22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 Cumhtmyet ve GÜRUSLER 18 MAYIS 1981 l ^ ^ ^ y ı h son yarısından berl zaman zaman I * # Q İ l o a s ı n a yansıtılan çok önemli bir konu var: îddia edildiğine göre memleketimizin en önemli sorunu olan petrol ihtiyacımızın karşılanması çok kolaymış. Dünya piyasasmda bir ton buğclay bir ton petrol ecüyormuş. Hatta buğday tiyatları artıyormuş. Bıı yüzüen bir ton buğdayımız birbuçuk ton pstrol edebilirmiş. Mesele buğuay üretimimizi artırmakla çozümlenirmiş. Eu konuya çok kimse inanmış veya taandınlmak istenmiştir. Aklı eren de, akiının erdiğini zanneden de bu konuda büyük laflar etmektedir. Bu konu ilmi oiarak incelenirse hlç de sanılaığı gibi olmadığı göriiiür. Bir kere şu gerçektir ki, Türkiye'nin son senelerde yıllık petrol ihtiyacı yirmi milyon ton dolayındadir. Bu gereksir.me her sena azalmayıp artacaktrr. Türkiys kadar nül'usu olan İnşriltere, Fransa ve İtalya'nın tüketimi yılda yüz milyon tonun üzerindedir. İlerde Türkiye'nin 3040 milyon ton petrol gereksinrnesi olacaktır. Bugünkü gereksinmeye göre hesap yapanlar buğday üretimini her beş senede 510 müyon ton artırabilecekler mi? Petrol ihtiyacırmzın buğdayla karşılanması için senelik buğday üre» timimizin kendi gereksinmemiz olan 16 milyon tondan 20 milyon ton fazlası ile 36 milyon tona çıkarılması gerekir. Bu ise üretimi bir sene için de % 130 artırmamızı gerektirir. Ekim alanını % 130 artıramıyacağımız bir gerçektir. «Buğday eşit petrol» taraftarlan ekim saha lannı artırabileceklerini, bunun için verimsiz orman sahalarını ekime açacaklannı söylemektedirler. Bir kere orman toprağı çok meyilli, çok sığ, taşlı ve fakir topraklardır. Hububat eklmine elverişli degüdir. Buralann sürülüp ekilmesi sonunda iki üç sene içinde mevcut top raklar da erozyonla akıp gidecektir. Ormandan açma daha az meyüli ve daha derin topraklar Ise hukuken orman oiarak görülüyorsa da fiilen ekilmekte ve açıcılannca boş bırakılmamaktadır. Zira 12 Eylül öncesi partizan yönetimleri ormanlann tanma elveriçli yerlerini kendi taraftarlanna adeta yağmalatmışlardır. Bu yüzden bilhassa seçim arefesi senelerde orman yangın lan korkunç aîetler balinde çogalmıştır. Orman toprağının şahıslara devredilemiyeceğinl belir Petrol ve Buğday Lütfi ERBAŞ Orman Yüksek Mühendisl ten Anavasaya rağmen açııan sahalann Anayasanm kabul tarihmden önce açıldıgı iddiasırun iki yalancı şahitle tesbiti nalinde orman topraklarının azalmasına göz yumulmuştur. Şu kadar milyon hektar orman topragını buğday ekimine açarız demek hem gerçeklere aykırı hem de memleketin bugün ve yarın crrtıan ürünlerine olan ihtiyacım hiç hesafaa almayıp her şeyı buğüay ve petrole dayarnak gibi bir saplantı olabüir. Ekim alanını çoğaltmadan giibreleme ve su lama ile aynı alandan "o 130 fazla buğday üretmek olanaksızdır. Türkiye'de buğday geneiiikle sulanamayan kıraç araziye ekilmektedir. Hiva şartlan iyi gider, nisan, mayıs aylannda iyi ysğış olursa norrnal buğday ürünü elde edilmek tedir. Aksi halde milyonlarca ton buğday açığı olabiür ve halkın aç kalmaması için dışandan buğday almak gerekebilir, Bunun için Türkiye'de bir senelik buğday ihtiyacı içerde stok edJİip hazır bulunaurulmalıdır. Yalnız kuraklığa karşı değil uzun sürecek harp yülarında üretim yapamadan vsya üretımin çok azalması 'lalinde milletçe ayakta kalmanın şartıdır. İleriki senelerde akarsuların tam ısl&hı ve yeraltı sularının faydalanmaya tam açüması ile sulanacak ekim alanlan artacaktır. Sulanan araziden daha fazla gübre ile daha lazla buğday almak mümkündür, denebilir. Bu doğrudur. An cak bu artımın °/« 130 olacagı kesin .teğildir. Ayrıca sulanmaya açılan arazilerde buğday ekimi yerinl daha verimli bitki türlerine bırakmak tadır. Sanayi bitkilerini ekmek üretici için bug day ekmekten daha kârlı olmaktadır. ömeğin pancar, pamuk, ayçiçeği gibi bitkiler veya sebze ve meyvecüik, kavakçılık gibi dallara yönelmek zorunluk halrne gelmektedir. Buradan şu nu çıkarabiliriz: Türkiye topraklannın ıslahı ve daha çok alanlann sulanabilmesi ile buğday ekim alanlan artraaz bilâkıs azaııı. Onun için her ne şekilde olursa olsun Türkiye'de kısa zamanda buğday üretimini yüzde yüzotuz artırmak hayaldir. Kaldı ki Türkiye'de insanlarunız her sene bir milyonun üzerinde çoğalrnaktadır. Çogaten insanların buğdaya gereksinmes: olmayacak mıdır? Halkımızm proteinli besinleri çok az tü kettiği bir gerçektir. Doğru dürüst beslenememekteyiz. Bu sorunun çözümlenmesi ıse hayvan cüığın geliştirilrnesine baghdır. Daha çok hayvan beslemek ve daha verimli ırklan çoğaltmak için tahıl gerekecektir. Bu ise arpa, buğday, yulaf gibi bitkilere daha çoK gereksinme olacağıru gösterir. Yapay hayvan yeminin ham maddeleri buğday, arpa, yulaf gibi tahü türü dür. Bugdayı sırf ekmek oiarak gormemek gerekir. Makama, irmik, bisküvı ve benzeri gıda sanayinin hammaddesi buğduycur. Buğdayın unu insan için ne ise kepeği de hayvan için odur. Şu hale göre bugünlerde Türkiye'nin senelik buğday gereksinrnesi onaltı veya onyedi mil yon ton ise iyi beslenmemiz ve hayvancıhgı geliştirmemiz için her sene iç ttiketimirnizi artırmamız gerekir. Buna göre petrolü karşılamak için her sene dışanya 2025 milyon ton buğday satmak şöyle dursun beş, on sene sonra kendi gereksinmemizl karşılamamız dahi büyük bir sorun olabiür. «Dışanya buğday satıp petrol ihtiyacımızı torşılarız.ıı demektertse, «Dısanya yaş ve kuru meyve ve turfanda sebze satısımızı artınr daha fazla döviz sağlayıp kapı kapı borç dilenmekten kurtulabiliriz.» demek daha gerçekçi olur. Meyve ve sebze buğdaya oranla daha fazla para getirir. Aynı birim sahadan buğdayın be? on misli ağırlıkta meyve veya sebze alına blllr. tçte ve dışta Kg. flyatian <îa yüksektir. Pmdık, üzum, zeytin, incir, narenciye ve turfanda sebze buğdaydan kat kat îazla para eder, Sulanabilen ıslah edilmiş arazide birim saha da buğdaya nazaran çok daha verimlidirler. Bu ürünleri çok Oretip dışanya Kolayca satabilmek için ise her şeyden önce namuslu ticaret yopmak şarttır. Zejtinyağına mazot veya paTaîin kanştmp îtalya'ya göndermeye kalkarsak geri gelir. Ondan sonra ise hilesiz malımızı da hileli zannedip almazlar. Kuru üzüme keçi pisliği katarsak üzüm dış pazarda satümaz ve bagcılık da şimdiki gibi geriler gider. Meyveyi sandıga doldururken altına kötülerini. çürüğünü eziğini üstür.e iyilerini korsak dış alıcıyı bir defa oulur ikinci defa bulamayız. Görülüyor ki sorunlarımızın başında dürüst olmak geliyor. Hüe yollarını kapatmahyız ve hilskârları çok ağır şekilde cezalandırmayılıyız. Petrol için buğdaya bel bağlanraası ile, onbeş sene önceye ait buğdayla ilgili bir kampanyayı ammsadım. o zamarun Tanm Bakanı Mek silca menşeli sonora bugdayını Türkiye'de üretip ürünü beş misli artırarak Türkiye'yi çok kısa zamanda kalkındıracağını söyler, güya plânını halka duyurmak için arkasında 3040 resmi lüks arabah kafile ile sok sık yurt gezüerine çıkardı. O zaman Sonora denen buğday bazı yörelerde yerli buğdaya oranla biraz verimli olmuşsa da her mıntıkada olmadı. Oldugu yerlerde de her türlü dış zararlüara karşı dayamksız çıktt. Sonralan Sonora da unutuldu onun öncüsü rolündekı bakan da.. Aradan 15 sene geçti. Türkiye'nin yüzünü 34 senede güldürrnek şöyle dursun 12 Eylül 'e kadar yüzümüz bakılarnayacak kadar asıklaşmıştır. 12 Eyîül yetişmese kimse Idmsenrn yüzüne dahi bakamayacaktı. 12 Eylül yönetimi de petrol sorunumuzun buğdayla çözülemeyeceğini bilse gerek ki, bızzat Devlet Başkanı ve Konsey Uyeleri dağ baslarmda açılan her yeni petrol kuyusunun başına kadar Eidip Işçileri, mühendisleri ve ilgüüeri maddi ve manevi armağanlarla onurlandırmakta ve daha çok petrol bulunup çıianlmasını istemektedirler. Gerçekçi olan da zaten budur. Zavallı Meksikalılar... ehmet Ali Ağca'run Papa 2'nci Jean Paul'ü vurması bize şaşırtıcı geliyor, ama, bir de Hıristiyanlann durumunu düşunün!.. Meksika'nııı başkentinde birisi kadın yedi koyu Katolik, olayı protesto amacıyla canianna kıyraışlar. italya'dA bağnaz çevreler diyoriarmış ki: Papayı kürtaj yandaşlan vurdurdıalar. Dünyanın yedi ikliminde yüzlerce inanç yaşıyor. İnsanoğlu bir yandan uzaya tırmanırken öte yandan karanlığın dipsiz kuyulanndan su çekiyor. Hıristiyanhk dünyasmda katolikUk en katı mez<heptir; ama. sayısal bakımdan ağırlığı ve etkiolik açısından gücü en baskın mezhep de Katolisizmdir. Buna karşm Papa 2'inci Jean Paul, bir komunist ülkeden geliyor. Tarihte i'k kez Italya daşında blr Kardinalin Papalığa seçilmesi ve bunun da kornünist Polonya'dan gelmesi acaba bir nedene mi dayanıyor? Bazı saf kişilere göre dünyadaki dinsel otoriteler yeryüzüyİB değil, gökyüzüyle uğraşırlar. Gerçek midir bu? Tarih gösteriyor ki her dinsel egemenliğin siyasal ve ekonomik bir temeli vardır; çünkü öteki dunyada değil, yeryüzünde yaşıyoruz. N CVST OKTAY AKBAL "Ülkü,, ile "Devrim,, HAV|R Sekerbank ın İHRACAT SEFERBERLİĞİNDE İHRACATCILARIMIZA ÖNEMLİ HABERİ İR «Inkılöpstır gidivor! tDevMm» sözcüğünü kullanmamaya ozel bir dikkat harcamyor. Neden? Bir tak;m sol görüntülu örgütler kendilerlne «devrlmci» tanımını sectikleri için mi? Onlar «devrimclı olurlarsa biz «inkılâpçı» oluruz! Şu güzel devrim sözcüğü nerdeyse sözliiklerden, kitaplardan atıldı atılccak duruma geldl. Bunda bir yanlışlık, cok büyük bir yanılgıya düşme yok mu? B Aynı durum «ülkü» sözcüğu icin de söz konusu... Ülkücüler, ülkü birliği. ülkü ocağı gibi şlddet kaynoğı der nekler yüzünden »ülkü» sözcuğünden tlkslnlr olanlanmız yar. Soldaküer «dewrim»i, sağdakiler tülkü»yu kullcndıipr diye Ikl guzel sözcuğü yaşantımızdan, dllimlzden atacak mıyız? Bunda sağduyuYa yakışır bir yan görüyor musunuz? ^ .„„... tTürk Dlllı derglslnin son sayisında Sayın ömer Asım Aksoy'la Sayın Prof. Or. Velidedeoğlu'nun bu konuları Içeren ilginç yazıları vor. «Devrlmı ve «ülkü» sözcüklerine düşman olon kimselere bu iki yazıyı okumalannı âğütierim... Aksoy «Devrim» sözcuğünOn llk kez 1935'te kuilanıldığını, 1945 Anayosa'sında yor aldıfiını. sayısız yapıta od oiarak gectlğlni belirttikten sonra, «inkılap» sözcügunün «başko kalıba dökülme, tahavvül, deglsme» oiduğunu bir çok örnekle gösterlvor. «Görülüyor kl «Inkılap, takllp» «özcuM*rlnd« da lylyl olsun, kötüyü olsun hep devlrms «yleml vardır. Aneak «Inkılapı Osmanltcanın son dönemlnde «begenllen d»gi?ikllk» lcln kullanrlır olmuştur. Yanl blr «özcük olan «devrlmı İse ortaya atıldtğı gunden berl Değenllen deglşlkllkier lcln «Inkılap» yerlne kullanılmıs v» bu an1 lomdo iyic« verlesmlstlr. Devrlm * «lylyl dovlrms» anlomını verenler düşunmelldlrler kl söıcüklerdekl tanımlaro göre Inkılop'a da bu anlom verllebillr». Aksoy ulusal dll açısından konuvu ele alorak, şöyle yazıyor: ıTürtcC« Ikl heçdll ve guzel sesll «devrlmı dururken Arapça üc hecell ve clrkin sesli «inkılâp» yeğlenir mi? Kcldı kl «inkılâp»m ses düzenl de Türkcenin ses düzenlne bir kaç yerde aykındır. a Birinci hece ince, iklnci hece katındır: İnkı... b Ücüncü hacede ince sesli «I» ile kalın sesli «a» birieşmektedir. Ovsa türkcede «a»nın önünde İnce «I» bulunmoz... c Üçüncü hecenln uıunluqu da dillmte» aykındır: lâ... c İkincl ve ucuncü heceler arasında ses uyumu yoktur: kılâ... d Böyle blr ses düzenivle oluşmuş sözcuğü söylemeye Türklerin dill dönmez. Bunu ancak yabancı dll bilenler söylevebiürler... • Bir cck oydın klsl blle llk hecedekl ince sesden sonro îkincl hecevl de ince sövleveceöindsn sözcük «rinküop» biclmine girer... Ku!lnnılmr"Sıncto bu denll sokınco bulunon bir »özcüğü diHmizde tutmaya calışmak doğru rtıudur?» Sayın VeMedeoğlu da şövle vazmışr «...Clnovet Isleyen sol militanların kendilerini 'devrimci' diye »anı•ıp nitelemelerine bokıp cekinerek "Biz Atatürk OevrimClsiylz' demekten korkacak mıyız? Kendimiz lcln Hlâ Arapça 'inkılapcı' sözcuğünu mü kullanocağız? Böyle bir hîiım, o cano kıyıcı militanlorın meydanı boş bulup (•ev'imciliği gerine gerine benimsemelerlne göz yiimmak olmoz mı? Atatürkcüler icin böyle bir davranış savoş meytfanından kaçmak niteMğl taşımaz mı? Öte yondon Atatürk'ün cok severek kullandığı ülkü' kavramını, 'Ülkü Bir' "Ülkü Yolu'. 'Ülkücü Genclik' odlarıyle tıpkı yukardakiler glbl clnayet l$leyen sağcı mllltonlara bırakıp, biz Fransizca 'ideal' sözcüğünü mü benimseyeceğiz?.. Devrimci ve ülkücu büyük önder Atatürk' diyemeyecek miyiz?» Evet. bu yersiz korkudan kendimizl kurtarmalıyız. 'Devrim' ve 'Ülkü' sözcükleri dll sınırımızdan dışarı atıimamalıdır. Atılacak olanlar 'ınkılap' ve 'Ideal' gibi yaboncı sözcüklerdir. Atatürk'ün dil savaşını surdüreceksek Türkce sözcüklere sohip çıkmalıyız, onun, bunun eline bırakmamalıyız, blr takım yonlış korkular, kuşkuıar yüzünden "devrim'e de. 'ülkö'ye de düşmanlık duymamalıyız. Bu hem yanlış. hem de oldukça garip bir tutum olur. Velidedeoğlu hocamızın yazısının son bölümünü olduğu gibi almak ısti/orum. SörcuçŞü sözcüğüne kotılıyorum yazdıklarına ondan... «Aintürk ve devrim düşmanları sinsice ve 'sureti hakton1 yoni doğrudan yanoymış gibi görünerek temel kovramlan bir yana bırakıp ve dikkatleri 'devrim' gibi 1936 yılından beri yerleşmiş Türkce sözcükler üzerine cekip bu sozcuklerden anarşi ürediğlni üeri sürmek yoluyla Atatürk Devrimlnin milüyetcl özünü yozıaştırmak ve Atatürk'ün doğumunun 100. vlında O'nun devrimci kurumlorını ypkmak Istiyorlar. Yürekten inonıyoruz ki. günümüzün Atatürkcü yöneticlleri yukarda açık secik ortayo serdlöimiz birtakım safsatolara kulak "smayacak ve Atatürk düsmanlarının isteklerinin gerçekleşmesine Izin vermeyeceklsrdir.» ilıracat Avrupa'da Papaiarla Krallann savaşımını oktfl kitaplan yazarlar. Kilisenm ikiye çatlamasıyla başlıyan Roma İstanbul çekişmesini de biliyoruz. Katolik Papasıyla Ortodoks Patriği arasında goze göz dişe diş kavga niçin yüzyıllar boyu sürdu? Arkadaşımız Vehbi Belgil, çok güzel bir incelemeyle bu olguyu açıklamıştı. Osmanlılar. tstanbul'u baskı altına alıp kuşattıkları zaman Roma'mn desteğini arayanlara karşı koyu Ortodoks'lar dömişler ki: Biz Istanbul'da Papa'mn takkesinl görmektense Müslümanın sanğıru görmeyi yeğleriz. Demek ki kilise içi çelişki öylesine güçlüvmüş. Bütün tarih boyunca Anadolu'ya ve Boğazlar'a egemen olanlar Asya'ya yönelen 'İpek Yolu» ticaretinl ellerinde tuttular. Bizans bu olağanüstu ekonomik gucü Roma'ya kaptırmak istemedi. Sonun da Bizans yıkıldı, Ortodoks kilisesi yıkılmadi; Roma İmparatorluğu göçtu. Papalık ayakta kaldı. Her iki kilise de uluslararası sermaye egemenlitinin (ya da öteki adıyla kapitalizmin) şemsiyesl altında etkinliklerini surdurdüler; büyük yığınlan uyııtmak için kullanıldılar. Vaktiyle Amerika'ya yaptığım gezide önüme tstanbul Telefon Rehberinden büyük bir kitap atmışlardı. Bu kitap azmamnı görünce sordum: Nedirbu? Yanıt verdiler: Amerika'da Ortodoks kiliselerini ve örgütlerini gösteren rehberdir. Fener Patrikhanesiyls Heybeliada Papaz Okulu dünyayı örumcek ağı gibi kapsayan örgütsel bütünun ve ekonomik gücün odaklandır. Bu işleri biraz bilenler 'Amerika'da Türh lobisi oluşturahm' diye şuna buna akıl vermeye çalışan kurnaz tilkilere gülerler. Kapitalizm ve kilise içiçe geçmiş; Hazreti tsa, feodaliteden sonra buriuvazinin yanmda yerinl almıştır. Ama *vicdan özgürlüğü» kavgalan da Baü'daki hoşgörüyü ve laikllği oluşturmuştur. 2"nd Jean Paul'to Polonya'dan golen btr kardinal oluşunun ardından Polonya'da kanşıklıklar çıkması, 'Dayanışma S«ndifeası» lideri Leh Valesa"run dinsel bağlıhgı spekülatörlerin eline epey malzeme vermişti. Şirndi Mehmet Ali Ağca'nın Papa'yı vurması da siyasal kurgu bilimi hızlandırmıştır. Kapitalist egemerüigin tepesinde karargâh kuranlar ne düşünürler ne yaparlar bilinemez; ama sokaktaki Hırtsüyan'm Papa'yı vuraniara karşı tepkisi elbet başka biçimde olacaktır. Batı'da büyük sermayeci dünyanın «cıgını cıcıgını bilen bir hinoğlu hindir, her olaya parasal egemenlik açısından bakar. Gözü açılmamış Meksikah da kendi elleriyle kendi canına kıyar Papa'ya suikast girişlmini kmamak için... Ya Mehmet Ali? O neden yaptı bu işi? Durun hele, bekliyelim, görelim. Biraz sabır. 153 şubemizle tüm ihracât şorunlarınızda hizmetinizdeyiz. BÜLMACA SOLDAN SAĞA: 1 El yszısıodaa yaranın karakterınl anlamayı amaç edi nen çalışm». 3 TohumlanDdan kandll yaŞı, çiçeklerinden «an boya çık&nlu bir bitkl tıkunbllda birll. 3 Kolay lıkla kandınlabllen kloue Blr nota. 4 Birçogii yszıa kuruyan küçü» çay lersi esld dllde öpü?, öpme. 6 En Ost general rCttbeal Tersl camaz çagns» 8 Blı renk İslm Blr bayvso 7 Çoouklu kadın Glysi kolu. 1 Kar»ı jelme, ba« kaldırD> Eakl U T uyg&rük. g Bumlann kutna s«ydıkluı p«oar vey* çe?m». TUKARIDA.N A S ' C l T A : 1 Blr ııvının lçlndekl •!• kol derecesl bglİBndlren. tlljkln 3 Selam veya te^ek kür yolund» öne dogru bel tararak egilnıe 3 Paylaraa Büyük v« sert tas kitlesl. 4 Gemllere rol Rösteren ıçık kuleal Dunyanuı oydunt. 5 Evln bölümlerlnden Isı&ı yanaıtaa DBristılmı» yftley. 6 Kab« dlkl» n d» n a t «ncbtnlıı »»nldıjı slllndlr 7 Tersl blr kflrk bay. T«m H&vmdakl su buhan. t Blr lp yardımıyla acılıp kapacabllea lnca yassı «ubulc mutlu güvenli gelecek DUYURU İSTANBUL SULAR İDARES! GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN İDAREMİZE AİT LM ERİCSSON MARKA TELEFON SANTRALININ BAKIMI, NAKLİ VE MONTAJI YAPTIRILACAKTIR İdaremiz Genel Müdürlük Merkez Binosmda bu'unan LM Ericsson marka teleton sontraiının bakımı yapıldıktan sonra Kcğıthane Tesislerine nokil ve monte işi kapalı öneri zarfı alınmak suretiyle ıhaie edilecektir. Tokribi tutar 380.000. TL., geclcl gövence 28.500. TL'dır. Umuml ve Teknik Şartnomeler tdaremlz veznesinden ücreti karşılığı alınabüir. Ihalemıze katıimak ıste^enlerln verecekleri Kapalı öneri zarflarına Idare veznesine yatıracaklon geclcl güvence tnakbuzunu aa ekleyerek engec 2 HAZİRAN 1981 SALI günu saat 11.00'e kadar Beyoğlu, Istıklâl Coddesl 379 no. da İdaremiz Zabıtlar ve Kararlar Burosu Mudürlügü'ne vermelerl gerekmektedir. Idare ihaieyi yapıp yapmamakta veya düediğine yapmakta serbesttir. SınavaDogru ; JSS ÜYS'ye Hazır lıkDcrgisi 28. SAY1 Ç1KT1 lardaa yspümı* blr çestt perü» Tantalın slmgssl. t Zamam. yerl uygun dOfeo, yertnde. DÜNKC BITLMACANIN CÖZtMt SOLDAN SAĞA: 1 Hacamat 3 1K Rallne. 3 Grlp Ekln 4 RotnanB. S Opal T«l. 6 sO ladell 1 IDak«on. 8 Oba. 9 Pisekar. YUKARIDAN A$AĞIYA: 1 Hlgroslcop. 3 Akropol. S Ima Ar». 4 \rpalık. S M. esaK. l ateS Do. 7 Tek fenor. 8 Nllcel. t Feo Ltoıan. 32 sayf a, 25 lira ftbotıe OUHMIHÎ. J2 s»yıyı 700 TV'nı edinebtTırsİBİı. A»8§ıdski forrno ttzt vollgyınu OOfiRU1 dsrgisme ıbone t*mk için Cağaloğlu Turkoc«8ı Cad. 3 M 1 Istanbul adresine 700 TL gönderdim.. postı hnalesl maMnızn Hkıiktedir. ki, soytd A*»»... bna (Basın: 15358) 3143 Sahfbl: Cumhuriyet Matbsacılık ve Gazetecilüc Tj\.Ş. adına NADİR NADI Genel Yayın MUdiirü HASAN CEMAL Müessese Müdürü EMÎNE Ü^AKLIUtL Yazı Islerl Müdürü ... OK.AY GONENSIN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik TA.Ş., Cağaioğlu, Türkocağı Cad. 39 41, Posta Kutusu 246 tSTANBUL TEL.: 20 91 63 BÜRULAR: • ANKAIU : Konur Sokak 34/4 YEîrtŞEHÎB Tel.: 17 58 25 17 58 66, îdarr : 18 33 35. • tZMİR : Halit Ziya Eulvan No.: 65, Kat 3. Tel. : 2u 47 (19 13 12 30. • Al>ANA : Atatürk Caddesl, Türk Hava Kurumu tshanı, Kat 2, No. : 13. Tel. : İ4 550 19 731 T A K V f M 18 MAYİS 1981 Günes Ögle tklndl Akşara Tatsı 5.39 13.10 İ7.07 20 22 2214 Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle