19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kmrfi Mr kale duvan örül(mesi)» amacryla çıkanlan 1936 îş Yasası, grev nakkını açıkça yasaklamıştır. «Sınıfçıhk şuurunun dogmasına ve yaşamasrna ımkan vencı hava bulutlarını ortadan sılıp supurece(ğı)» belirtılen bu yasa, çıkarııdıgı dönemın ekonomık ve sıyasal bağlamlarına ujgun olarak, toplu ış uyuşmazlıklannın kotanlmasında zorunlu hakem yontemını berumsemıştır UyusmazlıÇı en son aşamada uyulması zorunlu bır kararla çozecek olan Yuksek Hakem Kurulu'nda ışçı ve ışveren temsücılenne yer vermemış, bu organın tumuyle devlet memurlanndan oluşmasını ongörerek, devletı ış uyuşmazlıklannı kotarıcı tek hakem konumuna sokmuştur öte jandan, 1936 Iş Yasası, herhangı bir unutkanlıgın degıl bilinçli bir tutumun sonucu olarak sendıkalara ilişkîn hiçbır kurala da yer vertnemıstır Ne var kı bu konudakı jasal boşluk 1938 Cemıyetler Yasası'nın «sınıf esasına veya adına dayanan» demeklenn kurulmasını yasaklamasıyla gecikmeden doldurulmuştur îşçi ışveren ıhşJdleri alanındakı bu yasaklayıcı ve baskıcı çerçeve, yetersız yasal guvencelerle ve çok bnernlı bazı kısıtlamalarla 1947'de tanınan sendika hakkı dışında, 1961 Anayasası'na değın surmuştür Bu nun doğal sonucu olarafc da ücret ve çalışma koşullan ışverenlerm tek yanlı ıradelenyle ve ıstedıklerı biçımde kararlastınlmış, zorunlu hakem sıstemi de ışverenler yaranna ışlemış tir. ••• Sonuç olarak işçıışveren ilıskilennin eşıtlerarası dıyalog temelı üzerine oturtulmasmı saglayan sendıka ve grev haklan, tarihsel gelişım ıçinde once sıyasal ıktıdarların yasaklayıcı tutumu ile karşılasmışlardır Ne var ki, tşçı sorununa yasaklayıcı ve baskıcı anlayışla yakla sım yontemı, punümüzde Him lilkelerde terkedılmiş, çalışma koşullannın ve işçıışveren ılişkılerının duzenlenmesı, taraflann ozgur iradelerme bırakılmıştır Üstelik bu gelısmeler yalnızca işçiışveren değıl, devîetmemur ilışkılen alanında da ya\gınltk kazanmaya başlamıştır Artık ülkemızde de «tepki yasalan» Ue soruna yaklasma yontemı, yasakçılık ve kısıtlayıcılık geleneğı bir yana bıratalmalı: binkım ve denevımlertnden yararlanmak isted.ğımız ülkelerdeki gellşmeler dogrultusunda düzenlemeler yapılmalıdır Çünkü ne Türk toplumu, ne de işçi ve memuruyla TUrk emekçıleri buna daha az lâyıktırlar CUnkü cağdaş demokrası anlayısının perçek ölçüsü, çalışanlar arasmda hiç bir ayırım yapmaksızın tanınacak olan sendıka, toplu pazarlık ve grev haklandır. (•) Ahmet Hamdi Ba»»r, Atatürkle Üç Ay ve 1930'dan Sonra Turkiye, tktnci Baskı, AİTÎA Yayını, Aokara, 1981. «. 38. 14 ARALIK 1981 hmet H«"<^< Başartn, 1945te yaynnlanmasından otuz altı yü sonra ıkına basısı yapılan ve bılım çevrelennde bazj yankılara yol açan «Atatürkie Üç Ay» adU yapıtının, günumuz sorunlan çerçevesınde yenıden okunup degerlendırilmesınde gerçekten yararlar var Ulkemızdeki fcısa bmürlü ıtancı muhalefet deneyının sona ermesınden sonra yırmı ılı kapsayan üç aylık bır ınceleme gezısıne katılan yazar, büindıği gıbi bu yamtmda, bıiyük ölçüde Serbest Cumhurıyet Fırkası deneyının su yüzüne çıkardıgı ve tarusılmasına ortam hazırladığı sonmlar ıle bu konudakı düsunce ve değerlendırmelerinı anlatır Daha gezımn ılk duragı olan Kaysen'de karşılaşilan bır sorunla ilgılı olarak Başar'ın zamanın vonetım anlayış ve yaklasımı konusundaM tanısı (teşhısı), bugün de uzennde durmağa \e düsunmege değerdır. Kaysenlı'lenn yakınmasına neden olan sorun, pastırma yapunında kullanılınak uzere her yü doğudan Kavserı'ye gelen on beş bın kadar buyük baş hayvanın, «oküz vebası» gerekçesiyle bu U'e sokulmasınm yasailanmasıdır Başar, bu sorun karşısında hükümetın yonetım anlayışına koyduğu tanryı su satırlarla anlatıyor* A "Yasakçılık Ruhıı,, tŞÇİ ÎŞVEREN ILİŞKİLERÎNE YASAKLAYICI VE BASKICIANLAYIŞLA YAKLAŞIM YÖNTEM, GÜNÜMİTZDE TÜMÜLKELERDE TERKEDİLMİŞ, TARAFLARIN OZGÜR İRADESINE BIRAKILMIŞTIR. Universite ve YOK... ll 1933. 31 Mayıa Turidye BuyUk Millet M«cllsl Osmaob Da rulfunununu kaldırmış ve Istanbulda çağdejç Ünı versıte yı kurmaya yonelmiştır O zamanın Türk ye'sınde tek unıvereıte kurulabıhrdi Niteklm 29 ma yıs 1934 te •Uruversıte Teşkılat Kanunii' çıktı. Ata turk devnmlennın bıhmsel doğrultudakl pdımla rmdan bın daha atıldı Çagdışı dunya göruşünden kopar*k ÇA^daf bılım dunyasına gtrihyordu •• •• Doç. Dr. Mesut GÜLMEZ ve usulü kaldınnak, yerine yasağa defil, yapmaça dayanan \em bir rihnıyeti ldareye sokmak lâzımdı» (*). Gerçekten de yasaklama temebne dayalı bu geleneksel yonetım anlayışmı, sıyasal ve sosyal alanlarda dünyadan ve ülkemızden verılecek omeklerle somutlaştırmak olanaklıdır Başar'ın deymuyle «yasakçılık ruhu», ozellıkle ışçı sorununa yaklaşımda temel yontetn olrauştur. ••• Yasa koyuCTüar, daha devlcttn «bıra«aTiı yapsm»cı öfretyi benımsedıgı yıllarda, ı$çı ıçverea üışkılerıne yasaklayıcı ve basincı bır aitor olaralc ka'işmaya başlamışlardır Sıyasal ya^amda seçme ve seçılme hakkını servet ya aa vergı temelıne dayanan sınırlı oy ükesıyle kısıtlayan sozum ona «lıberal» devlet, işçı işveren ilışkılen alanırda aa sanavi devnnuyle bırlıkto belirmeye ve gıderek büinçlenmeye baş layan ışçı sınıfının orgütlenme ve toplu eylem ozgürluklenrv vasaklamakta şrecıianemıstlr, Bu tutumun bilınen en behrgın omegl, sendia ve grev haklannı çalışma hakkı ve oz?urlük adına yasaklayan 1791 tanhlı Fransız Le Chapeher Yasası aır Aynı trurden vasaklamalara tngıltere ve başka ülkelerde de rastlanır Ne var Id bu yasakçı ve baskıcı tutum başka etkenler yanında ozellıkle işçı sınıfımn tepkısıni açıkça dıle getırmeye başlamasıvla efıili hO5görU»ye donıismuştur Başka devişle, yasa metmlenndekl açık ve kesın yasaklayıcı kurallara karşm sıyasal Iktıdarlar işçılenn sendikalar kurmalannı ve grevlere başvunnalannı hoşgorü ıle karşılamak zorunda kalmışlardır Sendlka ve grev haklan açısmdan, tarlha«I •vrimın üçuncü ve son aşaması ise, tyaaal tanıma ve duzenleme»dır. Boylece, uzun ve eorlu Bavaşımlarla dolu bir tarihsel geli^im sürecl içlnde, işçiişveren llışkilerl alanında yasaklayıcı ve baskıcı b.r hukuksal bağlamdan, daha ve demokratı^ bir Üstelik bu gelışmeler yalnızca işçiler içm degıl, «memur» olarak nıtelendınlen obür bağunlı çalısanlar ıçın de soz konusudur Gerçekten, dunya ulkelerının çogu memurlafa sendıka iıakkını tanınuş; bu hakkı memurlara yasaklayan Ulkelerin sayısı parmakla sayılacak kadar azalmıştır Yıne, ücreun ve çalışma koşullannın beiırlenmesıne memurlarm katılması konusunda, bilgi vermeden memurlan temsıl eden orgutlerle toplu pazarlık \apılmasına değın uzanan farklı vontem ve sureçler pek çok ulkede uygulanmaya baslanmış'îr Dahası, uzun yıllar memur statusunıin ayncalıklı nıteli?ı ve kamu hızmetlerının sJreklıhgi ıle bır türlu" bağdastınlamayan grev hakkı konusundaki katı yasakçı tutumu sürdüren ülkelenn sayısı bıle azalmıs ve azalmafctadır Bövlece de, tarihsel olarak tek yanlılık ve otonterlık temellertoe dayanan statü rejımi, sosyal hak ve bzgUrltiklere daha genış biçımde yer verprek daha demokratık bir sisteme donüsme sürecuıe gırmıstır •*• tsçi sorununa yasaklayıcı anlayışla yaklasım yöntemı, uikemızde de egemen olmuş; özellıkle sendıka ve grev haklan karşısındakı yasakçı tutum yakın bır tanhe, 1961 Anayasası'na degm sılrmüştur. Bılmdıgı gıbi, Turk ış ihştalerının tanhsel evnmınde, devletı yasaklayıcı ve baskıcı bır aktor olarak bırınci plana ilk kez çıkaran 1909 tarlhlı Tatıli Eşgal Yasası'dır. 1936 tş Yasası'na degın vururlükte kalan bu yasa ıle, kamuya yonehk kurumlarda sendika kurulması yasaklanmıştır Bununla bırlıkte. 1909 Yasası grevı yasaklanıamış ongorülen yalm uzlaşma süreci çerçevesınde ovbırlığı ıle anlaşmaya vanlamaması durumunda ısçılerin «terki hizmetıte, yanl isi bırakmakta serbest olduklarını belirtmlştir. Buna karşüık, Recep Pekertn söEİertyle «TUrkiye'de iş hayatı(nın) veni rejinılmızin lstedigi ahenk ve çalışma voluna» gırmesl v« «yurtteçlann «inıfiaytmir parçalara aynlmasına Y « Memnuiyet (yasaklık) büsbütün sebepslı deffl. Fakat bu memnuivet dolayısivle halkm zaran memlefcet iktisadJvatımn zaran, vapacağı birçok fena teslr falan asla düşunülmemiş. ökuz vebası ihtimalinc karşı bir tedbrl aluuyor H, bu sadece tek cepheU föru? ve sadece yasağa davanan bir iş Hukumet bu iste yapıcı dejjü, vıkıcı. müsbet değıl menfl tedbırler almak suretiyle işleri idare ettifine dair GaziVe açık bir misal termisti. Övle bir misal ki. tazesi tazestne tetkik cdılmirerek, ilende evrak üıerinde incelendiçi vakıt dortbaşı mamur. tam ve isabetli bir tedbır pıbi gozukür. Fıtkat şimdi hadisenln üzerinde. menfi ve baart ruh butun çıplaklığı Ue sınüyor: Yasakçıhk nıhu!.» Yazar, aorunlara yasaklayıcı ve dolayısıyla kolay yoldan çozüm arama yöntemıni vurgulamakla kalmıyor lzlenmesi gereken guç ama doğru ybntemin ne olduğunu da açıkhyor: «Halbuid tedblr, hem ökflz vebasını önleyecek, bem de Kavseri pastırmacılığını ve iktisadiyatuıı konıvacak şekflde bir şey olacaktı. Fakat bunun Için çalışmak, uğraşmak lâzım Bunlara ne hacet' Bır vasak jandarmay» bir emir kâfl defcll mi? Kavseri'de karsüastıfcımra bu hadlse, blrt hastauğımızın baş sebebl idbi peldi Tam yaramn üzerine parmak basılrtus ve nlhayet Ankara'dao »ynlalı virmi dört saat olmadan memleketin haJdtd derdl keşfedllmistl. Hükfimet, eskiden oldugu tdbl, buıjftn de ancak «yasak» saresffide lslerl idare etmekteydl. Bu lüıniyeti 19301ar Türitiye'sinde çağda^ bir flniversiteyl oluşturacak yetennce bılim adazru yoktu. Hıtler faşızmınden kaçan, ya da kaçma yollan arayan bılım adamlan G«zı Mustaia Kemal'ın özel ılgısivle (\e eylemıyle) ülkemıze sıgmdılar 20ncı Yuzyılın en ılgınç «beym göçu* gerçekleşiyordu 1933't« Istanbul Ümversltesı'nın kadrosu şöyleydi 42 yabancı profesör 45 Turk profeeör 93 Türk doçent Toplam 180 kışi Asastan ve yardımcı e!emanlarla bırlıkte universite kadrosu 323'ü buluyordu, ve bunlardan 85'1 yabancıydı Yabancı bıhm adamlan arasında dünvaca ünlu kışıler vardı Tıp Fakültesınd« Schwartz lar, Frank lar Nıssen'ler evrensel degerdsydıler; ama halk arasında bıle kısa surede ün yaptılar Hukuk ve Iktlsat Fakultelennde Batı hukuku alanında otorite sayılacak olanlar vardi 1933 Universite Reformunda Ataturk'ün amacı bıhmsel bır kurumlaşmaydı Gazı Mustafa Kemal Ataturk, 'Hayatta en hakıkı murşıt ılımdir» dıyordu, «hayatta en hakıkı murşıt benım» demıyordu. Zaten Schwartz dan. Frank tan, Nıssen den, Neumark'tan Hırsch'ten, Oberndorfer'den. Dobretsberger'den Atatürkçü ogrencı yetıştırmeleri lstenemezdı, çagdas bılıme yönelmek Kemahzm'ın özüylü • •Unıver&» latınce kökenlıdır; evren demektır. (Arkası 11. Sayfada) OKTAY AKBAL HflVIR Aülma Meslekten Cezası! Maliye Bakanlığrndan lno mektuplar... öğretmen, öğrencı okurlonn mektuplorı. Arado bir okurlanma bu sü'unlan açmak yararlı oluyor. Kamuoyu, yetklliler gündellk gerçeklenn en acılanyla, en düşündurücülertyle karşı karçıya gelıyorlor boylece Izmlr'den öğretmen T. Aybar yazıyor tYaza yaza siz de bıktınız, ama ne yoparsınız 6ğretmenlığln yazgısı bu İlk gorevime 1979 mart ayında Adana'nın güney doğu llçesınde bir lisede boeladım. önceleri herşey lylydl Donemln karagözlüklü Mllll Eğltlm Bakanı'nın Maras ktyımını kınatna boykotuna katn lanlar vatan halnldlr diye hepimlzl tuçlodığı ana kadar.Ondan sonrası mı? Aman Tannm sonkl, fırtınonın, boranın, kasırganın ortasındaydık Dört oy cOreyle oçıkta kalma, 15 gun gozaltı, goreve gerl dönme, hemen sürulme... Bu kez Adana'nın Torot'kırdafci bir bucogındakl ortaokula... Bu arada, soruşturmator da «utüp gltmekie. Mahkemelerde ıfade vermeler.. Sonuç. İkl ay hopls, Ikl ay meslekten uzaklaştırmo, 1500 llra pora cezası... Sabıkam olmodığından cezanın ertelenrr.esine karar veriyor mahkeme. Oh, herşey blttl, ortık rahat rohai ftgretmenlık yapablllrım dıyorum kendime 1981 yılının haziran ayında kısa donem askeıiik görevımi yapmak üze> r e gorevımden ayrılıp Burdur'a gıdlyorum 1 Kasım 1981 de askerliğiml bltıriyor, göreve başlamak üzere okuluma donuyorum. Okulun muduru nazlk bir sekılde ellme bir kâğıt tutuşturuyor: Gorevlnize son verlldl.» Y Tasamıflaruııza Devlet garanbsı,l Evet. 8ayısız oğretmen mektubu, hepsınd» d© ortak Dır yan var Maraş kıyımını protesto boykotuna katıimanın bu denlı oğır bir cezaya çarptırılmanid haksızlığı, yanlışlığı ve acısı... Maraş ta kanlı bır kryım yaşandı. Adalet önunde suclulor yıllardır hesap veriyor. Kesln karara daha varılamadığı ıcın gercek suçluların kımier olduğu saptanmış değıl Ama ayıplanocak, kınanacak bır korkunc Insanlık dışı bır olov olduğu meydanaa Hepımız bu korkunc dromı kınadık. suclulann en kısa surede cezalondırılmasını ıstedık Bu «ohşı kıyımın binncı yıldönumünde bınlerce öğretmen dersıere glrmeyerek bu kınama eylemlne katıldı Yanl bir gunlüğune aerslere glrılmed\ Yanlış bir korar mıydı bu? Derelere girmemek o günkü yönetıme karşı bir karşı koyuş 'nuydu? Belkl. Öflretmenler, bu ülkenın aydın insanlarıdT. Bir takım kı. yımlor ve bu kıyımlara seyırci kalan davronışiar önunde duşuncesinı belii etmek hakkına sahıp değll mıdlr? Bu sorular tartışılabılır Yürürlüktekı yosaıar bir günluğüne derse gırmeyen öğretmenlerl suçlu sayabillr. Nltekım 12 Eylül öncesl Iktıdannın Mllli Eğitlm Bakanı bu boykotçu öğretmenleri şıddetle sucladı ve hepeınl cezalandırma yoluna flittl Boylece bu olay haklı ya da haksız kapatıldı Ne var kı gercek cezalandırma daha sonra görüldü. Boykot kararı veren oğretmen derneğınir Adalet onunde hesap vermeye coğnlmasından sonra. Maraş'ı kmama boykotuna katılan ogretmenler kı sayları blnlerl buluyor meslekten uzakloştırılma cezasına carptırılma^a başlandı Bır gün derse gırmemenın bır cezası olabılır. ama bu ceza 'meslekten uzaklastırılma' mı olmalıdır? Bınlerce aydın yurttaşı ışsız gücsüz bırakmanın Dır sorumluluğu yok mudur? Bunun sonuciannın cok acı olabıleceğınl düşünmek gerekmez mi? Yazılanmda bu sorunu ortaya bır kac kez attım, öğretmen mektuplanyie de konunun can alıcı noktalarını bellrttlm Ama Bakaniık sorumlularından herhangı bır üÇiklama gelmedl. Şımdı bır kez daha soruyorum Bır gün derse girmemek 'meslekten atılmak'lo mı cezalandırılır? Bunu ıster Mıllı Eğıtim Bakanlığı, ister baska bır makam yapsın bınlerce genc insanı yoksulluğa, acıya dolayısıyle yanlış yollara ıtelemek doğru bır davranıs mıdır? saüsa sundugu Devlet Tahvîlleri ve Haziıte Bonolari'nda bulunmaktadır. HAZINE, halkımızm tasanuflarmı en verimli ve Devlet garantisi altmda degerlendirmelerini sağlamak için bundan böyle: 1 a) % 30 net faizli 3 ay vadeli v e b) %32 net faizli 6 ay vadeli Hazine Bonolan'nı her gün 2% 34 net faizli 1 yıl vadeli ve faizi üçer aylık kuponlarla ödenen Devlet Tahvüleri'ni her ay ( T.C. Merkez Bankası, T.C. Ziraat Bankası şubelerinde devamlı olarak satışa sunmaktadır. NOTt Hazine Bonolarx'nın ve Devlet Tahvilleri'nin faizi yurürlükteki vergiler, ödeme şekli ve vadeler dikXate alındığındaj T.C.HazinesFiün Cumhuriyet sahıb): Cumhuriyet MatbaacıUk ve Gazetecilık T^ Ş adma .„ „ NADÎR NADİ Genel Yayın MüdurO H4S4N CEMAL Müessese Müdurü EMÎNE CijAKLIGIL yazı IşJen Mudürü OKAV GÖNENSlN Basao ve Vayan : Cumhuriyet Matbaaauk ve Gazeteduk TJi S Ca^aloglu Türkocafc Cad. 3941 Posta Kutusu: 346 tSTANBÜl TEU : 20 97 03 B 0RULA R : • ANKARA : Konuı Sokak 24/4 YENtŞEHÎR Tel 17 58 25 17 58 66 tdare: 18 33 35 • tZMtR : Halıt Zlya Bulvan No • 65 Kat: 3 Tel 22s 47 09 13 12 3ü • AUANA: Ataturk Caddesı rtlrk Hava Kurumu Iş Hanı Kat 2 No 13 Tel 14 550 19 731 14 ARAMK 198) öcle Hdndi 13 08 1528 a) 34netfaiz 51.4 b) %32 net faiz 46.1 c) 30netfaiz 44.7 faizin randımanina eşittir. (*) 718 Aralıkg^ n l e r i arasında ve bundan sonra her ay belirtilecek günlerde. usvtu tmsab 6^1 Gönea 8.16 Akşam 17.41 Yatsı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle