19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 3 ŞUBAT 1981 Reagan'ın Sovyetler Birliği'ne çatan son demecini Batı Avrupa onayladı POLİTİKA Mehmed Kemal 1Atatürk devrîmlerinin bütünlüğü içinde Dil devrimi Prof. Şerafettîn TURAN taîürk'un öncüluğünde başlayan Turkce'n/n özlestlnlmesı ve geliştiril mesı calışmalarının bır Devrim olarak oneTi ve dığer devrimlerımfz arasındoki yerl şoyle değerlenrılıebılır. 1 Atatur< ün, omocını, ılkelerini ve çalışma ızlsncesını saptadığı dıl calışmaları başlıbaşma bır DevrJm'dır. Bu nıtelığı ıle de 1870'lerden bu yana suregeien öıî'ın düzeltılmesı cobalanndan aynlır. DıJ'de Evrim m!. Devrim ml yapmak gerektiğl, 1332 de toplanan ilk Turk Dıli KurultayTnda tartışılmış VB devrim yolu kobul edılmışfir. öylesına kı, sonradan Dll devrimi ictn değışık bir tutum ıcıne girecek olan Fuat Köprulu bıle, o Kurulfay'da Türkcenm «Dll zengınlığı ve bağımsızlığı» yönlerınden son yüzyıliarda ılerıye doğru değıl, cGerıye doğru bır gatışme» gosterdığını belirterek, evrımcl göruşe karşı cıkmış ve Dil Devrımı'nı sımgsleyen 26 Eyiül torıhınm «U)usal Rönesanssımızın başlangıcı olarak nıtelendırmıştl 2 Dil Devrimi. Atoturk devrîmlerinin ona öğelerinden bindır va amacı da Türk genel devrıminin amaclarına uygundur. «Devrim varolan kurumları zorla de5işi'rm»k demektlr» dıyen Atatürk. devrimlerin ana omacını da, «Yoptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin omact, Turklye Cumhuriyetl halkını, tümuyle cağımıza uygun ve bütun anlam ve bicimıyle uygar blr toplum durumuna ulaştırmaktır» bıcımınde saptamıştır. Bu genel cerceve icerlsınde Dıl Devrımı'nln omaçlan, 17 Ekım 1932'da yayıtılanan btldırid*. a) Turk dilınl ulusaı kultürümüzün eksikslz blr aracı durumuna getinmeK b) Turkceyi cağdaş uygarlığtmızın önömü» koyduğu bütün gerekslnmelerl karşılayacak bır yetkinlığe erdırmek», ve sonuc olarak da. c) Ana öğeleri öztürkce olan uiusal blr dfı yoratmak» dıye acıkca belırtılmıştır. 3 Türk Dıl Devrimi Ulusculuk, Halkcılık, Lâıklık g>bl devrimlerin ana ükelerıne uygun bır gırişm olduğu gıbı, dığer devrımlerle de uyum gösterlr ve bütünleşır Yazı dııl ile konuşma dılî arasındakı ucurumu kaldırorak Halkın yönetıme katnmasını ve Derıokrasının yerlesmesını: yenl kovramiar yoroTarak uygar duşuncenın doğup gelışmesinl ve Ulusal kuitürde öz'e dönüşü desteklemış hızlandırmıstır 4 Dıl devrimi bır surect'r. Dilln ritehgi gereğl bır Yasa'ya bağlonam"dığı gıbi, gercekleştırılmesındo de apayn bır vöntem Izlemek zorunluluğu doğTiuştur » ATATÜRK Yolunda Türk Dil Devrimi «TDK, Atamızın bize çizdiği yoldan, buyurduğu ödevi sürdürmekten ve ilkeîerine bağlılıktan en küçük bir sapma yapmamıştır» TURK Dll Kurumu'nun 17 v© 18 ocak 1981 günlerinde «Ataturk Yolunda Turk Dll Devrimı» konusunda, Atatürk'ün dogumunun 100. yıfı dolayısıyle duzenlediğl topluçolışım buyuk blr ilgl uyandırmıştır. Okurlarımıza topluçalışımda yapılan konuşmalan ve sunulan teblığleri ozet olarak aktarmakta yarar gorduk. KULEBİ'NIN AÇIS KONUŞMASI TOPLUÇALIŞIMI Turk Dll Kurumu Genel Yazmanı Cahit Kulebi şu konusmayla agtı: «CUMHURİYETIMİZİN ve kurumumuzun kurucusu Atatürk'ün dogumunun 100. yıidönumu kuttama colışmalonmızın bu Ilk topluçalışımına katıldığınız lcln kurutnumuz odına slzlere tesekkurlerlml sunarım. İ2LENCEMİZDE de goruleceğl uzere, bu topluçalışımımıza ulkemizin tanınmış bllim odomları, dilbılgılerl ve bu sıraaa gelmey» otanok bulabılen kendı çalışma turlerfnin değerli temsılcileri olan sanatçılarımız katılmaktodır. ATATURK, karumumuzu kuralı 49 yıt oldu. Bugün, geıiye donup baktığımızdo; yoptığımız calışmaları, yayımladığırnız yaprt ları, ulaştığımız sonucları gozden geçlrdiğimizde, blrkaçırtı onımsatacağım şu durumlart göruyoruz: 1. KURUMUMUZ, atamızın bize clzdlğl yoldan, buyurduğu odevı sürdürmekten ve O'nun Hkelerlne bağlılıktan en kucuk blr sapma yapmamıştır. 2. ATAMI2IN, «Dilimlzl yobancı dlller boyunduruğundon kurtarma» yolunaaki buyruğunu gerçekleştirmedekl kurumumuzun başansı birkac yuzyılda uloşılabllecek blr evreye erışmiştir. SANATTA, bılimde, her tur uyguloyım olanında ve gunluk yaşomda kendı ozbenllğin* kavuşma utkusunu sonuçlandırmak üzere olan anadilimız bugun, daha şfmdlden, buyuk ulusumuza yakısır bir nıtelik kozanmıstır. 3. GUNUMUZDE, Türk Dll Kurumu, bllim kuruluşlarımızın, ya da özel kuruluşlonn yoyımladıkları yapıtlarla hem nıtelik h*m de nlcelık bakımlorından karşılaştınldığmda gorulur ki, hıc de kucumsenmeyecefc oranda calışmalar yopmış ve yayımlomıştır. 30'U ATA armağans büyuk yapıtlar ve Törk dillert sozlukleri, 46'sı Dilbilim ve Dllbilglsl yapıtlan, 50sl terim sözluğü, 8 cllt tarama sozluğu, 13 cilt derleme sözlügü, 24 ciit belleten. AYRICA çeşitli sözlükler, yazım kılovuzu çeşitll sanatsal ve bilımsel yapıtlar Ile lanıt ma yapıtlan olmok uzere 600 yapıt hazır lamış ve yayınîomıs bulunmaktayız. YAYINLARIMIZDAN kimilerl 10. baskıya «• klml baskı da yuzbinlerin üstünde boskı sayısına ulaşmıs, ulusal ekin ve e^itimlmizde büyuk etkinlik soğlamıştır,, 4. KURUMUMUZ, calışmalannda akçalı ve kişisel çıkar gozetmemiştir. Alıcı değll, sü reklı sunucu olmuştur. HİC de istemediğim halde, bir olaya da d«ginmeyl zorunlu goruyorum. TRT GENEL Muduru, adından da slyasol ol duğu anlaşılan bır kumluşun toplantısmda, «TÛRK Dıl Kurumunun ayrı blr polltlkası var. Apayn blr ldeolo|i içinde gldiyor» sözleriyle Kurumumuzu ağır blcimds suçiamıştır. BEÜRTEYIM: Kurumumuzun calışmalannda, dilımizın özleştirilip geliştlrilmesl ve Ata turk ilkeîerine bağlılıktan başka hiçblr «Ido olojiı yoktur. BAY Kasaroğlu bu davranış ve sözlertyie devlet gorevliliğl gereklerine ve TRT Yasa sına ters duştuğu gibi, klşl olarak da, ger ceğe aykırı konusmakla vicdanını çığnemiştir. BU DAVRANIŞININ, TRT'nln bağlı bulunduğu yuce yönetlm makamlannı da iigilendfrece ği kanısındayım. BUGUN ve yarın sürdureceğimlz calışmalar, yarım yüzyıllık çalışmalarımızın bir ek lentisinl oluşturacaktır. Başarılı geçmesi dileğimlz ve mutlulugumuzdur..» ledl. 12 Eylul oncesl dönemlerfe 12 Eylül sonrası yosalardan kımi yonetmelıklerden ozleşme konusunda verdığl iîgınc orneklerı kendınce nedenlenyle açıkladı. Ozellıkle TRT Yasası ıle TRT Yönetmelığı vo uygulamclonna değındı. Daho sonra yargı organlarının kararları ve calışmalanntn dü yonunden değerlendırmesıni yapıı. Yetkılılerlnın konuşmalarıyla kımi kararları actklayarak özleşme yolundakı tlerlsmeler! somut bıcımde or taya koydu. Değışık nedeill ve kökenlı saidırıların gerçekte Ataturk ı!xelerme ve Türk Devnmıne sardırı olduğunu, daha yıkccı oıması ıcın Atatürk'ün admın zaman zamon kullanıld/ğını, Atoturk'e karşı o'aniarın sonuc almak cabasıyle O'ndan yana gözukmeK ıstedıklennı de bildirsn konuşmacı, bunlara karşın 12 Eylül yönetımınm ıctenlîkli tutumuyla ilkelerın korunup guclendınleceğıne fnancmı yıneledı örnek olarak da Devlet Boşkanı Kenan Evren'in 5 ocak konuşmosmı sözcük sözcük bellrterek öztürkce sözcüklerın yerleştığını, yönetımın benimsendığıni kanıtladığını onlatn Anayasa'larda dıle llişkın kuralların gelışimınl özetlsdıkten sonra tuze dilınırt özleşmesi konusunda kımlere gorevler düştüğunü. neler yapılmasının H>runlu olduğunu eleşîırılenyle bırlikte sıraladı. Özleşmenın surdüğü, öz dıliyle kural yopma ve uyguloma ozeninm yerlestığlni. bunu kımsertîn yıkomoyacağını bıld'rdı. VE OTESİ Oynamak I alkımız, öunya uluslan arasında en ook ekmek ylyenler orasındadır. Belkı alışkanlıktan, belki yoksulluktan her türlü besinın üstunde ekmek gelır. Gene yapılan hesaplara gore en çok ekmek yememize karşın en cok ekmek savurganı olan ülkeler arasında sayılıyoruz Ekmek dıyoruz ama, aslında buna tahıl demelı. Çünkü halkımız, ekmekle (tahılla), ekmek (tahı!) yer. Şöyle kl tahılı tarhana der ekmskle yer. bulgur oşı der, ekmekle yer, pılav der ekmekle yer, makarna der ekmekle yer. öyle kı ekmekla skmek yeme becensının en ustalanndan sayılırız Halkıtrız ekmek yedığı icm bızde en cok da ekmekle oynanır. Eskıden köylerde yaşayanlor ekmeklerınl bazlamo, yufka, kara somun bıcıminde kendılen yaparlardi, ekmekle oynandığı pek bılınmezdl. Ekmekle ancak kentlerde oynanırdı Köylerde pek oynayan cıkmazdı Şımdl köyün de. kentln de ekmeğtyle rahctca oynonıyor Bılıyorsunuz. kentlenn ekmeğıni destekleyerek ofıs venr. ligıiı makamlar da ekmek fıyatlonnı saptarlar. Ekmek fıyatlan saptanırken gramoilara dikkat eder mısınız' Hep blr ek sayı vardır: Bsşyüzon gram, dörtyüzylnmıbeş gram gıb1... İşte oyunlar da hep bu ek gramlor ustunde döner Cunkü h c bir terazi pışmış ekmekte bu ek gramları denetleyemez. Denettese bıle elinden gelmez Bazı ekmekler fırından sıcak sıcak çıkınca belki saptanan gramda olurlor da sonra düşerler. Alıp ekmekçiyı, fNıye böyle yaptın?» diye yargı önüne dıkecek olsan bın turlü yasaı engeller çıkar Hıc blr IIg/lı bununla başedemez. edememıştlr de... Gelmiş gecmlş yonetlcıler arasında, «Ben başettım.» dıyen çıkarsa gonlünü eğtsmlştır, sonra da başedememiş, usanmıştır Bütun spekulasyon bu Işleyiştedır. Azımsamayın, her yurttaşm ekmeğınden ek gramlann oşırıldığını düşünun, avanta nerelere değın uzanır İkıncl asırımento, elden ele geciştsdîr. Ofisten değırmencıye. değırmenaden fırıncıya fırıncıdan halka doğnı uzarttıdadır Voy efendım neler döner neler... Yenı yönetım buğday, un satacağız dedl ya... Bakalım speküiatörler halkm ekmeğiyle gene nosrt oynayacaklardır Tıcaret Bakanı da bu oyunun farkındadır ki. «Halkın ekmeğl fle oynatmayacağız...» diyor. Bu sözleri bütün Ticaret Bakanlorı söyleyegelmlştir. Ama gene d* halkm ekmeğl ıle oynanTiıştır Dıtimızde bır «El ml yoman, Bey mi ycman» deyımı vardır Bana sorcrsonız hep ekmekle oynayanlar yaman cıkmıştır. Dllerlz kl kambıyoculuktan yetışme Ticaret Bakanı Kemal Contürk, ekmekle oynayanlardan baskın çıksın Bfz Kemal Canturk'ü, Hasan Polatkan'ın dövlz dağıtan gene bir metmıru olarak yıllar öncesfndsn tanınz. Bır zamanlar doviz kıtlığında bız gazetecüere dövlzi Hasan Polotkon'ın okeyınl aldığtmız kağıtlara dayanorak Cantürk verirdi Eh, aradan otuz yıl gectl. Ekmekle oynomonın kımseye hayır getirmedığl söylenlr Amo nedense ekmskciler bunun dışındadır Hep ekmekle oynamışlar. hep havrını görmüşlerdlr. 1973 sonrası beledıyeler ekmekle oynayonlarla blraz uğraştılar Öyle ki ekmek fabrikoları b'ls kurdular. Fakat blr türfü başedemedıkleri ortodadır Yeni beledıye yönetlmlerlnfn becensini umutlo gozlüyoruz. Blr de şu var hsr bolgedeki ekmeğin rengl ve tadı başka olııyor Bokıyorsunuz b<rl daha kara, bfrf daha ak... Blrl daha taşlı ve kumlu gıbl, biri daha yemeye elverlşll... Acaba, neden böyle olur? Bunun altında yatan bir şeyler olsa gerek... Blz gene atolorımızm dedlkîerfne kanalım: cEkmekle oynayon rflâh olmaz!...» Ekmekle H 1931 ELLIYILÖNCE Cumhuriyel OIŞ HABERLER SERVİSİ M M M ' n ı n yenı Başkanı Ro A | l l i nald Reagan'ın Sov•••••» yet lıderlerım «Ahlâksızlık ve yalancilık»la suclayan sert demecı, Batı Avrupa ulkelerı. Mısır ve Israıl tarafından olumlu karşılanırken, bu basın toplantısının Amerıka'dakı yankıları Corter donemının gerek ıcerık, gerekse bıçım bokımından sona ermekte olduğu ve Ba yaz Saray polltıkasında ılımlı çızgının terkedıleceğt yönunde olmuştur. Sovyeiler Bırlığı ıs« gercsği yonsıtmadığı gerekcesıyle bu suçlamaları readetmıstır. Bılındiğı gıbl Dışışlen Bakanı Alexander Haıg, Sovyetler'i uluslcrarası tedhışçılıkte onemlı ro' oynomoklo sucloyan sert de mecinın ardından Ronald Reagan da, ılk basın toplantısmda Sovyetler'e karşı dunya komuoyunu şoşırtıcı ölçüds sert ıfadeler kullanmış, »Ahlâkazlık ve yalancılıkılo supladığı Sovyet lıderlerının tum dunyoyı komunıst devletler haline donüşturmek ıcın her türlü hileye başvurduklarını ve uluslararası tedhişcıliğı destekledıkiennı ons surmuştü Balı Avrupa ülkelerınde genelllkle olumlu karşılanan bu sert demece en atesli alkış, Ingıltere Başbakanı bayan Margaret Thatcher'den gelmıştır. İngılız Dışışlerı Bakanlığı'nın Rsagan'in demeclne ılışkın yorum yapmayı reddetmesıne kar şılık bayan Thatcher, Sovyetler'ın detantı surdurmek konusunda istek gostermediklerınl belırterek, Reagan'ın sozlerınl çok yerınde bulduklannı soylemıştır. Fransız yetk lllerl de Reagan'ın şoşırtıcı demecini olumlu karşılamışlar ve «Reagan'ın kullandığı ifode, bir super güce yakışır ve büyuk bir devlelfen beklenen bır lavırdır» demışlerdır. Yetkılılerden bın. cBildlıinln tonu bfzl ne şoşırttı, ne d« kaygılandırdı», derken, Başkan Irk secımleri ıçın Gaullist Partınln adaylarından Mıchael Deb re ıse, «Bana göre bu noktada Reagan haklıdır», şeklmde konusmuştur. Reagan'ın açıklamasını daha temkınlı karşılayan Federal Al manya Başbakanı Hefmut Schmıdt ıse. yenı boşkanın Batılı müttefıklere daha fazla danışacağı yolunda verdığı güvenceyi sevınçle karşıladıklarını, ancok Federal Almanya'nın Doğu Botı ılışkılerınin sürmesinden yana olduğunu ve bu yonde çoba harcamaya devam edeceğını soylemıştır. Batı Avrupa uHcelerînden yuk selen olumlu seslere karşın Japon hükümeti, ABD'nin meydan okuyan bır sıyasal cızgıye çırmesınl orzu etmedığınl ve Japonya'nın gereksız yere Moskovo ıle sertlesmasme. karşı olduğunu duyurmuştur. Reogan'ın demec! Mısır v« Israıl'de de alkışlanmış, Israfl Dışişlerî Bakanlığı, demecın kendılerınl yüreklendırdığınl, kendılerlnin zalen gecmişte s k sık Amerıkan yonetımlerınl ıSovyet vayılmacırığına» karşı uyardıklarını soylemışlerdır. Çağdaş uygarlığın Türkçesi Prof. Dr. Akşit GÖKTÜRK h Insanın lcınde varolduğu dünyayı özleştîrme zorunlu^unu ne zaman du/dum? Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU Izfm kuşağın Ilk dıl öğrenlml tumuyle Osmanl^a tabanına oturur. Orta ove lısede oğretılen yabancı dıllerın adı «fransızca, Almanca, İngıîizce, Arapca, Forsça» İdı. Ve bizım kendı dılımızl oğreten dersıo adına «Turkce değıl cLısonı Osmanı» denıljrdı. Babamıza mektup yazarken bıle «Babacığım» ya ya «Sevgilı ba bocığım» dıve boşlamok koba ve senlibenlılik sayılırdı İlle «Pek Muhterem Pederim» ya da «BaısI Feyzu Hayatım Efendım» demek gerekırdı. Benım bu Osmonlıca tobanından oz Turnce tabanına gecmeklığim elbstte kolay olmadı Çocukluk ve genclık cağındaki eğıtlmm Üıklere kador ışlemış ahşkanlıklarındon öyle kolay kolay sryrılomıyor ınsan Karşınızda elımden geldığlnce öz Turkce konuşacoğım Ama yodırganmayan. herkesce anloşılobfIsn bır öz Türkçe. Kıml yazarJar, deneme nitellğınde uret'p cnerdıklen sozcuklerle yazılar kaleme aiıyor ve zaman za man da belki oşırılığa kaçıyorlar. Amo ge'ışinıni tamamlomamış olan bır dil boyle önenlerle zengınleşlr. Ne var ki bu konuda cok dıkkotli olmok gerekır. Tutulmayan. genelleşemeyen sözcüklerl kullanmakta d'renen yazarların yopıtları ölü doğmus cocuk laro benzer. cabucak unutulup gider. işte Osmanlıcacılar cok sınırlı bır csvrenm bu aşırı oz Turkce 6nerilerinden ve sözcuklennden kımi örnekler secerek ve duzsnledıkle'' semınerlerde kendı uydurduklon on lamsız sözcuklen bunlara katıp güldüru konusu yapa rak bızım gıbl oz Turkce yazanları yakışıksız bıcımde eleştırıyoriar. Buniar Türkçeye ve Turklüğe ınanmaycnlardır. Ben öz Turkce oşamasına, Atoturk'ün bızlere astladığı ulusal bılincle ulaştım. Guzel Türkcemizın, bıllm ve tekniğm her alanını başka dıllerin sözcükve kura'lanna ge'gksinme duymadan anlatobıleceğl konusundakl ulusal inancla uloştım. 1934 Ile 1938 yıliarı arasındakl Docentlık yıüanmdo, sınıfta Alman Profesorun derslerıni TOrkceye cevirirken cok cetın güclüklerle karsıtasmıştım Cunkü pek cok tüze kavramının Turkce karşılığı yoktu Bu güclüklerı. sozünu ettığım ulusal inanc ve bılmcle yendım ve pek cok öz Turkce tüzo terimi ürettım. Bunlar genelleştl. Dır lımızi Türkceleştl rne ateşl fcımızde, böylece, 1934'den, yanl 47 yıldan ben yanıyor Atatürk'ün başlat1 tığ oz ve bcğımsız Turkce ateşıni bfzden sonrakl f'uşokların daha 6a gür olarak, surdureceklerlnden kuskum yokîur. Çünkü Turkün bağımsızlığı, gercek Ataturk'cülük ve Turk ulusçuluğu bunu gerektirlvor» B bulgulama, onlama, betımleme aract dır. Bu dünya, tarıhle değıştıkce dın de değışır Bu bakımdan, dıl uzerıne konuşurken, onun yal nız değışmez yonu uzerınde durmok bır yanılgıdır. Bır dıl, kaskatı bır kalıp olarak değıl, bıreyıerm kul lanımıyla yaşar. Bu bakımdan, nıcel venlere aayonmayan «yaşayan dıl» soyutlaması, bır yanıltma cadır. Dıl, kendı başına yoşornaz. Bırtylerce kullanıldıkca yaşar. Bıreylerın dıl kutlanımı, tarıhin akışi lcınde, degışen koşullaro'a gercekleşır Bugunun Türkıyesı'nde en seckın yazarlarm, duşunune rın, bılım odamlarının, halkm kullondıgı dıl ıse, dıl devrırnı doğrultusundadır. Turkceyı, kökü holkta olrnayon kopalı bir köl tur donemının dılı Osmanlıca'yla koşullamak, tarıh sel bır çelışkıdır. Boyle bır cobanın altında, sözcuklerden buyu uman bır lummel» duygusu yatar Hele boyle bır cabayı, tonhsellık odına gostermek, tarıhsızlığin, tarıh duygusundan /OKSunlu ğun ta kendlsldır. Tarihsel'ık, gecmışe özgu her ^eym, kuflu bır antıkacılık tutkusu/la şımdıye taşınması değıldır Arapca ezanın katkısı ne olmuştur cağdaş Turk duşüncesıne''... Cumhuriyet donemın de değışen. cağdaşlaşan Türk dunyasının, yenı blr dılle anlatılması da doğal zorunluluktur. Bu zorunluluğun gercekieştınlmesıne kotkı ola rok Turk Dıl Devrimi, cağdaş bılımın, teknığın, sanatın gerektırdığı terımlerı, sözcuklen Türk duşün cesıne kazandırmaya yonelıktır. Butün yenı sözcük ler, Turkcenın ses, sozcuk. yapı özellıklenne uygun bır bıcımde, ornekseme yoluyle turetılmıştır. Ayrıca, Turkce'nın bilımsel yontemlerle mcelenen ulusal bır dıl niteliğ'ne kavuşması da Türk Dıl Kurumu'nun cabalarıyle olmuştur Bırtokım dıl bilgln lerı bunu gormezden gelerek, kırk yıldır donüp dö nup yenı sozcüklerın bılımse) dayanağı olmadığını yınelıyor'ar. Ofkelenıyorlar. suçlandırıyorlar, sövüp sayıyorlor. Oysa, Turkçe'n n değışmesl. bır cağdaşlaşma sürecının gereğıdır. Değışmeye korşı çıkonlarm gerçekte cağdaş uygarlıkla başı hoş değıldır. Dilin sınırları. insanın dunyasının sınırlannı belırledığın* gore. ortacağ dünya goruşune saplanmış kımselerın, coğdaşlık doğrultusundakı değışmeye karşı çık maları doğaldır. D lın değışmesl sonsjz blr sürectır. Bırtaktm kafalcr dursa da, tarıh akıyor, Değışmenın yararla rını, bugunun Turkcesıyle, ellı yıl oncesıno oronlo. ozellıkle doğal bılım dallannda, ne genış bır bilgl bırıkımının dıle getırebıleceğı kanıtlar» D « Sî/asal Toplumsallaşma ve Dil Doç. Türker ALKAN İDAM HÜKÜMLERİ BUGÜN YERİNE GETİRİLECEK ANKABA 2 (TelefonIa) B Mület Meclisinin bugunkü toptantı8inda Menemen olaylanyla ılgıli olanlann idam kararlan tesdık edilmiştir. İdanı edilecekler 29 kişidir. Durum hukümet tesker»sıyle Başvekalete bıldirilmış ve mahalh idare telgrafla uyanlmıştır. Idam hükümleri bu sabah Infaz edılecektlr. GAZİ HAZRETLERİ KADINLARIN ASKERLİK MESELESİNİ MÜNAKAŞA ETTİLER İZMİR (a.a.) İzmır kız öğretmen okulunda Gazi Hazretlen sınıflan dolaştıktan sonra. oğretmenlerle blr hasbıhalde bulundular Konuşulan mevzulardan çoğu kadın erkek eşıtlıgJ ve ka dırun hukuksal ve sıyasal haklan idı Gazâ Hazretlen kadm larm da erkeklerle eşlt olduğunu savundular. Bir vatan ve şeref borcu olan askerhğin kadınlar tarafından da yapılması gerektîğı tartışma konusu oldu. Kadın ögretmenler buna gönüllü olduklarını bildırdüer. Pravda: «Reagan yönetimi tehlikeli bir oyun oynuyor» SERVİSİ DIŞ HABERLER MOSKOVA ABD'nın yenl Başkanı Ronald Recgan'ın Sov yet lıderlerıni «ahlaksızlıkıla suclayan sert demecınm Sovyet yayın organlar'ndakı tepkılerl surmektedır. Sovyet resmi TASS ve hukumet gazetesi Izvestıva'don sonra partı yayın organı Pravda da bu tepkılere katılmıştır. Amerıkan yonetımml cok tehlıkeh b,r oyun oynamck la suclayan Pravda. Reagan yonetımımn Sovyetler'i uluslar arası tedhışçılıği desteklemekle suclamasmı cyalan ve fftfralarla dolu blr kampanyaı olarak nlte/emıştır. Pravda'daki yoaım da Başkan Reagan'ın sozlerlmn cYenf Amerikan yonetimınln uluslararası yumuşama ve stra te[lk silahların sınırlandırılması yönündekl olumsuz tavnna bir gerekça yorolma» girişimi olabıleceğl belırtılmektedır Pravda'dakı yazıdo Washington'un polıtıkalarının barış lcln tehllke oluşturduğu ve Başkan Rea gan'ın Sovyet dış polıtıkasınm femeı hedeflennı carpıtmaya ozen gösterdiği kaydedılmektedir. Türk Tüze Dilinde özîeştirme Yekta Giingör ÖZDEN Anayasa Mahkemesi Üyesi ekta Gungor, Turk tuze dılinde özlesme konusunda yaptığı konuşmada, ditın öze'lıklerını, tuzs dılının yerıni vurguladıkton sonro Türk Devrimi lcınde Huku< Devrımınl, hukuk devnmlnin amoc ve ılkelerini özetledl. Dcha etkın, daha yapıci ve da ha gercek bır tüze ıçın anlaşılır oimayı çerekli bulduğunu belirttrkten sonra özel bır tuze dılinden yana olmadığını, yaso kurallarının anlaşılarak ben'msenmeslnln ulusal yarar yönün^n zorunlu buîunduğunu, yasalordakl hukuk kurumlarınm Turkce adlarla bılınmesınin anloşmazlıklan gldereceğınl. ayrıntı ve fceriklerınin tüzementerln özel bılgılerl lcinde bulunmasının sakıncası olmadığını belirttl. Klşller arasındakl llışkılerle, kişilerle Devletın Mlşkllerınl duzenleyen vosa kurallarının olumlu sonuc vermglen Içın herkesın konuştuğu dille yazılı bulun 1931 YILI BÜTCESİNDE MASRAF 176 MİLYON ÜRA ANKABA 2 fTelefonIA) Verilen habere göre 931 senesj varidat bütçesı 175 185 müyon lirayı geçmiyecektır Bütçenin masraf kısmı da 176 mılyon lira olarak tesbıt edilmiştir. Bütçede geçen yıldan mevcut 2 7 3 7 milyonluk açık Şükru Saraçoğlu beyia zamanında masraf kısmında tasarruf edllebilmiştir. Bu durumda memuriar arasında masraf fazlalıgından ötürü yapıltnası beklenılen tasfiyeler yapılmayacaktır. Y masını kosul soydı. Yosaîarın yapılmosından uygulanması evrelerıne ayrı ayrı değlnerek, Anayasa ve yasakoyucunun. yurulme ve yargı organlannm, yönetım bırımlerının, meslek kuruluşlarının, hukuk adamlorının, yazarlarm, basın ve yayın organlannm tuze dıll konusundaki calışmalarından örnekler verdı Gelışmelerın sevmdırıcı olmakla bırlıkte çok uzücu uygulomaların ve drrenmelerın saptandığını söy IL toplumsalkulturelsıyasalbılımsel değışımlerın butunfuğu ıcmae ve bu degışımlerle dogrudan ılışkılı olarak eie alınmalıdır Dıl, toplumsal aeğışimın duyarlı b>r göstergesıdır. Toplumsal gerçeklık te ortaya cıkan en kucuk bır değışım bne dıle yan bir.. Öte yandan, dıl bır toplumsal denetım sıstemi O\arak da gorulebılır. Insanların duşuncb bıçımle rını etkıler. Yenı bır sıyasal duzenın gecerlılığmın benlmsetılmesınde, ya da yerleşık bır sıyasal duzenın surdurulmesınde, vukarıJakı mtelıklen ıle, dıi özel ve onemlı b,r rol oynar Bu acıdan, dılde ozleşme gtrışımı, Atatürk devrımının butununden ayrılamaz ve bu devrim ıçınde cok onemlı b r yerı vardır. Sıyasaf duzenler yalnız kurumlaria deg (, sıyasal kul turlerı ıle de sureklılıklerını sağlarlar Dıl, sıyasal kulturun ana ogelennden bırı olduğundan, dilde değışme ıle bırlikte ortaya çiı<an yenı sıyasal külturumüz. Ataturk devrımının benımsetılmesınde etkılı olmuştur. Bütun üîkelerde, uluslaşma süreci ulusal dll sorununu da gundeme getırmıştır Dılde ozleşme, Ataturk ulusçuluğunun onemlı yonlerınden bırısıni oluşturuyor FGkat, dılde oz'eşme/ı yaınız uluslcşmanın bır parçası olarak gormemek gerekır Dünyada ve ülkemızde ızienen hız'ı topljmsalbıiımselteknoloııkkultürel değ şım dıle ae vansımaktadır. Bu durumda, ya gelışmı^ uUe dılıerının etkısı altın tia kalmak. ya do yenı kavrcmların Turkce karşılık larmı bulmak gerekmektedır Ikıncı volun secllme sınden daha doğal bır şey olamaz Dılde ızlenen degışmenın kuşakıararası catışmaya yol actıgı sovı ıse. bilımsel acıdan hıc bır ge cerlılık taşımamaktadır Tam tersıne, topıumsalteknotofik değışmeler kuşak'ararcsı catışmaya yol acmakta ve kullanılan dıll etkılemektedır..» D (Arkası Yann)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle