14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I K î 2G nyiÂT. Ü ç d*~t yl o!'ycr bir y du~um sırada tanıştığımız bır heiuaa bana demokrasıyı çekıştirmeğe başlaBBÎŞ, «Benım de bır oyum var, köylü Mehmet aganın da, ama ben Mehmet ağa ile bır tutulaoüır mıyım hıç?» domiştl. Bu kanıda olanları çok gormüşamdur. İUk bakışta, ınandıncı. dogru bulunacak bir mantık, de£ü jni? Bırı okumuş, obüru kara cahil; bunlardan hangısj daha :yi bıhr ulkenin yüksek Çikarlanm Elbette okumu? olan. Ancak bu mantığın tutarsız yanlanndan bırı. ko>lu Mehmet ağanın okumak ıstemedıgi degıl, okuma olanağmı bulamadığıd:r İOrsal bolgelerden genelhkle çıftçi, rençber, ırgat. kentlerden ıse hekim gıbi okuma; a dayanan uğraş adamlannın çıkmas: bır rastlantı mıdır? Ülkemn yüksek cıkarları konusuna gelınce. demokratık seçirn lerde oy sandığı başına giden yurttaşlf.r, kendı rıkarlanna uygun buîdukları partıiere ıy verırler. Burada, bireysel yejr'emeğı, smıflar cıkarlar oluşturur elbet. Sonuçta da, o ulkede kaç tür yaşam bıçimının özlendıği genei olarak ortaya çıkar. Demek demokraBiyl temellendıren seçimler. sınıfsal dılekleri jansıtır; sımfsal dıîekleri oluşturan Ise, ckumuş .cın da, ckumamış içın de, şu bıldığım.z yaşam kaygısıdır. Bu bakımdaa hekım Ali beyın, köyîü Mehmet ağadan bır eynmı yoktur Tersı duşünülürse, demokrasıdpn önce. eğ'tım sorununun herkes içın eçit bir blç'mde çözülmesi gerekırdJ ve elbet burada da «Ne tür bir eğıtım?» sorusu karş'mi7a dıkilırdi. Bız demokrasiye Köy Enstıtülerini kapatarak gırdık. Aynca, okumuş yazmışîarda, bireysel ve smıfsal çıkarlannın üstunde, sadece erdfmd^n, oz\eriden, kamu yaranndan, ülkenın mutlu geleceği kaygısmdan oluşmuş saf c'ikkler bulmak da pek kday degıldir. Hsttâ onîar soz söyleme yeteneğini, ustalığmı elde etmış oiduklan ıçin, bireysel ve smıfsa! çıkarlann:. soylu amaçlar altmda «aklarrayı çok iyi becerirler. İyl okumuş. dunyayı da, ulkesini de tammış. ınsan olman:a kışısel çık n rları aşma anlamına geldiğlnı anlamış, içten, ozverili aydmlann önerıîeri ise. bakarsınız. kamuoyunca hlç begenılmez Bu durum yeln'zca azgelişmiş ülkeîerde değil. gehşmış ülkelerde de genellikla olaylar ve görüşler YANSIMA Melih CEVDET ANDAY böyledlr. Üstellk oralarda, bizlm çogun açık seçik anlamadığımız «ulkenin yüksek çıkarları» sözu, çok daha tumturaklı. hattâ feisefi diyebılecejrimiz biçımlerde, ama özündski sınıîsal anlamı pek de gizîemeden ortaya atılır. Sözgebşı, Hıtler, Mussolmi, Salazar, Franco gıbı liderler buna örnek dıye gosterilebıhr. Bunlenn tümu de, toplumlannın mutlu gelecegı gerekçesı ile eylemde bulunmuçlardır. Demokrasi inancımızı aldıgımız batı ulkelennde, bu işlerm nasıl böylesine ters yollara gırebildiğı çok onecnli. ama anlaşılmaz süreçler degıldir. Nerden geldim bu konuya... Ünlü İngiIlz romancısı (1963'de öldü) Aldous Huxley, Prof. Mına Urgan'm «Ses Sese Karşı» adı ile dıhmize çevirdiği «Point Counter Point» romanında, yukarıda örneklenni verdiğim kiçilere benzer bir kişiyi canlandırır: Everard Webley. Bu adam, İngiltere'nin geleneklerini. mal mulk sahiplerınin haklannı korumak, demokrasi nın, ayaktakımını çımartmasına son vermek içın «Bntanyah Hür Adamlar» adı altında bır dernek, silahlı bir örgute dönuşecek bir dernek kurmuştur, Karşıtlarım «aşagı türden hayvanlar» diye nitolendıren Everard Webley, kendisinl çöyla anlatıyon «Kendimi begenmekle haklı oldugumu biliyorum ben; deneylere dayanarak biliyorum. Alçak gönüllülügun sahtesi zararh bir şeydir. İnsanın durüst davranarak ve hakh olarak kendino saygı duyması kadar yararh bırşey olamaz der Mılton. Yapmak istediklerımi de, yapabilecegimi de biliyorum. Tuzde yÛ2 guvenim rar bana. BttdHgîm şo. yi bilmezlıkten gelmek ne işe yarar? Bea on'ann efendisi olacagım. Benim istedigime zorla boyun eğecekler. Bunu yapacak kadar kararh ve gozupekim. Çok yakında, örgütlenrruş bir gucüm de olacak. O zaman. işbaşma geçeceğım. Bunu biliyorum. Bildiğim halde niçin bılmiyormuş gıbi davranayım**» Demokrasinfn beşiği sayılan (geçenlerde bir arkadaş «Ingiîtere'de demokrasi yoktur, krallık vardır, meşrutı krallık» dedi; anıaşılan «Cumhuriyet» ile «Demokrasi»yi kanştırdı) İngıîterede boyîe konuşabılen bırinın çıkması, konumuz açısından çok düşundurucü sayılsa yendır. Bunca yıllık deneyden geçmiş bır demokraside bile boyle kişiler yetişiyorsa, bızde haydi haydi.. düşuncesi uyanır e'bet. Şaşmam. «Ama efendim, Crneğmızi bir romandan alıyorsunuz, üstelik de orada Everard V/ebley'in istsdiği rejıra kurulmadı» diyecek olanlara, bir toplumu gerçek yaşamı ı!e yansıtan tarihin roman oidu^unu, İngiltere'de Everard Webley benzerlerinin çıktığını, bizım de bu tür seruvencilen tanıdığımızı, ustelik konumuzun bir düşünuş ve eylem biçimlni yansıtmaktan ileri gitmediği yanıtını verebilirim. Doğrusunu isterseniz, ben bu y&zıya Aldous Huxley'in roman anlayışından söz etmek için başlamıçtım O romanda canlandınlan kişilenn tümü, bende, gerçek kişilerle karşı karşıya bulunduğum izlenlminl, hattâ inancını uyandırdı. Hangi kitap bana. İngiliz soylulanm, İngiliz burjuvalanaı bunca tanıtabî!îrd!t AMous îfur'eyin yazarhk gücunü tanıtlayan büyuk oir yapıt •Ss9 Sesa Karşı.» Ama ben Everard Webîey"e takıîmışken, • konuyu suraüreyım. Aldous Huvley, Ev»nurd Webley'i anlatırken şöyle diyon •Ona göre, ulkenin iyi niyetli, toplumda yeri olan kişileri, yıkıcı güçlere karşı koyabılmek için bıraraya gelmeli idi. Tehlikede olan yalnlz mal mulk değildi, yalnız bır sımfın (zengin sınıfın) çıkarlan değildi. İngihz gelenekleri tehlikeye düşmuştü, bireysel girışîmler tehlikeye düşmuştü, akıl tehlikeye düşmuştü. İnsanları birbirınden ayıran doğal ayrıml?r (gel de yazlıktaki doktoru ansıma') birbırine düşmuştü, Britanyalı Hur Adamlar, bireyleri kıtle adarrundan, ayak takımından korumak üzero silahlanmışlardi; her alanda oluşagelen üstünlüğun benimsenmesi ugruna savaşıyorlardı. Bunun için de örgütlenme, disiplin, güç gerekıyordu Artık anayasa yoîu iîe surdürulemezdi savaş: İki siyasaî parti (Muhafazakâr Parti ile Liberal Partı anlatılmak isteniyor) ana sorunlarda anîaşıp, ancak önemslz aynntılar konusunda çekiştikleri sürece parîamenter yöntem elverişhdir. Gelgelelim. ana ilkeler tehlikeye girince, polıtıkanın, parlamento oyunu olarak surüp gitmesine göz yumamazsmız. Ya doğrudan doğruya eyleme geçmek, ya da eylem» geçme tehdidıni ileri sürmek zorunda kalırsımz.» Gerçi bizım Everard Webîey"leriıniz her zaman bunca açık konuşmadılar, demokrasiyi, parlamentoyu savunur görünmegi yeğlediler, işlerini bu görünüş altında, gizliden örgütlenerek yürütma yolunu tuttular. Ama sonu ne? Biliyoruz. O güçlü romam düşündükçe, halkm çu demokrasi işine, biçimsel de olsa, neden kanştınldıgını soruyorum kendi kendime. Gerçekte Aldous Huxley, o tür romancılardandır ki. okura kendi kamsını zorlamaz, onu düşündürmek, doğruyu bulmak için 7İhninl yormasını ister. Everard Webley, koşullann ortaya çıkardıgı bir tiptir. ne yapsm Aldous Huxleyl Bütün tipleri ile kavga çıkarsaydı, o kalabalık romanın altından nasıl kalkardıi Ama işte, yaşamı dogrudan anlamak bize güç geliyor da, onun roman» yansımasından gerçekler çıkanyoruz. Lâf Kıtl]<hnda Asma Budamak... dıaı bu koş«Ue açık'ar^ak'â solrıroa &ö guxn bır ai'kad&şunia koiiaşaj o»"c.u:n. ^ Ded: ki: 27 Mayıs devrimıran ertesmde ben blr özdeyi3 uyd^ırmuştuzn «Bıftek, zıiaf ve .hüiâl kons.z c".rıaz.»" Bunu Dır unlu yazar dostuma soyled.m Bırkaç gon sonra ne goreyuiı? O yazar dcstum benıra özdeyışı «Aaatole F:*ance deırvış ki...» dıye bir yazısında kuUaamasm mı? Çok bozuldum. Olur boyle şeyler... Kimbnır bo a de o sozü daha önce Anatole Francs söylemış..r, ya da b?n ıafıarı bjyuk adamlara soyleterek soylemek bız.n basmda b:r çeî.t gü\ence sayıldıgındaa ün'u yazar ara\a Anato'e France'ı katrmştır. Bu yontem yazı ve böz dünyasında ötcden ben gecerîidir. Ismaü Habib« Soz var sejlııenıe. bü.vlıjen var söyledigi sözle büyür» diyor. Dogru ınu o ü:ıiu İngıllz de\"tet adamı Gladstone'un «u ozdeyşme bı'menı kitılır m n i ı . 1 ' Tıcaıei uiuslarm zeııgmiıgıni eşıt yapan bir Layiklik Nihat AYTÜRK Korr>ü Yonetlmi Uzmanı umhuriyet döneminde Ateturk devr!mcil!*1vle gerçekleşt.r.len la>ıkiık Cumhunyetın temel jlKesı olarak kabul edılmış ve bır ana ıdsolojl halıne gelmıştj. Çunkü Atatürk Türkiye'nin çağdaş uygarlık duzeyının ustune çıkabılmesi içm. dının kamu yaşamından aynlmasını, ınanç ve vıcdan kocjsunun pohtikadan uzaklaşmasını amaçlıyordu. Onun içın. Atatürk devnmlerının en önemlısi, ul'jsal egemenlığın kabul edılerek teokratık monarşiden layik Cumhurıyete geçılmesıdır. Tarıh boyunca. dınm ıktidar kavgalarma v e klSisel çıkar'.ara âlet edıld'gı yerlerde ve dönemlerd» dmîerın vo ulus'.ann bundan zarar gordugu yadsınrr.az b:r gerçektır. Dmın polıtıkaya âlet edılmemesın: devletın kuî ile Tann arasına gırmemesıni ve devlet.n sıyasal yapısmın dinsel esaslara göre degıl, çaçdaş e^asîara gore duzenlenmesım ıfad9 eden ve aklm egemenlığını kabul eden layıkh^ın dıne zaran deiril. yaran vardır Şunu kesinlikle belirtmek gerekır kı, lavıkhk hıç bir zaman dınsizlık demek deg'.ldır. bılakıs bır toplum içınde ya=ayan insanlann, bırbırlennm duşunce, manc ve vicdan özgurlüklenns tam cîarak saygı gostermesi demeknr. l^ayiklık. d.n somurgenlcrmm iddıa ettigi gibi, d'ni hor gjrme veya yok e'me amacı gütmez. Dine en ıçten saygı ancak bu sıstem'.e gerçekleşebilır. Dm, ancak layıklıkıe erdem'ılığîn gerçek relıben olabılir ve layıkhk sayesmde bıreylenn vicdan ve ibadet özgürlükler} en içten ve kusursuz bir şekılde güvence altma ehnabılır Ama ne yazık ki, insanlann dini duygu ve tnançlannı kışisel ve siyasal çıkarlan içın sömurenler, demokratık ve îayik Cumhuriyet düzenıni degıştırerek teokratık bır yönetım kurma amacmdaküer, layikhğı «dinsızlık» oîarak göstermekte; öbür yandan. dinı yok etmek isteyenler de layikhği «dınvzîık» gıbı görmektedır. İşte bu ikilik arasmdakı taraşmalar 50 yıldır surüp gitmektedır Oysa layiklik, kesinlikle dinsizlik değil. dinsel ınanç 've pratıkler alanında serbesthktir. Bu nedenle îayıkUk, vicdan alanında evrimsel blr tışamanın ifadesıdır ve dıne saygının bir gereğidir. Ancak layıkük sayesindedir ki. din. politik çv karlardan arınarak kamu vicdanmdaki kutsal yerinl almıs ve ıktidar kavgalan içın bır sömurü unsuru olınaktan çıkmıştır. Genetbkle. tanmsal üretim Üişkileri temeline dayaîı feodal toplumlarda, hukuk yoluyla devlet yönetımme ve sotyal duzene egemen olan dinler. kapitahzm öncesi uretım ılışküennin yapısal değışmesl sonuci etkınl.ğıni yıtırerek dınîe devletın bırbinnden a^ldıgı layik sistemi meydana getırmıştir. Osrna^h'arda ıse ıçtıhat kepısıcm kapatılarak dinsei kurallarm dondunjlması, Devletın çağdaş gereksın:m ve deŞışırpleri karşısmda dinın durağanlaşması. kamu >psamına bıd'at ve hurafeienn egemen olması va d:nsel kurumların yozîaşması sonucu çağdaşlaşna ve uygarlnşmaya en^el olunması. «layik sistemi» zorunlu kılmıştır. Çunku çağdaş devlet süreklı de^ışen dınamik bir gerçekliktır. Din ise dogmatık olduğu için statiktır, bu nedenle dınle devletin yapısı, konusu ve amacı farkhdır. Onun için dinls devlet bırbırmden aynlmak zorundadır. Bugün bunu idrak etmış olan Islam uluslan da hıç bır zaman teokratık ssteme donmeyı duşünmemekte. bundan 50 yıl önce Türkiye'nin öncüluk ederek gerçekleştırdıgı liyık devrime gecmek için çaba sarfetmektedır. Çünku uygarlık ne k?dar mistık temellere dayanırsa o kadar yavaş. ne kadar layik ve bilimsel temellere dayanırsa o kadar çabuk ılerler. Bu nedenie layikhk, özel'ıkle geri kslmıs toplumlar için uygarlaşma ve çağdaşlaşına yoijnda devrimsel bır zorunluluk'ur. C ehçet01 LOgot, 248 yı! önce yazılmış, Türkçeden ArapçaFarscaya bır sözluktür.. Yazarı, çok yönlü Türk bılgınj Şeyhülislâm Esat Mehmettir. Yopıt. cok sayıda sözlukten yarortanılarak. 7 yıllık bır çatışmadan sonro 1732 yıtındo eı yazması olara|< top'u ma Kazand.nlmıstır.. 1801 yil'nda, Istanbul'da, DarutTıbaotü!mamuretus Sultantye Bcsımevınde çoğattıimıştır. 30x20 boyutlu 851 sayfadan oluşan bu basıdan bırını, dıli nrze olan tutkumu bılen deĞerlı betıkcl Bay İ Monav bano ormcâan etti. Soğ cisun L Lehçet ül Lugat ve Dil Devrimi ÇOK YÖNLÜ TÜRK BÎLGtNÎ ŞEYHÜLİSLAA1 ESAT MEHMETİN LEHÇET ÜL LÜGAT ADLI YAPITI 1732'DE EL YAZMASI OLARAK TOPLUMA KAZANDIRILDI. tasız R harfınln uzun i uniu8ü, sonda noktalı z İle) martz. Oldukça cok yer harconmasına neden olan bu güç yönte mın uygulanmaması durumunda sozcuktsrin doğru olarak okunması olanaksızdır. Yapıttakl öz Turkçe sozcüklere bu yöntemin uygulanmamış olması bu olanaksıziığın güzo! bir kanıtıdtr. Örneğln, Elıf, Vov, Za harflennden oluşan blr sozcüğu en ozından: Uz, Uz. Evr, Öz dıye okuyabılırlz. Açıklamodo «Ibbb» anlamına geldığınl görünco «Öz» okırak okunacaĞını anlaycbılırız. Yüz yıtlard'r sokıncalon g>derılmeye colışıimış olan bu karmaşık dızgeden en sonunfia Atatürk'ün önderl!ğinde4<l Dil Devrlmimizle kurtulmuş olmanın mutluluğunu fluymalıyız Bonlmsemış olduğumuz ya ni cbece'rrlzdeki sekiz ünlü horîle di'lmız buyuk bır tşlerlı§o v& koloylığo kavuşmuştur. Sozcüklerl söylsdiğimiz gibı ya zıo okuyabılıyoruz. Uyanmış okın dil büıncimlîd». Saygın Esat Mehmet'leein çabalarmı deöerlendirebMlyoruz. «Turkçe lesmlş Türkcedir» göruşü İle ei TI z kolumuz bcğ'ı değil. Anodıl söz köklerımizden yenl sözcük'er turete'9k ailımlz;, ar tcn bır hızla cntıyoruz. Bı r ulusun yalnız ve yalnız anadıünl kullcnarav, onu vorsıüaştırarok vücelebıleceği düşüncesını özumsemtş bulunur vo ıız. Sorunun önemlni kavramcyan'arı Inandırrra, oyd.nlatma caba'arından usanmava csğız. Bugünkü d I bayromını bu anlayışia kutiuyoruz. Rüştü ERGUN Akıl. Aliah. Blmı, Hfilâ (h«la|. Homıie, Int.hab. larar (bevl). lyd, Kalb, MübareK. Soro. SercD, Sıhhot, Suol, Şa hıd, foKi d, Vedo soîcüklefi nm bulunmcsı gereklrdl. Bunlorın 2^A yıl önce kullanıimaü klarını düşünmek âoğru olmaz. Cunku bu sozcukıer: Us, Tann tao.â. Yopı, Ayakyolu, Ge be. Ayıtlamak. Sıd'k, Bayrom, Yurek. Kutlu, Tutorık. ligın 6algım, Sağlık. Soru, Tcnık, Cykunmek. Esenlesmek, Türkçe sozcuklerınin onlomlan ve nllrken örude kullanılmaktadT. Bu örnekler bıze, yazann oz Turkçe sozcuk'ere caha cok önem vordığinı gostermektedır. Yopıtta göze carpon b j tur blr ozelltk de, sıra lomada hem Turkcesı hem da Arapça ya da Forscosı gos teri'mlş olan sozcüklsrden Turkcelerınln acıkîanmasına o!mayw dcha eıdır. Bunu, Em = iloç; Sayru=Ha«ta sozcukiertnde csruvofuzGunumuzdo Sayrı bıcımınds kullanılmakta olan sayru sozcuğunun aniamiondınimosı yapılırken, Aropca Farsca soz cüklenn doğru ckunabilmes. ıcın uygulonan yöntemi bırcz oyrıntılı oiarak onlotmak. Dı> davnmımiZin aeger.nı gostermek acısmdan >ara !ı olacaktır Bıl.ndığı gıbi, vuzyıTaroır kulianmış olduğumuz Arap cbecesmdeki ünu harf yeîsrsızl.ğını g,dermek tçın horflenn ustune ya da oit'na fetha, zamme, kesrö... odını alan im ler konulmakta ıdi... Ş mdi Say ru sozcuğünLn nosıl değerlendlrıldığıni görelım: «Mlmın fethl, raı mühma'enin kesrl ve meddı, ohardo zadı mu'ceme İle (M horfinln o unlusü, nok Sözlöğün özefllğl. aevind'ri Cllığı, Öz Türkçe sözcükler» bü yuk ölcude ysr vermtş oltnası dır. Kamusu Turki, Resım'l Kamusu Osrr.ani benzeri soz lükleroe y©r alan ArcpcaFors ça kökeniı sozcüklonn cok ozı Lehçetul Lugofto btılunmak todır. Yazormın onsozae: «Llsanı Türkî'de can oit:p beynımlzde mesnur ne Ise ge rek Türkıi sah'h gerek Arabıf galat ve gerek Farlsi ki Türkî olmak üzere beynel encm şayı ve zayı (herkesın b'Idıği) onı takd m edüp » demesın» karşın yapıtta, oniam ven'e cek sozcükler S'rasında ArapCa ve Farsca sozcukierın azlı ğı hemen goze carprnaktadir. Eğer yazar, kıml değerlendırlcl terlrı dusündöğü gıbi, ünlu düşünürömüz Ziyo Gökalp'ın söyledığı «Turkcelesmış Türkcedır» savından yola cıkm>9 olsaydı acıklaması yapılacak sozcükler sırasındo: Çagi'Tiızda boyîe sözler mumva'ar müzesins kaldır.ldı, aıa\ d alındı, majcardya takıidi; rr.ızah yazarları da ışm gırgırına g^rere/t ozdeii'î>cr uydurmaya başladüar. İşte birkacı. Elektnktekl Volt sözcü^ü eîektriti bulan Voltaire'den gelmektedır • • Otobiyografı otomobil tanhırJ ıçerir.» « Tiryakiler Nıkotm'a ne denli saygı duysalar, borçlarını ödeyemezler » • Benden size bir öğüt Büyük adam olamadıytantz biie büyük sözler söylemeye çaJışm. boç vakitlerinizı böyleoe değerlendirin. Büyük lâf etmek eğlenceli ugraştır ve insan kısa sürede şaşılası bir üretime yöneîir. Sözgelimi başhyahm. Ögut öyle bir maldır ki satıhr; alınraot Sagır, sakız çigneyeni konuşuyor sanır. Akıllı posta memuru dagıtacagı mektuplan posta kutusuna atan adamdır. Kesekagıdına çuruk armutlan doldurup sana satan manava kızma! Armudun ıyisini mi vereydi? Geyığin boynuzu öküze teselli sayıhr. Görücü yöntemiyle evlen ki sonunda «ne yapayım. ben seçmedtm» diyebilesin Hırt'ın ha'sına tii çekersen tırt olur, tırt'ın ti'sine yuu çekersen yurt olur Yurt bilgisinin etimolojisi budur. Ne kadar ıstırsan ısıt; su yine de ateşi söndurur. Bir koltuga iki karpuz sığmaz; bir baOkabagı •ıgar. Para bütun fenalıklann anasıdır dlyen, acaba fenalıklann babasım da tanıyor mu? Dalkavuklugun merdiveninde basamaklan tırmanmak insanı yukseltmez; alçaltır. Suda yalnız yüzülür, havada yalnjz uçulur, ama toprakta yalntz yurünmez; sunlnulür de .. Herkesin zengin olduju yerde zenginlik; herkestn yoksul olduğu yerde yoksulluk yoktif Düsünuyorum öyleyse vanm diyen aptal, •varhgım muhayyilesine borçlu demektir Nal ugur getirse beygire getirirdL Güneş batmadan akşam olmaz Dogru söyleyeni dokuz köyden kovmuşîar, o da kentte yaşamaya başîamıs. Herkesia anormal olduşu yerde anormaî normal sa.yıhr. Yurdunu Tatarundan çok sevenin oezası idamdır. Yolda kalan dolmtıs, petrol flyatına bozulmu? damekür. Ve son bir özdeylş: EmeSln emeklediftl koşmaya kalkan aydının bacagmı kırarlar. gS.",l ' ' ANKARA İKTİSADİ VE TİCARİ JLİMLER AKADEMİSİ BASKANLIGINDAN AVod«mlmlze bağît Tip ^3S<aiteslnde 1765 soyılı Oniversıtâ Personeı Yasası \ e •nesle.<!erına gore Safi.ıK < Personellnin Ton Sare Çoiışma Esaslarırvo aoır 2162 sayılt yasaya gore calıştırı'mak uzere aşcğıoa yazıit biiım daliartna OGRETIM GOREVUSl ve A&ISTAS alınacaktır. BİÜM DALI Noro^lrür)! Dahlllye Ortopedl v» Trovmatoîoil Anestezı ve Reanlmasyon Ortopedl ve TravmatOıOii Nörolojl Çocuk Sağ!ıği v* Hastaîıklan Uztpon öğretîr GSrevHsJ (Uzmanhğı Gastrosntero!o|i dalıncia) Uzman Öğretim Görev.ıSl Asıstan Asıstan As'stan Aslstan Avrapı, Amerika rt Japonya'da çeşîtli hângî kurlardan alinıp sattldığını bilmek zorunda nsısmiz ? Akuı, pîatin, gümüş gibi degerîi madenlerin fıyatlarında gun içinde meydana gelen de'gişmelerı bilmeniz ijiniz için gerekli mi ? Osafei'da p&muk ipl%i ve sentetik elyaf fiyatlan ilginizi çeker mi ? Resmi Gazete yaytnlandıktan hemen sonra kararnamelerin neler içeraiğini bilmek iscermisiniz ? 40* Seckin firmadan biride IsteMüerin di'ekce'erina ekJıvecekleri Ğ2g9crr>!ş'eî1 t 1 varsa bilimsel calışmaları ve IVı aCat •o oğrc"'o 9 0 'SSO gürtü calışma saotı sonuna Kacior Akademı SaşKanıığına boşvurmaları rıca olunur, NOT: 1) Asıstcnlorm Yabancı D;' Smavı 15.10.1980 guiu Saat: 10.00'da Kozanan'arın Bıllm Smavlan 17 10 19S0 gunü Saat: lOOCToo yapılacaktır. 2) Postadcfci gecıkmel«r nazara almmoz. THA Hangi scktörde, hangi dalda olursanız olun, işinizi yönetirken daha saglıklı kararlar aiabilnıenız, daha karh yatırımlarda bulunabilmeniz için "Bilgi akcarımı"' alanindaki hizmetlerini size sunuyor. TCrk Haberîer Ajansı, yurtiçindeki haberleşme ağından ve yurt dışinda isbirîiği yaptığı Reuter'» ajansının ekonomik servislerinden eiektronik naberleşme uydulan ile : oranlanna, ı dünyasını ilgilendiren kararnamelerinden. gunün ilginizi çeken oîaylanna kadar her turlü bilgiyi, THA size aktarabilir. ltgi duyduğunuz bilgiyi sorun, size yardıma olmaya çalısaüm. Q Ayrmtttt bilgi: Türk Haberler Ajansı A.Ş., Basın Sarayt Cağaloğlu • htanbul T#r: 27 31 $3 28 50 €0 (7 hat) Teleks : 22 30422 281 thmtr •Teknîk aiuıaklvima, b* hHmtti ytfau 40 Hrnuy» tunmıy* yeteriîdir İLAN İSTANBUL 1. SUUH riUKUK HAKıMLI&'NDEN 930/134 Ves. Mehmet Fahrettın ARSLAN hastalığı sebebıyle M. K.'nun 355. maddesi gereğince hocır altına alınmasına ve i'endısına cnnesı Zulfl ARSLAN m VA3İ TAYiNİNE. veıayeî altinc k o i j l masına, 16 3 9£G îannıtıüd karar verılaı. llan oiunur. 23 9.360 (Bastn: 6583) 5419 Berrln KÖSEOÛLU l!e Guven KAYNAK evlendıier Kadiköv 25. 9.1980 35. i& ^ ± ıCurn^urı/et • 5415) (MVERSİTEYE HAZIRLAMA LİSESONLARA4EKİM Lise2.sınıflufQ:4Ekim Beklemeliler:! Ekim dtnesi mura Sshfb! : Cumhurîr«t MatMaeılık Te GazetedUk TAŞ. sdısa : NADrB NADI Genel Tay= S. T ı c l f t a i UOdOra : Oktay KWtTBÖKE CUMHURİYET ABONE ÜCRETLERt 1 tct «» Vun (b*l 500 TA K V îM tt M Gune» ö*!« B%SIN AHUUC YtSASINA VTM.4YI I U H H V I EDER •> BÛBOLAB : ANKUİA Konur Soksk 24/4 Yenisehlr Tei : 17 Î8 ZS 17 38 «6 Müesseee Müdürü : Emtae CŞAKLIGtl. 18 33 35 Basan ve yayan : CumhurtyBt M«tba»cüık « JZMÎR: H»]t Ztys Bo!v»n Ve «5, KM: ve Gîzevn'lk T >> Ş C?»a;oğlu Türkocs 3 Tel : 35 47 39 13 12 30 A AOANA : Sı Cad No.: K 4 1 . Posta Kutusu: S46 Atatürk Cad. T Urk Huva Ktırumu lş Hanı Kat : 2 H o : 13 T*l : U S50 19 'İ31 ISTANBCL le',p f 33 : ÎC97 08 S 809 1800 « :«» İ£X Ucak ücretl grupianna rt »gırüftına göre aynca ujpilacır. Ankara Abor^ v« îian Tsl: 18 SS 35 4J37 16 28 e« 19 Cî jsoe 30« tCumhuriyet 5413) (Murat Rek>om: 1552? BIÖ8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle