18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 yılının 2 haziranında yasalaşa1 Q *\A\ r a k yürürlüğe giren 24Ö0 sayılı X y K> T? 8 A r t t ı r m a Eksiltme ve İhale» yasasının yerini alacak «Devlet İhale» yasasıyla ilgiU calışmaların sürdürüldüğünü basın haberlerinden öğrenmekteyiz. Ülkemizdeki kamu yatırımlarının yarısına yakın bölümü ihale yolu ile gerçekleşmektedir. Yatırımlar nedeniyle kamuoyunu çok yakın dan ilgilendiren yasanın gizlilik içinde eleştiriden uzak tutulması düşünülemez elbette. Ama, yeterli bilgi edinmek de olanaksız. Öğrendiğimize göre, yeni yasa hazırlanırken yasaya taraf durumdaki müteahhitlerin de görüşlerl alınmamış. Aynı şekılde birer kamu kuruluşu niteliğinde bulunan mühendis odalarının yasa ile ilgili görüşlerinin sorulmasına da gerek duyulmamış. Dahası yatırımlarla doğrudan ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının görüşlerinin Bayındırlık Bakanlığı'nca hazırlanan taslağa yeterince yansıtılmadığıdır. Anladığımır kadarıyla yeni yasa gereksiz bir gizlilik içinde oluşturulmak istenmektedir. Bize göre bu tutum yanlıştır. Her yıl kamu yatırımlarının yarısına yakınının (1981 yılı Için tahminen 200 milyar T.L.) ihale yoluyla gercekleştirildiği düşünülürse, yasa ile ilgili tartışmaların geniş bir şekilde kamuoyu önünde ya pılması, sağlıklı yolun bulunması doğru sayılır. İçeriğini ve kapsamını bılmediğimiz yeni yasa tasarısı ile ilgili karşı önerilerimizi ve yar gılarımızı belirtememekteyiz. Bu nedenle, yeni Devlet îhale Yasası hakkında, geneldeki görüşlerimizi dile getirmekle yetineceğiz. 1934 yılından bugüne değin uygulanan tArttırma, Eksiltme ve İhale» yasası tüm eksikliklerine karşın bürokrasinin içeriğini ve kapsamını iyi bildiği ve kusursuz uygyladığı bir yasadır. Bugüne dek ihale yolu ile yapılan kamu yatırımlarının tamamı bu yasa ile yapılmıştır. Bu nedenle yatırımcı kamu kuruluşları nın teknik servisleri, ihale ile ilgili işlemleri, uzun bir süre sonunda kazanılan deneyimlerin sağladığı güvenle yürütmüşlerdir. Bu özellik, bir başka anlatımla eski yasanın uygulanmasından dolayı oluşan bilgi ve beceri birikimi, yeni yasaya yansıtılmalıdır. Aksi halde bugün uygulanan çelişkili ekonomik model nedeniyle OLAYLAR ve GÖRÜSLER 14 EKİM 1081 Yeni İhale Yasası HER İŞİN «İHALE» YOLUYLA YAPTIRILMASIGÖRÜŞÜ YANLIŞTIR. PEK ÇOK KAMU KURULUŞUMUZDA BİNLERCE ARAÇ VE TEKNİK ELEMAN VARDIR. EMANET USULÜ İLE BU PERSONEL VE ARAÇ ÇOK BAŞARILI SONUCA ULAŞIR VE GERİ KALMIŞ YÖRELERİMİZE KOLAYCA HİZMET ULAŞIR. siklikten oluşmaktadır. Eski yasa Içeriğl bakımından dolaylı menfaat ilişkilerinı önleyememektedir. Eski yasa anlaşmazlıkların çözümü için herhangi bir üst kurum oluşturmamaktadır. Bazı bakanlıklardaki Yüksek Fen Kurulları hem yönetsel ve hem de teknik sorunları çözmeye yetmemektedır. Bu nedenle, yeni yasa, sorunları çözmekle yükümlü özerk bir kurumun kurulmasına olanak vermelidır. **• Bugün ülkemizde uygulanmak istenen serbest pazar ekonomisinden esinlenerek tum kamu yatırımlarının ihale yoluyla yapılması hevesine kapılarak, müteahhitlere hoşgörunmek gibi bir yanlış yolun izlenmesi, ülke kalkınması bakımından sakmcalıdır Her işin ihale yoluyla yapılmasını öngoren anlayışın buyruklaştırılması ve gecerlılığının yasa ile pekiştirilmesi kalkınma koşullarına ters duşer. Pek çok kamu kuruluşunda binlerce teknik eleman, on binlerce inşaat makinası, ve yüz binlerce işçinin çalıştığı düşünülürse, her işin ihale yoluyla yapılmasının doğuracağı çelişkiyi kimse gözardı edemez. Ayrıca, bazı kamu kuruluşlarının emanet yaptırım gücünün varlığına karşın, ihaleye zorlamak affedllmez bir yanılgıdır. Herkesin bildiği gibi bugüne değin gerl kalmış yörelere ihale yoluyla hizmeı götürme olanağı sağlanamamıştır. Özellikle, geri kalmış yörelerimizde ihale yoluyla yapıimaya çalışılan binlerce inşaatın bitirilmeden yüzüstü bırakılması bu yörelerin geri kalmışlığının temel nedenlerinden biridir. Bu nedenle yeni yasa, inşaatların planlanan süre içinde bitirilmesinl kesin kurallara bağlayacak tüm önlemlerle donatılmalıdır Bugün bazı kamu kuruluşlarının başarılı olmalarının nedeninde, emanet yaptırım güclerinin varlığı yatmaktadır. Bu gerçeği bazı kayırma amaçlan uğruna feda etmek ülke gerçekleriyle bağdaşamaz. Ekonomik anlayış ne olursa olsun, ülkeyi bayındır kılmak için kamu kuruluşlarının emanet yaptırım gücünün titizlikle korunması gerekmektedir. Bu bakımdan kamu kuruluşlarının yaptırım gücünü değerlendirecek, ve tüm bitmeyen yatırımların, kurumların emanet güçleriyle yapılmasını sağlayacak hükmüıS buyurucu yeni yasada yer alması zorunluluktur.. Reisin Özverisi urttaşlık Yasası (Medeni Kanun) 1926 yılında yürurluğe girdi. Yarım yüzyılı aşkın bir süre önce yaşanan bu olay bir bakıma devrim sayılabilir. Kuşkusuz burada «devrim» sözcüğünü geniş anlamda kullanıyorum. Ne var ki «kadın hakları» konusunda İslam Hukuku Müslümanlıktan önceki döneme göre nasıl devrlmci içerik taşıyorsa; Batı'nın burjuva hukuku da (kadın hakları olanında) Şeriat kurallarına göre çok ileri bir aşamayı gerçekleştirmekteydi. Yine de İsviçre dünyanın en tutucu toplumlarından birısı olduğu ıçin biıim Yurttaşlık Yasamızda erVek küdın eşitsızliğı açıkça görülür: Evlilikte erkek evin reisldır. Kadına bakmakla erkek yükümlüdür. Hangi yerde ve evae oturulacağı konusunda erkek yetkilidir. Kadının çalışması kocanın ıznine bağlıdır. Çocuklar üstünde son söz sahibi erkektir. vb... , Şimdi gazetelerde okuduğumuza göre Yurttaşlık Yasasındakı bazı maddeler değiştırilecek, erkeğin üstünlüğüne son verilecek, koca artık evin reisj olmıyacakmış.. Bu durumda ilk akla gelen soru şudur: Peki. bu değişikhği kim istedi? Ortada bir parlamento olsaydi; kadın milletvekillerl bir yaso tasarısı hazırlasalardı; ya da kadın seçmenlerin oylarmı çelmek isteyen bazı partıler bu işl yapsaydı durum başkalaşırdı. Oysa yaşadığımız dönemde kadınlarımızın sesleri duyulmuyor. Askeri bir yönetım SÖZKOnusudur. Acaba Yurttaşlık Yasası'nda kadınlar yarorına bir değışim nereden kaynaklanıyor? Bu soru bizi düşündürmelidir. Geçmişte kadın haklarını sağlamada kadınlarımızın bir savaşımı yok. Ne İsviçre Yurttaşlık Yasasının benimsenmesinde, ne de siyasal haklar alanında kadınlarm ağırlığı görülmüyor. 8 Aralık 1934'te Atatürk Türkiye'sinde kadınlara oy verme ve seçilme hakkı tanınmış. 1935'ın ocak ayında ilk kez kaaınlann da oy verdiklerl bir genel seçimde 18 kadın mılletvekili seçilmiş. Türkiye'de kadınlara oy verme ve seçilme hakkı verildiğınde Batı'nın İsviçre'sinde böyle bir durum yok. Ama Batı'da kadınlar siyasal haklarını elde etmek ıçin eylem ustüne eylem duzenlemişler. 1909'da İngıltere'de Başbakanın evi oy hakkı isteyen kadın gösterioilerçe taşlanmış. Siyasal haklarını isteyen kadınlar gözaltına alınıp hapsedilıyor; cezaevınde açlık grevine başvuruyorlarmış. 1913 yılında Bayan Emily Davison Kadınlara sıyasal haklar verilmiyor diye kendisini Kral'ın atının onüne atarak canına kıymış; ve ortalık birbirine gırmiş, telgraf telleri kesilmiş, evler ateşe verilmiş, kıyamet kopmuş. Bizim tarıhimizde böyle şeyler var mı? Demek ki Batı'nın geçmişıyle bizim yakın tarlhimiz arasında benzerlıkler zayıf. Bugün bile Batı'nın çeşitli toplumlarında «Kadınlara Özgürlük Hareketi» adı altında etkin eyıemler yürutulüyor. Türkiye'de bunlara koşut akımlar görülmüyor. İtalya'da boşanma, Fransa'da kürtaj sorunu toplumaa büyük gürültüler koparabiliyor. Bızde ise bir sessızlik ki demeyin gitsin... Kimbilir, belk'i de Türkiye'nin yeni kuşaklarınaaki önou kadınlar erkek kadın eşitliğini daha geniş bir kapsamda düşünüyorlar; tüm insan hakları ve ekonomik eşitliklerin gerçekleşmesiyle sorunun çözümünü bir tutuyorlar. İyimser bir yaklaşımla böyle bir açıklama akla yakın gelebilir. Kötümser bir yaklaşımla Türk kadınının binlerce yıllık ezilmişlığınden kurtulup da toplumda etkin alkışlanabfilr. . Kadınlar istemeden «reisliksten çekilmek özverlsinl göstermek az şey midir? Şerafettin UZUNER Karayollan Eski Genel Müdürü işsizlikle karşı karşıya bırakıla/ı özel sektörün inşaat kesimi, yeni yasanın getireceği biçimsel zorluklarla karşı karşıya kalabilir. 1981 yılınaa çok yüksek indirimlerle müteahhitlere ihale edilen inşaat işlerinin özündeki «çıkar» tartışmalarının yeni yasa ile çözümlenmemesi halinde, devam eden tüm inşaatların bir duraksama dönemine girmesi önlenemiyecektir. Böyle bir durumun oluşması, 1982 yılında inşaat sektörünün tumden durmasma neden ola bılir. birkaç tümceden oluşan ihalelerle ilgili bazı yasaların uygulamadan kaldırılmasıyla bütünlük sağlanabılir. Tüm ihale mevzuatının bir ya sa altında toplanması çok yararlıdir, ayrıca yasa tekniği yönünden de gereklidir. Böyle bir düzenleme ile gelecekte yapılacak büyük boyutlu iholelerin yeni yasal düzenlemelere gerek görülmeksizin yapılması sağlanmış olacaktır. Ayrıca bazı kamu kuruluştarına tanınan ayncalıklar nedeniyle oluşan çelişki ve sürtüşmeler giderilecektir. ••• ••* İhale yasasının parasal sonuçlarının bir bölümünü uygulamada çözmek için başvurulan «1050 sayılı Muhasebei Umumiye» yasasını değiştirmeden, yeni yasanın işlerliği kuşkuludur. Avans ve cezaların kesilmesi ve ödenmesinde karşıloşılan zorlukların giderilmesi, öbür yasalar nedeniyle olanaksızlığı sürecektir. Bu nedenle, parasal sorunların idare müteahhit arasında uyumlu çözülebilmesi için, öteki yasalardaki değişikliklerin gecikmeden yapılması gerekmektedir. Önümüzdeki yıllarda trüyonlara varacak ihalelerle ilpili ödemelerin esk' yöntemlerl© yapılması olanaksız gözükmektedır. Bu nedenle, yeni yasa denetım ve ödemelerin bilgisayarlarla yapılmasına olanak tanımalıdır. Ülkemızde bazı kamu kuruluşlarına ayrıca lık tanıyan özel ihale yasaları, yeni yasanın kapsamma alınarak kurumlar arasında eşitllk sağlanmalıdır. Örneğin 7054 sayılı yasa gibi ••• Yürürlüktekl 2490 sayılı yasanın en belirgin eksikliği, idaremüteahhit ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkları çözüme bağlamamasıdır. Bugüne değin ihalelerden doğan anlaşmazlıkların çözümü için genellikle mahkemelere başvurulmuştur. Binlerce ihale uyuşmazlığı davası sürmekte, bu ihalelere bağlı tüm işler bekletilmekte ve bu bekletilmeler yüz milyarlara varan yatırımları ortada bırakmaktadır. Bu gerçek ortada dururken, önümüzdeki yıllarda büyük boyutlara varması kaçınılmaz ihalelerle ilgili idaremüteahhlt uyuşmazlıklarının mevcut yasa ile çözümü olanaksızdır. Yeni yasa; ihalelerden doğacak anlaşmazlıkların özündeki teknik problemlere çare getirerek, inşaatların zamanında bitirilmesini sağlayacak önlemleri kapsamalıdır. Bugün pek çok İnşaat Işlnin soruşturma konusu yapılması yasanın özünden gelen ek • OKTAY AKBAL "Dilbilim,, ve Atatürk EGİTIM FAECUITESI PROFESÖR VE ASÎSTAN ALINÂCAKT1R 1 Fakültemizin Teknik Eğitim Bölümünde açık bulunan bir Profesörlük kadrosuna atama yapılacaktır. İsteklilerin gerekli belge ve yaymlanyla birlikte 30 Ekim 1981 Cuma günü saat 17.00'ye kadar Dekanlığa başvurmaları gerekir. 2 Aşağıda isimleri yazılı bilim dallarmda açık bulunan kadrolara Asistan almacaktır. îsteklilerin başvurduklan bilim dalı ve hangi yabancı dilden sınava gireceklerini belirten fotoğraflı dilekçeleri ni öğrenim belgeleriyle birlikte 30 Ekim 1981 Cuma günü saat 17.00'ye kadar Dekanlığa başvurmaları gerekir. Özel koşullar Dekanlıktajı öğrenilebi lir. Asistanlarm vabancı dil sınavı 9 kasım 1981 saat 10.00'da, Bilim sınavı 13 Kasım 1981 saat 10.00'da yapılacaktır. Bölümü: Halk Eğitimi Eğitimin Sosyal ve Tarihi Tenıelleri Bilim Dalı » Adedi : Asistan Asistan Asistan Asistan Asistan Asistan Asistan 1 L A N EYÜP ASLÎYE 2. HUKUK HAKİMLÎĞİNDEN Dosya No: 1980/873 Davacı Emine Sayar tarafmdan Cuma Sayar aley hine açılan boşanma davasının yapılan duruşmasında: Davaîı Cuma Sayar'm Nizip Keret köyünde ikamet etmekte ücen adresini terk ettiği tebligata sarih adresinde tesbit edilemediğinden dava dilekçesi ve davetiye de ilanen tebliğ edilmiş olmakla gıyap kararınm da ilanen tebliğine karar verilmiştir. Davah Cuma Sayar'm duruşma günü olan 23/11/ 1981 günü saat 10.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekü temsil ettirmesi gıyap karan yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 1980/873 (Basm: 8135) 8352 • «Türk Insanının yaşamında bir dünya değişimlnl gerçekleştiren önder olarak Atatürk, kültür tammında, anlamaya özel bir yer verir. Türk bireyi, çağdaş uygar dünycnın kültürünü önce büyük bfr açıklıkla anlayacak, sonra o evrensel bağlamda kendi kültür özdeşllğini kurabilecektir. Insanın anlayışı, tarih içinde yoğrulduğundan, çağdaş Türk blreyinin anlaması da bugünün, geçmişin dünya görüşüyle bir irdelenişi olamazdı. Gerçek bir anlama, şimdlki tarihsel noktada, şimdinin tarfnsel bakışıyla olanaklıdır.» diyen Prof. Dr. Akşıt Göktürk şöyle sürdürüyor yazısıni: «Tarih içinde anlama, bir bilgi biriklmiyle sürekli olarak donanmaktır. Anlayan birey, bir bllgl birikimi ile her şeyi daha bir bllinçle, belli bir olgunluk düzeyinde, anlamayı insanca varoluşun koşırtu sayar.» «Atatürk'ün Kültür Tanımına» bir yaklaşım deneme si... «Kültürü, edilgin bir soyut kavram olarak değil in sanın kendisinden kayncsklanan devingen bir çağdaş güç olarak tammlamak, ilericl düşüncenin, temel gorekliliği» dır diyen Göktürk bir kaç sayfada Atatürk'ün kültür tanımını anlatıyor... Istanbul Üniversitesi Yabanoı Dlller Yüksek Okulu Fransızca bölümünün yayınladığı «Dilbilim» dergisinin son sayısı Atatürk'e Armağan olarak çıktı. «Dilbilim» dergisi, belirli bir düzeyin üstünde bir bilim ve dil araştırmaları dergisidir. Okul Müdürü Prof. Dr. Berke Vardar derginin sunuş yazısında şöyle diyor: «Görüidüğü gîbi, çağdaş biiime katkıda bukınma işlevin) yerine getlrmeye, bir başka deylşle Atatürk'ün açtığı yolda llerlemeye özen gösteren dergimiz tüm eslninl Ulu Önder'den alıyor. Bu da son derece doğal: Bundan dört yıl önce vurguladığımız gibi «hangi alanda olursa olsun, yurt yönetimiyîe de uğraşsak, dille de iigilensek, esenliğe ulaşmak istiyorsak Izlenecek yol tektlr ve bu yol, Atatürk'ün düşünce ve eylemleriyle gösterdiğl yoldur. Ne mutlu Atatürk'ün yolundayım diyebilene.» «Dilbilim»in Atatürk özel sayısında Berke Vardar'ın «Atatürk ve Türk Dilinin Yenıleşmesi» başlıklı Fransızca bir yazısı var. Yazar bu inoelemesinde, Atatürk'ün Türk dilıni yabançı diller boyunduruğundan kurtararak zengınleştirme çabası', çağdaş bilimin çok önemli iki kavramı olan «bildirişim» ve «yapı» kavramları açısından el© aiınmakta. Dil Devnminin hem bildirişimı kolaylaştırma, hem de dilsel yapıyı dengeli bir duruma ula$*ırma amacıno yöneliK olduğu gösterilmektedir. Derginin özel sayısında Prof. Dr. Suna Kili'nin «Atatürkçülüğün Kavramsal Yapısı» Prof. Dr. iihan Akın'ın «Çağdaş Uygarlık Düzeyine Erişmek», Meral Alpay'ın «Yazının işlevi ve Harf Devrimi» başlıklı yazıları da Atatürk'ün başlattığı kültür devriminin anlamını, önemlnl be lirtiyor. İlhan Akın «Devrimler durmayacak, temeldekl he def gö/den kaçırılmadan, Batının uygar toplumlarının düzeyine erişilmeye çalışılacaktır. Bugün Atatürkçü ol manın »emel KOŞUIU, bu yolda atılacak adımlardır» diye yazarken Suna Kili de «Atatürkçülük dogmatik bir düşünce değildlr. Toplumun değişen, gelişen, yeni koşulfa** karşisında yeni isterlere ve yeni çözümlere gereksinim duyan bir yaşayan varlık olduğunu kabul eder. Ata türkçü'ük, benimssdiği amoçlar bütününe Türkiye'nin ve çağın koşuüarı ve gerekleri içinde ulaşma sürecini bü tüniemesini saâlayacak ilkelerle donanmış bir devrimdlr.» demektedir.. «Dilbilim» dergisi, yalnız Türkiye bilim çevrelerlne değil yabancı ülkelerin, özellikle Fransa'nın dilbilim çevrelerinde etkisini duyuran bir dergidir. Genç dilbllimçilenmizin övguye değer çalışmalarını bu derginin sayfalarmda buluyoruz. Yabancı dil öğretimine önem verilmeye başlandığı bugünlerde başarılı çalışmaları ve ürünleriy* le kişiliğini, değerınl kabul ettiren İ. Ü. Yabanaı Diiıer Yüksek Okulunun ööretim üyelerini bekleyen büyük görevler vardır Millı Fğitım Bakanlıöı ile üniversite arasındnki iletisimin kurulması ve sürdürülmesl yabancı dil öğretiminin istenen dü/eye getirilmesinde önemli bir etken olacaktır Atatürk'ün özlediği «çağdaş bir dünyada çağdaş bir toplum olarak voşamak» ülküsüne bizi ulaştıracak tek güç tek yol. bilimsel çalısmalardır Akşit Göktürk'ün dediâi gibi «Güni<müz Türk avdını, Ct'mhuriyet döneminin i'k aydmlanmn knrorHıcn'la, aenlîne, boöno7hqa bilimdısı, usdtsı dîrenmelere hfç bir ödün vermedsnt gerlMkfs h'o bfr uzlo«smava yan^smadan; kendince bir çağdaş dünya kurmok zorundodıı.» Halk Eğitimi ve Vönetiml Toplum Kalkınması Karşılaştırmah Halk Eğitimi Sosyoloji Eğitim Sosyolojisi . Felsefe Tarihi Eğitim Felsefesi Sevgill eşim, can yoldaşım, öksüz ve yetlm torunlanmın koruyucusu ve sevglli dedeleri, iyilik timsali, neş'e ve hayat dolu insan Emekli Topçu Albay ACIK TESEKKÜR • • VEFAT VE TESEKKÜR Çok değerli babamız Küçükköy Başkomiseri MURAT BAYKAL in (938 55) ani ölümü dolayısiyle büyük acıma iştirak etmek Uzere telgraf çeken sınıf arkadaşı Devlet Başkam Sayın Orgeneral 1931 KENAN EVRENe Telefon ed'erek ayni duyguyu paylaşan sınıf arkadaşı emekli Orgeneral VECÎHÎ AKIN'a, cenazesine ' gelen bütün sınıf ve sllâh arkadaşlarma, çelenk göndermek lütfunda bulunanlara, dost ve akrabalarıma, başsağhğı dllemek için bizzat gelen, telefonla arayan arkadaşlanna ve bu büyük acım sırasmda beni hiç yalnız bırakmayan can dostlarım gerçek arkadaşlanma içten teşekkür etmeyi borç bilirim. E Ş t : NAHİDE BAYKAL Alaaddin Acıkgöz'ü 9.10.1081 tarihinde kaybettik. 10.10.1981 günü toprağa verilmiştir. Vefatı nedeniyle bize candan ilgi gösteren başta Sayın İstanbul Emniyet Müdürümüz, Sayın Gaziosmanpaşa Emniyet Amirimiz, çok değerli Küçükköy Emniyet mensuplarına aenazeye katılan tüm meslektaşlarına hısım arkrabalarımızın dostlarımızın gösterdiğl İlgi ve alakadan kendilerlne teşekkürü borç biliriz. MERHUMUN EŞİ: Gülçimen AÇIKGÖZ OĞULLARI: Metln Çetin Tekin AÇiKGÖZ KIZLARI: Sevgl Sevlm Blrsen Berlin 12 Hükümet aleyhine birleşen sağ taraf partileri Brüning kabinesini düşürmek için büyük bir faaliyetle çalışmaktadırlar. Bu partilerin birbirleriyle anlaşma ları üzerine kabinenin du rumu zayıf lamıştır. M. Brüning Rayhştag'ta ancak bir kaç reylik bir ekseriyet temin edecek veyahut azınhkta kalacaktır. Bu sebeble vaziyet vahimdir. Hükümet nümayişlere meydan vermemek için tedbirler almıştır. Diktatörlük ilanı ihtimalinden bahsolunuyor. Milli muhalefet partislnin yaptığı toplantıdan 14 EKİM 1931 Almanya'da karışıklık! elde edilen neticelere göre muhaliflerin hareketin de dış siyaset meselesi en mühim rolü oynamaktadır. Yeniden seçim yapılmasını temin ve sol taraf partilerine ve bilhas sa sendikalara karşı taarruza geçmek için müm kün olduğu takdirde kabinenin düşüşünü hazırlamak maksadıyla faaliyette bulunulması söz ko nusudur. Hitler sendikalistlerle mücadele için sağ tarafa mensup sanayi ve iktisadiyat ileri gelenlerini kendl tarafma safları arasına çekmek maksadını takip etmektedir. SAYISTAY DENETÇİ YARDIMCISI GİRİŞ SINAVI BASVURU SÜRESİ UZATILDI VE SINAV TARİHİ ERTELENDİ 1) Evvelce 19 ekim 1981 tarihinde başlanaçağı ilan edilen Sayıştay Denetçi Yardımcıhğı Giriş Sınavlan, görülen lüzum üzerine 23 kasım 1981 tarihine ertelenmiştir. 2) Yazılı ve sözlü sınavlar a aşağıdaki nitelikleri taşıyanlar katılabilecektir. a) Devlet Memurlan Kanununun 48. maddesinde gösterilerf genel nitelikleri taşmtıak. b) Hukuk, Siyasal Bilgiler, İktisat Fakülteleriyle, tktisadi ve Ticari îlimler Akademilerinden veya öğretim itibariyle bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığmca onanmış yurt içi ve yurt dışındaki fakülte ve yüksek okullardan birini bitirmiş olmak. c) Giriş sınavmm başhyacağı tarihte 31 yaşından gün almamış olmak, 3 Yazılı sınavı kazananlar Sayıştay Başkanlığınca tespit edilip duyurulacak tarihte Ankara'da sözlü smpva tabi tutulacaklardır. 4 îsteklilerin gerekli belgeleri en geç 16 kasım 1981 günü çahşma saati sonuna kadar bir dilekçe ile Sayıştay Başkanlığına vermeleri veya bu tarihte Sayıştay'da bulunacak şekilde taahhütlü olarak göndermeleri gerekir. Önceki ilan üzerine yapılmış başvurular geçerlidir. 5 Yazılı ve sözlü sınavlarla ilgili diğer hususlarla. ibrazı gereken belgeler hakkında Sayıştay Başkanlığmdan bilgi alınabilir. 6 Sınava giris belgeleri 17 kasım 1981 gunünden itibaren Sayıştay Başkanlığmdan ya da sınavdan en geç yarım saat önce sınav yerinde ilgiHlerden alınabilecektir. VEFAT Genç yaşında, trafik kazası sonuçu vefat eden çalışma arkadaşımız ve kardeşimız, Dr. Sumru Saral'i hiç bir zaman unutmayacağız. Bütün seven ve yakınlarına başsağhğı dileriz. GÖZTEPE HASTANESİ BAŞ HEKİMLİĞİ Bursa elektriği Bursa 13 (Hususi) ttalyan'lara devredilmesi kararlaştırılan Bursa* Elektrik şirketini tetkik etmek üzere merkezi Mila no'da olan îtalyan Müttehit Elektrik Kumpanyasınm Umumi Müdürü dün şehrimize gelmiş ve tetkikata baslamıştır. Turizm ve Tanıtma Bakanlığından OEPLİYAN BASTIRILACAKTIR 1 Pakanhğımızca «Türkiye Depliyanı» bastarılması işi 265 sayılı yasanın 29. maddesi gereğinre ihaleye çıkarılmıştır. 2 Deplıyan üç dilde toplam 500.000 adet bastırılacaktır. 3 Yaklaşık bedeli 8.900.000. TL. dır. 4 Tekliflerin en geç 27.10.1981 günü saat 14.00'e kadar Bakanhğımız Tanıtma Genel Müdürlüğu İhale İşleri Şubesine mekbuz karşılığı teslim edilmiş olması veya taahhütlü olarak posta ile gönderilmiş olması şarttır. 5 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 6 Bu işe ait şartnameler Tanıtma Genel Müdür lüğünden ücretsiz alınabilir. 7 Bakanhğımız 2490 sayılı yasaya tabi olmadı ğmdan ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir. (Basın: 22300 8348) Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş adına NADtR NADİ Genel Yaym Müdürü HASAN CfcMAL Müessese Müdürü EMİNE UŞAKLIGÎL Yazı îşleri Müdürü OKAY GÖNENStN Basan ve Yayan : Cumhurivet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Caçaloglu Türkocağı Cad. 3941 Posta KUTUSU : 24fi tSTANBUL TeV: 20 97 03 • BÜROLAR: ANKARA : Konur Sokak 24/4 YKNtŞEHÎR Tel: 17 58 2S 17 58 66 İdare: 183335 • tZMtR : Halit Ziva Bulvarı No: 65. Kat: 3. Tel: 25 47 09 Ham, Kat: 2. N o : 13 Tel: 14 550 TAKVİM AYLIK • ADANA: Atatürk 13 12 30 Caddesi Türk Hava Kurumu î ş 19 731 SUER SATRANÇ DERGİSİ "ne abone olunuz PK. 4 9 6 BeyogluİSTANBUL îmsak 5.27 Güneş 7.08 14 EKİM 1981 öğle İkindi 13.00 16.06 Akşam 18İ31 Yatss 20.0211 (Basın: 22307 8350)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle