19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 Cumhuriyet 22 NİSAN 1981 Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Raporu: Onuncu Milli Eğitim Şurası 2326 haziranda toplanıyor Türkiye guvenliğini Batı da aramaya devam edecek AVKARA, (Cnranuriyet Bürosu) Londra Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstifüsü Türkiye'nin güvenlik politikasuu konu alan bır çalışma yayımladı. Paporda, bazı dönemlerde rabatsızlık yaratsa büe Türkiye'nin güvenliği ni eskiden olduğu gibi önümüzdeki dönemde de XATO ve ABD'de arayacağı görüşü savunuldu. Ulusiararası alanda üne sahip olan ve Batılı çevrelerde etkinliği ıle tanınan Enstıtünün raporunda yer aldığı güvenlik çevrestndeki sürat!! ve vay.em değisikliklere karşın. Türkiye'nin güvenlik poütika sını etkileyen temei ngelerin büyiik ölçüde sab;t kalacai';. bu necienle de giivenük ba^lannı Eaîıda arayan politjkesının degişmeyeceâı tahmin edı livor. Londra Stratejik Araştınnalar Enstıtüsü'nün uAcieiplıı Papers» serısmde yayımlanan çalışma bir Türk Stratejı Uinıanı. ODTÜ ögretım üyesı Ur. Duygu Sezer taraiından yurjtüidü. Çalışmaca Türkiye'r.ın güvenlik politilcası üzerindekı etkenler avrıntıiı bir biçim.ie incelendi, yenı yaklaşımıar ırdelendikten sonra gelecefie üonıik öngörtilerde bulunuldu. iîaporun soııuç bölümünde I97ü'lerın sonunda meydana ge len geîışmeierm 1980'iı yıllarcia dünya polnilıasLnda teniiksli bir dönemın baslaigıç ISÜretlermı verdığice dikkat çekıldi. «Dünya barı.şını tehdit etlen olav ve tepkileriu ışığında liiıkiye'niıı diinva güvenlisi ve keudi srüvenlisine dönük aigılamalaruuıı değişmez kalmaması *ajirtRi değildir.» deniien bu bölümde, yomuşama sürecınin ciddi yaralar aldıgına deâinilerek, bu durumun Türkiye'ye dönük yansımaları şöyle değerlendirildi: «Siiper ırüçler arjsındaki kar şılıkJı div.ılos ve işbirliğinin ra fa kaklırıl(lı«ı, GÜDeybatı Asya ve Ortadoeu"daki durumun tehiikeli bir istikrarsızlığa yüneldiği bir diinenıde Türkiye"yi çüvenlik duyma isteğine iteıı kay^ıları önemli derecede artmaktadır.» AFGANtSTAN OUAYI Tt'RKİYE'Tİ BATITA İTTt Raporun sonııç bölümünde aynca So.^etler Birliğl'nin Atganistan işgalinin Türkiye'nin güvenlit: polihkasına etkilerı üzerinde de duruldu ve raüdaha lenin resmi politikada Batı'ya daha büyük bağlıUğa yönelme gibi bir sonuç doğuran yaygın olmamakla birlikte önemli bir «kaymaya» yol açtığr kayded:!ai. Aynı paragrafta, «Ancak, Afganistan'a müdahalesl kamuoyundaki KÖrünümfınü ciddi bfr biçimde redelediği halde. Türldye'deki perek resmi demeçler. gerekse Benel hava Sovjrtler Birliti'nden ani ve direk bir tehdidin beklenmediğini jöstermektedir.» denildi. Çalyımarun iç dunımla güven İlk poliîikası arasındaki ilişkınin ele altndığı bölümde de. «Ne yazık Id. askeri tehditlerin bulunmamasına karşılık iç durumun belhsizlijfi Türkiye'nin araklan üzerinde durmasını ve birlikliği yansıtan bir çüven lik politikısı oluşturmasmı tehlikeli bir şeldlde ençellevecek iç ve dış baskılara açık tııtmaktadır. İç istikrarsızlık Türkive'nin eürensizlieinin ba^lıca kaynaçıdır» görüsü ver aldı. BAOLANTISIZ OLABİLİR Ml? Türkiye'nin güvenlik seçeneklerı ıncelenirken de, raporda Türkiye'nin bağlannsLz bır politika izleyip izlemeyeceği tartışıldı. Ba bölümde. «Atatiirk'un kendi dışındaki sorunlara kanşmama ve dısarulan Eelebilecek baskılara meydan vermemeve iizel bir hassislık sösterdiği, Türkiye'nin haslaııtısız olabilmesi için her î süper gücü de kendisinden cşit uzaklıkta tutmaya ikna eılecek askeri ve politik güce sahlp ol nıası »erektisi. ancak süper süçler bitlşik ya da kendisini çevreleyen bölçelertle bir çekiş nıeye glrdikleri takdirde hunıın K Ç olacagı» îfade edilerek «AÜ \iisturya örneği bir yansızlık için lıer şeyden Snce Türklerin Eerek iç eeıekse dış politikada .feopolitik konumlannı îidün saâlamak için kullanmarmık için kendilerini eçitmeleri serekir» denildi. Rapor şöyle sürüyor: TÜRKİTE SSCB İLİŞKİLERİ «Sovyetler Birliği'nin Afrika boynuzuna kısmen Türk hava sahası üzerindeıı askeri malzeuıe göndermesi ile de görülen yerküresel askeri eirişimleri, Türkiye'ji deniz savunması ala nı içinde eören çüvenlik kavramı ve kendl sımrları dısınchi faaliyette bnJunmak isteği. Türkive'nin egemeniik haklan ile çakışacağı bir durumun varlı^ı nı sürdürmektedir. Türkiye'nin süvenlik hedefi, Sovyetler Birliâi'nin verküresel ya da bolgesel hedefierini riurdurmak, iinîemek ya da caydırmak olamaz. TRrkive'nin lıedefi temelde egemenliîinin tehlikeye sokmamaktır. Eğer bu dunımıla Türkiye'nin çüvenliğinin bir ön kosıılu Sovvetler Birliği'ne kar şı bansçı bir politika İ7İemekse. Türkiye'nin egemeniik haklannı koruma kararlılığı da bir diger önkosuldıır. Buradaki sorun. kararlılık askeri vetenekten çok öteye dayandığı için Sovvetler BirüÇİ'nin bu kararlılığı nasıl eördüğüdür. Bu çerçevede NATO Türldve'nin çüvenliğinin ek bir parçasi olmayı siirdürebDir. Türkive. böylelikle yalnız basma olarağmdan daha etkili bir şekilde savunma arzusunu gnsterir. Bu da Türkiye'nin güvenlik nolitikasına ek bir zorlama getire bîlir. Çünku N'ATO da Türkiye'den ortak savunma sistemine kendl olanaklart çerçevesinde katkısmı isteyecektir. Beklenen katkı Türkiye'nin verebileceğini tahmin ettiğnıden daha faz Eğitim sisteminin ilkeleri saptanacak ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) 2326 haziran tarihleıi arasmda yapüacak 10'ncu Milli Eğitim Şurası'nın gündemi ile, burari2 ele ahr.acak konular bel:i oidu. Şura. Milli Eğitim Bakanı Hi^san Saglarr.'ın konıışmasıyıa açılacak. istiklâl marsı ve savgı dııruşu yspı'.dıiıtan sonra, ana ilkeier üzerinde yüksek danışma kurulu başkanı, talımterbiye baçkanı konu.şacakîar. Daha sonra «Progıam Geliştirme» konusunda gfr.el görüşme açılacak. Şura'da «Yeni Türk Müli Eğitim Sistemi» tartışılacak, karr.ra bağlanacak. «Yeni Türk HIili Eğitim Sistemi» ıle ı!?ili olarah. dördü proîesör. IC'ıı doçent, üçü doktor ve üçü de egıtim uzmanı olan 20 kişiden olu.şmLiş o:r gr.ın, yeri «Türk Eğüiın Sîstemi Alodeli» ile ilgilı bir ranor tıazırlacı. Pu ön rapor. 1819 nisan 1381 gimlerinde, Kız Teknik Yiiksek Öğretmen O'sul'j Snlonu'nda. bakanm da hazır buîunduğıı toplantıda tar tışıidı ve bıır.un Şura'\'a sunul ması. çalışmalann bu rapor cerçovesirice yapılması kararUış'ırıldı... RAPORDA NELER VAR? 81 sayfa tutan raporun, g:riş bölümlerinde. 1939 yıhnda başlayan 1. Eîitim Surası'ndan 1974'tski 9'ncu E£itim Şu rasma değin. yapüan çalışmalar özetleniyor. 1. Eğitim Sura^ı kararları arasmda, «Bütün yüksek okul ve fakültelcrın Milli Eğitim Bakaulı»ın:i bağlanması ve tek elden yoneiiini ile, üııhersite ve >üksrk okulları içine alacak bir yasa çıkanlnıası» da var. 2İ ha zırar. 1331de vapılacak 10'neu Eğitim Şurası konuları ai'usıııcia üniversiteler konusu yo>:. İlgıliier. bunun yeni ür.ırersite yasasımn hazırlıklanyla ilgı'ı oldugıjnu, polemik!erı öııiemek için, üıııversite!crın bu Şura toplantısı dışmda tut'.ıiduğunu söyiüyorlar. TLMEL EĞİTtM SEKİZ YIL Raporda, "Türk Eğitim Sisttıni Modeli»nin gerekçesinde. özetie şöyie denıyor: Türk Eğitim sisteminin yeni c;en düzer.lenmesı çalışmalann <;i. «Tenıcl Eğitim Yasa Tasa rısı» ıle okul sisteminin ilk ZOIIÜÎIII seki7 yıllık diiimmin İJK bütünlük iç:r.de örgütlev.:o ı.^!etüraesı gerçekleştirılebileoektir. Diğer yar.dnn '•'. lışm£.ları sürdiirülen «Yüksek Ö^ri'iinı Yasası» ile. bu bütün li.Jün yüksek öğren.m düzey.ı cıe de g°rçekleşnıe?i beklen mektedir. Eğitim sıstemıncîe tenıel eği *\m ve yüksek ögretimde dü şüııülen bütür.leşmeye karş'n, bu iki oüzey arasmda ortaö^retinı kesimmde. bir vr.sa ve y&oı çeş:tl:liği ve kargaşasının sijrdüğü göz'.enmektedir. M<xîe!in özell:k!eri şöyie olricaktır: Eğitim sisteminde bütünleşrne. Sistemin her düzevinde mesieki ve teknik ejitime ağırlık verme, BelH koşul'.ar aîtmda. her düzevâe yatay. her birımde di key geçiş. R&pdrcia daha sonra. öğrencı alma: kayıt, yerleştirme işleri, piâniama. istatistikleri tut^'.i; ve «Personel İşleri», zo ıtınlu öğrenım çaKinda çocuklarm devanılarırun sağlanması. orıa oğvetim çagı çocuk larının ckullara yerSeştirilmesı. (>:;ııliar arasmda öğrenci işierır.de eş.aüdümün sağlan:ı;ps! arJ:ıtıhyor. Raporda «Temel Eğitim» konusunda söyle deniyor: «SH yaşları arasmda zorun lu öîıeııını çağı çocuklanna eıı az yıllık ve tenıel eğitim Sibrmeven vetişkinler için ise, gılişıtü'kıiııe ve sereksinıneIrrine ı:j;un bir süre eğitim »ertıı bir lculeme olarak önsüriilır.üştür. Temel etilim bir bütiinciür. Temel eSit'nı. değisik süreli okuüara biilünıııen:tndir. Teınel eiitim okulu, üst öğ retiıne gidcmevecek kaıiar yok MII olan ya da gereken yeter tiui k:>;ananıuınış olan çocuk ian biı mesle^e hazırlayabilıııtlidir. Tcn:t'! pŞitim oUulıı, kurslar açabiiıneli. başka kuı.jıılurla işbirliüi \apahilme!i VP öğrcncilere rehljeıük ya uabümeüdir.» LİSELER Raporda Liselerle ilgili olarak şöyie denilmektedir: «Öneri modelde yer alan lise, temel eğitimin üstüne üç rr.i, ikinci kademede yabancı yıllık eğitim veren bir ortaöğ dil. retim kurumudur. Liselere bir SIMF GEÇME YERİNE yandan, «öğrencileri yüksek KRKDİL1 DERS GEÇME öğretime hazırlamalarm, öteRaporda, tek t;p lise ve bu yanclan «çeşitli mesleklere lısecie oğrenciierin ilgı ve ye:eyalkm kılmak» görevi verilnıiş nekleri doğrıütustında insantir. gücü ihtiyaçlanna göre yönelt mede, öğrenci akışında sınıf LİSELERDE OKUNACAK geçme sistemi yerine, ders DERSLER Raporun ilen bölümlerinde, geçme kredi sistemine başvu , rutmastnm sımf geçme sistehangi derslerin okutulacağı belirtilirken, liselerde okutula mi yerine daha yararlı olacağı vurg"aiandıktan sonra, secaklar da veriliyor. Eu dallar dört böiümde toplanıyor. Dal çimlik ders'erin sayısının artınlmasır.ın yararlı olacağı ilara göre. dersler şöyie: fade edüiyor. Tîaporria, «öğEkonomi Ticaret: Ev ekor.o rencinin haftahk ders yükü amisi ticaret. ticaret muhasezaltılmalı. öğrenciye serbest be, turizm rehberlik, kooperasaatler bırakılmalıdır. Ortaöğtifçilik, pazarlama, terzilik ve retim düzeyindeki genel ve kuvaîörlük. nıesleki programlar arasmda Teknik: Elektronik. serayatay geçişler sağlanmalıdır.» mik, tekstil, ağaç isleri, el sa denjiiyor. natlan. RAPORÜ KİMLER Genel: Dil ve edebiyat, sosyal bilgiler, fen bilgileri, maRaporu hazırlayanlar şuntematik. güzel sanatlar. lar: Prof. Dr. Ziya BursalıoğTarım: Uygulamalı genel taiu, Prof. Dr. Etem Özgüven, rım, hayv'ancılık, sebze ve meyvecilik. süt ürünleri. or Prof. Dr. M. Fuat Turgut, Prof. Dr. Fatma Vanş, Doç. mancılık. balıkçıiı:: . Dr. İlhan Akhun. Doç. Dr. CeTEMEL EÖİTtMDE vat Alkan, Doç. Dr. Ali Doğan DERSLER Arseven, Doç. Dr. Mustafa Ay r yıllık temel eğitim progra dın, Dcç. DT. İ. Etem Başaran, Doç. Pr. Sudi Bülbül, ır.ının dersleri de şöyie: 13 sınıflarda, okuma yaz Doç. Dr. N.rtttin Fidan, Doç. ma, aritmetik, 45 smıflarda Dr. Kemal Güçlüol, Doç. Dr. X". Ali Kısakürek, Doç. Dr. îlgenel bilgiler, 678 sınıflar han Sezgin, Dr. Aytaç Açıkada pratil: bilgiler. lın, Dr. Yaşar Baykul, Dr. Fer Türkçe, sosyal bilgiler, fen bilgileri, matematik, iş eğiti han Ofuzkan, Osman Kaptan, mi, (uygulamalı. okul içinde), A. Hamdl Özer, Necmeddin güzel sanatlar ve beden egiti Y'eşilmen. Mustafa EKMEKCİ "Bırakmazsm, Iki \ aprak Olayım...,, Onbeş yıl kadar ör.ceydi. Dinlenmeye gittiğim Marmarıs'ten Datça'ya geçmiştinı. E;r gece kaldıkıan sonra ciöndüm. «Bauda uuutulan bir ilçe: Datça» röponajı, o zaman çalıştığım Milliyet'te yayır.landi. Yazı. gözlemler, bazı eleştiriler de getiriyordu. Örneğin, Datça'mn korkunç derececie unurulmuş olması, oradaki sömürü, bıuıa karşılık doğanın olağanüsıü güzeU;ği Orada anlatmıslardı: Zamanın İçişlen Bakanlarından Haldun Menteşeoğlu, bir kış günü seçim bölgesı oian Datça'ya da uğrar. Ker.disini karşılayanlara sorar: Burada, kışın nasıl vakit seçirivorsunuz? Ne yanalım. içiyoruz efendinı! karşıiığını verirler. Yazıyı okuyan Bakan, Kaymakam. bir de o zaman Zaier Gazetesinde olan bir gazeteci konuşurlar. Bakan: Yahu, ben Ekmekçi'yi severim. Neden boyle >azdı acaba? diye sorar. Ve bir yalanlama, yani «tekzip» hazırlanmasına karar verilir. Tekzip, Kayrnakamın imzasıyla hazırlanır. Bir örneğini o zaman Zafer'de çalışan gazeteci alır. Birkaç sayîalık tekzibi, Ankara'ya geldiğinde, bana göstermişti. Aynca gazetesinde de yayınlandı. Şinndi oisa yapmaz sanıyorurr... Olaym bımdan sonrası ılginç. Datça Kaymakaını, imzaiadığı tekzibi, Datça Yargıcır.a verir. Yargıç, kendisme gelen tekzibi inceleyip, gaze:eye gönderecektir. Öyle de yapar, ama nasıl? Miiliyet'in Yazı İşleri Müdürü arkadaşım aradı. Şöyle dedi: Ekmekçl. senin «Batıda unurulan bir İlçe: Datça» yazısına tekzip geldi. Tekzibini biliyorum. metnini çördünı. ttiraz edeUm... Oinle. Biz de öyle yapacaktık, ama Targıç. Kaynıakaırun tekzibini alnııs, yazula olmadığı halde. tekzip edilmek istenen verleri cıkarmış. Kısaltmış. Bize de bir yazı yazmış. Bak, okuvorum.. Yargıcm, Yazı Işlen Müdürlüğüne yazdığı yanda. özetle şöyie deniyordu: «Kaymakam (x)ce. verilen tekzip metni incelendi. Yazı ile ilgili olmayan yerler çıkartıldı. Örnefjin, ;azann neden mavi denizden değil de, Datça'daki lâlelerden söz ettiği konusu, tekzipten çıkartüaniar arasuıda. Bir yazar. ister denizden, ister lâlelerden söz eder. Bn, yazan ileilendiren bir konudur. Kaymakamın. vazıyı tekzip etme hakkı olup olmadıCi da incelendi. Bakanı karşüayanlar arasinda Kaymakatnın da hulunduçıi yazida belirttldiği için, tekzip hakkuıın doğduğru kanısına vanldı » Yazı İşleri Müdürü şöyie dedi: Gelen. incelenip kısalbUn tekzip metninl Abdl tpckçi de gördü. Itiraz yerine. bn titizJiçi gösteren Yareıca bir teşekkür mektubu yazmaya karar verdlk. O mektubu da okuyorum.. Okudu. Mektupta, yargıcın titizligi övülüyor, yargıcı rakmdan tanımak içta gazeteden bir grubun, önttonüzdeki yaz: Datça'ya gideceği vurgulanıyordu.. Bu, gazetecilik yaşamımın güzel bir anısr. Yıllardır, yazar dururum, basını düzeltmek, basına çöreklenmiş naylon gazetecileri eleştirmek bizim başlıca görevimız olmalı. Ama, hemen tüm kunımlan laçkalaşmış bir toplumda, basm da öbürlerinden soyutlanamaz. Arpalıklan, gazeteciler de doldurur. Çıkarıar içın neler neler yapılır. Orada, herkes çıkarını düşünür. Demokrasinin askıya alınmasının bir nedeni de, tek tek demokrasiyi içimize sındiremediğimizdsn değil midir? Karadeniz dolaylannda güzel bir söz söylerler: Bırakmazsın, iki raprak olajim... derler. Kimsenin iki yaprak olmasmı istemezier. Tekzip hakkı da kötüye kullamlmamalı. Zaman zaman gördüğümüz gibi. ytırgıçlardan geçerek gelen bır «tekzip», haksız ve sovgülerle doluysa, bu yargıyı da yaralar.. Dünyada Sakatlar Yılı doıayısıyla, konuya TürMye'de ılgi arttı. Bu güzel bir şey. Sakatlarm iyileştirümesi, topluma kazandırılması konusunda bizde ilk çalışmalan .'••apanlardan biri, Prof. Aziz Sevüktekin'di. Bu konuda, Amerika'da incelemeler yapıp, Türkiye'de çalışmalan başlattı. O, bunu örxe Orduda jet pilotları için düşunmüştü. Büriin derdi. sakat kalmış olanlardı. 2 mayıs 1973'te H öldü. Gulhane Tıp Ataciemisinde, bölümünün kapısma onun adı yazıiâı.. Sener Tanilli. \oıruiup sakat kalalı üç yılı geçti. 7 nisan 1978'de \unümııştu. Ana\asa Kürsüsnj Doçenti, Server Tanili, gece e\ane giderken bir otomobilden açılan ateş sonucu ağır \aralanmıştı. Londra'larda. Almanyalarda. Leningıad'larda yapılan iyileştirme çahşmalan yarar sağlamadı. Onu aradım vuruluşunun yıldönümünde. İstar.bul'da hastaneye kaldırüdığını söylediler. Konuşamadım.. Adlannı bilmedigim. bedensel ya da ruhsal yönden sakııt kaimış nicc gençler var, topluma onlan nasıî üazandıracapız'' «ONU YAPMA. BUNU YAPMA, NEREYE BAĞLAYALIM ELİMİZDEKİ PARAYI? YERSEN, HARCARSAN, SU GİBİ GtDİYOR ELİNDEKİ PARALAR...» "ALM ANYA YAZILARI^^I rından ikisi, kaynatası, mektup üstüne rnektup yağdırmağa başlodilar: «Biz adam değil mi yiz bre Haydar? Kendimiz bir şirket kuralım! Parayı sen gön der, biz değerlendirelim. Örne ğin bak ne düşünüyoruz? Denizciler Caddesi'nde bir Fuar Oteli var. Koca otel. Borcunu, taksidini tamamlayıp tapusunu aldık mı, basma gecer !şletiriz. isçi, yozıcı, yonetlcl tular, tıkır tıkır işfetiriz. Her sey gözumüzün onunde olur. Cevremize yararı dokunmuş insan lardan oiuruz hem de . » Gelen mektup'Grı ckudükco önunde uruklar açıiıyordu. Çev resıne yoran dokunan ınsanİki bir demeden, bankadakini çektı, o kador da kredi aldı, saldı paraları. Bu işleri dü şjnmeğe başlayalı kurt gibi olrrıuştu. Goranti köşeyi döne cekierdi. Otelın tele'on, havaiandırma, sıcak su gıbı cona nımlarını buradon aiıp gönda rebileceğını ya da bir izne gi dişle. minibüslü bir hemşeriye yükleyebileceğini düşündü. Gümrük çok tutardı belki. ama o kadar cok konuşma din llyordu ki, bulabilirdi kolcry'inı, «Burnun altında ağız var mı, yok mu?...» dıyordu. Durmadnn mektup doşeniyordu köye. Ertesi gun bir daha döşen di. Yanıt geldi: «Parayı aldık» Sen parayı gönder yeter •>*> 4 Cekerek'ten kalkıp geleli, on altı bıtmiş, on yedıye devrilmişti. Essen istasyonundc ban doyia karşılananlardandı. Üç beş gün toplandı, şu bu, ardın dan hemen mcdene soktulor Haydar'ı. Listeya «niteliksîz» dıye yazmışlardı, gık Ciyemedı. Çocukluğundan bir inoncı vardı. gösterilen işe mırın kırın etmeyen adam kendıni çabuk sevdirird". Bugun zor bır ışte calışsa b le, vann kolay bir işe gecmenin yoiuru buıiır du. Onun icin var gücüyle cagömdüğüne pışman olmağa başladı. Eller katıp katıştırıp istanburdan. Ankara'dan daire satın alıyordu. Biri taş catlosm 150200 bineydi o zoman. Bunu anladığı zaman milyonun üstune 150200 bin koymak gerekiyoröu. Yandı tutuş tu oma iş iştsn cobuk gecnıişti. Hele ki dolandırıcı şirketlere para kaptırmamağa cok dikkat etmişti. Kurulan şır ketler birer ikişer fos çıkmağa başladı «lyj etmişim bunlara aldanmodığıma1. » aea . Kırşelıır'de birirıin voneticisı, 40 rpılyonu olıp toz olmuşttı. Yozgot takj şöyie. Sivas'toki boyle; hep koUÎ geiiyordu ha zel bir yapı. Yatok sayısı 6teki nin iki katı. Nasıl olsa vekaletnamen, şunun bunun var.. Bugün hayırlısıyla pazarlığa oturacağız.. Ayrıntıları bundan sonrakl mektubumuzda anlatırız. Gönderebilirsen biraz daha para gönder. Çünkı alımsotım vergileri arttı. B zim burada satacak bir şeyimiz kalmadt. Bu iş hepimlze cok iyi olacak. Bu sayede sen de olır.terinin karşılığı paraları değerli bir yatırıma bağlamış olacaksın.. Baki selâm..» Arkadaşım Baki Özbay'la birlikte Haydar'ı görmek İçin Oberhausen'deki Heim'e gitti ğimizde, bu mektubun üstüncen üc hafta gecmişti, bir ha ber yoktu.. Baki, Karadenlzliy dı.. Kayınların, kardeşlerin, bu radan yollanan paralarla aldığı bir kamyonu, altı ay kullan dıktan sonra bir yardan ııcurup, hep birlikte gene sıfıra dönüşlerini kısaca özetledlği zamon Haydar: tYok canım, Berlin Oteli yerinde durur!.. Kaynatam, kayınlarım ve kardeşim bana kazık atmazlar.» dedi. Onun hiç değilse moralce güclü olmasına sevindim.. Ama sorrraktan da kendimi alamadım: «Peki ama Haydar. senin baban, deden otelci mly di?... Sülâlende var mıydı bu isi yapan, yapmış olan?...» Yuzume îers îers baktı: «Şimdiye kcdar yoksa, şimden sonra olur! Dunyaya köylü geldik ciiye koylu mü geçip gidellm? Bir ucundan tutup bizim de bir parca üeri gitmemiz ayıp mı? Onu yapma, bunu yapma, nereye bağlayalım elimizdekl parayı? Yersen, harcarsan, su gibi gidiyor elindeki paralar. Ve de boğazda bostan bltmiyor Sıkıp bir şeye yatırmayacaksak nsden geldik Almanya'ya? Neden çekiyoruz bunca sıkıntıyı?» Benden yanıt bekliyordu. Verdiğimi de doğru bulmuyordu. Tuttuğu yolun doğruluğu üstüne yeni yorumlar yapıyordıı Sonrg crkadaşıma dönüp «Sen söyle!» diyordu. Bütün ko.'ü korune inanmışlar gibi b<7e kafasmdakini söyletmek istiyordu. Kalktı bir cay koydu. Bir yan dan da arkadaşı İlyas Çeliker1le biriikte yemek hazırlamaya girişti. «Hayır, yemeyeceğiz, vaktimlz yok!.» dedikse de dinletemedik. Bir ara kendinl kadın kız dâvasıria kaptıran, Aiman kadınlarından dünyaya geien oğlanlara Atîilâ, kızlara Suzan adı veren hemşerilerden aniattı. Onlardan olmayışına cok cok seviniyordu. Oberhausen'deki camilerde her hafta sırayla cuma namazları kıldığını da aniattı. Yeni gelen hocaların vaazlanndan cok hisse kaptığını da söyledi. Gec:en gec Heim'in fınnından cıkanp getırdiği yemeğin başına gectik. ilk lokmalarımızı G:rık. «Eiine sağhk, bayâ bu işte usta olmuşsun!.» dedik. Bardak eksik, sürahi eksik dive gezinip duruyordu ortada. En sonunda kendi de oturup i:k lokmasmı alınca. tHoydaaaaaa!.» diye bağırdı. Ken kendinm admı cağıracak sanıp yüzüne baktım. «Haydaaa! Özene bezene bir yemek yaptık konuklarımıza, tuzunu katmoyı unutmuşuz!, B dıye dövündü. «Bu otelcilik işi bende akıl koy maclı. Artık kusura bakmayın, tuzunu kendiniz ekiverin...» «Haydi, sen de öyle yap...» dedim avuntu olsun diya «Yok; ben tuz ekmiyorum! Benim ciğerlerim fazlasıyl a yanıyor, tuza gerek yok!...» ded acı acı gülerek. YARIN: • İ>içiler için bu rtünyaıun hiçbir bir de glrecekler... iışıyordu. Onlar iki derse o dört üretecek. Kendinı yeyıp bı tirıyordu. Doğru dürüst bir Almanca öğrenemedı. Beş arkadaş bir odada kalıyorlcrdı. Yıyeceklerin: topîuca aUycriar, biriıkte pi şirıyoriar, bıriikte yiyorlardı. Tcm on bır ay sonro izin verdiıe r . Yurda gstti, otuz günae dönecektı, ayrılamadı. kırk gunde döndü. On >kj gün gecir d'n dive cıkarıp attı.ar. Çırpınmağa baş'adı. Kimseye dert anıatamıyordu. Sıvasiı iiycs Ceiiker, aemiryoilannda calışi/crdu. Bır cevirmene 100 rr.ark verdi. Dilekce yazdıraı iiyas'ın calıştığı yere. O zaman doha bugiınku kodar işci ve doymuş deği ! lerdi, kabul et tüer. Madsndekî kâğıtlarını ge tiıtmek, eksıklerin; tamamlatmak, yenilerini cıkartmak icin de 150 mark ödedi. Onun vöntemi, kazandığının azını yemek, coğunu bıriktirmekti. Babadan kalma kerpiç evi şeneîtmek ıstıyordu. Demir İ!, betonlu, konak gibi bir ev yapacaktı. İzne gıdisierinde us talar tutup duvar değiştirterek, catı kiremitleterek başarmoğo calıştı düşündüğünü. Bu arada iki cocuğu dört oldu. O yüzden de yeniden izinlere g>tmsğe cekinir oldu. Dünyanın da parası gidiyordu. Birikmişleri ucup gidiyordu. i külay değil. Cairarülder hem girişlerdr, lıcnı rıkışljrıu birer >ırat. Bunlar ı,ıkışı bekliyorluı, ıFoto: Rooert da Hartogh) berler. Para da durmadon oeğer yitirıyordu. Yatırılan beş bin, on bin koc g b j Alman mar kı. Türk parasına cevrildıgi ic.n, cayar da geri almak ister sen dörtte bire, beşte bire inmıs olarak hem de dört beş yıl sonra geiiyordu eüne. Bu yolu tutaniann acı durumunu gördukce sev niyordu. «Hiç olmazsa baba ocağmı şenelttimî.s dıye avunuyordu Bu arada, kardeşı, kayınlalardan olmayı o kadar cok istıyordu ki! Osterîe'd Demiryoilan işletmesı'ne kaoağı atalı, yatağım Demiryolları nın Heim'ine sereli iyi kazanmaâa ve kazandığını sımsıkı tutmağa başlarnştı, Vırt ı\\ izne gitmiyordu artık. Izıne gıtmek. para harcamak, hem de cocuk sayısmı artırmaktı. Elaekıler buyüyordu. Büyüyenler iyi kötü memlekette okusun. Kolay mı buroya cocuk getirmek? Cocu ğu getirdin mj, karıyı da getirmek gerekir. En oz 300 mark verip ev tutmak, bır sürü pırtı almak gerekir Kadm kısmı. para harcamcya ne cok istekli, iyi biliyordu. Büyük mağazalara giren, beşie, onla cıkacağmı scnırken, 100, 150 bırakmadan cıkamıvordu. Radyo al mayacak mısm? Teievizyon almayacok mısın? Sivoh beyaziısını aisan, üc oy sonra renklisinj istemeğe başlıyoriardı. ; Onun cin kayıplarınm. kaynatasının önerd ği en b.rincı isti... On dört bin markı vcrdı ban kada. Üstüne biraz da kredi cekse. rms gibi bir sermaye olurdu. Onlar da sctarlar scvarlardı b'raz. Öyle yazryorlardı cünkü. ikj milyon peşin, iki m.l von da borc, rris gibi olurdu bu iş! «Ammon Haydar elini cabuk tut, tom bir düşeş bu Yanıt geidi: «Ankara'ya sözleşme yapmaya gidiyoruz. Vekaletname gönder. Tapuya se ni de katacağız, foloğraf gön der»... Bunun Icin Essen Bas konso!osiuğuna gitti geldi. üce beşe bakmadı. sağlam yaptırdı seigeleri. Ama cok işlem gere kıyordu. Türkive bu işlerncilik lerden geri kalmıştı, ahl... Bır mektup daha geldi: «Ah Haydar, biz sana o kadar yaz dık anlottık, gec kaidık. Fuar Oteünl kaçırdıkl... Haymanalı koyunculor bizden önce almıslar!... Buna ne kadar üzüldüğümüzü anlatmağa söz bulamıyoruz...» Hepsi de imzalamışlardı kâğıdın altını. Üzüntülerini onlatan mektuplar iki üç oldu. Kapandı, odadan çıkmadı. Osterfeld Demiryolları işletmesi'nde vagonu vagona ekli/or, mal boşaltıyor. arada mal yükiüyordu. Fazla cclışma fırsatlarını hıc kacırmıyordu.. Üzuntülerini fazla calışma yaparak yenmeğe çalışıyordu.. Tam acıları katmer katmer oiurken, sevindirici bir mektup geldi: «Ayın on beşi karan lıksa, on beşi aydınlık!... Gozlerin aydın, BerPn Oteli satı iık, şimdi onu alıyoruz! .. Bu nun icin kaikıp Ankara'ya geldik. Berlln Oteli'ni bilecek mi sin?... Bentderesi'ne Inerken. 1931 Cumhuriyet YENİ KABİNEDE DEĞİSİKLİK OLMAYACAK! Seçimier 24 nisan cuma günü yapılacak ve ne t:ce cumartesi günü Dahiliye Vekaletine büdirümiş olacaktır. Buna göre yeni meciisin 5 mayısta toplanacağı anlaşılnıak tadır. Yeni meclisir. toplanacağı gün başvekil İsmet Paşa usule göre kabinenin ıstifasını Gazi Hz. ELU YIL ONCE retlerine takdiın edecektir. Yeni kabinenin teşek külüne kadar îsmet Paşa hükümeti vekalet edecektir. Yeni kabineyi gene İsmet Paşa'nın teşkil edecegi muhakkaktır ve kabinede defrişiklik ol mayacağı tahmin edilmektedir. MİLLİ İKTİSAT CEMİYETİ Ankara 21 (Telefonla) Milli Tasarrul ve İktisat Cemiyetinin ilk kong resi bugün sabah yapıldı. Başkanlığa Meclis Reisi Kazım Paşa ve katipliğe de Vedat Nedim Bey seçildi. Iki senelik büteenin aynen kabul edildiği toplantıda eski genel mer kez heyeti de yeniden göreve getirildl. Rapora gö re cemiyettn 170 şubesi ve 27.380 üyesi vardır. Memieketimizde sanajT teşvik kanuriUndan istilade eclen sanayi müesseselerinin imalat kıymeti: 1927 mali senesinde 15 müyon, 1923'de 40 ve 1929 senesinde 67 milyon lira yı bulmuşt.ur. GAZİ MÜKAFATI Darülfününca ortaya ko nan Gazi mükafatı içın şimdiye kadar verilen eserlerln hiç biri mükafata iayık görülmemiştir. Kazanacak esere İki senelik mükafat birden verilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle