19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhurİYel nlü Çin fUozofu Konfîçlyus «Basan her zaman erdemin belirtisi değlldir. demişti. Gerçekten de öyledlr. Başan başka şey. erdem başka şeydir. Onun için. toplumun egitlminden sorumlu olanlar. her •eyden önce adam yetiştirmek, hem başanlı hem ordemli adam yetiştirmek zorundadırlar. Kişilik sahibi. doğru sözlü. dogru dü•ünceli, adaleti bilen, adalete saygılı olan birer vatandaş olarak yetlştirraek zorundadırlar yurt çocuklanru OL^rOAR ve GÜFOŞLER 3 ŞUBAT 1981 B Çocuklarımız M. Iskender ÖZTURANLI yılm başında Napolyon bile görebilmiştlr bu gerçeği Diktatörce davranışlanna karşın, «İki şey dunyaya egemen olur» demiştir. •Biri kılıç. öteki düşünce. Kıhç eninde sonun da düşünceye yenik düşer.» burada kılıç baskının, düşünce de özgürlüğün süngesi olarak kullarulmıştır. Gençlerin yetiştirilmesinden sorumlu olan kişiler. analar babalar ve öğretmenlerdir. Aile, «Ana ve babanın bakmak zorunda olduğu kişiler topluluğu demektir. Bu nedenle ana bsbanın başta gelen görevi. çocuklarını doyurmak. özdeksel gereksinimlerini saglamaktır. İkinci görevleri de onlan topluma yararh insan olarak yetiştirmek tir. Okulun ve öğretmenin temel görevi ise içseldir. Özdeksel değildir. Bu görev. çocuklanmıza bilgi vermek, uygarhğı ve insanlıgı öğretmektir. Ana ve babalar gerekli bilgiyi veremezler çocuklarma. Hem zamanlan yoktur. hem de bu işi başaracak gflçte değiHerdlr. O nedenle bilgiyi okul ve ögretmen verecektir. Sonra da karakterü, ahlaklı Insanlar olarak yetiştirecektir eğitLmlerini üstlendiği kişileri. Ünlü pedagog Booker Washington'un dediği gibi, insanı marangoz yapmakia yetinmeyecek, «Marangozu insan yapmaya çalışacaktır.» Fizik ögretmenleri fizik dersi verirlerken, kimya ögretmenleri, matematik ögretmenleri kimya ve matematik ögretirlerken, törel değerleri, msanlıgın ve uygarlıgın gereklerini de öğreteceklerdir. Ama bunu yaparlarken yan tutmayacaklardır. Kendileri gu ya da bu sosyal akımın yanında olsalar bile, bu eğilimlerini açıga vurup, çocuklan etkileyecek durumlar yaratmayacaklardır. Ulusal ve evrensel bir egitim poUtikası izJeyecekler, objektiflikten uzaklaşmayacaklardır. •Çocuk insanm ve insanlıgın babasıdır.» Gun gelir anasından, babasmdan. öğretmeninden daha bilgili, daha uygar, daha ileri düşünceli olabilir. Kendi çocuğuna, anası zun babasmrn kendisine verdiğlnden daha çok şey verebileceği gibi, bazı yeni gerçekleri, yeni düşünce biçtmlerini anasına, babasına, öğretmenine de öğretebilir. tnsanlan egitmek İçin iki yöntem vardır; Totaliter yöntem. demokratik yöntem. Totaliter egitim yöntemi baskıdan yanadır. Baskı altında eğitmek ister insanlan. Demokratik yöntem ise özgürlüğün yanındadır. Öz gürlükle disiplin, özgürlükle otorite arasında bir denge kurulmasını öngörur. Çağımız insanı daha çok demokratik yön teme eğilim duymaktadır Baskıdan, yıldından hoşlanmamaktadır. Günümüzün insanı. toplıun yaşamında olsun. aile ya da okul Içinde olsun. özgürlügü istemekte, özgurlüğü dilemektedir. 20 yüzyıl, özgürlük içinde banş. özgürlük içinde sevgi. özgürlük içinde karşılıkh Ilişkiler çağıdır. Baskmın ve yasaJın alanı gitükçe daralmaktadır. Yasaklann yerinı. akla uygun yasalar almaktadır. Günümüzdeki ağitim sorunu gereksiz ya•aklarla değil. bilinçli yasalarla. özgürce yaklaşımlarla çözümlenebilmektedir. 19. yuz •Dunyada en güzel şey sıkıntıya katlanabilmektir.» Aynca sıkıntıya katlanabilmek, sorumluluk duygusunun da bir ölçütüdür. Sıkıntıya seve seve katlanan kişiler, so rumluluk duygusuna sahip kişılerdir. Katlanamayanlarsa bu duygudan yoksundurlar. Çocuklanmızın insancıl davranışlar açısmdan güçlü olmasını istiyorsak, tüın analar, tum babalar. tum öğretmenler olarak sıkmtılara göğüs germeyi ögrenmeliyiz önce. Demokratik eğitim yönteminin, demokratik devlet yonetimine benzediğinl gözden uzak tutmamalıyız. Bilmeliyiz ki demokratik eğitim yöntemi demokratik devlet yöntemi gibi çok güzel, ama uygulaması çok güç, çok zor bir yöntemdir. Büyuk çabalar, erdemli uğraşılar isteyen bir yöntemdir. Bu sıkmtılara dayanabildiğimiz oranda demokratik eğitimden yararlar bekleyebiliriz. Bu özveriyi göze alamazsak, başanya ulaşamaz, toplumun geleceğine güvenle bakamayız. Bu sıkmtılara katlanamazsak, suçu başka yerterde, sorumluluğu başkalanndci arayamayız. Suç da bizde, sorumluluk da bizdedir. 1yi ya da kötü?... aiz oranlaruıın bir sıçrayışta on basamak bb> den tırmanması ortalığı karıştırdo. Kimilen diyorlar ki: Ne iyi oldu. Künileri: Kotu oldu. Piyasada işler böyle yurur; blrlsl İçin lyl oîan. öteki için kötudür. Bu ikilem yalnız sermayeciyle em.ekçi arasında geçerli olmakla kalmaz; sermayenin de iç çelişkileri var. Büyük sermaye küçük sermayeyi yutarak buyur. Çağımızda tekelleşme nasıl oluşuyor? Büyük balık küçük balıgı yutacak. Küçük balıklar yutulunca büyük bahklar arasında kavga başlayacak. F Ama sen soruyorsun: Faiz oranlan yukselince İyi ml oldu, kötü mü? Bana bir anlatıversene... Sen kimsin kardeşim? Senin holdingm var mı? Holdingln çatısı altında hangi şirketler bulunuyor? Beş fabrika, on işletme, dış alım satım kumpanyalarr, hısse senetleri, tahviller, bol sayıda altın, yüklü taşınmaz mal, apartıman, ev arsa, yapi; banker firması, sonra? Birkaç vakıf, bir de banka... Eh kardeşim, öyleyse faiz oranlannın yükselmesi senin için iyi oldu demektir. Paranın fiyatı yükselirse senin işine yarar; çünkü bankalannda toplanacak parayla istediğin gibi oynarsın; holdinge bağlı şirketlerine zorluksuz kredi sağlarsın. Altm fiyatlan mı düşüyormuş? Düşsün canım. Sen elindeki yumurtalan bir tek sepete koymamışsın ki, beş, on, elli sepete dağıtmışsın. Sigortalann da var. Senin keyfin gıcır... Peki, ya üretim? Sorduğun şeye bak kardeşim, sen üretim karandığı zaman üretime yönelirsin, istifçılik kazandıgı zaman istifçiliğe yönelirsin, altın kazandıgı za man altına yönelirsin, dışalun k8zandığı zaman dışalıma yönelirsin, tefecilik kazandığı zaman tefecılige yönelirsin. Hepsi de elinin altında degil ml kardeşim? Sen ab.ta.pot gibi çok kollusun kardeşim. Sen kardeşim. sen kimsin? Küçük bir fabrikan mı var? Orta boy bir atelyen mi? Bir şirket mi kurdun? Yani büyük balık degil mistn? öyleyse işin zor. Faiz oranlanmn sıçrajnşmı savunanlar serbest rekabet mekanizmasına bel bağlıyorlar: Siz, diyorlar, faiz oranlannın bugün yükseldiğine bakmayın, yarın iner. Bektaşi babası aç ve hastaymış. Can bogazdan gelir kuralına uyarak atıştınyormuş. Oysa aylardan Ramazanmış. Görenler ayıplamışlar: Baba Erenler, Ramazandayız... Bektaşi: Ramazan bu yıl gider, gelecek yü gellr, ben gldersem bir daha gelmem. Faiz oranlan bugün çıkar, yann İner. Ama bugünden yanna neler olur? Kaç şirket gümbürder, kaç firma satışa çıkanlır, kaç işyeri kapılannı kapaür diye soranlara yanıt var mı? Kuşkusuz bu gidişle toplum çalkalana çalkalana yeni ekonomik dengelerine dogru yol alacaktır. İyi mi olacaktır? Kötü mü? Kime göre iyi? Kime göre kötü?... Kaç kişiye göre iyi... Kaç kişiye göre katü? Bu soruyu bana değil işadamlanmıza sorun, sanıyonun onlar daha iyi bilirler. HESAPLAŞMA Müzikli Oyunlar Burhan ARPAD " stanbuVda tlyatro topluluğu sayısi, özelllkte 1960' larda ylrml beşin üstündeydı. Sonra bir duraklama oldu. Çoğu topluluk perdesınl acamaz duruma düştü. Televizyon proğramlorı, ulaşım guclükleri, anarşık olaylar gibi değişik nedenler ilerı surüldü. Şimdi yine bir artış var. Devlet Tiyatrosu'nun iki ve Şehlr Tiyatrosu'nun dört sahnesiyle istanbul'da bu mevsim perde açan toplulukların sayısı yirmiyı buldu. İstanfcrul'da 198081 sezonunun llginç özelliği. muzlk!) oyunların çokluğu. Müzikli oyun, müzikli komedi. müzikü güldurü, müzikli komedi, Muslcal, diyorlar. I ll devrlml ve Türk Dll Kurumu. Doğrusu 12 temmuz 1932'de kurulan Türk Dill Tetkik Cemlyeti'nden bu yana dil devriml, Dil Kunımu'ndan ayrı düşünülemez oldu. Bu dofialdır. Cünkü Dil Kurumu'nun ano Işlevi budur. Yanl. Türk dil devriminl gerçekleştirmek, dillmizl daha zenginleştlrmek. Yalnız ne var ki dilimizdeki yenileşme ve atılımlar Dil Kurumu'yla da başlamış sayılamaz. Dilımizi Türkçeleştirme özlem ve cabalarının 150 yıllık bir gecmişi vardır. Diümlzl csadeleştlrme» caiışmalorına başlayanlarin kimler olduğunu hep biliyoruz D Dil Devrimi veTDK DİLDE ÖZLEŞME TDK DIŞINDA DA HIZLA GELİŞİYOR. KÖTÜ NİYETLİLER BAŞARISIZ SÖZCÜKLERt HEMEN KURUMA MAL ETMEYE ÇAUŞIYOR... Rahmi KUMAŞ « Pekl, mektep, kâtip, M tap sözlerinln kökü nedir?... Ben durdum ve kendislne tKTP» deyince şaşırdı ve bu nu Arapça okumamı istedi. Okumadım. okuyamazdım da. Oylama yapıldı ve 4'e karşı 64 oyla tüzuğüm onaylandı. O günler ne günlerdi. 15 yılda öğretmen topiumu ne duruma getirildi daha sonra. Yasa dill ve yasalar, ceşltll ya yınlar ve sürekll ve sürell ya yınlar alanında ortaya cıkarıan bu yayınların tam çlzelgesı nl TDK'nun tYayın Kataloğu»n da bulmak olanaklıdır. Kurum'a bugüne dek cok saldında bulunulmuştur. «Eklere görevleri dışında görevler venlerek yanlış türetme yapıldığı», «işlek olmayan eklerle türetmeler yapıldığı», «anlam açısından yetersiz sözcukler ileri sürüldüğü» gibi bılimsel gorünüşü olan eleştiriler ila ötekl eleştiriler Için örr.er Asım Aksoy'un 1975 yılı baskısı «Ge llşen ve özleşen Dillmiz» adlı yayını okununca bu eleştlrilerfn özlü blçlmde yanıtlandığı görülür. Yalnız bu arada Kurum dışında türetllen kimi sozcükler için da Kurumun eleştlrlldğl gözlenmektedir. Kaldı ki bu sözcüklerin kimilen de tutunmaktadır. Ayrıca birkaç yanlış türetme sonucu tutunan sözcüklerl abartanlar Osmanlıcadaki uydurmalan unutmaktadırlar. Bu yöndekl eleştirilere TDK şu karşılığı vermiştir: «Ku rum dışında ve yurttaşlar arasında hızla gelişen bir özleştir me akımı vardır. Bircok kimse ler ortaya yeni yen! sözcukler atmaktadırlar. Bunların kimlsi başarılıdır, tutunmaktadır. Kimi si de başarısızdır. Dil Kurumu' nu yermek Isteyenler başarısız olanları ona mal etmektedirler.» (TDK'nun 24 Moyıs 1968 günlü bildirisi madde 10) Batı'da dil kurumlarının gecmişi 16. yüzyılın ikinci yarısına dek uzanmaktadır. 1582'de Floransa'da kurulan Accademia della Crusca (Kepek Akademisi) İtalyancayı, 1617'de vyeimar* da kurulan Fruchlbringende Ge sellschaft (Ürün Verici Kurum) Almancayı, 1635'de Fransa'da kurulan Academie Françalse (Frcansız Akademisl) Fransızcayı arındırmaya başlamışlardır. Bugün de ayrıca Ingiltere'de, Macaristan'da, israll'de, Sovyetler Birliğı'nde v.b. dll kurumları vardır. 12 Temmuz 1932 günu kumlan Türk Dili tetkik Cemlyetl 1934 yılında toplanan II. Kurultayda Türk Dili Araştırma Kuru mu oldu. 1936'da toplanan III. Kurultayta da adı Türk Dil Kurumu oldu. Atatürk bu kurultay ların tümünde bulunarak görüş melerı başından sonuna dek Iz ledi. 1948 ve 1968 yıllarında Mual,'lmler Blrliğl'nln topladığı Dil Kongreleri, Kubbea'tı Cemlyetl, Kubbealtı Dil ve Edeblyat Akademisl adlı özel bir akademının kurulması (1972), 1950 1960 arası Demokrat Partinin baskıları) (1952 yılında Dil Davası, 1959 yılında Türk Dilinde ve Başka DiMerde Özleşme ad!ı yapıtlarla soğlam bir savunma yapmıştır TDK) Tercüman' ın, çelişkill TRT Genel Müdürünün direnişlerı ve engellemeler karşısında dii akımı kendi ağırbaşlıiığıyle akıp gltmektedir. Bu ulusun dili 1932'den bu yana gecen 48 yıi icınde özüne dönmuştür. Edebiyat dill, bilim dili olmada hız kazanan Türkçe bir devlet dıii olarak kultür dili olmada da çok başarı göstermiştir. Bu alanda TDK üyesi olmayan aydınların, dilse verlerin de katkıları büyüktür. Siyaset adamlarından Ecevlt'in katkıları saygıyla amlmalıdır. Bu günlerde Ankara'da ylne Dil Akademisı tartışmalan başlayınca bunları anımsadım. Diyorlar amma, hiç birinin afişlnde, gazete llanında, kapı yazısındo besteci adı yok. Bestecl olmadan da müzikli tıyatro olmaz. Bızde yapıldığı g b i oyunların eurasma burasına birkac şarkı serpıştırmekle müzikli tiyatro olmaz. Hele şu şarkılann melodis! falandan derlenmlş, açıkcası filondan yürütülmüşsel Türkıye'de yuzyılı aşkın süredlr müzikli tiyatro denemelerl yapılmıştır. Parlak dönemler, uzun suskunluklar ve boşluklar. sonra kısa sure yeniden parlayışlar aörülmüştur. Fakat müzikli Türk tiyatrosu bir türlu yerleşememiştir. 1860larda Cuhacıyan'la başlayan müzikli Türk tiyatrosu. 1920'lerde Muhlis Sabahattin ortaya cıkmccıya kadar uzun süre susmuştur. Bu uzun suskunluk süresinde k m i sanatçıların ozvensiyle kurulan topluluklar Offenbach'tan Lehar'a ve Kalman'dan Oscar Strauss'a kadar günün ünlü bestecilerınl Türkçe oynıyarak cok seslı müzik alanında yararlı olmuşturlar. • 1930'ların Rey kardeşler dönemi yeni bir parlayı^ getlrmıştir. Ekrem Reşid Rey ve Cemal Reşid Rey kardeşler. müzikli tiyatro. lcr» çok gerekli olan librettocu ve besteci uyumuyla. muzıklı Türk tıyatrosuna, hafıften de olsa. yeni bir soluk getırmışlerdlr. Burada librettocunun önemıni ymelemek sterken Çuhacıyan'a bir bölümü o gunlerin İtalyan bestecilerini epeycs andırmada özellikle Lebiebıci Horhor komık operasında librettocu Takfor Nalyan'ın başarısı ağır basmıştır diyeceğim. Bunun böyle olduğunun bir başka kanıtı da, Cemal Reşid Rey. operetlerinden söz açıldığında, sevimll gülüşüyle: «Onlar ben m değil rahmetlı oğabeyimındır» dempsidir. Muzıklı Türk tıyatrosundan söz açınca, son yıllarda Devlet Tiyatrosu'nun başlattığı, sonra da özel toplulukların sunduğu Muslcal türu üzerinde durmam gerekiyor. Muzlkll, tlyatro Blrleşik Amerlka'da Offonbach'ın komik operaları. sonraları do klasiK Viyana operetlenyle tanındı ve sevildi. Daha önceleri de İnglllz toplulukları operalar getırmiştı. Yirmınci yüzyıl başları. komedi, dans. caz, revü karışımı. yeni bir tur olarak Amerikan Musical'inl getırdi. Alacolı kostum ve dekorlar, şamatalı ve cafcaflı revüleriyle Amerikan beğenislne uygundu Muslcal'ler. Geniş sahnelerde büyük dekorlar, güzel bocaklı ve parlok giyslll kızlar. göz aiıcı revüler. carpıcı ışık oyunlan, akrobasiyle ses sanatcılığını atbaşı götüran tenorlara kadar yok yoktu Musical'de! Ne var kl. Musical ne opera. ne opero komlk. ne operet, ne de muzikll komediydl. Avrupalı tlyatro yazorının deyimlyle bir «Pio»tl. Yirmicl yüzyıl kültür dunyasına Blrleşik Amerfka toplumunun zorta getirdıklerinl tKokteyl, Kot pantalon. MuBical» diy9 özetieyebiiirlz. Hlndistan'ın eskl başbakanlarmdan Pandıt Nehru, öiumünden kısa bir sure önce şöyle demişti: tBatı ve doğu kültürlerine Birleşik Amerika'nın getlrdiği yozlasmalardan biri de şu kokteyl portilerdir. Kokteyl parti'erde ne aklı başında bir söyleşiye dalabllirelnlz, ne de bir tanışınızla ictenlıkle konuşabillrslnlz.» Nehru haklı Elde kadeh dolaşırken sık sık şuna buna carparak şaşkınlıkla: tözür dlleriml», dersiniz. ya da uzaktan e! sallayarak: «HaHo!» aersiniz. Büyük para yatınmlorı gerektlren, bir kac yılda ramp rşığına cıkarılabilen Musical'ler Turk toplumuna ne getlrlr? Kokteyl partiler ve Kot pantalonlar ne getirirse! Daha yerinde bir deyimle neler götürmekteyse. Ne vor kl. kultür derinlığl olmayan toplumlorda dış görünüş ve düzevden etkl, ağır basıyor. Rey kardeşlerin sevimll DellDolu'su bile Muslcal oldu. My falr Lady musicalı kutlama programlarında yer olıyor. Türkiye Cumhuriyetlnl ba$ta Atatürk olmak üzere kuranlar hcklı olurak Osmanlı İmparotoriuğunun tum kuramlarını kol di'dılar. O toplum yopısının hlc bir kurumu Cumhuriyetle birlikte yGşamadı. Dil de öyle oldu. Ulusal olmayan bir ımparatotluğun &•'.: uiusa!, laik ve bağımsız bir devletin dıli olamazdı. Dinın, Türk toplumunun dünya Işleri üzerindekl etklsı kaldırılıncn (lar'kleşmeyle) dilimlz bağ .nsızıaşma surecin3 g'rdı. Arao ve Fars dillerlnin llk önoe kuTil egemenliğl azaldı. 1924 yKndo cıkarılan öğretim Bırliğl (TevhldI Tedrısct) Ycsasıyla medreselerin kapatılması, yen* harflerln kabulü, 192S yılında Aropça ve Farsca izlenceierln V.aldırılmast olumlu atılımlar olmuştur. 1932 • 1950 yıllon arasında dil hükümetçe desteklenmiş, 1950 . 1960 arosında Ise kös t9klsnmiştir. 1960'tan sonra iso kimi zaman desteklenmiş, kımi zaman da baltalanmıştır. Hukümetlerin tutumu okul kitaplarının dill, yasa dill, kamu Işlem ve yazılarının dillerlnin arılaşmosı yönünden önemlidlr. Dil Kurumu Dildekl yeni sözcukleri, Dil Kurumunu, işte hep bu alışkcn lıklariyle eleştirenier zamana yenilmektedirler. ikide bir Ku rumu karalamakta ve akademi kurulmasını istemektedirier.. Oy 8a TDK, Dernekler Yasasına göre kurulan ve Bakanlar Ku ruiunca da ckamu yararına ça lışan» dernek diye nitelonen bir demektir (*•) Bes kot altında (Derleme v» Taromo, Sözluk. Dilbilglsl, Terım, bir de Yayın ve Tanıtma Kolları) çalışmalarını sürdürmektedir. Kitaplıgında dille il gıll 20.000 kitap vardır. 37 yıllık çolışma sonunda Taroma söz süğü 1972 yılında bitirildi. Ya yınlannın sayısı beş yüze uiaşmıştır. Türkcenin özleştlrilmesl ve gellştlrilmesl, dilbilim. dılbilgi3İ, yazıyazımçevirl ya zı, Türkiye Türkcesi Ağızlan, Atasözleri ve Deyimler, Sözlük ler, Atatürk, Armağan kitaplar, Yoşam öyküsel Incelemeler Türk Dilinln anıtları, kaynakca lar, Türk ve Batı edebiyatı, Bir ALşkanlık Tutsağı Bundan onboş yıl önceydl. Trabzon Lisesine Matematik Öğretmenı atanmıştım. Okjlda göreva başlamadan. Lise ve Ortaokullar Yönetmellğini okumuştum. Burada, tArı Dili Yayma Koiu» diye bir eğitsel kolun varlığını beni duşündurdü (•). üseda âğretim yılı boşında gerçekleştlrilen ögretmen ler toplantısında eğitsel kollara bakacak öğretmenler belirie nlrken, ben de bu kolu Istedim. Kurul da fcana bu kola bakmayı ve kolun calışma tüzüğunü hazırlama görevinl ver di. Bir sonrakl kurul' toplantısına tüzüğü yetiştirdim. Kurulda görüşmeler başladı. Yaşlı bir coğrafya öğretmeni dildekl yenileşme ve özdeşlem9ye karşı ne söylenmişse, hepslnl sdy ledi, yaşından beklenmeyen bir kızgınlıkla. Konuşmasmı da benlm mot9matik öğretmeni olduğumu, bu Işten hic anlamayacağımı bslirterek bltirdl. Bu konuşmaya genc öğnlmenler karşı çıktılar. Bana nedense en son konuşmayı verdl ler. Konuşmamda bu yaşlı öğretmenin konuşma biçim ve dav ranışmı eleştirdikten sonra ken disine: t öğrencllerinlze darQI Istih zarat mı dersiniz laboratuar mı, Gozı Terbiye Darüttedrlsl ml dersiniz, Gazi Eğitim Enstl tüsü mü, müvellidülhumuza mı dersiniz,. oksijen mi, maal isna aşer ml dersiniz onikl par mak bağırsağı mı. Elbette Ikın cilerinl kullanırsınız.. Çünkü sU ne Osmanlıcacısınız, ne de öz Türkce'ye karşı birisıniz. Sız alışkanlıklarımzın tutsağısınız yanl deyimınizie itiyatlarınızın esirisiniz. Sizi kınamıyorum.. Çünkü yaşlısınız.. Bu yenilikleri sindirecek yaşı geçtiniz.. Ama bizi bırakın.* deyince bana oturduğu yerden derhal bir soru sorduir (•) 7.12.1964 günlü Dergisl'nde çıktı bu yönetmelik. (M. 85) { • 15 ocak 1940 gün ve 1/ •) 12665 sayılı Bakanlar Kurulu karan.... BULMACA SOLDAN SACA: 1 TsfkömürünOn çok jılk mk olmayan sıcaklıkta danuUlmasıyîa elde edllen kömOr. 2 Bir şeyi büyütmeit lçln bir janına başk» bir şey yerleşU> mak. ilave etmek. İskambiide blrll 3 tbertiyumun çörüşmesi ile oluşan bir element. 4 Kidın giysisl. 5 Gemlnin yOrttnıtsioe tüzmet eden dl lek, ip, halat ve yelken takımı. Tersl eskl dilde bir yerin iierl gelanierl G Zihin gücüDQ yitirmıs. 7 Kadıo seslertrJn en kalını. Bir kadın adı. 8 Toplum lçindef en küçüi bütün. Taştan su. 9 TVKARIDAN AŞAĞITA: 1 Genel olarak fclnln tuzla n n s venleo md. 2 Canlılıgı nı 7itinnl«. Argoda bir sesl«nl«. 3 Sayı ve ölçü temeUoe dayaınank nlceliklerin özelIlklerinl inceleyen bilimlerin or tak adı 4 Tersl k»n»iTiiv Tersl telefocda sesleclş. 5 En koyu biçtoılyle Hlndistan'da gorülen anamalcı dör.em önceEi toplumsi) sınjflann her biri. Yiğlt, ^&hraman 6 An»karalan birblrlnden ayıran en tta denlz. 7 Bir gezegen. 8 1 23456789 UERGİ KnnunmRi Prof. Dı. KENAN BULUTOGLU GeBı Vergısı Kurumlaj V^rgın, Vergl UstJ Kannna. Son degişikliklerle Kışsürüyor. nuznn komyocu bakımını yaptırdınız mı? Ücretsiz Diagnostik Kontrol, Mais Yetkili Servisleri'nde sizi bekliyor. Renault'nuzun sürekll yenl kalmasını, koruyucu bakımlarla sağlamak elinlzdedir. RenaultMais Yetklll Servislerl'ne uğrayın, önce Renault'nuzun ÜCRETSİZ DİAGNOSTİK KONTROL'unu yaptırın. Renault'nuzun kışı sıkıntısız geçirmesinl sağlayın. Unutmayın, Renault'nuz çok değerlldlr. RenaultMais Yetkili Servisleri bütün Türkiye'de hizmetinlzdedir. Es,ki dllde oayagı, adlce. 9 Duman lekesl. Blr ' amuk ctası. Dİ'NKÜ B I U U C I N I H ÇÖZlMlî SOLDAN SAĞA: l Ö\endıre. 2 Selentere 4 Armı. Kosr. 5 Kleo patra. 6 nR 7 İttifai. 8 As. Talas 9 Kanna. Ani. YUKABIDAN AŞAĞIYA: 1 Ostaiı Afi. 2 Ve rlı. İsa. 3 Element. t Ne. Aort. 5 dnA. İt». « It Kalla. 7 Rekat Ala. 8 Er. Sr. Kan 9 Esrar. şl. Cumhuriyet 8ahlUt Cumhuriyet Matbaacılık ve Gozetecllik T^.Ş. adına N A DİR NADİ Genel Yaym Müdürü OKTAY KURTBOKE Müessese Müdürü „ EMİNE UŞAKLIGİL Yozı Işleri Müdürü TUR>IAN ILGAZ Basart ve Yayan: Cumhurtyet Matbaacılık ve Gazetecılik TAŞ. Coğaloğlu, Türkocağı Cad No.: 3 9 4 1 . Posta Kutusu: 246 İSTANBUL Tel.: 20 97 03 BÜROLAR • ANKARA s Konur Sokak 24/4 YENİŞEHİR Tel.: 17 58 25 17 58 66 İdare: 18 33 35 • İZMİR : Halıt Ziyo Bulvarı No : 65 Kat: 3 Tel.: 2547 09 1312 30 • AOANA: Atotürk Caddesl, Turk Hava Kurumu Işhanı Kat: 2 No : 13 Tel.: 14 550 19 731 TAKVİM Cüîi. KONGRE Yıllik olağan kongremia 22/2/1981 pazar günü saat 11'de Beykoz İlköğTetim Müdürlüğü Kütüphanesinda yapılacai. tır. Duyurulur. Beykoı Şnbe Koruln Gündem; Divan seçimi Çausma raponınun mtlzake . resJ 1981 bütçesmto kabulü. 1981 seçimi, delege seyiiıd. Dilekler. teklifler, Madalya, Onursal Üyeut vetr üfleri. C'it n. Oiç&r tum vergı lcanunîar!, Amma /Uacakidiıına lahülı Usuiu Hakkında Kanurk. Va ıkın«ji TÜRK VhlRCI S!STE>tt Soo vtnraı kaıtunuın Renanlt daha iyi otomobil ı (Moran: 717 par»» PK ^ 5 . ftr>»o/lga3Bîa Imeak 829 GOIMŞ 8.08 3 ŞUBAT 1981 öğle (klndl 13.28 16.10 Ak^am 18.28 Yatsı 20X1 «•\
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle