26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 10 17 EYLÜL 1981 "The Ohserver» gazetesine göre 4 Kıdem tazminatı hakkının tartışılması 12 Eylül sonrası gündeme gelmiş bir konu deftildir. Bu hakkın.diğer ülkelerden daha hızlı gelişmesi ile bağıntılı olarak tartışmalar da yoğunluk kazandı. Ancak tartışmalar uzun yıllar seminerlerde kaldı. İş gü venlıği ve işsizlik sigortası alanlarında yasal hiçbir hak geliştiremeyen, bu konularda sözleşmelerde de pek başarılı olamayan sendikalar, tarım kökenli işçilerimizin eğilimlerinden de etkilenerek, bütün Rüçlerini kıdem tazmi natı hakkma kaydırdılar. Sedat, Misır'ı bir firavun gibi yönetiyor İngiliz gpzetesi, Enver Sedat'ın BegiıVe içeride güçlü olduğunu kanıtlamak için muhalefeti ezdiği görüşünü savunuyor. Seılat, Begin'in kendisinin devrileceğini düşünmesi halinde Sina'dan çekilmekten vazgeçmesinden korkuyoı.. Dış Haberler Servısi Enver Sedat'ın Mısır'da giriştiğj temizlik hareketinin Batı dünyasında yol oçtığı yankılar sürüyor in giltere'de yayınlanan «The Observer» gazetesi, Sedat'ın Batı'da genellikle, barışcı, yumuşak, ağzında piposu ile babacan ve demokratik bırlider olarak tonındığını, oysa Mısır önderinin ülkesini son derece sert ve otoriter şekilde bir «Fjravun gibi» yönettiğini belırtiyor. Sedat'ın Avrupo standartlarına göre hiçbir zaman demokratik olmadığını belirten «The Observer», Mısır liderinin giriştiği son temizlik hareketinin de dış poliitka etkenlerine ve Sedat'ın, isrcil Başbakanı Begin'e, iceride duruma hakim olduğunu kanıtlama isteğıne bağlıyor. Gazetenin yorumuna göre, önümüzdekı yıl. israil'den Sina'nın son bölümünü de1 geri olacak olan Sedat, iceride güçsüz olduğu izlenimini verirse, Begin' in fikrini değiştirmesinden korkuyor. Begin, Sedat'ın radikaller tarcfından devrılebıleceği inancına kapılırsa, israil'in güvenliği acısından Sina'yı Mısır'a vermekten vazgecebilir. «The Observer»e göre, Sedat Begin'e kendinin güçlü olduğunu kanıtlamak İCin temiîleme hareketine gecti. Ancak kimi diplomatik gözlemcilere göre Sedat'ın bu girişiminde ölcüyü kacırması, ters tepki yaptı ve israille ABD'd e Sedat'ın geleceğj konusunda ciddi kuşkuiarın uyanmasına yoı açtı. «The Observer» gazetesinin yorumu şöyle devam ediyor: «Sedat öteden beri Misır'ı çok otoriter biçimde bir Firavun gibi yönetti. Örgütlenmiş bir muhalefetin oluşmasına hiçbir zaman izin vermedi. Kukla parlamentodan geçirdiği yasaya göre, bir kişj mahkemeye çıkarılmadan uzun süre göz altında bulundurulabilir. Avukatların ve gazetecilerin örgütlerı çok sıkı denetim altındadır. Sedat'ın iktidarına karşı son temizlik hareketini haklı gösterecek ciddi bir tehdit yoktu. Muhaliflerj arasında en tehlikeli olanlar, Mısır liderinin politikasından nefret eden genç İslâmcılardı .Ama, onların da Sedat'ı ciddi biçimde tehdit ettikleri kesinlikle söylenemez. Ne var ki muhalefet sindirilmediği takdirde, yapacagı gürültü ile, Mısır'ın huzursuz olduğu izleniminj verebilirdı. fşte Sedat da bundan korkuyordu. Önümüzdeki nisan, M|sır İsrail'den Sina'nın son bölümünü de alacak. Mısir lideri, Begin'in kendisinin içeride güçsüz olduğu kanısına kapılarak fikrini değiştirmesinden korkuyor. Örneğin, Begin «Sedat duruma hakim değil. Radikaller onu devirip iktidara gelirlerse İsrail'e karşı düşmanca politika izleyebilirler. Bundan ötürü İsrail'in güvenliği acısından stratejik öneme sahip Sina'yı ger veremeyiz» diyebilir. , Sedat böyle bir olasılığı önlemek ve içeride durumunun scylam olduğunu kanıtlamak için muhalefeti tümüyle ezmeye kara r verdi. PRAGMATİK Sina'yı geri almak Sedat'ın en önemli hedefidır, Mısır lideri pragmatik bir görüşe sahiptir. jsrail'i askeri yenilgiye uğratrtıanın olanaksız olduğunu kabul etmiştir Sedat'a göre, tutııcu Arap ülkelerlnin büyük petrol gelirlerı, Arap dünyasının geleceğinı kapitalizme doğru yönlendirmektedlr. Bu bakımdan ABD ve İsrail'le anlaşıp, Mısır topraklarını kurtarmaya çaltşmak tek çıkar yoldur. Sina'yı geri aldıktan sonra da ikinci aşama Filistin konusunda «makul» bir anlaşma sağlamaktır. Ancak Begin'in fik rini değiştirmesi, tüm bu düşlerj yıkabilir. İşte Sedat, bu kaygı ile içeride muhalefeti ezmiştir.» işçiterİQ Söyteşi Sükran KETENCİ Ülkesinde büyük bir temizlik hareketine girişen Sedat'ın en önemli hedefi, İsrail'den Sina'yı geri almak.. POLİTİKA VEÖTESİ î ) a l e m h Mehmed Kemal Ylldırım Hep bir gün kendi işinin, kendi evinin, kendi tarlasının Özlemi içindeki toplumun duygulanna cevap veren, ama çok daha önemli işçi hakları olan iş güvenliSi işsizlik sisıortası hakları yerine, sonunda onlar aleyhine olmak üzere de gelişen kıdem tazminatı hakkı uzun zaman işverenlerin de çok işine varadı. Ancak tazminat rakkamları geometrik artışla, işletmenin mal varlığı dengesini etkileyecek düzeylere ulaşmca, kıdem tazminatı aleyhincie yoğun bir kamnanya başlatılmış ve gerekli kamuoyu hazırlanmıştı. Tabii iş ErlivenH.ği. işsizlik si°;orfası hakları Ründeme bile setirilmeden, hedef alırian kıdem tazminatları 12 Eylül öncesi kilitlenen pek çok sözleşme ve grevin başlıca nyuşmazlık konularından biri oldu. Ve 2320 sayılı yasa ile 1475 sayılı yasanın 14. maddesi de ğiştîrilerek, deniz iş yasası için de 2319 sayılı yasa düzenlenerek kıdem tazminatı haklarında önemli kısıtlamalar çetirildi. ÎŞTEN AYRILMA FURYASI Daha önce hazır olan, olumsuz kamuoyu nedeniyle kıdem tazminatı hakkmda önemli •kısıtlamalar gelecegi anlaşılmış, yasa hazırlıkları sürerken işten ayrılmalar, emeklilik furyası yaşanmıştı. Asıl eleştiri komısu olan yük sek tazminat sahipleri, yönetici kadrolarında işçi statüsünde çalışanlar, büyük çogunlukla yasa öncesi emekli olarak. haklannı kurtarmışlardı. Btı bilindiği için de ya sa 12 Eylül 1980 tarihinden Eeçerli kılmmak istenmisti. Ancak ödenmiş tazminatların nasıl geri almabileceği tartışma konusu olmuş, bu durum ikinci bir yasa degişik ligi ile düzeltilmiştir. Kıdem tazminatı tartışması 17 ekim 1930 tarihli yasa değişiklikleri ile son bulmamış. aksine alevlenmiştir. Herşeyden önce kıdem tazminaH fon yasa tasarısı eündemo'ed.ir. Işçiler arasında Kıdem Tazminatı Fonu calısması yavas ilerliyor # Özel sektörde ve KİT'lerde kıdem tazminatı yasası çıktıktan sonra kendi isteğiyle ayrılan işçilere ödeme yapılmıyor. # İşçilerin ödenmeyen sözleşme hakları için açtıkları davalardan hicbiri henüz sonuclanmadı. bu yasa ile de bir kısım hak ların kısıtlanacagı kuşkusu yaygmlaşmıştır. Bu kuşku da işten ayrılma ların sürmesine yol açmakta, kıdem tazminat fon yasası çalışmalarına yönelik ha berler büyük ilgi toplamaktadır. FON YASASI Oysa kıdem tazminatlarının fonda toplanmasmı önSören yasa çalışmaları. işciiş^eren ilişkilerlne ilişkin de£er yasa çalışmalarmdan daha yavaş ilerlemektedir. Bunun da nedeni. kıdem tazminatlarının fonda toplanması istemi ve kararmdan vazgeçme değildir. Gecikme dogrudan kıdem fazminatlanmn bir fonda toplanarak işçiye ödenmesindeki teknik güçlükten, fonda ödemeler için yeterli paranın toplanması güçlügünden olmaktadır. Fon Vîisası. kıdem tazminatı hakkmın özüne degil. ödeniş biçimine yönelik bir hak olduğundan, bu konudaki yasa düzenlemesi ile kıdem tazminatı hakkında yeni kısıtlamalar gelmemesi gerekmektedir. Ancak işçinin, kıdem taz minatı hakkından yanlış olarak beklediği işlevler fon yasası ile ortadan kalkaoaktır. Sendikaların yanlış vönlendirmeleri ile, işsizlik sigortası. is güvenliği verine de oturtulmak istenen kıdem tazminatı hakkı, fonun gercekleşmesi ile bu anlamlardaki tüm işlevlerini vitirecek tir. Fon tasarısının vasalaşmasmdan sonra, artık işverenlerin kıdem tazminatı vükü nedeni ile işçi çıkarmadan kaçmmaları söz konusu olamayarnktır. İs aiivenH§ine, işsizlik sigortasına yönelik vasa boşlukları daha bir açıga çıkacaktır. AYRILMA HALÎ 2319 ve 2320 sayılı yasalann kıdem tazminatma ilişkin ge tirdiği hak sınırlamaları, sadece yasada açıkça yeralan hükümler çerçevesinde de kalmamıştır. Tazminat tava nının asgari ücretin 7,5 katını aşamayacagı smırlaması, yasada açık bir hükümdür. Ancak yasanın yorumlanması ile gelen önemli kısıtlamalar da söz konusudur. Yasanın 1. maddesinde kıdem tazminatımn ödeneceği haller sayılmıştır. Yasanın bu mad desi, eski yasa maddesinden pek farklı deşlildir. Ancak ya sanın 3. maddesinde, nmadde hükiımlrrine avkırı ödemede buhmacak işverenlcr» için ce zai nitelikte uygulamalardan söz edilmektedir. Bu nedenle yasanın birinci maddesinde eski vasay.i söre bir df<ri şikîik olmadıgı halde, üçüncü maddede «avkırı (idemelor» için ceza getirilmiş olP^ÎÎT getirmiştir. Dogal olarak iş yasaıan ile getirilen haklar, sendikalı. sendikasız gpnel hütün çalışanları kansarken ve snzleşmelerle bunlann üstünde haklar gelistiriürken, bu kez sözle.smelerin vasanın helirlediği smırlar üstüne çıkamavaoaSı savunuldu. YASA İİSTÜNDE HAK KAbMADI îşverenler bazı rjilim adam larının da katıldıkları bu sö rüşü benimsediler, «yasada helirtilen haller dışında kıd<»m tazminatı ödeyemeyiz. Snzleşmelerdeki Rplistirilmiş hükümler çeçerli dccildir. Bi zim sucıımuz vnk. Yasadakl haklar üstünde ödeme yaparSBIÎ. cezalanırız» dediler. Böy lece örneğin pek çok toplu iş sözlesmesinde var olan, işçinin kendi isteği ile ayrılması halinde de kıdem tazminatmdan vararlanması hakkı fiilen ortadan kalktı. Bir kısım bilim adamları, :şçi'.eT bu uygulamaya karşı cıktılar. Ancak bu yoruma kısa bir süre sonra. Maliye Bakanlığı da katıldı. KİT'ler de sözleşmede hüküm de olsa kendi isteği ile işten ayrılan işçiye kıdem tazminatı ödenm^mesi biidirildi. Özel sektörde zaten kıdem tazminatı vasası çıktıktan sonra kendi isteği ile avnlanlara ttdeme vapılmRdı. tşcilpr ödenmevnn sözleşme haklarına ilişkin davp.lar açtılar. Ke nüz sonuclanmış bir dava olmadı*ı için yargınm vonımu bilinpmivor. Ancak YHK'nun ilke kararı ile. tartışma isci alevhine olarak uzun bir dönem icin nitmis savılabilpcek. YHK snzleşmPİeri venilerken. kıdem tnzminatına ilişkin ne kpdnr freüsmis hü küm vnrsa oıkarıynr. «yasa epferüdir» diyor. Rövlece sözleşmelerde vasa üstünde gelişmiş tartışma konusu olabüecek hir hak kalmıyor. YARIN: YÜKSEK HAKEM KURULU Tnni b;^ "firn'^i^'TİL:' 1 Yazar Süleyman Nazif'in mesleğimizin ustalarından biri olduğunu, o döneme yetişmedikse de, biliriz. Üstad genç yaşında yazıya düşkündür. Bir cok vilayet gaietelerinde çalışmış, bir cok valiliklerde bulunmuştur. Paris'e kactığında ünlü Fransız yazarı Henri Barbusse'le tanıştığını kendisi söyler. Barbusse'ün solculuğunu anlamış mıdır, anlayamamış mıdır yazılarında pek görülmez. 1908 Meşrutiyet'inden sonra atandığı görevlere gitmez ve Ebüzziya Tevfik'le birlikte Tasviriefkâr gazetesini çıkarır. Ateşli ve delişmen yazarm bu gazetede 31 Mart gericilik olayına karşı, «Asiler ve onların koruyucuları» başlığı ile yazdığı yazı büyük bir cesoret örne>ği sayılır. Cesaretl bu kadarla da kalmaz, istanbul'a Işgaı ordulan girdiğinde, «Kara Gün» odlı makalesini yazar. Yazı bir bomba etkisi yapar. İşgal komutanı Froncet d'Esperey'in yazıdan haberi olduğu zaman söylediğj cümle şudur: / «Arretez . les et fusillez les...» / Yani 'gereğine bakılsın'dır Gereğine bakılnpöz ama, Malta'ya sürülenler arasında yerini alır. «Malta Geceleri» adlı yapıtı en güzel/ toplamıdır. ./ yaalarının Malta sürgünleri arasında Envar Paşa'nın babosı da vardır. Bir gün konuşma arasında çapkınlık öykülerj de anılır. Üstad sorar: / «Paşa hazretleri sizin hic çapkınlık öykünüz yok mudur? «Hayır», der Ahmet "aşa. «Ben bütün hayatım boyunca harama uçkur çizmedim.» «Yc öyle rni?» «Evet.» Üstad Nazif catlar: «Keşke heMle de uçkur çözmeseydiniz, Enver doğmasavdı, bu >elalar da başımıza gelmeseydi.» Süleyrron Nazif'in kalemi gibi dili de zehirlidir. Sevmeail<ıerine acımasızca kıyar. Bir gün o dönemin ıierı geenleri üstüne konuşulurken, söz arasında: Cemal Paşa frankofildir (yani Fransız dostu), Enver Paşa cermanofildir (yani Alman dostu), peki Halil Fey nedir? diye sorarlar. Üstad dayanamaz: ' «O sadece fildir» der. Halıl Bey'e cok kızdığı icin başka bir söyleşı sırasında onun icin: «Haliı Bey, yüzelli okka çeken kocaman bir sıfıra benzer.» det. Üstad, kendini beğenmişliğj ile de ünlüdür. Bir gün oğlu Sait Nazif babasına sorar: «Baba, sen m| iyi Fransızça bilirsin, yoksa Victor Hugo mu?» «Oğlum, Hugo benden iyi Fransızça bilir ama, ben Türkçe'de ondan üstün gelirim.» Şaırliği de vardır ama, edebiyat tarihimizde pek yerine oturamamıştır. Örneklerine şimdi göz gezdirdiğimizde birer özentı gibi görünür. Ama yeri doldurulamıyacak kadar güclü dizelere de raslanır. Gel ey vürudunu bir ömr icinde beklediğim Bir âşinayı hayâliye ihtiyacım var Güler mehasini eşya senin yüzünde bana Birleşir kabirde ebetle ezel Ne hazin mev'idi telâkidir ) Gazeteci Hasaneyn Heykel Halen tutuklu bulunuyor. SedatHeykel sürtüsmesi uzun bir gecmise dayanıyor Dış Haberler Servisi Sedat'ın. gerçekleştirdiği «Temizlik hareketi» sırasında 57 yaşındaki ünlü gazeteci Hasaneyn Heykel'in tutuklaçması, dış dünyada en fazla yankı uyandıran olaydı. Bir zamanlar yarı resmi «El Ahram» gazetesinin Yazı işleri Müdürü olan Heykel, Nasır döneminde bakandı ve büyük prestij ve etkinliğe sahipti. Heykel, Ali Sabri'nin Sovyet yanlısı grubuna karşı, Sedat'ın iktidara gelmesini desteklemiş, ancak kısa süre sonra aralarında görüş ayrılıkları belirmöye başlamıştı. Heykel, Sedat'ın ABD ile Batı'ya yaklaşmasına ve Ortadoğu bunalımının cözümünü VVashington'da görmesine karşı cıkıyorau. 1974 yılında, Sedat, Heykel'i El Ahram'ın Yazı işleri MÜdürlüğünden uzaklaştırdı. Sedat, Heykel'in 1972 yılında El Ahram'da yazdığı yazıları bağışlamamıştı. Heykel, İsrail'l hic bir zaman yenemeyeceklerini ve izlenen politikanın yanlış olduğunu belirtiyordu. Sedatın ABD'ye yaptığı iki ziyaretin Heykel tarafından eleştirilmesi Mısır liderini cileden cıkartan başka bir olaydı. Dört yıl önce gıda maddelerine yapılan zamlardan ötürü tüm Mısır'da cıkan büyük karışıklıklar konusunda da, Heykel değişik görüşe sahipti. Sedat, halkı komünistlerin kışkırttığını ileri sürüyordu. Oysa Heykel'e göre; temel neden, yığınları yoksullaştıran ekonomik politikaydı. Heykel'in Camp Davld Antlaşmasına karşı cıkması ise, Sedat'ın kara listesinde ön sıralarda bir yer almasına yol actı. 1 KASIMA KAüAR SURE TANIND1 Dolapdere'deki *Bzans Çöplügü» adı ile bilinen bölgede bulunan 225 gecehondunun boşaltılması için sahiplerine ı Itasım tarihine kadar aüre tanındığı biidirildi. (Fotoğraf: Ender ERKEK). 44 Bizans Cöplügü,, bosaltılıyor rın kaldınlması ile ilgili İl Koordinasyon karannın uygulanması konusunda dün sabah da istanbul Valisi Nevzat Ayaz, Belediye Başkanı Korgeneral Ecmel Kutay ve diğer ilgililer 'Bizans Çöplüğü»ne giderek incelemelerde bulundular. İl Koordinasyon Kurulu'nun almış olduğu karar uyannca, Çöplükte tahliyesi gereken 225 gecekondu bulunmakta ve bu gecekondu sahiplerine Baymdırlık Bakanlıgı tarahndaa 1516 sayılı yasa gereği tesis edilen Küçükköy 4 numarah gecekondu onleme bölgesinde yer tahsisi yapümış bulunmakta. İstanbul Haber Servisi Taksim Dolapdere yöresindeki 'Bizans Çöplüğü» adı ile bilinen bölgedeki gecekonduların haldırılması kararlaştırddı ve bu gecekonduların 1 kasım 1981 tarihine değin tahliye edilmesi kararı, • dün sabah mahalle muhtarı aracıhğı ile gecekondu sahiplerine tebliğ edildi. Bu yörede kurulmuş küçük mahallede yüzlerce kişi yasıyor. Geçimlerini kâğıt, cam. metal ve plastik artıklan toplayarak sağlayan bu kişiler tahta ya da teneke barakalarda oturuyorlar. 510 kişilik aileleri ile tek gözlü gecekondularda barınan bu insanlar, topladıklan hurdaları ayıklayıp satıyorlar. Buradaki gecekondula Ömrünün son yılları yoksulluk icinde gecer. Bir soğuk algınlığı sonunda kısa bir hastalık dönemine girer ve gözlerini kapar. Uzun yılıar valilik etmiş bu koca adamın değil bir banka defteri, cebinden birkac nlkel kuruştan başkabi cıkmaz. Cenazesini Türk Hava Kurumu kaldırmış, mezarını İstanbul Belediyesi yaptırrr.iştır. Böylesi biten bir ömre koca btr kavga değer miydi? Bütün yeniliklere karşı çıkar gibi görünürken dllde sadeleşmeye karşı görünmüştür. Ama son yıllarda dilini sadeleştirmeyi de bilmiştin «Öte beriye dağılmış irili ufaklı tümsekler oyaklarıma çarpıyordu.» gibi cümleler, «Yobançıyım, bana her şey yabançıdır şimdl Neler yapmış bu millet en yakın bir sor bak!» dizelerini yazmıştır. Geciminl sade yazılarından sağladığı son günlerln de, üc beş kuruşluk yazı paralarını almaya geldiği gazetelerin yönetim yerlerinde gençler tanımazlar, «Bu üstü başı dökülen yazar do kim?» diye sorarlarmış, Yazarlık başta insanın yüzünü güldürür de, sonda ağlatmasınl DSI Genel Müdürünün görevinden alınmasının gerekcesi belli oldu ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Su Işleri eski Genel Müdürü T'muçin Tümer'in, daha önce çalıştığı bir firmaya baraj inşaat belgesi sağladığı icin görevden alındığı belirlendi. DSİ eski Genel Müdürü Timucin Tümer icin öne sürülen savlaro ilişkin ayrıntılı rapor, MGK Genel Sekreterliğine ve Başbakanlığa sunuldu. Raporda DSİ eski Genel Müdürü TimuCin Tümer'in 1'nci ve 2'inci dönemleri arasında yaklaşık iki yıl Genel Müdürlük görevinden alınarak Müşavirlik görevine atandığı belirtiliyor. Tümer'in bu dönem icinde MHP'li Gün Sazak'ın sahib ! bulunduğu Yüksek İnşaat A.Ş.'de de çalıştığı bildiriliyor. Raporda, Gürİş İnşaat ve Mühendislik A.Ş.'nin Altmkaya Barajı yapımı ile Yüksel İnşaat A.Ş. ile GürSel adı altında birleştiği vurgulanıyor. Halen Altmkaya Barajı ve Hidro Elektrik Santral tesislerinir müteahhidi bu firmaya, DSİ eski Genel Müdürü Timucin Tümer kanalı ile «Baraj inşaat belgesi» sağlandığı beiirtiliyor. Raporda ayrıca, DSİ eski Genel Müdürünün 12 Eylül öncesi parlamenterlsrle iliîküerinJ eürdürdüğünön d« sgptandığı bildlrlllyor, Bakırköy'de Çocuk Kulübü acshyor Bakırköy ve çevresindeki ç < cuklar için açılacak olaı «Çocuk Klübü»nün ön rıa zıriıklarının tamamlandıs biidirildi. Bu nedenle düzer lenen bir programda çocuk lar bo! bol eğlendi. Prog ramda palyaço Ziya Hü ya Soley ikilisinin, Nevzs Açıkgöz'ün karagöz göster leri yer aldı ve video ban tan çizgi filmler izlendi. F( toğrafta, çocuklann bol b < eğlendikieri gösterilerden b zı görüntüler yer «lıyo
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle