Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 12 EYLÜL eçmişi anlatan kltaplard» «tarfbMt •* lay.ın ne deme&e «eldigini kolayca a » lıyoruz; diyellm savaslar. lçsavaşlar, devrUnler, devletlerin kurulmosı T» batma«. krallann, imparatorlann, devlet adamlanıun yapıp ettikleri oluşturuyor tarihl. Am» tçinde yaşadıgımız. bir yı&ın olaydan hangVginin ilerde «tarihsel olay» dlye nitelendirt< leceğini ayırtetmek hiç de kolay degil. Sab&hleyin kalkjyorum, çayımı içiyorum, gazeteml okuyorum, «onra iatme gidiyorum, lşlm ne ise onu yapjyorum. sözgelişi akşam bir tiyatroya gidlyorum, btr arkadaşıml» toplum ya da sanat sorunlannı tartiîiyorum. «onra yatıp uyuyorum... Bunlarm biç blrl tarihe geçmeyecektir. (Nitekim Onlü Sartr* Camus tartışmasında, Camus, Almanlara karsı ciirenlş eyleml içinde tarihe girdiklerini yazmışh.) Demek biz beait lnsanlar tarlh yapmıyoruz, hatta hangl olaym tarih olacağını da bilmeden, başka bir deyişle, tarihin dışında yaşıyoruz, önemli slyasal olaylara katılmamızda ls«. o olaylann tarihsel niteliğini anlamıs, öngörülü büyük adamlann etkisi açıktır. Mustafa Kemal, ulusu, kur tuluş savaşının zonınluluguna lnandıraus. ü. Ne dersiniz, yalnızca büyük adamlar nu yapıyor tarihl? Yoksa biz de onlara yardını ediyor, yol mu açıyoruz? Sartre, bireye »eçme bilincinl aşılamak istemişU, hem de seçerken bunu yalniz kendimiz için degil, butün insanlar için vaptıgınuzı söyleyerek. Dogrudur diyelim, ama koca bir toplumda benim «seçme»mln etkisi ne olur, tarihe nanl yon Terlr, bunu açık seçik bilemiyorum. G Ç olaylar ve görüşler Tarihi Yapan Kim ? Melih Cevdet ANDAY ) Gunlük yasam yeglemeleri içinde bilemJy*. rura. Sözgelisi, 9u gazeteyl degil de, bu ga. zeteyi secen basit bir yurttas, bütun dileğine karşın, herkesin o gazeteyi okumasını saglayabilir mi? Ancak. seçlmlerde oy kullanmak, btr «iyasal partiye girmek, bir grev» katılmak, klmi siyasal duşünlen yaymak gibl, daha ust duzeyde birtakun etkinlikler de vw ki, bımlann. kesin' olmasa da, bir toptumun gldlsini etkileyebilecegi. böylece de tarthln oluşumunda rol oynayabüecegini düsöneblUriz. Ama bireylertn kendi istem ve istenç l«riyle katüdıklan bu tur olaylar, onlann beklediği geleceği gerçekleşürmeyebillr de. Bakar8imz, sosyalizme yönelik oldugunu gör dflğümüz bir toplum, faşizme vanmştır, vara vara. Peki, tarihin gidişinde basit lnsanlann hiç mi etkisi yok? Büyuk adamlar, ya d* rastlanttlar mı yapıyor taribi? Gerçt «tarOıt bw«nlann yaptıgı» »an dogrudur. Başka kim ya da ne yapacaktı ki! Ama bu »avı ortaya atanlar, «onlara verilmiş kosullar içinde» sözünü eklemeği unutmamışlardır (Engels). Demek sadece şöyle ya da böyle olsun dileği yetmiyor, içinde bulunulan koşullann da geleceği oluşturmakta büyuk payı var. Koşullar ise, bize geçmiîten verilmiştir. Böylece blz. tarihl yftnlendlrmek için, geçmigten verilmis olar na kendi lstemlerimizi katacagız. Doğrusu aranırsa, biztm istemlerimlz de bize verilmiştir. (Bireyde seçme özgurlügü bulan Sartre'ln «bireyci» sayılmasuun bir nedeni de burada aranmalı.) Demek koşullar ve Istemlerimlz, iklsi de, geçmişten dönuşme. dir, Yoksa tarthsel gelişim olmazdı. öyle ise, yannı geçmis belirleyecektir. öyle ki. gunümüz, dunle yann arasında, bize verilenle, bizim yaratmak istsdigimiz arasmda bir geçis döneminden, başka bir deyişle, bir riireçten, otunnamifl, kaypak bir durumdan ba^ka bir sey değildir. Şunu da ekleylvereylm, «yann da bir «bugun> olacagına g&re, bu durum, bir «son amaç>t içermeyecektir. İçerseydi, tarihin bir son amaa bulundugu savj (Hegel), bu gizemci sav dogrulanmıs olurdu ve elbet trnumm tarihi yaptıgı suya duşerdL önce funu saptamakta yarar buluyorum: Tarlh, bir bilim olarak. geçmişin yorumundan başka bir sey değildir Biz tarihten, ancak dünu, onun da ancak belli yonunlannı Agrenebillrlz. (Dogru olanı degil, çunku tarih, tarihte olanlan dogrulamaz, yorumlar). Gecmişln yorumunun ise, gunümuz gerekee melerinden dogdugtınu sdyîemegi unutmaya lun, Sözgelişi, tngiltere demokrasiyi kurmağa kalkügmda. Ingiliz tarihçileri. bu girişim İçin geçmişto bir örnek aradüar ve Atina de mokrasiaini yorumlayara* Mr tarlh diler. Oysa Atina demokrasisinde köleler var dt. (Buna «dogrulama» denemez..> Bu durum, görmezlikten gelinmiştlr. Çünkü înglliz demokrasisinin de köleîere gereksemesi vardı. Bu kez, Atina demokrasisinin yalniz ca AtinaJı yurttaşlar İçin (köleler için değü) kurulmuş oîması gibi. İngiliz demokrasisi, İn giliz burjuvazisi için yaratılacaktı. öj'le ise, ömeğimizdeki Atina demokrasisi, gerçi tarih olmuştur, ama o gün için degil, çağımız için ve bu tarihin Atina'da. bugun inanılan domokrasi biçiminde düşunüldüğünü savunama yız. Demek tarih bilimi, bize gunümüzu ve rememesi yanında, geçmişi de ancak günümu zun kimi istemleri açısından değerlendiriyor. tındj, gunumüzün tarihsel gerçeğini. biz an cak yarından, yannın yorumımdan bekleyebiliriz. Yann ise, bir oluşumlar sentezi, bir gereksemeler karsıhgı nlteliginde gerçekle şeceğine göre, hiç bir birey onu bugünden kesinkes açıklayamaz. Böyls bir girişim, eski sözcukle. «kehanet» oîurdu. «Kehanet» ise. ak:lîı insanlann uzak durduklan bir kesörim biçimidir. Bütün büyuk öncüler bundan •akındıklanna göre. basit bir yurttas ne yap •ınl... Pakt tarih yaptıguu bilen ktnzse olmanus mıdırt... Elbette olmujtur. örneğl yaJan tarihinıizden alalım: Atatürk. Anadolu'ya geçip Erzu rum, Sivas kongrelerini, Müdafaa1 Hukuk Ce miyeti'ni, sonra Ankara'da Büyük Millet Mec lisi'ni kurduğunda, Türkiye'mn yarınma iüj kin bir ülkuyu gerçekleştirme çabası içinde ldi. Ataturk. başanya ermeseydi de (ermeyebilirdi, Kâzım Karabekir Paşanın kendisini tutuklayabileceği olasıhğını düşünürken arkadaşı Rauf Beye. bir çiftlige çekilme tasan sından söz eüniştl), yine tarih yapmış olur da. Şunu demek isüyorum, tarlh yapan klsi hr. fü« 8e baganym ernîs Idşfler degHIert3)r. Robespierre. kafasu» verdi, onun kurulması na yarduncı olduğu tarih daha surüyor. Top lumun hangi olaylar birikiminden sonra, na sıi değiseceğini önceden bilmek oianaksızdır. Çünkü yaşanılan günün tarihi yoktur. •gün» ancak «geçmis olduktan sonra bir ta rih edinir. Nitekim Atatürk de. Cumhuriyet kurulduktan. demek devlet biçimi değişip tarih ortaya çıktıktan sonra büyük Söylevi' ni venü. Demek Atatürk. tarihini yaşadL Başka örneklere gitmeden diyeceğim ki, görünüşe baküırsa. basit insanlar değil. dö nüşümlere önayak olan sivrilmiş kişiler ya pıyor tarihi. Bize «tarih* diye sunulan öykü. siyasal. toplumsal değişimlerin sıralanması ve yorumlanması olarak kaîdıkça. «tarihsel» olanla «tarihse! olmayan«u ancak devîet kurucular. devrimciler. bir de (ne den li yanıîırlarsa yanılsınlar) karşı devrimciler tanımlayabiliyorlar. dile getiriyorlar. Daha gerilere gitmeği gereksiz buluyorum. Sözgelişi Sezar'da tarih bilinci yoktu. şeref. ün duy gusu idi onu yöneten. tarih yenidir. o kadar ki, ancak günümuzde. yeni yeni oluşmaya başladı. Demek tarih bilinci de o ölçüde var dır. Bu durumda, bırakalım. işleriyle güçle riyle ugra.şan yurttaşlan. siyaset adamJan da çoğunlukla yoksundur bu bilinçten; yok •un olmasalar bile. yarına bağlı olan tarihi nasıl kurabiîeceklerini kesinkes bilemezler.. Şu kısa yazı içinde varabilecegim sonuç lara geleyim şimdi Tarihi etkilemeyi kendi te keüerinde sayan siyaset adamlanm hiç an lamamışımdır. Gerçi bildiğimiz tarih «tarih»i onlann yaptıgını söyler gibidir. ama bu gülünçtür. Sivaset adamlan. topluluklarda bi rikmiş istemlerden. gereksemelerden yola çı karlar. ama gene de tarihi yarattıklan du şü içinde büyüksenirler. Hepimiz «tarih»i ya pabiliriz. tıpkı siyaset adamlan gibi. yannı tam oîarak bilemeden. Karamsarbk. biz ba sit insanlardan uzak olsun!... Tarihi kendi kö selerinde, sessiz sessiz yaratan başka kişiler de vardır Siyaset adamlannın bilmedikleri. ya da bihnezlikten geldikleri, sanat tarihi, bi lim tarihi dlye başka tarihler bulundugudur. Bunlar olmasaydı. bize •tarih diye verilen sey de olmazdı. Ama nedir sanatın. büimin tarihi?... Başka bir yazımda ele alacagun bu konu yu.. Ne yaparsınız, gazete yazısının ölçüsü ne uymak zorundayım. Burada ortaya attıgım sorunu açık seçik bir sonuca vardıramadımsa, okur bağışlasın beni. Ben de düsü nürüm. okur da düşünür, yann daha iyi bir yoruma vannz. bakarsınız. thsan Sabri*nın Eski Dosyaları.. Z aman ne çabuk geçiyor. Hesapladım; Cumhurbaşkanı Vekili Çaflaya»gil altı aya yakın bir süreden ben Çankaya'da bulunuyor Çağlayangil'e Dışişleri Eakanıyken diplomast dunyasmda «Çarli» adı takıhnıştı. İhsan Sabri Bey kurnaz ve zeki bir politikacıdır. Tannan« sesiyl» a^ır agır konuşur, sözcüklerinı seçerek lâfmı surdürür, önunü ardını hesap sder. Şimdi Çankaya'dald koltuâuna ısınmış gibidir. Kontenjan Senatörleri ara^ sına 5 kişilik bir sağcı kadroyu yerleştir.niştir. Ecevit'le Demirel'i Çankaya'da sofra başına çağınp iç politikada etkin bir rol oynamaya çalışnuştır. AP'nin sadık bir üyesidir; şana, Cumhurbaşkanlığı görevlerlni yüniturken bir tedirginlik duydu*u izlenimi doj.muyor. Altı aydan beri böyle yurüyor Zaman ne çabuk geçiyor Vaktiyle bu köşeden Sayın thaan Se.brTy» btr açık mektup yaznuş; 2 temmuz 1967 gunu (demek ardan 13 yü geçmis) Çal'îayangil'e ilişkin dört senato kararını S aralık 1966 tarihli Resmı Gazeteden bu köşeye aktarnuştım Neydi o kararlar? Birlikte okuyalım. «Resmi Gazete, 9 aralık 1960 Cumhuriyet Senatosu Bursa üyesi thtan Sabri Çağlayangü'in dokunulmazlığı hakkında karar no 35, karar no. 38, karar no. 37, karar no. 39.* Kendisine Orman Kanunüna muhalefet, zimmet, adam öldürmeye tefvik. tahrih ve iğfal etmm / fiilleri isnat edilerek yasama dokunulmazhğının kaldınlması istenen Cumhuriyet Senatosu Bursa üyeti thsan Sabri Çağlayangil'e isnat edilen füllerin vatıf ve mahiyetine göre Anayasanm efinci ve 79'uncıt maddeleri ile içtuzüğün 139 ve 140'mcı maddeleri uyarmca hakkındaki kovuşturma ve yarguamanm üyelik sıfatmın sona ereceği zamana bırakılmasıfeararlaştırılmıştır.* Demek ki orman suçu. zimmet, adam Öldürmey» teşvik ve tahrik. iğfaj etme konufannda Çağlayanğiİ için kovuşturma dosyalan düzenlenmiş. Bunlar çok agır suçlardır. Sonra ne olmuş? Belki o günden bu yana kovuşturma aekıda kalmış. Belkl simdl Çankaya'da bulunan r« Turkty» Cumhuriyeti devletini temsil eden thsan Sabri Bey yargılanıp da zimmet, adam öldürmeye teşvik, igfal etme suçlanndan aklanamamış; belki 1974'te çıkanlan af yasasıyta bağışlanmış. . Bu konuda kesin bir bilglm olmadığından Çaokaya'dan doyurucu bir açıklama bekliyorum. Yavuz'un son günleri Şakir BALKI 1911 yılıodo Almonyo'do tentz» Indlrtknlş okm Oo»ben (Yavuz) zırhlısı, 1912'de hlzmeîe alınnifş ve bir çok Oörevler üstlenmie. önefnll savoslora gırmıştir. Bir süra önce Cumhurlyette yayınkınan onılor tru dönem* oçıklık o*tfrrnlştir. Birind Dünya Savaşmm MtimSnden •ofvra lstinye'de ve Tuzla açtklonmlo demiril duran Yavuz, izmıt tersanesmın önune gelml^ vo burasmı kendlslne hmon yapmıştır. Kısa ve uzun geziferinf ve görevlerinJ süroüren Yovuz, Gölcük fsrsonesln'n bftlmt üzerine. us değıştirmlsflr. Gölcuk önlertade derılr oton Yovuz, btr Fransız firmosınoa uzun sOren bir gertef onorıma oiınmtstır (19261930). Cumnurlyet dönemfnd» d» çöfw(rrt boşonyto rw» AmJral geml« Yovuz, en büyük ve amom«t o Atatürk'ün Kutsal naşınt Istonbul'don oltp Izmlt'a toş* mokia yerine gettrmiştir. Bu torlhse» görev Yovuz'un en büyük göreviydi. 19 Kosım 1938 gönikıü gösteren Wfcv/m yaprofctan. O'nu» izmfr« göllşirri ve çok »evdi* Anodolu toprağını kucakloyısını noktcriıyordu. 19 Kosım gocesı özei tren Ankora'ya v« Anadotu'ntın boflrtmı suzülürkan. Yavuz <Ja Ataturk'e son »oyoj nötetlnl yert* ne tüm orturuyla getlriyofdu. Ycvıa nrtılısı TörV rıolkı lctr b»r çor*t oJduflu kodor oa b«r umuttu öa. Bu umut Birlrtcl Dünya Sovasi günterinde oluştu. Cumhurfyet döftemlnde de donığuna ulcştı. Yavuzu görmek ve onda askerttk yopmok bile tn* ecna oyrı oyn duygulor kazondınyordu. HalKtmızca Yo^ vuz bir sovaş gemısi değil, bir destandı. Yavuz lcin yozıimış şiirler ve saffcılar, öyküler hâtö ditterdedir. Yavaş yavoş Yovuz yoşlortıyorchı, oma bu yoşlanış oru küçöltmüyordu, oksine yüceittyordu. Yavuz ştmdl nerede? Yovuz'u görenter vor rm? Soo oöiarım nasıl ördü Yavuz? Nostl yıttl? Nereye ffittl v» nasıl gittl? • Soru v» sorutor» Yıllor önce Yavuz. Gftcâk KozıMı tsketesınm önüne otındı. Çevreslne ceük oğor çeklldi, kOcuk kücuk çamandırolor dizlldi. Burada sörevtnl sCırdurmeye başladı. Sancağtmızı ve keodi forsunu burada yıUarco dalgaiandrrd) Yovuz. Yıllar ytlton kovataymco. Yavuz buradan olınıp, Gölcük tersonesl nhtımına kıçtan kara edildl. Burada da yıllar yıllan kovolodı. Buradan oa yol gözüktü, nereye? Hemen remorklar etrafim Jidıtor v« kendislnl Seymen önüne getlıip bırakttlor. Bunm O** niz Kuvvetlerinin bir başka iskeiosfydt Seytnen, Izmlt'rn tam korsısina duser. Somanlı tonndan aşağı bakılınca, Seymen denizle koyun Koyunodır. Yeşılliklerle oevrilidlf» Bu yeşilüklerin orasındo, Makina Kimya Kurumu'nun bir sökum santfvesi vordif. Yavuz kendisine uzanacak sthlrti bir eti ml bekltvordu? Yoksa kendi yrtişini ml noktaltyordu? Evet, şanlı v» oörkemll Yovuz yavaa yovos tükenryordu. Yovuz, Hazlne tcafından MKE'ye. satrimtştı. Ve bu kurumun « • •• monlan Yavuz'un baçına uşuşmuşlerdl. 1975'lerde olsa gerek, bu satırlann yazan. bu söküm Işlemlertnl yokındon gözlemek istadl. omo bcşaromadi. Kurumun bokcisJ ona, tYasok!» oedl. Amo Yavuz'un sökulmüs houm. az uzokton da o(sa aöreblkü. 8u söküm tsierl yıllarca surdO. K)c kuskuauz. Yavuz'un Mr cok değertl parçoian eökülmüş ve ilertd* Mr «Yovuz Muzesl» oluşturmok omocı lle ilgillierc» korunum cltına âzenle alınmıslı. Hatta gözetteme v» kumanoa mohallinf taşıyon büyuk dlregf, btr ver» dlkihnek tç)n. onartm tskelesMn kara tarofına cekllmtçR. 1911 ytltndo başlayon btr Yovuz oerpeğl, yaşam v« •ovos seaıveolerim de, turkülerirri de, anılonnı da peşine tokorok 1975'lere dok geiebildl. Yavuz'un aorçek kimlifll ve övkusu belkl Kende oynntılanyla, yanstz gözlemciler torafındon yazıtacoktır. Ama onun yltis öyküsü de boşlı bosına bir serüvendl. Bombardimonlafin ve mayınlorın yitlrtemediklerl Yovuz MKE koynakçıtorımn kesme lomboion oltında doğrona doğrana <at: 23100 tontuk Yovuz nrhltsı. böyle kesile blçile yok olttt 1914'de blzHn oton bu seruven ve onıta' Vovuz, Turk sovaş denizcHiğine partak savîa'a' s Seymen'de, fzmJt untorinda ökJü. Zoten van. cm öwo»ıv* , bu «ulardo yosamiM sörduruvordu Y argıtoy Kararton Derglttnin Ağustos sayısında Yar flıtay ü&za Genel Kurulu' nun ilginc bir karorı yaytmlandı. Yasak kltap sözünun sık a:k kullanıldığı günümuzde ba sın suçlarında dağıtanın sorum lulugu konusu daha bir 6nem kazandığı, Yorgıtay da bu konuya çok degişik bir yorum geİMdıfil İçin üzerlnde âurmakto yarar görüyorum. Bosın Yososı'nın konusu. yayımlanmok üzere ceşltll aroçkırto çooaltılon yazı, reslm gibi basılmış eserlerdir. Gozete gıbi, dergi gıbı belli oratıklarla yayımlanan basılmış eseıiere yosada «mevkute» deniyor, Bu tür yayınlorkj işlerten suçlarda dağıtanın 6orumluluğu söz konusu değildır. Basın Suçlannda Dağıtanın Sorumluluğu # YARGITAY CEZA GENEL KURULITNUN, BASIN SUÇUNUN TANIMBSDAKt «YAYM» KURALINA YENİ YORUM GETİREN KARARI BASIN YASASINI BÜYÜK ÖLÇÜDE ORTADAN KALDIRICI BİR NİTELİK TAŞIYOR. lerin kendi bölgelerlnde basılmasını yasaklamışlardır. Bu yosağa oykırı davrananların ey lemi Sıkıyönetim Yasasının 16/ 1 maddesinde yeralan bir sık:yönetım sucunu oluşturur. 8u rada yayım kosulu aranmamış, eserin basılmış olması yeterli gorülmüştür. Ancak oluşan suç basın sucu sayılamaz. Cünkü Sasın Yasasının belirlediğı suc lordan değildir. Anlaşılacagı gibi basın suçlon, yayımlanmış basılı eserlerle işlensn suçlar ile Basın Yasası'ndo yazılı suclardır. Komünızm propogandası bosın yolu lle yapıldı mı suç bir baeın suçudur. Basın Yasosında yazrtı olmayan, ancak basılmış eserlarle işlendiği için basın su Cu sayılon büfün öbür suçlor gibi. Nitekim kararo konu olayüa sanığa verilen ceza, yayım yolu ile suc işlediğl gerekceslyle yan oranda artırılmıştır. Acıklamaya çalıştıflım ne» denlerle dogru bulmadığım Ge nel Kurul kararının sonjçlorın dan blri. yazar belli olsa, yargılonso da dağıtonın sorumlu sayılması olacoktır. Basın Yasası'nın sorumlu kıl rr.cdıgı gazets, dergi gibi yaynlon dagıtanlar do sorumluluktan kurtulamayacaklardır. Basın Yasasının öngördüğu özel yargılama yöntemi ile kısa Güreli zamanaşımı do uygulan* moyocaktır. Basın sucu sayılmayacak a* ma basın yolu lle Işiendl dlye ceza ağırlaştırılabılecektlr. Sözün kısası Yargıtay'ın bu kararı Basın Yasası'nı büyük ölçüde yürürlukten kaldırıcı bir nitelik taşımaktodır. Oysa yasa yürürlüktsdir. Kararo kattlmayan üyelerden sayın M. Uygun'un karşı oy yazısında belirtildiği gibi: «Kitabın yazan M.D. hakkındQ acılan dava Bosın Kanununun 35. maddesindeki a/tı aylık sürenin geçmis olması dolayısıyla duşmüştur. Yonl yazar bellidlr. Basın Kanununun 16. maddesındeki kademell sorumluluğun birlncl mertebesindeki kişl belll olduğuna göre, en son kademe» slndekl dağıtıcının, vanı sanrflın sorumlu olmaması gerekmektedlr.» Avunturruz Ceza Genel Kurulu kararının bağloyıcı olmayışı lleride degiştlrlleceği umu dudur. Mahkemeler gene de Basın Yasası'nın 16. moddeslnl gözönünde tutacaklardır. 8OYA0I OEÖİŞİMİ • Ctvril Asllye Hukuk Haktmttfllnln 30.6.1980 tarlh esos Noc 1960/238 ve koror No: 1980/ 284 sayılı karanyle DUĞAN oton sayadımı OOĞAN olarak duzeltilmlştlr. Ismoll DUĞAN (DOÖAN) • Kastorronu Taşköpru Nüfus Idareslnden aldığım nüfus cüz danımı, 10.9.1980 tarlhinde kaybettim. Hukümsuzdür. Emln GÖKGÖZ Kltap, bıldirt gibi beill arolıkloria yayımlanmayan basılmts •«erlsrl* Islenen »uçlardo cexa •orumluluuunu belirleyen Baain Yasasının 16. maddesl •öyle den «Mevkute tanımına girmeyen basılmış eserlerle i%lenen suclarda ceza aorumluluÛu. sucu oluşturan eserln yozanı. yazan, çevirenl veya otzenine fail belll olmadığı veya bu kimse aleyhine Türk mahke melerinde dava ocılamodıflı ve ya kendisinin bilgi veya iznl dt şında yoyınkjdığı takdlrde yayınlotona, yayınlotan belll oımodığı takdirde eotana ve dağıtana aittir; 8.5.1979 gün, 2231 sayılı yosa lle deâlştirllmeden önce «...Bilerek satana, dağıta no aittir,» denümekte Idl. Ycrgıtoy Cezo Genel Kurulunun sözünü ettiğım 24.3.1980 gün, 116 sayılı kararındo i«e; «Anılan eserın yozarı ve yayıncısı belli olduğuna gör« sonıÜın 5680 sayılı Basın Kcnununun 16. mcddesine uygun so rumluluğundan bahsedilmezse de, anılan yasonın 3. madd« 8orumluluğundan bahsedilmesl herkesin bileceğl vsya gerekeceği yerterde pösterilrnesi veya dlnletllmesl veya satılmast veya dlnletilmesl veya satması veya satışa arz «neşir» soyıtır. Rllln aynca suç teşkiı etmeei Ekrem ALPTEKİN (Cutnhurtyet Sovctet) hall fnüsiesna olmok Cızem ba aın sucu neşır ite vucut bulur» fiükmürm yer verilmış oiduğundan, aşağıda etraflıca açıklonacak neaenlerie, «suc konusu kttcbm içoriğım bıierek dağr tan sanığın eylemi Basın Yasasına aykırı davranıştan ayr: bir suc oian komııntzm propogandası suçunu oluşturur.» de ndmektedır. Kararın sonrakl bö lumlerinde başkaca oçıkionrva yapılmamıştır. öenel Kurulun gerekçe okırok gösterdiği Basm Yasosınm 3. maddesi, önce yayım (neşir) eylemml tanımlamış. sonra da durumun daha bir açıklık kazanacağı kuralmı koy muştur. Yoyım olmadan do •uc savılan eytemm bu kurolm oışında kaldıgını belirten bir tümce paroasındon Yorgıtoy bamboşka bir anlam çıkarmıştır. Basın suçunun yayım ile oluşacağı kuralının dışında koian bir suc örneğini Basın Yosasının 29/2 moddesinde göruyoruz. Mahkemece gönderlien düzeltme yazısının basılmaması. Burada yayım yok ama bir basın sucu vor. Yayım olmadan da suc sayıton. ancak basın sucu sayılamayacok daha bir başka örnekle durum daha bir acıklık kazanır. Sıkıyönetim komutantan birtakım gazetelerin, dergi Ancak Resml Gazete'nin belgeleri ortada durdotuna göre bazı sorulartn çengeli kafama takılıyor. Bir kez böylesine suçlarla yüklü kovuşturma. dosyalannın dokunulmazlık engeli nedeniyle uzun yülar askıda kalması dogru mudur? Diyelim ki adam öldurme ya da bir kızı igfal etme suçundan sanık olan kişi. ömür boyu parlamenterliğini sürdürebtlirse, yargılamadan ve adaletten kaçabilecektir. Hukuk «çısından sakıncalı bir durum ortaya çıkmıyor mu? Bu genel bir hukuk sorunudur. , Bir de özel durumlar var. * " Eski Cumhurbaşkan) Korutürk, ban konularda çok duyarhydı. Sözgalimi orman suçlannı. bağıslayan yasayı veto etmişti. Oysa şimdl Koruturk'un koltuğunda orman suçu işlemekle suçlanan îhsan Sabri Bey oturuyor. Korutürk, 12 Mart'ta yargılanıp aklanan Prof. Ugur Alacakaptan'ın Içişleri Bakanlıgına getirilmesi önerisine salt bu oiaydan dolayı karşı çıkmıştL Oysa şimdi Koruturk'un vaktiyle oturduğu koltukta adam öldürmeye teşvik ve iğfal suçlanndan •anık thsan Bey oturuyor. Hey gidi garip dünya! TUridye Sosyalist İşçi Partisi Beyoğlu Üçe Kongresi Toplantısı ÖZGÜRLÜK ve DAYANIŞMA (TSÎP Genel Başkanı Ahmet Kaçmaz vm konuklar konuşacaklardır.) 13 Eylül Cumartesi 14.00 Tepebaşı Gazinosn (Cumhuriyet 51«tf VEFATLAR İÇİN Aa gflolertnlzl psylaşaa JSLAM CENAZE ISLERİ bir MtoIcala emrİBİzdedlr. Gasete üsnı Te ^i"""'1'1 ınuaaı»lalsr, doktor raporu, defln ıuamth, bstim *jası, devlr helva, şeter lçl«t rapüır. Hassasiyeüe ve titlıUile terlnlzl denıbte «der Perde Aralığından Nadir Nadi YALÇIN DOĞAN IMF Kıskacında TÜRKİYE (1946 1980) TOrklye'deki sryosal Iktıdarların IMF lle Hlşkltert DÇM'lerden yararlanan tüm flrmaların tam lıstest, IMF sözlüğü. Bu kitaDta sergllenlyor. Tüm kıtapçılarda. TOPUUM YAYINEV! TEL: 47 20 06 40 68 86 KOT ; BOtfia maameStitr *tetmey» stt olmak Oıe» yan tej. yurt dı?ı, yurt difunlaB ynnla eeoaw nıkll TapüJT. «Jedir OOSOB ber MBttod» mtrtot^ İSLÂM CENAZE İSLERİ ÎLAN g ve Sosyol Yordım Bolconlıgınca Tabobet Uz» monlık tuzöğünun 8. maddesl sereğince oslstonl* &H ncvt acılacaktır. 1. Asıstanlık sınovının branşlarını kurumiara gör» olınocok asistan odetlerini gösterir listeler İllerdeki Sağlık ve Sosyol Yordım Müdürlüklerl Hükümet Tabfblsri ve Soğlık Ocaklarına gönderilmiştır. 2. Sınav 12. Aralık 1980 cuma gunu yaboncı dll 19 oralık 1980 cumo günu de bronşından yapılacaktır. 3. Aslstanlık sınavıno girebilmek icin son müracoot tarihl 12. Kasım 1980 Çarşamba günu mesal soat! sonuna kadardır. Postadoki gecikmeler dikkate alınmoyocokttr. 4. Daha fazta bdgl edinebllmek İcin, mahalll Safllıfc ve Sosyal Yordım Müdüriüklerine, Hükümet Tabiblikia» v» Sofllık Ocoflf Tab/b!i!t!er1r«e başvuruloblNr. TÛRKEL 5140 0 Salım : Cumturtj« tlstbueıAk • • NADtB KADt OaKtedllk TJk^. adiiu # Oto* T»ym MOdürt; KCBTBÖKC # Mrtnrım» UOdfirfl : •> •. Yti&m UfldflTft: OftM KKtNÇ 0 BaMo n 7*fB : Cvznimrtjit VıHrrtrrlT*«• OtntteOSk TJIJJ. C«JmIor.u Tftrfcoe» Cı Csd. Ko.: 3941. Foıts tTTAKBÜI. TateCoa : » 97 M CÜMHÜRtYET BAS» AHLAK TA8ASINA CYMATI TAAHHCT EDEH • BCBOLAR : tVKAJU Eons Sokak 54, i YerAjohlr Ttf : W B « 17 B » 0 tZMİB: Ra:(t öy» Bol»«n Mo. « , X*: » T.İ : JS i? 08 1» U » # ADANA t OM! Tflrk BsvaKunraatt Büan S t : U T d : M U 0 U.TS ABONE ÜCRETU31Î ici m ı t t uet XM» TAKVtM « BTtCl. tMt a ı.aeo rm Oo«* ftentı groplanM «• : İİUM (Bosm 207801