu kamu hizmetlerinden kısıtlı kabnasını da kararlaştırdı. £ Ankara'da DevYol üyesi 2 eylemci 33' er yıl ağır hapse mahkum oldu. Ticaret Bankası soygununda jandarma erleri Selahattin Pehllvan ve Izmit Uzunoğlu'nun şe hit edilme'.eri, Tuzla Piyade Okul Komutanı Tümgeneral Sab ri Demirbağ'ın silahlı saldırıda yaralanması, Tünel'de İETT Gü venlik Komutanı Albay Cezmi Oîcay'ın yaralanması, Avcılar İş Bankası soygununda jandarma erleri Hüseyin Gürdal ve Kemal Mert'in yaralanması, Sarıyer Emniyet Amiri Başkomiser Aykut Genç'in öldürülmesi, eşinin yaralanması gibi olaylara katıldıkları belirtildi. Mustafa EKMEKCİ Görüp Gecirdiklerimiz... onuklan karşılayıp, konnşan, uğurlayan genci görünce şaşırdım. Eoyu 1.80'in üstünde, yaşı yırmibeş var, yok. Ya da, bana öyle göründü. Libya'lı diplomatlar, çevresinde dört dönüyorlardı. Genç, Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi Halk Bürosu'nun Halk Komitesi Sekreteriydi. Yani Büyükelçi. Adı: Dr. Omran Fituri İsa. Libya leylül devriminirı 12'n'ci yıldönümü dolayısıyla, Ankara'da Halk Bürosu'nda elçiliğinde verilen kokteyldeydik. Günlerden 1 eylül salı akşamı. Halk Komitesi Sekreteri Omran Fituri îsa, Amerika'da doktora dersleri almış, Trablus'ta doktora cezini yazıyormuş Ortadoğu üzerine. Kaddafi Büyükelçilıklerl kaldırıp, Halk Komitelerinin göreve gelmesini isteyince, doktora öğrencisi Fituri îsa'mn da Ankara'ya gönderümesi uygun görülmüş. Kendini birden Ankara'rmı diplomatları arasmda bulan Fituri, doktora tezinin daı1a yansım bitirebilmiş. Kokteylde içki yoktu. Ayranla, çeşitll meyva sulan sunuldu çağrılılara. İki kat salonla, bahçe gelenlerle doluydu. MGK üyesi, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ersin, Orgeneral Öztorun, Orgeneral Uluğbay, Org. Toroslu, Tümamiral Biren, Bakanlardan Cantürs, özal, Türkmen, Özgür kokteyle gelenlerdendi. Kasım Gülek, çok neşeli görünüyordu. Hilmi Fırat da. Sosyalist ülkelerin büyükelçüerinin büyük bölümü gelmişti. İran maslahatgüzan Dr. İçtihadi, yalnız başına bir köşeye çekilmişti. ABD Büyükelçiliğinden gelen yoktu. Düşürülen uçak olayı, kokteylleri de etkilemiş olmalıydı. Konuklara tabakalarda tandır kebabı, dönerli pilav, tavuk sunuldu. Her çeşit meyva masalardaydı. Libya elçiliğindeki kokteylde, kafalarm çoğunda yanıt bekleyen sorular kuşkusuz, Libya Devlet Başkanı Kaddafi'nin, basında da çıkan sert demeçleriydi. WASHİNGTON NBC televizyonunda muhabirlik, Newsweek dergisinde editör lük yapmış olan tecrübeli bir gazeteci arkadaş, «bu kentte her sabah yüzlerce telefon konuşması yapılır» diyor. «Erkenden, siyaset sahnesfndekl oyunculann borsa değer leri tartışüır. Dün gece kim hangi parti ya da toplantıdaydı? Kiminle neler konu?tu? Klmin kredisi arttı, klminki azaldı? Böyle seyler konuşulur. Başkentin gerçek siyasal barometresi işte bu konuşmalardan izlenebilir.» Bu sözler, üç asağı beş yu kan, dünyanın tüm başkentleri için geçerlidir. Ankara, Roma, Lizbon işin özü bakımmdan birbirinden pek o ka dar farkh değildir. Washing ton da değil. Ne var ki, burada oynanan oyun çok daha büyük, sonuçları tüm insanlığa dokunuyor. Başkentîerin kendilerine öz gü mevsimleri, fırtmaları, sesleri ve tempoları var. Kimi zaman bir söylentinin, ka ra bir bulut gibi kentin bir tepesinden kalkıp başka bir tepesine doğru ilerlediğini gö rebiliyorsunuz. «Filanca bakan istifa edecekmiş.» «Sahi mi? Nereden duydun?» «Güvenilir bir kaynaktan.» «Hayret, bir soruşturayım bakayım.» Başkentin dört bir yanmda telefonlar çalmaya başlıyor. Başkentliler siyaseti günü gününe yaşarlar. Olaylar, söy lentüer, dedikodular bir anda patlar, gelişir ve söner. Uzaktan bakanlar için belki tarihin amansız adımlarıdır bu olaylar. Ama başkentliler bunları kişisel serüvenler ya da gündelik çekişmeler olarak izlerler. Böylesine bir miyopluğun tehlikeleri çoktur. Kişi ağaçlara bakarken ormanı gözden kaçırabilir. Ama keyifli yanları da yok değildir. Siyaset sahnesini en ön sıradan izleyenler, baş oyuncunun yüzündeki kırışık lıkları örten boyayı ve tepesindeki keli saklayan peruğu da görebilirler. Amerika Mektubu Haluk ŞAHİN Baskent havası... larma söz verdiler. Bu arada Kongre de tatilde. Senatör ve milletvekilleri seçmenlerinin nabzım yoklamakla meşguller. Başkent, her başkent gibi, asıl sahiplerinin, yani bürokratlarm, eline kalmış gibiydi. Durum bugünden başlayarak değişiyor. Başkan Reagan, gönlünü California'da bı rakıp, Beyaz Saray'a dönüyor. Bir bakıma, eüz ile birlikte siyaset mevsimi de başlıyor. Gündemin en üstündeki so runların çoğu askeri sorunlar. MX füzeleri nereye yer leştirilecek? Radarlı gözcü uçakları Awacs'lar, İsraü'in itirazına rağmen, Suudi Ara bistan'a satılacak mı? Nötron bombası lokması Avrupa'daki müttefiklere nasıl yurtturulacak? Radyolarda, gazetelerde garip silah adları kulakları tırmalıyor. Herkes askeri strateji uzmanı... Her kes silah üstadı... Ürkütücü silahlanma hummasmın belirtileri her yerde görülebiliyor. Bu arada. Reagan'm şimdiye değin tereyağından kıl çe kercesine başarıyla yürüttüğü ekonomik planm alarm zilleri çalmaya başladı. Borsada fiyatlar sürekli düşüyor. Bütçe açığınm tahmin, edilenden çok daha fazla ola cağı sanıhyor. Askeri harcamalarda yirmi milyar dolara yakm azaltma yapılması söz konusu. Reagan'm bu sorunların üzerine nasıl gideceği merakla bekleniyor. 1980 yılında satıs sorunu olmayan 7 5 0 gazete yayınlandı >•* Türkiye'de gelişmiş ülkelerden daha çok go zete yayınlanıyor. Yasada belirli koşulları yerine getirmediği halde okunmak için çıkmayan gazetelerin sayısı artıyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ankara, istanbul ve izmir 11leri dışında kalan II ve ilçelerde yayınlanan yerel gozete sayısının 1980 yılında 750'nin üzerine çıktığı belirlendi. Yerel gazetelerle ilgili bir calışmadaki veriler 1976'dan 1980'e kadar ortalama 60 ye ni gazetenin yayım hayatına başladığını gösteriyor. 1980 yılında ise yayın yaşamına ye ni giren yerel gazete sayısının 75 olduğu belirtiliyor. Bu sayı (750) bir çok gelişmiş ülkede yayınlanan gazete sayısının çok üstünde. Araştırmada yayınlanan yerel gazete sayısının çok önem li bir celişkiyi içinde taşıdığı da belirtilerek şöyle deniliyor: «Bu çelfşki, yayınlanan gazetelerin dörtte üçünden fazlasının okuyucusunun olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu gazetelerin Içerik ve baskı teknikleri Incelendiğinde, yayınlayanların da okuyucuya ulaşmak gibi bir endişeleri olmadığı, hatta okun masının maliyeti artıracağı iCİn istenmediği açıkça görülecektir.» Okuyucusu olmadığı, olma sının da yayınlayanlarca Isten mediği halde, bu gazeteler res mi ilan yayınlayarak elde edeceklerl gelir ve (Sarı Basın Kartı) ayrıcalıklarından yarar lanmak icin yayınlarını sürdürürler. Basın ilan Kurumu'ndan alınan resmi llanlarla aşırı kâr sağladıkları bellrtilen bu gazetelerden bazılarının Ise yasal koşullara uymadıklarının saptanmasının çok kolay olduğu belirtilerek, şu gö rüş 6avunuluyor: «Resml İlan ve Basın kartı dağıtımı, yasalarca belll koşul ların gerçekieşmiş olmasına bağlanmış olmakla blrlikte, çok sayıda gazetenin bu hak lardan, yasada belirli koşulları gerçekleştirmsden yararlandırıldıkları dikkati çekmektedir. Bu da gazete sayısının sağlıksız ve yapay bir blçimde artmasına neden olmaktadır.» Çalışmada yerel gazetelerin en önemli finansman kaynağının resmi ilanlar olduğu vurgulanıyor. Zor olan aynı çerçevenin içine hem peruğu hem de de korun bütününü sokabilmek. Washington'dan yazmaya baş ladığımız Amerika mektupla rında çabamız bu olacak. Başkent Washington son dört beş haftadır alabildiğine durgundu. Biraz boşalmış bir kafesi andırıyordu. Başkan Reagan, California'daki çiftliğinde uzun bir tatile çık mıştı. GUnlerini at sırtında dere tepe dolaşarak ya da uyuklayarak geçiriyordu. O ka dar ki, Amerikan uçakları iki Libya uçağını düşürdüğünde haberi en son duyan Reagan olmuştu. Bu durum epey eleştiriye konu oldu. Başkan' m yardımcılan bir dahaki sefere Reagan'ı uyandıracak BİR İLAÇ FABRİKASI SAHİBESİ DÖVİZ KAÇIRMAKTAN GÖZALTINA ALINDI • ÜMRANİYE'DE YENÎ ÎSTANBUL ÇARŞISININ MÜTEAHHÎDİ MÜŞTERİLER1 Nt DOLANDIRDIĞI İDDIASIYLA TUTUKLANDI. lstanbul Haber Servisi 4. Levent'te kurulu Santa Farma İlaç Pabrikası sahibesi Nebahat Haser, döviz kaçırdığı gerekçesiyle gözaltma alındı. Mali Şube ekiplerinin, Haser' in yurt dışına önemli ölçüd.e döviz kaçırdığı yolundaki ihbar üzerine yaptıkları araştırma sonunda, Santa Farma İlaç Fau rikası sahibesinin Fransa'nın Nice kentinde 400 bin Frank değerinde bir vüla sahibi olduğu, ayrıca aynı ülkede bir bankada 400 bin Frank tutarında hesap açtırdığı saptandı. Kaçır dığı döviz karşılığı Türk Lirasmın 35 milyona ulaştığı sanılan Haser'le ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü ve işyerinm evraklarınm incelendiği belirtildi. TUTUKLANDI Ümraniye'de yapımı sürdüra len Yeni İstanbul Çarşısı'nın müteahhit* Mehmet Ateş, müşterilerini üolandırmaktan tutuklanarak cezaevine konuldu. Ateş'in 5'aklaşık 900 kişiden dükkanları teslim etmek karşı lığında 22 milyon lira para top ladığı, ancak taahhütünü yerine getirmediği bildirildi. Çarşıda dükkan vereceğini söyleyerek para toplayan Ateş'in dolan dırıcılık iddiasıyla yargılanacağı bildirilöi. K Kokulu istanbul Deniz SOM Son iki yıl içinde KUVEYT EMİRİ ALSABAH ANKARA'YA GELİYOR ANKARA, (ANKA) KUveyt Emiri Seyh Cabir AlAhmed AlSabah'm iki günlük resmi bir ziyaret için 8 eylüli salı günü Ankara'ya geleceği açıklandı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Kuveyt Emiri 'nin, Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in daveüne icabet le 810 eylül tarihlerinde yapacağı ziyaretin, «İki kardeş filke arasındaki geleneksel dostanc ilişkiler çerçeveslnde serçekleş tirileceği» kaydedJldi Dışişleri yetkilileri, yalnız bö: gede değil, dünyada da çol! büyük ekonomik ve siyasal biı önem kazanan «Körfez Ülkele ri»nden Türkiye'ye devlet dü zeyinde ilk ziyaret olması bakı mından Şeyh Cabir'in ziyareü nin önemini vurgulayarak, Bı «Tarihi» ziyaretin Türklye"niı çok büyük posantiyele sahiı körfeze açılabilmesi için kapıy aralayacağmı belirtiyorlar. * • • 4 eylül Sivas Kongresi'nin 62'nci yıldönümü. Tarihçilere göre, Mustafa Kemal, Sivas'a bir türlü ısınamadı. Harput Valisi Ali Galip'in Istanbul'a yaranmaK için Mustafa Kemal'i ortadan kaldırtmaya çalışması, Sivas Valisi Reşit Bey'in ikircikll tutumu, canını sıkacalt, onu Ankara'ya yöneltecektir. Damat Ferit hükümetının düştü ğü haberini de Ankara'daki telgrafçüar öğrenıp, Mustafa Kemal'e bildirdiler. Mustafa Kemal, bu lıabere çok sevinir. İradei Milliye Gazetesi, Mustafa Kemal Sivas'a geldikten sonra yayımlanmaya başlanır. 14 eylül 1919'da çıkan ilk sayısının tıpkı basımı Türkiye İş Bankası'nca 1500 tane bastırılarak dağıtıldı. İlginç bir belge. Iık sayıdaki başyazı, «Hareketi MUliye'nin esbabı» (ulusal kımıldanışın nedenleri) başlığını taşıyor. Başyazı «İsmail Hami» imzaşıyla çıkmış. Bu, sonradan (Danişment) soyadını alan İsmail Hami'dir. Tıpkı basım olduğu için belgede gösterilmemiş. Yazı gerçekte îsmail Haını Danişment'in mi, yoksa Mustafa Kemal'in mi? Bunu araştırmak, tarihçilere düşüyor. Biliyoruz ki, Mustaia Kemal'in birçok başyazısı, yazdırdıklarının imzasıyia çıkmıştır. İradei Milliye'de de, böyle yazıların olması çok doğal görünüyor. Mustafa Kemal, Ankara'ya geürken İradei Milliye'yi de Ankara'ya taşımak istedi. Olınayınca Ankara'da «Hakimiyeti Milliye»yi kurdu. Ona, «Benim gazetem» derdı. Türkiye İş Bankası yaymları arasında çıkmış, bir değerli yapıt da, «Ceyhun Atıf Kansu Tüm Şiirleri» adlı yapıttı. Arkadaşlarımn «beybaba» diye çağırdıkları, Kan su'nun tüm şiirlerinın iki ciltte toplanması güzel bir dav ranıştı. Ağustos sonunda, tutucu bir gazetenin tutucu bir köşe yazarı, Ceyhun Atuf Kansu'dan «C.A.K.» adlı biri diye söz etti.. iki şiirinden, işine geldiğini sandığı bazı dizelerı alarak, «Anayasa» başlıklı olanına «kızıl bildiri» dedi. Neler görüyor insan, yaşadıkça.. Ceyhun bey, öleli üç yıl oldu. Sağolaydı, böyle yazıiaıa güler geçerdi. «Beybaba»yı saygıyla anmak için onun «Anayasa» şiirinin tümünü aktarmak istedim. Bu, onu eleştirmek isteyene en güzel yanıt olur: «Güzelüğine bak anayasanm / Nasıl emziriyor taerkesi / îhanet edeni, hayır diyeni bile / Besliyor ak sütüyle. Bağışlayıcı, bağlayıcı, birleştirici / Kardeşliğin sağiara kavaklan üzerinde / Eşitliğin gökyüzünü tunıyor / Ayırmıyor halkı birbirinden. Bireyin gelişme tohıımu / Özgürlük güneşiyle ısınıyor / Çimenleri boy atıyor insanlığın / Uygun ısısında uygar toprağın. Ve toprak diyor köylüye / Elele diyor işçi kavgasında / Yoksula ekmek ve adalet / Çocuklara beslenme bakkL Köylere okul ve öğretmen / Sonsuz öğrenme hakkı halkıma / Şiirin bilimin bahçesinde, gelişmeyi ilerlemeyi alkışlıyor. Ağır ağır belki derinden derine, / Halkımııı toprağında demokrasi / Bereket yağmurlan gibi / Büyütüyor gelecekteki devrimi. Kendi kendisine halkım, kendi emeğiyle tcaranüğa, zorbahğa fırsat vermeden / Kendi kavgasıyla, kendi sesiyle / Kuracak kendi yönetinıinl. Kimse alamayacak o jiaman / Kimse.. kimse devletin tapusunu. / Kimse halktan üstün olmayacak. / Baş belası olamayacak kimse... Devrim olacak, devrim olacak, / Hem kardeş kardeşi vurmadan / Ilık güneşlerle ısınırken ortalık, ; Açan giil, demokrasi olacak. tnsaııın aniamı güzel, / Güzelin anlamı sevgi, / Sevginin anlamı kardeşçe, kardeşliğin anlamı umut. Ve kimse bu taze dalı kıramaz, / Kimse kıramaz umudunu halkımın / Kan çiçekleriy/î açmış bu anayasa varken, / Kimse önleyemez yannki demokrasiyl....» BERLÎN, (ANKA DPA) Federal Almanya'da geçtiğimiz yıl öldürülen Türk işçisi ve sendika lideri Celalettin Kesim in katil zanlısı olarak yargüanan sağ eğilimli 12 Türk'ün Batı Berlin'deki bir mahkemede yapılan yargılamalan sonucu beraat ettikleri bildiriliyor. Yargılanan 12 Türk'ten beşinin 1980 yüı ocak aymda sağ ve sol eğiiimli Türkler arasmda meydana gelen bir sokaK kavgasında Kesim'in öldürülme sine neden olmaktan yargılandıklan, diğerlerinin de «huzııru bozmak» ve «kavga çıkartmak» suçlanndan yargılandıkları belirtiliyor. 1980 yılı aralık ayında da Batı Berlin'de bir mahkeme bıçaklanarak öldürülen Celalettin Kesim'in ölümüne neden olmak suçundan yargılanan iki Türk'ten birine dört yıl hapis cezası vermiş, diğerinin ise beraati ne karar vermişti. Almanya'da sendikacı bir Türkü öldürme iddiasıyla yargılanan 12 ülkücü beraat etti Kasımpaşa 'nın kokusundan 6 kisi ölmüs 3 lstanbul'un en pis kokan yeri kuşkusuz Kasımpaşa'dır. Çevre sakinlerinin bile tanımlayamadıkları bir koku var burada. İskelenin yanındaki büyük kanalizasyon cıkışından akan artıkların cinsine göre koku değişiyor. Suyun üzerinde Beyoğlu'ndan, Kurtuluş'tan gelen insan pislikleri yüzüyor. Kasım paşalılar tanımlayamadıkları koku icin «Mide bulandırıcı, baş döndürücü ağır bir kokudur bu» diyorlar; «Bir de yağmur yağdı mı, sular kabarmaya, fokurdamaya başlar ki o zaman kokudan durulmaz artık...» Kasımpaşa iskelesindeki motorcular gözlerini gösteriyorlar. Hepsinin gözü kan çanağına dönmüş. Kokunun yanısıra fabrika artığı zehirII maddeler insanm gözünü yakıyor. Birisi «Koleranın Al lahı var burada» diyor. Bir başkası söze karışıyor: «Ne kolerası, koieradan vazgeçtik kanserdon ölüyoruz.» Son iki yıl icinde Kaşımpaşa'nın kokusundan 6 kişl ölmüş. Kıyıdaki kücük barakada kalan ve motorların gece bekçiliğini yapan Osman abi dört ay önce akciğer kanserlnden, balıkçı Kani de üç ay önce veremden gitmiş. Kasımpaşa Iskelesinin bilet kontrol memuru Mustafa Yerlikaya iki yıl önce gel diğinde 72 kiloymuş. Kokudan iştahı kesilmiş ve 62 ki loya düşmüş. Fabrika artıklarına göre yeşil, kırmızı, sarı gibi değişik renklere dönüşüyor su. «Su denmez kl buna» diyor ASİTTEN ERİYEN PERVANE Hallç'in Içlnde sudan çok asit var. Bunun en canlı kanıtı da Haliç'te eriyer plrinç karışımı pervane ve çürüyen dümen. HALİÇ BATAKLIĞI Akan kanallzasyonlar, fabrika artıkları ve dlğer pislikler Haliç'in yanına yaklaşmaya Imkan vermiyor. Bir balıkçı 15 yıl önce Kasımpaşa'dan denize girdiğinl, ayrıca balık tutuşunu gülerek anlatıyor... (Fotoğraf: Erdoğan KÖSEOĞLU) bir balıkçı, «Sudan çok asit var Içlnde.» Teknesinin pervanesinl alıp geliyor. Sarı, pirlnç karışımı pervanenin ucu erimiş, dümenin demir aksamı parcalanmış... Asitten tahtaları çürüyüp yük motoru batan Mustafa Sarı anlatıyor bu kez: «Teknedeki domlrlerl almak için dalgıç indirdik. A damları hastaneye zor yetiş tirdik, az kalsın öiüyorlardı.» Eminönü'ne gecmek Isteyen yolculor motorun gelmesinl beklerken, burunlarını mendille kapatıyorlar. On ca pisliğin ve kokunun için de iskeleye bir de tabela a sılmış: «Yerlere tükürmeylniz!» Motorcular asmış bu tabelayı ve ellerinden geldiğjnce temiz tutmaya çalışıyorlar iskelelerini. Temiz tutmaya çalışıyorlar ama is keleye tükürmemekle temiz lenecek gibi değil çevre. Ha liç'in temizlenmesino llişkin yıllardır toplantılar yapılıyor, projeler hazırlanıyor. Tersanelerin kaldırılması ilk aşamoda yer alıyor. Ne var kl pisliğin kaynağı tersaneler değil. Az ötede Sutlüce' de mezbaha var. Kesilen hayvanlarin bağırsakları eskiden motora konup Sarayburnu'ndan denize dökülürmüş. Şimdi Haliç'e atılıyor. Martıların bile yiyemediği bu artıklar suyun üzerinde yüzerken balıkçı Yusuf Aygün, çok değil 15 yıl öncesine dönüp Kasımpaşa'dan nasıi denize girdiğlni anlatıyor. Ya Kasımapaşa açıklarında tuttuğu balıklar: «Kefal, palamut, torlk, uskumru, çinekop, minekop, levrek, istavrlt, Izmarit, çalı karidesl...» Şimdi balık cıkıyor mu so rusunu ise gülümseyerek ya nıtlıyor: «Galata köprüsünden yan lışlıkla Haliç'o doğru gelen Istavritlerin kuyrukları eriyor. Balıklar asitten hemen ölüyorlar. Burada kolera var diyoruz ama aslında kolera mikrobu bile voşamıyor.» YARIN: HALİC'TEN KÜCÜKÇEKMECE'YE KADAR Haber Merkezl Diyarbo kır Emniyet Müdürlüğü Narkc tik Şubesi'nde görevli bir Kc miser Muavini ile iki polis m muru b i r dükkandan 150 bi lira rüşvet alırken suçüstü y kalandılar Göîaltına alınarak yasal i! lemlere başlanan Komiser M avinj Ali İnan ile polis menu ları Erol Gökcan ve Necme tin Bektaşoğlu'nun görevlerir de son verildi. Diyarbakır'da 1 komiser muavini ile 3 polîs rüşvet alırken yakalandılar LONDRA, {a.a) Roma'doki Valikan Sözcüsü İngiliz televizyonunda yayınlanan bir program sırasında Papa İkincl Jean Paul'u yaralayan terörist Mehmet Ali Ağca'yı Sovyet Haber Alma Örgütü KGB'nin desteklemiş olabileceğinden sözedildiğinl hatırlatan gazetecilere Vatikan'ın bu konuda yorumda bulunmayacağını bildirdl. Sözcü, «Böyle bir hikâyeye tepki göstererek buna ciddiyet kazandırmak istemiyoruzs dedi. Vatikan, İngiliz televizyonunun Âğca ile ilgili yorumunu ciddiye almıyor tstanbul Haber Servlsl ' zel ambulansların hasta taşm ücretlerine zam yapıldı. îsta bul Belediye Encümeni'nce j niden düzenlenen tarifeye gö taşıma ücreti en az 700, en çc 3200 lira olarak belirlendi. Kentin çeşitli semtlerinde sağlık kuruluşlarının bulunduı merkezi yerler esas almarî bu merkezlerden lstanbul'un şitli semtlerine göre değişik 1 rifeler yapıldı. Şehir dışı zai mmm olmadığı ancak saat 01 05 arası hasta taşmması halto' yüzde 50 zamlı ücret ödenece bildirilirken, arabalı vapur da köprü geçiş ücretlertain h; ta sahibine ait olduğu en çok 3200 liraya hasta taşıyacak Özel ambulanslar en az 700,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle