26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLA/LAR ve GÛRÜŞLER 25 TEMMUZ 1981 KANUIÖ öacon, «YOICUIUK ustune» odiı aenames nüe. ıBılınmez rvedendır, gokle denızden başka bır şey gorülme/en denız yolcu'.uğunda gunluk tutulur da kara yolculuğunda gorecek o kadar cok şey olduğu halde bu Iş savsaklanır» diye yazar. Bundan da onlaşı'dıgına gore, guncelerde, gorulen şeylerden cok djsjnuien şeyler yer almaktadır. Dıtılencö yennızde hep bır gorünuye bokarak, cok dsğ'ş k şe/ler yapcbılırsm z şu koşulla kı, yazlığınızla hıc bır ılıntinız olmayacak, onu bet'rılemeve, anlatmaya kalkmayacaksınız Yoksa guncenız yine'emelerle dolar Yazını bır denız kıyısında geçıren bır dostum anlattı geçende yapacağı ışler. yazdığı bır defterı varmış, hadı yazliKtaki onılarımı da yazayım demış, başlamış . Ne yazsın1 «Bu sabah po/razdıs ciemış ılk gunu. ıkı gun sonra «Bugun lodos» dıye yazmış .. A lodoston poyrazdan başka bır lâf bulamryor. Vaz gecmış, ne yapsm1 Dostumun cnlattığı bu ılgınc durum Joseph Addıson'un sâzünü ett ği bir günce/i onsıttr bona Bır İngılız centılmeni tutmuş bu flünceyı bır ıkı parçasını alccağım yazımo: «Pazartesı Saat sekız Gıyındım ve oturma odama gıttım Dokuz Ellerımi yıkadım. On, onbır, onıkı. Uc pıpo lctlm Suppl»ment'l vs Daıly Courant ı okudum Kuzeyde durum kotu Mr. Nısby de oyle dıyor Oğıeden sonra bır. Tutun kutumu kaybettlği ıcin Ralph'a cıkıştım. ikı Yemek yedım Ucten dorde şekerleme Dortten altıya Rüzgâr güney, güneydoğu On Yattım. Delıksiz uyumuşum. Salı Tatildı Her zamankl gibi kalktım Ayakkabılarımı gıydım. Dokuz. Ellerımi. yüzümü yıkadım, tıraş oldum Saat bır. Müshil atdım. F Bir TanımBir Yonut Melih Cevdet ANDAY Dörtten altıya Kohveye gıttım. Gazetelerı okudum Sadrâzcm boğdurulmuş On Duşumde sadrazamı gordum. Uykum kaçtı Çarşamba Saat seklz Ayakkabımın kulağı koptu Ellerımi yıkadım, yuzümu yıkamadım Dokuz Kasabın hesabını odedım Kuzunun kalan budunu yedım Birden ıkıye Bır buçuk ptpo içtım. Ikı He' zamankı gıbı yemek Mıdem lyı Önce ılıklı kemık, sonra şarapla dana etı Cumartesı Dokuzda kalktım Kırlarda doloştım. Rüzgâr guneydoğu» Joseph Addıson şunları ekllyor «Butun okurlarıma saıık verırım, bır hafta içınde neler yaptıklannı bır gunceye saatı saatına yazsınlar. Boyıa bır deneme. onlara gerçek durumlarını gosterecek ve na gıbı bır kışı oldukları konusunda cıddıyetle durmalarını sağia/acaktır» Yukarı aldığım gunce parcasında, yemek, Içmek, uyumaktan başka ruç bır ışı olmayan bır kışı çıkıyor ortaya Ha demeden kucumsemeye kalkmayalım derım ben Yemek, içmek, uyumaK ıçm calışmıyor muyuz'* Coğunluk bu durumda değıl mı' Ama yureklennde nıce gorkemlı tasarılar yaşatan kışıler de varmış . Vardır elbet Onların, yaşamları değılse bıle guncelen daha zengın olur Oysa Joseph Addi8on'un sozunü ettığı gunceyı tutan adam yaşamını boşu boşuna geçırmış bırı olduğu ızlenlminı uyandırıyor bızde. Tatlı conını hıc sıkıntıya sokmamış Bır bakıma centlmenln lanımı da bu degı! mıdır? Gecsnde llhan Selcuk, Inglltere'dakı son olaylar dolayısıyle yazdığı bir fıkrada, ala/lı bır dılle centlmenı, melon şapkalı, şems yelı bır adam olarak çlzıyordu Joha Henry Mev/Tian adlı bır denemecı ıse, bakın, bu ko nuda ne yazmışeCentlmen'in bir tanımmı yapmak genskırse aşağı yukarı şoyle dıyabılırız. Centlmen. kendını uzuntuye kaptırmoyan odam demektlr. Hem ınce, hem de doğru bır tanımdır bu Centtmen'ın başlıca ışı, rahatını, erıncını kacıracak şeylerı onlemeye çalışmaktır, ama bunu sağ lamak ıçın hıc bır çaba göstermez o. sadece çevresıyie uyusmaya bakar Gercı bu davranış. rahata, erınce doğjstan duşkun olduğumuzlo doğrulanabıt r, sozgelışı, dınlertmek ıcm rafiat bır koltuk, ısınmck ıcm guzel bır ocak aramamız gıbi, ama doğa, koltuksuz dınlenmenın, ocaksız ısmmanın yollarını da saglamıştır. Gerçek bır centlmen. lllşkl kurduğu kimselenn kafasında. düşunce ayrılığı, duygu catışması, ceklnme, sıkıntı, kızgınlık, kuşku gibl, bır sarsıntı ve tedırgınlık uyandıracak nedenlerden tıtızlıkle kacmır, onun butün kaygusu. kımseyl rahotsız etmemek, guc duruma sokmamaktır Arkadaşlarına karşı çok dıkkatlldlr; utangaç denecek kadar iyl, soğuk denecek kadar nazık, gülünc denecek kadar yufka yureklıdır; bır kez konuştuğu bir klmseyl bile unutmaz; yersız anıştırmalardan kacmır; konuşması hio bir zaman sıkıcı değil, pek sey rak olarak gözalıcıdır. llgl gosterırken ılgı gârmüş, Ikram #derken ı<rom gormüş gıbı davranır. Konuşmak zorunda kalmadıkca h ç bir zaman konuşmaz, oncak sıtem gorurse savunur kândını Karacılığa, dedıkoduya kulak asmaz, onunla çatışmo durjmunda olanlann davranışları üstune yanlış yorgılar vermerrek 'C«n çok tıtızlık gosterır ve her seyı elınden geldığınce lyıye yorar Tartışmada bayağılıga, kuçukluğe duşmez, ustunluk hevesme kapılmaz, acıkca soyleyemedığı bır kotulugu ustu kapalı geçer Uzak goruşlu olduğundan, eski bllgelerın ozdeyişlerıne uyarak, duşnranlar'mızla bır gun dost olacağımız kuraiını aklındcn çıkarmaz Kotü bır rnıamele ıle korşılaşır3a. ıyı nıyet gosterır Hoksızhkları unutmaz. oma kıncı ae degıldır Felsefe lUeıerı uzennde sabırlı, cekıngen, haktanırdır; kaçınılmaz acılara, caresız yoksunluklara, alın yazısı olan olumo katianır Bır tartışmaya gırerse, düzenll kafosı, şaşkınca kabalıktara duşmekten alıkoyar oru. oysa tertemız kesıp alacağına, centıcı kor bıçaklara benzeyen az eğıtılmış kışıler, beıkı de bu durumlarda, tartışılan konuyu şaştrır, 6nemsız şeyler uzennde boşu boşuna durur ve sorunu, ele aldikian andakınden daho da karma karışık edıp bırakırlar Centlmen, dusuncesınde doğru ya da yanılmış olabılır, ama haksızlığa duşmeyecek kadar berrak kafalıdır. Insan oklının gucünu olduğu kadar, zoafını, alanım ve 8ınırını bılir» Yukarda tanımı yapılan cenılmen, sanınm kl, bir İngılız buluşudur ve esneklığınden öturu, sömürgecılığe pek guzel uyumlanır Prag kentınin büyuk alanlarından bırıne dıkılmış «burjuva» adlı bır yonutun fotoğrafını gormüştüm Artık larlhten sılinmek üzere olan bir kıştllğın yonutuydu bu. Şımdı, ona benzer bır «Centlmenı yonutunu dıkmenın tam zamanıdır. Bu yonut, gene de ilhan Selcuk'un tanımı uyarınca, şemsıyeli melonlu olacaktır sonınm. Bozuk PamL AYIN Osman Şıklar (Merkez Bankası Baçkanrf bir basın toplantısı yapa'ak demış kı « Yurttaşlarımızm porava flzlkmon davronışlon bizleri cok uzuyorı Parayı cebe koymak. göğse saklamak, sapkanm, corabın. hatta ayakkabının lcme koymak, banknota «fızıkman» kaba davranmak aniamına gel yormuş Bu yüzdea paralar cabuk yıpranıyor, yenıîerınl basıp ptyasaya surmek gerekıyormus Başkan Osman Şıklar'a gore her yenl bmlığı basmak ıcm 129 kuruş, her yenl 500" luk ıcm 110 kuruş. her yenl 100 lıralık banknot Icm 100 kuruş harcanıyormuş Bızım bozuk ekonomık düzende herşey gıbi paranm hammaddesı de dışardan getlrtıldığ nden yenı para basmak dovız, harcamalarını artırıyormuş Msrkez Bankası Guvernörü « Yaboncı ülkelerdo» dıyor «kuğıt parolor oncok 300 400 bln kere katlanıp açılırsa fersude olur. Oysa blzim pazarlarda pazarcı intlkam atır gibl parayı su!u ellerıyle önurciekı keseye koyuyor Be adam p<ıradan ne ıstlyorsun''» Sonra Sayın Osman Şıklar bır tomar tfareud»» poroyı gazetecılere gostererek konuşmuş: < Bu para gelln olsa alınmaz» S Aı<Kkı Bif Yapıcı Elestiri Selâhattin TURLA S u temmuz sıccğında ster ceşıtll sozluklerden tammiar vererek, ister suya sabuna dokunmadan kışısel bır tamrrr yaratarak konuya gırmeye calışalım. yıne de yeterlı, sevımtı bır «eleştıru anlamı verebllmek pek kolay olmayacaktır. Eleştlrlnin yapıcı veya yıkıcı olması aleştlrlyl yapana gore mı yoksa dınle/ens gore mi değer kazanmalıdır"? Konuya boyle bır soru ıle gırmek galıba ışı b roz daha scdeleştırecekttr Evet, yıkıcı eleştırı dentldığınde. acaba, bunu yapanı yanı eleştırıcı/ı ınsafsız, sabırsız, kotü nlyetll, bozguncu bır kışı, kısacası bır öcü olarak mt kobul edeceğız. yoksa usluptakl sertliğı hoşgorü Ile karşılayıp, demokrotık terbıye kapsamında kalarak, lcerığınden, topluma yaşama, insana, uygarlığa yararlı sonuclar çıkarıp, duzeltılmesl gerekenleri ayıklamaya mı çalısacaElbette her eleştirl bır nedene dayalı olmak gereGülluk gükstanlık bır ortamda, kışl, kalkar da yıne acı acı eleştırılerde bulunursa buno hemen kızıp köpürmek mı gerekecektır Kanımıza gore, ıste bunun bile tebessümle karsılandığı or'amda demokratık hoşgörü kemale ermış demektlr Orneğın. b rın n cklına esıp «Ben Turkıye'nın geleceğlne Allaha ınandığım gıbi ınanıyorum. Temel dırek fazta yük ceker dıye uzerın ze bıraz faıia yük gelrmştır 34 sene bır takım gayretler sarfetmemlz lazımdır... lylye doğru gıttığı zaman da sızler bundon «n fazta ıstıfade edeceksınız..» gıbı laflar etse, obüru de. buna karşm «Yahu sen bızımle dalga mı gecıyorsun, şeker cıkmış şu kadara. en doğal tek gıdamız ekmeğımız bıle bu kadara, vergıler şoyle, tekel maddeleri böyle, benzın, mazot. cımento demır, komur, tuz, ılac habobam yükseI yor, ayiıklara. ücretlere yopılan veya henuz yapılamayan şuncacık zamlarla nasıl 34 yıl dayanacağız?» dıye sorsa, acaba bu da yıkıcı bır eleştırı ntf soyılacaktır. gel de cık ısm ıcınden1 Yıne örneğın, sosyol güvenlık deformasyonuna (ishalıne) neden olan mevzuatı, Dnlu bir teşkilât olarak. yıllar boyu teşvık, tahrık ve takip etmış ıken «SSK bır müflıstır, Devlet 5 mılyar yardımda bulunursa ancak ayakta durabılir» gıbı sozler soyle, öte yandan 9 mılyara vakın gelır fazlası bulunan Hastalık Sıgortası mall dengesıne sadece sıgortalı ıle emeklıden katkı oranını artırırsan, yıllar boyu alışılage'en cömert emeklılık koşullapna gore duzenledığı yaşam programını bozar, kazanılmış haklorda gecmışe de etkılı bazı kısıtlamalar yaparak .tatsız surprızlerle telâşe yaratırsan yıllarca sona ınanmış. bel bağianıs olanlar «Bıze yazık olmadı mı k mın dcvasrnı klm savunacaktı...» deseler. ya da, sess zl k ıçırde e eştırısel bakışlarını yuzunuze dıkseler, b j da mı yıkıcı eleştırı tanmına gırecektır? Ote ycndan anarsı ve tarorun okullardon kovulmasına genc'er n huzur ıc rde okuyup. adam olma cabas ra vcie'meierme sevınmekte olan mutlu ara babaların korsısına birden bıre ıkı aşamalı yuksek oğrenım sırcs/ı cı<anr ve bır ncı bara|ın sonuc'orını tam coctık'arın lısg bıVrre S'na;ları kâbusu ıcınde llân edersen, bu yuzden umutsuzluğa kapılon, perışan olan yuzbınlenn acısı karfsında <Bu yuksek oğrenıme gırış sakattır USYM sınav ve sonucları daha munasip bır doneTid» olamaz mı Idı'» tarzındakı sızlanmaya da yıkıcı e'es'ın mi d'yeceğız1 Biskent Arkoo'da 24 saat ıcmde 1 mılyon 112 b n 850 l,'a ık trafık cezası kesıidı haberlerı karşısında « Hep ce?a keserek hep isaret parmağını öfke lle sallavcrak mı hatolan djzeltecegız uygarlığa tılaşmanın daha şe'katiı daha inandırıcı, daha ckılcı yontemlerı vok rr H ır">» dıyen kışı sahıden yıkıcı eleştırî mı yopPn ^etkıll caız'ir 3 m lyonu asmış lssızler ordu= jr J ın dem vjrurken bir baska yetkıb cıkar da ılşın^ei cıknr.lacak ıscı ere 3 ılâ 7 maaşa kadar Işten cıkorma tazminatı vpri'mesı üzerınde calışmalar yapıyor ruz» de se, buno karsıl k «IŞSIZIK fınanse mı edılıvor bu tazmınatla ışsızlığa care bulunmak mı istenmektedıf» sorusu, yıkıcı eleştırı tanımlamasına dahıl olacak 7 mıdır" 12 Eylül öncesınde şırazesınden cıkmıs, menteşelerl k^ymış bır Turkıye nın yeniden kurulmasının (reorgan zasvonunun) soz konusu olduğu, 12 Eylul koşullarını b r doha yaratmayacak ciamın oluşturulmaya calışıldığı b,r donemde, ne denlı acı olursa olsun, eleştlrıye doyanmcnın her zamandan bıraz daha hoşgdrulü olmanın aerekl'lgıne ınanıyoruz Bu ülke ınsanları oyle acı gunler yaşadı, mutlu ge'eceğl yıllar boyu o denh lcten özled! kl. güleryüzlu Insonionn yasadıöı bir Turkıye yaratma ölküsü uğruna, her *urlj eleşt rıyl polemığe kaçmadon, İyl nıyetle değerlendr p, cahsmaları en kısa yoldan başarıya goturmenm m lletçe heyecanını yaşıyoruz. kır. lımızde olmayan nedenler» dunyasında yaşadık, yaşattılar bı zl uzunca bır sure Turkiyemız de Elde olmayan nedenler toplumsal ve polıtık yaşamı mızın kaçınılmaz, kaçınıla rraz bır öğesı oldu cıktı son îamanlara kadar. Gunun gecenın olur olmaz saatlerlnde elektrık su kesı ır, radyo calmaz olur, televızyon birden, de ğışmez bır gorunumu bıktırınccya kadar ekranda tutar. Her hangı bır makamda alaturka bı r muzığın, ya da alafranga b r ezgın n oyalayıcılığına sıgınıp cek lmez olur Butun bun lanrt tek sorumlusj «elımızde clmayan nedenler»dır Pekı, neroen koynaklanır bu nedenler? Bunun bır tek yanıtı var, o da şu Geçmış donemlerın yerleştırdığj bılgisızlıkten, adamsendecılıkten, vurdumduymazlıktan sorumsuzluktan, plansızlıktan, ozel cıkan genel cıkara usiun tutmaktcn, benden sonra tufan duşuncesınden, ozellıkle de ustune basarak soyluyorurn beyınlerın yıkanmışlığından. Asl.nda. geri kalmıçlığın, bl lıme bılgıye, akla mantığa, ınsan sevgısıne sırt cevırmışlığın, bıtkıce, tasca kayaca bır yaşam duzeyınden kurtulamamanın adıdır «elımııde olmayan nedenler» H c b.r Batı ülkesı duşunemezsınız, goremezsınız ya da duyamazsınız kı orada, telımızde olmayan nedenler» rol oynasın oynayabılsın, gunluk aylık, yıllık yaşamda, toplumsal hızmetler, polıtık gorevler alanında. E Elimizde Olmayan Nedenler! NEDENLERİN ELİMİZDE OLMA5IASI ÖZRÜ KOLAY YOL. NEDENLERE EGEMEN OLMALIYIZ. YOKSA BİR AVUÇ KURNAZ VE ÇIKARCI EGEMENLİĞİNİ SÜRDÜRECEK. Vedat GÜNYOLYer değıştırdık Ama, o muzip rüzgâr, ylne ne vapıp yapıp, dumanldrı fi11 fıtıl burnuma sokmaktan ge ri kalmaaı Careyı, br kalkan g b! gerıp actığım gazetemın arkasına sıgmmakta buldum Ama han m kız tınmadı bıle Sıgarasmı sonuna dek ıçtı Sonra vapur ıskeleys yanaşın ca pervasııca kalktı gıttı. Bır ara, şu kızcağızla, şoyle dostca, babaca bir konuşayım, dedım Sonra vazgectım ve dedlm kı kendı kendıme «Ulan Vedot, kendını kon dırma, sen beş mılyonluk b r kentte bır kışıyl uyaracaksın da, bır ış mı yapmış olacak! sın » dı\or Yerıne oturmamıs bır aemokrası oyunu, kurnoz, ckarcı politıkocıların avucları icıne aldıkları zavallı, ozde, temelde «şsız. bır eğıtılıp bılınçseler dunyayı şaşırtacak denlı yetenekl! insanlardan oluşan bır halk yağınmı, getre getıre, boylesı bır duzeya get'rdı, ne yazık ki Bugun sıkıntısmı cektığımız, ccısını yurağımızds ouyduğumuz. ama sadece seyırcı kala kaldığımız bunca aksaklıkları, kotuiuklerı «elımızde olmayan nedenlene yuklemekle işın ıcınden cıkabılır mıyız? Ah şu «elimizde olmoyan ne denler», ah1 Nıcın egemen olamıyoruz onlara'' Bu nedenler, bır avuç kurnaz, cıkarcı kışinın elındeydı. Onlardı, sağ !• sollu gencleri iterl ılerı itıp, rchat koltukkırında, buyruklar verıp cıkarttıkları kargaşalık lcrın parsasını toplayan. Buydu durum, buydu son gunlare kadar. Yüruyemezdı. Nıtekım yuruyemodi de Türkiye. sağlı sollu bır bağnazlığın vur(kırı İcıne Itılmiştı. Bağnazlık bır yerde karargâhını kurdu mu, orada telde olmayan nedenler» konuşurdu Nıtekım konuştu da. Bu nedenler uğruna nlce değerlerirnızı vıtırdık Bağnazlık, sağı solu ıle, bır kör doğuşun pıyonlarını yetış tırıp salar ortaya Son gunlere kadar, boylesı bır kordoğuşun acılannı câktık Ama «elımızde olmoyan ne denlersın, kokenıne ınemedık bır turlu. Şımdı, ba nedenlerın sadece kurbanları, aldatıl mış gencecık insanlar var, Bugun, yakın zamana kadar işlermış suclar karşısında, ge lecek kuşaklara bır oğut, bır ornek olma yolunda ne turlu bır tutum beklıyor bızı dıye duşunuyorum ve sonunda şu kanıya varıyorum. Fransız ya zarı Françoıs Maur ac'ın şu soıunıı benımseyerek. Şöyle dıyor Maunac «Dünyada en korkunc şey, acımo duygusun dan sıynlmış ada'et duygusudur» Evet, acımasız bır adalet duygusu bugun örneğln iran' da nıce yurtsever, insansever kımselerın kurşunlanıp oldurul mesme volaçmaktadır Turk odoleti, kaçınılmaz zo runluluklcr dışında, acıma duy gusunu ınce eleyıp sık dokuyon bır tutumdan her zaman uzak kalmamaya caba gostermektedır Bu yoldakt d.uygulu cabasıyla titızlığıyle Do ğu nun gen kalmış ulkelenne onderlık etmış olacaktır, nasıl kı, Ataturk emperyallzme karşı actığı ve kazandığı savasta onderlık etmlşse Sayın Çıklar'ı anlamak vaşadıâınrtız ortamda oldukca zor gorünüyor Eskı paraları aosterıp «bu poro galln alsa alınmaz» ne demektır'? Eskı de olsa, yenı de olsa genc de olsa yaşlı da olso her tur parayla cıfte nıkâh kıyıp gerdeğe g'recek cok kışı bulunur Para paradır İster kadının sütyenmde bulunsun, ister hama1ın corobındo İster memurun pantolon cebınde ne değışır kı? Paranın yıpranmışı su^ulmuşö, burusuğu, parlağı temizi, pısı olmaz sen paradan haber ver Amo hangi paradan? Alım gucu olan paradan . Alım gucü yoksa ellıllklerl, yüzlükleri, bmlıklerl doldur cüzdana ya da Istıf et kosaya. ne cıkar' Bın kâğıda Ikı kışl doğru dürüst yemek yıyemedıkten sonra ben oye bankonotun fenştağını yiyeyım Çok Sayın Merkez Bankası Guvernorümüzun sorusuna bakın« Blzlm pazarlarda pazarcı Inlikom olır glbl parayı »ulu •lleriyla onundeki keseye dolduruyor. Ba adam paradan na Istiyorsun?» Kımbılır'' Pazarcı belkı de gercekten paradan intıkamını ahyor Ama estıden böyle mıydı' 50'lıkler. 100'lukler 500 lukler, agır v© oturaklı be/efendılerın domuz derısı cüzdanlarıno özenle ıstıf edılır ya da sosyete hanımlarmın yılan derısı cantalarında guzel kokuları ıç<ne sındırlrdl Kolay mıydı 500 !uqu 1000'lığı cıkarıp harcamak' Şımdl pazarcrlar hamallar seyyar sotıcılar; mohalle kahvesınde ıskambıl destesıyle pışpınk oynar gıbı banknot destesıyle haşır neşırler Eh bovlesıne kullanılmaya con mı dayonır kı para dayansın"7 Zavallı banknotlar, toze taze pıyasaya süruluvorlar kaldırıma duşen yosma gıbı altı, ayda «fersude»leşıyor'ar Pekı, ne yapmalı' Bllındığı gıbi günlük yaşamda alışverlşte cok kullonı'an kucuk paralar madenden yapılır, az kullanılan büyük poralar kağıttan Oysa 50'lık 100'Iuk 500'luk. 1000'lik banknotların bır olım gucu kalmadığından, 5 lık 10 luk, 25"lık, 50'lk madenı kuruşlar g bı kullanılıyorlar Böylesıne hızla kullanılan paradan hayır kalır mı/> Beş s'mıt alsan bır 50'llk bankrot verıyorsun bır ayakkabı boyosı 50 kâğıt.. Sayın Merkez Bankası Guvernörü bizleri azarlamasın Banknotla' cabuk bozuluyor, bız de banknotlara bozuluyoruz Bunun caresı 50'lık, 100'lük, 500'lük madenl porayı pıyasaya surmektır. Cünku bunların hepsı artık bozuk para oldu • • Konuma daha bır yaklaşmok ıcm sıze, gunluk yaşamımdan istanbul bir koca kenttl. Dol bır örnek vermek Istlyorum Is muş doluşmuştu buraya mıltesek de ıstemesek de, gunluk yonlarca eğıtımsız, gorgüsuz yaşamımızın gırd'Si cıktısmbencıl ınsan Bır hay huydur gı dan soyutlayamayız kendımızı Yaşamdan düşunceye gecmezsek eğer, her duşunce va şamdan kopmuş olur, temelsız kaiır Bılmem yanlış mı soyluyorum' Gecen giin, Kadıkoy'den va purla Karakoy'e gecıyorum Ha valar ılıcak ya (affedersinız ılık dıyecektım), acıkta oturabılıyor ınsan Vapurun usttekı Falcultemızın nşağıda vazılı bulunan açık kaörolanna AlcademJt Personel a'.ınacaktir. on guvertesınde, korunaklı bır Isteklılerın en geç Hialarında belırtüen tanhlerde Fakultemıze muracaa*larL nca oyere oturdum Yanıma, genclunuı. ten bır hanım kıı geldl. Elınde Son ingılızce bır kıtap vardı Actı Adedl Mür.Tır. Llsan Sm. BilimSm. BiUm Dah tînrmnı kıtabı, okuyup bır şeyler yaz Doç. 1 11 81981 Norolojl BiUm Dftlı maya başladı. Yuzu gozü boPlast. ve Rekons. Cerr. DOÇ. 1 11.81981 yasızdı «Eh dedım lcımden, Gen Cerr. (Expenmantel guzellıgı boyada aramayan bir Doç. 1 1181981 Cerrahı) ırsan» Bır ıkı dakıka sonra, Doç. 1 11.81981 Genel Cerr (Acü Cerr.) vopur ıskeleden kalktı Hanım Doç. 1 1181981 Gogus Cerrahi kız, cantasını actı, ıcınden bır VT DT. Kardıvolojı Kurs 1 4 9.1981 8 9 1981 sıgara cıkardı va yaktı Yıne PecuatrJc ICeîrolo]l Vz Dr. 1 491981 8 9 1981 ıcımden «Aşkolsun be. dedım, Uz D T 1 4 91981 8 9 1981 Iç Hast Bl. Hematoloji ratıazan tılan demeden, uluIht.Öfr. 1 4 9 1981 7 9 1981 8 9 1981 Anest ve Rean Kurs. orta oruc tutmadığını ele gu4 91981 7 9 1981 8 9 1981 1 Ort \e Travm Kurs îht.Ogr. ne ılan edebılıyor» lyı kı, A4 9.1981 7 9.1981 8 9 1981 1 Noroşırurjı Bıl DaU Iht.ögr. taturk'un laık Turkıyesınde va 1 4 9 1981 7 9.1981 8.91981 Iç Hastalıkları Bol. IhtögT 4.9.1981 7 9 1981 2 851981 şıyoruz Bır de iran'da TahMıkrobıolojı Kürs. tht Ogr. 1 4 9 1981 7 9 1981 8 91981 Psıkıatn Kürs Îht.Ogr ran'da olsak, dort oruçsuzlu4 91981 7 9.1981 1 8 9 1981 Gogus Cerrahı Kürs Iht OgT ğun cezasını ıdamla oderdık 1 4 919S1 7 9.1981 8 91981 Tonlum Hekımlıgl Bd. îht Öfr. Nevse, hanım kız Imrenılesı 1 4 91981 7 9 1981 8 91981 Adli Tıp fTıpda Uzman) lht.öğT bır f yakayla sıgarasmı ıcme2 4 9 1981 7 9 1981 8 9.1981 Dermatolojı Kürs. tht Ögr. ye başladı. Ne var kı, ruzgar, 2 4 9.1981 7 91981 8.91981 KBB tht Ogr. sıgarasınm duman nı Inanı!îht. Öğr. 2 4 9.1981 7 9.1981 8.9 1981 tTroloıı Kurs. moz bır rruzıplıkle buke kıvıra tht.ÖğT 1 4 9.1981 7 9.1981 8.91981 Goz Hast. ve Sağ Kurs. bumuma sokuyordu fıtıl tıtıl I Dayanamadım nasıl olsa uv gor bır İnsana benııyor br nukte yapavım da derd mı on Ictayım dıye duşundum ve ko famda hazırladıgım şu tumcey SATILIK ARSA le ses'enmeyı goze aldım «Affeders nız, acaba sıgaraKuleli Yenıbosna yolu Yıllardır çektığım rahatsızlığımı teşhls, ameliyat ve nzin dumanını, burnumun ouzennde 182 metrekare ar tedavı eden KulakBurunBoğaz Mütehassısı tesınde bır yere yoneltemez mi sa satılılttır sınız'j Işgünlerl: Saat 13 17 Once bır şaşırdı sonra heOpt. Dr. RAHMİ MISIRCI'ya, Telefon: 20 97 03 Halit men kend'nl toparladı ve cok alâka ve yardımlannı esırgemeyen cıddı ama cok cıddı b r edayla «Benım elımde ml kı'> dıNarkozitör Dr. SAVAŞ KONUK, Ve yanıtladı benl AKar sular durdu tabıl Sıgarasınm duma Opt Dr Toner Arıkan, Opt. Dr Ahmat Ascı ve spor hermı burnuma sokmamak elinEV TELEFONUM 1 kımiığının candan ınBanı de değ Imış Nezaket, 6aygı, DEĞİŞTÎ başkasmı rahatsız etmeme 70 07 26 Ortopedist Opt. Dr. KAZ1M GEDİK duvgusu fılan d ye bir şey söz kcrusu olamazdı artık' CunDR. RIDVAN ve tom PTT hastanesı mensuplanna teşekkür ederım. kij, elde olmayan nedenler oCEBIROĞLU gır basıyordu TÜRGAY RENKLİKURT 70 07 26 «Pekı» dedım. «Madem elınızde değıl, oyleyse ver değıştırelım, belkı bır yararı olur.» •*• Cumhunyet 25 TEMMUZ 1931 Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından GAZİ VE KÖYLÜ Eskışehır'de cıkan «Sa karya» refıkımızde okudugumuza gore Gazı Hazretlerı İstanbul a teşrıf ederlerken. Eskışehırde b r muddet durarak halk lo temasta bulunmuşlardır Gece saat bırde tren ıstasyonda durmuş, Gazı Hz butun Eskışehırlılerın kendılerını bekler durumda olduğunu gorünce hemen vagonlarından ınerek halk arasına karışmıslardır. Tuccardan Ulucayırlı Hasan Efendıye bazı sorular sormuşlar Hasan Efendıden zahır9 tıcaretın ds. zarar ettığı cevabını alınca Hasan Efendıye ve oradakılere şu sozlerı soylemışlerdir1 Bu sene ürünümuz fazladır. bolluk mutlaktır Bu hıc bır vakıt buhran demek değildır Bugun dunya buhranından en az muteessır oian mıllet Turk mılletıdır. Yalnız şu nu bılmek lazımdır kl. artık eskisl gıbi umuml harp tıcaretı yapılamaz Tıcarettö cok kazanmak değıl, sağlarn ve temız kazanmak dusturu haklm d r. Zarar goren en zıyade Turk koylusudur ve bunu da hepımız goruyo ruz, duşunuyoruz. Koylu hepımızın velinimetımızdır Bu soylu unsurun refahını duşuneceğız » Gazı Hz daha sonra bır kolu kesık 12 yaşlo nnda bır yetım cocuğu^ cagırarak ıltıfat etmışler ;e cocugun nasık ye ıstldadı olduğunu oğrenerek « En buyuk saz şaı rı Dertıi, de senin gıbı u fok bır muhıtten cıkmıs ve yukselrrıstlr Calış muvoffak o'acaksın» bu yurmuşlardır Cumhuriyet Sahlbl: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecıhk TAŞ. adına NADİR NADİ Genel Yayın Müduru HASAN CEMAL Muessese Müduru EMINE UŞAKLIGIL Yazı İşleri Müdürü OKAY GONENSİN Basan v» Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık T.AŞ, Cağaloğlu Turkocoğı Cad 39 41 Posta Kutusu 246 İSTANBUL Tel.: 20 97 03 BÜROLAR: ANKARA: Konur Sokak 24'4 YENIŞEHIR Tel • 17 58 2 5 17 58 66 Idare 18 33 35. •> İZMIR: Holıt Ziya Bulvarı No 65, Kat: 3. Tel • 25 47 09 1312 30 • ADANA: Atatürk Caddesı, Turk Hava Kurumu IşHanı, Kat 2., No: 13. Tel. 14550 19731. t T ü K V t M 25 TEMMDZ 1981 îmssk 338 Gfineş 547 ÖJIe 1320 lldndl 17 17 Akşanı 2032 Tatw 22.25 TEŞEKKÜR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle