01 Ocak 2025 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cumhuriyet ve GÜFOŞLER 14 MAYIS 1981 emokrasıye, onun, çok yönlü özgürlük, partı yeıpazelenne dayalı «parlemantarlznı» kuramına ve bıçımıne geçışımızın ılkeleri gozükmeğe başladı. Devlet Başkanı Evren Paşanın açıklamalan, esınletmelen, bu demolcra» Birun nıtelığtal belırtıyor. D Genel İlke: Mutlaka Demokrasi Burada, Bnce, bır tarınsel gerçegl özlemi egılımi ısaret etmek gerekır; Devlet Başkam Evren Faşa, ve ondan esınlenen yerler, bu tanhsel gerçegi ozlemı egılımı açıkça belırtıyor. Bu, mutlaka ve ber hal ve karda, damokrası>e geçış; onun, parlemantarızm bıçuıune ve özune donuş gerçeğı ozlemı eğılımıdır. Turk halkı, kendı demokrasısıni, yüz yılı aşan pratığmde her zaman dortbaşı mamur olarak işletememıştır. Ama, demokrasi duygusunu, demokrasıye bağlılık duygusunu, demokrası düşununü (idee'sını) bu tarıhsel pratuc Içınde, temelde yınrmemışîir; onu elınden duşurmemistır. Sıyasal alanda da çağdaşlaşma surecı, Türkıye'ye, «ılkede demokrasu>yi getırmıstır. Şımdl, tl2 Eylül» de, bu ükeyl ve onun yttnv temını getınyor. «Eşyanın Doğas» da, zaten bunu gerektirır. Oyle ise, «Eşyanın Dogası»ndan gelen, bu «îlkede Demokrasi» ve «12 Eylül Olgusu»na soyle bir bakışla yaklaşmada yarar vardır. Sıyasal olarak çağdaşlaşma tarıhiınizde, 13 Eylul, demokrasi eksemne ınmış bır eylemdlr. Yoksa, demokrasıyl «ıkame eden», onu, ebedi olarak «ukame edecek olan» bıı «otontaryanızm eksetune çıkış değıldır. Bır ilâçlanma z o runu ve dönemı içm gerekli, bır geçlcı merkezleşme yontemıdır. Fakat, Devlet Başkanının aydınlattığı uzere, çağdaş demokrasımn dünya kamuoyu ıle, özellıkle kendl kamuoyu Ue, bır sağlıklı banşlı Işlerlı demokrası kavlUeşmesı»dır. Temel İlkeler, Yöntemler Beliriyor Prof. Bahri SAVCI kezleşme olasıhğı hallnde gözüken sistemlen de kabule yanaşmıyor. Türkıyedekı sıyasal iktıdar rejınuni; ulus egemenlığınm yasama ve denetleme yetkı alanıru «parlamentonya bırakan; gene ulus egemenhğının yUrütme yetkı aıanını da, yasalar ıçındekl eylemlen ıle, Cumhurbaşkanı Ue kabinenln oluşturdugu yürütme organına «huktlmetne bırakan bır parlemantanzmde buluyor. özgürhikler demetınin sıyasal temınatını; parlamentonun manyetik alanından, denetleme alanından, etkıleme alanından kopmuş bır «icra organı»nda değıl, aynı zamanda bırbınnı etlrileyen, çevreleyen, sınırlayan «parlamentohUkümet dengeleml»nde arama sısteminı seçmış bulunuyor. Bir başka deyımle, 12 Eylül kavüleşmesl, Turkıye'nin sıyasal rejim tatmınıni temelde gene, mevcut Anayasa sıstemmae buluyor; çunkü, onun, Türkıye'nm gerekslnmeleruıe «son derece» uygun olduğunu gorüyor. Böylece, yepyenl siyasal brgutlenme kuramlan, mekanızmalan, kurumlan aramağa yüz vermlyor. Temelde bu iç geuşme istıdadı ile surüp gelen «parlemantanzm»e bağlı kalıyoT. Ama, temelde, TUrkive demokraslstnm en uygun pratıgı olan bu parlemantarizmın aksamaması, çıkmazlara sapmaması, bir yerlerde duğumlenıp kalmaması İçm; ve boylece, damokratık rejımin tehlıkeye glrmemesi için; bunun sonucu, ülke bUtunlUğünün, ulusal bağımsızlığın, temal özgürlük ve haklann da tehlıkoye gırmemesi içın; bir anayasal muhendıslık Ile, rejımi kuvvetlendirici kıml düzeltmeler vo zonınîu degışıklıkler yapmayı da öngörüyor, 12 Eylül kavılleşmesi . 13 EyltU bu degışikliklerle, ancak, etkin bir devlet başkanlıgı; kuvvetll bır hükumet, bunlann karşısında da, bir «komi (el ulağı)» olmayan güçlü blr parlaroentoya angaje oluyor. Bu, temeldeki «demokrasi USeslsnln, onua pratıgi olan «parlemantarlznı ItkesiMun, sapmaması, bır lnmeye (felce) uğTamaması için, şımdi var olan «Anayasa Sıst«mı»nin, kendı doğal kuramsal mantığı içınde, gelıştırici yolda değişmesmden oteye gbtürulmemesidır. Evet bu; parlamentanzmi kaldırma değü, kuvvetlendırme ukesıdır. tM de tehllkesl vardır: » 8eçimleri, partılen, anayasal kurumlan ve Uişkılerinı, çürümüşluklerden uzak, bir sağlıKlıhk rasyonuna oturtuyorum diye, büun ve siyasal gerefcler dışuıdaM öznellıklere (sübjektifliaere) dü şülebılır, b Ya oa ortaöa eskıden berl zaten var olan, ya da yenıden çıkacak olan cyasal tutku \e çıkarlann ağına duşerelc, ulusla yapılan «demokrasıyı saglamiaştınna kavılleşmesınnın ıplen eıden kaçab'lır Her tkj tehlıkenin panzehıri önleml, çare«1 temelde, oldukça açıfctır Her üç odevı de, «12 Eylulnun içınde ve tumluğu ruhu altında. Kurucu Meclis elı ıle yapmak ve genış bır araştırmacı tartışma ortamında yapmak.» Oyle olduğu, olacağı gorulüyor. VLınus Nadı Armağanı •B19BO1931 • » Yoyın Sırası 35 Kurucu Meclis ilkesi Burada, bir üçüncü ilke daaa ortaya çıkıyor «Mutlaka Dernokrasn», onun da. mevcut Anayasa sıstemi içindeki pratıgl olan «Parlemantanzm»i kabul, fakat onu kuvvetlendırmo değısmelerıni «Kurucu Meclıs»le yapma ükesı. Gerçekten, bu, loıni kuçuk degıstinnelerle de olsa, bır yenl anayasa muhendısUğidir, bır yenı anayasa operasyonudur. Türkiye'yi surekll blr otoritarvanlzmden kurtarma tarihsel misyonu ile ortaya çıkan bu 12 Eylul «demokrasıye yonelme merkezcüığı», uç temel ödevle iıarsı karşıyadır: a Seçımlen, çurumelennden kurtanp, «ulusal istenci bulma» rasvosu üzenne oturtma; b Partale» ri, ıktıdar keyfüığınden aiakoyup, «sermaye emek dengesi» ekseni Uzerinde, nalkın, ulusun «sıyasal karar sürecisne katüma araa olabılmelerı içın gerekli demokratızasyon düzeyina çıkanna, ve de sınırlanna indırgeme; c Bas ta Parlamento olmak üzere, hukmaeü vo tum öteki anayasal kurumlan, birbırleri Ue, ve ulkedekl sosyal kuvvetlerle, dinamıklerle ilişkılennde demokrasıleştirme, ve, boylece çürume tıkanma ve sapmalardan aiaKoyacak ışlerlıge kavusturnuu. Bu önemll bir lstir. Büyük anayasa değistirmelert yapümayv cak bile olsa, yepyeni blr siyasal rejim aranmıyacak bile olsa, onun yepyeni blr sısteml de aranmayacak bile olsa, onun degışık bir mekanizması kurulmayacak bile olsa, gene de önemli bir lstir. Demokrasinin Pratiği: «Parlamentarizm İlkesi» Demokrasi temel llkesl üzenndekl bu kavüleşme, demokrasinin pratıgi olarak, pratılcteki ömegı olarak, gene mevcut anayasa sıstemıne bakıyor, ve ormn parlamentarizm kuramını ve mekanızmasını temel alıyor. Boylece, 12 Evllil, demokrasıden kayarak, blr otort taryarıızme varmavı oluşturma dftnemi olman red edıyor. Dzakyakın bır sıyasal totaliter mer Bır Kurucu Meclısın ae türlü kurulma yollan vardır O, bır «Lutuî ve affet» olarak, ulusa verılmış olabılır Şımdı bızımKisl, oyle olrrıayacak. Demokratik olacak Am», ortada sıyasal parti çalısmalan, seçlm vontemlerl de yürürlükte değıldir öyle ise, seçune en yakın bir yolla kurulacaktır Seçunın yapüamadıgı zamanlarda, ulus temsılcılıği ve onun adına anayasa yapüması, ya da sağlamlaştınlması yetkisi, seçıme yakın yollarla elde edılır. Yasal bir atama yolu ile de ulus temsılclligi dolayısı Ue Kurucu Meclis Üyelıği sağlanabilır Bu, hukuken meşrudur. Ancak, demokratık nıdee»yı hatiCetır Onun lçmdir ki Kurucu Meclısın yasal atamalı uyelennın, toplam Üyelerın l/3"unden az olacagı temınatı verılmıştır. Boylece, demokratik «ıdee» korunmuştur Şundi, Turkıye'de «hukuken olabüirlü» ve «hukuken meşruluk» ıle, «sıyaseten demokratik oluşluk» duşunlen (nıdee»Ieri) >anyanadır. Buna göre, hukuken, bır on yasaya dayanarak, atama ile Kurucu Meclis uyebğı olabılir. Keza kımı polıtıkacılar. bır sure, siyasal fonksıyon ve islev sahıbi olmaktan alakonabüır. Hukukça buna, «olurluk (cevaz)» vardır. Ama sıyasal olgular açısından, bu, bu «kosullar ve ortamlar sorumı» o'anık ele alınmalıdır. O zaman ajin koşullar ve ortamlar içinde her Ud konuyu da, «demokratık ideenye biraz daha yaklastırma olanağı, bıraz daha geniş ö t çüde bulunabüır. önümüzdekı günlerde, 12 EylUllln, «Koşull&r • Ortamlar Zonınlu» üe «Demokratik Idee»yi uyumlaştırma formüllerıni göreceğiz. Bu işte, ona yardımcı olmalıdır ülke.. Demokratik Düşüne Yaklaşma Tartışmayı Bilmemek Ostr.an FERESOĞLU JSykuyü bılirsmiz Zaman nda ıkı kışı Mısırcarşısı'nın ilgınşınde hayvanlann gırmemesi ıcın zıncır asılı " m ı d ı r , değıl mıd r"> dıyo tartısmaya başlamış. «Z.nclr vardırı dıyen, derd nı b r turlü anlatamayınca, «Gel gıdelım zıncırı gozuris gor» asm'Ş Gıtmışler Zmcır yoktur d'ye dıreten, zınc rı eıine almış ve hırsla, alı al moru mor «Mısırcarşısı'nın kcpısında zıncır yoktur ış te» dıye bağınp zınc rı sılkeıey p bırakmış Bence bu oykü cok yaygın bır halımızı pek güzel anlatıyor. Evet. uygarlığın A3C sı olan tartışmayı bılmıyoruz Buna hosgoru azlığı da eklenınce aerge vs uzlaşmayo gec ve guç er,ş yor JZ. Ya akı, ya da karayı aslanlar gıbı savunmayı bır adım gerdemeyı onürunuz yaralandı dıye duşunrreyl marıfet sayıyorLZ «Sen haklsn». ya da hıc Oımazsa «Şu noktalarda haklısın». «Bak bunu bılmıyordum» demek ağırımıza gıdıyor. Yıllarca yanlış koşullandırılmalarla, değer yargtlarıyla garıp bır ruhsal yapı oluşmuş Akla kara arasındakı gri tonları araştırmak nedense gereksiz ve yorucu bır ış gıbı gorunuyor Oysa kı çoğunlukla gerçeklerın grı kuşağında olduğunu bılıyoruz. Ne var kı bunu tartışırken unutuyoruz. Cunku gorevımız akı. karayı kahramanca sovunmak. Hele bu iş trıbunler önünde yapılıyorsa Evde, ışde, okulda, sokakta. mecliste, komlsyonda, akşam oturmasında tartışmayı bılmıyoruz Bılgılerlmızi aktararak, bılmedıklerlmlzi öğrenerek, ama bunu acık yüreklılıkle yaparak, sonrodan el sıkışabılecek, dost kalobılerek tartışmayı bılmıyoruz. Tartışmayı bılsek, toplantı tutanaklarında bu kodar küfür yer almazdı. Tartışmayı bıtsek, ıkibuçuk liralık alacok lcln adam öldurulmezdı. Tartışmayı bılsek, polıtıkacılar monologu yeğlemez. dıyalogtan ürkmezdı. Tartışmayı bılsek, değışık fiklr kampları arasında bu denli sıcak ve acımasız bır savaş olmazdı. Pekı. tartışmayı nasıl oğreneceğız? Yanıtı cok şeyde olduğu gıbı egıtım Yerı de once okul. Bunun yamnda televızyonun büyük etkısı de ortada. Coğumuz bu eğıtımın yıllardan ben okullarda yapıldığını sonır Munazara denılen ve ılkokullara kadar yayılan gençlerm fıkır ve soz yarışması dıye alkışlanan olayın bence bırakın eğıtlm yanını, aksıne zararlı etkılerınl konuşmalıyız. Munazara akla karayı Inatla savunmak olduğuna göre tartışmayı oğrenmeye en büyuk bır engel herşeyden once «Uygarlığın gelışmesınde bılımteknık ml, ekonomi mı etkındır?», «Yemek lcin ml yaşanır, yaşamak ıcın ml yenır?», «Evlılıkte kadın mı, erkek ml doha cok sorumluluk taşır?». Bütün bu sorular tek yaniı nasıl savunulabilır? Diyelım türlü soz oyunlan Ue blr taraf karşı tarafı köşeye sıkıştırdı, yararı ne bunun? Diyelım münazarolardan ağzı iyi lâf yapan, karşısındaklnl mat eden yetenekll gencler yetıştırdık, bunlar I», polıtika alanlannda üike sorunlarıru nasıl tartışacaklar, uzlaşma sağlayacaklar?Yakın tanhımizde gerçek devlet adamı / agzı M lâf yapan polıtıkacı oranı gıttikçe kücülmüş, ortada kısır ceklşmelerden başka ne kalmıştır? Gelın şu münazarayı kaldıralım. Yerlne bir an once ana okullanndan yüksek okullara, radyodan televlzyana tartışma programları, yarışmalan koyalım. Lâf cambazlığına değil, özlü söz söyleyene, karsısındaklnl mat edene değll, ortak bir noktaya varma yetensgine ödül verelım. Tartışmak kuşkusuz akla karayı savunmaktan cok daha güc bır Iş Ama yararlı. Tartışmak icln konuyu bılmek, okuyup araştırmak. eksık yanlan karşısındakinden öğrenmenin erdemine Inanmak gerek. Hoşgöru gerek Içtenlık gerek Sevecenlık gerek. Blr kez tartışmayı oğrensek. zevkıne varsak, gerlsl gelecek. Başkalanna ımrenmek. ya da «Bız adam olmayız» sarkacmdan kurtulacağız. Bürokraslde, politıkada, meslek odalarında. planiamada, uygulamada velhasıl her yerde sorunlara bılgıyle, akılla yoklaşsok. Ozetle bırbırımızl fıklrler değışık de olsa, daha cok sevsek CVCT OKTAY AKBAL HflVİR Gül tntan yumruk irl, «Fronso'nın sozumona sosyollst Iktldor s«rüvevem bizım YOkm gecmışimizdekl b'r deneme gıbl sonuçtonmazsa şaşarım» dıye yazıyor Başka bırı, «Mtterrand'ın kazanmasından Itiba'en Fransa'da, bllhassa bozı işçl VB aydın çevrelennde 1973 seçımlerinde Ecevlt'in başonsından sonra, Turkiye'de esene benzer blr hova esıyor. Buna «Şaşkınlı^ ıcinde coşkuı denebilir.» dıye Ecevıt'le Mıtterrand arosında blr benzerlık kurmaya çcbalıyof«Sosyalistı sozcüğündon öcü gibl korkanlar belkl de kendl acılorından haklıdırlar. Büyük sermaveye yaslanmış, tum varlık nedenın! sermaye yanlısı olmaktan, ona htzmet etmekten olan klşller. özellikle gazeteler ve yazarlar içın Fransa da sSosyallst» blr önderln secım sonucunda yedi yıllık bir süre lcın Cumhurbaşkonlığına gelmesl ürkütücü btr olaydır Özellikle, herşeyl Frnaso yoluyla öğrenen. algılayan blr Olke Icln bu sonuc ayrı bır önem ve etkıleylcilik taşır. Bu yuzden «Sağcı» basında blr olumsuz hava esiyor. Şimdlden kesmlemelere gırtşiyorlar Mıtterrand bir şey yapamaz; Mıtterrand Komümstlere borclu olduğundan Qlkeyl çıkmaza süröHeyecek, Mıtterrand bakalım Partamentoda kendıne yeterlı bır coğunluk saglayabilecek mi; sağlasa da bunda en buyuk ağırlığı Fronsız Komünist Partısı alacak, o zaman da yurt ve ulus Işlerinde Komünistler egemen olacaki Kısacası, «Sagcıı basındo, hotta «Ona» bosmda bir umutsuzluk. blr yenlkllk rözgârı es.p durmaktadır. Fransız Sosyalıst Partısı'nln slmgesl yumruk lclndekî guldür Bu partının toplu yüruyüslerinde herkes elınde bir göl tutar Mrtterrand da TV karşısına ellnde blr pembe gulle cıkmıştı Gül.. Doganın belkl en güzel. en onlamlı Orünu Dostluk, sevgl banş slmgesıdlr gül Sosyollstler öteden berl Insanlor arastnda gercek blr eşıtlık, bır kardeşlık. blr dostluk duzenlnln kurulnnasını Isterler Sosyalıst olmak. herşeyden finca «Gerçek bir Insan» olmaktır Bızlm gerici bosının ve cırkln politıko adamlannın «Sosyalıst demek komünlst demektlr, komünist İse Rus a|onıdır, öyleyse hepslnln kökönu karımak gereklr» nakaratları uygar ülkelerde gecerlı ve e*kı!i olmam ştır G scard'ın secım konuşmaİannda buna benzer söz'er sâyledlğl görüldfl Ne var kı Fransız secmen'nden de hak ettigı dersl aldı. Mıtterrand 1974 Baskanlık saclmlerlnin önceslnde günceslne şunları yazmış B egerU büim adaml Prof. Dr. Tahsin Yücel, iki yü önce bir trafik kazasında yıtudıgimiz Mumtaz Zeytinoğlu"nun Ulusal Sanayi Uzerındeki düşüncelerinl bır kıtopta derleyerek yayunladı (1). Kitap, Eskisehırll bır sanayıcl olan M. Zeytmotlu"nun görüşlerıni. Ulusal Sanayi kavramı, ulusal sanayi ve ıç sorunlaT, ulusal sanayi ve dıs sorunlar, ulusal sanayinln çıkış yollan, bolümlerl altında toplamış. M. Zeytınoğlu'nun ve başmda bulunduğu Eskısehir Sanayi Odası'nın Türkıye'nln sanayileşmesı konusuna, buyuk merkezlerın «ortulü dısalım» ve ebrtülü tecım» sanayıcilennden çok farklı bir açıdan yaklaştığı ilgıli çevrelerce otedenben bilıniyordu. Ulusal Sanayi kitabı bu değısık yaklaşımın toplu ve tutarlı bir biçımda gunışıgına çıkanlması yonünden gerçekten yararlı olmuştur. D Ulusal Sanayi üzerine bir kitap £ MÜMTAZ ZEYTİNOĞLU, TÜRKİYE' NİN SANAYİLEŞME TARTIŞMASINA YENİ BİR SES GETIRMİŞTİR. Doç. Dr. Tamer İŞGÜDEM" (İstan. İTlA Ekonoml Servitl) temeUİ blr çozum bulunamaya» cagını vurguluyor ve «Alınabılecek bütün önlemleri alırsak, bUmz» sorusunu soruyor. örtülU dısalım ve örtülü teclm sanayıına dayalı yapı, tum k&ynaklar harekete geçırUerelc sürdürulse büe, temelde, yine bır değışıkuk olmayacak, ekonomının kısır dongUsü devam edecektir. Bu kısu1 döngüyü kırabümek içtn ekonomınin gerçek sanayıye dogru ydnelmesı tüketimin beUrlı bir kalıba otunnası gerekır. «Elıonomık yapıya dokunmadan, büyük ödunler vererek dışsatımı artırma olanağı bulunsa büe, boyle bu1 yol sürekli Te kararlı bu* yol olaraaz.» Aynca, dışsatımda asın bir özendirme tüketun mallan Ureten sanayilerin aşın şışmesi ne ve kaynak kaybına neden olur « Dışsatımı gelistlrme ilkesinın yanlış ve duygusal bas kısıyla, dışsatım sorununun ger çek sanayi tam kuruünadan da çozulebüeceği varsayılarak tüketun. ya da dayamklı tüketim mallan Ureten bazı sanavüere ödünler verilmesi. hem kavnaklann bosuna harcamna sına. hem de iç pivasada tüketimin gereksiz yere kamçılanmasuıa neden olacaktır.» Tabancı Sermaye: M. Zeytinoğlu'na gore Türkiye'nin kal kınması için büyük yatınm pro Jelerlne dayalı bir kalkınma po Utikasının yUrUtülmesi gerekir. HTŞ&atirriTTr>ir| ne Bu yaada M. Zeytlnoglu'nun sanayüeşmeye Uışkın bazı goruşlerüu kitabı tarayarak belirtmeye çalısacagun. Konunun gıinümüz açısuıdan bnemi, bu göruslenn hâlâ tartısmaya açık olmasından kaynaklanmaktadır. Gerçek Sanaylleşme. M. Zeytinoğlu Türkiye'nin kalkınmasının, hatta ulusal varlıgının korunmasının «gerçek sanayıtesme» Ue gerçekleşeblleceğıni savunuyor. Gerçek sanayıleşmeyı, «ortülü dışalım» ve «ortülü tecım» sanayılennin karşıtı olarak kullanıyor. örtülü dışalım ve örtülü tecım sanayi leri, temelde, hammadde gereksinlmi nedeniyle dısa bagımlı ve gumrük duvan korumasmda tüketimı kamçılayıcı sanayıler olarak tanımlanıyor. «KUçuk tüketım malı dısardan alınamaz, ama onun ara malı dısardan alınabilırse, hemen bir ÖrtülÜKÜsalım sanavısi doğar; dısaluna maske sanayi oluşur.. Gerçek üreütne geçmeyen takıştırma kanştırma sanayısı olu^ur, buyuk ı$ rakamları, bu yuk cırolar hep bu tuı kuruluşlarda görülür.» Bu Up kuruluşlann da nalkın tüketunıne ve mutluluguna katkıda bulunduğu soylenebilır. Fakat «bugun vatandaşlara daha çok buzdolabı yapaüm derken, ilonde daha az çeuk uretmeyeltm, polıüretan üıetimlnden ise tümüyle caymıs olmayaum». M. Zeytuıoğlu bu ıki tip sanayüeşmeye karşı çıktıktan son ra, gerçek sanayirun özgüçlere. bz dengelere dayanan, kendl kendıni besleyebilen bir sanayi olması gerektiğıni belırtiyor. Ve bu anlamda gerçek sanayinln: Demlr • celik, Ağır klmya, M^Vnft • y&pnn olarak Uç temel sanayie dayah olarak kurulabilecegini savu nuyor. Bunaumın Nedeni: M. Zeytinoğlu"na göre Türkiye'nin 1çınde bulundujtu bunalımm ne denlenni, temelde, 1973 dünya bunalımında, dış güçlenn Turkıye Uzenndela hesaplannda ya da vurguncuların mar nevralannda aramamak gerekır. Temel neden, Turfcye'nın yanlıs bır sanayi yapısına sar mp oîmasıclır. « . Dısaluna, dısalım aramalanna davalı bır tüketım \a da davanlıkh tukeüm araçlan üretımı yapısıdır», vani «Takıstırma • ^~nstırm8 sanayısıdır». Avnca, devletın ekopomık sracünü fe"ü laruş bıçımi ve ekonomıvı von lendlrme polıtötası da bunalınu ajhrlaştıran nedenlerdendir. Dısa Açılma: Ekonomlmn dışa açılabılmesi içın M Zevünoglu önce «Dengeli tutarlı ya pıda bir sanavinnin «ARIT ve entegTe sanayılesme»nln zorun lu oldu£u ertrUşünü benimsiyor Tunzm, tanm gibi kesim lerin eorell önlemlerme kar' şın kalkınma •jonınlarının cözumttnde bunlam bpl baftlana mayacaSını belırtlyor. Dıssatun prlmleri, ya <Ja »«r gl ladesi yoluyla dışsatıma 1978 yılında olduğumuzu hoyol edellm. 1976*do oloblilr Sol, secimleri kazonrmş. Ona mlras katan durum, sono »ren yasama vılı Icinde daha da kötüleşmlş. Flyatlar vüzde 11'den 14'e cıkmıs Iş arayan altı yüz bln l»«lx gene var Isyrlerinde venl sermaye ve guc Hlşklieri fl«" Hsmpkje orevler artmakta Frank soluk «oluğa. Urmanlar Bay Potroidounun yedl vıllık baskanlık dönemlnd» mark'a oranlo frcnk'ın yüzde elll deöer yltlrdlğlnl sdylüyorlor. Tasarruf aıalıyor Goz, e'ektrik ve klrolar, ulaşım ucretlerı kücük ve orta gellrlller Ozerinde katlanılmaz blr hale gelmış Sol partllerln yaşamın değlşmesl konusundaki kanıtları büyük ilgl ceklyor. Kısacası Olke blr atılım yaparak sola oy verlyor »• umutlo bektlvot...» Evet, Mıtterrand 1974'te Baskanlık adayi olarak 26 Çubat 1974'de böyle bır vorsayım lierl surOyordu Sal secimı kazanmıs 'ktıdara gelmlş... O zamon neyle karsılaçocok neler olacak" Sövle vazıyon «Seclmlerln sonucunun hemen ordından entrika söv'eniıleri doloşmaya boslıvor Yenl yönetlcller daha göreve gelmsden polis ve ordu İse korışocak denlyor, ama hic bir şey olmuyor Gene de güclükler cok. Ortak Porar komşularımız ceklmser blr tavır tokımvorlar. örelllkle ordu ve yönetlme bozguncıı sloganlor yayon ovleni ve dlrenme gruplan oluşturuluyor. Sendlkatar ve sol yönetlm orasında en ufak blr anlasmazlık tum PaHs'le sevlnc yaratıyor Komünls*ier ve Sosvolistler arosında uyusmoz'ık bektsnh/or Basonsızlık sözcüöü butün konusmaiorda bol bol geçlyor. Kamuoyu panlğe kapıldı kapılacak.» B"mem gerçekten bövie ml olacak? Uzun zotnan Iktldordo ka'on ve sermove gücienyle ic*> dışlı olan «Sağ»cılar yenilglyi kolaylıkla benlmseyemezler Turklye'de de 6vte oltnadı mı'» Sosyal Demokrat bir clzgide görünen CHP 1973 ve 1977 secımlermde (jstOn cıkmıştı Amo bu partiye ve llderine doha ilk adımda akia gelmedlk gOcluVler cıkarılmadı mı? Fransa'da (iurum cok daho değlsktır Mıtterrand genel oyla seclmıştır ve büvük yetkllere sohıot'r YaVında yoDiiacnk Parlamento secimlerinde de vindrışlirının coflunluöu k«inylıkig »JÖiJinaları beklenlr P'7"r »^IİT!)rion vona po't kocıiorım * yozetecllerlmiı oradok bu önemll ayrımı unutuyorlor. Ve Zeyünoğlu soruyor: tYaban a sennaye bu gıbı yatarunlar ıçuı gelecek mıdır? Gelecegı savunuluyorsa bu güne kadar neden gelmemiştir? Acaba mev zuat mı engeldi, yoksa hükümetlennüz mı engel olmuştur yabancı sermayenın gelmesine? Gerçekte yanıt basıttir: Ya bancı sermaye bıze bu yatırunlar içın gelmeyecektar.» Zeyünoğlu, uygulama sonuçlaruıı değerlendırerek, yabancı sennayenın «ortülu dışalım» ve «ortülü tecımı sanayüeruıı ter cıh ettiğinl, ve üstelik son yıllarda bu tür sanayi yatınmlarına devletı de yanına alarajs gırdığuıi üeri süruyor. Bu değerlendırmeden sonra, yabancı sermayenın ulusaı tasarnıiu arttıracak, ıstıtıdaır olarıaklan saglayacak ve dıssatıma yonelık bıçımde kullanılması gerektığıru belırtıyor. Ote yandan, yabancı sennaya mn odemeler dengesi sorunlan nın çpzumunde pek katkısı ola mıyacağını yazıyor: «GeldJ mı go'ureceklerı de olacaktır kar transferlen ve gerektırdıfi dısa lımlar gıbı. Bu yuzden yabancı sermayeye yürekten umut bağlamamak gerekır » Sonra, usdışı odurJer verılemeveceğine gore, vabancı sermayenın Türkıye'ye gelmekte ppk ıstekli olmıyacagıru savunuyor: «Güney Asya'da pek çok ülke Japon ve Amenkan sermayesmın yerleşme yerıdır, ama burada yabancı sennaye nın elde ettıklerl yalnız parv sal odunler değıldır, ışçi haklan, toplu sozleşme vb. gibı uikeııın tenael yoüeumıyle ügilı odunler elde etmıs de öyl» gelıraştır.» Ortak Pazar. Zeytinoglu, Ortak Pazar konusunun yıllardan ben tartısılmasına karşın, henuz açık, kesm bıı sonuca ula şıiamadığından yakınıyor. Bu konuda, genellıkle, sanayinın onde gelen kışılennın görüşlennın tum sanayıcıienn goruşle n gıbı yansıtıldıgını belırtiyor. Aynca, Tuk sanayıcilennın yetennce aydmlatılmadıgı içın AET uzerinde çogu kez ka ba genellemeler ve belkı de yanlış sloganıardan öteye gıtmeyeu bılgı sahıbi oldııklanm ııen süruyor. Ota yandan Zeyünoglu, Ortak Pazann bazılannca seoaneksız, Turkıye içın tek çıkar yol olarak venldığini, DU görü şe carşı çıkanlann ise neredey se vatan haır.ligt Ue suçlandıgua yazıyor: «Bu düşUnceyı pay Uişnıayanlar yalnızca kötümser sanayıcıler, ne amaç güttuklert bellı olmayan doktrıner eğüimlıler, komunıst Ulkeler topluluğuoıan COMECON'a katümak ya da Araplarla bir ortak pazar kurmak İsteyenlerdi. Daha bir kaç yıl önce AET'den bıraz say gısızca sozetsenız vatan hainl olurdunuz. Eu uedenle, AET* yle ilgıli bir toplantıda, Eskışehır Sanayi Odası olaıak AET* >ı eleşunyoruz dıye Eskisehlrülen aramızdan atalım dıye onerüerde bulunanlar olmuştu.» Zejtinoğlu, katma protokolun Turüiye yaranna ışieyecegı ınancında degü «Blzım ıçln onemh olan sanayımıze pazar aramaJt degü, &mayüeşmektı. AET üe ıuşKilennuzın yasal olan kitma protoiol, sanayıjı destekleyecek, kamçılajacak hıç bır araç getırmedıgi gıbı, yeni sanayüer kurmamızı, kalkınmamızı sağlam temeller üzeruıe oturtmamızı satlayabılecek çok onemlı bazı araç lan da eUmı*den alı>ordu.ı, Ayrıca «AET ye gınldığı anda sanayi alanındakı sermayemn buyumeye yonelmek yerıne. AET sanayi Urunlerınm satıcılığını yapmak uzere tecım kesınune kayması ya da kaçuk tusseler bıçunınde AET'nın dev sermayelerıne karışmayı yeğlemesı çok daha olasıdırj» Anadolu Sanaylclsl: M. Zeytınoglu, ozel kesım içınde eet çek sanayıcıienn, ortülü dısAlım ve örculü tecun sanayıcilerının kesın baskısı altına gır mlş olmadıklarını dzenle belirüyor: «Tutarü bır politücanın yardımıvla ülke ekonomısmde yenı bır bzei kesim pırü pırü parlayabılu.» Bu yeni ozel kesım, Anadolu sanayıcısı, dısanyla dogrudan kültur ve çıkar ihskısi icinde bulunznadığı icın, ulusal çıkarlan kendı kısisel çıkarlanyla ozdes leştırebüır «Bu durumda, Anadolu sanayicısı, doğal kaynakl&n değerlendıren, eenlş pazarlarna zorunlulu»u da bulunma van ara mala mtelıgı nedeniile bolsesel olmak zorunda bulunan, va da dıs ara • mal ve hammadde Kaynaklanna çok az ba*unlılü£ sosteren tüketım araclan turlenne vönelmistır. Arada bır çıkar çatışması soz konusu ohnaması da onun bu ortarnda montai sanavısıne kar şı çıkmasına, ulusal çıkarlar açısından dıs 1liskılerin bır dısıplın altında tutu'masını ıstemesıne, sanavi lesmemızın temel dallara davalı, çercek sanavi olması ozlemıru dıle setırmesıne, giderek kamu ekonomık gücünun sanavılesınemizde «nctt ve atılımcı güç olmasını önermesine olanak vertnişürjı Görülüyor Ö, kendısi de blr Anadolu sanaytcısl olan M Zevtinoâlu. Esci'etur Sanavı Odası ile bırlıkte Türkive'nın sanayılCîîTie tartısmasına yeni bır ses e^ırmistır Bu sesın Kendı stn den sonra da, Anadolu sanavicısine yol gosteri ci olacagı beklenir. 1) M. Zertinofln. Wusal Sanayi, Çağdaa Yayınlan, 198L BULMACA 6OLDAN 8AĞA: 1 Sahneya cıjcma Birasl gelen kl^ıleri uyaTnaMa gorev11 kiıase î Mendll, >a7tra glbi eşvanm kenann» ıjne Ue Brüleo dar tenteno Toplardamar Renıslemesl 3 Teı Sı toa dur'imuna Redr lrvş taiu! Bır baBlaç •Serçeglllerden, ruzel ötü^lü blt km Krlptoaun fin goU. 5 Tersl başlt», yaoancı Kalm sıcim € Isım v«y a sıfat takımı 7 Sut veva yoŞurt yayıkta çalkalaüVTik ya?ı alındılrtan Bonra kalan su]u tas m 8 Sı?ınn djçisl Eskı dllde su « Kt>tada duraklama samanı ve bunu Ro«teren tçaretın adı Eazı şeylerl sıkıştırp yerinös tuunak idn kollîjulîn, türlü taçımlerda teknlk alet. TtJKARIDAN AŞ4Ğ1YA: 1 Şenlıklere katılanlann Ostüne serpilmek üzere küçük yuvarlak pul blçımlnde kesllralj renk renk kâşıt parçaian . J Elle yapılaD dü« dikış Duman lekesi 3 Sodyumun sungesl Blr i*in bır üalını çok ıyl bueo kıaıse i ~ Heykelcillkte az çok kabank iş. kabartnaa 5 Oı oimayan B'r şeyın ^ırt dururEunda olan yi^zeyi 6 Ter«ı yabanl bajvan TJtma ışı. Bır devletın suneesi olarak kabul edilmiş Işaret 7 Madde baolağandac dabü ha 123456789 İ L A N Türkiye Emlâk Kredi Bankası A.O. Genel Müdürlüğünden Ankora Dışkapı semtınde Etllk Kazımkara bekir Caddelerinm kesıştığı koşede 9311 ada, 4 pcrselde kayıttı 5410 metrekare, Rüzgorlı Sokakta ise 9338 ada, 14 parselde kayıtlı 1301 metrekare 9338 ada 6 parselde koyıtlı 530 metrekare, 9339 ada 1 parseıde kayıtlı 445 metrekare 9339 ada, 10 parselde kayıttı 468 metrekare ve 9338 ada 2 parselde kayıtlı 204/381 hıssesıne bankamızın sahıp olduğu arsalar satılacak veya 3 yıl müddetle kıraya veriıecektir Isteklıler satış ve klralama şartlarını Genel MudOrlbgumüz Emiak Işlen Mudurluğu nden temin edeblllr. Tekhf mektup'arı en gec 22 51981 cuma gününe kodar Genf) Müdurluğümüz Haberleşme Müdürluğü nce kabul edılecektır. (Basın 149731 3054 clmll Blr şeyl «kls getlr»rek sozünu eüue 8 DegerH kürku oian btr bayvan Bır renfc 9 Balklann InıIundu?u vere atlarak kullanılan. kenarmda kuçük kurşunlar bulunan çadıı biçıminde bır çeşıt ağ DINKÜ BUtMACANIN Ç SOLDAN SAĞA: 1 Lıkorinoz 2 OpentOr. î Gol Fatsa 4 Ate?. Kral 5 repıS 8 nd.. Esnek 7 Roka N». 8 Sla. Tam 9 Alamet. It YUKAKIDAN 4ŞAĞITA: 1 Loganur.a 2 Ipotek Aî 3 Kelepj 4 Or sl. 5~ R&I Sekto & itaK Saat 7 Nötıon 8 Orss. En 9 Alakart. DARÜŞŞAFAKA 103 YAŞINDA KURUCULARINA RAHMET. ŞUKRAN YAŞATANLARA PAZAR DERNEĞt PİLAV GUNÜMUZ. 17 MAYIS DARÜŞŞAFAKALILAR Sahibi: Cumhunyet Matbaacüık ve Gazetecılık T ^ S adına NADÎR NADÎ Genel Yayın Müdurü H4SA.N CE>UL Muessese Muduru EMtNE LŞAKLIGIL Yan Işlen Muduni OKAY GONENSÎN Basan ve Yayan: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılık TA Ş , Cagaloğlu, Turkocağı Cad 39 41, Posta Kutusu 246 ISTANBUL TEL.: M 91 03 BÜROLAR: • AN KARA : Konur Sokak 24/4 YENtŞE3EItR Tel.: 17 58 25 17 58 66, Idare : 18 33 35. • tZJUIK : Haüt Zıya Eulvan No : 65, Kat 3. Tel • 25 47 09 13 12 30. • ADAN4: Ataturk Caddesı, Türk Hava Kurumu îşhanı, Kat 2, No 13, Tel 14 550 19 731. T A K V I M 14 >1\YIS 1981 tmsak Göneş ö«le Ikinrti Akssm Tatsı 3 43 5 42 13 10 17.06 2018 22i» Cumhuriyet Cumhuriyet 3056
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle