18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 30 HAZİRAN 1981 TİKP Genel Başkanı Doğu Perinçek iddianameyi vayınlarının, partlnüzin yetkilı organlan tarafından denetlenmesi de söz konusu oLnıamıştır. Ancak, gazetenln Genel Va yın Müdürü ve Başyazan partimiz yöneticilerindendir» dedi. Perinçek, sözlerini şöyle siirdürdü: «Aydınlık'ı partimiz yayuolasaydj, bununla övünç duyardık. Aydınlık üç yıla yakın yayını ile anarşi ve teröre karşı gerçekten büyiik mücadele yürütmüş, devlet kurumlannın ve görevlilerinin bile teröre boyun eğdikleri yerlerde Aydınlık ayakta kalmıştır. Terör çetelerini birer birer halkın önüne çıkararak teşhir eden Aydın lık, ülkemizin birüği ve iç banş için yaptığı hlzmetleriyle unutulmayacak izler bırakmıştır. Nitekim, Aydınlık'ın yayınlan, MHP ve Apocular hakında açılan soruşturmalara rehber olmuştur.» BİZİM RADYO 12 Ey'ül öncesinde yüzlerce miting, yürüyüş. toplantı düzenlediklerini ve bildiri dağıttıklarmı ancak bu faaliyetlerle ilgili olarak tek bir suç iddiasının olmadığını iddia eden Pennçek, «İddianame bütün bu faaliyetlerimizin süzünü bile etmemekte, TtKP gerçeğini mah kemeden gizlemektedir» dedi. Suç tahrikçüiği iddiasma savcüann da inanmadığını öne süren Perinçek, iddianamedeki ,•* km can güvenliğlnl ve özgürlükleri savunmak İçin eğitim yapuk» diyen Pe^jıçek, dünyadakl çeşitli partiierle ilişkileri konusunda, «bu partilerin tümünün yasal partiler olduğu ve yasal olduğu söylenen Iran Komünist Partisi adındakl partinuı aslında olmadjğı» görüşünü savundu. «Ülkemizdeld bütün partilerin bu tür ilişkileri vardır. örneğin Adalet Par tisi Ue Bulgaristan Çiftçi Partisi sık sık birbirini ziyaret eder ve görüşmelerde bulunur» diyen Perinçek, (Akla şöyle gelmektedir) denerek suçlama yapüdığının görülmediğini» iddia etti. «Türkiye'de A t a t ü r k*ün yanıtladı nıb olarak ne bulunmuştur? Sİ lah mı, boğma zinciri mi, dlnamit ml, barut mu, nitro glise rin mi, saniyeli fitil mi, yoksa peruk mu? Hayır bunlarm hiçbiri değil, yalmz kitap bulunmuştur. Ve kitap bulunduğu içintlir ki, boğma zinciri ve saniyeli fitile rastlanmamıştır. Savcüar, bu kitaplann (sol içe rikli) olmasını ciddi ciddi suç kamtı olarak göstermektedirler. Savcüar, kitaba karşı öyle bir ruh hali içindedirier ki, top latma karaıı ouaayan kitapiurıu ukunmak üzere başkalarına verîunesini biıe $uç uıarak görmektedirıer. ÜeiKfb kıuıp yasasına uysaydı, Cuııihuıijeı devrimleri gerçekleşebuir mıydi? Mustala Kemaı, bütün araşurmacıiarın belirttiği gibi, Tamaninria yasak kitaplarm tümünü okumuştu ve 1905 yüında da (yasak kitap) okuduğu için napse atıldı. Mustafa Kemal, yasak kitap okudu da ne oldu? Atatürk oldu.» Savcıların cezaevlerindeki tu tuklu ve hUkümlüierle mektupıaşmayı ve onlara kitap yol lamayı suç olarak gördükierini söyleyen Perinçek, «mektuplar ve kitaplar yasal yollardan gön derilmiştir. Yani cezaevierl sorumlulan ve savcılar tarafından denetlenmiştir.» dedi. Perinçek, sorgusunun daha sonraki bölümlerini şu ana noktalara dayandırdı: «Savcılar lehimize olan kanıtlan gizlemişlerdir. İddianame, davayı özünden saptırmaya çalışmaktadır. İddianame olguları tahrif etmektedir. İddlalar, şüphe, tahmin ve varsajıınlar uzerine inşa edilmiştir. İddianame olgulan değil, kafamızın derinnklerinl araştırmak tadır. İddianame tutarsızdır, çelişkilerle doludur. Haksız bir iddia, sayfa dolduraraK haklı kumamaz. iddianame umacı yaratmaya çaiışıyor. Bu dava hukuk dışı müdahalelerin ve denge mantığının ürünüdür. Içişleri Bakanlığı, esasa ilişkin üıcelemesinde, tüzük ve progranumızda Anayasa'ya ve yasalara aykırılık görmemiştir. Partimizin tüzük, program ve kuruluş bildirisüie iiayji.ni1a.rak üç yıldır ceza davası açılmamıştır. Partimizin tüzük, kuruluş bildlrisl ve diğer yayınlan hakkında basın davası da açılniA* mıştır. Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Alahkemesine de başvurmamıstır. Sıkıyönetim Adli Müşavirüği suç gönnenüştir. 12 Eylül'den sonra hakkunızda takipsizlik karan verilmiştlr. Sıkıyönetim mahkemeleıtnln kararları, partimizin yasallığını belgclemiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü TİKP'nin yasal sımrlar içinde kaldığmı tesbit ediyor. Suç ilk bakışta anlaşılıyor da neden üç yıldır dava açılmamıştır. Terörün arkasmda olduğumuz yalanıyla devlet yanıitünuştır. So ruşturma, işkenceyle başlamıştır. Yalan raporun kaynağı: MÎT ve Emnlyet yetkllileri Hürriyet herkese sertleşen nerkese ymnaşar. Terörün mfi kökü kazınacak, yoksa solun mn?» MHPLİLER HAKKINOA Perinçek, sorgusunun sonundaki bölümde de, «Suçln üe •uçsuzun siyasi kaygılarLa dengelenemeyeceği» görüşünü savunarak, MHPTiler haklcınrU alman gıyabi tutuklama karan ve TİKP'Uler hakkmdaki gıyabi tutuklama kararlannın açılclanmasıyla MHP ve TİKP davalannm aym gunlerde açılmasına karşı çıktı. Perinçek'in sorgusundan son ra TİKP Başkanlar Kurulu Uye leri Danyal Orol ve Kemal Çaîn taran'm sorgulan yapıldı. DBha sonra duruşma diğer sanıkların sorgulamalannm yapılması İçin ileri bir tarihe ertelendi. İST/VNBUL Sıkıyöneüm Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi bir sanığı toplam 70 yü hapis cezasına çarptırdı. 27 ocak 1980 tarihinde Cibali'de Emekli Memurlar Derneği'ne giderek silah tehdidi ile 5 bin lira almak suçundan yargılanan Kurtuluş adlı yasadışı örgüt üyesi Rıdvan Koçak 30, Ahmet Karaoı ve Adem Demir ci 20'şer yıl hapis cezasına mah kum oldular. • MLSPB THKPC Savaşcılan ve Cephe Yolu sanıklannın duruşmasına 3 Numaralı Askeri Mahkemede devam edil di. Dünkü duruşmada Veli Efendi hipodrom soygunu i!e MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı ve oğlunun öldürül mesi olayları ile ilgili 11 tanık dirüendi. Tanıklardan 10'u samkları teşhis edemediklerini bildirirken, polis memuru Ali Rıza Beydüli'nin ö'dürüldüğü 0 hipodrom soygunu olayınm 4 mağdur sanığı ise davacı olma dıklannı bildirdiler. AD.4NA Sıkıyönetim 1 Nu maralı Askerî Mahkemesi, Kah ramanmaraş ve Pazarcık üçesinde çeşitli çapta silah satarken yakalanan Hasan Polat'ı 5 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırdı. • Yasadışı PKK (Kürdistan tşçi Partisi )'nin Adana, Tarsus ve Siirt'te çeşitli eylemlerde bulunan 13 militanının yakalan dığı acıklandı. 6. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Şubesi'nce yapılan acıklamada örgüt üyelerinin, 24 mart 1981 günü Adana'nın Denizli mahallesinde Belediye Tan zim Satış aracınm soyulması olayına katılan bir militanm ele geçirilmesinden sonra yakalandılar. Partimizin organı olsaydı övünc duyardık,, ANKABA, (Cumhuriyet Büro ta) TİKP Genel Başkanı Do gu Perinçek ve 23 arkadaşı hakkında açılan davaya Ankara Sıkıyönetim 2 NumaraU As ken Mahkemede dün devam edildi. Perinçek dürıkü duruşmada okumaya devam ettlği sorgu metnlnde cAydınlık ga«etesi partimizin yayın organı olsaydı övünç duyardık» dedi. Perinçek Askeri Savcüıkça hak lannda hazırlanan iddianamenin tutarsız ve çelişkilerle d o lu olduğunu 6ne sürdü. Perinçek, Aydınlık Gazetesi konusunda iddianamede öne sürtilen savlara karşılık, «Gerçi bu gazete partimize ait bir organ değildir ve Aydmlık'ın 'Türkiye'de Atatürkun posterini 40 hin adet bastırarak t^ğttan tek parti T*İKPdir,, Bizim Radyo'nun dinlenmesi ko nusundaki iddia'ara karşüık ola rak şunlan söyledi: «Partimiz, Bizim Radyo yaymlannı dinleyerek. TKP'nin iç savaş, eylem biriiği. kamu kuruluşlanna sızma, UDC taktiklerinl, çeşitli olaylardaki kışkırtmalarını saptamış ve beşlnci kolun faaUyetlerine darbeler In dirmiştir. Sovyetler Birliği'nln yıkıcı ve bölücü faaliyetlerini izlemek ve kamuoyunu bu konuda uyarmak görevini yerine getlrmenin suç olduğu iddia edilecekse buna bir diyeceğimiz yoktur^» «Anayasayı, parlamentoyu, hal posterlnl 40 bin adet bastırarak dağıtan tek partinin, TİKP olduğiınu» öne siiren Perinçek, parti blnalarında bulunan kitaplara ilişkin olarak şöyle konuştu: KİTAP BULUNDUĞU İÇİN «Parti binalarımızda kitap bulunduğu içindir ki, boğma zlnciri ve saniyeli fitile rastlan mamıştır. Sayın savcılar, parti örgütlerimizde kitap bulunma sını, kitap satılmasını, dergilerimizde kitap ilanı konulmasını, cezaevlerine hükümtülerin istediği kitaplann yasal yollardan gönderilmesini, özetle ki tapla ilgili herşeyi en ünemli suç kanıtı olarak getirmişlerdlr. TİKP binalannda suç ka Ortaöğretimde okullar, öğrenci artışı karşısında yetersiz kaldı ANKARA, (Cumhurtyrt Büro•u) Ortaöuretlmda 1976 yılındon bu yana okul saymında kl artış'ın öğrencl sayısındafci artıç karşısında yölerslz kaldı* ğı «aptandı. Ortaöğretimd» ma tematlk, fen bilglsi, yabancı dil ve resimiş öğretmenlerinin ısabetli dağıtılmadığı ve tecrübell öğretmenler bazı illerde yo ğunlaşırken, bazı illerde de tec rübesiz öğretmenlerin çoğuniuğu oluşturduğu belirlendi. Mlllî Eğltim Bakanlığı ortaöğ retım çalışma orubu raporuna gore, 1976 yılından bu yana ofl renci sayısındaki artış, okul sa yısındaki artış karşısında yetersiz kaldı. 1976da öğrenci sa yısı 368.819 iken okul sayısı 804 idi. Daha sonra öğrenci sayısı 1977'de 419 bin, 1978' de 464 bin, 1979'da 546 bin, 1980 de ise 664 bin oldu. Okul sa/ıları da 1977'de 871, 1978'de 936, 1979 da 1009, 1980'de ise 1071'e yükseldi. Okul sayıiarındaki artış giderek azalırken öğrenci sayısındaki artış gide rek hızlandı. Son beş yı| icinde ki artış ortalamcsı yüzde 16 iken, okul sayısındaki artış or talaması yuzde 8de kaldı.. Çalışma grubu raporunda, halen 216 lise müdürlüğünün boş olduğu da belirtildi. Toplam 1071 tiseden, S55'inde bu lunon yöneticilerden coğunluğunun en fazla 2 yıl yöneticilık yapmış kişıler oldukları saptan dı. Liselerdekl müdurler Içerlslnde dokuz yıldan fazla kıdemll olan müdürün bulunmadığı da belirlendi. Raporda aynca, ortookul ve llselerde 80 bin eğretmen bulunduğu bellrtildi. Ropora göre, öğretmenlerin dengeslz dağıtılması nedeniyle bütün branşlarda öğretmen Ihtiyacı bulunuyor. Altan OYMEN 10 Ispanya'da 23 Haziran'da ortaya çıkanlan darbe girişiminin soruşturması, gittikçe genişleyerek devam ediyor. GozaltiTAa alınanlar arasında subaylardan başka birtakun siviller de var. Aynca Sağcı «El Alcasar» gazetesiıün sahibi De Valesco hakkında da bu işe kanşmış olmaktan soruşturma açıldı. Ne olacak genç Ispanyol demokrasisi?. Eoı tehditlerden kurtulacak mı? Rejimin bir güvencesi, aynı zamanda Silaulı Kuvvev ler Başkomutanı olan Juan Carlos.. 23 Şubattaki Parlamento darbesinin önlenmesinde bü yük rolü olan Kral, o zamandan beri de demokrasi düşmarüanna karşı tutumunu sürdürüyor. Ancak demokrasi düşmaniannın da başlıca hedeü artık o.. 23 Şubattan bu yana kralın or ladan kaldınlmasmı amaçlayan birkaç suikast girişimi ortaya çıkanldı. Kendilerine «MUliyetçi» adım takan bırtakım genç gruplar da, onun kenöisiıü bulaınasal&r da, okullardaki, kütüphanelerdeki resimlerine suikast duzenliyorlar.. Ya resimlert parçalıyorlar, ya da üzerlerine en ağır hakaret kelimeleri yazıyorlar.. ORDÜDAKİ FRANCOCtHARIN GOZÜNDE.. 23 Şubattan sonra Krala ordunun tıir bölümünün haa gl gözle baktığını da, basına ismini venneden açıklamalarda bulunan denaokrasi yanlısı bir binbası anlattı. Yüzü belll olmayacak şekılde arkadan cekilmiş resimleri de yayınlanan blnbaşı: Ordunun büyük bir bS lümfl hâlâ Franco'cndnr. diyordu... Kral Juan Carlos'u başlangıçta Franco'nun halefi olarak saygıyla kabullenmişlerdir. Ancak ondan bekledlkleri şey, Franco'nun sistemini devam ettirmekti, O ise bunun tam terstnl yap tı. Demokratik bir Aııa....,.ı duzenine geçti, Bu bakımdan şimdi O'nun yapüğını Franco rejinüne karşı bir «hükümet darbesl» sayıyorUı.» Bijylece Francoculann gözünde asü «hükümet darbesi» yapanın Tejero değil de kendisi oldugunu öğrenmiş olan Kral, isünsiz binbaşının gazeteci sorulanna cevap şek lindeki açıklamalanndan şun lan da bğrendi: «BİNBAŞI: Ispanyol subaylar genelllkle kendilerinl sivülerüı üzerinde görürler. Kendilerini milletin, Tanrının takdlriyle seçilmlş manevî gücü gibi görürler. Sivil toplumdan nefret ederler ve sivülerle trtibat kurmanın sadece tehîikell olabileceğini düşünürier.. SORU: Yani kendi istekleriyle bir çeşit getto içine gir me hali?. BtNBAŞI: SiviUerin de, as Imda subaylara karşı tutumları başka defil, onlar da bu getto dururaunu önlemek için pek bir şey yapmadılar. Ve sonuç olarak şimdi biz, subaylara aynlmış manallelerde yaşıyoruz. Orada seçkin bir sınıfa mensub olma mn havası oluşuyor. Alışve rişimizl yaptığumz kendi dükkanlanmız, eczanelerimiz tatil yerlerimlz var. Çocuk lanmız, kendileıi İçin knrul muş okullara çidlyorlar. Ta Amerika Mektubu Haiuk SAHIN Kentleri bekleyen korku • • ABD'DE HER 24 DAKİKADA BİR CİNAYET İŞLENİYOR HER 10 SANİYEDE BİR EV SOYULUYOg; HER 7 SANİYEDE BİR KADININ IRZIUA GEÇİLİYOR. NEW YORKTA 1980 YILINDA İŞLENEN SUC SAYISl 710 BİN 153, CİNAYET SAYISI 1814, SALDIRI, 100 BİN 800. SOYGUN 210 BİN 703. Son günierde yayınlanaa ist&tisükler ABD'nln büyuk kjentlerinde aiddet eylemlerinin gene buyuk bir sıçrama yaptığrnı gösteriyor. Özellüle cinayet, ırza geçme ve silâhlı soygun suç kategorilerinde finemli bir artıç var. Federal Soruştunna Büroeu'na (FBI) göre ülke c&pındaM yülık artış yuzde 13'ü bulmakta. Ama bazı büyük kentierde bu oran çok daha yuksek: Örneğin Cleveland'ta yuzde 18, Oakland'ta yüzde 24; giderek bir Laün Ame rika kentine dönüşen bir zamanlann «Afut«na» t&tll yerl Miami'de ise tam yuzde 68. Işte dehşet verici rakamlardan birkaç örnek: Batı uygarlığının kaptan gemisi ABD'de her 24 dairikftHa. bir cinayet işleniyor; her 10 saniyede bir ev soyuluyor; her yedl saniyede bir kariımn ırzına geçiUyor. Cinayet kurbanlanrun sayıaı yüda 2O.O0O'e ulâşıyor. Salt bu rakam bile ABD'nin bir anlamda oephesi belll olmayan bir iç savaş içinde oldu&unu kanıtüyor. Büyuk kentler belli başlı savaş alanUnnı oluşturmakta. New York'un durumuna bakınj 1980'de işlenen suç sayısı 710,153, cinayet sayıeı 1814, saldın 100.500, 6oygrun 210.703. Kolay kolay havsalaya sığacak rakamiar değil bunlar. Ne kadar urkütucu olursa olsun, bu nesnel göstergeler şiddet salgınının Amerikan toplumu üzerindaki gerçek etkisini yansıtmaktan uzak kolıyorlar. Korku, kuşku ve tedirginlik kalemlerini yansıtan asü fatura çok daha ağır. Şiddet kurbanlan suçlann bedelini yalnızca canlan, kanlan ya da mallanyla öderniyorlar. Ba bedeli, tüm toplum, pençeeinde kıvrandıgı terur psikozuyla ödüyor. Başdöndürucü gökdelenlerin bulunduğu caddelerde alacakaranlıktan itibaren korku devriye gezmeye başhyor. Issız sokaklarda duyulan her ayak sesiyle yürek atışları hızlanıyor. Varoşlardaki evlerine dönen iş adamlan ve menıurlar, otomobillertnin pencerelerini kapayıp, kapılannı kilitlemeyi unutmuyorlar. Evlerde kilitlerin ustüne kilit vxıruluyor, alarm sistemlerinin düğmeleri çevriliyor. Kentten kaçanıamış olan yoksuflar ve yaşlılar ise, kapüarı sürgülü odalannda tam bir mahpus hayatı yaşıyorlar. Şiddete dayanan suçlann en yogun olduğu bölgeler, tophunsal eşitsizliklerin ve ırksal sürtüşmelerin en yoğun olduğu bölgeler. Yani, zenciler ve Guney Amerika kökenli göçmenler hem suç işleyenlerin. hem de kurbanlann büytik bir çogunlug\mu oluşturuyorlar. Ancak, son yıllarda şiddetin kent merkezlerindeki ırksal gettolardan dışanya taşmaya başladığı ve pençelerini orta sınıflann oturduğu varoşlara doğru uzattıgı gözden kaçmıyor. Korku çemberi giderek genişlemekte.. ABD'deki bu şiddet salgınını nasıl açıkl&malı? Bir yandan tum dunyanın polisligine soyunan bir ülkenin. öte yandan Beyaz Saray'dan bir kaç sokak ötede vatandaşının can guvenliğini sağlayamamasuu nasü değerlendirmek gerekiyor? Polis örgütu zayıf deseniz, değil; dunyanın en etkin ve acımasız polisi belki de burada. Yasalar gevşek deseniz, o da değil; cezalar elektrikli saadalyeye kadar uzanıyor. ABD'nin toplumsal yapısındaki dengesizliklerin ve tarihsel mirasın büyük payı var kuşkusuz, ama bu etmenler de her şeyi açıklamaya yetmiyor. Bazı göziemciler durumu Amerikalı'nın aşırı bireyci dünya görüşüne bağhyorlar. Örneğin, Profesör Dennis Davis •Biz teroru bile bireyseüeşürdih. Birbirimizi siyasal ya da ideolojik nederuerle değil. bireysel kazanç ya da hamtlanıa amacıyla öldürüyoruz» diyor. Bir Ingiliz gazetecisi ise, bir türlü önlenemeyen şiddet furyasına bakıp, bu durumun •derin bir ruhsal yenilginin yansıması» oldugunu öne süruyor. Bazüarı ise, şiddetin kökeninde. Amerikan toplumunun vaad ettiklen ile sunduklan arasındakL çelişkinin yatügı görüşündeler. Bu arada, Reagan'm toplumsal harcamalan kısmasının pettolar»daki işsizlik sorununu daha da agırlaştırmasından ve 1960'lara benzer sosyal patlamalara yol açmasından korkanlar da var. 1981 yazının, ABD için uzun ve sıcak bir yaz olabilecegi tAhmiıi gungunden yaygınlık kazamyor. Sıcaklar giderek artıyor istanbul Hober Servisl Gü noyden gelen sıcak hava etklsıni artırarak sürdürürken istanbul'da sıcaklık gölga(le 34 dereceye ulaştı. Yeşilköy Meydan Meteorolo|| Istasyonu' nun tahmlnlerine göre hava sıcakhğırıın önümuzdekl günierde de artması bekleniyor. En cok 50 santigrad dereceys kadar olçum yapabilen bir termometre saat 12.30'da 5 dakika icinde guneş altında 50 dereceye cıktı. Doktorlar, denlz kenarında bile olsa öğle üzerleri güneş altında durmanın sağlık açısından tehllkeli oldugunu bir kez daha hatırlattılar. Hafta başı olmasına karşılık havuz ve plajlar dün de doldu. Ispanya ordusu hâlâ Franko'cu bü katolik okullara. Sonra bu gettonun çocuklan biribirleriyle evlenlyorlar. B5y lece bu «Jdeolojuleri ve ma nevl değerler slstcml devam edip gidlyor. SORU: Ama Ispanyol İç Savaşımı yaşamamış olan yeni subay nesli demokratik fikirlere munakkak kl da ha açıktn, değil mi? BtNBAŞI: Hayır. Daha çok, tam tersidir, Askeri o BÜYÜK KOALİSYON ÖNERİSİ îspanyol ordusuyla ilgül, genellikle bilinen, ama Binbaşının açıklamalanyla bus bütün somutlaşan bu gerçekler karşısında, alınması gereken, kısa, orta ve uzun vadeli önlemler nedir? Kral Juan Carlos'a göre, bunlann saptanıp uygulanması 1 çin her şeyden önce siyasal bir uzlaşmaya gereksinme BALIKESİR BAROSU DERGİSİ'NİN 5. SAYISI ÇIKTI Haber Merkeai Balıieslr Barosu Dergisl'nin 5. iftyısı yayuılandx. Derginin bu sayısında Ord. Prot Hü2a Veldet Velldedoğlu, Prof. Dr. Ismet Sungurbey, Saml Karaören, Danıştay Uyesl Necati Aras, Berolar Birliği Başkanı Atüla Sav, Burbaniye 8. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şemsettin Şanal'ın yazılan yer alıyor. Aynca Bandırma'da geçtiğimiz ay yapılah ve «Bandırma Konferansı» dlye adlandırılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Tlirk Hukuk Devrimi konferans i2lenim.'erine de yer verüen dergide Baro Başkam Avukat Turgut Inal'ın «avukatlann çağdaş bukuku kormnak ve hukukun Ueri düzey de gelişmesindeki çalışmalara yön vennek durumunda olmalannı lşleyen yazıları da yer »lıyor. DEMOKRASİ DÜŞMANLARININ BAŞ HEDEFİ HALİNE GELEN KRAL JUAN CARLOS İKTİDARDAKt MUHAFAZAKAR PARTİ İLE SOSYALİST PARTİNİN KOALİSYON YAPMASINI İSTİYOR. kullar oğrencilerini aşağıyu kan yüzde "0'i demokraslyi pek tutmayan subaylann ço cuğudur. Bu, gelecek için ciddi bir sorundur. SORU: Genç subaylar, askeri okullarda demokrasiyle ilgili bir şej'ler öğrenmezler mi? BİNBAŞI: Mesela Madrid' deld kara kuvretleri Kurmay Başkanuğımn Okulunda, yeni demokratik Anayasa uzerine bir ders vardır. Ama bu dersl verecek öğret men Anayasaya karşı oldugu için sınıfta Anayasayla U glli hlçblr şey konuşulamaı.» vardır. Kral, bunun da yolu nu her şeyden önce iki bü yük partinin bir koalisyon hükümeti kurmasında görüyoT. İki büyük partinin biri, ik tidardaki. aln rv kadar Suarez'in, şimdi de Sotello'nun başbakanlığıru yaptığı Muhafazakar Parti. Öteki Felipe Gonzales'in başkanlığındaki Sosyalist Parti şimdilifc Kralm öneri sini olumlu karşılayanlar, sa dece sosyalistler. İktidar Partisi, kendi için de kaynaşma halinde. Partideki Suarez'in başbakan hgmı fazla liberal bulup ona karşı çıkan ve onun Başba kanlıgı bırakmasına neden olan sağ kanat, şimdi hükü mette. Sağ kanat da aynı şekilde demokrasiyi koruma çabasında görünüyor. Yalruz şimdi iktidann «tam sa hibi» iken, bunu sosyalistlerle paylaşmay» pek içine sindiremiyor. Gerçi bu «tam sahjp»l:k nalinin son gelişmelerden sonra biraz teorik kaldığı görülüyor ama, bunu Sotelo ve arkadaşlan görecek mi?. Sorun bu.. DEMOKRASİLERÎN DAYANIŞMAS1 İspanya'daki bu gelişmeler, tabii Avrupa'daki öteki demokratik ü'keler tarafmdan da endişeyle izleniyor. Zaman zaman bu ülkeye yapılan ziyaretlerle, verilen de meçlerle İspanyol aemokrasisine dayamsma duygulan dile getirillyor. Haziran ortalannda Alman ve Fransız Dışişleri Bakanlan da Madrid'e arka arkaya giderek, îspanyol politikacL'anyla ico nuştular. Hükümetlerinin Is panya'dakl guçlüklerin giderilmesi için gereken katkılarda bulunmaya hazır olduklannı bUdlrdiler. «îmıtn Dısişleri Bakanı Genscher, lspanya'mn sadece Avrupa topluluğuna ahnması konusunda değil, NA TO'ya a'ınması konusunda da «demokrasi» kelimesini Uzerine basa basa kullandı. îspanya'mn NATXyya girmeEini isterken bu ülkenin sadece «stratejik önemi»ne işaret eden Amerikan yönetiml ne cevap verir gibi: Bu, Ispanya'nın artık bablı demokratik ülkeler ara «onda olmasınm dogal gonncudur, dedi. Mitterrand'm Dısişlerl Bakanı Cheysson İse îspanyol «mesiekdaş»ı Perez liorca'nm karşısmda Genscher kadar rahat değildi. Kısa bir süre Önce Fransız hükümeti, tspanya'da hayal kuıkhğı ya ratan blr karar a'mış, 6 klşiyi öldürdükten sonra Fransa"ya kaçıp yakalanan ve mahkemece îspanya'ya iade sine karar verilen bir teröristi, mahkeme karanna rağ men şimdilik İade etmeyeceğini bildirmisti. Cheysson bunu tamir için blr sürü teminat verdi. Alınan karann geçicl blr karar oldugunu, hüküraetinln önce bu gizli konularda bir ilke karan almak istediğml falan söyledi. Ve genel olarak üa: Biz İspanya'daki teröristlerln Fransız topraklanm kullanmasını önlemek için gereken her önleml alacafız. dedi. Fakat bu dayanışma harekeüerine ragmen İspanya'nm demokratik bir ittifak olarak gördüğü Avrupa Topluluğu'na bir an önce katılma isteği konusunda durmak sızın güçlükler çıkıyor. Fransızlar da öngörülen geçiş programına göre İspanyol mallannın topluluğa geçişinde uygulanması gereken kolay'ıklann bir bö lümü, İtalyanlar ve Fransız larm itirazları yuzünden yürürlüge konulamadı. Bu ülkelerdeki Ureticilerin. bir de başlanna İspanyol rekabeti çıkarmak istemediklerinden. îş ticarete gelince, demokratik dayanışma bazen unutuluyor. YARIN: MOZAİK'İN ÖTEKt YANLARI REYHAN ÖZDİL «AKDENİZ GÜZELİ» SEÇİLDİ RODOS Yunanistan'ın Ro do3 Adası'nda yapılon «Akdenlz Güzell» yarışmasındo Türk güzelı Reyhan Özdil 21 güzel arasında birincl oldu. Yanşmada Ikinciliği Fransa güzeli kazandı. 21 aday arasında birinci olan Türk güzeli Reyhan Özdil Saklambac gaıetesince bir süre önce düzenlenen cTürkiye Yüz Güzeli» yarışma8inda birincl secilml»tl. özdil lk| dll biltyor. Türkiye, nükleer silahları yasaklayan anlasmayc bağlılığını yineledi VVASHİNGTON, (AP) Associated Press Ajansı'nın haberine göre, Türkiyenin Washington Büyükelçiiiğı tarafından yayınlanan biidiride «Ankara'nın nükleer silahların yayılmasını yasaklayan antlaşmaya bağlı olduğuı ylnelendi ve «Türkiye'nln nükleer sllah yopma nly«t)nd« olmadtdı glbl, başka ülkelerin nükleer sllah Imol etmelerine yardım etmeyeceği de» acıklandı. Bilindiği gibi AP'nin gectiğimiz hafta verdiğl blr haberde ABD Dışişleri Bakanlığının, bazı Türk firmalarının Pakistan'a glzllce atom sılahı yapımında kullanılabilecek malzem« gönderdiğlnı ll«rl «ürer»k. Ankara hükümetini uyardığı be lirtilmişti. Öte yandan, Dışişleri Baka nı Alexander Haig önceki gün vaptığı acıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bu konuda Türkiye'yl uyardığına ilişkin bilglsi olmadığını söyledi. Haig, Türkiye'nln nükleer sllahların yapılmasım yasaklayan ontlaşmayo bağlılığını yinelediğini, bu bakımdan nükleer si lahiarın geliştirilmesine yardımcı olmavacağına inandığını belirttı. Haig, sözıerini şöyle sürdür dü: cNükleer silahların yayılmasına ilişkin herhangi bir be llrtl görürsek, gerekli önlemleri alınz.ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle