17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 10 2 EKİM 1981 Bir Türk ögrencinin Polonya izlenimleri Dayanışma Sendikası ile halk ve isciler icice.. Erbil TUŞALP ANKARA Cenap Duru 20 yıllık yaşamının en ilginç anılarını Polonya'da yaşadı. AİTİA, Bankaoılık Sigortacıhk Yüksek Okulu, Dış Ticaret ve Kambiyo bölümü öğrencisj Du ru, Polonya Gıda Ekonomisi Bankasında (BGZ) 45 günlük stajı sırasında, son bir yıllık olayiarin değerlendirmesini de yaptı. Duru, Dayanışma Sendikası lle halkın, özellikl e Işçilerin tam bir iletişim içinde bulunduklarını gözlediğini belirtti. Cenap Duru, yeni bir hayvan yemi politikasıyla Polonya'daki et sıkıntısıriın 8 ay sonra tamamen ortadan kalkacığını savunuyor. Polonya'da kaldığı süre icinde çeşitli kesimlerden kişilerlg konuştuğunu da belirten Cenap Duru, yaygın inanış lara göre «Polonya'nın büyük kıtlıktan sonra refaha kavuşu lacağına inandığını» söyledi. Duru «Açlık yar mı?» sorusunu, «Kişi başına ayda üç kilo et tüketimine izin veriliyor» yanıtını verdi. Duru Cumhuriyet'in sorularını şöyle yanıtladi: SORU Polonya'da son bir yıldır neler oluyor? YANIT Polonya'daki olayları son bir yılla sınırlamak bence yanlış olur. Bunu yıllardanberi süren değişim isteğinin, grevler, yürüyüşler ve mitinglerle bicimlenmesi olarak değerlendirmek daha doğru olur (son bir yıldır ne oluyor?) sorusuna gelince, Polonya halkının reformist tavrını, yanlış değerlendirmemek gerekir. Son bir yıllık olaylarla belirlenen bu tavrın, sosyalist bloktan ay rılmaya yönelik bir değişim isteği olduğunu sanmıyorum. De ğişim isteğinin ise, gözleyebildiğim kadarıyla, yapısal dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu sanıyorum. Polonya halkı öğrencisinden, üniversite öğretim üyesine, me murundan yönetioisine ve ikti dardaki işçisine kadar, ekono mik ve siyasal düzenin sosyalizm genelinde yürütmeye ve yönlendirmeye kararlı gözüküyorlar. Aksini düşünmek Po lonya'yı gördükten, Polonyalılarla konuştuktan sonra zor. Sıcak bir ilişki SORU Polonya halkının Dayanışma Sendikası ile ilişkilerini değerlendirecek olayiara tanık oldun mu? ) Polonya Gıda Ekonomisi Bankası'nda 45 gün staj yapan Cenap Duru çözlemlerini anlattı. > «Açlıktan yakınan pek olmasa bile, tarımda bu yıl üretim artışı bekleniyor. Et sıkıntısmın 8 ay sonra kalkabileceği söyleniyor..» Sheraton Oteli'nde Çin yemekleri tarifi yapan Singapurlu aşçı 'İ'an See Siong, «Kafatası kesilen canlı maymunun soya soslu beynini size yedirmek isterdim ama bu yemek biraz vahşı olduğu için vazgeçtim» dedi. Selim YALÇINER <c...Önce, conlı bir maymun alınır. Hayvan, sıkıca bir iskemleye baglanır. Kafası, kımıldamayacak biçimde sabitleştirilir. Bu arada, bir yanda soya sosu hazır edilir. Sonra, büyük bir satır ile hayvamn kafatası, üstten kesilir. Artık maymunun beyni ortaya çıkmıştır. Beyinin üzerine, soya sosu dökülür ve hemen yemeye başlamr. Bu sırada, hayvamn çığlıkları ve çırpınışları devam eder... Bu yemeği sizlere yapardım ama, biraz vahşi olduğu sçin vazgeçtim..» Bu sözler, Çin yemeklerini Sheraton Oteli'nde tarif ederek yapan Singapurlu aşçı Tan See Siong'a ait Siong, bu tarifi, Çin usulü şehriye çorbasını kepçeyle karıştırdı ğı sırada anlattığı için, izleyenlerin hiç biri, ne yazık ki, maymunu çağrıştırdığından bu güzel çorbadan tadamadılar. Doğal olarak, «Beyni, canlı canlı kafatası kesilip soya sosu dökülerek yenen maymun» yemeği, Siong'un diğer yemek türlerine bir örnek oluşturmuyor. Siong'un çok daha barışçı ve müfevazi yemeklerj de var. Bunlardan kavrulmuş pirinç, Çinçe adıyla «Chow Fun», bir tabak haş lanmış pirinci, sarmısak ile pişirilmiş tavuk ve kridesin ve çırpılmış yumurtanın üzerine atarak yapılıyor. Yeme ğe tuz, karabiber ve kıyılmış taze soğan da ekleniyor. Foo Yong Tan (Bu da sebzeli yumurta demek) ise şöyle yapılı yor: Isıtılmış özel tenoereye mısır yağı ile kıyılmış sarmısak dökülüyor.. Karışım, kahverengi oluncaya kadar karıştırılıyor. Pırasa, havuç, soğan ilave ediliyor. Kızartılıyor, çırpılmış yumurta, biber ve soya sosu dökülüp pişinoeye dek karıştırılıyor. İstrid ye soslu kızarmış sığır: Oval kapaklı özel Çin tenceresi ısı tılıyor, yağ ve kıyılmış sarmı sak koyuluyor, kıyılmış sıgır eti ekleniyor. Orta derecede pişiriliyor. Soya sosu, istridye, tuz ve biber koyuluyor ve tavuk suyu ile karıştırılıyor. Mısır unu ile koyulaştırı naksızlaşıyor. öğrencilerin sı lıyor, taze soğanla lezzetlendi tede oturan akrabaları da riliyor. Tan See Siong'un özel bizlerle görüşememekten yareçetelerinin sonuncusu da, kınıyorlarmış. Amerika'da Sarmısaklı karides. Bu yemek ya da İngiltere'de kocalarıy. de, kıyılmış sarmısakla karila kalmış, İngilizce öğrendeslerin kızartılmasından son mi$ olanlar yolda gelip kora soya sosu ve balık sosu nuşuyorlar. Çocukların oyun eklenmesi, tavuk suyu dökülbahçelerinin yanındaki banklarda oturup konuşüyoruz. mesi, tuz ve biber katılarak Dışarıda geçen günlerden yeşil salata ile servise konsöz ediyorlar. Çocuklarına masıyla yapılıyor.. her türlü olanağı sağlıyorlar. İlk geldiğjm günden beri Türk mutfaâmı halen öğren sünnetliler diye baktığım mekte olduğunu, dünyanın uzun beyaz giysileri içinde tüm sayılı mutfaklarını da bilerkek çocuklar paten yapıdiğini söyleyen Siong, 25 ya yotlar, bisikletlerinde dolaşı şinda. Singapurlu aşçı, aşçılı yorlar, ya da eteklerini kalğa nasıl başladığını şöyle an dırarak topa vurup futbol oy latıyor: nıyorlar. Kız çocuklarm giyi mine özellikle özen gösteri«Babomm lokantası vardı. liyor. Onlar da bisiklete biniAmcam da dükkânın aşçısıy yor, paten kayıyor, bikiniledı.. İkisi de beni aşçı olarak riyle havuzda yüzüyorlar. Be lirli bir yaşa gelince de peçe yetiştirmek istiyorlardı.. Çünlerini takıyorlar. Sitenin oku kü, aşçılar yemek yapma sır lunda ilkokul sona gelmiş larının yayılmasını istemezkızlar peçelerini takarak giler. Bu yüzden, aile içinden diyorlar okula. Bu okulda biri işi devam ettirebilsin diçocuklara İngilizce de öğreye benim yemek yapmayı öğ tiliyor. Hastaneye gidildiğinde kadın erkek karışık koridorlarda bekleşiyor. Kan aldırma, iğne yaptırma ayn yerde yapılıyor, ancak önceden gerekli kağıt işlerini masa başmda yürüten adamın çevresinde oluşturulan kadın erkek sıraları bir anda kalabalıklaşan erkekler ile beklemek istemeyen kadınların itişip kakışmasıyla bozuluyor. Bir görevlinin öyarısıyla iki sıra yine birbirinden âyrıhyor. İçerde en temiz, en modern yöntemlerle kan alınıyor. iğne yapılıyor ve bir kez kullamlan iğneler hemen atılıyorlar. Hemşireler genellikle Uzak Doğulular. Kadın doktorlar Hintli ya da Mısırlı. Hastanelerde araç gereç sıkmtısı pek yok da, dert anlatabilrne, bürokrasiyi aşıp hizmet alabilme sorunu var. BtTİÎ renmemi zorunlu görüyorlardı. Baktılar kl ben öğrenmeye niyetli değilim, amcam beni devamlı kepçeyle dövmeye başladı. Olacak gibl değildi.. Hiç maymun beyninden corba ictiniz mi? • Tutanaklardan sair Tekin Sönmez davası Savcı: Siirlerde konuya daha çok edebi yönden yaklaşılmıştır tstanbul Haber Servisi Şiirlerinden ikisinde «Devletin askeri ve emniyet muhafaza kuvvetlerini alenen tahkir ve tejtyif ettiği» gerekçesiyle 71 gündür tutuklu bulunan Türkıye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu üyesi, şairyazar Tekin Sönmez, İstanbul Sıkıyönetim Komutanhğı 1 Numaralı Askeri Mahkemesinde 29 eylül günü yapılan ilk duruşmasında beraat etti. Tekin Sönmez, bir dergide yaymlanan Ve kendisini hedef alan bir yazımn thbar kabul edilmesi üzerine 20 temmuz 1981 günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü Sıyasi Polis Müdürlüğünce gözaltına alınmış, daha sonra da İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesince «Kanatsız Kuş», «Morgun Önünde Üç Kadın» ve «Ferhat'ım Şirin'iml» adlı yapıtlarında TCK'nın 142 ve 159. maddelerine aykırı hareket ettiği gerekçesiyle tutuklanmıştı. Daha sonra ise Tekin Sönmez hakkında, mayıs 1981 tarihinde yayımlanan ve 19611981 yıllan arasmda yazmış olduğu şiirlerinin toplandığı «Kanatsız Kuş» adlı yapıtmdaki «Jandarma» ve «Şimdi Sevişmek Dediğin» başlıklı şiirlerinde «Devletin askeri ve emniyet muhafaza kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif ettiği» gerekçesiyle, İstanbul Sıkıyönetim Komutanhğı 1 Numaralı Askeri Mahkemesinde TCK'nın 159/1 maddesi uyarınca dava açılmıştı. SÖNMEZ'İN SAVUNMASI Tekin Sönmez, 29 eylül tarihli duruşmasında savunmasını yaptı ve tutanaklara göre şöyle dedi: «Kanatsız Kuş adlı kitabım, topluca derlemiş olduğum bir kitaptır. Bunu 20. sanat yılı nedeni ile hazirlamıştım. Burada yazmış olduğum biri janndarma diğeri Şimdi Sevişmek Dediğin başlıklı şiir nedeni ile takibata maruz bırakıldım. Halbuki bunları ben 19661967'de yazmış ve 1967 ile 1970 senesinde yayın hayatına koymuştunı. Bu sunuş nedeni ile herhangi bir takibata maruz bırakılmadını. Ayrıca da sanat çevresince de ilgi ile karşılandığına dair yazılar da yazılmıştı. İşte bu nedenlerle ayrıca Şimdi Sevişmek Dediğin şiiri, 1960 yılında Vietnam'da kullamlan napalm bonıbası ayrıca Franko devrini irdelemek için yazmıştım. Ayrıca Jandarma şiirini de Osmanlı döneminin jandarmasım , eleştirmek için yaymlanııştım. Ve öyle anlaşıldığı için ondan sonraki yayınlannıalarda herhangi bir takibata maruz bırakılmadım.» AVUKATLARIN SAVUNMASI Sanık avukatları Atilla Coşkun ve Şener Yardım ise mahkemeye yazılı olarak verdikleri savunmalarmda şfyle dediler: «Şimdi Sevişmek Dediğin*başlıklı şiir 1967 yılında yazılmıştır. Yazılış amacı, o zaman Avrupa'da yönetimde bulunan faşist reJimlerin (İspanya'da Franko, Portekiz'de Salazar) ve özellikle Vietnam'da Amerikalıların napalm bombası kullanmalanna izin veren General Van Tiyö'nün keııdi halklarına yönelik insanlık dışı uygulamalarını yermek ve eieştirmektir. Nitekim 1. bölümün son iki dizesindeki «Günlüğümde tröstlerin ince dişleri / geleceğim napalm bombalarıyla delik deşik». 2. bölümün '.i. dizesi «Kaynar kurşunlar sağılır kulaklarıma» ve son bölümde «Güdümlü bir mermi kan emiyorken / bankerler tarar iliklerini bebeğin» dizeleri o günkü dünyada barıştan ve insanlıktan yana taer kişinin karşı çıktığı uygulamalardı. Müvekkilimiz, yaşadığı çağın sorumluluğunu duyan her sanatçı gibi, bu insanlık dışı uygulamaları sanatı olan şiir yoluyla sergilemiş ve bu uygulamaları gerçekleştiren yukanda isimlerini belirttiğimiz faşist generalleri insanlık önünde sergilemiştir. Bu nitelikleriyle şiir, öncelikle matufiyet açısından Türkiye'ye ve Türkiye'deki generallere yönelik değildir. Türkiye tarihinin hiçbir dönenıinde haika karşı ne napalm ne güdümlü mermi kullanılmış ne de kulaklarma kurşun dökülmüştür. Bu nedenle şiir TCK'nın 159. maddesine aykın bir içerik ve anlatım taşımamaktadır. «Jandarma» başlıklı şiirde aynı dönemde yazılmış ve 1970 yılında yukarıdaki şiirle birlikte «Boşuna Değil Yaşamak» adlı kitapta yer almıştır. Bu şiirde, tarlada çalışan yakınlarına azık götüren bir kızın tek bir jandarma tarafından ırzına geçibnesi olayı şiirsel bir anlatımla anlatılmaktadır. Müvekkilimiz Urfa doğumlu, ata olarak Sarıkamışlı'dır.. Çocukluğunda, büyüklerinden duyduğu bir olayı şiirleştirmiştir. Burada Devlet'in askeri ve emniyet kuvvetlerinin bütünü hedef alınarak tahkir ve tezyif kastıyla davranılmamış; tersine halk arasında masallaşmış, türküleşmiş bir dönemin iz bırakan bir olayı şiir diliyle kaleme alınmıştır. Duruşmada esas hakkmdaki mütalaasını belirten Askeri Savcı ise, tutanaklarda yer aldığı şekliyle şöyle konuştu: «Söz konusu siirlerde daha ziyade edebi yönden konuya yaklaşılmış, konular toplumsal ve insancıl veya kadınerkekilişkisine deginse dahi ve faşizmden ve faşist generallerden bahsedilse dahi bu sözcüklerle kimin veya neyin açıkça seçildiğinin ve hedef almdığının anlaşılamadığı, amaçta tam olarak birlik sağlanamadığı, okuyucunun kendine çöre bir takım sonuçlara gidebileceği düşüncesi hakim olabilmektedir. Kısacası sanığın vöneltilen suçu işlediği kesin olarak anlaşılamadığı, cezalandırılmasını gerektirir yeter kanıta dosyada rastlanamadığı, suçun bilhassa yasal ögelerinin bir arada oluşmadığı gibi savunmanın aksi de kanıtlanamamıştır.!» YANIT En ilginç gözlemlerimin bu konuda olduğunu sa nıyorum. Dayanışma ile halk, özellikle işçiler içiçe. İşçiler, Dayanışmanın yeni bir kararını ya da gazetelerde okuyup anlayamadığı bir haberi, sendikanm bölge bürosuna gelip rahatlıkla sorabiliyorlar. Büroların önü genellike kalabalık. Dayanışma bürolarmın önünde duvar gazeteleri var. Dayanış manın yorumları ve kararlan bu gazetelerde yayınlanıyor. Bürolarm önünde sıcak bir ilişkiyi gözlüyorsunuz. SORU Konuşup görüştük leriniz arasında açlıktan yakınanlar oldu mu? YANIT Doğrudan bir yakmmaya tonık olmadım. Ancak, bugün Polonya'da yiyecek maddeleri sıkıntısı olduğu doğru. Kendi beslenme alışkanlıklarına göre sıkıntı çekiyorlar. Yönetim bu konuda bir takım önlemler almış. Kişi başına ayda 3 kilo et 1 kilo şeker ve tereyağ karne ile dağıtılıyor yani, dört kişilik bir aile de ayda 12 kilo et 4 kilo şeker ve tereyağ tüketilebiliyor. Aile lerin 18 yaşından küçük çocuk lanna şekerlemeler ve çikolata da veriliyor. Ayda 15 paket sigara karn f l ile dağıtıhyor. Bu durumda açlıktan yakınan pek olmasa bile. Tarımda bu yıl üretim artışı bekleniyor. Bgz Lublin bölgesi ikinci müdürü Joseph Goldman'la konuşurken, yeni yem politikasıyla et üretiminin artacağını öğrendim. Et sıkıntısmın 8 ay sonra kalkabileceğini söylüyorlar. AŞÇI OLARAK ÖLEYİM Aşçı amcasından kepeeyle dövülerek yemek yapmayı öğrenmesi istenen, neden sonra da «Madem Kepçeyle öleceğim, bari yemek yapmayı öğreneyim de öyle öleyim» diyerek Çin yemeklerinin ustası haline gelen Siong, canlı maymun beyni yemeğini tarif ederken karıştırdığını, bilâiğimiz «Şehri ye» çorbaşım gösterirken. (Fotoğraf: Ender ERKEK) 5Siteden, arabaları olmayan kan kocalar ile kocası alış • veriş yapmaktan hoşlanmayan kadınlar için her Perşembe sabahı saat 8' de iki otobüs kaldınlıyor. Bir otobüs erkekler, bir otobüs de kadınlar için. Erkek ler otobüsünde yalmzca bir iki sıra dolarken, kadınların otobüsünde iki kişilik yerle re üç, üç kişilik yerlere de dört kişi oturuyor yine de ayakta kalan oluyor. Ayakta kalan olunca da ak sakallı, çıplak ayaklı şöför otobüsü bir türlü kaldırmıyor. Kocalarının yanma gitmek isteyen hanımları bile öteki otobüse göndermemekte direniyor sürücümüz; kimi kez site yöneticisi gelip ayakta kalan hanımları erkekler otobüsünün arkasına oturtuyor. Bu nedenle çoğumuz saat 6.30 7 arası otobüse yer kapmağa gidiyoruz. Otobüs içinde beklerken mek tup yazıp sonra postaya atmak da yerinde bir karar oluyor, çünkü hafta arası pos tahaneye gitm«k olanaksız. Perşembe otobüslerinin havası daha bir değişik öte ki günlerden. Aramıza ev ha nunları, Pilipinli hizmetçileriyle Suudlu hanımlar da katılıyor. Herbirinin kucağın da birkaç çocuk var. Yer tutarken, yanyana otururken ulusal bir ayrım oluyor. Sudanhlar ile Mısırlılar çoğunluğu öluşturuyorlar. Suudlularla Pakistanlılar, az sayıda da Irakh, Lübnanlı var. Otobüs havalandırmah olma dığı^için elbirliğiyle tüm camları açmaya çalışıyoruz. Uğultu içinde zıplaya zıplaya toprak binalarla çevrili büyük bir park yerine geliyoruz. Karı kocalar buluşuyor, hanımlar da küme küme kapalı çarşıyı andıran küçücük dükkanlarla dolu çarşıyı dolduruyorlar. Burası kentin merkezi. Az ilerde, mezbahanın ardında, tozlu toprakh yol içinde köy kadınlarımn çuvallar içinde inciler, bedevi gümüşleri, incik boncuklar ve kumaş sattıkları yer var. El işaretleriyle inci pazarhğı na girişebilir, ne aldığınızı tam bilemeden bir dizi inci alabilirsiniz. Karşıda büyük çarşı içinde kuyumcu dükkanları dizi dizi, ahcılar da Suudlu, Mısırlı ve Amerikalı hanımlar. Altınlar göz kamaştırıcı bir biçimde sergilenmiş. Suudlu kadınlar mücevhere çok düşkün. Öğrenciler yazıh olurken can sıkıntısından taktıkları küpeleri, kolyeleri, bilezikleri, yü zükleri incelemiştim; hepsin de bir servet yatıyordu. Kuyumcular satışta pek yardımcı olmuyorlar. Arapça pazarhklar sürüyor çevrede. Çin mutfak eşyalarıyla dolu dükkanları, İspanyol, İtalyan, Lübnan ayakkabılarını satan ayakkabıcıları geçip saatli meydana çıkıyoruz. Kumaşlann, hazır giysilerin satıldığı çarşıya giriyoruz. Hint giysileri en çok satılan lar. Pakistan, Tayvan, Ko ;)K Toplama kampmda Türk bayrağı SORU Potonyalılartn teme| ulusal özelliği konusunda bir gözlemin oldu mu? YANIT Tarihlerine son de rece bağlı olmaları herhalde. Özellikle II. Dünya Savaşında yaşadıklarını unutmuyorlar. Hit ler rejiminin zulmüne ilişkin anıları anıtlaştırmışlar. Bu dö nemi izlemek isteyenlere Maj danek ve Aushvvitz kampları açık .0 yıllan en korkunç belgeleriyle görmek olası, bu kamplarda Yunanistan'dan getirilen Türklerin katledildiğine ilişkin kayıtlar da var. Hatta Auschvvitz toplama kampmda Türk bayrağı bile görmek müm kün. Polonyalıların din konusunda da önemli özellikleri var. Tarihlerine bağh olduklarmoa dinlerine de bağlılar. Le Marvin'in filmini seyretmek için gittiğim bir sinemada. Papa Paul'la Dayanışma Sendikasının lideri Valesa'nın karşılcşmalarını gösteren bir belgesel izledim. Program değişikl.ğinin nedeninl sorunoa da, Haha güzel değil mi yanıtını aldım. SORU Türkiye'yj ve Türk leri tanıyorlar mı? Suudi ^rabisfand Calışan Bir Türh Kadını Ayseli USLUATA Kadınlar ve erkekler için pazar yerine ayrı otobüsler kalkıyor re, Yunan, Kıbrıs (Rum) malları sepetleri doldurup taşıyor. İtalyan, İngiliz, Amerikan giysileri daha pahalı dükkanlarda. Gözüm boşu na Türkiye'de yapılmış güzel şile bezleri, bluzlar, pamuklular arıyor. Eirlikte getirdiğim ve tüm bir yıl boyunca g'iydiğim şile bezi giysileri almak için Türkiye'ye gelmek isteyen öylesine çok insan var ki... Saat 10.30'da otobüsün bulunduğu park yerine doğru elleri KOlları paketlerle dolu •hanımlar koşuşmaya başlıybrlar. Paketlerle otobüse sığmak şimdi daha da güç. Tekerlekli arabalarda haftalık sebze ve meyvasını alanlar da otobüse binmeye çalı. şıyor. Bebek arabaları, torbalar, bisikletler katlanıp üstteki filelere konuluyor, dönüş başliyor. Herkes birbirine aldıklarını göstermek için paketlerini açıyor, kumaşlar, çocuk giysileri elden ele dolaşmaya başliyor. Çocukların ellerinde oyuncâkları ve pepsi kolaları. Öğle sıcağı iyice bastırıyor. Suudi Arabistan'da namaz saatlerinde tüm dükkan lar kapandığı için alışverişleri bu saatlere göre ayarlamak gerekiyor. Büyük süpermarketlerde namaz saati geldiğinde herkesi dışarıya çıkarıyorlar. İçerdekiler namaz kılarken 2025 dakika dışarıda bekleniyor. Birkaç kez içerde kalmayı başardım. Erkeklerin namaz kıldı ğı köşeye hiç yaklaşmadan sessizce sepetimi doldurdum, çevreye bakındım. Çevrede gezinen polisler dükkanlarım kapatmayanları uyanyorlar. Arapça bilmeyince Suudlu hanımlarla ilişki kurma ola (Madem kepçeyle öleoeğim, bari yemek yapmayı öğreneyim de öyle öleyim) dedim ve öğrendim..» YANIT Tarih bilgileri yük sek olan kişilerden oluşan bir ulus yaşıyor Polonya'da. Viya na önlerindeki Türkleri Varna harbini bilenlere raslamak olası. Bir de Türkiye'deki kürk leri ve altın ziynet eşyalarını unutamayan turistler de bizi tanıyorlar. Bir de Polonya'da her dükkanda Tekel'in tomurçuk marka çayını görebiliyorsunuz. Tomurcuğu anlaşılan onlarda pek sevmemişler. Raflar tıklım tıklım. Dünyayı dolaşan Siong Tür kiye'ye Abu Dabi'den gelmiş. İstanbuldan sonra da Zürih, Münih, Amsterdam ve Londra' ya gideoek.. Oradan da Katar'da Çin yemekleri yapmaya devam edecek.. WALDHEİM: ATATÜRK ÖZGÜRLÜK VE BARIŞIN MİMARIDIR NEW YORK, (ANKA) BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim Atatürk'ün ulusaı özgürlük ve uluslararası banşın mimarı olduğunu söyledi. Waldheim Atatürk jılı nedeniyle BM'nin New York'taki genel merkezinde düzenlenen tören sırasında yaptığı konuşmada Atatürk'ü yüzyılm en bü yük kişisi olarak niteledi. Wald heim, «Atatürk yeni dünyanın imparatorluklar üzerine değil, bağımsız ülkeler temeli üzerine kurulacağının bilincine var mış bir liderdir» dedi. Türk diplomatlarla. New York'ta yaşıyan Türklerin de katıldığı törende Dışişleri Bakanı İlter Türkmen, BM Genel Sekreteri VValdheim'e Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in imzasını taşıyan Atatürk armağanmı verdi. Dışişleri Bakanı Türkmen törende yaptığı konuşmada, Atatürk'ün barışın çok kolay bozulabilir olduğunu bildiğini ve daha Mületler Çemiyeti kurulmadan banşı koruyacak güçlü bir teşkilat kurulmasını önerdiğini hatırlattı. BM Genel Merkezinde ayrıca çağdaş Türk ressamlarının yapıtlarının yer aldıığ bir sergi açıldı. Sergi bir ay açık kalak BEKLEMELİ ÖĞRENCİLERİN OKULA DEVAM HAKLARI KALDIRILDI İstanbul Haber Servisi Milli Eğitim Bakanlığı beklemeli öğrencüerle ilgili yine karar değiştirdi. Bakanlığın yeni kararma göre iki ve daha fazla dersten ebklemeli kalan öğrencilerin, bu derslerden so rumlu olarak okullarına devam hakları kaldınldı. Velileri ekimin ilk haftası içinde okul müdürlüklerine yeniden baş vurarak çocuklarının ya dışardan sınava girmesini isteyecekler, ya, da, bütün ders lerden sınıfta kalmış işiemi görülmesini, bütün derslerden sorumlu olarak okula devamlarmı kabul edecekler. İstanbul Milli Eğitim Müdü rü Kemal Türen, dün orta dereceli okullar müdürleri ile düzenlenen toplantıda yaptığı açıklamada, okul müdürlüklerinden gelen şikâyetleri valilik aracılığı ile Bakanlığa ilettiklerini ve kararın değişmesini sağladıklannı bildirdi. Aksaray Meydanı süsleniyor İstanbul Haber Servisi Aksaray Meydani'nın işgalci dükkanlardan temizlenen bir bölümü daha güzelleştiriliyor. Aksaray'da, UFİ mağazasının yanına düşen bölümdeki dükkanların İstanbul Belediye Zabıta ekiplerince temizlenmesinden sonra kötü bir görünüm veren duvarın gözelleştirilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar sonucu, büyük bir pano düzenletnesine başlandı. Pano için önce Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne başvurularak anlamlı bir yapıt üretilmesi isten di. Ancak, çeşitli nedenlerle DGSA tarafından hazırlanamayan pano, İstanbul Tatbiki Gü zel Sanatlar Akademisi'nin bir öğrencisince meydana getirildi. 3,5 metre genişliğinde ve 70 metre uzunluğundaki panonun üzerine, şablonlarla ve yatık düz çizgilerin oluşturduğu gra fikle, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimleri simgeleniyor. ankara.. anka.. Müşerref HEKİMOĞLU MUŞERREF HEKİMOĞLU YURT DIŞI GEZİDE BULUNDUĞUNDAN YAZISINI BU HAFTA KOYAMIYORUZ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle