17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 10 1 EKİM 198 Doganşehir CHP llce Başkanını öldürmüstü Ülkücü Baktemur'un idamı Askeri Yargıtayca onaylandı \% 1 \ KAYSERİ'DE SOL GÖRÜŞLÜ BİR İŞÇİYİ ÖLDÜREN SAĞ GÖRÜŞLÜ İKİ SANIĞIN MÜEBBET. İKİ SANIĞIN DA 20'ŞER YILLIK CEZALARI ONANDI. j • 4'Ü HAKKINDA İDAM CEZASI İSTENEN 9 SANIKLI OTO\ NOM DEVGENÇ DAVASINA İSTANBUL'DA BAŞLANDI. ] • ELAZIĞ'DA YENİDEN ÖRGÜTLENME VE TABAN OLUŞTURt, MAYA CALIŞAN YASADIŞI SOL BİR ÖRGÜTÜN 10 * MİLİTANININ YAKALANDIĞI ACIKLANDI. Haber Merkezi Malatya'nın DoğaSnşehir CHP İlçe Eaşkanı Hasan Doğan'ı öldüren ülkücü < Cengiz Baktemur hakkındaki ölüm cezası Askeri Yargıtay 2. Dairesi tarafından onaylandı. Silahlı sağ terörist Baktemur, 20 şubat 1980 tarihinde Doganşehir CHP İlçe Başkanı Hasan Doğan'ı siyasi görüş ayrılığı nedeniyle öldürmüstü. Sa nık 11 mayıs 1981 tarihinde Elazığ Sıkıyönetim Askeri Mah,kemesi'nce ölüm cezasına çarp 1 tırılmıştı. Cengiz Baktemur hakkındaki kararı ele alan Askeri Yargıtay 2. Dairesi, verilen ölüm cezasını yerinde bularak onayla,dı. i Kayseri'de 11 eyül 1980 tari| hinde sol görüşlü Tekstil Pab rikası işçisi Hasan Ördek'i j elektrik teli ile boğduktan sonJ ra başına ateş^ederek öldüren sağ terörist Selahattin Ayyıldız ve Süleyman Kalaycı haklarında Konya Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'ce verilen müebbed Burhan Ulucan ve Mehmet Yürekli haklarında verilen 20'şer yıllık ağır hapis cezaları da As keri Yargıtay 2. Dairesi tarafından onandı. • Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı, 2 mayıs 1980'de Ankara Belediye sinde «Kanunsuz grev yaptıkla rı ve Sıkıyönetim Komutanlığı nın 31 Numaralı bildirisine uy madıkları» savıyla 73 kişi hakkında dava açtı. 3 Numaralı Askeri Mahkemede açılan dava da Genel İş Sendikası mensup ları olduklan ve Belediye yöne ticı durumunda bulundukları belirtilen sanıklar Cemal Arslan, Yıldırım Oğuzkızıltan, Hasan Çağlar, Hıdır Mamuk, Fet hi Yücelkan ve Durda Karataş ile birlikte 66 sanık hakkmda 275 Sayılı Yasanm 54 ve 1402 Sayılı Yasanm 16. maddeleri uyarınca cezalandırılmalan isteniyor. • Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı, Mithat Karakoç ve İdris Kubaşık • hakkında, 1978 tarihinde Fuat Şahin'i öldürmek, patlayıcı madde atmak, sahte kimlik taşımak ve Dev Yol militanı olmak suçlarından açtığı dava da samkların idamım istedi. Askeri Savcılık 6 sanık hakkın da da, «cürüm işlemek için teşekkül meydatıa getirmek, adam öldürmeye teşebbüs, silahla yaralamak, patlayıcı mad de bulundnrmak, duvarlara ya zı yazmak, örgüt adına para toplamak, korku ve panik yaratacak şekilde meskun mahal de tabanca ile ateş etmek» suçlarından dava açtı. Sanıkların 3 ay ile 30 yıl arasında hapsi isteniyor. Askeri Savcılığın Cafer İncesu ve Ahmet Güven hakkında memura karşı koymak ve Sıkıyönetim emirlerine uymamak suçundan açtığı davada ise, samkların 3 yıla kadar hapsi isteniyor. TKP ML Partizan örgütüne üye olduklan ve eylemlere katıldıkları savıyla Latife Aksakal ve Sadiye İleri hakkında açılan bir başka davada ise, samkların 5 ile 15 yıla kadar hapsi istendi. 6 SAĞCI HAKKINDA DAVA • Ankara Sıkıyönetim Askeri Savcılığı Ankara Cebeci'de 197780 yıllarında oba şeklinde örgütlenerek, «cürtim işlemek için teşekkül meydana getirmek, adanı öldürmeye tam teşebbüs, patlayıcı madde bulundurma, duvarlara yazı yazma, para toplama, tabanca ve mermi bulundurma suçları» ndan sanık silahlı sağ eylemcilerden Mehmet Saib Gürer ve Cengiz Tunç'un 36 yıla, Murat Korun, Yasar Ödemiş, Merih Tekin ve Mehmet Yıldız için de 15 yıla kadar hapis cezaları istemiyle dava açtı. AKINCILAR DAVASI • Akmcılarla ilgili davaya dün Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1) Numaralı Askeri Mahkemede devam edildi. 73 sanık bulunan davada, belgelerin okunması sürdürülüyor. KURTULUŞ DAVASI • Aynı kişinin öldürülmesi nedeniyle iki ayrı davada, iki ayrı sanığın yargılanmasıyla ilgili davalardan bjrisi olan «Kurtuluş» davasmda savunma avukatı, öldürülen kişinin vücudundan çıkarılan mermi çekirdeklerinin bulunmasını istedl. «Kurtuluş» davasının Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesinde dün yapılan,duruşmada kasap Ahmet Güzelsoy'u öldürmekten sanık Ali Rıza Yolveren'in avukatı Şenal Sarıhan, kayboldıığu söylenen mermi çekırdeklerinin Emniyet Genel Müdürlüfünce araştınlmasmı talep etti. Duruşma sonunda mahkeme Ahmet Güzelsoy'un Öldürülmesi ile ilgili olarak Cemal Akın'm da yargılandığı dava dosyasından bu olaya ilişkin otopsi raporlarının, Emniyet ifadelerinin ve benzeri belgelerin gön derilmesinin istenmesini karar laştırdı. Mahkeme ayrıca Ahmet Güzelsoy'un vücudundan çıkanldığı belirtilen 3 adet mermi çekirdeğinin ne olduğunun ve nereye gönderildiğinin Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulmasma da karar verdi. Tüm sanıklarm salıverilme istemleri reddedildi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. 8 MAHKUMÎYET ÎZMİR Sol bir örgüt adına İzmir'de çeşitli eylemlerde bulunmak ve silah taşıma suçlarından tutuklu olarak yargılanan 8 kişiden Hıdır Ovacıklı, Ayhan Şentürk ve Yüksel Adıbatmaz 5'er yıl 4'er aya, Burhan Kocamaz 6 yıla, Mehmet Koçbey, Kemal Karadeniz, Tur gut Yüzücüoğlu ve Mehmet Gültekin de 3'er yıl 4'er ay hapis cezasına mahkum edildiler. Karar, 1 numaralı Sıkıyönetim Mahkemesince verildi. 4 İDAM ÎSTENDİ İSTANBUL Otonom DEVGENÇ adlı örgüte üye olmak ve amaçları doğrultusunda eylemlerde bulunmaktan haklarında dava açılan ve 4'ü hakkmda ölüm cezası istenen toplam 9 sanıklı davaya ı Numaralı Askeri Mahkemede dün başlandı. Duruşmada iddianamesini okuyan Askeri Savcı sanıklardan Seİim Taş, Hasan Türkmen, Necdet Yeziz ve Hüseyin Özcan için «Anayasanın tamamını veya bir kısmını taçyir tebdil ve ilgaya cebren teşebbüs» suçundan ölüm cezası istedi. 2 yıldan 15 yıla kadar hapsi istenen Paşa Kaya, Yüksel Ba*an, Mehmet Ardıç, Mızrap Kaya, Fahrettin Kabadayı ise örgüt üyesi olmak, yataklık yapmak ve patlayıcı madde atmakla suçlanıyor. îddianamede samkların işçi ve köylü kesimini bilinçlendirerek mevcut Anayasal düzeni yıkıp yerine Marksist Leninist bir düzen kurmayı amaçladıkları, sağ görüşlü Hüsamettin Özbek'i öldürdükleri, Gültepe'de bir kahveye "bomba attıklan ve Çeliktepe'de Karadeniz Kıraathanesinin sahibine ateş etttikleri de belirtüiyor. 10 MİLÎTAN YAKALANDI ELAZIĞ Elazığ'da yeniden örgütlenme ve taban oluşturma ya çalışan yasa dışı sol bir ör gütün Elazığ ü sorumlusu Mus tafa Leyla ve silah sorumlusu CemaU Çatır dahil 10 militam yakalandı. 8. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığmdan yapılan açıklamada örgüt mensuplannın ilk sorgulamaları sonunda pankart asmak, afiş yapıştırmak, duvarlara slogan yazmak, halktan zorla para toplamak, sahte nü fus cüzdanı tanzim etmek ve gece bekçisi tsmail Alev'i öldürmek kastıyla ateş etmekten sanık olduklan bildirildi. Sanıklara ait silah mermi ve yasak yayın ele geçirildiği de açıklamada yer aldı. Dünyamn bircok ünlüsüne yorgan yapan "Söhretler Yorgancısı,, Akyüz # 1 * Maliye, hizmet ikramiyelerinin kısıtlanması konusunda Sayıstaydan gorus istedi Erbil TUŞALP ANKARA, Maliye Bakanlığının, işten cıkan veya çıkarılan işcilere, kıdem tazminatından ayrı olarak toplu sözleşmelerdeki hükümlere göre ödenen, «hizmet H«omiyelerinin» kıdem tazr»inatlarının sınırlandırîfmasından sonra «ödenip ödenmeyeceği» konusunda Sayıştay'dan görüş belirtmesini istediği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre bazı kamu işyerlerinde hizmet ikramiyesinin ödenmesi durduruldu.. Maliye Bakanı Kaya Erdem imzası i l e Sayıştay Başkanlığına geçtiğimiz hafta içinde gönderilen yazıda, Bakanlık «Sayıştay Genel Kurulunun 1978 yılında bu konuda aldığı kararın MGK'nin iş yasasm da yapılan değişiklikler ışığı altında yeniden gözden geçirilmesi» isteminde bulundu.. Sayıştay Genel Kurulunun ise konuyu yakın bir süre son ra ele alıp karara bağlayacağı öğrenildi. Biündiği gibi, işten çıkan veya çıkarılan işcilere kıdem tazminatından ayrı olarak, top lu iş sözleşmelerindeki hükümlere göre. hizmet ikramiyesl adı altında bir başka ödeme daha yapılıyor.. Maliye Bakaniığı, kıdem tazminatı dışında yapılan bu tür ödemelerin de sınırlandırılmasını istiyor. Maliye Bakanlığmın bu sınırlandırma Istemine iliş kin görüşu özetie şöyle: «MGK'ce değiştirilen 1475 v Sayılı İş Yasasınm 14. madde si, ödenebilecek, işten çıkar ma tazminatını, kıdem tazminatı ile sınırlandırmıştır.. Oysa toplu iş sözleşmelerindeki hükümlere dayanılarak, iş çilere hizmet ikramiyesi adı altında başka ödemeler yapılmaktadır. Bu ödemelerin iş ten çıkma tazminatı sayılması ve kıdem tazminatının içinde düşünülmesi gerekir. Aksi takdirde kıdem tazminatının sınırlandtrılmasının hiçbir yarart ve anlamı kalmamaktadır.» Maliye Bakanlığmın yazısında «iş yasasınm 14. maddesinin değiştirilmesinden önce alınan ve hizmet Ikramiyelerini kıdem tezminatından farklı bir ödeme olarak değerlendiren Sayıştay Genel Kurulu kararının yeniden gözden geçirilmesi» isteniyor.. Türkiye'de bağıtlanan toplu sÖ2İeşmelerin hemen hemen tümünde hizmer ikramiye si hükmü yer alıyor. Toplu sözleşme hükümleri işten cıkan ve çıkarılan işcilere, ca lıştırıldıkları sürelere göre, ge değisen ödemeleri öngörüyor, Hizmet ikramiyesi hesaplanırken, işten çıkan işçinin kıdem tazminatı hesabına esas yevmiyesi (giydirilmiş ücret) ile hizmet ikramiyesi gün sayısı carpılmakta. Buna göre, giydirilmiş yevmiyesi 1750 lira olan ve 30 yıl hizmeti bulunan ve bunun icin 150 gün hizmet ikramiyesine hak kaza nan işçinrn .hizmet ikramiyesinin brüt tutarı 1750x150=262 bin 500 lira oluyor. Öte yandan, yürürlükteki ya salara ve toplu sözleşmelerin pazarlık hükümlerine göre işcilere' işten cıkma ve C'karılma tazminatı olarak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hiz met ikramiyesi teşvik ikrami yesj gibj adlarla bazı ödemeler yapılıyor. Uygulamada bu ödemelerden kıdem tazminatı 1475 sayılı iş yasasınm 14. maddesine göre vapılıyor. Bi lindiği gibi, MGK'ce çıkarılan 17.10.1980 gün ve 2320 sayılı yasa ile değiştirilerek, ödene bilecek kıdem tazminatının ta vanı belırlendi. Bu değişiklik, toplu sözleşmelerie ve hizmet akidleri üe belirtilen sürelerle hesap edilen kıdem tazminatı nın yıllık tutarı. 1475 sayılı iş yasasına gör f i saptanan gün lük asgari ücretin 30 günlük tutannın 7,5 katından fazla olmamasını öngörüyor... TALEPLERÎ KARŞILAYAMIYOR Celalettin Akyüz, arkasında İngiltere'ye gönderet eği yorSan< elinde de Amerika'ya gönderecği yorganla, 33 metrekarelik işyerinde görülüyor. Akyüz'ün en büyük derdi ihracat taleplerini karşüayacak kapasitede üretim yapamamak. Yorgan dışsatımımız ilgisizlikten yok oluyor» Deniz ÖZDEN Yüzyıllardır devam ettiregeldiğimiz geleneksel üretim dallarımız çeşitli nedenlerle teker teker yokolurken, «Söhretler Yorgancısı» olarak ün yapan Celalettin Akyüz mali olanaksızlıklar nedeniyle dışsatım yapamamaktan yakınıyor. Akyüz'ün Şişli'deki işyeri nin duvarları ya özel sipariş jorganlarla, ya da yorgan hediye ettiği çeşitli ' ünlüle rin gönderdikleri teşekkür mektupları ve kazandığı ödüllerin belgeleriyle dolu. El dokuma halılannm ise zeminini kapladığı odasmda kalfa ve çıraklarıyla birlikte hızlı bir çalışma temposu içinde bulduğumuz Celalettin Akyüz sorularımızı şöyle yanıtladı: «Gördüğünüz gibi, 33 metrekarelik bir odaya sığışmak zorunda kaldık. Ne üretirsek bu odada, bu odadaki imkanlardan yapıyoruz. Oysa öylesine büyük siparişler alıyoruz ki, gönlümüz 300 • 400 kişinin çalıştığı büyük imalathaneler kurmak istiyor. Hem de, kaliteli üretim yapmamıza ve standart mala yönelmemize rağmen, aldığımız talepleri alt alta yazıp toplamayı bile unuttuk. Avrupa ve Amerika'dan Türkîye'ye, İstanbul'a geldiklerinde, bizden daha önce mal alanların tavsiyeleriyle bizden yorgan isteyenlerin si parişlerini bile tamamlayamıyoruz. Bu imkanlarımızla, nerede kaldı büyük siparişleri kabul edebilelim...» ABD Cumhurbaşkanlarından Eisenhower, Federal Al man Başbakanlarından Willy Brandt, Prenses Ann, Prenses Margaret'e yaptığı yorganları hediye eden ve onlardan takdir ve teşekkür mektupları alan, eski adıyla «Yor.çancı Celal», yeni adıyla «Söhretler Yorgancısı» Celalettin Akyüz halen en bü yük amaçlarının kredi bulmak olduğunu vurguluyor. «Eğer devlet ya da bankalar bize ellerini uzatırlarsa, hiç abartmıvorum, çok büytik oranlarda ihracat yaparız, büyük fabrikalar kurarız» diyen 49 yaşmdaki Trab zonlu yorgancı ayrıca yorgancılık üzerine çeşitli sosyal faaliyetlerde de bulunuyor. 4Suudi Arabistan'a bekâr kadınların girmesi yasak, ancak öğretmenlerle hemşireler için açık kapı bırakmış yasalar, bundan yararlanan bekâr Amerikah ve İngiliz öğretim görevlisi hanımlar oldukça çok sayıda bu yıl. Evli kadınlar için bi le yaşam oldukça güç, bir yerden bir yere gitmek için dahi kocalarına bağımlılarken, bekâr kadınların doğal olarak çok umarsız bir durumda kalacakları düşünülebilir. Ancak bekâr arkadaşlar ise büyük sıkıntılar, büyük güçlükler içinde görün müyorlar. İki kişi bir daireyi paylaşıyorlar, yalnız doktorası olanın tek başma oturma hakkı var. Bir Amerikah bir İskoçyalı iki ha nım da ayrı zamanlarda ay rı ayrı Suudi Arabistan'm bekâr kâdmlar için gerçek bir cennet olduğunu belirttiler. Nedenlerini gördükleri ilgi, her gece ayrı bir yere çağrılmalan, sürekli gezdirilmeleri diye sıralıyorlar. Tek sıkmtıları özel yaşan tılarını gizli tutmak zorunda kalışları. SUUDLAR BATI HAYRANI Suudi Arabistan yasaklarmı bir yana iten bu hanım lar Batıh oluşlanndan ya rarlanıyorlar. Tersmi göstermek istese, saklasa da, Suudlular Batı hayranı, Ba tı karşısında ezikler. Kadınların taksiye binmesi, er kek öğrencilerin otobüsüne binmesi yasaklanmışken, binmesi yasaklanmışken, ya bancı bekâr kadınlar kısa etekleri, kolsuz açık yakalı giysileriyle yollarda otostop yapıyorlar. Bunca kapalılık içinde ilgi çekmek için böy. lesine açılmaya gerek yok oy sa. Erkeklere uygulanan ağır cezalar hanımları bakışlardan bile koruyor. Değişik ülkelerin yalnız erkekleriyle dolu Riyad, hızlı yaşamayı seven deneyimli hanımlar için oldukça çekici. Hiç alışkm olmadıkları türde önemseniyorlar, paylaşılamı yor, kapısılıyorlar. Her yönden sömürülerini sürdürmek için bekâr hanımlar oyunlarını çok iyi oynuyorlar. Arapça öğrenme ve Kuran'ı anlama isteğiyle öğrencilerls yakmlık kuruluyor. Din kız öğrencile rin en duyarlı olduklan konu. Bu konuda Hristiyan olan öğretmenlerini Müslüman ya pabileceklerini inanacaklan na inanıyorlar. Kuran üzerine Öğretim görevlisiyle öğrenci arasında başlayan ko nuşmalar giderek sonaeriyor ve öğretmen ikiüç gün sonra kutlayacağı yaş gününü hatırlatıyor öğrencilere. «Ec nebi» öğretmenlerinin yaş gününü kutlamak içip arma ğan almak isteyen kizlannı mutlu e,tmek isteyen analar la babalar birbirleriyle yarış edercesine en son model pilli saatler, altın zincirler, işlemeli giysiler alıyorlar.. Sırayla her hafta bir öğretim görevlisinin yaş günü geçmiş ve gelecek yaş günü kutlanıyor. DERS YILI SONU Ders yılı sonunda öğrencilerle daha da çok kaynaşılıyor. Bir gün birlikte getirdik leri termoslar içirdeki Arap kahvesi, kendi yaptıkları pas talar, hurmalarla ders arasmda birlikte eğlendik. Ben artık alıştığım Arap kahvesini yudumlarken onlar Arapça şarkılar söylediler. Okula getirdikleri küçük kardeşleri Arapça şiirler okudu. Kızlar küçük kardeşlerinin iyi yetişmesi için öylesine çaba gösteriyorlar ki... Okula gitmeden hem Arapça, hem de Ingilizce yazmasmı öğretiyorlar kardeşlerine kendileri POLİTİKA VE ÛTESİ Mehmed Kemal İlkin Söz Vardr DEBİYATÇILAR genellikle birbirlerini çekemezier, yeri geldiğinde de dalgalarını geçerler. Sözüm, elbette, eski edebiyatçılar içindir. Çağdaşlarımız ve yeniler birbirlerı için ne düşünüyorlar, bilemiyeceğım. Hem son zamanlarda edebiyatçılarımızin düşündüklerini açığa vuran anketler pek yapılmıyor. Romanda biraz ortalık karışmıştı, sonra' duruldu. Süleyman Nazif'e sorarlar: «Ahmet Haşim için ne düşünüyorsunuz?» «Ahmet Haşim yeni değildir.» der. «Onun Göl Saatlerinden önce Çöl Saatlerini okumuştum.» Çağının dikkati ceken bir uslupçusu olan Süleyman Nazif için Ahmet Haşim: «Onun uslubu bir kabile şeyhininkine benzer.» der. Kınama mıdır, övgü müdür yorumlayana bağlı. Kabile şeyhi dedik de, bir dostum geoende, çağımızın özgün düşünürlerinden biri olan Selahattin Hilav içln : «O yok mu,» diyordu. «Cemaati ve serveti yitmış bir tarikat şeyhine benzer. Küçük içki evlerinde zuhur etmesi cemaatini ve servetini aramadır, bulamıyacağını kendit de bilir. Arada (afeti cihan tab) bir hatunla gezmesi de vitrindir.» Kemalizme vurgunluğu ile tanınan bir dostumuz için yakını bir edebiyatçının tanımı şöyledır: «O mu, o Kılıç Ali'siz, Reoep Zühtü'süz, Cevat Abbassız bir Kemalisttir., İstiklâl Mahkemelerini de yitirdiği için dinleyeni yoktur.» Düşünceden olduğu kadar sözün usluplu ve sıfatlısından korkan bir toplum olmuşuz. Sıfatlı söz karar katında bulunanlanmızı sürgit tedirgin etmiştir. Sıfatlı söz ancak övgüde kullanılır, yergiye geldi mi, adama, «Dur bakalım.» derler. Durmazsa sustururlar. Şair ve düşünür Ahmet Oktay, «Bir Arayişın Yazıları, Bir Yazının Arayışları» adlı düşünü kitabında aikkitimizi bir olgu^a çeker. Hilmi Ziya Ülken, Türk Tefekkür Tarihi'nde, «Türkiye'de düşiince tarihi orjinal ve dünya için yeni görüşlerin tarihi değildir.» diyormuş. Okuduğumda gözümden kaçmış, Ahmet Oktay vurgulayınca anımsadım. Nasıl özgün düşüneoeğiz? Düşünmenin her türünü dile getirme ortamına uzun yıllar kavuşabildik mi? Düşünce özgürlüğü üstünde durduğumuz günlerin birinde bir dostum şöyle demişti: «Bizim mahalle bakkalı için özgürlük, dilediği mal alıp satma özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğü onun nssine? Bir şey düşündüğu ve söylediği yoktur ki, düşünce ve söyleme özgürlüğünün kısılmasından yakınsın!..» Doğruya yakın bir gözlemini dile getiriyordu, bir şey söylemedim. Uzun süre üstünde düşündüm. Fnlih Rıfkı, Atatürk'ün parti gazetesinde, onun sağlığında yazardı ve başyazardı. Yeni Rusya kitabınıda da Rusya'ya gidıp döndükten sonra, 1931 yılında yazdı. Bu kitaptan alınanlar onu Bolşevik diye tanımladılar ve Atatürk'e çekiştirdiler. Çekiştirmeler uzana uzana kulağ:na erıştiğinde, şöyle yanıtlamışti: «Ben okuduğunu anlayaniar için yazıyorum ve herhangi bir gerçeği bilmenin hiç bir millet için zararlı olacağı düşürvcesinde olanlardan değilim. Yeni zamanların karışık ve çetin yollarında göz görerek, akıl düşünerek, kafa anlayarak yürünebilir Genç cumhuriyet bilmaü ve öğrenmelidir.» Atatürk, ölümüne değin Falth Rıfkı'ya. «Dur, yazma!..» demedi: onu çekiştiren bağnazları çevresinden uzaklaştırdı. Tek parti rejimi için Yahya Kemal'e sorarlar: «Ustad, bu rejim oturdu mu, oturmadı mı, sen bilirsin?» • «Oturup oturmadığını Falih Rıfkı muhalefete geçsin, o zaman anlarız.» Falih Rıfkı, Ulus'tan Ismet Paşa'nın buyruğu İle aynldi ve muhalefete geçti. Ancak, Mustafa Kemal'in rejimine muhalif olmadı, Ismet Paşa'nın kar helvası demokrasisinin tutmayacağına karşı muhalif oldu. Falih Rıfkı, ekonomik yapıda hiç bir değlşiklik yapmadan, bir Cemiyetler Kanununun değişimi ile demokrasinin neleceğine inanmıyordu. Tarih kimin haklı çıktığını elbette yazacaktır, İsmet Paşa mı, gün görmüş yazar mı? Kelimelerden korkan toplum olmaz. Kelimelerden korktuğumuz süreoe nasıl düşünce üreteceğiz? Bir toplumun düşünebilmesi için önceden önce kelime korkusundan, sıfatlı cümleden, üsluplu sözden ürkmemesi gerekir. Tek Allahlı dine geçilirken incil'de boşuna, «Başlangıçta söz vardı» denmemiştir. Peygamberler bir şeyleri bilmeseler bunca yıl ayakta duramazlardı. E Suudi Calışan Bir Türh Kadını Ayseli USLUATA gibi sıkmtı çekmesinler diye. Yurdun çok büyük ağaçlar arasındaki geniş bahçesinde bir de müsamere verildi. Bahçe en güzel giysileri ve mücevhe.rleri içinde cıvıl cıvıl kızlarla, küçük çocuklarla ve annelerle doluydu. Kapıdaki ak sakallı bekçi oldukça acımasız, bir insanın zor sığacağı biçimde ara ladığı kapıdan güçlükle geçilebiliyor, içeriye girebiliyorduk. Başlangıçta bir öğrenci dua okudu. Erkek kılığına girmiş kızlar Arap düğününü gösteren güzel bir oyun sergilediler. Çok geç saatlere dek süren eğlencelendirici bir aşamayı gösteriyor. Öğrencilerin eğitimle ve öğretim görevlilerinin tutumuyla ilgili yakınmaları şöy le dile getiriliyor: «Pek çok öğrenci üniversitede verilen derslerin ve riliş biçiminden yakınıyor. Dersin içeriğinin anlaşılması için her dersin açıklanması ve tartışılması gerekir. Oysa bunun tam tersi yapılmaktadır. Çoğu öğretim görevlisi derse geç gelmekte, zamanın çoğunu bir önceki dersde anlatılanı yinelemekle, geri kalamnı da bir sayfa birbiriyle ilgisiz cümleler yaz dırmakla geçirmektedir. Bu ve fen dalı da artık kadın öğ rencilere açık. Aneak, bir takım öğrenciler artık bu kadarla da yetinmemekte, lisans üstü öğretim ya da doktora yapmak için çaba göstermektedirler. Bu kız öğrenciler sorunlarla karşılaşmaktalar. Araştırmalan için gereken bil gileri toplamaya çahşırken özgün kaynak ve «ereç bulmakta güçlük çekmektedirler. Kamu kütüphaneleri çoğunhık erkekler için. Eğitim le ilgilenen kişilerin bu sorunları ele almaları iyi olur çünkü kadın öğrencilerin amaçlarma erişebilmek için yardıma ve teşvike gereksinimleri var. Eğitim fakültesi ile kadınlar üniversitesi arasında bir ilişkinin kurulması gerekir.» PRENSES'İN GÖRÜŞLERİ îlk devlet kız okullannı açmış ve kadınların gelişmesinden yana bir kişi olarak Prens Talal, Suudi Arabistan'da îngilizce yayınlanan 9 mayıs 1981 tarihli «Saudi Gazette»e özel verdigi bir demecte şunları söylüyordu: «Riyad'da 1958'de açtığımız Kral Abdül Aziz Kız Okulu'nda o zaman 500 öğrenci vardı. Mezunların imzalarını bugün gazetelerde yazar olarak görmekte, sosyal hizmetler alanında, edebiyatta, hatta şiirde adlarını duymak tayız. Suudi Arabistan Krallığı'nm yapısı, İslam dinine dayalı gelenekleri ffereği, kadınların şu ya da bu şekilde, Batı'daki kadınların dav ranışları yönünde itilmelerine izin verilmez. Kadınların çahşması konusunda İslam dinine ve ülkemizin binlerce vıl geriye giden gelenek,lerine bağlı kalmak zorunda yız. Gelenekler ile törelerden söz ederken bunların tümünün de yararlı ya da iyi olduğunu sövlemiyorum. Geleneklerin iyi yanlarının sak lanmasına çahşılmalıdır; an cak rasgele, gelişî güzel saptanan bir politika incelenme den uygulamaya konulursa, düzeltilmesi çok çüç yarilışlar yapılabilir.» Prens'e göre iki aşın eğilim var Suudi Arabistan'da: Bir yanda çok az değişmeyi ya da tam anlamıyla hiç değişmemeyi savunanlar, öte yanda geleneklere uygun olmayan biçimde değişmeyi savunanlar. Bugün iyi not alma, sınıf geçme, üniversiteyi bitirme çabasındaki pak yürekli, pırıl yırıl Lulu'lar. Nura'lar, Fatma'lar Sabah'lar. Huda'lar, Hayat'lar. Leyla'lar, Nadialar, Emel'ler, Feride'ler, yarm uğraşlarında çalışmak, ilerlemek için dar duvarları itecek, yeni yollar arayacak lar. Gerçek sınavlarını verecekler... YARIN: KADINLAR ÇARŞISI... Bekâr kadınların ülkeye girmesi yasak Yasalar bekar kadın, öğretmen ve hemşirelerin ülkeye girmesine olanak tanıyor. Bundan yararlanarak gelen bekar yabancı kadınlar olağanüstü bir ilgi görüyorlar ve bundan çok memnunlar. 6EKİMDE İSTANBUL'UN 53 KURTULUŞ YILDÖNÜMÜ KUTLANACAK İstanbııl Haher Servisi İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada 6 ekim'de tstanbul'un Düşman İşgalinden Kurtuluşu'nun 58. Yıl dönümü nedeniyle kentin 6 ay rı yerinde törenler düzenlene ceği bildirildi. 5 Ekim 1981 Pazartesi günün akşamından itibaren bütün res mi ve özel kuruluşlar, binalar, ticarethaneler, kara ye deniz nakil araçlan bayraklarla dona tılacak, geceleri de camiler, hi sarlar. mabetler, kuleler, köprüler ve şehrin diğer tarihi yer leri geniş biçimde ışıklandırıla cak. İstanbul'un Kurtuluş Günü Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda Şisli Atatürk Evi'nde, Üskü dar Şemsipaşa'da, Kadıköy Kaymakamlık binası önünde ve Edirnekapı Şehitliği ile Vatan Caddesi'nde törenler düzenlene cek. yi, belirli saatte ayrılmam gerektiğinden, sonuna dek iz leyemedim. İçeriye bir kez girildikten sonra dışarıyla ilişki kurmak olanağı kalmadığı için, her şeyi önceden belirlenen saatlere göre yapmak, verilen saatte kapının önünde bulunmak zorunlulu ğunda idim. Ancak bu durumu öğrencilere anlatmakta güçlük çekiyordum; kalmarc için tüm direnmelerine karşın, pastamı elime alıp, son resimleri çektirip ayrıldım. ÖĞRENCİLERİN ELEŞTİRİLERİ Posta kutumuza bırakılan, bir kız öğrencinin okul dergisinde yaymlanmış yazısının çevirisi oldukça yürek sıkıcı durum sonucu öğrenci ler dersten nefret etmektedirler. Üniversitenin okuldan ayrı düzeyde ve türde bir eğitim gerektirdiğini kesinlik le bilen bizler, ilkokulda bile sürdürüldüğünü sanmadığımız böylesine ilkel bir öğretimi nasıl karşılayabiliriz?» Görüşler, eleştiriler gazetelere de yansıtılıyor. Riyad'da yayınlanan «Okaz» gazetesinde Hayat Abdul ^mzalı şöyle bir yazı çıktı: «Kadınlar yeteneklerini kanıtlamak için çok çahştılar. Her genç kız bugün artık ünîversiteye girerek öğrenimini sürdürme isteğinde. Fğitimde kendisine pek engel tsnınımyor. Tıp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle