19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r Cumhuriyet 10 8 ARALIK 1981 Danısma Meclisindeki secimler * • kulisleri birden hareketlendirdi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Danışma Meclisi'nın '. önümuzdeki dönemde çalışma , larını temellendırecek İhtisas I Korrusyonlarının Boşkan va ü: yelerinin seçimi tamomlandı ! Bazı komısyon.ar calışmalarına başladı'ar. Anayasa Komis ! yonu iki toplontı yaptı. Bütce Plan Komisyonunun çaiışma ları sürüyor. Donışmo Meclisinin komıs y o i secimleri sırasında bazı llgİPC olaylaro da tanık olund j . Mecüs binasında ilk kez : secimler nedeniyle ku'isler ha reketlendi. Yine iik kez, secim • lcin yürütülen kuüs faaliyetlerlne «Üye gardroplarına uzanan ellent karıştı. gruplar, meslek ayrılıklarından kaynaklandı. «Mühendisler, ziraatçıljr, adliyeciler, iktisotçı>ar, mülkiyeliler ve askerler» kendi adaylannm komisyaniara secilmelerini sağlannak için Coba harcadılar: Bu cabalorı organize eden cAracıfar» olduğu gibi, kenai meslek grup larma secim taktıği veren «Kur moy»lor da vardı. OYLAMALARA KATILİM 23 kasımda oaşlayan komısyon secimlerine Danışmc Meclisi üyelerinin genellikle ek sik sayıda kotrldıkları gözlenDanışma Meclisi kulisınden basın bürosuna sızan haberlere göre, İhtısas Komisyonu secimlerınde «15 üyeden oluşan bir grup» topluca oy kullandı. Secim sonuclarını özel cetelesinden izleyer dikkatlı bir üye. «Bu 15 kişilik grubun oyu, oynı zamanda bir siyasl yakiaş:mı da anlatması bakırmndan önemliydi» dedi Üye gardropiarına atıian liste olayındo adı gecen Çanokkale üyesi Mehmet Pamok en cok oy vitiren üye olarak belirlendi. Pcmak. Anayaso Butce • Plon ve Adaleî Komisyonlarına ciğniyor muyum şimdi?» diye sordu. Kapalıiık ve gizlilik tanımlan, ic 'üzüğün 30'uncu maddesını gosiererek anlcrtıld, ve «Bütçe Plan Komisyonunda ne oidu, nasıl oldu?» diye soruldu. Butce Plan Komısyonu calışmalarının ilgınc bicım de sürdüğünu anlatan şu yanıt o r taya cıktı: «Çalışmaları kamuoyuna yan sımoyan komisyonların işlevle ri üzerinde önceden uzun uzun düşünmek gerekirdi. Butçenin genel kuru'da görüşülmesi sırasındc bir ölcüde kapalı oturumlarda nelerin tartışıldığı da ortaya cıkacak. Komisyonlarda soz hakkı o!an. ancak oy hakkı o mayan üyeler genel kurulda, (Ben Bütce Ko misyonunda da söylemiştim) demeyecekler mi?» Bütçe Plan Komisyonundakı «Başkan Prof. Mustafa Aysan, Dürtdar Soyer tcrtışma sının genel kurula dek uzayacağını beklemek gerek» d ye konuşan üyenin son sözleri onlamlıydı: <Siz asıl Ancyasa Komisyo nuna gelen anayasa tasloklarını bulmaya çalışın, iyi bir hizmst olur.» Göz tansiyonu körlük nedenleri arasmda önde geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosıı) Körlük sebeplerı içinde önde gelen göz tansiyonu başka bir deyimle karasu hastalığının erken teşhis yapılmadığı takdirde körlüğün önlenemiyeceği öşrenildi. Ege Üniversitesi'nden Dç. Kutay Andaç bu hasîaIığın belirtüerinin başağrıEI. bulanık görme ve diizeîme, geceleri renkli haikalar göıtne olduğunu belirterek şöyle devam eüi: «40 yaşındfin sonra gö7 tansiyonuna ölçraek çerekir. Gör tansiyonu olan kimse.'erin ailelerinin incelenmesi hastalık henüz kendini eöstermeden önce hele ffençlerde hastalırrı ortaya çıkarmak eerekir.» Konıma önlemlerinin ise. karanlık ortamîarda fazla kalmamak. yakından okumarnak ve işler yapmamak. üzülme ve sıkıntıyı önlemek olduğunu vurçtulayan Andaç. «Körlük SPbebleri içinde önrie selmek tedir. Erken teşhis yapılırsa ilerleme durdurulur» dedi. Mevlâna Haftası 11 aralıkfa başlıyor "Mevlâna bugüne kador bilimsel olarak incelenmedi Feyyaz CANER # KONYA Konya Selçuk Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Erkan Tüıkınen, «Türkiye'de şim diye dek Mevlana'nın ve eserleriniu biiimsel olarak eiddi bir şekilde incelemesinin yapı! madığını ve önemli eserlerinden Mesnevi'nin (edisyon kritiği) yapılraadığı için çevirilerinde birçok yanlışlar bulunduğunu» söyledi. ması için gerekli şeyler yapılmıştır. Şimdi bizim isteöiğıMevlana'nın en bilinen yapıt miz, Mevîana'nın bilimsel olaiarmdan birı oian «yine gel rak da incelenmesi ve dünyaya yine ge!» diye başlayan şiirde bu incelemelerin ışığır.da tanıde çeviri yanlışı yapıld.:ğını orıimasıdır. Şu anda Avrupa ve ne süren ve şürdeki «yine geU Amerika'nın 27 üniversitesinde sözlerinin «vazşceç» ya da «töv Mevlâna b:limsel olarak araştı lıe et» biciminde çevrilmesı se nlıyor, inceleniyor. Ne yazık rektiğini belirten Dr. Türkki yazarın ana kaynakları. elmen, Mevlâna Konusunda biyazması yapıtları Türkiye'de limsel çalışma yapılmaması "bulunduğu halde, bilimsel açının, yurt dışı yaymların izlendan Mevlâna ülkemizde çok memesinin büyuk eksiklik olaz işlenmiş bulunuyor. Bence duŞunu söyledi. öu çok büyük bir eksiklik. Dr. Erkan Tlirkmen. konuySORf Bunu gerçekleştirla ilgili olarak sorular.mızı mck için ne vapmalı. nereden şöyle yanıtladı: SORU Sayın Dr. Türkmen. başlamajı? Dr. TÜRKMEN Mevlâna şimdiye kadar Meıiâna konusunda ülkemizde neler vapıldı. n:n yapıtlarının en değerij el yazmaları, Mevlâna Müzesinde neler yanılmadı? bulunuyor. Eunları ele alarak Dr. ERKAN TÜRKMEN tıpkı basımlarını, çevirilerinı Türkjye'de şu ana kadar, Mevyapmak, öteki örneklerden lâna'run turistik açıdan tanıtıl KSÜEF Türkçe Bölümü öğretim üyesi Dr. Erkan Türkmen, Mevlana'nın tanınmış şiirindeki «gene gel» sözlerinin «tövbe et» biciminde çevrilmesi gerektiğini söyledi. Komisyon çalışmalannın kapalı olduğunu, ancak Dcnışma Meclısl üyelerinin gönüllerinde coğunlukla Ana eizli olmadığını ayıramayan kontenjan üyesi Eryasa Komisyonu üyeliği yattuğrul Alatlı, Anayasa Komisyonu Başkanı Aldımoktoydı. Üyeler Anayasa Ko kaçtı'ya «İç tüzük çiğnenmiştir» biciminde hii' misyonu olmazsa, Bütce Plan ' Komisyoniuğu üyeliği istiyorcum edince ortalık karıştı. ,' lardı. Anaycsa Komisyonu ve ı Bütçe Plan Komisyonu se, cımleri öncesi gece sabahla• ra dek süren toplantı'ar yapıldı. di. Başkan'ık Divam'nın okuaday oidu, ancak secüemedi. ADAY ÇIKMADI duğu «Hasta ve mazeretli» üPamak. en sonunda Malı işler Donışma Meclisi Hesapları yelerin dışında bir kısım üyeKomısyonu'nda görev aldı. İnce!eme va Sayıştay Komisnin oylamalara katılmodığı be yonları ise pek cazip bulunBÜTÇE • PLAN lirlendi. Adalet Komisyonu semamıştı. Bu komisyonların aKOMİSYONU cimlerine 148, Bütce Plan daylarının belirlenmesi için, Komisyon çalışmalannın ka secimlerine ilk kulis yapılmodı. Bir üye bu ko Komisyonu palı olduğunu, ancak gizli olturda 150, ikinci turda 144 üye madığım ayıramayan kontenmisyona adav bulunmayışını. katıhrken. Sağlık ve Sosyol «Hesopfan İnceîeme Komisyo ian üvesi Ertuğrul Alatlı, Anaoylamasına nu üyeliğinin eski fcrsu kal işler Komisyonu yasa Komisyonu Başkanı Prof mcdı. Ne, İstanbul'a gidip Dol 134. Tarım ve Orman KomisOrhan Aldıkactı'ya «İc tüzük yonu oylomasına 137, MiHi mabehçe Sarayr'ndo kalmok Çiğnenmiştir» biciminde hüEğitim Komis'fonu oylamasına ve ne de başka yerleri gezip cum edınce ortalık karıştı. İc ise 131 üye fcatıld' Milü Sogörmek var» biciminde açıktuzüğün ciğnenmed'ğini belirvunma, icişleri ve Dışişlerl Ko ladı. ten bir üye. Bütce Plon Komisyonu 150 üvenin oylarıyla misyonunur ilk calışmasını ak Danışma Meclisi'nde kobeürlend tarırken, «Ben de ic tüzüğü misyon secimlerinde oluşan üirbıl TL'ŞALF 3CUMHURİYET Efendim sizce sendikal faaliyetleri nedeniyle tutuklu bulunan sendikacı var mı? GÜVENÇ Tutuklu bulunan sendıkacı arkadaşlarımın suçlarırıı, mahkemelerden sonuç alınıncaya kadar soylemek mümkün değil. An cak, resmi makamlardan, Sayın Başbakanımızın ağzından duydiikJanmıza göre, sonciıkacılık yaptığı için tutuklu bulunan bir tek kişi bile yok deniliyor. Ama sonuçları mahkemelerin sonunda ögreneceğiz. ÖCÜNÇ Sendikacılık yaptığı için tutuklu sendikacı bulundugunu pek zannetmiyorum. Tabii mahkemeler da valara yeni bakmaya başladılar, hattâ iddianameler yeni yeni ortaya çıkmaya başladı. Bu çok hassas sorunun cevabını mahkemeler sonunda öğrenebileceğiz. ALPDÜNDAR Ben arkadaşlarımm görüşlerine katılmakla bersber bir eklenti de yapmak istiyorum. Bu konuda iki iddia var ortada. Sendikacılık yaptıkları için tutuklananlar olduğunu söyleyenler de var, aksini söyleyenler de. Mahkemelere intikal etmiş bu konularda kesin görüş ortaya koymak mümkun değil. Burada bir gerçekten söz etmsk isterim. Sendikal hata yapmış suç işlemiş arkadaşlarımız >alnız faaliyetten alıkonulmuş sendikalar da yok. Ülkede düzen laçka olunca, açık sendika, kapalı sendika diye bir ayınm yapmak dogru olmuyor. Bu kargasa içinde Türk Iş içindeki sendikalarm yöneticilerinden de suç işleyenler oldu. Zaman zaman tutuklananlar, salınıverenler olmuş. Bu konuda kesin sonucu mahkemeler ortaya koyacaktır. FEDAKARLIK GEREKİYORDü CUMHURİYET Türk Iş Konfederasyonuna üye sendikalarda Rörev yapıyorsunuz. İCFTU'nun Tiirfcİş'ln üyeüğini askıya alma karan konusunda söjleyeceklerlniz olmalı? ÖGÜNÇ İCFTU'ya gırmek içLn 1960'larda, 1961'lerde büjiik çabaiar harcanmıştır. Daha önce giriiemiyordu biliyorsunuz. Bu hakkı sanınm o dönem getirmiş tir Türkİş'e. Türkİş bu üst kuruluşun ilkelerine uymak zorundadır bence. Genel Sekreter arkadaşımız Sadık Şide'nin durumu ortada. İCPTTJ iki görev olmaz diyor. Yönstim Kurulu'nda konu tartışıhp ve arkadaşımızm iki göreii birden yüriitmesine karar verildi. Bu konunun ilkeleri üzerinde konusmak istemiyorum. Ancak, Türk İ? Yönetim Kurulu'nun bir arkadaşımızı görevden alma ya yetkisi yoktur. Ama, Türk îş'in ÎCFTU çibl büyük bir kuruluştan aynlmaması için bir takım fedakârlıklar vapılması serekiyordu. CUMHtRİYET Sayın Vahap Güvenç siz TürkIş Yönetim Kurulu üyesisiniz daha aynntılı bir değerlendirme vapar mısınız? İCFTU KARAR1X1 DİZELTECEKTİR GÜVENÇ Türk tş'in üyeliğinin askıya ahnması kamuovunda yeterince tartışılmadı. Aslında ÎCFTU bu karan alırken. Kendi karar organı içinde bile bir birlik sağlayamamıştır. fcFTU'da tartışma sürmektedir. Dünvanın birçok ülkesinde ara reiimler yaşanmıştır. Hattâ ihtilaller olmuşhır. tCPTTJ'ye üye olan bu ülkelerln isçi kuruluslannda görev alan bu tür hiiklimetlerde ?örev almışlardır. Ama üyelikleri askıya ahnmamıştır. Karar Türkiye icin bir şanssizlıktır. Tükriye'nin dışanda düsman lan olduğunu sanınm siz de kabul edersiniz. Onlann çabası İle olmujtur. ÎCFTU ka A n ı I a r VE OTESI önutulmamal Mehmed KEMAL ana öyle geür ki. şu bizim Salah Birsel, anılar tesbihini çekmese, tarihsel öykü kınntılarmdan sırça saraylar kurmasa, şiirleriyle de, eleştirileri ile de. denemeleri ile de, öteki düz yazıları i!e de güç anlaşılırdı. Kahveler. Ah Beyoglu Vah Beyoğlu, Boğaziçi Şıngır Mıngır gibi kitapları oluşturdu, okuma piyasasını canlandırdı. yeniden dünyaya gelmiş gibi oldu. Bulgusundan ve yazdığından kendi de memnun kalmış olacak ki, kendi admı kendi koymuştur: Salah Bey Tarihi!.. Bildiğimizce tarihçi azıcık objektif olur. Üstad. yazılannda, ilişkili olduklannj damlarda gezdiriyor, sevmediklerinin ise agızlan kuş tutsalar farluna bile varmıyor. İierde Salah Bey Tarihi'nin aksamasının Timurleng'ini gösterenler çıkacakttr. Bile ve unutmaya!.. Halley Kimi Kurtarır adh yeni kitabını hem bize göndermiş, hem de piyasadadır. Amanın, neîer bulup. neler döktürmüyor!.. Kendinden. çevresinden. yazın arkadaşlanndan, anılardan. tarih kınntılanndan derleımş, toplamıs bir çengiye dönüştürmüş. kitabra sayfalan arasında oynatıyor. Belki iyi anlatamamış olurum. anılan ve derlediklerini bir çengiye benzetmem beceri ve başan simgesidir. kötüleme olarak anlaşılmasın. Dostumun çok alıngan olduğunu da bilirim. «rruicerrep»tir. İCini dökmelerinden anhyoruz ki. Salah Birsel dostumuz anılan sever de, çocukluk anılannı sevmez. Çocuk anüanna çok yer veren yazarlan da sevmediğini söyler. Bundan olacaJc ünlü Fransız yazan Chateaubrıand'ın 'Mezar Ötesinden Amlar~ kitabını içinde çokça çocukluk anılan vardır diye uzun yıllar okuyamamış, başucunda durduğu halde eline aJmamıştır. Çocukluk anılannı pek sevmese de delikanlıhk anüanna yer verir. Nişantaşı Rumeli arasına düşen Teneke mahallesi ve bu mahallede geçen günleri hiç akhndan çıkmaz. Nişantaşı Ortaokulunda öğretmerüiği vardır. Günümüzün bir çok ünlüsü ortayı bu okulda okumuşlardır. Hasan Pulur, Semih Balcıoğlu, Metin Serezii, Ferruh Doğan, Ayhan Işık. gazeteciliği bırakıp zenginîere yat satan biri daha... Her yazann başından geçtigl gibi hazret de yotsuz dönemlerinde ticaretle uğraşmış, Burhan Arpad'la birlikte ABC Kitabevini kurmuştur. Ancak 1945 yılı basımevi basılması. gazete taşlanması sırasında burası da saldmya ugramıştır. Baskında bütun kitaplar yağma edilmiş. Olayı bir gün önceden haber almıştık. Ama bunca kitabı nereye kaçınrsınız?* der. •Kitapları değil. dükkândaki bir iki çeviriyi bile kaçıramadım. Donup kalmıştım sanki. Gerçi ben bu kitabevini olaydan alti oy önce Urfalı bir basımevciye satmıştım ama, daha dükkânı teslim etmemiştim.» Bir de Bulut CeçtU adlı şiirinden öturü mahkemeye verilmiştir. İki yil mahkeme kapılannda koşturmuş, durmuştur. Dava, Adalet Bakanlığından gelen bir yazı üzerine açılmış. Davanın görüldügu mahkemenin elinde bir de Afrodit davası vardır. Bir zamaniar basımmızı hayli ilgilendiren bu dava. Afrodit adlı kitap müstehçen mi, değil mi diye açıiraıştı. Dava uzun sürdü, sonunda mahkeme, roman müstehçen değildir diyerek Kitabı akJadı. Salah Birsel'in şiiri de bu mahkemede aklanmış. Ancak, savcı karan beğenmemiş olacak ki temyiz etmiş. Yargıtay da savcıya uyarak karan bozmuş. Şairimiz iki yıl durmadan uğraşmış. Bundan sonrasını kendinden dinleyelim: ...Yargıtayın karan bozması üzerine duruşma yeniden başladı. Ama, dedim ya yargıcımız sanata, edebiyata açık biriydi. Uzun duruşmalar sonunda yeniden aklandım.» Yıl 1942'dir. Bu yıllarda henüz tek parü vardır. Tek parti. tek şef dönemi kafası kızdı mı, olur ohnaz. her yazı için bir dava açar, ya da açtınrdı. Bu yangıniar sırasmda eteği tutuşanlardan biri de şairimiz olmuş. Salah Birsel'in usta yanı, geçmişin acılannı tadına banarak ballandıra ballandıra anlatmasıdır. Her genç ozan gibi Yahya Kemal'le anılan vardır. Haşet Kitabevi önünde Oktay Akbal'la üstada rastlıyorlar. •Nasılsımz üstad, ben Oktay...' diyor AkbaJ. Yahya Kemal vüzüne bakıyor: •Sizin nazmınız son zamanlarda çok gelişti.» Oktay şaşınyor, yüz geri ediyorlar. Salah Birsel. gönlünü alıyor: *Seni herhalde Oktay Rifat sanmıştır.* Unutkanlıgı ört«n bir teselli ne d« olsa.. B Adalet Bakani: Agca'nın iadesi konusunda İtalyan makamları direniyor ANK.\RA, (LBA) Adalet Bakanı Cevdet Menteş, Türk terörist Mehmet Ali Ağca'nın Türkiye'ye lade edilmesi konusunda İtalyan makamlarımn dırenaiklerini söyledi. Adalet Bakanı, Ağca'nın mutlaka Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğini belirterek şunlan söyledi: «Bir süre önce açhk grevine başlayan terörist Mehmet Ali Ağca, Türkiye'ye mutlaka iade edilmelidir. Ancak, İtalyan makamları bu teröristi Türkiye'ye iade etmemekte direniyorlar Ağca'nın Türkiye'ye iade edilmesiyle bir çok karanlık ola ya ışık tutulmuş olunacaktır.» Ağca'nın Vatikan'a teslim edllmesi halinde teröristin suçunun daha da hafifleyeceğini bellrten Menteş, «Çünkü Vatikan yasalanna göre affedilen suçlunun cezası hafiflemektedir. Bu bakımdan İtalyan makamlarının bu konuda daha duyarlı davranmalan gerekmektedir» dedl. VAHAP GÜVENC: Akıllı işverenler sendikacı arkadaşlarımızı pek yormuyorlar. F. ŞAKİR ÖĞÜNC: Kendımizi hatalarımızdan arındırmalıyız.. gecmişteki DANIŞMA MECLIŞINDE 3 SENDİKACI 'İşverenlerin coğu bugünkü ortamdan yararlanıyorlar,, rarmı düzeltecektir. Edlndiğimiz intiba bu. Türktş Ge nel Başkanı Denizciler şu an da ABD'dedir. ÎFLCO'nun kongresindedir. Üyeliğin askıya alınması konusunu bürün dünya sendikacılarma an latacnktır. COIHLRÎYET Sanıyorum konu YHK'na geldi. YHK ne yapıyor. kurulun işçi temsilcisl üyelerin yapıyorlar? Bu kargaşacian çıkış yolu ne? PAZARLIK YENİDEN BAŞLAMALI ALPDÜNDAR YHK'dan çıkan toplu iş sözleşmelerinin durumunu hepimiz biliyoruz, doğm olduklarını söy lemek bana göre mümkün değil. Faaliyetleri yasaklanmış sendikalarm sözleşme sorunlarının YHK'ca çözüMuhalefet şerhleri hiç olmazsa tarihe aktanlan belgeler olacaktır. GÜVENÇ YHK'dan hem biz hem de işverenler yakınıyoruz. Çok ağır bir yükün altma gerekli düzenleme yapılmadan girilmiştir. YHK ilke kararlarını uygulamamaya başlamıştır. Sendikacı arkadaşlarımız bunun kavgasını yüksek düzeyde veriyorlar. Böylelikle işçilerin sendikacılar haJdılığı tespit edilmiş olacak. Ben bir diyalog noksanlığı olduğu kanaatındayım. Bu konuda knsur biraz da bizde. CUMHURİYET Efendim konnmuz çok seniş %T sorunlar çok yığılmış. Son bir değerlendirme yapmanızı Istiyonız. 1981 yılında işçl isveren iliskileri nasıl oldu. MHP davası Kösoğlu nun sorgusuyla bugün sürecek ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu> MHP ve Ülkücü kuruluşlar davasına bugün Ankara Sıkıyönetim Komutanlıgı (1) Numaralı Askeri Mahkemesinde devam ediîecek. Davanın bugünkü duruşma8inda tutuklu genel idare kurulu üyelerinden Nevzat Kösoğlu'nun sorgusuna başlanacak. Gümrük ve Tekel eski Bakanlarından Tuncay Mataracı'nın yargılanmasma ise bugün Anayasa Mahkemesinde devaro ediîecek. İNSAN HAKLARI BİLDİRİSJNİN YILDÖNÜMÜNDE BİR TOPLANTI DÜZENLENDİ ANKARA (ANKA) Insan Hakları Evrensel Blldirisi'nln kabulünun 33'üncü yıldönümü dolayısıyla Sıyasal Bilgiler Fakültesi insan Hakları Merkezl ile Birleşmiş Mületler Türk Derneği tarafından bir toplantı düzenlendi. Toplantı 10 Aralık 1981 perşembe gunü Ankara'da yapılacak. Toplantıya TODAİE İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi Türkiye Barolar Birliği, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve SBF Anayasa Hukuku bölümü katılıyor. Toplantıya konuşmacı olarak SBF İnsan Hakları Merkezi Bcşkanı Prof. Bahri Savcı, Birleşmiş Milletler Türk Derneği Başkanı Prof. Dr. Cahit Talas, TODAİE Genel Mudur Vekili Dr. Kenan Sürgit, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avu kot Atilia Sav, UNESCO Türkiyo Müli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Suat Sinanoğlu, ile SBF Anayasa Hukuku Bölümu Başkonr Prof. Dr. MOmtoı Soy sol katılıyorlor, Güvenç: Sendikacı arkadaşlarımız bizi bu dönemde nasıl olsa dinlemezler diye işverenlerin kapısını ya hiç vurmamışlardır, ya da ikinci bir kez görüşme gereği duymamışlardır. Bu arkadaşlarımız herhalde demokratik rejimin gelmesini bekliyor olmalılar. O zaman mücadele yaparız diyorlarsa çok geç kalırlar herhalde. mü bir bakımdan doğal karşılanabilir. Esas olan serbest pazarlığm yeniden başlatılabilmesidir. CUAIHITIİYET Sa>ın Ferudun Şakir Güvenç, YHK'nun işçi temsilcisi üyeleri ne yapıyorlar? ÖGÜNC Kişisel görüşihn şu: YHK'nun yapısal du rumu nedeniyle burada görev alan işçi temsiicileri arkadaşlarımız maalesef pek güçlü olamıyorlar. Arkadaşlarımm beyanlarıyla söylüyorum, birçok sözleşmelerde kazanı'.mış haklardan geriye gidişler olmuştur. YHK dina mik bir kuruluş değil ağır aksak işliyor. Söylenilene göre yeniden yürürlüğe konulacak 2 bin 800 toplu iş sözleşmesi var eilerinde. Çıkış yolu ne dediniz. sözleşme metinlerinin alnna muhalefet şerhi koymak yeterli mi değil mi? Bunu bir tavır olarak jest olarak düşünmek gerek. Daha yürekli görünümde bir tavır da olabilir. îşçi temsilcileri THK'dan çekilebilir. Bununla ne Icazanılacagı belU değildir. Bu tür bir tartışma Çalışma Meclisinde yapılmış olsaydı ne değişirdi? KENDİSİNE SORMAK GEREK ÖGÜNÇ Çalışma Meclisinin toplanmamss! esef vericidir. Meclisi toolayacak tek yasal organ Çahşma Bakanlığı oîduğu için bu soruyu ker.disine sormak gerek. İşçi işveren iliskilerine gelince bu önemli bir soru. Biz sendikacılar olarak etkin lijimizi aktivitemizi 1970 1ere kadar sürdürdük. Ama 1981'de işverenler daha etkin ve aktif görünüyorlar. Kendimizi gecmişteki hatalarımızdan arındırıp, bugünkü ortamın gereği daha iyi çahşmamız gerek. Açık konuşuyontm. işçi haklarını daha iyi korumamız lazım bizim bugün işçi haklarını ve sendikal hakları veteri kadar koruduğumuz inancmda değilim. Y'apılanları ye terli bulmuyorum. Sendikacı arkadaşlarıma daha verimli çalışma öneriyorum. Biz 1961lerde daha aktif sendikacılık yapıyorduk, bunu özellikle urguluyorum. CUMHUBİYET 1981 nk sıl hlr yıl oldu size göre sayın Vahap Güvenç? GÜVENÇ Memnun olan da olmayan da var. Memnuniyetsizlik bence işverenlerin katı tutumundan kaynak lanıyor bu ortamdan yararlanmak istiyorlar. Akıllı işverenler sendikacı arkadaşlarımızı pek yormuyorlar. Tabii toplu iş sözleşmeleri ve YHK'nun çalışmaları dışmda kalan ilişküerden söz ediyorum. Akıllı işverenler ileride yine karşı karşıya ge lineceğini biliyorlar. Güvenç arkadaşımızm görüşüne katıüyorum. Sendikacı arkadaşlarımız biraz pastfleşmişlerdir. Hiç değilse işçi haklarım geriye götüren veya durduran ya da zorluk çıkaran işverenler nezdinde sert tedbirler değil ama en azmdan bir diyaloğ yolu aranmalıydı. Sendikacı arkadaşlanmız bizi bu dönemde nasıl olsa dinlemezler diye işverenlerin kapısını ya hiç vurmamışlardır ya da ikinc: bir kez görüşme gereği duy mamışlardır. Bu arkadaşlan mız herhalde demokratik rejimin gelmesini bekliyor ol mahlar. O zaman mücadele yaparız diyorlarsa çok geç kalıriar herhalde. Çalışma Meclisine gelince bu konuda söylenebilecek, tek şey var: Çalışma Meclisi toplansaydı, toplanabilsey di bir İzmir İktisat Kongre si kadar önemli olurdu. BİZİ SUÇLAMANIN ANLAMI YOK CUMHURİYET Sayın Alpdündar son söz size kalALPDÜNDAR Çalışma Meclisinden basiıyayım. O lağanüstü bir dönemde Çalışma Mecüsi'nin toplanamamasuu aslında pek fazla yadırgamıyorum. Çalışma hayatımn büyük bunalım ge çirdıği 12 eylül öncesi toplanması gerekiyordu. O zaman toplanamadı ki. Bu sorunur muhatabı biz olmamakla birlikte, toplansaydı işçi soruniarı tartışılacaktı. Bana göre Çalışma Meclisinin toplanması engellenmiştir. İşçi işveren ilişkılerine gelince sözleşmesi olma yan bir işverenin huzurlu ol duğun u iddia etmek mümkün değil. Demokrasinin kaçmılmaz gereği. toplu iş söz leşmesi pazarhğı süresince tartışma, sonuçta ise sulhtur. Kamu işverenlerı dışmdaki işverenlerin kâr hırsı sürmektedir. Hükümet merkezi Ankara'da bile onbinler ce işçi sigortasız çahştırılmaya devam ediliyor, iş ve işçi sağlığı konusu apaçık ortada. Bu konulardaki eski alışkanlıklar sürüyor diyebilirim rahatlıkîa. Bunlan söylediğimiz halde, hiçbir önlem alınmazsa, herhalde bizi suçlamamn bir anlamı yoktur. Sendikalar idari yönden mali yönden denetlenmektedir. Asıl denetlenmeven işverenlerdir. Hükümetler bu denetimi yapmamıslarsa yaomıyorlarsa buna söyleyecek bir sözü müz yok.» EÎTTÎ dL farklarını ve üstürJüklerini b * lirtmek gerek. İkincisi, Konya' da kurulu bulunan ama ada olmasına karşın kendisi çahşmayan «Mevlâna Tetkikieri Enstitüsütnün çalışmasın; sağlayarak Türkçe. Farsça ve İngilizce'yi çok iyi biien kişilerle ça lışmaya başlamak gerek. Hatta Selçuk Üniversitesinin Fars ça bölümünü carüandırmak da yararlı olur. Ben Mevlana'nın tarutümasının Konya'dan başlamasını isterdim. Selçuk Üniversitesi ve Mevlana'yı inceleyen öteki Avrupa. Amerika Üniversitelerinin işbiriiği yapmalarını isterdim. Mevlana'yı bilimsel olarak in celemenin diğer bir yolu; hakkında bir kürsü bile kurulabilir. D:ğer ülke üniversitelerinde görüyoruz, büyük şairlere atîen kürsüler kuruluyor. Burada eserlerinin tıpkı basımlan yapılabüir, öteki üniversitelerle haberleşmek yoluyla bu eserler tanıtılabiiir. SORU Batı'da Mevlâna nasıl tanımyor ve tanıtıhyor? Dr. TfRKHEN Mevlâna' yı Batı'da ilk tanıtanlar Xichoîson ve Arberry oldu. Ancak Nichclson maalesef, Mesnevi'yı çevirirken, Konya Mevlâna Mü zesinde bulunan ve öiümünden beş 5^ sonra oğlu Sultan Veled tarafından yazılan »Niesnevi'yi esas almadı. Bu nedenle nem İranda basılmış olan ve çoğu zaman Nicolson'a aayandırılan elyazmalarında ve ba^ sımlarda birçok yanlışlr.r görü lüyor. İvedi olarak Mesaevi' nin bir çok değışık ornekleri bıraraya toplanarak bunların bilimsel bir çalışmadan sonra kritiği yapılmah ve ortaya dipnotlarmda değişiklikleri de gos teren bir tek örneği çıkamima lıdır. SORU Şu ana kadar böyle bir çahşma hiç yapıimadı mı?. Dr. TURKMEN Türkiye' de bıidiğjm kadarıyla hiç yapü madı. SORl Oemek ki lürkiye' deki metiulerde birçok yanlışlar var. Dr. TURKMEN Evet, maalesef... Meseia N'ıcholson, daha ış;n başır.âa ilk beyıttekı iki satırda yer alan «şikayet» ve «hikayet» sözcülüenrun yerlerıru tanı tersten alarak satırlara yerleştırmiştir. Kelimeler yer değiştirmiştır. Bu daha Mesnevmın besmelesıdır. ilk 18 beytin çevirilerinı, değışik çevirilerinı öğrencilerle birlik;e ınceledik. Ben dahi bu denli biribirine uymayan çeviriler olduğunu bilmiyordum o güne kadar. Bunlar arasmda acaba hangisi doğrudur? Bu bilimsel bir inceletne konusudur. Ancai bu bilimsel çalışmadan sonra yapılacak çeviriler doğru olabilir. Şerhlerde de (.yorum) bir birlik yok. Bizde çoğunlukla Rasuhi Ankaravi'nin eseri esas almır. Mevlana'nın yazdığı Farsça bugün İran'da korunma mıştır. Gazneli Mahmut'tan bu yana Hındistan'da bu dil korunmaktadır. Mevlâna litograflarınm (taşbasma) büyük bölümü Hindistan'dadır. Euradakı şerhler de birleştirilerek tek metne vnneltnmeüdir BÜYÜK KENTLER çeVRESİNDEKI YERLEŞİM ALANLARI ANA BELEDİYELERE BAĞLANACAK ANKARA (ANKA) Son nü fus sayımı sonuçiarına îöre. Belediye nüfusu 300 bni asan büjiik kentîerin çevresinde bulunan belediye ve köyler. yakmında öulunduklan büjiik kent belediyesine bağlanabılecekter. Bağlanma işlemleri 31 aralık 1982've kadar tamamlanacak. Milli Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen, «Büyük şe hirlerin yakın çevresindeki yerleşim yerlerinin ana belediyelere bağlanmaları, ana belediyelere uzakhğı. ana belediyenin olanakları. hizmeti götürme ve birleştirme» olanakları gözönün de tutulacak. MGK'nca ka'oul edilen vasada, hangi belediyelerin bü\oik kent beiediyesine bağlanacağı konusundaki teklifin. il(rilı beledıyelerin vetkili organları ile varsa sıkıyönetim komutanlıgının gcrüsü de alınarak valilik tarafmdan belirlenmesi ve İçışleri Bskanhğı'na teklif edilmesi önîörülüyor. İçişleri Bakanlığı'nın. İmar ve îskan Bakanhğı'nın uygun bulması ha'fitle snzkonusu belediyelerin bü\Tİk şehir belediyesine bağlanacağı vasada beürtiliyor. KÖY1.ERİN BACLAVMASI Yasanın «kövlerin bağlanması» ile il.snli hükmünde de. bü\ük kentlerin ce\resinde bulunan ve onunla bütürılesmiş köy lerin. yanılarak inreleme sonun da bağlanmalarında zorunluluk olduğu kanısına vanldıginda. ana belediyeye bağlanması öngöriilüyor. Ve bu bağlamada nü f'is, yerlesim biçimi ve uzaklık gibi özelliklerin dikkate alınarak birden cok köyün tek bir mahalle veva beledive şubesl haline grtirilrr.psi «»kiinde de ol?bilere*i kavrifdilivor. Yasaya çöre. bürük kent bel^diypsine ba*lf>nan belediyelerin B^ledive Ba5kanı ve verkül organlarının görev ve yetkileri. devir teslim işlemlerinin tamamlanmasT ile sona erecek. Personeli ise özlük haklarıyla birlikte ana belediyeye geçe
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle