18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 Cumhuriyet 3 MAYIS 1981 «ÜLKÜ YOLU DERNEĞİ İLLEGAL HALE GELMİŞTİR» 2 ASKARA (Çumburiyet Bürosu) Ankara Sıkıyönetim Komutaalığı Askeri Savcılığının 1980/47154757 sayılı iddianamesinde ölüm cezasma hükümiü İsa Armağan ve M\ıstaîa Pehlivano.Şlu'r.un firar olayında, cezaevi görevHıerine isnst edilen suçlar ve delilleri şöyle sıralanıvor: «Yiizbaşı Hasan Mesci A blokıın iç emniyetinden en başljfa sornmlu iken Steden hert tecrit İç kısmında biri inzibat. diğeri komando ert olmak üzere iki kisi tarafından turnlan nöbfti kaldırdı. Firar olayınin öteld sanık ve tanıklan beyanlanntla. bu nöbetlerin kaldınlmama sı halinde kacma olavının percekleşmesinin mümkün olmadı eını söylediler. Nöbetçilerin kaldınlmasından Cexaevi Müdü rüne \T17has1 Hasan Mescl bilgl vermedi. Hflkfimlüler hakkında tne vasagı bulundu&ıı halde tsa Armaçan. Mustafa Pehlivanoğlu ve Mehmet VarlıVı akrabalan Ue töriistürdfı. Bn KÖröş içtn eelfn hukümlülertn vakmlan efirüşme tçin çerefcen nsulü islemlere başvurmadan Hasan MesciŞI ara^np onunla temas ettiler ve onnn telefon emrl ile vakınlan İle cörüstürüldüler. Cei3 ve Turnkevi Tallmatınm 30. kısmtmn C fıkrasına çöre haklannda çöriişme vasafı vertlmİR hülrümlfıter. ancak Cezaevi Müdarnnfln İ7nl llr yakin lan ile eöriistürülehiHrlercII. Hasan Mescl Cezaevl Miidiiriine sanık adı hpürtmeksirin haklannda pfirüsme vasapı bulunan hükrrnılüleri vatanlan ile rörifstönjlüp çröriisriiriiimevecegi k!>nu<üinda yetkilerinln olup olmadıçım sordu. Sonıştunna sırasmda Hasan Mescl adına Türldye t ş Banka«ı tncesu şubeşlnde S0O bin liramn buhındugu saptandı. Bn ko nuda ssnifhn ifadesine ba.s\ıınıldu. tlk ifadesindp bu paravı esinin de ealışması nedeniyle tasarrufla biriktirdiklerinl soyledl. Dali3 sonr3 vprdiği îfadede cezaevinde haska suçtan tutııhlu bulnnan Şiikrö Cadırcı'nın oelunun naralannı alacaeı endişesi İle söz konusu paravı ve5eni Kabi Oadırcı vasıtasıyla emaneten mnhafaza edllmek üKre kfndisjne verildisini sövledi. Daha sonrakl ifndelerhıde Sükrii Cadırcı'mn Isledlçi sııçun mabiyeti Hibariyle ndll Tnahketneve hıtikal edeceçini tahmin ederek paravı onu Sıkıvönetiın MahVemesinden Irartaracapı vaadlvle aidıeını sövledl. T)aha sonraki tfadelerlnde Isc bazen ilk ifadesine uvgun baren de sonraH ifadeterlnl doîrnlar b»Taıılarda bulunarak cellşkfli Ifadeler vçrdi. Ve para nın bankadan çekilmesi konu ^§^^^?:.^?®.&£:§ö^Şsfe"..?â5;î§fe «UYD adına toplanan paralann büyük kısmının Erdem Şenocak'a verildiği, sanık Şükrü Çadırcı vasıtası ile 300.000 TL.'nin 1 Yüzbaşı Hasan Mesci ye verdirildiği. Abdülkadir Bocu'ya 150 bin lira verileceğine dair vaad d'.şında zaman zaman paralar verildiği kesin sekilde subuta erdi.» Köpekler.., Kimlsi bonfile Ue besleniyor, kimisi «itlât ekiplerİBiün elinde can veriyor. 35 bine alınan köpek de var, 35 liraya öldürülen de... ^ «ÜYD'nin gösterdiği diğer illegal faaîiyet ve ve mensupları aıasıncia bu konudaki gaye ve maksat birliği, sağ görüşü benimseyen bir kitle yaratılması atnacına yöneiıktir.» Namaralı Tecrit içinde nöbet tutan erlerin bu nöbetten alııv nıasınüan dahi haberı olnıadı. Nöbet çizelgelcrini düzenleyen Assubay Halim Şimşek de bu gbrevlerini emir ve talimat lara uygun olarak yapmadı. A Blok Dış Nöbetçi Onbaşısı Keııan (iurmez firar günü AbdülkAdır Bocu'nun nöbet yerine gitmeh için sıraya girmediğini görüp tosbit ettiği halde bu durıınıu Nöbetçi Subay ve Assubayuıa bildirmedi. Her koğuşun huftada en az bir clrla belirsiz zamanlarda ve blok amiri sorumluluğunda aramaya tabi tutulması, cezaevi müdürü sorumluluğunda her blokun ayda en az ikl defa aranması. üzelikle bloklarda nöbet tıılanlann bütün nöbet yerlerinrte sıra Ue niibet tutmaları. h;îvalandırm3İarın görevlilerin sorumluluğu altında yapılnıası. tecritte bulunanların mut Yüzbaşı Hasan Mesçl 23 Tem laka saat 16.30'da verlerine kumuz 1980 günü A Blok Nöbeui nulmasj, koğuş yoklamalarının Astsubayı Havrettin Sermer'i sayı hesabına söre değil kir.ıçaçırdı. 3 Numaralı tecritteki '.i Uk tsasına göre şapılması hakkişiyi açık göriiş yaptıracasıııkın;la talimatUr bulunduğu hal rian gotürmeslni söyledi. Hayde bu hususlara riayet edilmerettin Sermer bu izinslz ve u di. sulsüz görüş İçin bükumlüleri Bu nedenlerle cezaevinde gögötürdü. Cezaevi dıs emniyetini revli personelin görevlerinin desağlamakla görevli Muhafız B«ivamında kopukUikl.tr meydana lük K. Yzb. Semih Sebergeltl\. Ve sonuç olarak cezaevi ci. Halis Şimşek'in düzenledi^i kontrcı altıııa alınamadı. Bu niibet çizelçelerini kontrol etneüenlerle bu bölümde sayılaıı medcn imzaladı. Bunun sonucıı sanıkl;,rın hükümlülerin firarolarak aynı nobetçinin bir yerlarmrta kayıtsızlık ve tedbirsizde üst Ciste vcya müteakip gün likleri bulunduğu sabit olmu.şlerde nöbet tutmaması eroir ve mr.» talimat geresi oldııju halde çöp kapısında nöbet tutan YaÜLKÜ YOIA' DERNEĞİ şar ve t n a l adındaki erlcr be» HÜKÜK MASASI SÜn aynı yerde nöbet tuttular. FAALİYETLERt A Blok Nöbetçi Subayı Yüzb;»Askeri Savcıhgın iddianameşı Selim Y'ıldıı da sörevi gercsinde Vlkü Yo'u Dernegi HuRi gerekli kontrolleri yapnıadı. kuX Masası'nın firar olaymın gerçekleştirilmesindeki yeri şöy A Blok Takım Komutanı Fuie iinlatılıyor: at Taşçı blok içindekl devriye Rörevlilerini ve iç emniyeite «Üllriicü sanıklann ımidafilift görpvlı inzibat erlerlnl nöbet ni yapmakta olan Avukat Yalçirelgtlerinl kontrol edip Imzaçın tlikli ve Avukat Seyfettin lamam gereldyordu. Temmnz Ercan'm yazıhanelerinln bir bö ayı ortalanndan itibaren t s lümünü sanık Erdem Şenocak'tegmer. Fııat Taşçı bu çizelgeın jönettiği ÜYT» Hukuk MasaMiıa tahsis etlikleri. bu masada lerl kontrol edip imzalamadı. 3 sundaM Ulünatı bizzat kendi yazdı. Bunlaruı dışında 300 bin liranın Yenişehir tncesu şubtsine 23 temmuz 1980 günü yatınldığı ve bu tarihin sanığın Hasan Mescl'nin hükıimlülerin yakmlan ile vaptırdıgı açık gü rüşme çünüjıe rastlaması dikkati çekecek bir hıısus olarak belirlendi. Başka bir suçtan dolayı cezaevinde tutuklu bulunan saruk Şükrü Çadırcı'uın Uk sarunmasında KÖZÜ edilen 300 bin lirayı Hasan Mesci'ye vermedifi. sonraki savunmalarında İse çellşkill bevanlarda bulunarak Hasan Mesci'nin çevresinin eenis olduçundap söı etti. Ve bundan vararlanmak suretiyle Hasan Mesci'nin kendisinl Süayftnetim Mahkemesin de yarKilanmaktan kurtaracağı Içln bu parayı verdijinl söyledi. ayrıca Fatib Kirişcioğlu, Yaşar Yartlı ve trtugrul kıiıç in da çuii>tikları, masanın üstlemiiği gurevi yürütmek için aralarmda iş bölümü yaptıklan »nlaifildı. 8u cümleden olarak Yaşar Yaıdiı'ıun gorevinin büıo Ue cezaevi ve avukatlar iira.^mdaki UisKİleri düzenıtmek, ceıaeviııde huiunan ülkücüierin ihtiyaçlaını; tenıin etmek Fatih KLriscioğlu'nıuı gorevinin cezaevüıtlen kaçnıaları orgaııize etmek, adlive ile avukatlar arasındaki ilişkiieri duzenlemek, Ertuğıul Küıç ın gorevinin de büroya gelen sanık veya hükümiü >akıııUrını avukatlarla gorüştürmek olduğu ve bütün bu işlem lerin sorumlulugunun da ErUeın Şenocak'a lit oldugu, CYD lienel .Merkezinden Erıitm ŞeuocaK'a verilen paralann bir kıs mıntn ceıaevine göndcrildiği ve bir kısnıı ile de yine cczaevindekiler için giyim eşyası aluıdığı. nittkim burada yapılan aramadu çok miktarda giyim eşyası ile ayrıca bilhassa Erdem Şeııocak ve Yaşar Yaralı tarafından avukatlara hitaben yazılntış ve onlann izlejecekleri davalan Ijelirten ılirektif ıııahiyetindeki küçük pıısulalann bu lunduğu hatta Erdem Şenocakın avukatlara geneige biçiııııiKİt bir yazı ıjöndererek onlann ücretlerini de dava başına alacakları primleri bizzat tesbit edip, uygun şormediği davrani'jları iıîn dikUatlerini çeliti ve ika/da bulundu. Samklar Yalçın İlikli, Seyfettin Ercan, Yaşar Yaralı, Katilı Kirişcioğlu ve Ertuğrul Kılıç'ın Erdem Şenocak hakkında başka suçtan dolayı verilmiş g'yabi tutuklanıa kararı bulundu ğunu bildikieri halde bunu ilgili mercilcre bildirmediler. Sanık Erdenı Şenocak firar olayınrtan sonra Eskişehir'. de M. Pehlivanoğlu"nun gizlenmesine yardım etti. ÜYD adına toplanan paraların bir kısmı ayrıldıktan sonta eenel merkezce tamamı Erdeıı> şenocak'a verildl. Muitala Pehiivanoğlu cezaevüıtleıı firar ettikten sonra Emir Ku^Uemir'in yanına sığıuıu onunla LYD Genel Baskanı Ya.'jar Yıldım'a haber giindererek, firardan Yaşar Yıidırım'uı haberi olüujımu ve kendisini Ankara'dan t)a.>ka jere göndermesini iMedi. Vasar Yıldırım da Emir Kuşuemır e 10.1)00 TL\erip. talısis ettisı bir oto ile Mustata Hehlivanoğlu nun Kütahya'ya gitıııesini tenıin etti. Mustala Pehiivanoglu yakalanılısmdii bu para üzermde çıktı.» Askeri ^avcılıgın iddiananıesir.de Erdem Şenocak, Tevîik Güven, Tamer Cırit, Kâmü Konya, Ertan Oigun, Tımur Kodor. Yaşar Yıldırım ve Emir Kuşdemir'in firar olayuıdan sonra Eskişehir ve Kütahya'da. bulundukları sırada yaplıklan işler değerlendiriliyor. ldd.ianamenin cezaevi görevlileri ve Ülkü Yolu Derneği mensuplarmın firar eylemindekı durum iarı şöyle anlatüıyor: «İlk nazarda Yzb. Hasan Mes ci'nin eyleminin TCK'nun 22"nci nıaddesüıde hükme bağlanan memura intlsap suçu mahiyetindc olduğu düşünülebiüı ise de, sanığın söz konusu 300.00li TL"yı tirarı gerçekleştirınek için aıdığmı ve ^ükrü Çatiırcı'ıun bu konuda vasıta olarak kullanıidrjuıı kabul etmek, Hasan Mesci'nin açıklanan eylemlerine ve sanık Abdülkadir Bocu'nun beyanlanna u>gun düşmektedir. 3u tıedenlerle. sanıklar Hasan Mesci, Abdülkadir Bocu, N'eşît Balbaşoğlu Rafet Miktat ve Mustafa Altuıı'un yapmu mavii mecbur olüukları şeji yapmak sureti ile görevlerini kötüye kullanarak rüşvet aldık lan veya vaad kabul ettiklen aıılaşılmakt;wiır. t'YT> MENSUPLARININ EYlJEMLERt Ülkü Ocaklan Dernefl kapamuca yerine Ülkücü Gençlik Derneği, ondan sonra da Ülku Yolu Demeğinin kurulduğu vu bu derneğin ana tüzüğünün l'in ci maddesinde dernek merhczînin Nevşehir oldujnı, 2nci mad desinde ise amacının Tiirk milliyetçiliği fikrinin yayılmasuıı ve gtlişınesini sağlarmık ve bu konuda faaliyet göstermek olduğu belirtilmektedir. .\s»l faaliyet merkezi Ankara Bahçelievler 3. C^dde 56 nunıaralı bina olduğu halde, o sıralarda sıkıyönetim bölgesl diş ı n i ı olması nedeni Ue Nevşelıir üı dernek merkezi olarak seçildiği genel başkanlığını yanan Yaşar Vıkiınm tarafından i fade edilmiştlr. Yaşar Yüdırım'm başka suçun/ian dolayı aunan ifadesindc beürttiği olaylar ve mensupları mn sadece Mustafa Pehlivanoğlu UB İsa Armağan'ın firarlannda ola\in başından soııuna kadar oynadıkları rol gözönünde bulundurulursa, dernek amacının dışuıa çıkıldığı anlaşılmak Vadır. SiaDik Erdem Şenoeak'ın yiıneticisi bulunduğu ÜYD Hukuk Masası'nın gorevleri arasında. cezaevlerinde vuku bulacak firarlarla ügüenmtk. tutuklu ve hükümiü iHkücülere eşya ve para göndermel» işlerinuı de buıunmığunu samklar ikrar el mişlerdir. Niıtkim dernek adına topUnan paralann büyük kısmmın Erdem Şenocak'a veriid;ği, saııık 5>ükıü Çadırcı vasuası ile :i00.000 TL.'nın Yzb. Hasan Mesci'ye vcrdirildiei Abdülka dir Bocu'ya 1 U bin lira verile5 ceğine dair vaati dışında zaman zaman paralar veriidiğiııi hükümliüer iKrar ettikten sonra onlara para vermek, Ankara, Eskişehir ve Kütahya'ria gizlemek ve hatta silah vermek sureti ile yardımda bulunduklan kesin şekilde subuta ermiştir Bu suretle. dernek mensuplarınm aynı anıaç etrafında yci; vücut oiarak çaUştıklan açıktır. Bövlece, anayasa ve demokrasi içinde tnecvut yasaiara ay kırı tiavranışta bulunması nedeni iie, ölüm cezasına mah kum edilen kiınseieriu firarla rını haıırlamak, onlan gizleyip yardun etmek <aaii>etj nedeni üe legalitesini kaybeden Ülkü Yolu Derneği Ulegal tuıle gelmiş bulunmaktadur Derneğin yurt sathında gösterdıği diğer illegal faaliyet ve nıensııplan arasmda bu konudaki gaye ve maksat birliği, sağ gtrüşü benimseyen bir kitlenin yaratüması amacma yöneliktir. Bu itîbarla, dernek mensuplannuı jylemlerini, devletin variığını emniyet V se2 lametini korumak ve muhterael bir tehlikeyi öıuemek gayesi ile konulan TCK'nun 141/1 ınau desindeki «meınleket içinde mü esses sosyal temel nizamlardaıı herhfngi birini cievirmeye matuf cemiyetler» hüknıü içinde mütalaa etmek uygun olacaktır.» Eskileri Mehmed Kemal A n d l k ç a Hayvanlan Koruma Derneği, sokak köpeklerini «Insanca» yaşatabilmek için bir barınakta toplamak istiyor. Yalçın PEKŞEN lzim Adem, msden mühendisi 1 U «una radyocu < müzisyenlerden Ferit Sıdal, Selahattin İnal, Yüeel Aşan'ın yanından hiç aynlmazdı. Üçü de uzun boylu oldugundan Adem kısacık boyuyia onlann yanında sahnede unutulmuş bir darbuka gibi olurdu. Beraber olduğumuz Karpiç gecelerinde bir gün olsun maden mühendislığinden söz etmezdi. Varsa üa, yo&sa da müzik, bütürs dünyası müzikten kurulmuştu. Bütün aletleri çaidığı söylenirdi, fakat tanburda ve udda çok yetenekli oldugunu başkalanndan duymuştum. Arada bir maden kumpanyası Ue dağlarda maden aramaya çıkaruı. Bu gezlıerinde aklı. fikrl ikl şeyde kalırdı: Karpiç'deki yuvarlak masa, bir ue duvara dayalı çalgılan.. Dağlarda maden arama dönüşlerinde Karpiç'e tezkere almış erlerın kıvancı ile girerdi. Hepimizden çok para kazanırdı ama, gözür.de yoktu, gözü Karpiç masalamdaki Yaheyde idi. Aradan otuz yıl geçti, dile kolay, geçende telefon etti: «Ben çok kötü bir is yaptım.» «Hayrola?» «Yıllardan sonra gazino çalgıcıuğına başladım.» «Çok iyî VM^mışsın, bu yaştan «onra gidlp dağlsrda maden arayacak değiklin ya » «Diyeceçim clim üç kuruş par» eörmeye başladı.» «Çok iyi, giile güle harca!» «Rahmetli Sjerif tçli der ki: DUediğin kadar böyuk sanatçı ol, müzikolog ol. şu ol. bu ol, yolun gazinolardan geçmedl ise mesleğiııin tadına varmamış olursun. Onun dediğlnce biz de ellisinden sonra gazinolara basladık.» «Hayırlı oLsun, başanlar.» «.May etme.» •Ne dlye alay edeeeğim, rakılar genden...» «Elbette, elbeUe...» Bu Karpiç masalannı, geçende üst&t Nadir Nadi ile de andık. Lokantanm büyük, her yerde bulamayacağımz uzunca bir ban vardı. Bann karşısında, sol köşede de «yuvarlak masa» bulunurdu. Eğer yuvarlak masada Aka Günduz, Nurettin Artam oturuyorsa Nadir Bey de oturur, saîonda yemeğe geçmeden önce bir demlik solukianırdı. Masanın duvayenlerl sayılan Aka Gündüz, Nurettin Artam yoksalar. Nadir Bey, şöyle bir bakar, salona. geçerdi. Anımsadıgmda, «Ya, öyle olurdu» öedi. Doğan Nadi. Karpiç'e seyrek uğrardı. Onun asıl mesken kurdugu yer Ankara Palas'ın oyun salonuna geçmeden cnceki küçük banydj. Bu bar. bir gazeteci icin daha uygun, daha yararlıydı. ÇUnkü karşıda Meclis vardı, çıkanlar her türiıi haber ve dedikoduyu ayağrruza kadar getirirlerdi. Hele, o gürJerde, «İstanbul'dan Doğan gelmişj» dediler mi, bürün dostları koşar, çevresini alırlardı. Karpiç'in ban bize daha yatkm gellr, kesece de, fcafaca da dengimiz olanlar orada bulunurdu. Biz yemek bölümüne çok seyTek geçerdik. Amerikan Barda, Baba Karpiç'in izniyle Barmen İsmet'in açtığı krediierle. küçük mezeler, ucuz içkiler yeterli sayılırdı. Böyle arular yazdığım zaman aldığım mektuplardan aalıyorum ki. bugün yaşlanmış, o giintin gençlerinden çoklan keseleri elvermediği ne özlemler duyarlarmış. İzmir'den Avukat Rafet vazıyor. «Karpiç'in bannda çok kez kapıya vakm masalarda sesslz. sâkin oturan, ufak ufak demlenen. rahmetli Suphi (Taşhan) Avukat Şefik'in (Gönder) laflar attığı .» Doğru... Ne günierrii. Suphi. Şefik. Haymanalı Kemal, Laz Kâzım. Bankacı Semih (üman). Mimar Selim, Feth: Gıray. daha nicelen hep siMüer... Karpiç, Baba'dan soııra vereseleri arasmda birkaç el değişürdi. saz salonu oldıı, sonunda da yıkıldı. Şimdi düşünüyorum da. o günlerin süreMi geienlerinden kimler kaldı? Çe'in Altan. Cîmeyt Arcayürek. Nizam Payzın. HaJuk Tııtıcaiı. Nıısret Baban. be'.îeği:rıî zorluvorum. başka kimler vardı? Acaba yülar geçıp ouariinleri yazmaya giriştiğiırdzde ncler söyliyeceğız? Kimbilır, belki de söyleyecek çok lai'.mız olacaktır. Eski padşahhV; ?ür,ierirıi anan vaşlı bir Osmanlı pazetecisı sibiyim. Onlar da her oadisah deftiştiğinde eski günleri yazmazlar mıydı? Ahmet Rasim iistadırriiZ en başta gelenlerdendir. Vaktiniz varsa okuyun, ne inciler doker... B 1931 Cumhuriyet MEBUSLAR ANKARA'DA TOPLAN1YOR Meclısin 4 mayıs günü acı lacak olması dolayısıyla burada faaliyet artmıştır. Bugünkü trenle Ankara'vcs Ankera 2 (Telefonla) ELLI YILONCE 3 MAYIS 1931 otuzdan lazla mebus gelrrtıştir. Yarırıki trenle de bircok mebusun geleceği ve ilk birteşimde ekseriyet teşkil edüeceği anl3şıirnaktadır. YILDIZ SARAYI NE OLACAK? Belediye Yıldız Sarayını Maliye Vekaleîine serede iki bin lira ucretle tekrGr kiralamtştı. Sarayin halka fcr/dalı bir şeküde kullanılması Burasının park olarok açıl mosı düşunuldüğü gibi bir sanatoryum haline kon mosı <jo düşunülmektedir. Belediye bu hususta tetkikatta bulunmaktadır. MİLLET MEKTEPLERİNDE CEZA Ankara 2 (Telefonla) MıMet mekteplerine devam etmeyenlerden alınacak cezanın Idarel hususiyelere değü, mal sandıklanna yatırılmasına Şurayı Devletto karar verilmiştir. Osmanbey'de bulunan Ttlrkiye Hayvanlan Konıma Dernegi"nin 10 kişilik yönetim kunüu haftanın iki günü toplanarak sorunlarını tamşıyorlar. Hayvanlan Koruma Demeğinin sorunlan ne olur? Dogal olarak haja'anlar.. Söylediklerine göre hiyraıı I iar alemi «Bir alenı»: îstanbul'da 35 bin liraya alır.ıp satılan, «Nüfus kâğıtlan» bile olan köpekler yaşıyor. Buna karşüık 17^ liralık striknin •e 17,5 liralık işçüikle, toplam r S'ı liraya öldürülen köpekler yaşıyor (.Daha doğrusu yaşamıyor.) Hatta strikninden tasarruf ermek için daha az ilâç vBrüerek 68 saat can çekiştirüerek öldürülen kediler ve köpekler var. Sadece kedi r e köpekler detil Demeâin sorunlan. «Turistik gösterilerüniztn» başında gelen ayılann. «Hamamda kocakarılann nasü bayıldığnu» öğrenmeleri için kızgın bir saç üstünde efitilmelerinden ezap duyuyorlar. Adalarda kışın başıboş bırakılan ve yaza kadar yaşarsa yeniden lşe koşulan «Yılkılıto» atlara Ecıyorlar. Buna karşüık Avrupa'dan nçakla köpek maması eetirerîlere de karşılar. Çünkü böyîelerl de var ülkemizde. Salt köpek mamasv değü, çeşitll vitamin haplan, îrnyvan ojinıcaklan. çukıılatalar getirenler ve hayvanlarını bontile ile besleyen j ler de var. Bunlar, arada sıra \ da, büyük otellerde hay\anlar ı arası güzellik yarışmalan bile cüz«nliyorlar. tstanbul beledlyesinden aldıklan bilgiye göre yılda 300 bin hay\anın öldürüldütünü duydukları zaman da Hayvarüa n Koruma Derneği üyelerinin de \Tirekleri kan ağlıyor. Bu iş için harcanan para yuvarlak bir hesapla 10 milyon lirayı aşıyor. Oysa aynı parayla hayvaniarın losırlaştıriLarak üı»melerine engel olmak olaa. Eu yüzüen Hayvanlan Koruma Derneği şimdi hayvanlar için bir bannak peşinde. Belediye toraîından bir yer gösteriürse, kendi olanaklanyla bu arazi Uzennde kuracakları bir yapıda sokağa teri:edi!xtîiş hayvanlan «İnsanca» yaşatmai istiyorlar. HAYVAN VE AMBX3LAXS Osmanbey'de kurduklan polîklinikte hasta hayvanlan her tür'ü tı'obi girisimler az bir ücret karşılıgında yapılryor. Eir dalıiliyeci ve biT operatör gün'jıı her saatinde hazjr bekliyor. Derneğin iki tane ambülan sı aa var. Hasta hayvanlar eğer gereltiyorsa bu araçlarla 3vlerinden almarak polikliniğe getirilebiliyor. Poliklinikte ilk tedavileri yapılan ha>Tanlar için nekatıat odala.n bUe kurulmuş. İki oda içinde 10 tar.e kafeste iyileşme leri bekleniyor hayvarüarm. Fa kat kendilerinin de kabul etriklerme göre bu sayılar yine hay\amara uygun bir deyişle «deverie knlab». Bu poliklinikte genelliklo sa hipli nayvanlar üzerinde uğraşıhyor. Fakat zaman zaman so kas:a bulunan bir varalı hayvar. demeğe getirüerek iyüeştiriliyor. Daha sonra bu hayvanı evine alacak bir hayvansever aranıyor. Bulunursa ne alâ, trjlunmazsa «gözyaşlan içinde» yine sokağa salıruyor. Bir sokak hayvam için ise eceliyle öl mek söz konusu değü. Ya küçuk çocukların yaptüdan işken celeıle, ya bir araç altında kalaras. ya da <=itlaf ekiplerinin elinde» can veriyorlar. Oysa Hayvanlan Koruma Demegi tiyelerinin belirtt.iğine göre, bu hayvanlann 8090 liralüî bir nembutal ignesiyle hiç acı dııymadan öldürülmele ri olası. İnsanhk bunu gerektiriyor. Az dozu bayıltan. fazla dozu öîdüren bu ilâç pahal] ol ': duğu ve zor bulıınduğu için itlaf ekipleri tarafından pek kulla r.ıünıyor. Zor bulunrnasmın ne deni de ilginç: Çünkii «San bomba» p.dı verîlen nembutal Sağıık Bakanlığımn izni ile ve «ila<;» adı altında Üretilip satılan bir uyuşturucu madd3. Ucuz yoldan kafayı bulmak için uğrasan insanların fazlalıgı yü7 i ; ripr' karaborsadp satılıyor. F ' j r insarJann elinden alınab'U'se. hayvanlann öldürülnıe si için kullanılıyor. ÖĞRETİM ÜYELERİ ÜNİVERSİTELER YASA TASARISINI TARTIŞIYOR D Doç. Dr. Ümit SENESEN (İTÜ TEMEL BİLİMLER FAKÜLTESİ) Yenl üniversite Yasa Tasansmm aslını görmedim. Basına yansadığı kadanyla görüşlerimi özetleyeyim. Önce şunu belirtmek gerekir ki bu tasan, Üniversite çevrelerinin geniş taruşmastna açılmadığı için bu çevrelerin görüşlerinden hemen hiç etkilenmemiştîr. Bu da yasamn işlerliğini önemli ölçüde azaltabilir. Üniversite özerkliğînin lyico daraltılması, üst yönetim ve de netim organlannın (YÖK ve YDK) getirilmesi ve rotasyonun blçimi. basmdan izleyebildiğira kadarıyia en çok eleştirilen konular olduğu için benbu konulara yeniden değinmeyeceğim. ren bir bakış UrünüdUr. Kaldı ki kendilerini bilimsel olarak geliştirme bakımından, ögretim üyelerine oranla daha çok zamana gereksinmesi olan doktor asistanlara öğretim üyelerinden daha çok ders yüklemenin gerekçesl kesinlik'.e anlaşüamamaktadır. Asislanlığa ilk girişte, daha Cnce devlet kurumlarında üç yıl, başka işlerde aynı alanda dört yıl çalısmış olma koşulunun aranması da olumsuz geüş melere yol açacak gibi görünmektedir. Cğretim faaliyetlerinin nicelik ve nitelik yönünden gelişürilme si (ki en önemli somn herhalde budur) ön planda yer almamaktadır. Tasanda getirilen yeni kurular ve yöntemler de doğallıkla benimseyen yaklaşımın uzantısı ve sonucu olrr.aktadır ve bunlann önemli bir bölümü yük sek öğretimdeki temel araç olması gereken araştırma ve öğretim faaliyetlerinin nicel ve nitel geUşmesi amacıyla çelişir niteliktedir. Örnek vermek gerekirse: 11 YÖK'ün ve Denetleme Kurulu'nun şrerek oluşumu, gerek yetkileri, 2) Yönetici seçimlerinde üst organlann müdahale yet kisi, 31 Akademik ünvanlann ka zanılmasında bir ön koşul olarak zorunlu rotasyon, 4) Akademik ünvanlann kazanılma sürelerinde katüık (doktora doçent lik arası en çok altı yıl olabilırken, doçentlik profesörlük arasınm en az altı yıl olrrrası, asistanhğa girişten önce en az üç yıl çahsmış olma koşulan gibi, 5) Zorunlu ders saatinin 10 ve 12 olarak saptar.ması. 6)Kurumlarda yönetime katılmanın geüstirilmssi yoluyla iç denetimin güçlendirilmesi konusunun ihma'. edilmiş olması gibi etken lerin öğretim ve araştırmanm nitel ve nicel gelişmesine oluml'.l katkıöa hu'unacağı şüphelidir, ciddi olumsuz etkiler getirmesi çok daiîa büyük bir olasılıktır. kuruluş, işleyi^ ve çalışmalan r j düzenleyecek, kadrolarla. ilgiii dağılım ve atamalan uygulayacak bir yürutme organı olacağı anlaşüıyor. Politik etkiler altında kalabilecek bir organın bu ölçüde güçlü olması kanımca sakmcalıdır. Devletin gözetimini yerıne getirecek yük sek ö&retim Kaıiıiı>, •îer.etimı yapacak Yüksek ÖgTetim Denetleme Kurulu ve bütün aka demik konularda karar alacak Üniversitelerarası Kurul, biri diğerinın üyelerinde olmayacak biçimde dü2enlenmelidır. Yeni Üniversiteler açüıp bğretim üyesi gereksinimi artarksn doçentiiğe ve profesörlüğe yükselnxde uzun bekleme EÜreleri kcnması tutarh ve tilke yaranna gözükmemektedir. Asistan olabilmek İçin devlet hizmetinde 3 yıl veya kendi alanmda bir işte 4 yıl çalışmış olma koşulu, bugün için güçlükle bulunan genç ögretiın elemanlannın ileride, bazı dallardf. hıt; bulunamaması, bazılannda yetenekli eleman seçileır.emesi sonucunu doğuracaktır. Kanımca, yasanın temel ilkelerde getirdiği değişiklikler kadar aynntılan ve maddeleri arasındaki tutarlılı*ı da çok önemlidir. Ancait, bilgimiz sınırlı oldugundan bu konuda düşünce belirtme olanağymz maalesef yok. Doç. Dr. Burhan SENATALAR I Ü. İKTİSAT FAKÜLTESİ Son üniversite tasarısım görebiünis ve okuyabilmiş değilim. Dolayısıyla gazete haberlerine dayanarak belirli noktalara değînebilirim. Önce yasanın genel yaklaşımma değinmek istiyorum. Herhangi bir konuda yasal değişiklik yapılması, temelde belirli ihtiyaçlann karşılanması, belirli sorunlann giderilmesi ve belirli amaçlara yaklaşmaulaşma gibi gerekçelere dayanmak durumun dadır. Doğahkla uygulamada etkili oîan, yasama organlannın bu ihtiyaçîan, sorunlan ve amaçları saptaması ve tanımlamasıdır. Ne var kı, bu saptamantn ve tanımlamanm dogru, gerçekçi ve geçerli olup olmaması ayn bir sorundur. Üniversitelerin kendi kendird denetieme mekanizması, yönetime en geniş biçimde katılmayla ve çeşitli kurullann çahşmalarmda açıkiığın sağlanmasıyla etkin olarak işletilebilir. Oysa tasarı bu kor.uda bugünkü yasada bir değişiklik öngönnektedir. Şündiki duntmda, öğretim kadrosunun sayıca vansını oluşturan doktoralı ve doktoras:z asistanların Üniversite Yönetim Kunılu. Senato ve Pakülte Kuruîlarında tel< "air temsilcisl Son olarak şunu belirtmek isbile buîunmamaktadır. Yalnızterim: Bu dereceöe geniş kapca Fakülte Yönetim Kuruluna samh değişiklikler geürecek: bir tek asistan temsilcisi katıo]ar. bir yasanın aceleye gelmelabilmekte ve kuşkusuz önemli mesi ve ilgili kesimlerin ve kuÜniversiteler tasansını değer bir etkinliği olamamaktadır. nımlann görtis ve önerilerinin Öğrencüerin ve İTniversitede ça lendirebilmek için ilk planda alınması, yüksek Öğretim sorun iki konuyu tartışmak ve net lannm çözümüne katkı açısmhşanlann bu kurullartn hiç birinde hiçbir temsilcisinin bıı leştirmek gerekli: ai ülkemizdan kesinlikle çok daha yaralı de yüksek öğretimin sorunlan lunmadığmı söylemeye bilmem olacaktır. ve ihtiyaçîan ve bi önerilebigcrek var mı? Üniversitedeki çeşitll kunıla lecek yöntemler ve araçlar. n n toplantılanna bu kurulların Kanımca son tasan sorunları üyeleri dışında kimse, dinleyici ve ihtiyaçîan belirleme ve taolarak bile katılamaz. buraîar nımlama açısmdan da, getirdida konuşulanlar toplantı dışin gi yöntemler ve araçlar açısından da isabetli ve yeterli sayı(İTÜ İNŞAAT FAKÜLTESİ) da başkalanna aktanlamaz. Bu iamaz. Bunda çeşitli faktörler kurullann fündemleri bazı üniüniversiteler Yasa Tasansı'yanında tasarınm hazırlamş versitelerde gizli tutulur, üyelenın gazetelerde gördüğümüz re kapalı zartlarîa gönderilir. biçimi de Bzellikle ytiksek öğre bölüm'ine iliştin görüşlerimiz, Oysa ki bu toplantılarda konu tim kurumlannın mensuplan bu haberlerin doğru olduğu şıüanlann ve alınan kararlann nm hazırlık siirecinden uzak tu îcabultine dayanıyor. tulmalan rol oynamıştır. Üniversite içinde jaygm olarak açıkîığa kavuşturulmasuan iç Üniversiteler tasansmı hazrrY?.sa Tasansı. gelişmekte odenetim bakımından önemli ya lajunlann, çok farklı yüksek lan bölgelerdeki Üniversitelerin rarlar saglayacağı ortadayken, ögretim kurumlannın birleştiril öğretim üyesi soıununa çözüm tasarı bu 'onuda da bir iyileş mesi, yüksek öğretim kurumla getirme, ür.iversiteler arasınme getirmemektedir. rınm dışardan denetlenmesi, se da eşgüdüm saflama ve üye Tasarmın getirdiklert arasm iişmekte olan yüksek ögretün sayısı artan kurullan yeniden da öğretim üyeleri ve öğretin 1nırumlanna yardım gibi konıv îüzenleme amaçlan bakımınüje yardımcılannm ders yilkü lan önemsedikleri ve bunlar:a dan olumludur. ilgili önlemlere agırlık veruikU nün artınlması da vardır. Bu Ancak, gazetenizde kısaltılari anlaşılmaktadır. Yüksek öğre rak verilen bölümlerden, YÖK'madde, Üniversiteleri yalnızca ders veren kunımlar olarak gö tim kurumlannın araştırm» ve ün diğer ü&t taıruluşlann da DÜZELTME Profesör Dr. Özdemir Akmud'un 1 mayısta yayınlanan yaz:sıııda bazı yanhşlar olmuştur. Yazının söakonusu bölümlerini yeniden stmuyoruz. «YUksek öğrenimde temel sorunları ele aian ve çözüm getiren bir çerçeve yasanın çıkanlması ve bu çerçeve yasada tüm yüksek öğrenimi ilgilendiren temel ilkelerin belirtilmesi uygun olacaktır. Bu ilkalerin başında 1961 Anayasasında belirtilen üniversite özerküği gelmektedir. Üniversitelerimizde asıl önem ii olan gereksinme duyulan husus bilimsel ve özyönetsel denetimdir. Üniversiteler kendi öz kurullarını bu yolda ışlettiği takdirde bilimsel özerklikten kajTiaklandığı sanılan sorunlar önemli ölçüde azalacaktır. Rotasv'on r lında tüm fakülte leri ilgilendirmemektedır. T:p Fakültelerini ilgilendiriyor.» Prof. Dr. Nahit KUMBASAR Btrrt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle