19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 10 16 EYLÜL 198) emekiiliğin öyküsü o Kıdem tazminatı hakkmın kısıtlanması kadar, SSK ya sosında emeklilik hakkına ilişkin yeni düzenlemeler, erken emekliliği zorlayan etKenler oiau. Oyso SSK yasasındaki emeklilik hakkının kısıtlanmasına yonelik degıŞ'kliklerin gerekcesi erken emekliliği önieme idi. Gerçı SSK yascsında yeni düzenlemsler, düzeltmeler gündemde ama, işçiler ciııhu önce değişmiş olan yuscirır bütün hükümieri yüıüriüğe gırıncden, kazanılmış haklarını yıtırmeme çabcsı ıcınde. emeklıye ayrılına girişimlerıni azaltmıyorıcr. Emeklilik hakkını kazcjıımış, ya da kazanmak u.:ere olan işcilerin, sürekli ılgı duyoukları konular, SSK ve kıdem tazrninatı haklarında sö^konusu olan deĞışiklikler. Sorular en çok bu haklara yönelik. Kazanılmış hcklan yıtirme korHı&u, öylesine yerleşik bir knygı haline, paniğe dönüşrrn:ç ki. emekliye ayrılaniarın soyısı, arlık yüksek ücret': işçiden kurtulmak isteyen işvererıleri bile telaşa aüi?ürüyor. Çünkü pek çok isvcrinde, işi yürütecek «kalıfye» elemon açığı hızla büyüyor. Üretimi etkileyecek sayılar a ulaşıyor. Hele KİT'lerde, emekliye ayrılanlar üretimin düşmesine yoı açacak sayılara ulaştı Yasal sorgu yaptığı için/ sürülen müfettiş, sorununu dinleyecek yetkili arıyor Erbil TUŞALP ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Yusuf Altmbaş'm 1940'larda İsparta'mn Sütçüler ilçesi Darıklı köyünde başlayan meslek yaşamı beklenmedik şekilde sona erdi. Yusuf Altınbaş, Milli Eğitim Bakanlığı kayıtlarına göre kendi isteği ile, Niğde'nin Çamardı ilçesi Eynelli köyünden emekli olan bir öğretmendi. Ya da ünvanı alınmış eski bir ilköğretim müfettişi. Acıyla dolu bakışlanm yerden kaldınp «neyin emeklisiyim, neyin eskisiylm belli de£il aslında.» diye başladı sözlerine. Yusuf öğretmen ders anlatıyor gibiydi: Yusuf Altınbaş, Konya Milli Eğitim Müdürlüğü'nce görevlen dirildiği bir soruşturmn iç.in Kadraiıanı ilçesine 1979 yılmın ocak ayında geldi. Sorusturmakla gürevlendirildiği konulardan biri «din dersi öğretmen Icrindeıı Ahduliah Karıpçı'nın bir öğreneinin yakasındaki Ata türk rozetini zorla çıkartmasıy dı.» Bir naşka konu «Öğretmen Ali Gözel'in Malasgirt dpstanı adlı kitabı slyasal bir partinin propagandasını yapmak anıacıyla okııtturmasıydı.» Soruştur maya uğrayan öğretmenlerin biri gerici, biri bölücüydü. Müfettiş Yusuf Altınbaş her iki öğretmen için «durdurma cezaları ve görev yerlerinin deği.ştirilmelerini» önerdi. Soruşturnıa sonunda suçlu görülen her iki öğretmen önerilen cezalara çarptınlaılar. Öğretmen Ali Gözel, soruşturma sonucuna Damştay'da iıi raz etti. Daıııştay'a idare adma savunma veren, devrin Konya valisi Ömsr HalilOEİu'nun olay la ilgili gürüşü aynen şöyle idi: «Yapılan işlenı yasalara aykırı dcğildir. Atlı seçenin Kaduıhanı ilçesitule çalışması sakııııalıdır. Öğretmen A Gözcl U bu soruşturmadan sonra da iik öğretim müdiuü ile kavga ettiği için yeni bir soru.şturnıa geçirıniştir. üavaya konu edileıı dosya incelendiğinde adı geçenin ilçede kalnıası can güvenliği ve öğretim üzsürlüğü açısından sakıncalıdır...» Yusuf Altınbaş Konya valisine göre de haklıydı. Danıştay da bu yönde karar vermişti.. Soruşturma taraamlandıktan sonra ülkemizde iktidar el değiştirdi. Müfettiş Yusuf Altınbaş da bu değişimden hissesine düşeni alacalctı! «Kadınham'nda yaptığım soruşturmadan sonra tam 14 ay geçmisti ki, bu soruşturma ne deniyle benim hakkımda da soruşturma açıldığım duydum. Müsteşarın başuıın altından çıU. tığını söylediler.» Yusuf Altınbaş'ın 32 yıl »onra müfettişlikten öğretmenliğe döndürülüp Eynelli köyüne atanmasının öyküsü böyle başla6ı: İlgilenenlere, Ilgilenir gibi Eörünenlere ve de S'irevlerini sürdüren arkadaşlarınut anlatıyorum. Yakınmıyorum, kabııl ediyorum hatta. Sauki Konya'yı kançtırmaya yeminli üç müfettiş geldi Bakanlıktan. Z mayıs 1980 tarihinde 14 ay önce tamamlanrruş öğretmen A)! Gözel hakkındaki soruşturmam için soraşturma «çtılar. Bakanlıgın özel müfet iişleri. kendilerini valilik, Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Kurulu ve de Danıştay'dan da üstün görerek, ellerine verilmiş kara listeden adınuzı arsy» araya sormaya başladılar. Konya'dan parlamenter olmayı aklına koyan müsteşar 11 ilküğretim müfettişinin iplerinin çekilmesini buyurmuş anlaştlan. Müfettiş elindeki kağıt ta adınu buluncı» durdu, <bocam sizinle özel görüşelim) dedi onlar sordu ben yanıtladım sonra. (Çevrede olumsuz etki yapmışınız) dediler (kanıt) dedim, (belge, yer, zaman) dedinı. (Saıuksın) dediler (8akaııhk, valilik onayı) deılim. niçüı eezalandırıldığinu düşün tlükçe üzüldünı eridim gittim. Bir soruşturma dosvası hazırlamaktı suçunı, başöğretmen Ata türk'ü savunmak, çağdışı blc düşünceye karşı çıkmaktı suçum. Anıa ben müfettişlik ünvanuu ellmden almarak Nlğde' niıı bir köyüne gönderildim.» O tarihlerdeki ünvanına göre ilkokul öğretmeni Yusuf Altmbaş'm atanma emri 4 aralık 1980 tarihinde düzenlendi. 12 aralıkta duyuruldu. (Duyuruyu tebliğ sayarız) dediler. Yvısuf öğretmen iharcırah) dedi. 15 arahk 1980 tarihinde «durumun gözden geçirilmesi» diieğiyle MiMi Eğitim Bakanlığı'na yeniden başvurdu Yusuf öğretmen. Devrin valisinin olumlu mütalasım başvıırusuna ekiemeyi unutmadı. 12 Eylül harekatından sonra Konya Sıkıyönetim Komutarılığı'na «1979 yıIında Atatürk aleyhine suç işleyen ve bölücülük yaıpan öğretmenler hakkında idari sorıış turma yaptığım için tcn/ili rüt be ile sürgün edildim» diye baş vurdu. Yusuf öğretmenin kimlere başvurduğunu öğrenmek istediğimizde «tlköğretim Genel Müdür Yardınıeısı Enver Tunalı beyden tutun da, Bakanlıkta görevli asker kişileıe, ınusteşar mııavini Nurettin Füsunoğ lu'na, Genel Müdür Faik Yılmaz beye, Emin Sağlaın beye. Bu kadar haklı sorununıu açtifçım kimse bana haksızsın demedi. Ancak hakkımı veren de olmadı» dedi. işçilerle Soyleşı Şükran KETENCİ. SSK yosası bi. Zorunlu prim günü artırıldığında, işverenlerin işçinin sigorta primlerini yatırmadıkları işyerlerinden, ya da örneğin işsiz kalınan sü relerin iş bulunan sürelerden fazla olduğu bir inşaat işkolundcn emeklilik bir düş. Emekliliğe esas olacak zorunlu prim gününü yükselterek, emekliliğe esas olacck ücret oranının % 60'dan % 70'e çıkarıidığını söylemek gerçekçilik olamaz. Bu anlamda bir hak geliştirilmesi, ancak çok az sayıiarda, sürekli iş bula. bilmiş şonslı işçiler için bir anlcm taşır. Devlet Denetleme Kurulu, denetiiyor KDZ. EREĞLİ, (Cumhuriyet) Ereğli Demi r ve Çeük Fab rikalarını denetlemek üzere Devlet Denetleme Kurulu'ndan bir heyet önceki gün ilçeye geldi. Bir süre Karadeniz Ereğll'de kalıp Eldemir'in tüm hesaplannı devlet adına denetleyecek olan kurui üyelerinin beraberlerinde daktilo ve stenoğraflarını da özel olarak getirdikleri bildirildi. Emekli Hava Korgeneral Sab ri Tavazar'ın Başkanlığında önceki akşam ilçeye gelen Devlet Denetlem8 Kurulu üyelerinin dünden itibaren Eldemir'i denetleme calışmalarına başladıkları belirtildi. Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin Eldemir'i denetlems ye geleceği yönetim kuruluna bildirilmesi üzerine yönetim ku rulu üyelerinden Orhan Tabipay ve Emin Alpkoya dışındakl tüm üyelerin de Ereğli'ye geldikleri ve kendi aralarında top lantı ve temaslara başladıklon sözlendi. Sözîeşmelerin etkisi Erken emekliliğe ayrılmaları kamcılayan bir diğer önemli unsur, YHK'nın yinelediği sözleşmelerdeki yoklaşımlar. Yürürlükteki toplu sözleşmelerde. özgür pazarlık düzeni içinde işverenle, işçi sendikasınm karşılıklı anlaşarak bağıtladıkları söz leşmelerde, emeklilik ve kıdem tazminatı haklarına ilişkin pek çok geliştirilmiş hüküm var. Ancak süresi sona ermiş, YHK'da yinelenen sözleşmelerin scdece ücretler ve sosyal haklar değil. tüm diğer maddeleri de taranıyor. YHK'nın emeklilik ve kıdem tazminatına ilişkin sözleşmelerle gelişmiş haklora ve diğer tüm haklara ortak bir yaklaşımı var. Yeni yasa değişiklikleri, dü zenlemeler ve bu yasalarla getirilmiş haklar, hukuk açısından «mutlak emredici» nitelikte olarak kabul ediliyor. Hukuğun genel ilkesi, «yasalarla kazanılan hakların, sözleşmelerle gellştirilebileceği ilkesi» bir yana bırakılıyor. Sözleşmelerde, yeni yasolar üstünde geliştirilmiş ne kadar hak ve hüküm varsa, metinlerden çıkartılıyor Bu ! öiün • lere «... sayılı yasa hiikrnü geçcrlidir» c:'. rnındo c r riadcie konu.uyc Bunun anlamını bir örne'<!e şöyle açıklayabiliriz.. Eski sözleşmede. işci işten ayrılırken kıdem tazminatının son ücretinden hesaplanarak daha önce ödenmiş k'denı tazminatı varsa bunL'n mahsup edileceği belir tiliyor olsuh. Yinelenen sözlaşmede bu hak çıkarılacağı ve sadece yasa hükmü geçerli k.lınacağı için, işçi sözleşme yenilenmeden önce ayrılması halinde, eski tazminatı ödenmiş yıllara ilişkin, yeni ücretinden fark larını alacak. Sözleşme yenilenme tarihl sonrası işte kalması halinde ise bu hak kını kaybedecektir. işte bu türden nedenler de yoğun işten ayrılmalara yol açıyor. Konya Valisi arfırdı liklerl özellikle büyük işletmelerde üst kademeierde çalışan işçiler arasında öncsden duyulmuş, yasa değişiklikierı öncesi ayrılmalar, emeklilikler yoğun bir şekilde gercekleştirilmişti. Bu kadroların özellikle yönetici durumunda olanları, kıde mtazminatlarını ve emek lilik haklarını eski yasaların avantajlı konumunda kurtardıktan sonra aynı görevlerini sürdürmüşlerdi. Ama geniş bir kitle için, yeniden iş bulınak pek kolay değildi. Pek çok olayda da, primlerinin sayılmasını, emeklilik hakkının doğması için bekleyenler duruyor. Erken emekli olmak iste. miyenler de, kazanılmış 18 yaş öncesi haklarını kurtarmaya calışanlar da Sosyal Güvcnlik Bakanı Sadık Şide'nin. TÜRKİŞ Yönetim Kurulunda en gec hoziran ayı İçin vermiş olduğu sözün yerine getiriimesini bek liyorlar. Gerçekten de SSK yasa değişiklikleri gündemde. Ama hakları geliştirici niteliğine ilişkin açıklamalara, Mustafa EKMEKCİ Gözyaşları... ILLARCA Atatürk'ün Özel Kalem Müdürlüğünü, Genel Sekreterliğini yapmış olan Hosan Rıza Soyak, antlarında Atatürk'ün nasıl ince duygu'u bir insan olduğunu anlatır, örnekleriyle. Kurtuluş Savaşı bitmiş, bitmemiş. O yıllar... Yunanlılardan alınan tutsaklar, Çankaya'daki bağ evinin (Köşkün) bahçesinde çalıştırılmakta. Olayı Hasan Rıza Soyak'tan dinleyelim: «Kim olursa olsun insana ve insaniığa çok kıymetverirdi. Bir gün Cankaya'da eski köşkün üst katındaki kütüphanede oturuyordu. Birden bire bahçeden küfürierle dolu hiddetli bir ses yükseldi... Atatürk merakla başını solundakl pencereye çevirdi, o anda yüzü kıpkırmızı kesildi, bana dönüp bağırdı: BGk, bak... Bu bunak adam ne yapıyor? Yahu, hic insan dövülür mü? Bu ne hamakat (beyinsizlik)... Çabuk koş, mani ol ve oradaki adamları köşke getir... O sırada ben da ayağa kalkmış, pencereye yanaşmıştım: Milli Müdafaa Vekaieti (Milli Savunma Bakanlığı) tarafından (Çankaya Köşkü o zaman Milli MüdafaaVekaletinin malı idi ve Ordu Köşkü adıyla Başkomutanın ikametîne tahsis edilmişti) Köşkün d"Ş idaresine tahsis edilmiş bulunan alaydan yetişme, emekli ve yaşlı bir suboyın bir kaç işçiyl yüksek sesie azarlayıp tokatlamakta olduğunu gördüm. Yerde bir kac eski torba I I * darrnadağın bir holde bazı giyecek eşya vardı. İşçiler, bir müddet bahçede çalıştmlmış olup o gün memieketlerine donmek için köşkten ayrılmak üzere bulunan Yunon esirlerindendi. Koşorak bahçeye çıktım, yonlorınd glttlm, bizim ya|lı arkadaşı hisdetten zangır zangır tltreten hadfseyl öğrendtm. Meğer esirlerin sıkı sıktya muoyene ettlğl torbolarından, kendilerine oit eşya arasında, Atatürk'ün hususl stgaralanndan birkaç poket de çıkmış... Herhctee bunları, eslrlere köşkün içinde hizmet eden bizimkilerden biri vermiştl; başka türliı olmasına imkan yoktu. İhtiyarı birkaç kellme ile teskin ettlkten sonra, eslrlerl yanıma alıp köşke doğru yürüdütn; Atatürk antreye Inmişti... Esirlerden blrl uzaktan o'nu görür görmez, müthiş bir korku içinde titremeye başladı ve tam kapıyo yaklaştığımız anda düşıip bayıldı. İnce duygulu büyük adam, bu manzaradan pek müteessir olmuştu... Emri üzerlne yanmdakiler, eshin yüzüne su ve kolonya serperek ayılttılar... Bu arada ben de kendisine durumu arzetmlştim. içerden beş on paket sigara daha getirtti... Bir miktar para da verdirtti:, sonra kendilerine, yapılan fena tnuam»leden teessür duyduğunu söyledi ve iyi yolculuklor dlledi... Köşkten ayrılırken esirlerin gözleri, mlnnet yaşları İle dolu idi; tabii Ihtiyar arkadaş da Milli Müdafaa emrine iade edilmişti.» Hasan Rıza Soyak'ın bir başka anısı da Atatürk'ün «Hain» dediği «Vahdettin»le ilgili. 1923 yılı yazı. Çankaya'dakl eski köşkün genişletilmesine karar verilmiş, onarımına başlanmış. Bu nedenle Atatürk eşl Latife Hanım'la birlikte, yine Çankaya'da sonradan yanmış olan üc odalı kücük bir binada oturuyor. Hasan Rıza Soyak o durumu şöyle anlatıyor: «Mevsim ilerlemiş, sonbahar gelmişti; birkeç günden beri sürekll bir yağmur yağıyordu. Zaten pek sağlam olmayan yapının damı akmaya başlamıştı. Odaların tavanlarından sular damlıyordu. Hem oturma, hem de yemek salonu olarak kullanılmakta olan odanın ötesine, berisine bu damlalara karşı leğenler yerleştirilmiştı. Salona geldiğim zaman Atatürk'ü, bir köşedeki geniş koltuğuna sığmmış, gazeteteri karıştırıyor buldum: Beni görünce yerinden kalkti: Ortadaki yemek masasının başına geldi:, oturduk, calışmaya başladık. Getirdiğim kağıtlar arasında, Mısır'a yerleşmiş bulunan bir Osmanlı gen«ralinden (Hatırladığıma göre Keçecizade İzzet Fuat Paşa) gelmiş bir de mektup vardı; Atatürk'le ordudan tanışan bu eski paşa mektubunda; özet olarak, SanRemo'ya gidip son Osmanlı Padişahı Vahdettin'i ziyaret ettiğini, konuşmaları sırasında Vahdettin'in kendisinden sitayişle ve hurmetle (Övgü ve saygıyla) bahsettiğini hikâye ettikten sonra; «Bu altı yedi asırlık hanedan üyesinin hal ve tavrından maddi sıkıntı içinde olduğunu, yardıma muhtac bulunduğunu sezdim» diyordu ve kendisine yardımda bulunmasını rica ediyordu. Bu mektubu okurken Atatürk, başını solundaki pencereye cevirmiş, dikkatl» dinliyordu. Ben sağda oturduğum için yüzünü göremiyordum. Amma birkaç defa derln derin göğüs geçirdiğin) görmüştüm. Mektubun okunması bitip de başını bana doğru çevirdlği zaman gözleri yaşormış bulunuyordu. Bir an durdu, gözlerlmin Içine baktı: sonra başını sallayarak: Gördün mü dünyanın halini cocuk?... Nerede o haşmet, nerede o azamet, nerede o saltanat... Şimdi hepsinin yerlerinde yeller esiyor; bu alemde hiçbir şeye güvenilmez... Bundan dolayı insanın hayatta daima ölçulu olması lâzımdır... dedi... Yine düşünceye daldı; pek müteesslr olduğu her hallnden belliydi. Nihayet merhamet v» zaaf hislerini yenmişti, konuşmaya devam etti: Nasıl y'ardım edilebilir? Benim şahsi servetim yok kî, devlet hazinesi ise fakir... Hem zengin bile olsa, oradan yardıma hic hakkımız yok... Memleketin en mamur yerleri, bilhassa son ölüm kalım mücadelemizde harap oldu... Bahis konusu olan zatin da hataları yüzünden vatan hak ve müdafaası için boğuşmak mecburiyetinde kalarak, şehit olan, memleket evladı arkalarında yüzbinlerce yetim ve kimsesiz insan bırakmış bulunuyor. Devlet varidatını, ancak memleketin imanna ve bu zavallıları yaşatmaya sarfedebiliriz, Binaertaleyh bu bahsi bırakolım çocuk. Yalnız bu mektubu bir vesika olarak suretî mahsusada hifzedersiniz.» (Hasan Rıza Soyak, cAtatürk'ten Hatıralar» 1'ncj kitap, Yapı ve Kred] Bonkası Yayıntorı, 1973) Y Yasa değişikliği bekleniyor Son günlerde pek çok soru, SSK yasasmda yapılacak değişikliklerin niteliğine, emekliliğe esas olacak prim günlerinin hescbına, 18 yaş öncesi hizmeîlerin sayılıp sayılmayacağına ilişkin. İşCiler kazanılmış haklarının bir bölümünü gerl alan 2422 sayılı yeni SSK yasasının ne ölçüde değişebiieceğini anlamak isiiyorlor. Biiindiği gibi bu yasanın bir çok hükmü. vaad edilen yeni bir yasa değişikliği gelmezse, oçak 1982'de yürürlüğe gireoek. Eıneklilik hakkı cfoğmuş bir çok işçi için, ccak 1982 öncesi emekli olmak, eski yasa hükümlerinin uygulanması sonucu avantajlar sağ lıyor. Yasa değişmezse bu işçiler emekliye ayrılmayı aralık ayı sonuna kadar gerçekleştirmediklerinde, bir çok anlamda, özellikle emek lilik maaşlarına esas olacak yüzde bakımından zararlı çıkacaklar. Emekli olmak istemiyorlar ama yasa dsğişikiiğinin bu durumu düzelteceğinden de emin olmak istiyorlar. Yakın bir geçmişte yaşanan iki yönlü bir dersi unutmuş değiller; Gerek kıdem tazminatı, gerekse SSK yasa değişik ! Erken emekli olmak istemeyenler ve kazanılmış 18 yaş öncesi haklarını kurtarmaya calışanlar, Sosyal Güvenlik Bakanı Şide'nin en geç haziran ayı için verdiği sözün gerçekleşmesini bekliyorlar. Kürtoj yasası, Bakanlar Kuruluna sunuldu ANKARA, (ANKA) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı PTOÎ. Necmi Ayanoğlu, kürtajı serbest bırakan yasa tasansının Bakanlar Kurulu'na sunulduğu nu açıkladı. Ankara'da dün toplanan Yüksek Sağlık Şurasmı bir konuşmayia açan Saghk Pakanı Ayanoğlu. «İstenmeyen febpliklcriıı tehlikell T« ilkel metot'ar ile önîenme alışkanlıklarımn sona erdirilmesi için. ciddi ve etkin bir nüfns pb.nlannıasmı ülke genetinde uyEiılamanın hazırlığı içtndeyiz» dedi. Hızlı nüfus artışınm Türkiye'nin önemli bir sosyal sorunu olduğunu kaydeden Prof. Ayanoğlu, nüfus artış hıssuua azaltılmasmın anne ve çocuk sağlığını korunması açısından de gerekli olduğunu bildirdi. Yüksek Sağlık Şurası"ran gündeminde yer a'.an nüfus planlaması hakkmdaki kanun üzerinde Şura üyelerine bilgl verüeceğini kaydeden Ayanoğlu, bu konudaki yasa tasarısının Bakanlar Kurulu'na »u> nulduğunu da belirtti. sınırlama öncesi alınabilmiş yüksek tazminatiar erimiş, yeni iş bulunamamıştı. İşte bu nedenle, yasa düzeltilmeyecekse, daha düşük emeklilik maaşı alma, mak için, ocak öncesi emekli olmak zorunluluğunu duyan işçl, zararı yeni yasa ile düzeltileçekse, işsiz kalma gibi bir yanlışa düşmek istemiyor. Bir yanda emeklilik maaşı ile geçinemiyeceğinin bilincinde, düzeltme nitellğindeki yasa değişikliğinl bekleyerek son dlakikaya kadar ayrılmak istemiyenler var. Diğer yanda da, kıdem tazminatı hakkının fon yasosı ile daha da kısıtlanaca^ına inanan, faiz hadlerinden yararlanmak Isteyen ve 18 yaş öncesi SSK TÜRKİŞ kaynaklı güvencelere rağmen, emeklilik hakkının en önemli unsuru olan prim pün hesabında, cok önemli değişiklikler getireceği beklenmiyor. Yasanın gerçekten de özü değiştirici değil, ufak düzeltmeler getiriçi niîelikte olacağı düşünülüyor. Kısacası tasan ile ilgili haberler doğru ise, emekiiliğin % 60 ücretten % 70'e çıkarılmasıntn artırılan zorunlu prim ödeme gü nü hesabı karşısında pek bir işlevi olmıyacak. Çünkü emeklilik hakkında. Türkiye koşullarında, zo runlu ödeneoek prim gününün hesabı, yaştan da, yıldan da daha önemli bir işlev kazanıyor. işsizliğin var dıpı boyutlcr korşısında sürekli iş bulmak olanaksız gi YARIN: Kıdem Tayminatı Tartışması CıkrıkcıEar Carsısı artık sessiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cıkrıkçılar Yokuşu... Eski Ankara'nm bu ahşveriş mer kezinde kalababğm gürültüsü ve satıcı sesleri hüküm süren canlılık; şimdi sessiz, şimdi durgun. Cıkrıkçılar Çarşısı bir yokuşla başlar. Yokuşu tırmanırken yolun iki yanmda dükkanlar ya da tezgâhlarm önüne asılmış çeşitli kumaşlar, pazenler, basınalar, çarşaflar alıcı bekliyor. Kepenklerin üstüne asılmış du rsn hazır kadm eîbiseleri, kaldınmiara dizilmiş tencereler, sepetler, eski koltuk takımları çarşıya girenlerin ilgisini çekiyor. Biraz ileride her türlü tespih çeşidinin bulunduğu küçük bir mağazanın vitrininde «Hacılara iopUııı tespih satılır» yazısı asîlrrnş. İçeri girip sordugunuzda: • t5 lira, buyrun bakın» di<;B yen satıcı bir yığvn tespih gösteriyor. Satışlarm nasıl gittiğini sorduânımuzda da; «Hacdan dönenleriıı ilk uğradıkları yer bıırasıtiır» diyor. Dar Cıkrıkçılar yokuşunda mevsimin son güneşinden korunmak için dükkânlar arasında beyaz bezler gerilmiş. Sag tarafta duran yeşil boyanıruş küçük bir cami. «Çift kutu deterjan 100 lira ahi» «Seç seç al... Her çeşit çorap var» diyen satıcı sesleri tiftik yününden yapılmış güzel bir çorabı seyretmekten uyandınyor kişiyi ve onun yanmda duran bir çift çarık: «Çobanlarm giydiği çanktır. 750 lira.» diyor satıcı «ANNE BAK ...» Kahverengi pijaması, yeşil yeleği i'.e eğilmiş emaye tencerelere bakan annesini çekiştiren küçük kız bir köşede duran irili ufaklı çanları, nazar boncuklarını gösteriyor; «Anne bak, ne füzel, al bana alsana» diyor. En küçü£ü 35 lira biraz büyügü ise 50 lira. Bir zamanlar kapılara, koyunların boyunlarına asılan çanlar, nazar boncukları tozlu tezgâhm bir köşesinde duruyor. Vitrininde eski işlemelerinden yapılmış sehpa örtüleri, seymenlerinin Atatürk'ü karşılarken siydikleri ceketleri, üç etekler, insanı eskiye doğru çekiyor. İçeri girip, sorduğumuzda eski işlemeleri, şu yanıtı alıyoruz: «Bu sehpa örtülerini annem bir ayda yapardı. Göz nuru dök tü. I.amba ışıçında sabaha kadar işlerdi. Nerede şimdi böyleieri.» «Kaç lira?» 5 bin liradan başlar 78 bin lirava kadar vardır.» Üzerinin simli işlemeleri sökülmüş kahverengi, lacivert Ankara seymenlerinin ceketleri duvarlara asılmış. Kırsal kesimde kadınlann giydiği üç etekler sallanıyor. Tezgahm listünde duran puşular... Yün ipliğinden yapılmış. Siyah, beyaz. Dört köşesinde püsküllü bağcıkları ile sergileniyor. Fiyatı 600 lira. Yokuş devam ediyor TO Isir dükkânın önünde küçücük bir kutu içinde duran tavşan ayaİı. «50 lira. Sobanın altım temizlersin.» Ormanda koşarken avlanmış küçük bir tavşamn ayağı soba altı temizlemek için satışa çıkarılmış. 1965 yıhnda çıkan yangm, Cıkrıkçılar yolcuşunu da etkilemis, hatta adını da oradan almış: «Buraya YanıkUr derler. Çok büyük yangındı o. Onnn içfrı Cıkrıkçılar yoknşunun bu bSIfimüne Yanıklar denir. Bak Ao> varlar hâlâ yanık.» Yanıklardan ilerleyinca p* mulî yığınlarınm arasında asılı bir yazı «ihram bnlunur». Hac zamanının yaklaştığı bı^ünlerde ihram soran hacı adaylaf&«ı «Bin lira, 1350 lira arasmda d«sişiyor. Buyrun bakm» dendilcten sonra beyaz kumaştan yapılan uzun ve bol hacı elbiaesi tezgâhm üstüne seriliyor, Çıkrıkçılar yokuşunun «onuna doğru bir cami daha. TRinmda duran küçük bir çeşme. Duvara oyulmuş küçük bir bölmede duran bir bardağa doğru uzanan minik bir el. Susaynn, elinde oyuncak ambasryla «u icmeye çalışan küçük bir çocuk. Yeni ilaveler yaparak çökmekten kurtarmaya çahsılan eski Ankara evi, ayakta d«rmaya çalışıyor. Küçük baHconundan aşağı doğru sarkan sarmaşıklar taş binanın rengini değiştirmiş. Bunca uğraştan sonra Düşünün bir kere Eski ilköğretim müfettişi emekli öğretmen Yusuf Altınbaş «kimseye aıılatamaUığım olayı size anlatayım» diye derrlendi eskilere dönerek: «Düşünün bir kere 24 ekim 1980 tarihinde Konya Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yazılı savun rnamı. imza karşılıgında teslim ediyorum, aynı gün müfettişlik ünvammm kaldınldığma ilişkin bakanlık onayı alınıyor. Keşke her iş bu hızla olsa diyorum. Bu iş bir kin dökümü dür yalmzca. Onarütnamış bir kin dökümü. 14 ay sonra ifademi alsmlar 18 ay sonra da emekli olmakla karşı karşıya kalayım olmaz, olmamalı böyle bir uygulama.» Yusuf Altmbaş en sonunda 32 yıl önce düştüğü köy yollannı bir kez daha çignedi. Niğde'nin Çamardı ilçesinden mart maaşım aldı. Yatacak yer bulamadığı için öğretmen arkadaşlarımn evine konuk oldu. Emeklilik dilekçesinl 6 martta verdi ve 9 nisanda eline tutuşturulan belgede «kendt isieği İle emekli oldu» notu vardı. HER ŞEY VAR Seyyar satıcı arabaiarındaki rengârenk çoraplar sessiz cıkrıkçılar çarşısında alıcı bekliyor... (Fotoğraf: Havva CAN) 17 emniyef amirinih görev yeri değiştirildi ANKARA, (THA) Emniyet Genel Müdürlüğü kadrosunda 96 baskomiser emniyet amiri oldu, 17 errçniyet amiri de yeni görevlere tayin edildi. Yeni görevlere atanan emniyet amirleri ve görev yerleri şöyledir: Fevzi Ergür, Ankara Emniyet Amirliğine, Osman Sağlam, Eskişehir Emniyet Amirliğine, Bülent Ergin, Ordu Emniyet Amirliğine, Rüstem Kılıç, Isparta Emniyet Amriliğine, Ali Akça, Bitlis Emniyet Amirliğine, îsaak Aslan, Gaziantep Em niyet Amirliğtoe, Nuışan Yıldız, Rize Emniyet Amirliğine, Haluk Eraydm, Bursa Emniyet Amirliğine, Mustafa Yıldız, An kara Emniyet Amirliğine, Şerafettin Karahan Emniyet Genel Müclürlüğüne, Mahmut Karakaş. Diynrbakır Emniyet Amirliğine, Rahmi Özkara Ankara Emniyet Amirliğine, Şakir Özdemir 100. Yıl Polis Okulu Emniyet Amirliğine, Fikret Özel, İstanbul Emniyet Amirliğine, Osman Çapah İstanbul Emniyet Amirliğine, Taştan Er dan Erzurum Emniyet Amirliğine, Özyurt Van Mardin Emniyet Amirliğine. Emniyet Amirligine terfl ede rek yeni görev yerlcrine atanan Başkomiserlerin yeni görev yerleri de şöyle: Mvıstafa Kurt Edirne Bölge Trafik Emniyet Amirliğine, Kemal İskender Gaziantep Emniyet Amirliğine, Osman Karakuş Cizre Emniyet Amirliğine, Cemil Çomoğlu Kocaeli Bölge Trafik Emniyet Amirliğine, Kemal Özakııı Elmadağ Emniyet Amirliğine, Nuh Gürler Şil van Emniyet Amirliğine, Şener Bilgin Viranşehir Emniyet Amirliğine, Zeki özcan Yerköy Emniyet Amirliğine, Abdulvahap Pekgüç Akçakoca Emniyet Amirliğine, Ali Çilek Fatsa Emniyet Amirliğine, Sabri Albayrak îskilip Emniyet Amirliğine, Mustafa Kızılca Gerze Emniyet Amirliğine, Sedat Hasay Tarsus Emniyet Amîrliğir.e, Melımet Oz Afyon Emniyet Amirliğine, Cengiz Gürer Çeşme Emniyet Amirliğine, Haşîm Karaaslan Sandıklı Emniyet Amir liğine, Cevat Deniı Ayancık Emniyet Amirliğine, Ali Tra.k Tire Emniyet Amirliğine, Lülfü üslu Biga Emniyet Amirliğine, Eşref şahîn Divriği Emniyet Amirliğine, Hayrullah Ulukan Boğazlayan Emniyet Amirliğine, Emin Aslan Kahla Emniyet Amirliğine, Cengiz Yüksel Bulancak Emniyet Amirliğine, Yahya Bal Buldan Emniyet Amirliğine, Ali ö ı . demir Silifke Emniyet Amirliğine, Şener Bala Nizip Emniyet Amirliğine, Emin Sayım Di nar Emniyet Amirliğine, Ünal Azak Kemalpaşa Emniyet Amirliğine, Vedat Scyhan Akhisar Emniyet Amirliğine, Atilla Özdemir, Van Emniyet Amirliğine, Nuri Yengin Gaziantep Emniyet Amirliğîne, Esalettin Tiirkmen Konya Emniyet Amirliğine, Kadir Canbeldek. Kars Emniyet Amirliğine, Re. sul GUnak Nazilli Emnryet Amirüğine.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle