Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 10 12 AĞUSTOS 1981 TürkIs Icra Kurulu raporu: ICFTU da Türk İs üyeliğinin askıya alınması oldubittiye getirildi,. 44 ANKARA (Cumhuriyet Bürodığı dikkatt çetanlştir. CenevBU) Tiirk tş Yönetim Kure'dekl görüşmelerden sonra rulunun 14 ağustos cuma günü raponın türkçeye çevrileceçi yapacağı toplantıya sunulacak ve lisan sorunu nedeniyle karIcra Kurulu Raporu'nda, şı görüşlerin hazırlanmasının za ICFTU Yürütme Kurulunda man alacafı tCFTTJ yetkililerin Türk îş lehinde bulunan Icce ısrarla belirtilmesine raçra Kurulu üyelennin, Türk men, bu raponın en azından îş'in üyeliğinin askıya alınması eenel hatlanna incelenmesine karanna muhalefet şerhi koyfırsat verecek bir zaman snremalanna fırsat venlmediği öne sl içinde Türk îs Gene! Başsürülerek «oylamaya gidilmekkanına intikal ettirilernemişsizin aünan karar oldu • bitti tir.» ye getirilmlştir» denüiyor. 2 temmuz 1981 günü başlaîcra Kurulu raporunda, Türk yan ICFTU toplantısında ilk sö Îş Yönetim Kurulu gündemizun Türk Iş Genel Başkanı nin 10 ana bölümden oluştuğu belirtiliyor ve «raporumuzun bu defa mevnıat çalışmalan 1 RAPORDA le dış Ulşkllerimlz bölümleri önem ve afırhk taşrmaktadır» | deniliyor. ICFTU'NUN Turk îş îcra Kurulu rapo runun ÎCFTU tcra Kurulu top lantısııu anlatan bolümü aynen TÜRKİYE şoyle: •Türk tş Genel Başkanının asil fiyesi bulunduğu ÎCFTU HAKKINDAKİ TJ. Icra Kurulu toplantısı 1 ve [t temınuz tarihlerinde Kopenhag'da yapümıştır. Bu toplantı 32 SAYFALIK gündemtnin 11. maddesinde nl san ayı başında ülkemizi riya«ret eden Otto Kersten başkanRAPORU İLE 'lığındaki ÎCFTÜ misyonunun jhazırladıfı Türkiye ile ilgili ratpor ele alınmıştır. Bu raporla SADIK ŞİDE'NİN jileill olarak 11 haziran 1981 gü jnü Cenevrede ÎLO konferansı j nedeniyle İOTU heyetl üyeleri DURUMUNDAN ;lle bir toplantı yapümıştır. Bu itoplantıda heyetin hazırladığı Tapor şifahi olarak Türkİş GeSOZ EDİLMİYOR inel Başkanına kısaca aktarıljnuş ve beyetln Türk • tş'in ü Denizcier'e verildiği hatırlatıjyeUğlni temmuz toplantısında lan raporda «Denizcier'in inceIeme fırsatı bnlamadığııu ve bn •nümlştir. nedenle rapor hakkında karşı 'i DİL ZORLÜĞtJ görüşlerinin yazılı o'arak İCFTU"ya büdirileceğini» belırt ı 3? sayfadan Ibaret bu rapor t:ği kaydedılerek şöyle devam ,ancak 30 haziran 1981 akşam ediliyor: 'iistü Kopenhag'a gidildiğinde , talep üzerine Türk Iş'e veril«Denlzcier konuşmasmda nlmtştir. Ayrıca ÎCTTU İcra Knsan aymdan bu yana ülkemlz deki olumlu çelişmeleri açıkla rnlu üyelerine de dağıtılan dos mıştır. YHK çalışmalan ve biyaUnn içinde diğer dökümanla tlrilen toplu sözleşmeleri, turın bulunmasma rağmen Türtuklu sendikacılann kesin raMye İle ilgili raponın bulunmakamlan İle asgari ficrrt ve ikramlyeler konusu, çalışma mec lisinin toplanması yolundaki Türk îş çirisimleri ve konfederasyonumuzun ülkemizde de mokrasive çeçişi kolaylaştırmak ve süratlendirmek için taptığı çalışmalan aynntılı bir biçimde acıklamıstır. Türk • îş'in ve Türldye'nin sorunlannın çözümlenmesinin siyasi btr iç mesele oldnfnnr vurgula>an Denizcier, ı»iıüme ulaşmak için bu hassas donemde dikkatU ve ihtiyatlı hareket edilmesi ıjerefine işaretle zaman talebinde bulunmuştur. Ancak Türk • tş'e tanınacak sürenin herhangi bir ön sarta bağlı olmamasun da isteyen tcra Kunılundaki müzakerelerden sonra söz hakkının saklı oldupunu bellrterek ilk konuşmasını bitirmiştir. GÜNEY AMERÎKA TE^ISİLCÎSÎ Türk Iş Icra Kurulu raporunun «bu tnüzakereleri anlatan bohimünde», Isveç, îtalya ve Belçıka temsilcüerının söz ala rak «Türk İş'i suçlayan, DtSK yanlısı ve gerçekleri saptıran konuşmalar yaptıklan» belirtılıyor. Raporda, Kanada Kontederasyonu temsılcısinin Türk Iş'ir» çalışmalarını olumlu karşıladıklarını belırtmekle birlıkte «Bir Türk Iş yetkilisinin hükümette görev almast sorununun eleştirdifi» büdarihyor. Raporda, Avusturya Konlederasyonu temsılcisııun tarafsız bır konuşma yaptığı da belırtılerek şoyle demliyor: «Latin Amerikalı fiyeler sdına konuşan İCFTU Güney Ame rika Bökje Teşkilatı Genel Sekreteri ise, Türkiye'deki askeri yönetimin kabui edilemez olduğunu, Türk • Îş'in gerekli nıücadeleyi yapmadığım ifade ile ICFTU'yn Güney Amerika ülkelerine başka, Türkiye'ye başka ilkeler uygulamakla suç lamıştır. Afrikah üyelerin ise Türk • îş'i destekier bir tutum aldıklan RÖriümüştür. Asya grubn ise, aldıçı ortak grup karan gereği Türk Iş'i ve De nizcier'i destekleyen konuşmalar yapmıştir.» GIZLÎ NÎTELİĞ1 OLAN R.\POR Türk tş Yönetim Kuruluna sunulan îcra Kurulu raporunda ÎCITU Genel Sekreteri Otr to Kerstenin 2 temmuz 1981 tarıhınde yaptıgı basm toplantısı na da değınilerek şöyle denilıyor: «Müzakerelerin devam ettiği bu esnada söz alan İCFTU Ge nel Sekreteri Otto Kersten, saat 14.00'te yaptığı basm toplantısında gizli niteliği olan misyon raporundaki Türkiye İle 11gill konulan ve Türk İş'in 15 ağustos 1981 tarihtnden geçerli olarak üyeliğinin askıya alındığı konusunu ifade etmesi üzerine Türk Iş Genel Başkanı usül hakkında söz alnnştır. De nizcier, konuşmasmda daha müzakereler devam ederken bir karar alınmasının basına açıklanmasının, Icra Kurulunun Türkiye'ye önyargüı baktığuu ispatladığını belirtmiştir. Deniz cier, Türkiye'nin koşullarım en İyi Türkiye'de 12 eylül öncesi ve sonrası yaşayanlann blldiğini belirterek, ICFTU îcra Kuru lnnun Türk Iş'e" karşı tatan dığı şüpheci, saldırgan ve ltimat beyan etmeven tavnnın Türk • Iş tararından kabul edil mediğini vurgulamış ve ÎCFTU' nın alacağı herhançl bir karan kabul etmeyeceğimizi, kararın tüm sorumluluğunun ve so nuçlannın ÎCPTU'lcra Knrulnna ait olacafım ve kararın Türk îş'i bağiamayacağuu bildirmiş ve tüm delegasyonla bir likte ICFTU Icra Kurulu toplantLsını terketmlştir. ÎCFTÜ Icra Kurulu, heyetlmiz toplantıyı terk ettikten son ra Türk îş'in üyeliğinin askı. ya alınmasını 15 ağustos 1981' den geçerli olmak ve Türk • Iş vetkilisinin hükümette görev al mış ohnası şartuıa bağlı olarak kabul etmiştir. Türk • İş lehinde bulunan İCFTU îcra Kurulu üyelerinin muhalefet şerhi koy malanna fırsat vermemeksizin bir oylamaya gitmemek için karar oldu bittiye gettrflmiştir.» K. Maras • davası kararının kasım basında Yargıtay'a iletümesi bekieniyor ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Bazı sanıklorın adreslerının bulunomaması nedeniyle sanıklara teblığ edılmesı ışlemı tamam lanamadığından Kahraman moraş davası kararı bir yıl dır Askerı Yargıtaya gonderılemıyor. Kahramanmaraş'ta 1978 aralık ayında 111 kışının Dldurülnes, nedeniyle 804 sanık hakkında acılan dava Adana Kahramanmaraş Gzıntep ve Urfa illerı Sıkıyönetım Komutanlığı Askeri Mahkemesmce 8 ağustos 1980'de sonuçlandınlmışîı Askeri Mahkeme 375 sanığın beraati ne karar verırken, 354 sanığı 1 oy ile 18 yıl arasın da değışen ceşıtli hapıs cezalarını. 13 sanığı omür boyu hapıs cezasına, 22 sanığı ise ölüm cezasına mahkum etmiştl. Mahkeme karannın sanıklara teblığ edilmesi işle minin ekım ayı sonlarında tamamlanması ve kararın kasım ayı başlarında Askeri Yargıtaya göndenlme sı beHeni/or Tutanaklardan TÖB DER Davası' • • Avukatlar: Yasa dışı örgüt savı dayanaktan yoksundur almarak. bu konuşma ve yazıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TÖB • DER Genel Baş lann bütününün anlam ve amacı bir tarafa bırakılarak ve kan yardımcısı Süleyman Yakendi bütünlüğünden soyutlaşar ve 57 arkadaşı hakkında narak, ve bu sözler tek taraflı «sosyal bir sınıfın diğer sosyal vorunılanarak, kıyas \e istidsınıflar üzerinde tahakkümünü tal yollarıyla bir takım scnuçla tesise» yonelık suç ısledıkleri ra vanlmak istenmiş ve TÖB • sa\nyla açılan davamn 7 ağus DER'in yasadısı bir örgiite dötosta Ankara Sıkıydnetim Ko nüştüeü iddia edilerek dava a mutanhğı (3i Numaralı Askeri çılmıştır. Mahkemesinde yapılan durus masmda savunma avukatlan ZAMAN AŞIM1 *ılm sanıkların salıverılme is2 Konuşma, toplantı ve ya temlerıni ıçeren dört sayfalık zılann bır çoğu hakkında, yılbir dılekçe sundular. larca önce açılan ve beraatle sonuçlanan davalar gozönüne Gunfer Karademz. Şukrü Gu zeı kışılere tanman düşünce özgürlugünün bır gereği olduğu, trunların amaç dışı faalıyet olarak ele alınamayacağı, Yargıtay"ın ve naahkemelerm bu konularda bir çok emsal kararları bulunduğu gözlerden uzak tutulmuştur. 3 Genel Kurullarda seçim kampanyasına katılan bazı grupların seçim propagandası amacı ile yayınladıklan brosür lerde yeralan sözlerin derneğin tüzel kJşUlğini ve yöneticileri il zam etmeyeceği, bu guruplann. dernek tüzüiçüne çöre bir «or5 Ote yandan hakkınd» tk kipslzlik karan verilen DEK kitabı davada delil olarak ilert sürülmektedir. Kuşkusuz takipsizlik kararla n, kesinleşmiş mahkeme kararlan gibi bir kaziyei muhake me değildir. Ancak yalnız bunu söylemek sonucu çözıneraektedir. 353 sayıh Askeri Yargılama Usulü Yasasınm 109/3. mad desi konuya açıklık getirmiştir. Bu maddeye göre. takipsizlik karan verilen bir konuda ancak yeni olaylar» ve yeni delillere dayanüarak dava açılabilir. Yani yeni bir olay ya da yeni bir deliller elde edilmeden aynı konuda dava açılamaz. Ye ni delil de elde edUmesi yeteıli değildir, bu delillerin suçluluğu gösterir nitelikte olması gerekir. Oysa olayımızda, DEK toplantısı ve bu toplantıda yapılan konuşraalar hakkında yeni bir olay ileri sürülmediğl gtbi, yeni bir delil de elde edilememiştlr. Ankara Valiliğinden mahkemeye gönderilen cev»p >azısında bu konuda bir ses bandımn bulunmadıgı bfldirilmiştir. Kaldı ld bir ses bandı bulunsa bile bu, yeni bir delil olarak ele almamaz. Yeni delil, olay tarihinde mevcut olmayan yada hulunamayan delildir. Ya sanın kasdettifl, konuşmalann dışında yeni bir delildir. Boyle bir delilden iddianamede söz edilmemiştir. Bu kısa açıklamalar, TÖB • DER'in yasadısı bir örgüt nit«liğine dönüştüğü savmm, hnkuksal dayanaktan yoksun olduğunu ortaya koymaktadır. Burada mahkemeden ricamız, olaya hukuk açısmdan etilerek sunduğumuz kesinleşmiş mahkeme kararlanm incelemesı ve iddiayı yerleşmiş hukuk ilkele rine göre değerlendirmesidir. TAHLÎYE TALEBİ Bu nedenlerle, ve delillerin toplanmış ounası, ve tutukluluk sürelerl gozönüne almarak tüm sanıklann ileride mağdur olmalannın önlenmesi bakımın dan tahliyelerini talep ediyoruz. 6 Bu talebımız incelenırken, aşagıda açıkladığımız hukuksal durumlann da gözönun de tutulmasıru talep edıyonız. Samklardan ıddıanamenın 123. sayfasır.da adları geçen: Ahmet Fııat Ozkan, Kenan Aras. Mustafa Çetin, Turgut Yılmaz, Mustafa Deprem, HUseyin Isen, Duğan Oğuzer, Necip Bektaş ve Hulusi Top naklarmda iddianamede somut btr delil gösterilememiştir. îddlanamede bu cihet kabul edilmek te ancak bu kişilenn GYK üyesı olmalan sorumlıı tutulmala' rı ıçın yeterlı gorülmektedır. Gösterılmektedır. Bu arada sarıklardan Faruk Atalayer de, oğretım uyesı olduğu Konya Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi'nin laboratuvarmda bulunan bir fotograftan ötüru suçlu görülmektedir. Oysa bu laboratuvar, herkesin ça hstıgı, gırebildiğı çıkabildJŞı bir yerdır, sanığa ait özel bü jer değildir. Yukanda açıklandığı gibi, GYK üyelerinin demeği yasadısı bir orgüte dönştürdüileri ld dıası tamamen geçersiı olmakla beraber bır kimsenin sadece GYK üyesi olması nedeniyle suçlanması da ayrıca iddianamenin iddianın yüzeyselli|ini ortaya koymaktadır. Bu cihetin de gözönünde tutulmasını talep ediyoruz. Davada aynı bildiriyl îsmail Okuducu ile biriikte irnza eden sanık Feyzullah Ertugrul ile Ali Bayraktar tahliye edilmişlerdir. Sanık îsmail Okudu cu hakkında b\jndan başka delîl yoktur. Oysa bu sanıgm tahliye istemine iltifat edümemistır. Bu konunun bir kez daha incelenmesini rica ediyorus. AĞIR HASTA SANIĞIN TAHLÎYESİ Ağır hasta bulunan sanık Osman Akmanın durumunun önemle incelenmesini, hayatl teh lıke ıçınde bulunan bu sanığır. ileride daha da zıyade magdur olmasının bnlenmesini rica edı yoruz. Demokratüc eğıtım kunütayı toplantısında konuşma yapmadığını savtman sanık Zeki Aslanın, barolar hakkında gelen cevap yazısı karşısında duruşmasınm tutuksuz sürdurülmesı adalete uygun düşecektir. Sanık Fevzi Ceylan, hazırlık soruşturması esnasında Ilhsn Alkan ile bırlikte tahliye edılmiştir. Yapılan ıtıraz üzerine Fevzi Ceylan yenider tutuklanmıştır. Bu sanığın îlhan Alkan'ın tahliye edılmış olduğu da gozönüne almarak dunımunun incelenmesini ve salıverümesını talep edıyoruz. îddianamenın ikınci bölümunde DEK toplantısmdakı ko nuşmalanndan otüru haklannda dava açılan ve hem 142/1 ve hem de 142/e.'nın 142/3. maddelere göre yargılanan sanıklann durumlan da hukuk ve bilım açısmdan çehşkıli bir gorüntu arzetmektedır. Bu kışılerin hem kömür1 nizm propagandas hem de ırkçılık yaptıklan ileri sünılmüştür. Bu ikı düşüncenin bır biri ile bağdaşmayacağı açık tır. Eu, herkesin anlayabileceğı kadar ortadadır Bu sanıkla nn tutukluluk süreleri gözönü ne aiındıfı takdirde mağdurivetlennın önlenmesi bakımından duruşmalarınm tutuksuz devamı hakkaniyet gereğidJr. Yukanda yazılı nederJerle tüm sanıklann tahliyelerine ka rar verilmesmi saygıylave vekıl l k rel, Uhan Dışçı ve Halit Çelenk imzasıyla mahkemeye sunulan dılekçede, «Yurt sonınla n üzerinde düşünc» açıklamaran amaç dışı faaliTet olarak ele alınamayacath konusunda» mahkeme kararları bulunduğu belırtildı «TÖB • DER'in yasa dışı bir örgüt haline dönüştüğü savı hukuksal dayanaktan voksundur» gorüşüne de yer lerılen dilekçe özetle şöyle: «1 Genel Yönetim Kurulu »e Merkez Yürütme Kurulu üyesi bulunan 57 müvekkilimiz hakkında: Bazı yayınlardan, yapılan top lantılarda konnşan misafir ve diğer konuşmacılann konuşma larından, şahsi adına konuşma yapan ve konuşmalan dernegi hiç bir suretle bağlamayan kimi üyelerin konuşmalanndan ve imzalı >azılardan, faşizm. emperyaiizm, şovenizm, assuri lasvon. banş, lokavt. anadilde eğitim, 1 rasns, Kıbns, devrimci eğitim, eğitimin demokratikleştirilmesi, 141 • 142. maddçler, \e benzeri bazı sözler ele Avukatlar verdikleri dilekçede yurt sorunları üstünde düşünce açıklamanın amaç dışı faaliyet olarak ele alınamayacağı konusunda mahkeme kararları olduğunu belirterek sanıklann bırakılmalarını istediler. alınmamış. yayınlanar. yazılar da suç olarak nıtelenen sözlenn, sloganların, Basın Yasasının 35. maddesıne gore dava za man aşımına uğradığı ve artık bu yaymlarm daha konusu yapılamayacağı dikkate alınma mış, misafir kışılerın ve üyelerın şahıslan adma yaptıklan konuşmalann dernek tüzel kışılığını bağlayamayacağı duşünülmemıştır Ote yandan faşızm, emperyalızm gıbı, NATO gıbi, genel yurt sorunları uze rınde düşünce aç'k'.amanın. A navasanın 20 maddesinin güvencesı altmda, gerçek ve tu gan» olmayıp seçim zamanların da kendiliğinden bir araya gelen ve seçim sonunda dağılan kişilerden oluştuğu ve dernek yöneticileri ve yönetimi ile ilgilerinin bulunmadıgı düşünülmeden bunlara dayanılarak der neğin yasadısı bir niteliğe dö nüştügü iddla edilmiştir. Ht'KUK BÎLÎMÎNİN GEREĞİ 4 Bu iddıalarırı, hukuk ölçulerine vurulduğu zaman bır değer taşıyamayacagj hukuk bi limının. mahkeme kararlarının ve Yargıtay ıçtihatlarının bır gereğıdir. Anadolu 'daki Ermeni Ufuk GÜLDEMİR o fYok canım Kardeşim yok» dedı. «Şimdi burada ıki adam beni dovmeye kalk sa on adam da onlora mukabele eder, onları dover.ı Afrım Tanoğlu'nu kızdıran, «Hristiyan olıtıanız cevrenizde tepki uyandırıyor mu?» sorusuydu. Dış Hekıml Tanoğlu'nun Elazığ'ın vılayet bınasının hemen arkasındakl muayenehanesının protez atolyesındekı konuşma duvardakı «Artist» res.mlerme Koşut neşelı gecıyordu Nerede doğdunuz? Nerede doğacağım Elozığ'da Başka bir yerden göç etmiş olabileceğinizl duşundum de... 57 yoşındayım. Gözumü actım buradayım. Babam da başka yerden gelme değil, dedem de. Hepimlz burda doğmuşuz Doğma bü yume buralıyız. Dlnsel inançlannızı ko ruyor musunuz? Tabii, işte killse var. Bak buranın duvarlarında Hazreti Meryem'in resml var. İşte yanımdaki çırak da Musluman, Palulu 50 senedlr kiliseye gidlyoruz. Ba na burada kimse birşey de medi. Ne var kl oğlum, in san İnsanın kardeşl de olsa bazı ufak tefek şeyler oluyor. Kalkıyor uygunsuz, cahil mesela «gavur» diyor. Onun soylediğl herkesi bağlamaz ki. Cahlller, uygunsuzlar her toplumda bulunur. Cahillik bir millete şamil doğildir. Hristiyan kokenlı Turk vatandaşlannın «ırkcı yaklaşımları nedeniyle boykot ettiklerl bazı gazetelerden» dılı yandığı anlaşılan Iskender Tanoğlu, Afrım'ın di$ hekımi yeğeni, bu soyleşının yapılmasına karşı cıkıyordu: Bize azınlık diyorlar, biz azınlık değiliz kl. Sen na sıl burada doğduysan biz de burada doğduk. Burası bizim de vatanımız. Askere gi diyoruz. vergfmizi veriyoruz ama adımıza geldi ml azınlık oluyoruz. Genç dişhekiml Cumhurlvet'n «olaya diğer gazeteler gibl yaklaşabileceğl» kuşkusunu da taşıyordu. Afrim Tanoğlu'nun tSona ben ne söyleyeyim, blzl benim anlaıtıklarımla tanıyamazsın ki, bizl başkosına sor» sozlerı ıstedığımız olanağı yaratmıştı. Soruları Tanoğlu'nun o sırada muayenehanesınde bulunan bir musluman yurttaş, Mevlude Atılla üzerinde yoğunlaştırdık. Atilla cDamek kl altın horoz Istesen verecekmiş. Tanrı» dıye soze başladı. Daha qeçenlerde bir orkadaşına soylüyormuş, «Televiıyond a n gelseler de blzl fflme cekseJer», tFllme çefcme vatandaslarımız Mustafa EKMEKÇİ HOŞGÖRÜ... D ÜŞÜMDE Mekke'deydım. Gazetecl. Mekke'de ne yapar? Gazetecılik. Aylardan Ramazandı. Gectığimiz Ramazan ayı, polısler, acıkta sıgara ıcerken görduklen bir muhendısl kırbaçlıyorlardı. Mühendıs, bayramo değ.n kırbaçlandı. Bu süre icinde, zorunlu oruç tutturuldu. İftarda, sahurda da kuru ekmekle, su verlldi kendısıne. Mühendıs Musluman olduğu ıcln, bu kırbaç cezasına uğramıştı. Musluman olmayanlar kırbaçlonmıyorlar, onlar hennen sınırdışı ediliyorlardı. Bızım mühendıs de, bayramda sınırdışı edıldl. Orada, blnlerce Türk Işçısl de vordı. Aralarmda oruc tutanlar vardı, tutanlar yüzde 25 oranındaYdi. Oruc tutmayanlar Ise, İftarda, sahurda kendilerine verilen yıyecekleri saklıyorlar, sonra odalarına kapanıp kapıları kltleyerek gündüz karınlarını doyuruyorlardı. Türk Işverenler. Işçılere Ramazan boyunca cayı. kahveyl kaldırmışlardı... VİRANŞEHIR'DE BİR YAŞAM Sait Yunkez 8 yaşındayken tHır gur» zamanı yetim kalmıştı. Yunkez'ı «Allah rahmet eylesin» Viranşehir Belediye Başkanı buyuttu. Yunkez 20 yaşındayken ve yine «Allah rahmst eylesin» Terasut Pcpaz evlendirdi. Evliliğinden Susıi, Haruşad, Jonet, Nutan, Yakup, Orhan Eyyup ve de Nurcan doğdu. Namaz saatlennde, işyerlerinln, mağazaların kapısında ışeriat polısleri» görünüyor, mağazanın camını tıklotryorlardı. Onların gölgesinl gören müşteriler kendilerinl dışarı atıyorlardı. Düş bu ya, oradan Libya'ya geçtim. Orada durum ozıcık değişiktl. Açıkta yememek koşuluyla, oroda odasına kapanan klşl yemeğıni yiyebiliyor. oruç tutup tutmamakta özgür sayılabiliyordu... Uyandım, terlemişim... Gectiğımiz yıllarda, Konya'da Ramazan'da actığı lcin fırını yokılan vatandaşı duşündüm. Konya dönüşu, «Ankara Notları»nda vurgulamıştım. Bu bağnazlığı, yanı taassubu. Bağnazlığın karşıtı, hoşgörü... Hoşgörü, «laikllk» düşuncesınin temell. Mustafa Kemal Atatürk'ün kaleme cldığı bağnazlığa karşı duşüncelerinl okudum bir daha. Şovle dıyordu Mustafa Kemal: «Şüpheslz, fikirlerin, itikotların başka başka olmasından şikâyet etmemek lazımdır. Cünkü, bütün fikirler ve itikatlar, bir noktada birleştiği takdirde, bu hareketslzlik alametidir. Ölüm işaretidir. Bâyle bir hal elbetts arzu edilmez. Bunun icindir ki, hakiki hurriyetciler. taassupsuzluğun umuml bir haslet olmasını temennl ederler. Fakat, hotta, hüsnüniyetle dahi olsa, taassup hatalarına karşı, dikkotli olmoktan vazgeçemiyorlar. Cünkü, hüsnüniyetler, hio bir zamon, hic bir şeyl tamir edememişlerdir. insanların, ruhun selametl Içîn yakıldıklorını biliyoruz. Herhalde bunu yapan İngizision papazları hüsnüniyetlerinden ve eyl Iş yaptıklarından bahseder lerdi: Belkl de, cidden bu söylediklerinde sotnimi Idiler. Fakat bir hamakati (beylnslzliği), yahut bir hiyaneti eyf bir Iş kalıbına uydurmak güç değüdir, en nihayet bu, bir isim değiştirmek meselesidir...» (Medeni Bılgıler ve M. Kemal Atatürk'ün el yazılan, «Taossupsuzluk» bölümül O yazısında, hoşgoru üstünde daha uzun durur Mustafa Kemal, bir yerinde de şoyle der: «... Taassupsuzluk o klmsede vardır kl, vatandaşının veya herhangl bir insanın vlcdani inanışlanna karşı, hiç bir k i n duymaz. Bilakls hürmet eder. Hlç olmazsa, başkalarının, kendininklne uymıyan inonışlarını bilmemezlikten, duymamazlıktan gelir. Taossupsuzluk (hoşgörü) budur.» (Aynı yapıt, aynı bölüm). Birkac sözcüğün öztürkçelerıni, ayraç icme ben aldım. InsanlıÇın tarihl, hoşgörüye ulaşma tarihidlr. Bütün yenilıkler, llerlemeler, değişmeler «hoşgörü» l!e gercekleştırilmiştır. Bağnazlık, klşileri, toplumları dondurur, Coğa ayak uydurmalarını engeller, giderek yıkılmalanna neden olur... Kuşkusuz, yurdumuzda değişik Inançta, değişik göruşte insanlar var. Mustafa Kemal, bunu cok iyi b'lıyordu. Hoşgörü İle yaklaşıldığı zaman, Türkiye'de çok sorunun kendıliğ'nden cozüme ulaşacağı kjşkusuz. «Genpllk» sorunu da, «Eğltlm» sorunu da. bu yolla cözume kovusturulabilır. «Fikrl hür, vicdanı hür, irfanı hür» kuşaklar yetiştırmek, hoşgörülü İnsanlar yetıştırmek demek değil mldlr? Viranşehir'in son Ermenisi de Istanbul'a göctü dik>, ama banta aldık Atılia'nın sozlerını: Ben İstanbul'a goçmeden önce Harput'ta Ermeni ve Suryanilerle biriikte yaşı yordum. Hic bir zararlarını gormedik, Kasabı iyi et verir. Manavı iyi sebze... Dişçısl de iyi diş yapar. İşte ben İstanbul'dan geldim burada diş yaptırıyorum. Sağlam iş yaparlar haklarını alırlar, 66 yaşındayım bana bizim buralarda hrlstiyandan zarar geldi diyen yalan soyler. Senln aslın nedlr? Salt Yunkez 8 yaşındayken ıhır gur zamanı» yetım kalmıştı. Yunkez'ı «Allah rahmet eylesin» VıranşehTırı belediye başkonı buyuttü. Yunkez 18 yaşındayken Dıyarbakır'a gezmeye gıttl ve «baktı ki arada Ermenice konuşanlar var» onlar!a ıkı yıl gecırdi. Yunkez artık 20 yaşınday dı ve yıne «allah rahmet ey lesin» Terasut Papaz onu evlendirdi. Evlıliğ.nden Suslı, Haruşad, Janet, Nutan, Yakup, Orhan, Eyup ve Nur can doğdu. çlyorlar, üsteOk klra da ver miyorlar. Gittlk kira Istedik bizl kovdular. Navaf diye bl ri var kira Istedik diye geldi oğlumun kafasını kırdı oğlum da savuşup gittl. Salt Yunkez bir yandan mahkeme mahkeme gezerken diğer yandan da kiracı larla uğraşıyordu: Blzkn kiracı lar da klra vermiyor. (Çık) dlyorum cık miyorlar. Zaten tek başıma kaldım uğraşamıyorum. Şu Işleri halletsem ben de savuşup gideceğim. Sait Yunkez'le ramazan sı rasında konuştuğumuzdan o ruç tutmamasını çevrenin nısıl karşıladığını merak etmiştık. Konuya ilışkin soruyu «Benlm hristiyan olduğu mu bildiklerinden kimse ka nşmaz» diye yanıtladı. Inanc ozgurlüğü konusundakı sorulara ıse «Eskiden burada kilise vardı, sonradan okul olmuş. Papaz da o hır gür zamanı Suriye'ye kaçmış» korşılığını verdi. Yunkez cok az Ermenice biliyordu. Bıldıkleri 70 yıl önce gittiği Ermeni okulunda öğrendiğl bır kac duadan, günlük programı ise «Sabah kolkıp namaz kılmak, öğlen çarşıda yemek yemek, akşam namaz kılıp yatmaktan» ıbarettı. Ermeni Yurttaşlar yüzyıllardır müslumanlarla biriikte yaşomanın getirdığı alışkanlıkla cdinl vecibeyl yerine getirme işlemine» nomaz dıyorlardı. Kullanılan dılın dışında her ıki namaz arasındaki aynlık da fazla değ'ldı. Ermeni yurttaşlar da namaz kılarken «Secdeye geliyor», dua ederken elleri nı göğe doğru acıyorlardı. Kayseri'de yaşayan Ermeni Vurttaşlar. örneğin, kiliseleri nın can saatlerinl hemen hemen sabah ve akşam ezanıyla aynı saatlere ayarla mışlardı. Üniversitelerde kesin kayıtlar eylülde baslıyor ANKARA (Cumhurlyet Bürosu) Unıversitelerarası Seçme ve Yerleştırme sınav sonuçlanna gore, kesin kayıt hak kı kazanan oğrencılerin Ankara, Hacattepe ve Ege Üniversıtesi'ne bağlı fakülte ve yüksek okullarda kesin kayıt yaptıracak ları tarihler açıklandı. Kesin kayıt hakkı öğrencilerın kayıtlan Ankara Üniversitesi'nde 718 eylül tarih leri arasında, Hacetteue Üniver sıtesı'nde 1 9 eylül tarihleri arasmda yapılacak. Kayıtlar Ege Unıversıtesı'nde 14 eylül tarıhmde başlayacak. Hacattepe Üniversitesi'ne bağlı fakülte ve yüksek okul'ara kesin kavı* 'r!:kı kazancn ••»înri^ıuı yabancı dil yı nek sma\i 57 sgnsto«;ta Bev*'pe kanroüsünde yapılacak. SAİT YUNKEZİN BİLDİĞİ ERMENİCE 70 YIL ÖNCE GİTTİĞİ OKULDA ÖĞRENDİĞİ BİRKAÇ DUADAN İBARETTİ Türk. Allah bcğışlasın. Senl devlet mi gönderdl? Hayır. Bizle konuşma için mi gezlyorsun? Evet. Allah hayır etsin. Ağzından Allahın ad'nı eksık etmeyen 80 yasmdaki Sait Yunkez, Viranşehlr'ın son Ermenisiydi. Yunkez kendısıyle yapılan soylesıden tam 24 saat sonra Vıranşehır'den istanbul'a goç tü. Yunkez bir sure önceye kadar demircilıkle yaşamını kazcnıyordu. Ancak bugün değıl. «Başında bir dava» ol duğundan oğlunun «Kafası kınlmakla» kalmamış kendı sinin tum zamanı da bu da vayla gecmeye başlamıştı. Anlattı: lcradan bir köy almış tık. Ancak bir türlü köyıi bi zlm nüfusa geciremedik. Kaymakama gittim, müracaat ettım, o da (muhakeme ye ver) dedi. Şimdl bu köyü blzden habersiz eklp bi YARIN: Herkes niye dayak yediyse...