22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 Cümhuriyet 25 NİSAN 1981 "Şeriat devleti hedefi doğruîtusunda faaliyet gösterenler yalnızca Necmettin Erbakan ve arkadaşları değil,, ANKARA (Cümhuriyet Bürosu) «Lalkliğe aykırı davranış», «cürüm işlemeye alenen teşvik», «6187 sayüı Atatürk aleyhine işlenen suçlara üişkin yasaya aykın davrauış», üe «171 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına» aykırı davranöıklan savıyla yargılanan MSP Genel Başkaru Nec mettin Erbakan'm 1436 yıl. 33 MSP yönetıcısinin de 217 yıl hapisle cezalarLCurılmaları isteniyor. Suç tarihinin 1977 yılı ortalarmdan bu yana oiarak be Hrtildiği iddianamede, «miliı gençlik. Kudüs günü yürüyüş ve nıitingi» ve aerneklerle ilişkilere geniş yer verildi. MSP davasında 22 tutuklu sanık bu lunuyor. İddianamenin başlangıcuıda «Cumhuriyet'in ilan etlilişi ve temel nizamları 1924 ve 1961 Anayasalanyla güvenceye kavuşturulduğu» söylendi. Cümhuriyet öncesi dönemlere de değinilen iddianamede, «şeriat devleti uygulamasuun, toplum üzerindeki olumsuz etkileriyle, gelişmeyi önleyen sonuçlarını gören Atatürk, laikiik ilkesine de işaret etmiş ve bu ilke, temel kural olarak, devletimizin en önemli niteliğini meydana getirmiştir» dem'ldı. «Ancak ba zı toplumsal kesim'erin şeriat devletinin etki ve izlerinden kendilerini kurtaramadıkları» dile getirilen iddianamede, bu kişilerin özlemlerüun «zaman zaman doruğuna kadar varan ve halkunızı büyük acılara, onanmı zor zararlara iten eylertılerin ortaya çıkmasına neden olduğu» kaydedildi. Şeriat devleti kurma istem ve özlemlerinin süregeldiğı belirtilerek iddianamede bu konuda şu savlara yer verildi: «Bu amaç yönünden düşünen baa kişiler Anayasa ve si yasi parti halinde teşkilallannuvı ve bu yoldan yürüyerek siyasi iktidan ele geçirip, tedricen devletin temel nizamlanna, amaçları doğruîtusunda de ğiştirmek ve son'içfc şeriat dev letini kıırmaya uygun bulmuşlardır. Anayasa Mahkemesi taralından kapatılan Milli Nizam Partisl bu yolla ve amaçU kurulmuştur.» Milli Nizam Partisi"nin «herkesin anladığı anlamda bir par ti olmadışnnı.» «teşkilatlanmak ve maksatlarına ulaşmak amacı ile mecburen parti adı altında toplanıldığını» Genel Başkan Necmetıin Erbakan'm 17 eylül 1970 tarihinde Eafra' daki konuşmasmda ve 17 aralık 1970 tarihincleki iîtar sohbetinde söylediği bıldirüdi. Bu sözlerin Necmettin Erbakan'ın «İslam kurallaniT devletin temel nizanılan yapmaktan yana olduğunu». her türlü tereddüdü ortadan kaldıncı biçimde onaya koyduğu sonucuna vanldı. Milli Nizam Partisi'nin kapa f ılmasmdan sonra şeriat devleti amacına yönelik faaliyetlerı için Necmettin Erbakan ve arkadaşl3n hakkmda Af Yasası r.edeniyle takibat yapüamadığı belirtiien iddianamede, için vasıta olarak kullanmaya karar verrai.ş sanıklan dalıa dik katli olmaya itmiş, ne var ki, amaç doğrultusunda varolaıı potansiyeli artırmak için zorur.lu propaganda ve faaliyetler fiili beraberliği varlığının ve güdülen amaç ile suç kastmın ortaya çılanasuıı müınkün kılmıştır. Şeriat devleti kurulması ımacı doğrultusunda oiuşan istek ve özlem birikimi belli kesim v kitlelerde bir takım taaüyetlere yol açmıştır. Bu defa yine yasalara ııygun olarak kurulmuş rternekler bünyesinde ve gerçek amaç gizlenmek suretiyle sürdü rülnıüştür.» Milli Seiamet Partisi'nin kurulup faaliyete geçmesmden sonra deşişık tarihîerde yapılan toplantılara da yer verilen iddianamede. 2S mayıs 1978 gü nü Konya'da. 29 mayıs 1979 dernek konusunda şunlara yer verildi: «Akîucılar Derneği ve bu der neğin (aaüyetleri sıkıyönetim Komutanlığınca durdurulduktan sonra teşekkül eden ve kısa adıyla AK Geuç diye biliuen Akıncı Gençlik Uerneğidir. Milli Seiamet Parlisi, amaçlarma vasıia olarak kullanan saıııklar ile bu iki derneğin yiinetici üyeieri aynı amaç için 1977 ortalarından 198U sonbaharına kadar işbirliği halinde guzükmektedirler.» Idciıarıiiuıede Mıll. Selameı Partisi'nin süzkonusu aerneklere yardmılarını gösteren bırtcjcım belgeler elde edildigı ve bu oelgeierm «gerçekte sanıkla ra ait olan destegi parti desteği oiarak ortaya koyıluğu» açıkiandı. Söz konusu oelgelerin genel nıerKezde bulıanan Ia78 Gölköy MŞP İlçe Eaşkanı Yılnıaz Köker'ır. mektubu, ana çaiışma programı metni, Malatya Ii Maâral Dosyası, Erbakan ın sendı eı y«.zısıyla bazı beigeler olduğu ^elirtııdı. Milii Seiamet Partısi'nın Aiuncılar ve Akıncı Gençlık Derneği dışuıda aa bazı kuruluşiarla yakm ılışküer ıçiiide oldugundan söz edüen iddianamede, «bu tip deınrk ve kuruiuşlara (milli göıÜHü) kunıiuşlar olarak ad vcriımiş ve Mili: Seiamet Pitrtisi ile bağiantısı (yan kuru luşlar) lanıiîiıvla bclirtilmişlir.» denildı. İdd:a.ıamenm dana sonrakı boiümünde sanıkla;dan Mustafa Yazgan'm 1977 yılı ıçuıde Konya Akıııcılar Dtrneğı Şuüesının açılış töreninde yaptığı künuşma, Necmettin Erbakan ın 197y yüında Hac döneminde, Mesiede Türk nacılarına hıtaben yaptığı konuşma, Şevket Kazan'ın nısan 1980 tarıhinâe Hollanda'nm Rotterdam kentinde Türk 'sçilerine hitaben yaptığı konuşmalardan örneklere yer verilcı. Propagandalar sırasında yapılan konuşmalar konusunda şu değerlendırme yapıldı: «Başta Necmettin Erbakan bulunduğu halde, tüm sanıklar propagandaları sırasında belli sözcükleri, kimi yerde ustîi kapalı olmak üzere, sık sık kullanmakta ve bu kavramlann işaret ettiği biçimde, yığmlarda belli bir bilinç ve inanç varatmaya çalışmaktadırlar. Bu sözeükler: Cihad ile hak geldi batıl zail oldu, sloganında yerini bulan. (hak) ve {milli görüş) sözcükleridir. Bunlardan milii görüş hakkında edinüen kanaat yukarıda açıklanmıştır. Hak sözciiğü ile şeriat devletine. tek giiç kaynaçı teşkil eden İsiami kural!;ır biitünü. cihad sözcüğü ile de tMam kurallarının toplum ve fert hayatının her alamna tı.ıkim olması için her vatan(Itişımızın ki sanıkîar tarafıncLın her .'VTiislümanın diye açıklanıııaktadır canıyla ve nıahyla yapması gereken miicaılple kastedilmektedir. Bunu snr.ıkların tüm konıışmaları ve diRer olaylar ortaya koymaktadır. iddianamede, adı geçen k o nusmalar aynntılı olarak ela alır.dı. 15 ekim 1978 tarihinda Ankara Atatürk Spor Salonunda yapılan MSP Genel Kongresine de değinildi. Kongreye iHşkin olarak «Kongrre saionunun duvarlanna yazılan yazılar yapıştırılan afişler ve dalıa da ör.emlisi. duvarda buluna' hüvük boy Atatürk resminr göz nahiyesinin kesici bir ci. simle oyulmuş olması: Kontjre» je hakim olan düşünceyi. kit» lelerde varatılan etlci>i, Cum. huriyet'in ve modern Tiiridve'. nin Kurucusu Atatürk'e diismunlığı ve şeriat devletir.e doğ. ru ohıştunılmuş potansiyeli en açık şekilde göstermektedir» öenıldi. Kongrede yapılan konuşmalardan ömekler ele alınarak, bu konuşmalann irdelemesi yapıldı. Bazı sanıklarm konuş Mustafa EKMEKCİ ASKERİ SAVCİN1N İDDİANAMESİNDE SUC TARİHİ 1977 YILI ORTALARINDAN BU YANA OLARAK BELİRLENDİ «elbette ülkemizde o tarthlerde şeriat devleti hedefi doğrul tusunda faaliyet gösteren kişiler yalnızca Necmettin Erbakan ve arkadaşları değillerdir» denildi. Milli Nizam Partisi'nin kapatılmasından sonra da şeri at devleti doğruîtusunda, önceder. oluşturulmuş «istek ve özIem birikimi»nin durmadığı ve parti cuşı faaliyetlerin başka yöntemlerle sürdürüldügü öne sürüldü. Milli Nizam Partisi'nin kapa tümasından sonra, Milli Seiamet Partisi'nin kurularak 1977 genel seçimleri öncesine kadar olan dönemde «şeriat devleti kiırulmasına ilişkin kasıtlannı muhafaza edip ("tmediklerinin maddi olaylardan belirlenemediği» belirtiien iddisnamede, şu görüslere yer venldi: «Milli Nizam Partisl deneyimi, bu defa Milli Seiamet Par tisi'ni şeriat devleti kurulması günü Yozgat'ta, '0 haziran 1979 günü Bursa'da. 29 mart 19S0 günü Kocaeü'de, 31 mayıs 1980 günü, Sivas'ta ve P eylül 1980 günü Konyada yapılan mitingler ele ahndı. Mitinglerde, «Al lahın indirdikleriyle hükmetme yenler kârirlerin ta kendileriılir», «Müslüman, Islam nizamı ııı kurmadıkça külesin», «Şeriat kurulsun, düzen yıküsın». «Vur de \~uralim, kır de kıralım, öl de ölelim» şeklındeki sloganlar ve pankartlann şeriat devleti kuralması amacına yönelik olduğu kaydedildi. Milli Selâmet Partisi'nin kit leler üzerindeki etkisini ve par ti gücünü kullanarak gerçekleştirdikleri faaliyetleri ile «Ter temiz vatandaşlanmızın din duygularını tahrik ve istismar rden iki dernekle aynı amaç doğrultusund3 hareket ettikleri» belirtildi. Söz konusu iki İDDİANAMEDE, «MNP DENEYİNİN SANIKLARI DAHA DİKKATLİ OLMAYA İTTİĞİ» GÖRÜSÜ SAVUNULUYOR. 1B7" yılı ortalaruıdan itibareıı, belirtiien amaç doğrultusundaki faaliyetler arasında: Neınıettiıı Erbakan ve Tahir Büyükkörükçü'nün 25 mayıs iaTT'de Burdur'da. Erbakan'ın i aralık 1977'de frfa'da yaptıklan konuşmalar. ayrıca Erbakanın 11 araltk 1977 günü seçim münasebetiyle Türkiye radyo ve televizyonundan yaptığı konuşma belli bir yer ve önem taşımaktadır. Bu konuşmıılarda yapılan propagandalar, yasal açıdan. diııi duygu ve dince mukaddes kabul edilen şey ve kavramları alet ederek, siyasi amaç sağlanı^ya yönelik nroııaeandalar olarak gözükmekte iseler de, aslında şeriat devleti amacıra vfinelik. yeniden bilinç ^e inan<, oluşturnıa. kitle potansiyeli yaratma girişiminin ilk ve Ontıuli sonuçlarıdırj» ınalanndan ömeklere yer v»ruerek, «Bu konuşmalann şeriat ıltvletı kurulması İçin ve dev'etın temel nizamlanmn tGpvelun, dini esaslara uyinrulın.'.sj icin açık propaganda teşkiı ettiğine kuşku yoktur. Ama kastedilen hedefe doğru gidişte seçilen yol ve yöntem >iJzünden ortaya çılanış,, füü beraberlik içerisinde meydana «ııiTLbi anlaşmazlığı, rnuhaleioti ue göstermektedir» deıüldi. İddianamede, «Kudüs'tin I * rail tarafından başkent ilan edilişi fırsat sayılarak düzenlcndiği ve yine asıl hedef doğrultusunda mevcut potansiyeli korumak amacıyla hareket ett çia belirtilen. Konya'dakı «>IiW li Gençlik. Kudüs günü yürüyüş ve mitingi»ne geniş yer verildi. Bu toplantıda «Boyun» lara» asılan büyük tesbihlerin de kullamldığı bildirilen iddianamede, «Sanıklarm bu toplantıyla hedefleri doğrultusundaki propagandaların azamislni gerçekleştirmeye kararlı ol«luklanru göstermiştir» denildi. îddianamede, MUli Seiamet Partisi Genel Merkezi'nde va Taora Teşkilatlarında yapılan nrama.'uraa bulunan beigeler üraiiuııiı ve bu beigeler kof.usunda şunlar belirtildi: «Elde edilen belgeler, tşyalar, parti teşkilatı bünyesinda de sanıklarm aınaçları doğrultusunda faaüyette bulunduğunü ve tüm bu faaliyetlerin, 1i.Tçektr sanıklarm genel yönelimierınt sevk ve idarelerine ı'uvandığını ortaya koymaktaıiır. (,unkü elde edilen bu paııK.irılai, bayraklar, beyaz giysilcr duzealenen yürüyüş ve mitinglerin temel malzemeleridir. Bu yürüyüş ile mitinglerin sanıklarm bilgi, emir ve ı.ı!i;i;allun altıuda, amaçları ş.trıat devieti için düzenlcnmiş uiduğu anlaşılmıştır.» Erbakan'ın «sevk ve idare eden atlam durumunda bulundu.^ıı» kaydedilen iddianamede, «Sunıklar MSP'yi her vesileyle kendi fiili beraberliklerinin hedefi şeriat devleti yön ve yolıında siyasi partinin gücünü ve etkisini bilerek, çok iyi kullanmıslardır» görüsü savunuldu. tzlenen stratejinin «Onct tcmeli çürütmek, sonra da çürüyen temel üstünde sallanan, ideolojisi hırpalanan devlet yapısını yıkmak» olduğu belirtildi. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesinde yargılanmalanna başlanan 34 MSP yöneticisinden 22'si, eylül 1980 tarihinden bu yana tutuklu bulunuyor. Askeri Savcı iddianamesmde, Genel Başkan Necmettin Erbakan'ın TCK. 74/1, 163/1, 163/4 (6 kere), 164/45, 173/3, 6187 sayılı kanumın Atatürk aleyhine işlenen suçlara ilişkin 1/1 (5 kere), TCK'nun 311/12. band, 64/2, 171 sayılı yasamn 18.1, TCK'nun 31, 71, 74, 75, 76. maddeleri uyannca 1436 yü hapis cezasma çarptırılması istendi Sanıklardan Şevket Kazan, Temel Karamollaoğlu, Tahir Büjlikkörükçü ve Ahmet Oğuz'un TCK. 163/1, 163/4, 173/3 maddeleri uyannca 312 yıl arasında hapisle cezalandınlması ralep edildi. Mustafa Yazgan'ın 417 5il arasında hapis cezasına mahküm edilmesinln istendiği iddianamede 27 saruk hakkında da TCK 64/1, 173/1, 173/3 maddeleri uyannca 27 yıl arasında hapis cezasına çarptırümalan talep edildi. 27 sanıgın adlan şöyle: Süieyman Arif Emre, tsmail Fehmi Cumalıoğlu, Mehmet Recai Kutan. Oğuzhan Asiltürk, Abdurrahim Beıci. Gürgen Mazhar Bayatlı, All Güner Lütfi Doğan, Korkut özal, F \. him Adak, Ali Oğuz, Tasin H i t tipoğlu, Ahmet Remzi Hatip, Abdullah Tomba, AU Rraa öztürk, Mehmet Okul, Abdülkerim Doğrn, Zühtü Ogün, Mehmet Tııran Akvol, Hasan Aksay. tsmail Müftuoğlu, Hüseyin Erdal, Ali Haydar Aksay, HaTit özgüner, Osman Nuri T niiporen. Mustafa Arafatoğlu, Hasan özkeçecl. Anılar. Ayşe teyzeme sormuştum: Teyze. babam annemi nasıl kaçırmıştı?... Bir kış gecesiydi. Zemherinin ayazı. Ben gelin olmuştum. Evde annen, Zeliha teyzen, bir de anam var. Babamız çoktan ölmüş. Baban, daha bir kaç yakını geliyorlar köye. Bekliyorlar soğukta, herkesin yatmasını... anan, fgitmeyeceğim!...» diye çırpınıyor.. Sabahleyin gördük; kapıyı tutan pormaklarmın izi buz olmuş, donmuştu... Ağabeyimden sordum, o da bir bölümünu anlattı: Doha kaçırmaya girişrneden dışarıda konuşmuşlar, «aman, demişler, bir yanlışhk yapmayalım. İki kız var, biri küçüğü onu kaçırmayacağız. Mehmet sen, iyice yokla, kücük olanı değil, ele gelenl kap. Sakın yonlışlık yapma, rezil oluruz.» Kaçırırken evi de ateşe vermişler mi?.. Sözde, ev yanınca korkacakiar da, arkalarından gelmeyecekler. Gelecek kimlen var?... Anamın köyü, babamın köyüne yürüyerek ücdört saat çeker. Gecenin bir yarısı, omuzunda kız, koşuyorlar. Yolu da şaşırıp, tarlaların arasındakl buz gibi su dolu havuza düşüyorlar mı?... Anambabam sırılsık lam... birh Mehmet, böyle köye giremeyiz. Şu köydekl akrabalara gidelim. Kızın ustünü, başını değiştirslnıer. Akşamı bekleyelim.. Köyümüze öyle gideriz. Olur... diyor babam. O köydeki yakınlarına uğrayıp, ıslanon çamaşırlarını kurutuyorlar. Akşama değin bekleyip, köylerine öyle yola çıkıyorlar... Köyde de hemen herkes. kacınlan kızı beklemekte. O gözleri ağlamaktan kızarmış. Bir odaya koymuşlar, ağlosın bakalım: Babamda da bir merak. «Şu kaçırdığımır kızı, yakından bir göreyim hele...» diyerekten. kapının anahtar deliğine gözünü uydurmuş, uyduracak. dedemin sesi: Mehmet, cekil bakayım oradan. Yoluna, doğru gitL Bir utanmış, bir utanmış... O zamanın yasalanndanmış, yetim, yoksul bir kızı alan gencin askerliği ertelenirmiş. Dünya savaşını, belki bu yasadan yararlanarak aîlatmış, ama ardından Kurtuluş Savaşı yetişmiş. Haydi bakalım, doğru cepheye.. Savaş yıllannda çok yoksulluk çekmişler. Ekmek yopacak un yokmus evde. Anamdan dinledim, yoksulluk yıllarını. Cumhuriyeften sonra doğdum. Yokluk, yoksulluk çekmedık. Bunları ne diye anlattım? Teoman Erel, 15 nisan 1981 güniü «Milliyetste, dedemin amcası sFirenk Mistafendinyı yazdı ya, bari anamı babamı kendim yazayım diye düşündüm!. Fırenk Mustafa Efendi, 18301850 yılian arasında olacak, İngiltere'ye gidip orada 12 yıl kalmış. Okumayı, yazmayı seven ozan bir kişi. Mezar taşlarına «kitabe» yani, «mezar taşı yazıları» yazıyor. Oldukça güc bir iş. Yazacağınız dörtlükte, ölçüye. uyağa (vezne, kafiyeye) titizlik göstereceksiniz. Ayrıca, son dizede ölüm gününü tam düşureceksiniz.. Köyde mezar taşına ne yazacaksınız? O da kalkar, İstanbul'a gider. Orada, mezar taşlarına şiirler yazarak yaşamını kazanır. Sonra ver elini Londra. O yıllar, dışarıya Eskişehir taşları gönderilmiş, Belki, onlarla gitti bilmiyorum.. Dönüşünde, köyde adı: cFirenk Mustafendi» dir. Oruç tutmaz, namaz kılmaz ama, sonra bütün kılmadığı 12 yılı kaza eder... Konya'ya gider, Medrese'de dersler verir. Kitaplar yazar. Kitaplarını, Mustafa adında bir arkadaşına bırakır ölmeden. Kitapların, Konya kitaplığında olduğu söylenir. Araştırmak gerek... Öldüğünde, Mevlâna'nın yakınına gömerler Firenk Mustafendi'yi. Teoman Erel, «Sugün Ise Avrupa'da otuz yıl evvel tasavvur edemeyeceğimiz sayıda cFirenk Mıstafendi» var» der... Cezaevine girerim, Türkiye'ye dönmem I YAZIT A R I 7 «Alman göçmemiş mi? 1915'te 26 milyonken, 1915'te 68 milyona çıktılar. Başbakan Caprivi. «Bu kadar nüfusla yasayaracağız dışanyaî.» dedi. Giden lerin sayısı 1921'de 6 milyon idi: Amerika'ya, Afrika'ya, Kanada'ya, Avustralya'ya.. İnsanbeşer, ölünce siser, bunalınca göçer. Almanlar şimdi de göçüyorlar. Neden bunlan hiç konuşmuyor televizyonlar, yazmıyor pazeteler?» Üç dört Türkiye gazetesi basılıyor Frankfurt'ta. Buradan bütün Almanya'ya. Avrupa'ya düzenli dağılıyor. Yakm zamana kadar birer Marktı fiyatları, 1.20'ye çıktılar. İşçilerimiz ödeyip aiıyorlar. Bunlar, ilk ba kışta İstanbul gazetelerinin tıpa tıpı samlıyor. Oysa değil. Sayfa kalıplarının gelmesi zaman aldığından, başlıca haberler bir gün gecikmeli veriliyor. İç sayfalardan üçü dördü boşaltılıp, kahramanlık ya da din dizileri dolduruluyor. Almanya daki lşçilerimizin sonmlan üstüne özel fıkralar basılıyor. Bunlara bakan, buıada sorun dolu, acüı bir Türk dünyası olduğunu kolayca anlayabilir. İnsan hatta sürümü yüksek olan bu gazetelere bakarak, Türkiye'den bütün hallan kalkıp Almanya'ya, Avrupa'ya geldiğini samr. Artık «konuk işçi» sözü, yerini «göçmen isçi» sözüne bırakıyor ve göçmenlik böylece kurumlaşıyor. TUrkçe televizyon dergisi çıkıyor, Türkçe ders kitaplan yazılıyor, «Anadili» adlı Türkçe edebiyat dergisi çıkıyor, Türkçe basımevleri kuruluyor. Türk bakkallan, simitçileri, sucukçulan. baklavacıları var, sürümleri de iyi.. Alman yasalan ne derse desin, canlı, Tür'iuye'den bu yana doğ ru hızh bir eğilim var. Bütün yasaklara karşm sürüyor bu. Burada kalmak için evlenmeler artıyor. Evlenmeler burada oturma ve çahşma izni alabilmiş Türklerle oluyor. Almanlarla oluyor. Bir Alman'la evlenen şırp diye kalıyor Almanya da. Stutt»art Başkonsoloslugu'nda eskiden haftada bir tek gün vardı evlenme işlerine. Şimdi iki gün oldu. Yakmda Ankara Gençlik Parkı'ndald gibi her grün olacak samyorum. Evlilik, sevgiye dayalı, anayasal, kutsal filan bir kurumdu değil mi? Almanya'da öyle evlilikler görc"üm, aklım başım dan çıkıp gitti, kaîamın tası açık kaldı. Almanya'ya, Hollanda"ya gelmeyi kafasma koymuş, ama gelememiş bir adam düşünün. îşçi ahralan ts 1975'te durdurulmuş, sırurlara sıkı denetimler konulmuş. Ama uluslararası kurallara göre turi.st gelmeler, transit gelmeler var. Bizimkilerin vize alarak Almanj'a'da en az üç ay o'urma olanağı var. Adam bir kez sımrdan girdi mi. Uq ay içinde türlü çeşit pazarlıklar yapılıyor. Eir AUnan kızına, kadınına, üç bin, beş bin, yedl bin, BAYKURT TÜRKLERLE PARA KARŞILIĞI EVLENENLER ARASINDA ALMAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ KIZLAR ÇOĞUNLUKTA.. KARI KOCA YAŞAMNA GİRMEDEN OĞRENIMLERİNÎ TAMAMLAMA OLANAĞI BULUYORLAR. «Bu kadar parası var da neden gelmek istiyor Almanya'ya?» demeyin. Satıp savıp gelmiş. Borca girip gelmiş. Burada bir yakmırun ya da tanıdığımn yarunda kalıyor. Oturma ve çalışma izni olan bir işçi kızına paha biçilçemiyor. Böyle birini bulamayanlar, Almanlara yöneliyorlar. Almanlarm da türlüsü var. Bir kez hepsi para karşılığı evlenmek istemiyor. Böyle bir şey önerildigi zaman kiiplere biniyorlar. Ama bunlar dışında yedi bini alıp nîkâhlanan, her ay da beş altı yüz Mark aylık bağlatan epeyca var. Yasalara göre isteyen düediği zaman boşanabiliyor. Ama bu tür damşıklı evlenmeleri önlemel: için kimi ülkeler boşanma için üçer beşer yıl zorunlu süreler koymağa başladılar. Gene de. «îahu ne olursa olsun bana bir kız bul, nasıl olursa olsun, veter ki Alman olsun!» diyenden geçilmiyor şu sıra Almanya'da. Telefonla, mektupla başvuranlar da var. Türklerle belirii bir önparaya ve beş aln yüz lira ayhğa tav olup evlenenler arasında Alman üniversite fförencisi kızlar çoğunlukta. Karı koca yaşamına girmeyip sadece nikâhîarını satarak öğrenimlenni tamamlama olanağı buluyormus bunlar. Bizim işçiler arasında bundar. başı derde girenler de çokmuş. Örneğin evlendiği zaman dul, iki çocuklu biri, dul ama daha önce nikâhlanmanıış, çocüklar dosttan; aile birliği deyip çocuklan da yazdınvor tirtlerine. Bizimki Almanya'da kalmak için zaten her şe ve razı. Ancak durumunu sa* lamlaştınp boşanmak istediği zaman eiinin kolunun sıms;kı bağlanmış olduğunu anlıyor. bir türlü boşanamıyor. Ne desen, ne yapsan, ^Alman boşanmaya razı oîmUyor. Hem ken dine, hem çocııklanna nafaka istiyor. Ugraş dur artifc ondan Atman yöneticileri için büyük sorunlardan biri, Türk lşçilerinin çocuklan.. O kadar da çok ki sayılan! Türkierin yoğun yaşadığı mahallelerin okullannda oranları «;, 80'e kadar çıkıyor. Bir bölümü de Kuran kurslarına gidiyor. Sayılan toplam olarak yarrnı milyonu aşıyor. Boş zamanlarını dondurmacıda, otomatiklerde geçiriyorlar. (Foto: Güner YÜREKLİK) şayıp Alman ya da Hollandalıyla evlenenler de var. Bu kadmlardan kimi bir kez nikâhlandılar mı. bunu nimet bilip asla aynlmak istemeyenler, poHs yoluyla «koca»larını eve çağırıyorlar. Bir tanesiyle bir yol culukta raslaştım. Adı Şevket'ti. Öz kansı Ayşe, Wuppertal'de babasıgille oturuyordu. Demet adında b:r kızı vardı, öz. Hollandalı yenge Catherina da hastalıklıydı. Ayda sadece bir gün izin veriyordu: «Git kızım gör, akşama gene yanıma dön. Yoksa polise danışıkh evlenme vaptık diye bilgi veririm. Kardeşlerimden biri polis. ben kur tulurum ama sen gidersin okkaınrı altıııa. Her sevden önce oturma ve çabşma iznin vanar!» diye korku veriyordu. Bir ara kökünde siyasal nr denler yatan ekonomik sığmmacılık alıp jürüdü. Uzun, bitip tükenmez kuynıklar oluşuyordu Alman makamlarınm önünde. Yasa değişti, vize kondu. gene sürüyor kuyruklar. Kaçak girenlerin hepsini polis yakalayamıyor. Söylendiğine göre kaçak işçileri getiren çok sıkı örgütler varmış iki ülke arasuıda. Çoğu elebaşılan İtalya'da oturan bu örgütün uluslararası bir nitelik taşıdığı da söyleniyor. Bunlar Türkiye'den Fas'tan topladıklarım ne yapıp edip sınırlardan sokuyorlar. Birer pasaportları var elbet. Onlan toplayıp »lıyorlar ellerinden. Yatmaya kalkmaya yer gösterlyorlar. Sonra satışlar başlıyor. Önce tarım, sonra yapı işlerine satılıyorlar en çok. Saat ücretlerı diyelim dorüiz mark. Bes mtrkı işçinin, dört markı örgütün oluyor. Ya da tersi.. Saat ücretine dokuz mark verince o işçileri çalıştıranlann kân ne? Kân, vergiden, sigortadan... Eline saatte dokuz mark verdiğin bir ifÇinin o kadar deSilse bile ona yakın da vergisl, slgorta prlml tutuyor. re gık demeden, ticretlerinden ne kesiliyor, ne kırpüıyor, sormadan, zaten çogu hesap bilmez, hesap bilse dil bilmez, bu yüzden soramadan çalışıp giderler. 1931 Cumhuriyel BÜTÜN V'LAYETl.ERDE MEBUS SEÇİMLERİ YAPILDI ANKARA (a.a.) Saat 18'e kadar 62 vllayetten 51'inde mebus seçimleri neticelenmiş ve parti namzetleri her tarafta me bus seçümişlerdir. Partinin bağımsızların seçilme sini mümkün kılmak üzere namzet göstermediğl ELUYILONCE 25 NİSAN 1931 30 Vilayet için 10 Vilayetten 13 bağımsız adayın kazandığına dair malumat gelmiştir. İstanbul, Samsun ve Tekirdağında yalu z parti namzetleri seçilmiş bagımsızlara rey verilmemiştir. GAZİ HZ. SEÇİM NETİCELERİNİ TAKİP ETTİLER ANKARA (24 (Telefonla) Gazi Hazretleri bugün saat 16'da Parti merkezine gelerek seçim neticelerini geç vakte kadar takip buyıırdular. Bu gün ctıma olmasma rağmen Parti merkezi fevkalade bir faaliyet içindedir. Her taraftan gelen telgraflar tasnif ohmmaktadır. İsmet Paşa ve Recep Bey Partinin aday göstermediği Manisa ve Burdur'dan da aynca bağımsız olarak rnebus seçilmişlerdir. tsmet Paşa Malatya, Recep Bey Kütahya'dan aday gösterildiklerindeiî kendileri han gl Vilayeti tercih ederlerse diğer yerde yeniden se çim yapılacaktır. sonra. Özellikle martta, nisanda baş iıyor bunlann sızması, Mainz, Mannheim yanlannda, Karlsruhe'de ve tüm Güney Almanya'da, bir de Hamburg yanlannda Sokaklannm, kafeteryalanbunlara rasladım. Ekime, kasıma kadar yakalanmadan ça nm görünümü değişiyor Alman lışıyorlar. Günde 40 mark, 50 ya'nm. Otobüslerinin, tramvaymark tutturarak biraz para ya lannın yan koltuğunu bizimkipıyorlar. Kandilerini getiren ler dolduruyor. İşsizlik oranı örgüte de kazandınyorlar tabii '"a 23 artıp durduğundan, yebir o kadar. İşler de bitiyor iyi terince ekonomi ve ekonomi po kötü; ondan sonra poüsin top litika bilmeyen sıradan Alman, Yabancılar lamaları başlıyor. Posta posta «Auslander raus! topiuyor bahçelerden, tarlalar Dışan!» diye bağırmaya başlıdan, yapılardan.. Cezaevlerine yor. konuluyorlar. Sınırdışı edilme İşte böyle bizim köleee halislemleri başlıyor. O arada, ilie gitmemek için ellerinde sık lerimiz; bozula düzele bugüne tıkları beş on kuruşu da eriti kadar gelmiş. bugünden öteye yorlar. Avukata, aracıya, çevir de sertele sertele gidiyor. İkide mene veriyorlar, sonra da boş bir televizyonlara getiriyorlar boş. buruk buruk dönüp gidi akşamları. Erzincan'dan Binali yorlar tabii. Ertesı bahar ge Aslantaş. Almanca'yı da Türkçe gibi konuşarak bağınyordu ne geliyorlar. Türkiye'de gecekondulan jaktıra yıktıra yık geçen gün: «Ben buraya ki genç tırmaz oldukları gibi, «tlle de çeldim! Ve de sağlam geldim! gireceğiz. Ule de tutunacağız Şimdi sakattandım diye gönder Almanya'da. Hollanda'da» di mek istiyorsunuz! 19 yıl oldu bu yen bir halleri var. Kılıklan. yıi: Ne işim var benim Türki?iysileri berbat. Yüzîerinde, ye'de? Bir ilgim kaldı mı? Eeee? saçları gibi uzamış sakallan Sen diyorsun cezaevine katakir pas içinde. Yıkanmasız, ba rım. îşte burdayım, gel at! kımsız kalmışlar. Sevgisiz, ilgi Egal! Cezaevine ki girerim. Türkiye'ye gitmem! Benim Heisiz kalmışlar. Çoktandır rahat yatak yüzü, sıcak su, sıcak ye mat'un bura!...j> mek görmemişler. SavruluyorOnlar istedikleri kadar «Auslar. Kırk kişi, elli kişi, önlerinde bir, arkalarmda bir, ortala lander raus!», şu bu desinler, ıında bir polis. İte kaka uça Binali Aslantaş, «Heimat'un ğa kadar götürüp başkaptana bura!..» diyordu televizyonda, teslim ediyorlar, o da İstan milyonlara... bul'daki polirten kelle başma Bu bizim kölece hallerimiz, birer almrU belgesi getiriyor. «Bunlar fazla. Bunlan istemc yurtta kökü derinlerde, burayiz. Aldığımı?.. kuHandıinmız da çok acı. Bugüne kadar uzun bundan öteye daha kadan şimdilik veter. Simdilik sürmüş, fazlasına gerek yol;..» diyorlar. uzun süremez bence. Biz istersek değişmeyelim, değişmek is«Ne iş olsa yapardun. yefer temeyelim. Başka şeyler, çok ki bir gireydim!» diye diye geri şeyler değişiyor dünyada... giderler. Sadece en tehlikeli işlerde de#ü, aynı zamanda en Dis. en bulasık islerde uzun süBİ'i ., > s YARIN : İddianamenin ayrıntıları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle