Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 10 24 1981 YÖK öncesi ve YÖK Prof. Dr. H. Hüsrev Hateml ( t 0. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESt İÇ HASTALJKLARI KtRSÜSİ)) Ontvereıte sorunu blzde, doğal olarak çok «skl btr sonındur Unlvereltemize, Qnlver«lts adı verümeden önce de bu sonın vardı Genelllkle eskl gunlerl daha mükemmel gorenlerlmlz, urlversıteyl bu ha! 9 blzlm kuşağın geiirdiğinl söyleyerek aevrlmlzl suçlarlar Bunun karşıtı oian bır grup eskl gün'erde dddlye olınacak blr yüksek oğretlm faallyetınl yok sayarak bılımselliğe yakışmayacak alaycı blr tavırla eski blllm yazılanmızdan Inciler bulmaya glrlşırler Oysa yüksek öğrenım so runu hertıangl bır devırda, o devrln maliye, askerlık, sıyaset «orunlanndan soyutlanarrKiz 17 yüıyılda Gelıbolulu Mustafa Alı, medreselerde âlim denecek klşl kalmadığından yakınmak tadır. Cok lyl blldiğımlz gibl o devir, gerlleme devnmlzdir Tanzimattan hemen once Tıp Mektebl llo kendını Batı'ya oçan Türk yüksek oğrenıml. 19. osır sonralarında unıversıte'.eşmıştır Bun dan sonra da ünlversitelerimiz dığer kuruluşlarımıza aşağı yukarı paralel bır gelışme gostermışlerdır B'r kuruluşun dığer b'r kuruluştcn etkMenmemesine Imkan mı vardır? Mesela Mahmut ll'nln ordL'muzda yoptığı düzenleme lle Tıp oğrenıml duzenlemes nn paralel gltmesı gıbl Atatürk'ün butün ülkede gercekleştlrdtğl llertye dönuk hareketlerl ünlversıte reformunu (1933) tamamlaması gibi. tardı. Olaylar bunun tam aksl şakllnda cereyan etmlş, onarşl ve terör olaylannın durmcsı karşısında llk oh ceken kuruluşlar arasında ünlvereıteier ön sıraları almıştır. özerklığe sahıp olmayan kurumlarda, ünıversıtelerden daha büyük kargaşa olduğu gorulmedı mı? Bızdekı özerklık lle Batı'dakl özerkllk de keslnlıkle blrbirlnden ayrı kavramiardır Batı ülkelerınde özerkhğın kaldınlnası, ılericı blr olaydır Televızyonda Fransa'yı ornek gosteren rektorlerımız, nedense bu noktayı bıimezlıkten geımşlerdır Fransa da kılısenın kurduğu llah yat Faku'telerı pek doğaldır kı, Fransız ıhtılalınden once ozerklığın doruğunda ıdıler Bu başı boşluk onları oldukça kotü bır duzeye indırmıştır Imtıhanlarda ruşvet alınmadon ogrenciler sınav vermış sayılamıyor ve doktora derecelerı para ıle satılıyordu Bu duruma gelmış unıversıte'erden ozerklığın alınması demek, yetersız kontrolun yeterlı ha e getırılmesı demektı Doiayısıyla Fransa da ozerkl ğın kaldırıimas . devrım. ızleyen ılericı bır hareket olmuştur Osmanl Devletı Ise hepımızın bıldığı g bl merkezıyetcldlr. Bizde kadı'arı kazaskerlen muderrıslerl hatta şaırler re.slnl fSultanı şuara) Devlet Başkanı veya Başbakan seçmez mıydı? Eskl vakanuvısler sık sık ılmı kadrolara yapılan taylnlerl yazarlardı Blzde müstokll, kendl adına vergl toplayan blr kılise mi olmuştur'' Bu sebeple bızde üniversıteye idarl özerkllk verılmesl, Fransa'dakının tam aksıne unıversıte lc'n cok hayırlı olmuş, (istısnalar dışında) özerklık kotuye kullaiılmamıştır. Bunca yıl sonra tekror kuvvetll bir merkezıyetcılıâ8 dönülmeden de yeterll kontrol sağlavan duzenlemeler yapılabıl rdı. Bu da ünlversitelerimiz cln daha hayırlı olurdu Bunları soylerrelerl gereken, bizım neslın hocası olan ve unıversıtenın şlmdiKi durumundan sorumlu rektorler, TV ekranında gunah cıkarma durumuna gecmış ve kendı'ermı sevenlerın cKendi elımle yare kesıp verdığ m kalem / Fermanı hunl nahokımı yazdı Ibt'da» demeierıne sebep olmuştur . BİR TEBLİĞ SUNACAK Cezaylrll Hukukcu Fatma Chenaıf, kendısıni Havaalanı'nda karşılamaya gelen Turk Hukukçu Kadınlar Demegl BaşKanı Av. Macide Aîpen, 2. Baskcn Av H,kmet Gungor ve Av Mezıyet Çakıroğlu lle bır lıkte gorulüyor (Fotcğraf. Erdoğan KOSEOGLU) TCDD Genel Müdürü: Tren raylarımızın yüzde 5 4 ü e^onornik ömrünü d^ldurdu İSTANBLT (a.a ) TCDD Ge.sl Midurü Jîuhtar Erol demırvoMannda doşelı bulunan ri\lartn vuzde 54'unün ekonoTik orrnınu doldurduğunu tek nık onürlem de doidurmak uzere olduklarını aç'kladı ÎTÜ tarafından duzerJenen «CuraJınrivet döneminde Türk sanayiinin geUsmesi» konulu sempozjiımda konusan Erol, demıryollannın modern hızmet vemekten çok uzak olduğunu. yüzde 33'luk bolumde 100 kllome*reden fazla hız yapılamadığını, dünyanın bır çok ülkestade yüzde 33 50 oranında uygulanan çıft hat lslermecıbğının Ttirfcye'de yüzde 2 oranında kal dıŞmı, sınyalizasyon sısteminln îstanbul Aikara arasmdakı ^78 kılomeTelık hatta telekomünlkasyon sıstemlnın Ise hatlann •yuzie 33 unde uygulanabıldığlnl açıkladı Sırrpozyumda dünya ülkelerl nın demirvollannın yük tasımacılığırdaki pavmın vüzde71J olduğu, Turkive de Ise bu orm nın yuzde 24'e dek düştüjü kaydedıldl. Cezayirli hukukcu Fatma Chenaif: Türk kadını her zaman Cezayir kadınlarma örnek oldu Istanbul Haber Ser\1si Türk Hukukçu Kadınlar Demegl taraîından 27 kasım curr.a glmü, îstanbul'da düzenlenecek «At&türk'den bugune Türk Kadını ie Sorunlan» konulj sempozyuma «Yabancı Gözüyle Ataturk Dev rlmlerinin Dtlnva Kadınlan, özelhkle 3 Dün ya Kadınlan Üzemd»>d Etkıs'» hakkmda btr teblığ sunacak o^n Cezartrlı Kukukçu Ta+ma Chenaif Türklve'.e gel'^ınde kendısıni kar^ı layan Türk Hukuk^.ı Kadınlar Demeğı men suplanna şurüarı soyledi: «Blzler, slz TUrkler ile 7 asır birlikte vasadık. Cezavir kadınmın kokurde Turk kpdını nın özelhklerl bulunur Ataturk'm önderlı*ln de Kurtuluş Savası vermıs ve veni bazı haklar kazannaış Türk kadmı, her zaman Cezavır ka dınına örnek oldu Bız de 19S2'de hürrhe f :ral ze kavuştuktan sonra, kadın erkek eşı hjını gerçekleştirdlk Kadın, Cezayır topljmunda hukuk alamnda, endüstri ve dığer sosyal alan larda verinl aldı» Ne zaman bir kuruluş, diğerlerinden soyutlanarak aşın yüceltihnişse, ardından aynı derecede gereksiz bir cezalandırma ve küçümseme bissi gelir toplumdan. Kurullar Fakulta kurullannın muhakkak kl blraz sayıca daraltılması gerekmekteydl Fokot çlmdikl glbi profesör sayısı ne olursa olsun 3 temsılcı secmek yerıne belll bir oran önerılmelıydl. Bır fakültenın kalabalık olması scdece kaiabalık glbi değıl. çalışanlcrın fazlalığı doloyıslyle üretılenın fazlalığı gıbl görülmelıdır. Öğretım uyesl fazla olan fakultelerde enst.tü mudür ve bölum başkanı toplamının bırkac katı kadar sade vatandoş öğ ret m üyesl vardır Bunlarm 3 5 gıbı dondurulmuş bır oran \e rıne, belll blr yüzdeslne yönetlme katılma olonağı verılmelıydı. Na zamon Wr kurulus, dlflerterlnder soyutlanarak oşın yuceltllmişso, ardında aynı derecede gereksiz blr cezalandırma ve küçümseme hissl gellr toplumdan Sanırım Onlversitelere şımdıkl kücJmseyıcı bakış (nazarı Istıhkar) blraz da 1960 dan sonra başlayan ve kaynağı da ünlverslte'er olmayan gereksiz yüceltmedlr örnek olarak özerklık konusunu alalım Halkımız, bu kavramı rerdeyse mılletveklll dokunulmazlığı saymaktadır. Bır kısım basın mensupları da bu yanlıs anlamayı blllncll olarak körüklemektedırler Son kanun sebeblyle bazı yazarlar (mesela eskı Izmir Beledıye Başkanı) cübbell ayak oyunlan yaptığımızı, mHletln başına bela olduğumuzu yazdılar. Bu yazarlar, herhalde ünlverslte öğretım üyelerlnl, »on yasadan ön,ce mahkeme önüne cıkarılamaz klşller olarak göstermek Istemektedırler Oysa Idarl özerklık şimdlye kadar kanunlara karşı gelmek şeklinde yorumlanmamış, savcılar Istedıkleri zaman suc unsuru buldukları hareketler! Izleyebilmlşlerdlr. Son yıllarda bütün ülkemlze musallat olan kotü günler ünlversıte üzerıne de cokmüş, ünlversıte öğretim uyelerlnden de kurban almıştır. Bazı yazarlann vehmettıklerl glbl özerk unlversıtelerde Ideolojlk kutuplaşmalar olsaydı, özerkllk lle birleşen anarşl, Onıversito 6ğretlm üyelerlnl de öğrencllerl glbl blrbırlerlne ka 5 Ah tlyatro Okuyor çalı şıyorum En başanlı oldugum yan ısteyerek ağlayabılmekn. Bu sanatı bjyui blr yetenekle ortaya ko>nıyordum Aynanın karşısuıa geçip saatlerce çalışırdım. Kafâmda klıçük bır oykü ya ratırdım. ömeğin kendımi oynardım, aynayla konuşurken annemi canlandınrdım ve gorüntüm annemdl, bana bır gramafon almasını Is terdım Sonra annem olup, bu lsteği gerl cevırlrdım Sonra yenlden Melına o'ur dum ve bır gramafon alması içm yalvanrdım aynaja, yanıt gene hajnr olurdu Bu anda gozlenml zorla yaşla doldurur, \e onlan gozkapaklanmda adeta dondunır dum Eır kez daha hayır Ştmdi gerçe^fen ağlama zamanıydı. Başını ya\aşça 6ne doğru eğ Bır damla yal nızca bır damla gozya?ı bırak aksın, yanağına suzülsun Bıraz başını kaldır Gozyaşı yanağmda takıh kal suı. Bekle. Şımdı bırak ak sm yavaşça Harıkasın Bu yöntemı annemle Leo nldas'ı kandırmak Içın de kullandım, tıyatro japabılme ıznini koparabllmek ıçin Sonuç sıfıra sıfir elde var sıfır Yalancı gozyaşlan ger çeğe donuştü annem ve kocası Leonıdas'ın yüreklerl taş kesılmışti Tıyatro mu hayır, sozkonusu bıle ecuıemez Annem evlenıp korunmada olmam gerektığjıe 1nanıyordu. Sağlam değer yargılanna dayanan bır >aşam kurup, ona tapacağı torunlar üretmeml ıstıjordu Sonunda şans yüzume gıhl du Annemle Leonıdas Mıdıllı'ye gıttıklennde, TJlusal Tıyatro Enstıtüsü bır sınav açtı. tlglnç isımli bır gençle arkadaşlık edıyordum o sıralarda Herkes ona Takıs dıyordu ama gerçek adı Dlmıtns Hom'du (Bugunkü Yunan tıyatrosunun temel taşlanndan bırıdır Takıs) Takis henüz öğrenclydı ama umut vaadedıyordu. Sınava katılma hairVini onun vardımıyla kazandım Dev bır salon. Dev blr ma •a Ardında gölge halinde dMlml? yüzsüz lnsanlar. Glrlyorum. Masa bana o den 1 uzak gelıyorki, blr dtlrbü1 nün terslnden bakıyorum sanM onlara Sessizlik. Ora da öyle dlkilip duramam bl lıyonım Masaya dızlenm değdığınde ve lasanlann yüzunü seçmeye başladıgım za man dost bır ses «Biraz ge riye çekilin çocuğum» djyor. Bu herhangı bırinin yurj ve sesl değü. Bu Emıl Veakıs. EmU Veajus Yunanıstan'ın, Laurence Olnier'si, Raımu'su. Büyük Veakis be nımle konuştu. Büyük Veakıs bana gerl çekılmeml soy ledl «Seo vanımda değilsin artık Aris'im, herşey önemsiz. Armağanlar eşvalar da terkettiler benl » Benım sesım bu Glorgos' un ban» ezberlettıği Karlotakls'm bır şılnru söylüyorum. Ama herşey sonludur. Kanotakıs'ın şıırlerl bıle. Sessizlik. •İkl şur daha okarabillrim « «Gcrekli değü.» Konuşan Vreakıs'di. «Çıkabllirsinız, sl ze yazıyla sonucu bildirirlz.» Yenıden uzun yurüyuş önce geri gerl. Sonra tam odamn ortasmda lçlml büyük bir öfke kaplıyor Masanın önünde eğllıj'orum ve salonım ucuna doğru başım dımdık yürayorum Hadl goster kendmi Melına. Şıiri belkı beceremedın ama bır yerden nasıl çıkılacağını bıl dığinl göster onlara. Güz«l yürümeslnl büdlğınl göster. üykusuz geçen üç gece ve Uç uzun gün. Kazanmışım sınavı. Ama başanmı kaygılar gölgellyor. Ulusal Tıyatro Enstıtüsüne glrme hakkı nı kazandığım kesın ama bı zimkilerle nasıl çözUmleyeceğim sorunu. Çözümü Pan Characopos getlrdl. Günün blrtnde blr tolef on. 1 Anadolu Fakülteleri ve rotasyon Onlverslte öğretlm üyelennln cok dertll olduklan konulardan blrl de rotasyon konusu ve bunun halka sunulmuş bicımıdır. fMantar gıbi biten Fakülteleri* şımdı yaşı 45 ın üzennde olan nesıl büyük blr kısmını da sayın Prof Doğramacı'nın aralarında olduğu blr grup kurmuştur. Şımdi onlar, 8 yıldan eski profesorler rotasyon dan muaf tutulduklarından, kenaı esenennı ka kındırma zevkınden mahrum bırakılmışlardır. Aslında halk hızmeti ı e, ünıvers te oğrenıminin bırazfarklı şartlara bağlı olduğunu herkes bıllr. Mesela, hükumet tabıbı savcı acemı er eğ tımı yaptıransubay ve onun bırlığindeki er vatana hızmet etmektedır Fakat kurmay subayların standart duzeyınl duşurecek kadar cok sayıda harb akademlsl acılarak, hepsine rotasyon ıle oğretmen suboy ıstenseydi bu durumu eleştirmek vatan hızmetınden kacmak sayılır mıydı?... Yapılacak llk dcğru horeket luzumsuz akadeTiilerı kapatmak olurdu Blz, Ataturk ünıversıfesı veya Dıyarbakır üniversitesl fazladır demıyoruz Fakat Ataturk unıversıtesınm dertlerl devam ederken neden Sıvas?... Eskısehır tamamlanmaTiışken neden Konya dıyoruz Bunu bızim kuşaktan olan öğretım üyelerı asıstan veya başcsıstanlık yıllarında kendı kendılerıne sorup durmakta Iken şımdı 8 sene muafıyetlennden faydalanan oğre tlm üyelerl Ise hafta sonlarında gıttıklerı ıllerde fakulte nüvesı kurup dönuyorkırdı. En lyl davranıs, bu fakOltelerln onumuzdekl yıllar lcln fakOlte denebilecek şeklide Işletlleceklennl seçmek, dığerlerlnl hemşlrs okullan, devlet hastanelerl. Hıfzıssıha Enstıtülerl halıne getırmektlr. Bunlar da ünlversltelerin yönetımıne verılebılır Bun lara rotasyon lle eieman gönderılır Bu yapılacaklar halk hızmetlnin en lyl örneklerl değil mıdır? Az sayıda mezun verecek olon, kütüphaneslz Ve laboratuvarsız bır fakulteden mezun hekım, lcinde doima blr burukluk duyacak «Hor gorme garıbı» kompleksi lcinde yaşayacaktır. SINtn «Tıyatro uğruna, VEÖTESİ Yokmu? Mehmed KEMAL oman Ostüne açılan tartışma, donup dolasıp, fBlzde roman vor mı, yok mu?...ı »oruna takılıp düÛümlenmlştlr. Klml blzde romonın 187O'd«n bu yana varlığından söz «tmektedlr, öyleyse, yuz yılı aşkın blr roman deneme ve geleneğımlz vardır. Değilse, yazılanlar çalakalemdır, üstünde durmaya değmez. Soruyu, fBizde gures var mı?...ı dıye soralım. Son yıllarda bu ulusol spordo cok gerllediğımlz, şamplyonlukları başkalarına kaptırdığımız Içın, bızde gOreş yok mu dıyeceğiz?... Hayır, yensek de. yenllsek de, başkalarının sırtını mlnderde sürtsek de, blzlm sırtımız mlnderde surtülse de, bu ecdat yadlgârı apor blzd» vardır. Yerınmeden gelınerek yok desek de, fiğunmeden gelınerek var desek de, güreşımlz vardır. Romanp gelınce o da öyledlr, bunca kltap cıktığına, okunduğuna gora vardır. Yok olsa, elalem bunca kıtabı ne dıye yazsın, ne dıye karalasın?... Edebiyat dallarından her birl, herkesln kendıne göre blrazcık olacaktır. Bunlara klml şlır, klmi öykü, klml roman dlyeceklir. Fethi Nacl dostumuz, gönlüne göre romanı az bulduğu Içın, cRoman yoktur..» anlamına gelen bazı sözler soyleyerek konuyu kestırıp attı. lyl ml yaptı. kötu mü yaptı bılemem ama, bütun llgıleri üstüne çoklp, husumet lerı de bağrına bastı Eskıden böyle ışlerl Nurullah Atao yapardı. Bır söz söyier, duyulmadık blr dlzeyl begenir, ortalığı bırblrlne kotardı. O günlerde konu mu azdı, soylenecek soz mü kıttı, rahmetll Atac'ın »özlsrl ustuna anketJer yapılır, manşetler atılırdı. Tek parti dönemly* dl. henüz her kafadan bır ses cıkmıyordu, Atac'ın «avları boşluk doldururdu Geçende blr dostum sormustu, fSen gczetecisın bıllrsln, eskidon olduğu gibl, şlmdl bosında bır dıze lcin niçln yaygaro koparılmıyor?...ı Dostum, ben gazetecıyım ya, her şeyi bllırım sanıyordu. Doyurucu bır yanıt verdığımı sanmıyorum O da bunu onlamış olacak ki üstume fazla varmadı Edebıyotta kuşak kavgası hep okıgelmlştlr. Her kuşak, kendınden once gelen kuşağı beğenmez, yadsır.. Sanır kı. belkı sanmaz kı, bır oncekl kuşak yadsınırsa, yenı gelen kuşak on e gececek. Eskl kuşağın değerllleri, unlu erl de kalır, yenı kuşağın değerlılerl, ünlulerl da ore geçer Bu bır doğa yosasıdır, kımse engel olamaz. Sab rsızlan bır an once üne kavuşmak Istedıkleri lein ıverler eken öterler. Fethı Nacı nın cTurklye'de Roman V» Toplumsal Değışmeı adıyla Gerçek Yayınevlnın Yüz Soru dlzisınden çıkcn kıtabının cMuesses roman duzeninl yıktığı» Die surUdu Edebıyatta, muesses roman duzeninl yıkmak, yanı ıtebdıl ve tağylra etmekten yargılayan blr ,asa o madığı ıcm boylesi yıkıcılık da, yapıcılık da yosal bır karşıiık gormez Beikj de bu yüzden bos atıp coiu tutmak, doiu atıp boş tutmak olasıdır. «Soyle soyleyebildığıni, eleştlrlnln nasıl olsa günv rugu yoktur.» Eceb'yattakı her tür gibl, roman türünün de, gelene gı, goreneğı, koşulu, düzenl, kaıdesl, dlsıpllnl, ara,anı soranı eleştırenl, eleştırılenl olacaktır. Bunlar oacak dıye ronan yazılmayacak mıdır?... Elbette yazılacaktır Evlıya Çelebı yı duşunüyorum ne roman blllrdl, ne D yes Oturup yazdıklarından kac tane roman, kaç tane oyku. kac tane pıyes cıkarabıllrsinlzl... Hele blr eğl.p ciıkkatlıce okumcya gorün1... Mıngayrı haddın adına roman dlyln, anı diyln ka• ınca bırkac kıtap da bız yazdık, pekâlâ okuyanı çıktı. Romanı tammlayan'arın endazesıne, okkasına uymuvcr dıye yazmıyacak mıydık?... Roman eleetlrmenlerl öeğenseler de beğenmeseler de bundan sonra roman vazanlar c kmayacck mı?... Son yıllarda ortalığı kabip kavurcn bırkac ad var: Attıla llhan, Sallm Ilerl, Adaet Aöaoğlu .. Okuyanlan var, onlar da yazıyorlar, t>lrkac baskı da yapılıyor, plyasaları da acık Rahmetll Kemal Tah r'm bır yonteml vardı. Romanı yaror yazmaz daha pı/asaya cıkarmadan önce sözunu «dar, 80zunu ettırırdı Sonra blr bakarsınız dıllere deetan olmuş roman pıyasadodır Eleştiımenler ağıziarı lle kus 'utsslar üstadın rcrrvan satışını engelleyemezlerdl. Romancının gucjne bazan eleştlrmenln gucü yetmez.. GurLİtu octırdı da sanırım, burdan çıkrvor» POÜTİKA R Varmı idam mahkumlarının ölüme gitmeyi bekledikleri hücrelerin birinde gerdeğe girdim.» «Melina gel En ivl kadın ovuncu odulunü slacağıns inannorum » Marcel Achard Jürl başkan yardımcısı telefonda da ha temkınlı davrandı«Melına sanırım Canoes'a çe'menizde jarar varj» Canres'a gıtneye karar verdıni Helmıs tı\atroyu Uç gun tatıl ettı. Sanırsmız ki Yunanıstan Olımpıyatlarda altın madalya almaya hazırla nıvor Stel'a iki kez gösterüdı Oldukça di alkıs topladı Se ^ırcıle' bızı kutlamak ıçuı janımıza gelnordu Bıri kol tuk^nn uzermden atlayarak tam yınımda durdu Michel «•\Ielina Mercouri. Georges Foundas sizlere Jules Dassın'l tanıştıravım dedl.» Pazarları asla..Artık Juhe ıle bırlıkteydık. Fılmımıze henuz bır ad bulamamıştiK «Mutlu fahişe» dıyorduk F.lım bıttığmde ona adını se%gılı Dostumuz Harrv Kurnıtz verdı. Pazarlan asla.. Juııe öykunıin başını ortasım ve sonunu biliyor ama, seran'oyu Yunanıstan'da yaz mak ıstıyordu Hıç not almıvor, fılmın Atma sokaklarınaa, Pıre tavernalannda. buzu kı eşlığmde lımanda canlanmasmı ıstıjordu Hemen gıt mek vanlısıjdı ama parasal sorunlan çozumlemek gerek lıjdı Cekım buyuk paralar oer°^tırmeyecektı Julıe kapı kapı dolaşıp produktorlerden para ıst vordu Ama kımsenın «mutlu fahişole» ılgl lendığı yoktu Tamdığımız tum zengınlerın lıstesını yap tık. Onassıs'e bıle gıttık ama fılm onu da ılgJendırmıyordu Bır ara bır produktor 11gı'enır gıbı oldu. ama «Amerıkan filosu» bolamünü kesmek ıstıyordu. Julıe fılmın b.r komed. olduğunu yetennce açüüayamadığmı so>leyıp aynlmış onun yanından. Sonunda Julıe, Unıted Artısts In Avrupa temsılcısi Charles Smadja ile ilişkı kurmuş. Smadja konuyu beğendığml soyleyıp senaryoyu ıstemış. Julıe henüz yazmadığmı Yunanıstan'da başhyacagını sby lemış «Senaryo olmsdan slze n»BSS yardımcı olabilirinı..j» Duşunceyi nasıl buldunuz? Düşünce lyl ama.. Ama ne demek? Size milyonlar kazandıran pek çok fılm yaptımz Kıml yapımlannız yuzunden neredey se gomletınızden bıle olacak tınız O>rsa bu fılmle kaybedeceğınız mıktar topu topu 12 000 dolar. Bu fikır de daha ucuza da mal edılemaı kl. Anlıyorum ama, daha blr şey yazmamışsmız M. Evet hıç bır şey yazmadım. Adı ne? Kımın? «Mutlu Fahişe»nin Julıe bızımkıne bir ad dahı duşunmedığınden birden Smadja"nın yanmdakl odada Ilva Lopert'ın olduğunu düşunmuş «II\a», demiş Ama bu bır erkek isml. Ilİ5a Ikı 1 üe. Ah Bır kaç saat sonra bir tel graf aldını «Tann Smadja'\n korusun. Bir av sonra çekime baslıvoruz.» Stella'da kotıl kadınlann simgesı olmustum onlann acılannı d^le getırıvordum sark^larla. Illva ıle dünva fa hışelenmn naskotu olmustum JL Iıs «En ITİ kadın ovuncn öduhımı aîdın» dedığınde banvo v^Duordum AŞ'amava ba^iadıın Go7İenmı sıl mek =tevınc° eozume sabun kaçırdiTi Uzer mden sular damlavarak t°lefona ko>=tum annenı anJdım T?nkısj mi ne oldıı9 «Tamam henim kı7im o'flıı<»unu kanıt'Tdın» •^en benım her$3vımsın anne. «Kendimden 20 yaş büyük olan kocamla 16 yasında evlendim.» «Kendimi tiyatronun kapısmda bulacağım korkusuyla sinemaya geç başladım.» Eğer üniversite öğretiminin, genç kuşağın araştırmanın ve bilimin üzerine titreniyorsa, «uygulama bakakm ne gösterecek» anlayışuıdan önemle çekinilmelidlr. clLK FILMIM» Stella, buzukıler eşlığlnde tavernalarda şorkı soyleyen bır kadının adıdır Ben llk fılmımde Stella'yı oynadım. Blz bu sakıncolorı görarek rotasyon konusunu elestlrirken, maalesef <Bin deraden su getlrerek halka hlzmetten kacmak» II» Itham edllmekteylz Türklye'nln blrcok yerınde askerl hasta ne vcrken, yalnız blr tane Gulhane olması nasıl düzey korumak glbi haklı bır endışeden kaynaklanıyorsa, bizım endışelerimlz da garcekte duzey korumak andlsesldlr. Daiml kısml statüler D*rtl«rm>lzd«n birl d« öğret^m Oyelerlmlzln oalısmo statulafldir. TamgCn çalısmanın öğretlm üyelerıne va unlverslteya doha foydalı olduğuna Inonılıyorao (kl ben buna Inanmaktayım) ünlverslte öğretim 0ye4«f1, sad«ce tam gün calıştırılırlar ve böyl*ce ikl türlü öğretim Cyesl varlığı önlenlrdl Bunun gereğına Inanılmıyonsa, devamlı çalısanlar lle kısml statüde calışaniar arasındo (maaş farkı dışında) fark gözetılmemell Idl. Yenl ya•ada tam gün calıçmayonlar lle, tam gün catışanlar arasında yönetlcl olabllmek hokkı acısından farklar vardır Bu durum Onlversltede cDaha değerll olduğum halde elim kolum bağlı» dlyen blr acılı kusak yetlştlrecektır. Bızde cok gorüldüğü gibl (son tam gün kanununun da göruldüğü üzere) bır mevzuat değlşlkllği olur olmaz, acılı kusak lle tom güncu kuşak İkl ayn gruba bölünecek ve herrtalda Lobby'slz tam güncü kuşak altta kalccaktır. Şlmdlld halde, tam gün calışan lle tam gün calışmoyonlar arasında yönetlcillk haklan bakımından fark olmadıöından, calısrra uyumu bozulmamıştır. Ya bu durumun olduğu glbl devom etmesl, veya tünlverslte öğretim üyesl tam gün calışır» şektlnde konunuft kesln hailed'lmesl dcha faydalı olurdu. llk filmimde kötü kadınların simgesi, ikinci filmimde de dünya fahiselerinin maskotu olmustum. Blr buluşma Bir daha, blr daha. Ve sonunda «Ulusal Tlyatroyu unut, gerçek Tlyatro Parls'de. Dullin, Renoir, Popesco, Jouvet, Pitoeff. Evlen benimle. Senl Pa ris'e gotüreylm.» Sonunda birukte kaçtık. Aileme bir telgraf gönderdlk: «Evlendik» Ama yalandı Nauplic*je gittiğimlzde evli değildık Nauplle açıklannda küçük bir koyun ortastnda minlmumacık Bourzl adası vardır. Çıplak bir kaya parcası. Tek oteli Türklerden kal ma bir eski hapısanedlr. lşte İdam mahkumlanmn ölüme gıtmevl bekledikleri bu hücrelerden blrlnde gerdeğe girdım . Kendimden 20 yaş btlyük olan kocarnla, İC yaşında, bu olavdan sekız gün sonra evlendik. almam gerekiyordu. Helmls'e«Rica ederim bans irLn Terj» dedım. Uzun suren blr sessizllkten sonra: «Kabul ama bir sartım var, dedl. Çeklmden sonra «Lady Macbeth»i oynavacak»ın» Lady Macbethi oynamak lstemem Tek şartun bn. Tamam. Sonra koşuşturma başladı. Manos Hacıdakıs'e muz k ve sözleri yazdırd^k. Denny Vachliottı'ye kostumler içm yalvardık. Kontrat son anda Imzalandı 2000 dolar ala caktım. Hollvwood'lu meslek daşlanmın gulusünü duvar gıbıydım Hıç önemll değıl ben sendıkalı bır ovunouyum ve başım bu vüzden her zaman diktır. Hem bır rekor da kırmıştım Bu tu tarda bir para ılk kez bır oyuncuva venliyordu Yunanıs+an'da. Michel Kakoyannis, Lon don Theatre'da çalısmıştı Oyuncuların sorunlarını ıyı bı:irdi Çekımın t°krık bo vutlanndan bızlen soyutla mazdı. Bıze j'ardımcı olmak tı amacı. Fılmını onanla b'r lıkte yaşamamızı ıs'e', doğusuna ve buvumesme katı lırdık. Günün her saatınde onunîa çalışmaya hazır ol malıydık Stella 22 000 dolara mal oldu 1955 ilkbahannda Can nes Film Pestu'alme kabul edı'dl Bır kaç jn.ın sona Cannes'dan ikı telefon pel di Kakoyannis telefonda yal vanyordu: Yabancı dille yüksek öğretim Yenl Yasa'da aklımıza takılan blr konu da, televlzyonda konusan blr hocomızın pek beğendiğl tYabancı dllle yüksek oğrettm« olanafc tanınmostı konusudur B I ntjığl gıbı, kültür dllı olmck vasıflarım tamamen taşıyan dıllmız cok uzun yıllardan berl yüksek öğretlrmJe kuüanılmaktadır Yüksek oğretım d'llnln yalnız Türkce olmasını Istemekle şovenlzmln hıc blr llgıs! yoktur Kltap yokluğu glbl haklı blr mazereti Ilerl sürerek, Tıp Mekteblrri Fronsız dıll lle öğrettme acan ikıncl Mahmut'un ölümünden 2030 yıl sonra, Tıp eğitlml Türkceye döndürülmüştü O devlrde yazılan llk eozacıltk ders kıtabmn önsözünde tHer mlllet te olduğu glbl, bJzde d * fünunl tıbblyenln devletlmizln llsanı lle tedrls olunmasının» Sultan Abdülazlz'ln IradMl olduğu bıldlrılmektedır Bır ülkede yüksek öğret m dıll tek ve ulusal dıl olmalıdır .Yayınlarda Ise, uluslararası d llerden blrlnln secılmeslnde hlcblr sakınca yoktur. Yayınlar, dış dünyaya da mesa| verebllmell ve dlğer ulusların blHm cevrelerince anlaşılabllmelldlr. Fakat öğretim dlll okırak yabancı bır dll secilmesl, gerlye dönuk blr hanekerttr. BCtDn Onlvefsitelerde yabancı dil öğretılmeM, fa^at yoboncı dllta ögrotlm yapılmomalıdır. Sinema «Stella» buzukller eşllginde tavemalarda şarkı söyleven bir kadının adıdır. Ve ilk filmimde «Stella»yı canlandırdım Sınemava geç baş ladım Bunun nedenl de bu sanata karşı olmam değıl, ama Rordlrls'le çahştığım yıllarda fılım çevlrmek Istediğuni söylesem benl üyatronun kapısuıa kovuverırdl Kakoyannısten önce Yunan sineması güzel kızlann sev da öykülenne dayanırdı. Stella Takovos Kampanellıs'ın yapıtıdır. Kakoyannls metnl okumuş bir gün bana gelip Stella'yı ovnar mısın dedi' Fikrinl deŞıştırmesine fırsat vermemek i^ın hemen olur dedim. Tıyatrodan lrin Son söz Efler Onfverslta öflretfminfn, genc kusağın, orostırmanm v« blllmln üzedne trtrerrr/orsa, «Uygulama bakalım na gisterecek» anlayışından önemle eeklnmek gereklr. 1960'dakl 147'ler olayı, 1979'dakl Tomgün Yasası, belll blr sure uygulanan yosalardan gerl dönOşlerln de rt« kodar yaralayıcı olduğunu göstermlştlr. Kcpsamı dlfler IW oloydon çok gertlş olan bu konundon oerl dönus önrv*rıMaW I M Yarın: Baba Papendreu