17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 27 AĞUSTOS 1981 kemn MORTAN 0 Tohumluğun F14 (Torncat) Dünyanın en gellşmiş avcı uçağı olarak nite lendirilen bu uçak Akdenlz'deld olayda başrolü oynadı. Atısdok'da ~ sancıli nevzai ŞEî^SOL Tmkyada Dünyayı heyecana boğan hava dtiellosu nasıl oldu? Dış Habcrier Servisl Geçtiğimiz hafta Sidre Körfezi'nde Iibya'nuı 60 mil açığında Amerikan «F14». (Tomcat) uçaklan ile Libya «Sü 22» uçaklan arasmda rneydana gelen ve iki Libya uçağınm düşmesi ile sonuçlanan hava çarpışması, dünyada heyecan yaratırken Orta Doğ'Vda havanın bütün bütüne gerginleşmesine yol açfa. «Newsweek» dergisi, yantalan hâlâ süren hava çatışmasının dünya basınında şimdıye dek çıkmamış aynntılannı açıkladı. Djrgiye göre, olaylar şöyle fjelişti: Geçtiğimiz hafta ABD Amerikan 6. filosunun Libya açıklannda yaptığı iki günlük tatbikat, Libya uçakîan tarafmdan yakmdan izlendi. «Newsweek» Libya uçaklannın 72 «çünş» yaptıklarını Ueri sürüyor. Libya uçaklan manevra alanına yaklaştıklan zaraanlar Amerikan P 14 uçaklan tarafmdan karşılanıyor ve bölgeden uzaK durmaları için kendilerine urak P 14lerin gerisine dUşme ye çabaladıklanru gördüler: «Newsweek» bu davranışın klasik bir hava savaşı manevrası olduğunu belirtiyor. Düşmaa uçağınm gerisine düşen uçak", böylece ısıyı izleyen füzesi İle önündeki uçagı kolayca vurabiliyor. Nitekim Libyalı pilot P 14'dün gerisine gelir gelmez, «Atoll» füzesini ateşledi. Ancak, denetimsiz pilot, heyecaala, füzeyi F 14'ün tam gerisine gelmeden erken ateşledi ve bu yüzden de hedefi kaçırdı. ABDli pilot bunun üzerine uça ğuu iyice sola döndürerek Libyalının attıgı füzeden iyice kaçtıktan sonra, Libya uçağının gerisine geldi. Hedefi kaçıran libyalı pilot ise, bu sırada, hızla güneşe doğru yükselmeye başlamıştı. Libyalı pilot böylece, ABD uçagmdan atılacak ısı izleyen «Sidewinder» füzesinin, güneşin isısını izleyeceğini, böylece ken disinin füzeden kurtulacağını umut ediyordu. Ancak, F 14'ün pilotu, bu planı anlayarak, füzesini ateşlemedi ve libya uçagımn güneşin önünden çekilmesini bek ledi. Bundan sonra, füzesınm güneşi değil, düşman uçaguıı izleyeceğini sajptadığı an, ateş etü ve SU • 22'yi vurdu. İkmci libya uçagı da, F 14' ün gerisine düşmeye çalıştı. An cak daha büyük manevra yeteneği olan F14'il (Tomcai) atlatamadı ve gerisinden füzeyi yedi. devlet eliyle ve planlı bir şekilde dağıtılmasında sayısız yararlar bulunuyor Buğday ithalini TMO istedi «Biz görmeden bilemeyiz» Âmerikan buğdayı Türkiye'ye 1921 liraya maloSacak Mayıs ayı başında milji gelir geçici tahminlerl De blrllkte b,u|day rekoltesi geldi. Rekolteyi Tanm Bakanlığı 18 milyon ton olarak büdiriyordu. Haziran ayı içinde buğday taban fiyatlan üan edildi. Ofisin ısrarlı çabası ile 0 IMF niyet mektubundaki <b40 sınırlama aşılarak, efcmeklik buğdaya 16.5 lira verildi. İş artık Ofisin alımına kaimıştı. Geçmiş yıllardan gelen bir deneyle Ofis •bir ay içinde 1 milyon ton alabiiirdi. Ofis silolanna gelmeyen bugday oldu. Belediyelere tahsis unu (yasa gereği kişi başına 10 kilo) kesilince, ekmekçiler zam için dayattı. Ekmek bir çok bölgede kiloda 45 liraya kadar yükseldi. Bu işin bu gidişle sonu fiyatlann 6070 Hraya kadar çıkması olurdu. ülusal gereksinim asgari 10.5 milyon tondu. Buna 3 milyon tonluk'tohıımluk eklenince 13,5 milyon tonluk asgari bir gereksinim vardı. Aynca Libya, Irak, İran'la yapılan çerçeve anla$nialanndan sarkan 500 bin torüuk ihracat yükümltilüfü bulunuyordu. Teknik eleman ile üretki \ arasmda diyalog kopuk Geçmiş yıllara göre birim alandan elde edilen buğdayda belirli artıslar olduğu kuşkusuz. Ancak bu artış yeter11 değü. Son yıllarda traktör ve tanm makinalan sayısında büyük artışlar gözlenmektedir. Gübre kullanıiTimda da öyle. Araa buna karşın verimlilik aynı oranda artış gösteremiyor. Türkiye genelinde olduğu gibi Trakya'da da ekilebilir alanlar sınınna varmış durumda. O halde tanmsal üretimin artınlabilmesi için tek çıkar yol kalıyor: Birim alandan daha fazla ürün alabümek. Bunu gerçekleştirebilmek için dünyanın birçok ukesinde olduğu gibi Türkiye'de de çeşitli çalısmalar yapılıyor. Ancak bu çauşmaların yapıliığı devlet kuruluşlanyla üreticiler arasınfla gerekli bağ lar kurulabümiş değil. Üreticilerîe konuşuyoruz: « Bu VT!:> diyorum, «dijnüm başına 300 kilo buğday aldığmızı suylüyorsnnuz. Oysa az ilerde Lülebursaz Sarmısaklı Tohum tretme ÇiftJğinde bu yılki ortalama 42<l kilo.» « Evet öyledir» diyor. «Bizde olmuyor. Onlann imkanları fazla.» « Ama maliyetleri de sizden düşük. Örneğin siz bir dönüme 25 kiîo tchum attısmın söylüyorsunuz. Onlar 20 kiloyu geçmemesi gerektigini söylüyorlar.» Sovyet yapısı SIJ 22 Hava düellosunda yetersiz kaldılar. ^ Newsweek Dergisi iki Libya jetinin uyarılara karşın manevra alanından uzaklaşmadığıve F14 uçağına roket attığuu açıkladı. nı yan yapılıyordu. Tatbikatın 2. günü 8 Libya uçağı manevra alanına girdi, ancak, uyandan sonra geri döndü. Bu olaydan kısa süre sonra bölgede iki Amerikan «F14» uçağı, yakınlarda iki Libya uçağırun uçtuğunu gördüler. Libya uçaklan 7 bin metre yük seklikte. saatte 800 km. hızla tatbikat bölgesine dognı uçuyordular. F 14'ler bunun üzeri ne, uyarıda bulunmak tizere yön değiştirerek Libya uçakla rının üzerine doğru gittiler. F 14'ler (Tomcat) standart manevrayı yaparak Libya uçak lannı uyarmak için, SU 22'lere paralel duruma gelmeye çalıştılar. Ancak, bu sırada libya uçalîlarmın yeni bir manevra yapa POÜTİKA VE ÖTESİ Yaslılar Diyalogu ESKîŞEHİR'DEKİ BORSA YflTKİLİLERİ, «YETERLİ DOZDA İTHALAT OLMALI. YANİ YANGINI SÖNDÜRECEK KAD\R SU ATILMALI» DİYOR Akllımız gözümüzde « Vallaha Nevzat bey» d.iyor, «bizim aklımıı gözü müzde, görıneden bilemeyiz.» Ve anlatıyor: «Geçen yıl böyle bir çiftükten, ismi lazım değil bir ziraatçı geldi. Bizlerle uzun uzun kouuştu. Nasıl sürmeliymişiz ekini, nasıl ekmeliymişiz tohumu, gübreyi nasıl venneliymlşiz, ilacı. hasatı uzun uzun anlattı.» « İnanmadmız mı anlaltıklaTma?» diye sonıyorum. « İnandık inanrnasuıa ama» diyor, «ya tutturamazsak? Kumar gibi gelir bize. Hem sorduk o ziraatçı arkadaşa...» « Ne sordunuz?» diyorum. Başhyor anlatmağa: «Kaç yıldır onun yamnda çahşan şoför var. O da bizim köylü. Tarlası var, traktörü var. Onu inandırsm önce, o yapsın dediklerini biz de yapanz. Dedim ya bizim aklınuz gözü müzde.» Mehmed Kemal Bir zamanlar bir tane fazla şarkı söylemes! lcln değil, sahnede bir kez daha boy göstermesi lctn dinleyiciler. tepinirler, bağırırlar, çağırırlar, yalvor yakar olurlardı. Televizyon ekranında göründüğu zoman, bir delikanlı, «Bu moruk da kim?» diye soruyordu. İnsanlar yaşlondıklorını, çaptan düştüklerinl, devlrlerinl tamamladıklarını bilmelidir, bunun bilincine ermelidir. Bunu yapmadınız mı, en azından, «Bu moruk da klm?ı soruları tepenizda bir baykuş gibl tüner. Eski şarkıcı yaşlanmıştı. Sahneler de, sahnelerl seyredenler de onu unutmuşlardı. Gecmişte parlak, yıldızlı jDir anı olarak kalması güzeldi. Ama yeni gencler flibi yenlden sahneye çıkması bir güzel anının tazelenmesl gibi görünmüyor, bir cirkinlik oluyordu. Bir dostu, bir yakını, «Sakın ha, böyle şeyler yapma!...» diye kuiağına fıslamıyor mu? Hiç mi dostu. ahbabı kalmadı? Çok üzüldüm onun adına, «Bir perişan hall gördum unuttum haliml...» diyemedlm. Bizim delikanlılığımızda bir yıldızdı. Bizden öncekilerin gencliğinde kimbilir neydi? En Onlü gazeteciler cevresinda dolanırdı. Qevlet adamlannın sofrasında şarkılar söylerdi. Böyle mı oiaacktı? Kurt Rıza icin anlatırlar. Bir dönemin en yakışıklı, kadınlor içln en gözde capkını, yaşı geçtikten sonra bol hanımlı bir sofrada bulunur. Genc hanımlardan biri, biraz da kücumseyerek sorar: fSiz gerçekten Kurt Rıza Bey misiniz?» Kürt Rıza derinden bir oh çeker: «İdim hanımefendi, idim...» der. Teievizyonda gördüğüm hanende de bir zamonların gözdesi idi... Şimdi bir yıkıntı olmuştu. Hakkı var mıyd' kendini böylesine karalamayo? Sanınm yoktu. Programda Hafız Burhan'dan, Hafız Sami'derv eskl, taş plaklar caldılar. Ne sese benziyordu, ne söze... Belki tarih içinde bir değerlerl var. Sesin, musikinin eriştiğl yeni boyııtlar karşısında bunlar teneke tıkırtısı oluyor. Derler kı, «Hafız Bısrhan sobaha karşı bir gozel söylemeyr başlcdı mı, çevresine bülbüüer doluşurdu.ı Ama şimdi öyle mi? Bu plağı tenha bir yerde çalın. değil bülbüllerin dolusması. kargalar bile kacışırlar. Her şey eskiyor, bitiyor. Her şey eskir biterken yeniler oluşuyor. İnsan bulunduğu düzeyi, sınırı, clzğiyl bilmelidir. Bundan bilmem kaç yıl öncenin zevkleri ile toplumun karşısma cıkılamaz. Cıkılırsa ne olur? Çıkan rezil olur. Bundan kcç yıl öncesinin anlayışı ile de toplum yönetilemez. «Ben yönetirim...» diyenler olursa rezil olurlar. Belki rezil olduklarının farkında değildirler. Ama günQ gelinçe nasıl rezil olduklarını acı acı öğrenirler. 73 secimlerinde idi, Celal BayarMa Karadeniz bölgesinde secim gezisine cıkmıştık. Samsun'da meydanda Bayar bir nutuk söyliyecekti. Hic mi, hic gelen yoktu. Hani sıradan bir poütikacı gelse daha cok kalahalık toplardı. Sonunda bayar, geldi, konuşmaya davrandı. Kalabalığı karşısında bulamayınca avuriunu yemeye başlodı. Bir kıyıdan olayı üzulerek seyrediyordum. Bazı gencler cevremde toplandılar. «Siz gazeleci misiniz amca?» «Cvet ev'adım.» «Bu konuşan ihliyorın adı ne?» «Celal Bayar.» Bana amca diyen genclerin Bayar'a bu ihtiyar kim demeleri cok mu? Karacaoğlan nasıl yakmır bilmez misiniz. «Biri bana emmi dedi neyleyiml...» İhtiyarların gelişl cağrılardan bellidir. önce ağabey olursunuz, sonra amca. dayı, ardından beyamca, beybaba, daha sonra... ardınızdan moruk derler. Artık haddinizi bileceksiniz ortalarda pek görunmeyeceksiniz. OtobOslerde, dolmuşlarda Itelenip kakalanacaksınız. Bunlara Votlanmanız gerekir. Bizde yaş ıhtiyarlamasından önce kafa Ihtlyarlaması g&lir. Yaş altmışı aşmaya başladı mı eğer beyinsel iimnastlği yoksa, okumaya yazmaya yatkin değilse kafalar çökmeye başlar. Yen'liğl, çağı, yaşanan durumu anlamaz olur. Gençliğinde kendl nasıl eğitllmlş, hangl yöntemler uygulanmışsa, gencllğe onlann yapılmosını ister. «Tekdlr İle uslanmoyanın hafckı kötektir.» «Etme, eyteme o sözler Zly a Paşa zatnonında koldı...» «Hayır, bugün de gecerlldlr.» Yaslılar coğunlukta görünüyof, kotlanaoagıii Kıbrıs'ta Rumların gerekceli gOrüşIeri Türk tarafına sunuldu Izzet Rıza YALIN bildiriyor LEFKOŞE Türk tarafırıın «kapsanüı Türk önerüerUm, 5 ağustos'ta Rura tarafına sun masından sonra, bu önerilere verümesi beklenen yazüı R'jıa yanıtı, dün saat 17.3üda Lel kaşe'da, Ledra Paias'ta, «gerekçeli göruşler» içeren 15 say falık bir belge olarait Türk ta rafına surmldu. Rum tarafmın, kaxşı önerüe rini içeren yanıtını da, yeni bir karar değişikliği olrnaması balinde, onbeş gün içinde vermesi bekleniyor. Ötekilere oranla kısa süren görüsrneden sonra, Birleşmiş Miileüer'in Lefkoşe'deki merke zinden yapılaa açıklarnada, «Rum taratınm, gerekceli gönişierini içeren yanıtını Türk taralına verdiği> doğjulandı. Açıklamada, aynca, «Türk tara (ının da, Rumların bu gerekçe li göriişlerine ilişkin yorumunu, Ueride sunacağı» belirtildi. BM açıMamasına göre, «Dün kü toplantıda, gündemin dört konusu olan, Maraş, pratlk baş langıç önlemleri, Anayasa ve toprak konulan sırayla ele alın dı» Gorüşmenin, yine çarşamba günü saat 17.00'de yapüacağı duyunıldu. Düakü görüşmeden 5nce, Bir lesmis Milletler Genel Sekreteri VValdheim'in Kıbns özel temsil cisi Hugo Gobbı gazetecilere gö rüşlerini belirtirken, temlonli davrandagı ve bunlan, yazüı olarak da yinelediği dikkati çek ü. Gobbı, görüsmeler öncesdnde ki açıklamasında, «Görüşmele rin en duyarh evresinde oldu ğunu» ifade ederek, «Görüşmeler üzerine herhangi bir yorum yapmaktaki isteksizliğinin anla yışla karşılanmasını» istedı. «Vorumlarııuıı, bazan, kasıtsız da olsa yaıılış yorumlandığını, iyimserlişüıin biie, yamltıcı etken sayıldığını» soyledik.ten son ra, «Türkiye Dışişleri Bakaıu Turkmen'le, çok yapıcı bir diya loğu oiduğunu, Kıbns sorununun her yönünün derinliğirie müzakeresinden yana olduğuna inandığı Türkmen'in, gonişmelerde ilerleme sağlanacağı umu dunda bulunduğunu» kaydetti. Türk görüşmeci Üaait Onan da, «Türkmen'in ziyaretinden sonra herhangi bir şeyin değişip değişmediği» yünündeki bir soruya, şu yanıtı verdi: «Yeni bir şey olmadığını söyleyebiii rim. Türkmen'ie görüştük. Ya pıcı, çok olumlu. Yaklaşum da budur. Ivıbns sorununda çözü ıne ulaşmak için hepimiz elimizden geleni yapacağız.» «Karşı üneriler için herhangi bir güvence aldınız mı?» sorusuna da Onan, «Hiçbirşey almadım. Bn konuda ne oluşaca ğua, Rum tarafının niyetinuı ne olduğunu görmeyi bekliyorum. Bazı önerüer sunduk. Sı ra şimdi, ne yapmak istedikleri ni ortaya koymak için Rumlar da» yamtını verdi. Rum radyosunun açıkladığına gbre, «Rum Yönetimi Başkanı Kiprianu, Reagan'la görüşmek iizere Washington'a çağınldı.» Eum sözcü, çağınnrn, Rum yö neüminin Washington Büyükel çiliği aracılığıyla yapıldıgıifl bildirdi. Kiprianu'nun yıl sonlanna doğru Amerika'ya gideceği be lirüldi. Ekonomik Kurul, konuyu görüşmek üzere bir kaç kez toplandı. Ofis 12 13 milyon tonda Bakanlık 1 milyonda ısrar ediyordu. Devlet Başkanı Evren'in buynığu İle iki taraf son verilen gözden geçirmek için teşkilatmı^topladı. TMO Genel Müdürü Halil Oeİcen,' Devlet Başkanı Kenan Evren'e tabloyu tüm ayrıntılan ile sundu ve sonunda önerisini getirdi: «tthalat zorunludur. Üstelik bu ithalata şimdi gidilmezse dünya borsalannda fiyatlar viikselecek. İthalat için kaynak yemlik ve biralık arpa ihracmdan' sağlanabilir.» 19 21 Liraya malclacak 7 temmuz gflnü Ekonomik Kurul karannı verdi. Ofis gereğ: kadar ithalat yapacaktı. llk elde 1.5 milyon ton için ithalat karan alındı. Ofise bağlı bir heyet ABD'ye gitti. 11 agııstosta ihaleye gelen teklif mektuplan açıldı. 140 1S0 dolar arası buğday 20 dolar yol maliyeti ile ithal edilebüec,ekti. Öz^le; kilo maliyeti 19r2ı lira arasında olacaktı. İşin döviz kasasım iigilendiren 250 milyon dolarlık yükü arpa ihracmdan karşılanacaktı. İthalat karan etkisini tez gösterdi. Bayram ertesi borsalarda ekmeklik buğday fiyatı 17.5 liraya kadar «jüştüAma sorun şu noktada düğümlüydü: İthal buğdayı Haydarpaşa silosur^ geldiğinde sorun biter miydi? Özellikle işletmeci Rüştü Bozkurt'ün deyişiyle gevşek örgütlenmenin içinde gerekli bilgi ve karar donatımından yoksun Ofis, fiyatlan frenlemeye yeter miydij Buğdaym dağıtun zorluklannı bilenler bazı gerçeklere parmak basıyordu. Konya'da mototrenin bile devre dışı kaldığı bir DDY organizasyonunda, taşrma kamyonlarla yapılacak olursa yüksek nakil maliyeti ithal fiyatını çok şişirirdi. Ziraat Odası Genel Sekreteri Zefci Yücetürk, «Türkiye dünya piyasalannda artık bir ihracatçı ülke o TARIMLA İLGİLİ TEKNİK İLGİLİLER, TRAKYA'DA YOĞUN ŞEKİLDE GÖRÜLE^J TARLALARDAKİ YAKIMIN MUTLAKA ÖNLENMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYORLAR. KONYA'LI ÜRETİCİLER İTHALAT KONUSUNDA «BUĞDAYÎN HAYDARPAŞA'YA GELMESİ İEE SORUN ÇÖZÜLMEZ. DENGELİ BJR TANZİM YAPILMALmiR» GÖRÜŞÜNDELER. Bazı üreticiler de, köylerine tanm kimsenın uğramadığını. Uğrasa da bu konularda bir bilgi sağlıyamaâıklannı söylüyorlar. Aslında, Trakya'daki dekar başına buğday verimmin pek düşük düze^de olmadığı ortada. Bunda da üreticilerin çağdaş üretim gereklerine uygun davranmalarının payı büyük. Ancak belirli koşııllara uymada, yeni araştırmalan uygulamada katedilecek mesafeyle, dekar başına verimin çok daha fazla artma olanağı olduğu da bir gerçek. Bu konuda bir yetkiliyle gürüşmek istedim. Trakya'daki koşulları bilen ve yöresel özellikleri de hesaba kataraK beni bilgilendirebilecek bir yetkili olmalıydı. Lüleburgaz Sarmısaklı Tohurn Üretme Çifîliği İşlatme Şefi Ziraat Yük. Müh. Meiımet Sümer'e gidiyorum. Müdür ve Miidür Yardımcısı izinde olduğu için, çiftlik müdürlüğüne de vekalet ediyor Mehmet Sümer. Çantamdan kağıt kalem ve teyp çıkarıyorum. Demeç vermeye yetkili olmadığını söylüyor bana. B«n de demeç almaga gelmediğimi, bir Ziraat Yüksek Mühendiii, yöreyi tanıyan ve üretimin içinde buiunan bir teknik eleman olarak buğday üretimi konusunda bilgi edinmek istediğimi söylüyorum. Bu arada rahatlatıcı olması için teybi de kaldınp çantaya koyuyorum yeniden. Bir süredir Trakya köylerinde dolaştığımı ve edindiğim izlenimleri anlatıyorum kendisine. 8armısaklı çiftliğine daha önce de geldiğimi hatırlıyor Mehmet Sumer. Bir TV programı için gelmiştim. İki üç gün önce de telelonla, birim alanöan alınan buğday miktarını bir memurdan öğrenmiştim. Ülkemizde tarımın, tarımsaı üretim sorur.larınuı ne kadar önemli olduğunu konuşuyoruz. Kitle iletişim araçlannda tanma gereken yerin verilmediği gerekçesinde birleşiyoruz. Konuyu buğday özelinde tutmağa çahşarak, birim alan dan daha yüksek verimin alınabilrnesi için nelerin yapılması gerektigini, Trakya'daki uygulamalan da gözönür.e alarak anlatmasım istiyorum Mehmet Sümer'den. Topragın hazırlanması, tohumluk seçimi, bakım (gübre. üaç ve hasat) gibi başlıklar saptıyoruz birlikte. Toprağm hazırlanması: «lyi vasıflı toprak da olsa. ekimden önce gölje tavmda süriilerek, münavcbe ürününün anızı toprağa gömülmelitlir» diyor Sümer. Ve sürdü rüyor: «Süriimler hep aynı derinlikte yapılmışsa ve kışın suyun toprağa işlemesi belirli bir düzeyde kalıyorsa; taban taşı oluşmuş demektir. Bunu gidermek için, tek pu!lukla yapılan derin sürüm yerîne. çok daha ekonomik olan dipkazan (sapsoylar) aleti ile taban taşının kırılması hem daha iyi olacak, hem de ucuza gelçcektir.» Gezdiğimiz yerlerdp, birçok tarlanın anızının yakılmış olduğunu hatırlatıyorum. larak billnlyor. Bu imajın sllinmesi sonrası ne yapanr?» şeklinde korkusunu belirtiyordu. tthalat karan karşısında yorum yapmayanlar da vardı. Polath'da komisyoncu Akif Yüdırım, «İthalatın sonucunu zaman gösterir» diyordu çaglayan sesini andıran buğdayı çeken elevatör aracına bakarak. Küçük üretici de bu grupta yer alıyordu. Koqya Hacıdörtlü Müslim Karakaya, «İthalat işini anlamayız. Bu Işleri devlet yapar» diyordu. Ozel sektöre sigara tiretme iznî öngören yasa çalışmaları durduruldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) Sigara üretiminin gereksinimin üzerine çıkması üzerine özel sektöre sigara üretme izni verihnesini öngören yasa taslağı üzerinde çalışmalar «şundillk» durduruldu. Taslak, sigara üzerindekl dev let tekelini kaldırarak özel sek töre sigara fabrikası kurma olanagı veriyordu. Edinilen bilgiye göre, taslak üzerindekl tum çalışmalar durdu. Gümrük ve Tekel Bakanlıgı yetkilileri buna neden olarak, devletin gereksinimin çok üzerinde sigara üretaıeye başlamasonı gösterdller. GümrUk ve Tekel Bakarüığın dan alınan bilgiye göre, konuya ilişkin çalışmalann durmasına karşm özel sekt^rün sigara üretmeye yöneük istemleri sürüyor. «igara üretmeye aday özel sektör temsUcileri «her alan let tekelinln kaldınlması Rerek tiği» göriişünü savunuyorlar. özel sektör temsilcüeri, Tekel'le ortak fabrika kurma ilke sini de kabul ediyor. Ancak yönetimin özel sektör de olması gerektigini bildiriyorlar. KAMü SEKTÖRÜ Devleti temsil eden Gümrük ve Tekel Bakanlığı yetkiüleri ise özel sektör sigara üretebilmesi konusunda şu görüşleri savunuyorlar: «Sigara üretimi geçmlş dönemlerde bilerek baltalanmıştır. Sigara üretiminin baltalanması sigara kaçakçılannı zenEin etmiş devleti zarara soknıuştur. Gecmişte yurda yılda B milyon kilo kaçak sigata sokuldugn tahmiıt ediliynr. Yine gecmişte bir yüda 238 milyon dolar ödenerek fason sigara yaptınlmıştır. Bugün aynı olaj) naklarla siçarnds üretirn fazlası ; İthalat caydıncı olacak Konya Borsa Başkanı Hanefi Çmar, «İthalat ters yöndekl arzulan caydıracaktır» diyordu. Soruyorduk: Buğday tahsis mi edilsin, yoksa Ofis, borsalarda tanzim satışlan mı yapsın? Tanzim yolu etküidir. Tahsis kolaylıkla haksız kazançlara yol açar. Ama devlet de tanzim sonrası fiyatlan sımriamahdır. Smırlamanın esası ne olmalıdır? Un'un maliyet kalemlerl bellidir. Küçfik bir çaüşma İle un maliyeti hesaplamr. Her bölgenln kaçtan ekmek viyeceğl belli olur. Eskişehir'de Borsa yetkiüleri ise, bir adım öteye gicîerek,. «Yeterli dozda ithalat olmalı. Yani yangmı söndürecek kadar su atnmalı» diyordu. Un sanayicisi Bekir Erman ise, 20 yıldır borsayı izleven bir insanın deney birüdmiyle şöyle komjguyordu: «Buğdayın Haydarpaşa'ya gehnesl ile sorun çözümlenmez. Bu nedenle dengeli bir tanzim yapümalıdır. Çoğalan ım fabrikalan arasındaki rekabetten de yararlanmak miimI ündjir.» Adana Sıkıyönetim Komutanlığı İse 12 ağustos günll yayırnladığı bir bildiri fle elinde tüketim veya ekim aırıaçlan dışında 25 tondan fazla buğday bulunduranlann büdirimde bulunmalannı istedi. Tüm önlemler (tanzim, tahsis, narh) ekmek fiyatla•ndaki yükselişi önlemeye dönük girişimlerdi. Ofis, örgütsel atü kapasitesini toparlayacak olursa önemli btr işlevi yerine getirmiş olacaktL Özetle, 1981 yüı, ithalat İle kurtanlacak gibl gözükü yordu. Ama dünyada gıda maddeleri komısunda kendi kendine veten 7 ülkeden biH olmakla övtindüğümüz Türkiye için ithalat çıkış yolu olamazdı. ^Türkiye, 1990Tara doğrj yol ahrken buğday ve tanm ^ n u s u n d a ne yapması gerektiğine son yazımızda değinmek istiyoruz. TARIN: Ç3ÖZÜM, DEVEETİN GARANTt FtTATl Anız yakılmamalı «Amzm yakılması mutlaka önlenmeli» diyor. «Ancak. yabancı ot mücadelesi de teknik düzeyde sürdürülmeli.» Tohum seçimi: Son yıUarda üreticilerin, kendi yörelerine uygun tohumluğu, kendi çabalarıyla oldukça da isabetli seçtiklerini konuşuyoruz. «Ama» diyor Sümsr, «devlet eliyle ve planlı bir şekilde gerçekleştirilmeslndc sayısız yararlar var.» Ve anlatıyor. «KuUanüan tohumluklann. kl bunlann aıasmda tescili yapılmamış yabancı men.şeîilerln, yetkili kurumlarda denenerek, gerekiyorsa orijinaIinin getirtilip, üreticiye devlet eliyle verümasi sağlanmalıdır. Aynca, tohumluk üreticiye verilirken, tohumlufim özelliklerl de anlatılmalı. Dekara ne ölçüde tohum atılacağı, nasıl ekileceği, hangi gübrelerin nasıl. ne zaman verileceği, ilaçlama hiçjml üreticiye ösretiImeMdir.» YARIN: YÜKSEK VERİM İÇİN ÖTEKİ ÖNLEaiLER,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle