17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 7 AĞUSTOS 1981 Kıbrıs Rum basını önerilere "fiyasko» diyor Rum yönetimi Ttirk önerilerini incelemeye basladı <4aber Merkezi Kıbns'ta kapsamlı Türk önerilerlnin su nuluşundan sonra diplomatık relişmeler hızlandı. Rum gnze teleri, Türk önerilerine ilişkin çeşitli haber ve yorumlar yaym larken, Kıbns Rum yönetimi suskun kalmayı tercih ediyor. KTFD yetkilileri, Kıbns Rum gazetelerindeki önerilere ilişkin haberleri spekülasyon ola rak nitelerken, Ankara'daki diplomatik cevreler Türk tara fmın önerilerde gösterdiği esen liğe, Kıbns Rum yönetiminin de benzer karşılık vermesi ge rektiği görüşünde. Bu arada ö nerilerin verilmesinden hemen sonra KTFD başkanı Rauf Denktaş'm aniden tngiltere'ye gitmesi lle ilgili çeşitli yorum lar yapılıyor. Türk Dışişleeri Bakam İlter Türkmen'in ise ağustosun ikinci yansında Kıb ns'a resmi bir ziyarette bulu naeaSı öğrenlldi. Rumca gazeteler, «Türklerin. Maraş'm nnceliçinl kaldırma şririsiminden sonra Rum tara fmda bir hosnutsnzlnk belirdi ğini, önerilerine ise bir fîyas ko oluçturduîTHin» öne sürer ken Rum hükümet yetkililerin de alışılmamış bir suskunluk egemen durumda. önceki gün Türk önerilerini alarak Rum dönen Rum görüşYunandisie «Kapsamıı önerüer paketUni incelemiye başlıyan Kipriyanu. bunu, Rum Bakanlar Kuruluyla Ulusal Konseye aktarıyor. A.A.'nın haberine göre Kıbrıs Rum basınmın toplumlararası görüşmeler masasına götürülen kapsamlı pâket önerileri ko nusunda yaptığı yayın, Lefkoşe'de yetkili siyasal çevTeler ce «Speküslasyon» olarak nite lendi. askerlerinm çekileceeğini ve bü tün bu bölgelere yaklaşık 40 bin Rumun geri döneceğini öne sürmekte, Türk önerilerinin Maraş bölgesine de 35 bin Rumun geri dönmesini öngör düğünü iddia etmekteler. Fileleftheos gazetesi, eski LefkoşeMagosa yolu üzerinde bulunan Paşaköy, Vadili, Lisi, Kondea, Makrasıka ve Ahr.a köylerinin Rumlara lade edile Yüksek okullarda programı bölüm kurulları yürütecek YÖK, sürekli ünvan icin 2 yıl calısma koşulu getiriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Ögretim Yasa Tasansında doçentlik ya da profesörlüge yükselenleıin bulunduklan üniversiteden başka bir yüksek ögretim kurumiLia atar, malan öngörüldü. Tasanda, do çentlik ya da profesorlüğe yükselenlerin başka bir ünıversiteye atandıklan halde göreve başlamamalan halinde kurumları ile ilişkilerinin kesileceğs, en az iki yü yüksek oğretim kurumİEnnda çalışmayanların da kazandıkları ünvanlanm kullanamayacaklan beiirtildi. Tasarmm, öğretün üyelerinin «gelişmekte olan veya ihtiyav balunan yörelerdeki yüksek oğretim kurumlannda en az iki yıl çalışmalan koşulunun yanısıra doçentlik ve profesorlüğe yükselmeleri durumunda çalıstıkları knrumdan başka bir yüksek öğretim kurumuna atatı malannı öngören» maddeier aynen şöyle: DOÇENTLİGE ATAMA MADDE 40: Profesörlüğe ytikseltileceklerde aranacak nitelikler şunlardır: a) Doçentlik ünvanını kazandıktan sonra yüksek öğretim kurumlarında profesörlüğe yükseltileceği bilim dalı ile ilgili işlerde en az altı yıl çalışmış olmak veya yüksek öfretim kurumlan dışmda, kendi bilim dalı ile ilgili işlerde en az sekiz yıl çalışmış bulunmak. b) 61'inci maddedeki zorunlu hizmeti yaomış olmak. c) Doçentlik ünvanını kazan dıktan sonraki dönemde yap tığı çalışmalan, araştırmaları. vayınları ve profeşörlük tezi. profesör olacağı bilim dalmdan v»ya bu mümkün olmadığı takdirde yakm bilim dalından Universitelerarası kurulca seçilenin kuruluş ve çalışma şekll ilgili tüzükte belinüir. Profeşörlük sına\inı başaranlar, «profesör» ünvanını alırlar. Sınavı başaramıyanlar tüzükte belirtilen smırlar içinde, gelecek dönemlerde sınavlara girebilirler. tNVANLARIN KORUNMASI MADDE 44: Öğrehm üyeleri, bu kanunda yazüı hükümler dışında akademik ünvanlanndan yoksun bırakılamazlar. Başka bir ise geçmek, emekli o".mak veya çekilmek, va da işren çekümiş sayılmak yoluyla öğretim görevonden aynlanlar, akademik ünvanlannı taşıyabiürler. Ancak profeşörlük ve doçentlik ünvanlannı kazandıktan sonra en az ikişer yıl yüksek öğretim kurumlannda çamak nedeniyle yargı organlaruı ca hapis cezası ile cezalandırılmamış olmak» özel koşullannın da aranacağı kaydedildi. BİLLMSEL DENETİM YÖK'te yüksek öğretim kurumlannın denetimi konusunda da yenilikler getirildi. Denetime üişkin taslak maddelerinde şun lar beiirtildi: MADDE 64: Kurumlann bilimsel denetimi: . a) Öğretim elemanîannın bilimsel yönden denetlenmelerî. Or.ların eğitim öğretim, yavm, bilimsel araştırma. seminer, klinik ve uygulama faaliyetleri üzerinde olur. Üniversitelertn fakülte ve yüksek okullarında ve Milli Eğitim Bakanhğına bağlı yüksek okullarda bilimsel denetimin gerçekleştire hazırlanacak bir rapor mayıs ayı içinde bölüm başkanlığınca fakültelerde Dekanlığa, yüksek okullarda ise Okul Müdürlüğüne verilir. Bu çalışma raporu, o bölümün o yılki eğitim ögretim faaliyetlerini ve gelecek yılm taslak prograrrnnı kapsar, bu rapor bölümce bastınlıp bölümün öğretim elemanlanna da dağıtılır. di Bölümlerın raporlan, fakülte kurulunda veya yüksek okul kurulunda incelenir. Çalışmalan üstün başarılı veya yatersiz görülen yöneticilerin ve öğretim elemanlarınm durumu Dekanlıkça veya Yüksek Okul Müdürlüğü'nce üniversitede senatoya Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yüksek okullarda Milli Eğitim Bakanhğına bildirilir. Milli Eğitim Bakanlığı ya da senato, üstün başanlı olanlan yönetmeliğe göre ödüllendirebileceği gibi, yetersizliği veya hatası görülenlerin durumunu, kuracağı bir komisyona en geç bir ay içinde inceletir. Sorumlular ve yetersizliği saptananlar haklnnda komisyonun önerisi üzerine Milli Eğitim Bakanlığmca ya da senatoca: (1) Yönetim görevinden uzak liştırma, kısa süreli durdurma. uzun süreli durdurma, cezalarmdan biri verilebilir. (2) Bir öğretim elemanı hakkında, fakültesince veya yüksek okulunca iki defa yetersizlık karar; alınmışsa, senatonun üçte iki çoğunlukla karar vermesi halinde bu kimseye ögretim ele maniığı mesleğinden çıkarma cezası uygulanır. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı yüksek okullar için Milli Eğitim Bakanlığı'nca aynı şekilde işleraler uygulanır. e) Her öğretim elemanı, bilimsel araştırmalarının, yayınlannın ders notlarının, bilim ve başvurma kitaplarırun, yurt içinde ve dışında yapılan bihmsel kongrelerdeki katkı ve tebliğlerinin birer örneğini bağlı bulundugıı bölüm başkanlığma, \oiksek okul müdürlüğüne, fakülte dskanlığma ve rektörlüğe vermek zorundadır. Mali im kânsızlıklar nedeniyle yayınlan mayan eserlerin daktilo ile yazılmış birer kopyası verilir. Fikir ve sanat eserleri ile llgili kanunun eser sahıbıne tanıdıgı haklar saklıdır. f) ögretim elemanlarınm bilimsel yayınlan için bölüm, yüksek okul, fakülte ve rektörİükte özel arşiv tutulur. g) Üniversitelerarası kurul ile her üniversitenin senatosu bu kanunda açıklanan hususl«r dışında, daha başka bilimsel denetim esaslan getirmeye ve uygulamaya yetkilidir. Milli Eğitim Bakanlığı'na baglı yüksek okullarda, yüksek okullararası kurulun önerisi ve Milli Eğitim Bakanlığı"nın önerı\"e uygun ya da doğrudan alacağı kararla, yukandaki hususlar dışında daha başka bilimsel denetim usul ve esaslan getlnlebjlir.» Denktaş'ın görüşmeler öncesi İngiltere'ye gitmesi degişik yorumlara yol açtı. tlter Türkmen bu ay sonunda Kıbns'a gidiyor. Yetkili siyasal çevreler, dün sunulan Türk önerilerinın Kıb rıs sorununa nihai çözüm getirebiiecek nitelikte öneriler ol duğunu. bu safhada gizlilik il kesine özel bir özen gösterilme si gerektiğini bildirdiler Dünkü Kıbrıs Rum gazetele ri, önceki gün sunulan öneri lere ilişkin çeşitli haberler ya yınladılar. Rum gazeteleri, ia de edilecek böl?elerden başka, Lefke ve Güzelyurt bölgsleri nin bazı yerlerinden de Türk anhara.. anka.. Müşerref HEKİMOĞLU Düğün Sevincimiz evdiğim bir ciftin, Lale ve Murat Celikkan'ın evlenmesini kutlamak icin Lstanbul'a geldim gecen hafta. Beyoğlu Evlendirme Dairesinde 100 yıllık dostlar bir arada. Kiml tatilinl bırakmış gelmiş kimi yurt dışından ayağının tozu ile törene yetişmiş, kimi bütün bir geceyi yolda gecirerek bir sevinci paylaşmaya koşmuş. O kalabalığın ictenliği beni cok etkiledi. Yıllann eskitemediği en güzel şey dostluk diye düşündüm. Tersine kimi dostluklar zamonın süzgecinde daha cok güzelleşiyor. Esin ve AN İhsan Çelikkon oğullarının nikahında da bu guzelliğl de hissettiler sanırım. O evlendirme dairesinda kimler geldi kimler gecti şimdiye kadar. Nice geÜnler ve damatlar, bahceler dolusu renk renk cicekler. Şimdi kaynana olanları gelinliklerl lcinde selamlodık vaktiyle. O zaman koynana olanlar da buyük anne bugün. yıllar geciyor. kuşaklar değişiyor. doğumunu kutladığımız kundağını sardrğımız bebekler damat olıryor. Acı tatlı olaylar birbirine karışıyor, koşullor ne olursa olsun sevmekten, sevdiği kişıyle ortak bir yaşama yönelmekten geri kalmıyor gencler. Bundan daha güzel ne var, sevdiği lle yanyana, omuz omuza tüm karanlıkları deler insan geleceğe daha güzel daha güclü bakar. S O nikahtan sonra Hümeyra ve Ömer Kavur'u görmeye gittim. Coktan özlediğim olayı yaşamak için. Yusuf ile Kenan'ın öyküsünü seyrettim. Hala da seyrediyorum. Kac gündür İstanbul'da Boğaz'm maviliklerl, renk renk tekneler acemi kalfa işi yapılara karşın holen güzelliğini koruyabilen eskl evler, geceleri bir masal havasında ışıklanan saraylar, asma köprüden akıp giden son model otomobiller arasında Yusuf ve Kenan'ın hayali dikiliyor karşıma. Kentin öteki yüzünü görüyorum birden, Tophanenin dar sokaklarına, hamamlarına, körpecik cocukların yüzüne yaşam savaşının yorgunluğunu cökerten bir düzenin acımasız carkına takılıyorum. Rahmetli Kemal Aygün'u anımsıyorum. Gazeteciliğe baş ladığım yıllarda Ağaclı Yetiştirme Yurdu'nda müthiş bir gün gecirmiş, soluğu Ankora'da almıştım. Kemal Aygün Emniyet Genel Müdürüydü o zaman. İstanbul'da görevliyken saptadığı gercekleri, kimsesiz cocuklan sömuren düzeni bana uzun uzıın anlattı. Yılın belli dönemlerinde «Miçoları yollayın» ya da «Miçoları durdurun» diye teigraflar cekilmiş. Anadolu illerine. Derken İstanbul'a bir cocuk akını başlarmış, Yusuf ve Kenan gibi. büyük ken tin ışıklannda karanlığa dolarmış bu cocuklar. Köprü altında, mazgallorda sonra Tophane otellerinde. Kiml umudunu kimi cocukluğunu, bakirliğini yitirerek. Elbet yetiştirme. eğHme yurtları da var. hatta dernekler de arr,a dev boyut'u sorunlara cok cüce bir yaklaşım bu. Yusuf i!e Kenan'ı seyrederken düşündüm, miçolarla ilgili telgrafiarı dinleveti kac yM oldu. O telgraflan cekenler toprak oldu belkl. dosvaları arsivlerde.. Ama kimsesiz çocukicr sorununu arşivliyem9dık hola! Evren paşanırı hakkı var bir bakıma, ana babalara ikiden cok çocuk yapmamalarmı öneriyor. Necat Erder'ia kulakları cmlasın, 5 yıllık ilk plân hazırlanırken, doğum kontrolu icin az caba göstermedi. Bircok cevre bu cabaya karşı cıktı o zaman. Nüfus plânlamasına dönük calışmalar hayli gec sonuclandı. Plânlama Müsteşarı Z;ya Müezzinoğlu'ydu o dönem. Enver Ergun da Sosyal Piânlama Dairesi Başkanı. Bayram tatilinde Yeniköy koyunu kucaklayan bir balkonda buluştuk eski plâncıyla. Şımdi Viyana'da Birleşmiş Mületlerde calışıyor. Yaz tatilini Çeşme'de gecirmiş. 13 yıldır yurt dışında ama İCeri/e dönük yaşıyor. ilginc gözlemlerl var. Ziya Müezzinoğlu ile, eski anıları tazeiediler ben de düşündüm. Beyin göcünde rekor düzeyindeyiz. Aslında bir inceleme konusu bu. Kimi kişiler belli birikimlerinl ülkeye değil de yabancı ülkelere aktanyorlar. Yalnız batıya değil Arap ülkelerine de gidenlerde coğolıyor. Nedenleri toplum bilimciler kadar yöneticiler için de ilginc ve uyarıcı olabilir. Ozan Oktay Rıfat'ın bir dızesi geliyor aklıma, cbu co cuk doğar, büyur ve ölür» diye özetliyor yaşam öyküsünü. Tüm acı gerçekler de özetleniyor bu dizede. O cocuk nasıl doğuyor? Nasıl büyüyor? Ve de nasıl ölüyor. Kimileri Yusuf ve Kenan gibi, kinlleri acmadan solan Cicekler gibi, kimileri okulda, kimileri sokakda, kimileri icerde, kimileri dışorda, kimileri okumuş, kimileri okuyamamış. Hepsi bizim cocuklarımız. Hicbirl dilekceyle gelmedi dünyamıza. Onları doğduklarından ötürü suclayamayız. Tersine sevgl ile saygıylo selamlamamız gerekir. Koşullar ne olursa olsun güzel yaşıyorlar. Genc Yönetmen Ömer Kovur'un filmindeki cocuklar gibi cöplüklerde bir lohumu yeşertebiliyorlar. Doğru ya da yanlış bir savaşı ylğitce sürdürebiliyorlar, ölüme meydan okuyabiliyorlar. Yaşaroaktan kokmuyorlar. Onları severek, anlayarak, tüm güclükleri yenebillriz. Bu da bizlm düğün sevincimiz. ceğini öne sünnekte. Aynı gazete, Türk tarafmın, Anayasal konusundaki önerilerinde. yönetime eşit biçimde katılma konusunda da diren mediğini ve 4'e iki oranını ka bul ettiğini iddia etmektedir. Gazete. ancak Devlet Başkanı nin. sırayla bir Türk, bir Rum olmasında Türk tarafmın diren diği görüşünü belirtmekteler. Rum kaynaklan, Türk tarafının, güvenlik ve garanti konulanna yüzeysel bir atıfta bulunurken, «bunların şimdiki clurumda müzakere edflmesinde liirenmiyeceğini» savunurken. Kıbns muhabirimiz î. Yalın bir KTFD yetldlisinin, «Riiven lik \e garanti konularının. Türk önerllerinin esası olduğunn» söyledi ve «Garantl anlaşması nlmazsa anlaşma olmaı» dedigini blldiriyor. KTFD yetkilisi, «Rum kaynak larının, Türk anayasa taslagı önerlsinde, yönetime eşit katıl ma istemini terkettiği» yönün deki savlarına da, «geçen yıl yumnşatılan anayasa önerileri nin, 12 aylık görüşmeler bo yunca sunulan öneriler oldnfcu nu, önceki RÜn de bu öneriler de çok küçük defişiklikler ya pılarak aynen suniüduğunu» belirterek yanıt verdi. Rum gazetelerinde «Slmerini» Turk tarafmın şu beş bölgeyi Rumlara bırakmayı tasarladıgı nı bildirdi: 1. Yeni Magusa (Maraş)ın be lirll bölgeleri, 2. Magusa bölgesinde Anna, Kukla, Arcoz, Kontea gibi bir kısım köyler. 3. Lefkoşe Larnaka yolu üzerindeki Lurucına ve Piroyi çevrssi, 4. Yeşilırmak (Lirrmiti) köyü çevresinde küçük bir bölge ile petre köyü çevresi. 5. Zotya köyü çevresinde küçük bir bölge. SPEKÜL%SYON MD? Rum çıkışlı bu haberin «tfl müyle spekülasyon» oldugunu sa\Tinan KTFD yetkilisi, «Rum tarafına böylesine bir harita da verilmediğini» açıkladı. Maraş'a ilişkin haritayla bir likte verilen toprak haritası, «sınır düzenlemelerinln mfiza kereler süreci lçinde belirlenmesi»nüı terkedilerek, önerllen Federal Cumhuriyeti oluşturan iki birim (ünite) arasmdaki sı mrçizginin somutlaştırılclıgıru göstermekte. ANKARAT>A DCRUM öte jTindan Ankara Büromu zun haberine göre Kıbns soru nuna bir çözüm bulmak ama cıyla değiştırilen Türk önerile rinin Rum tarafına sunulmasın dan sonra, Ankara'daki diplomatik oevreler sorunun çözü raü açısından elverişli bir or tamm doğduğtınu ve Türk tarafmın gösterdigi esenlige Kıb r:s Rum yönetiminin de benzer şelalde karşılık vermesi gerek tifi görüşünü belirtiyorlar. Bu çevreler. Türk tarafmın değiştirdiği öneri paketi ile ilk kez toprak konusımda bir ha rita verilmesi olmasını da Türk tarafı açısından önemli bir adım olarak değerlendiriyorlar. Bildirildiğine eöre, sunulan Türk önerilerinideki başlıca de fişiklik toprak düzenlemeleri bölümünde oldu. Anayasa ve pratik önlemler konulannda büyük çapta bir değişikliğe gi dilmedi DENKTAŞ'IN GİDİŞt KTFD Başkanı Denktaş'm, görüşmeler öncesinde ve hükü metin kurulup programınm su nulması aşamasmda İngiltere'ye gitmeside Kıbrıs'ta çeşitli söylentilere yol açtı. Bu gidiş !e, Devlet Başkanlığı muhafız larından birinin esrar kaçakçı lığı konusunda Londrada j'argı larması arasında bağ kuruldu. Öta yandan, Ankara'daki yet kililer KTFD Başkanı Rauf Denktaş'm önerilerin verildi^i salı fdinü aniden Londra'ya gi dişi konusunda herhansi bir yo rum yatımsdılar. Kimi gözlem cüer. Denktaş'm bu tutumunu gösterilen esnekliğin ötesine ?:rmeveoe5ini söstermek isteme « " e baglarken. •n kimileri de KTFD liderinin ^PÇen yıl rıa mini anlasma tezinin ortaya atıldıSı sırada muhalefetini pöştprmpk için aniden ada'dsn p.vnîarak îstar.bul'a girmesfai hatırlattılar. TÜRKMEN KIBRIS'A Bu arada, Dışişlerl Bakanı Tlter Türkm.3n içinde bulundu gumui aym ikinci yansmda KTFD'ye resmi bir ziyarette bu lunacak. «MADDE 39: Yüksek öğretim kurumlarından veya dışardan doçentlik smavmı başararak yüksek öğretim kurumlannda çalışmak isteyenler, yüksek öğretim kurulunun gosterecegi. bulunduklan üni\fersiteden, baş ka bir yüksek öğrenim kurumunda açık doçentlik kadrolanna, tüzügüne göre seçerek atanırlar.. Atama işlemi, devlet memurlannda aranan genel şartlar bulunmak kaydıyla, atanılacak fakülte kurulunun, Milli Eğitim Bakanlıgı'na baglı yük sek okullarda yüksek okul yönetim kurulunun önerisi ve ünı versitelerde ssnatonun, Milli Egitim Bakanhğına bağlı yüksek okullarda ilgili yüksek okul kurulunun karar: üzerine Rektör veya Yüksek Okul Müdürü tarafmdan yapılır. Gösterilen kadrolara yasal süre içinde başvurmayan veya aıandıklan halde göreve başlamayanların kurumlan ile ilişkileri k.?sı!miş sayılır. DOÇENTLİK YA DA PROFESORLÜĞE YÜKSELENLER BAŞKA YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMUNA ATANACAKLAR. HAKKINDA İKİ KEZ YETERSİZLİK KARARI ALINAN ÖĞRETİM ELEMANI ÖĞRETİM MESLEĞİNDEN ÇIKARILABİLECEK. ASİSTAN ATANACAKLARIN ANARŞİK HAREKETLERE KATILMAK SUÇUNDAN CEZALANDIRILMAMIŞ OLMASI GEREKİYOR. cek değişik üniversitelerin profesörlerinden oluşan bir jüri tarafmdan, profesörlüğe yükseltilmek için yeterli bulunmak. d) Doçentlik ünvanını kazanırken smavını verdiği yabancı bilim dilinden başka bir yabaneı bilim dilinde, inceleme ve araştırma yeterliğinde bulunduğu, üniversitelerarası kurulca değişik üniversitelerin profesörlerinden oluşturulan bir jüri tarafmdan yapılan sınavla ka nıflanmış olmak. İkinci yabancı dil smavı. ilgi^i bilim dalında yazılmıs bir met nin Türkçeye çevrilmesi suretiyle yapılır. Doçentlik dil sınavlannda ilgililere tanınmıs olan itiraz hakkma ilişkin hükümler proîesörlük için yapılan dil sınavlannda da uygulanır. i dil ve bilim iiir:leri lışmamış olanlar, bu ünvanlannı kullanamazlar. Yetkisi olmaksızm, bu akademik ünvanlan kullanmak yasak tır. Bu yasağa aykm hareket edenler hakkında Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.» Tasanda asistanlık smavına girmek içm devlet memurları yasasır.da aranan genel koşullar dışında. «Rörev alacağı hilim dalında veya yakm bir dalda en az lisans diplomasına sahip olmak; insan hak ve hürriyetlerini veya bölünme* bütünlüçüne veya dil, ırk. sınıf, din ve mezhep aynmına dayanarak, niteliçi Anayasa'da belirtilen Cum huriyeti ortadan kaldırmak için her ne suretle olursa olsun RÖStori veva nronag;anda yapmak vpva annrşik harekrtlore katılrileceği en belirgin eğitimöğretim birimi «bölüm»îerdir. b) Her bölümün öğretim Uye leri ile ders vermekle yükümlü öğretim yardımcılarımn katılacağı bölüm gene! kunıluna mev cut prc^ramlara, üst organ ve makamların karar ve önerilerine göre, yarı yıl ve öğretim yılı itibariyle faaliyetlerini ders yılı başmda ve sonunda gözden geçirir ve programlar, her eğitim öğretim faaliyetini içeren yan. yıl öğretim yılı ve bütün öğTetim süresl için genel bir program ve calısma esaslan santamr. Buna göre uygulama yapılır. cl Her yılm nisan ayında bölüm kurulu toplanarak, çalışmalan. gelişmeleri. aksaklıkları gözden geçirir, ahnacak önlem ve önerilpri «iantir. Sonura gö 4 îkl milyon insarun yaç&m öyküsüdür bu. Cocuklar kadınlar yaşlılar ve gençler bir yaşam boyu ne uzamış ne de kısalmışlardır. Toplam üıracat gelirtmizln %13 gibi önemli bir bölümü tütünden sağlandığı halde tütun sanayii bir bozukluk içindedir. Ömeğin ülkemizde büyük ölçüde Şark tipi tütün olarak bilinen çeşitler yetiştiril mektedir. Diğer Şark tipi tütün üreticisi ülkeler olan Bulgaristan, Yunanistan, Yu goslavya ve Türkiye'nin toplam tütün ihracatı dünya tütün ihracatının ortalama yüz de yirmisffii içermektedir. Yapılan araştırmalara göre tüm dünyada tütün İhracatı üretimin 4'te birl oranında yapılmaktadır. îşlenmiş tütün yani sigara olarak ihracat ise tütün üretiminin yüzde 4'ü oranıdadır. Bunu sayısaı gerçektiğa yansıtırsak yılda ihraç edilen sigara miktan 200 milyar adet olurken yaprak tütün olarak ihraç edilen miktar 1 milyon 300 bin ton dolayındadır. Şark tipi tütün Ureten ülkelerden Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavj'a'nm yıllık toplam dışsatımlan dünya ticaretindeki payı İse yüzde 20 dolaymdadır. Dünyada en çok tütün İhraç eden ülkeler ise ABD, Türkiye, Hindistan, Brezilya, Bulgaristan ve Yunanistan'dır. Türkiye bu listede 1975 yılına değln ikinci sırada yer alrrken bu yıldan sonra gerilerde kalmıştır. Bu r.a karşın ihracatı gerileyen Türkiye'nin üretimi rekor düzeylere erişmiş ve stoklar her geçen yıl büyümüştür. 1960'U yıllarda Türkiye'nin tütün dışsatımı 6381 bin ton dolayında gelişirken 1970'Ii >nlların başlannda (1974) 112 bin tona değin çıkmıştır. Bu yıldan sonra izlenen ithalata yönelik politika ve döviz darboğazı yurda kaçaî; olarak giren yabancı sigara sayısını arttırrnış ve ihracatimız da 40 bin tonlara gerilemiştir. 1980 yılmda da aym durum söz konusu olarak kendlsini göstermiş yurt içinde yerli sigara bulunmazken yabancı sigaradan geçilmez olmuş ve ihracatta 40 bin ton doiaylarmda seyretmişti. 12 Eyîü! sonrası yabancı sigara girişi önlenirken fabrikalardaki sigara üretimi artmış hatta stok faz lalığmdan Samsun sisara fab rikası üretimini düsürmek zorurda kalmıştı. Çeşitli ülkelerde satışı yasak olmasına karşın kaçak olaralr satılan ve dünya oiyasalannda en fazla içilen .\merikan sigaralaruıı üreten fabrikalar kullandıkları Virginia tütününe karıştırdıkları Sark tipi tütün oranınıda azaltma vönüne gitmişler ancak üretimleri her yıl arttığmdan bu miktarda değişikîik olmamıştır. 196?>1975 dönemleri arasında szalma göstermiştir. ABD'de üretilen sigara sayısı 556 milyar adetten 651 mil var adete çıkmıştır. Aradaki Hikmel Çetinkaya 4i 95 miİTarlık farka karşın kul lanılan yaprak tütün miktan düşüş göstermiştir. Bu arada Türkiye'den alınan Şark tipi tütün miktan da azalma göstermiştir. AETYe üye ülkeler içinde en fazla Türk tütünü dışalımı yapan ülkeler Federal Almanya, Fransa ve Italya'dır. Federal Alman sigara oranı düşerken ithal ettiği sigara miktan artış göstermiş ve ilk sırayı ABD sigaraları almıştır. İtalya'nın bu durumu Türkiye'nin yabancı sigaraya yönelmesi açısından önem taşımaktadır. Tekel eski genel müdürlerinden Orhan Özet konuya ilişkin görüşlerini sunarken şöyle diyor: nlmseyenlere lthaf etmek tsterim.» ŞARK TDTÜNtî Balkan üikelerinde yetiştirüen Şark tipi^ tütün üretimi koausuna gelince. «Şark tütünü» kavramını açmakta yarar var sanırım. Şöyleki, Şark tütunleri, Türk, Yunan, Bulgar ve Yugoslav tütünlerinden oluşur. Bu gruba baş ka hiçbir tütün katılamaz. Grubun tartışürnaz doğal liderliği Ttirk tütünlerinin elindedir. Bu üikelerde üretilen Şarfc tipi tütün miktan geçen yıllara göre sürekli artış göster mektedir. 196O'lı yıllarda Tür kiye 132 bin, Yunanistan 66 bin, Bulgaristan 97 bin. Yugoslavya 48 bin ton tütün üretirlerken bu rakam son yıllarda Türkiye için 300 bin Yunanistan 126 bin, Bulgaristan 145 bin, Yugoslavya 81 bin tona yükselmiştlr. Şark tütünü üretiminin dünya üretimindeki payı ise yüzde 9lardan yüzde 15'lere değin yükselmiştir. Ancak bu üretim fazlahğma karşın dış ticarette ihracat içindeki payı ise yüzde 30'lardan yüzde 17'lere değin düşmüştür. Görülüyor ki Şark tütünlerinin dünya üretimindeki payı artarken, dünya tütün ticaretindeki payı da her ge çen gün azalmaktadır. Bu tersine gelişmenin Şark tütünü üretici ülkeler için oluşturduğu sorunlann boyutları birbirinden ne kadar farklı olursa olsun. sorunun çevremizdeki ülkelerle birlikte afırlık taşıyan ortak bir niteiiği olduğu açık seçik ortadadrr: Aynca dış alıcüar, organize bir şekilde birlikte hareket ederek şark tütünü ithalat ve ihracatını yönlendirebilmektedir. Bu da dünyadaki tütün tekellerinin üretici ür;elerde zaman zaman istedikleri gibi ürün alabilmeleri nedeniyle sağlanmaktadır. Sark tütünü üreten ülkelerin de zaman zaman birbirleriyle rekabet etmek istemeleri bu tekellere uygun bir ortam hazırlamaktadır. önerilen çö züm ise, şark tütünü üreten 4 ülkenin üretim planlaması, standardizasyon, stok politikası ve ihracat politikası konusunda işbirliği yapmalandır. Tek başına yapılan girişimler hem o ülkeye hem diğerlerine de zarar vermektedir. Bir de buna komşumuz Bulgaristan'ın fason ola rak Amerikan sigarası üretmesi ve bunlan komşu ülkelere çeşirli yollardan pazarîaması şark tütünunün dış pazarlar ve iç tüketimdeki paymı da düşürmektedir. YARIN: KİMt GERÇEKLER Sark tütünunün ii üretimi artarken, dışsatımı azalıyor ya. Amerikan blendinden daha yüksek oranla (yüzde 30) şark tipi tütün kullanmaktadır. Diğer ülkelerden Fransa'da da sigara tüketimi son yıllarda bir artış göstermiştir. Bu ülkenin dışahmı diğer ülkelerden aldığı miktar açısından artarken Türk tütünlerinde bir düşüş görülmüştür. İtalya ise, ürettiği «ttalya'nm bu durumu 500 bin üretici ailesinin geçimini tütünden sağladığı Türkiye'de yabancı sigara ithalinin serbest bırakılmasmı ve Tekel'in yanmda özel sektöre de iç piyasada satmak üzere sigara imal etme imkanı verilmesini önerenlerle bu önerileri Türk tütüncülüğü için bir kurtuhış yolu olarak be ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 12 Eylül harekâtmdan sonra faaliyeti durdurulan TÖB DER'de çalışan 5 avukat ve 11 işçinin bugüne kadar ücretlerinin ödenmediği belirlendi. TÖBDER kayj'imlığına atanan Avukat Metm Taştanoğlu'na yapılan başvuruların yanıtsız kaldığını belirten eski TÖBDER çahşanları. durııınlannı anlatan bir dilekçeyi MGK Genel Sekreterliğine sundular. TÖBDER kayyımınm uygulamasına ilişkin başvuruda özetle şöyle denihyor: «12 eylül 1980 tarihinden sonra tüm kapanan dernek, sındika ve parti merkezlerine bir kanunla ka^Tim atanmıştır. Bıı kayyımların görevleri lıirinci derecede kajyımlığına baktığı derneğin mal varlıklannı korumak. işçi majduriyetlerini cinIemektir. Her nedense bizim çalıştıfımi2 demeçin kayyırnlığı T aydan beri bir işlem yapmış dejildir.» TÖB DER'in 5 avukat ve 11 işçisi maaşlarını ödemeyen kayyım için MGK'ya başvurdu Kuîeli Askeri Lisesi'ni bitiren 413 öğrenci diplomalarıı aldılar İstanbnl Haber Servlsl Ku leli Askeri Lisesi'ni bitiren 413 Bğrenci dün okulda düzen lenen törenle diplomalannı aldılar. Çok sayıda rütbeli sııbay, da vetli ve öğrenci velilerinin katıldığı törende bir konuşma ya pan okul komutanı «Bu vaianın yılmaz bekçileri olarak sizlere güveniyoruz» dedi. Daha sonra okul birincisi Ke mal Sarıca'ya diploma ve ödü lü %'erildi. TOKYO. (a.a.) Bır Japor, firması ilk kez güneş enerjisi ilp bin kilovat gücünde elekt rık üretmeyi basardı. KYODO Habsr Aiansının bil dirdiğine göre, 807 ayna kulla r.ılarak bir kuleye yansıülan püneş ışınlan, kuledeki suyu ısıtmakta ve meydana gelen bu hann yer altmdaki bir türbini çalıştınnası suretiy le elektrik üretilmekte. Güneş enerjisi ile elektrik üretildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle