25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyot 2 OLAYLAR ve GÖRÜŞLER 21 EYLÜL 1981 B aş döndürücü bir hızla !lor1«yer> bilim, uygulamasındaki farklı politikaiar nedeniyle insanlann bir bolümünü mutlu kılarken, başka bir bölümünün sorunlarını da gittikce artırıyor. Bu büyük çeiişkinin olumsuz taraîında Uçüncü Dünya ülkelerl var. Bu ülkeier gciışen haberleşmo çağında bilim ve teknığin yenl başarılarını öğreniyor, ancak kendıleri için yalnızca yeni bir tür masal olan uygulamaları göremlyprlar, yaşayamıyorlar. Zaman zaman görebildıkleri yeni uygulamalar kendi iç yapılarındaki celişkiyi artırıyor, toplumları, rasîgele edinilen bu yeni teknoloplerın ürünlerinden yararlanmak şöyie dursun, tam tersin© zorar görüyor. Sanayiieşme tutVusu lle yanan bir topluma içkl, ciklet, elektrikli havagazı cakmağı, şampuan, vb.. maliarı üreten fabrlkaları yapmak o toplumun hangl sorununu çözmekte, hangi bireyini ne ölçüde mutlu etmektedir? Üçüncü Dünya ülkelerinin şu andakl en büyük sorunu toplumsal gelişme içın kullanabiiecekleri kaynakların kıtlığıdır. Tüm üikeyl bir büyük dizge olarak düşünürsek para, ışgücü, hammadde, enerji gıbi kaynaklorın kıtlığı yanında teknolojlk biriklm eksikliği hem sorunların tanınmasında, hem de çözüm önerılerinin geliştirilmesinde gecikmeye yol acmaktadır. En son golişen, fakat bu ülkeier icin en önemli bilimsel yöntem olan dlzge bilim ve mühendisliği (System engineerlng) bu ülkelerde henüz bllinmemektedir. Temel bilimlerde ve eskl mühendislik dallarında yetişmiş adamları olan Üçüncü Dünya ülkeleri ellerlndekl bu nitelikll gizilgücün (potansiyelin) gerçek değerlendirmesini yapamamaktadırlar. Dıslplinler arasında ülke gerceklerine uygun bir eşgüdüm sağlanamayınca da sonucta mutsuz teknlk adamların göçü başlamaktadır. Şaşılacak kadar çok Hintli, Filiplnll, Türk bl Ucüncü Dünya'nm Bilim ve Teknikten Payı GELÎŞMÎŞ ÜLKELER TEKNOLOJİYİ KENDÎ TEKELLERİNDE TUTMAK İSTESELER DE ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERÎNE BU AKTARILACAK. ANCAK EN UYGUN TEKNOLOJİ SEÇÎLMESİNDE DİKKAT GEREKLİ. Doç. Dr. Ömer KULELİ Hacettepe Üni. Kimya Mühendisliği Bölümfl llm adammiPı yurtlannı terketmelerinin temel nedenı budur, genellikle sanıldığı gibl daha çok para kozanmak değil. Kendi bilgi ve yeteneKlerinln bliincinde olan bu Insanlar yaşadıklorı ortamda paslanmak Istemediklerlnden emeklerini tiaho başka ortamlarda değerlendırmek istemektedirlsr. Beyin göçünün Üçüncü Dünya ülkelerine zararı büyüktür, ancak yasaklamalarla aurdurulmasının da bir yararı yoktur. tireceği sıkıntılara ulusca katlanarak kalkınma yolları acılabilir. Ulusun har blreyinin bu ozverınin karşılığının ne oldugunu öğrenmesl ve inanmosı da başarı içın ön koşuldur. örneğin otomoblllnden vazgeçip otobüse blnen adam bu özverisinin karşılığında maaen ocaklarına yeni kazıcıların, buğday tarlalarına yeni biçerdöverlerin alınacağına inandırmalıdi' kendisini ve bunu denetleyebilmelldir. g»rcekleştlrilebilecek projelerln seçim] böylece fcolaylaşır, mucıze projelere kaynak ayınimaz. Türkiye'de bundan beş yıl önce yapılan bir tomel enerjı planında her yıl 22 barajın ınşaası on görülmekte idı, şımdilerde nükleer santraldan söz ediliyor. Günümüzde mucize projeler de ger cekleşmektedir, amma ne pahaya. Mısır'ın tansık (mucize) proıesı Assuan bara|ından beklenen yararı sağlayamadığı bir yana, ülkenin tek su kaynağmın dengesini bozduğu, Orta Afrika'da 3itmayı yeniden hortlattığı ve Nil kıyılarındo binlerce yıldır uygulanan tarıma dayaiı ekonomik ve sosyal yaşamı bozduğu da bugun 6ırloşmis MHIotler uzmanlarınca belirlenen bir go>cek. Aynı Bırleşmiş Mllletler bu projeyi gerçokleştirebilmesi İçin Mısır'a büyük yardımlarda bulunmu»tu Cıkıs Yolu Nerede? ir dostum var; ne zaman bir ekonomik önlem alınsa, ya da kendi çizşısindo köktencı görünen önlemler pBkeii yürürlüğe konsa, kuçkuyla karşılayıp yineler: ' Bu ekonomi artılt dikiş tutmaz... Son günlerde ekonomi alanmdakı tartışmaları izledikçe hep dostumu anıyorum. Dipten gelen bir bunalımın dalgaları, basına ve TV'ye yansıyor. Çok tirajlı bir gazetede okuduğuma göre faiz oranları rionusunda bir Maliye yetkılisi, «saadet zincirini kopardık» demiş. Bir büyiik banker de halkın yatırdığı paralar konusunda şöyle konuşmuş: « Piyas» bankerlerine yatırüan tasarruflar mı? Öldü onlar. Bir bardak su içsinler arkasından. Bunlara para yatıranlar arssında memuru var, profesörü var, daha birçok önemli meslekten insanı var. Nasıl gidip yatırdılar?» B ••* ••• Türkiye'nln lcinde ve ön sıralarında yer aldığı Üçüncü Dünya ülkelerinin ancak kondl olanakları iie kalkınabileceğl, fakat bunun karşılığının gerçekten büyük, ulusal bir özverl ile ödeneceği artık belli olmuştur. Sınırlı kaynakların öncelikle hangl Işlerde kullanılması gerektiği merkezsel bir planlama lle saptanıp, kaynak israfı önlonerek ve bunun ge ••• Ülke kalkınmasında uygulanacak ana plan ve altplanların yapılabilmesinin temel koşulu kaynakların nitelik ve niceliklerinin doğru saptanabilmesidir. Bundan sonra sanayi ya da tarım kesiminde uygulanabilecek projeler secilebillr. Pro|elerin tanınmasında örneğin Rus asıllı Amerikalı bilim adamı V. Leontieff'ln «Gir dlÇıktı Çözümlemesi» her düzeyde kullanılabflecek etkin bir yöntemdlr. Eldeki olanaklarla Kalkınmayı planiayocak bilim adamları vo uygulayacak teknisyonler gelişmenin tek ölçütünün ekonomk kurl I k olmadığını, sosyal, teknîk ve kültür birıkımlori gerçekleştlrmenirt ülke İçin önemlnl anlamalıdırlar. Sosyal gelişmeleri göza'aı eden tüm hesaplar yanlış çıkmaktadır günumü:de. Gelişmis ülkeier teknolojlyl kendi tekellerlnde tutmak Istcmektedlrler, ancak uzun erimde dünya siyasasındaki boklenmeyen gelişmelerln kendilerinl de sıkıntıya düşüreceğinl görmektedlrler. Teknolojl ne pahasına otursa olsun Üçüncü Dünyaya aktarılacaktır. Bu ülkelerin bilim adamlanna düşen en önemli görev kendllorine en uygun olan teknolo|lyi seçmektir; bunun önkoşulu ise ksndi kaynaklarını tanımak ve yapılarına uygun projeleri bulup çıkarmaktır. Yöntem. yukarıda değindığlmiz Leontleff'in yöntemı gibi, yine bilim tarafından ortaya konmuş ve çeşltll uygulamalarda sınanmış ve kanıtlanmışior arasından secilmelidir. £ V £ T Okurlar ve HAVIR Zorunlu OKTAY AKBAL ( 1911 „ 1981 Cumhuriyet Sahlbl: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecillk T.A.Ş. adına NADİR NADİ Genel Yayın MüdürCı HASAN CEMAL MüessflBO Müdüru EMİNE UŞAKUGİL Yazı işlerl Müdüru OKAY GÖNENSİN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik TAŞ. Cağaloğlu Türkocağı Cad 3941 Posta Kutusu ! 246 İSTANBUL Tel: 20 97 03 BÜROLAR: • AKKARA: Konur Sokak 24/4 YENİŞEHİR Tel: 17 58 25 17 58 66, idare: 18 33 35 • İZMİR: Halit Zlya Bulvarı No: 65, Kat: 3. Tel; 25 47 09 131230 • ADANAt Atatürk Caddesl Türk Hava Kurumu Iş Hanı, Kat Z No; 13, Tel: 14 550 19 731 TAKVİM 21 EYLÜL 1981 tmuk 5.03 GÜneş 6.44 öfle 13.07 tldndl 16.33 Akşam 19.09 Vateı 30.40 Oysa bir başka açıdan baktldığında Türkiye ekonomisinde iki gelişme var. Birlncisi Iran Irak harbının getirdiği elverişlı koşullarda yapılan «savaş dışsatımı». Ikincısı Türk Lirasmda gerçckleştırilen süreklı yüitsek devalüasyonla 12 Eylül'den sonrakı «istikrar» ortammda işçi dövizlerinin yükselmesi... Bu iki katkıyla bir soiuk alabilme olanağı da bulunmuştur. Ne var ki bu olumlu gelişmeleri silip süpürecek iç ve dış etkenlerin varlıgı tabloyu tersine çevirmeye yetiyor. Bir kez Türkiye ekonomisinin yapısal çarpıklığmda dışsatımın yükselmesi, dışalımın yükselmesi zorunluğunu da yaratıyor. Bu gidişat dış alım satım makasının açılmasına yol açıyor. Sağlıklı bir dışsatım için uzun siire çabaya gerek var. Sonra hem dünden kalan borçlan ödemek hem yeniden borçlanmak yükümlülügü, Türkiye'nin belini büküyor. öylesine ki 1975 1977 arasında gerçekleşmiş 2,4 milyar dolarlık DÇM borçlannm ertelenmesine ılişkin ilk anlaşma 1978 yılında imzalanmasına karşm 1981 yılmda sorun yine gündemdedir; yenTbir erteleme için çalışmalar yapılıyor. Bir dar özel kesimi zenginleştiren 2,4 milyar dolarlık borç, devletin ve ülkenin başına bela olmuştur. Ekonomik çıkmazın dışa dönük yüzünde demek ki ünlü deyiıniyle köşeyi dönmek kolay değil. Ama temel çıkmaz bir başka yerde odaklaşıyor. Dünya kapitalizminin bunalımını aşmak içın ABD ve IMF'nin epey bir süreden berı sıstem içinde yaşayan ülkelere dayattığı bir sözde «istikrar» politikası vardır. Bu «istikrar» politikası endüstrileşmiş bir ülke için belki «istikrar» anlamına gelebilir; ama, Türkiye gibi sanayileşmemiş bir ülko için ABD'nin «istikrar reçetesi» endüstrileşme sürecini dondurmak demektir. Vatırımların durdurulması ve ücretlerin frenlenmesi ülkemız gibi hızlı nüfus artışınm süregeldiği bir toplumda sosyal gerilim vo patlamalara tohumların ekilmesi demektir. Şimdi Dünya Bankası da (ki bu örgüt Amerikan güdümündedır) Eeagan'ın ekonomi politikasım benimsemeye yöneliyor. Dünya Bankası için yeni sayılabilecek bu genel politikanm sanayileşmemiş ülkelerin yararına olduğu söylenemez. Peki, ne yapmalı? Her zaman yinelediğimiz gibi halka dönük ulusal devlet planlamasuıa dayanan ve yatırımlarla bunalımlan aşma stratejisini öngören bir politikayı benimsemek zorundayız. Bu ulusal ekonomi politikasının olanaklarını yarata.cak dış ilişkilerimiz dc 3'üncü Dünya'ya doğru zenginleşmektedır. Din Dersi... Cumhurıyet 21 EYLÜL 1931 Dil Encümeni ANKARA 20 (Telefonla) vazifeler ve zamana göre Dil Encümeni dağılırmümktln olan neticeleri ken Encümen azası Gazi aldığı kanaatindeyün. Bu Hazretlerine ve Başvekile mesai yeni baştan alınasonuçlan blldirir birer ya cak tedbirlorle ikmal edilzı takdim etmlşler, Encü > meye değecek mahiyettemene karşı gösterdlkleri dir.» himayeden dolayı teşekDil EncUmeninin yazısı kürde bulunmuşlardı. ve Gazi Hazretlerinin karGazi Hazretleri bu yazışüıgı Fırlca Umumi Kâtlya karşılık olarak aşağıbi Recep Bey tarafından daki satırları yazmışlarMaarif Vek&letine göndedır: • rilmiî, Vekâlet karşılıgın «Dil Encümeninin çaiışbirer suretini ÇLkartarak ması dil işlerimizde iyl EncUmenin yazısında imbir baçlangıç oldu. Encüzaları bulunan azalara damenin gayretle çalıştığı gıtmıştır. ve mevcut olan şartlar, «Laiklik ülkemlzde emekten yana olanları, emegin en yüce değer oldugunu savunanları vurmak İçin bir sllah olarak kuHanılmaktadır. Okullardan din derslnln kotdırılması ya da zorunlu hale getirilmesi önemli bir şey değildir» diye yazmış Ankara'dan birokur. Mustafa Kemal'cılikle Atatürkcülüğü birbirinden ayırarak, kendisinin Mustafa Kemal'ci oldugunu söylüyor. Önce Mustafa Kemal'cilikle Atatürk'çülük, birbirinden ayrı ölcütler, değerler değildir. Biri başlangıçtır, öbürü onun daha ileri bir aşamasıdır. Atatürk, Türk insantnı korkutmaya, ürkutmeye dayanan çağdışı bir eğitimden uzak tutmak istedi, Atatürk döneminde okullarda din dersleri yoktu, bu tür bilgilerl anababalar evlerde verlyorlardı. Atatürk dönemi çocuklan, gençlerl zorunlü din dersi görmedikleri halde ahlâk açısından, yurtseverlik açısından en azından, din ve ahlâk dersi gören gençler kadar yurduna, ulusuna bağlı kişilerdl. Biz zo(Arkası 9. Sayfada) ^IHHİttilllHlllllllli™^ MALİYE BAKANLIGINDAN Tasarruflarınıza Devlet Garantisi Yalnız T.C. Hazinesinin Satışa Sunduğu Devlet Tahvilleri ve Hazine Bonolarında Bulunmaktadır HAZİNE halkımızın tasarruflarını en verimli ve devlet garantisi altında degerlendirmelerini sağlamak için bundan böyle: 1. a) % 30 net faizli 3 ay vadeli (X) b) % 32 net faizli 6 ay vadeli Hazine bonolarını hergün U. % 34 net faizli 1 yıl vadeli ve faizi üçer aylık kuponlarla ödenen Devlet Tahvillerini her ay (XX) T . C Merkez Bankası, T.C. Ziraat Bankası Şubelerinde devanüı olarak satışa sunmaktadır. ]\OT: Hazine Boııolaruıuı ve Devlet Tahvillerinin faizi yurürlükteki vergiler, ödeme sekli ve vadeler dikkate ahndığında; a) % 34 net faiz % 51.4 b) % 32 net faiz % 46.1 c) % 30 net faiz % 44.7 Faizin randımanına eşittir. n ı , ! , ı ı ! • ııl ı ı l ı T i ı ı i |, • • • ,|• • • • lf ıı • . ^ ^ f ^ ^ * « ^ • • . . . r ^ . | i r . T r . I T"*~ (X) 14 Kylül 1981 gunünden itibaren (XX) 1425 Eylül günleri arasında ve bundan sonra her ay belirtilecek günlerde il!!l!ll!i!Sli!ll!İUllJ!!Nll![!!l!]!!lii!Illli!l!llll!!İIII!il!lll^^^^^ S=
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle