18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tEt tr ÎHkentn saygmTığ'mm fttcSfertnden oİH de, kuşkusuz. insontarınm otekı üikeierde korşıtaştıkkjn dovronışlar v» işiemlerın nı• taliği iie befirienebilir. Bu dcvranrş ve işlemlerif» niteliklerini ise. iki durum etkiler. Biri doğru«fon kiş.ye bağİKİır. İnsanın klşiliğinden kaynafc tontr, Bulunduğu. ktsa yo do uzun bir sure yaşo dığı ülkede yaşamı. davranış ve harekstleri ıla toplumsol düzeni zorlor, toplumla sürekli olarok bir uyumsuzluk lcindn yaşar, ömeğin, gsri kafmtş kendi toplumunun yaŞcm biçiminı endüstri sonrası bir toptumda sürdurmede ısrarlı olurso, yodırganır, olumsuz davramştarta karştlaştr, dostiuk bulamaz oiur ve sonunda c'a horlanır. işçiler sözkonusu olduğunda bu tür durumîann tfoğmasında hem isci gönderen hem işcl kabul eden ulkelerin ortak sorumiulukları vardır. Bu olumsuz oluşu önlemek icin göc öncesi v» sonrosmdo yafcm bir işbirliğı gerekstniml icine gir«neyl duymalt v© doha sonrak! olumsuz gelişmo »an önlemek için bunu gercekleştirmelidırler. Ikincisi, işgücü gönderen ülkenin kendj durumun dcn kaynaklanmaktadır. Bu ulke yabcmcı ülketere göc eden işciterini. doho çok ödeme dengesi acıklarmı kopama bakımından değeriendirir, onlann yoboncı ülketerdeki durumlonnı ve eıkmtılorrnı yokından izi&mez, onlora gereken ölcülerde yardımcı olamoz ve bu insanlan iş Işleo geçmeden kendi toplumu ve ekonomisl ite yeniden bütunleştirmeve dönuk önlemleri ve poRtifcaları îamanındo almayı bscsremez, ekonomik bağımsızlığını koruvamoz, uçan kuşa borcfamr, haklorını ve menfaatlerini sovunamayacok derecede zayıf düşerse. cok geçmeden saygın' »ı^ını yitirir ve bu durum olduğu gibl kişilere yonsır. CDMHUBfrET 31 AĞUSTOS 19S0, B olaylar ve görüşler Prof. Dr. Cahit TALAS rtudo da ütöenln devamlı bir devlet polıtikast oiuşturamamış bulunması, her hükümetla btrlikte ortaya konulan dağınık, tutarlıliğı olmayan, burada da parıızan düşünoelerle yola cıkılan eşgudumden yoksun önlemlerle sorunların boyutlarına yaklaşılmamakta, yabancı ülkelerde doğan kuşok hangi toplumun ve kültürün insanı oiacağmı biimeksizin büyümektedir. Anne ve babanın cocuklan Jİe gid9rek yabancılaşmoktan kaynaklonon dramı ve şaşkınlığı ise daha az acıklı ve hüzün vericl değildir. j DIŞARDAKI ÎŞÇÎLERİMÎZ bokımmdan da otomasyon denllon mok!ne!eşme olayının sınırlanna gelinmişt:. Avrupa icindskl bir COK geüşmekte olan ulke İşgücüne duyulan bu yoğun istemden yorarlanmayı umdu. Yukarıda asğindiğimlz gibi bu kervana Türkiye'de 1961 yılından itibaren Katıt' dı. Göç Ne Zaman ve Nasıl Başladı Turkiye'dsn Botı Avrupo ulkelerîns doğru flk düzeni göç. Milli Birlik Hükümetince saptonmış olon ilka ve esoslar çerçevesi icinde, 30 Ekim 1961 tarlhinde, Federcl Almanya ile imzalarton Türkiye > Federal Almanya işgucü Anlasmasindan sonra başlar, Bu anlaşma öncö anlaşmadır. Onu öteki Batı Avrupo ülkeleri ile imzala nan onlaşmolor izlemiştir. 1960rlı yıllorda Batı Avrupa ekonomisi II. Dunyo Savaşının yıkıntısını arkada bırakmıştı. Ekonomiler hızla büyü müş ve gelişmış ve savaş yıllannda birikmiş olon toplam Istemin yoğunluğu ve sürekliliği ve okıllı istihdam politikaları bir tam istihdam dbnemi açmıştı. Yerlı işgücü sunumu çeşitli neden lerle. fakat. özellikla son derece yetersiz nüfus artışları sonunda Işgücü isteminl karşılamaya yetmeyinoe. yabancı işgücüne gereksinlm duydutar. Bu işgücünün kctkıst olmaksıztn pazartardokl yoğun rekabete karşı koyma olanaklarına maük bulunmuyorlardı. Bir çok sanayi ko!u Günumuz*} yaboncı ütkelerde eş cocuklan Bs birilkta 1,52 müyon dolayında Türk Insan» yaşamaktadır. Bu sayı, bir yondan, son derece elverişslz koşullara korşın. bir galece* güvencesine ulaşmak umudu ile pstro! zengini ulkelere hem beyin hem de nitelikli Işçiterln göcu, öte yondan Botı Avrupa'ya göçün durmasma kar«ın, bu bölgede yeni doğan Türk cocuklan yolu Ue ortmaya davam etmektedir. Bu göcün buyük dramlarından bıri yarın nasıt cözüleceği bilinme yen yertf doğan Türk cocukiarının korşılaşmokta olduklorı ve karşılaşocaktarı sorunlan i!e ya* «otımaktCKlır. Bir cok konuda otdugu gibi bu ko Genellkle. gunumüzdeki ışgOcö gftcönun tki önemli niteliği görülmektedir. Bunlardon birl Oöcün, gelişmekts olan ülkelerden gelişmlş ve sanayıleşmiş anamalcı ulketere yönelik bulunmasıdır. ikincis; de scsyolst ü'kelerln bu göc olgusu dışmda kalmasıdır. Batı Avrupa'ya cok oçık bir sıyasa ızleyen Yugoslavya bu olgunun bir Istisnasını otuşturmcKtadır. Batı Avrupa ülketeri Birleşik Amerlko'dan eonro göc edilen ulkelsrın başında gelmektedlrler. Bu konuda cok eskılere dayanan bir geleneğe ve densye mol k bulunuyor, Federal Almanya ve Fransa günümüzde Avrupa'daxi 7 mityona yakın ycbaneı işcinln yüzdfl 70'inl barındırmaktadır. Geri kalan yuzde 30 Avusturya. Isvicre, Hollanda, Belcıka ve isvec arasında böluşülmüştür. Faal nüfusu bakımından en yüksek oranda yobancı içci colıştıran ülke İsviçre olup bu oran yüzde 25'e kadar cıkmıştır. Bu ülkelere işgücü göndsren ülkelerh başındo İtalya, İspanya ve Yunanistan ge! yordu. Fakat, bu ulkeIsrin ekonomik yopılarının değişmesl ve gelişml$ ölkeler orasındo yeralamoya başlamaların Hangi Ülkelerden ve Hangi Nedenlerle İşgücü Göç Ediyor <6an sonre onlarm yerfnl Türkiye, Pcrtekir, Kuzey Afrika ve Yugoslavya olmaya başlamıştır. Ancak ülkeler, gidsrek İşgücü gönderiminin kendileri bakımından sanıldığı kadar yarar sağlamadığının, tersıne, çok sayıda beyın göcünden ve nıtelikli işci koybından ötürü kendi sınaî gslişme lerinin darboğozlora glrdiğinin farkına varmaya başlamışiardır, Bu gerçeğin biiincine ulaştıkça işgücü, özelîikle nitelıkli işci gidışlerini durdurmaya dönuk önismier alma yoJuna g.rmişierdır. İtalya, İspanya, ve Yunanistan'dan sonra Yugoslavya ve Cezayir ds bu yolda bir poütika izlemeğs başlamışlardır. Geüşmekte olan ülkelerden gelişmlş ulkeiere doğru iş&ücü akımı cağımızın bir gerceğidir. Bu olgu, kuşkusuz, yainız gsüşmekte olan ülkö lerin değil, aynı zamanda ve daha cok gelişmış olan ülkelern de gereksinimlerinden doğmaktadır. Sanayıleşmiş ilsri ülkeierln nüfus ortış hızı bugünkü geriİ9me eğillmi icinde kaldıkca ve işçiler cahşma yaşına gelınceye ve belirll bir mesleks'el eğitim kazanmcaya kadar gecen 2030 yıllık dörrsmin bütün ekonomik ağırlığı. masrofları ve külfeti İşci gönderen ülkelerin zoyıf omuzlarında bırakıldıkca, geüşmiş ülkelerin bu gerceği doğru değerlendirmeieri olanaksızdır. Gecicl ekonom:k bunolımlar ve işsizlik oranların dakl yüksalmeler bu durumun üstünü külİ9yemez ve düşüncelerden, 8anırız, uzak tutamaz. Ayrıca, yerlı ışcller yabancı işcllerin varlığı nede nl İle Işslzlıkten daha oz etk;ienmektedlrl9r. Çün kü, Işstzük başgösterifıce Işt9n ilk cıkarılanlar. coğu kez Işsiztik sıgortasmdan yararlanmaya hak kazanmamış olan yabancı işcilerdlr. Gelişmekte olan ülkslerln llerl anamalcı ülkelere işgücü göndermelerl bir kac neder» dayanmaktadır, Bunlar, İşsizlik, yoksulluk, gelecek güvensizliğ! ve ödeme dengesl bozuklukları olarak beürleneblllr. Bunlara yenl bilgı ve tekniklere ulaşma v» ekonomik kalkmma cabalarına katkı gibi daha az önemli ve gecerlı olanları do eklenebillr. Fakat, işgücü göndsren ülkelerin bu olonaklardan sağladıkları yararlar, konu bütün yönleriyls tncolendiğl zamcn verd klerinden, he* sabmı yapmaksızm katlandıkları ağır özverilerden cok daha önemsizdir. Bunu. sanıyoruz kl, İşgücü kabul eden ülkeler ds bütün yakınmalarıno karşın, yakından bi'.mektedirler. Böy'e ol(Arkosı 9. Sayfada) Kırk Sağırlar Toplumu .Ü ğustos'un 29'uncu günü Çumhurlyefin manşetlnd» yanyana ık' haber yayıniandı: Birinci haber: Ankara CCumhuriyet Bürosu) Ankara Sıkıyönetlm KomutanUğı. Sıyasi Partiler Kanununa aykırı davranışta bulunduğu gerekcesiyle MHP hakkında bir kez daha Cumhuriyet Başsavcılığına suc duyurusunda bulunmuştur. Sıkıyönetim Komutanlığı ayrıca Sendikalar Yasasına oykırı hareket ettiğl gerekcesiyle M ll.yetct İşci Sendlkaiarı (MİSK) hakkında Malıye ve Çahşma Bakanlıklarına başvurarak yasal Işlemln yopılmasını istemiştir. Ikincl haber: Ankara (Çumhuriyet Bürosu) MHP ve MHP yönetlclleri hakkında Sıyasi Part ler Kanununa ayKırı davran dtkları gerekceslyle Çumhuriyet Başsavcılığına yapılan suc duyurularının sayısı sekizs yükselmistir. Bu suc duyuruları, Ankara, istanbul, Zonguldak Cumhuriyet Eavcılıklarıyla Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı ve İstanbu! Askerl Savcılığı tarafmdan yopılmıştır. •  Demek kl ortodo adalet maKamlannın Uerl sOı dOfiü sekiz suc duyurusu var... Ne? Anlamodım? Suc duyurusu.. Ne dedn? MHP hakkında BUC duyurusu dedlm..* Beynelminel komünizm mı dedin? MHP'nln suclu olduğunu öne süren bfllgeler yığV lıyor Cumhuriyet Başsavcılığına... İşltmlyorum... MHP, terör, Ülkücü derneklerl, onarşl. clnayet, ey lem. kan, bomba, dinamit.. isıtmiyorum: bıraz daha bağır... Bağırmaya gerek yok, belgeler Cumhuryet Boşeavcılığında bir, iki, üc, dört, beş. altı. yedl, sekiz; monkemeden ve savcılıktan yoüanmış... Komünistler ml dedin? Savcılık, Sıkıyönetim Kumandonlıflı, dnoyet, MH) Olkücüler, Türkeş, suc duyuruları... Ne dedin? Davalar görülürken Türkiye Cumhutiyetlnln mahkemslerinde MHP'nin suc 'şlediği ortaya cıkmış, savcılar Cumhuriyet Başsavcısına suc duyurusu yapıyorlar, Marksıstlsr ml dedin? Cumhuriyet Başsavcısınm ellnln altında seklz suo duyurusu var, sekiz dosya... Işltmiyorum... İşltmlyorsun demek... Hükümetln destefll. AP*nin ortağı MHP var ya. sekiz dosyası yatıyor Cumhuriyet Başsavcılıdında; yasalan clğnemış bu örgut, teröre bulaşmış, clnayetlerle sarmaş dolaş. Mısır'dakı sağtr «ultan duydu blle hsrşeyi... Neyl? TOrtclye Cumhurlyetı Devletl sagırioşmodı yo... 29 ağustos 1980 günlü Cumhuryet gazetesinln se» klz sütunluk koskoca manşetl: «MHP hakkında bir suç duyurusu daha..» Ve yine Cumhuriyet gazetesinin haberl: «Türkeş'ln partlsı icin yapılan suc duyuruları sekize yükseldl.» Gozeteciler Başbakana soruyorlar. Terör ve anarşl tırmanıyor, ne dersmtz? Ne dlyecek Süleyman Bey? Oiyeoek birşey mi koldı? Suc dıryuruso~w OKTAY AKBAL «Baiun* dedi StanislavsM. «Burailft yoî kıyısında bir sıraxla oturuyoruz ve çevremizde yaşamı bir pencereden bakarcasına izliyoruz. Yammtadan yöremizden insanlar geçiyor, önümüzde küçuklü bu. yüklü olaylar birbiriıü kovahyor. Bana butün bu çevremizde olup bitenleri tek tek anlatır mısınız?» Rus yazan Gorçakovun 1922'deki bir anısını anlatan yazısı. «Yeni İnsan» d.ergisinde okumuş, bir yana ayırmışım. Yiüp giden yazılardan değüdl de ondan. Büyuk tiyatro kuramcısı ve yönetlcisl Stanislavski'nin neden buyük sanatçı, büyük bir çıfeır açıcı olduğoınu belirleyen bir yaşantı parçası... Böy» )e demiş işte büyük \ista, genç yazara, .görduklerinl tek tek anlat»... Anlatmış o da, ama gereksiz çeyleri ml gözlenüş, yoksa görmesi gere&enleri görsmemlş mi, Stanislavski nlce önemli aynntının gözünden kaçtığırn anlamış: «Gözümüzdem kaçan şeyler o kadar çok kl» demiş. Bir bir sıralanuş: hasta bir çocukla paytondan inip eve giren bir kadm, yoldan geçen ^özüyaşh başka bir kadın... Sonra yo!dan geçenleri sormaya başlamış, bu necl, bu neci? diye. «Adama baktım (memur) diye yaıutladım. Koltulrunun altında bir dosyayla saîlana sallana geldi, sıralardan birine oturdu. Birdenbir© kalkıp hızh hızlı gitmeye yeltendi. ama sonra eliyle «adam sen de» deroesine bir hareket yapıp yeniden oturdu sırava ve bir sigara tüttürdu.. Acelesi olan bir yazıyı götünnek üzere görevlendlrilen bir hademe ya da bir posta memuru olsa gerpk.» Sonra Stanislavski bir park kanapesinde oturanlan göstermiş, «Ne kcmuşuyorlar dersin? GorçaJcov'un yanıti: «tki sevgili olsalar gerek», «Neden?» «Daha çok gözlerlyle konuşuyorlar da ondan. Blrbirlerine aşırı bir özcn gösteriyorlar. Aynca bakışlan ve ieetleri de bir ölçucie mantıksız diyebilirim.» Gorçakov'un yazısı beni aldı uzak yıllara götürÖu, ta 1947'lere... Sait Faik ve Orhan VeU ile birlikte yaptığımız bir Boğaziçi gezintisine... «Şair Dostlanm»da anlattığım bir olay: Beylerbeyi ya da Çengelköy iskelesi önunde durmuştu vapurumuz. Biz kenar sıralarda oturuyorduk, ayaklanmızı dayamış. sigara içerek denlzi, kıyıyı, evleri, insanlan. kahveleri seyrediyorduk. Bir kıyı kahvesinin önündeydi vapurumuz. Sait Faik «Şu kahveyi anlatmak istersen söze nerden başlarsın» dedl •!& gözüne çarpan şeyler nelerdir?» Sınav sorusu gibi bir geydi. Birden şaşırdım, kahvenin duvanna asjlmış Iran Şaiu ile Atatürk'ü gösteren renkli resimlere gözüm taküdı: >Bu resimlerle başlanm, sonra kahvenin içindeküeri anlatınm» dedim. Sait kızdı. «Hikayo duvarda değil. orada oturan ihtiyar adamda» dedi. Gerçekten de mascJarda bir iki seesiz yaşh oturzauş, tuç konuşmadan çay içiyorlardj. Sonra, hikaye nerdedir, nasıl başlamr, nasü bitirilir diye konuşmayı sürdurmüştük. Orhan VeU ve Sait Faik'le Beykoza kadar •hikâye» üstune konuşerak g«lmiş. oradan bir kayığa binerek Yeniköy'e geçml^. oradan da îstinye'deki bir kıyı meyhanesine kadar yürümuştuk. Zaman nsdir, akıp giden bir ou avuçlanmızdan, otuz üç yıl kalmış geride... Görmeyi bihnektir önce yazarlık... Ama göruleoek «şey nedir, onu bilmek gerek önce... Genç yazarlann romanlarmı, öykulerini okurken hep bu eski anıyı yaşıyorum, Sait'in öfkell sözlerini .Hikâye duvarda değil» diye bağırraasını... Hikâye önce insandadır, insanlardadır.. Bu bana iyi bir ders olöiuştu. Şimdiki genç yazarlann da böyle derslere cereksinmelert varl Son günierde çok beğendiğim bir genç yazarm yeni kitabmı okuyorum. Hiç atlatoadan okudum, bitirdim. Çoğu romanlar. öykuler var kl kimi gazete yazılanna yaptığun gibd bir başına, bir ortasına, bir eonuna bakıp .okudum» diye bir yana bırakıyorum. Oysa bu romanı gerçekten okudum. Yine de «niye bu kadar uzatmış, niye bu kadar gereksiz gözi©mleri, aynntılan anlatnuş uzun uzun?» diye düşundüm. Ayrı&tıh gözlemlere kargı <tegilitn. Ama yazar, daha sonra da okur. ayruıtdar içtnde bofulmfijnalı, öyie ayrıntıiar vardır M başh başına bîr anlam, bir değer taşır. Yazar herçeyi anlatmaya. her duy^uyu çöziimlemeye, her gözleml vermeye çabaîayınca, bunlann çoğu değerini yitiriyor. Bu görülecek şeyl. görememek, yazılacak #eyi yazmamak. anlatılacak konuyu aynntılor içindo dagıtmak. günümuzun pek çok yazanma özelliğidir. Romanda, öyküde herşey anlatılmaz, kimi çeyler ancak sezdirilir, duyumsatılır, ancak önemli noktalar üzerlnde ogırlık verilir. Stanlslavski'nln genç yazara bir sorusu daha v&r. $u anda bulunduğumuz yerl« Ügiü olarak ae biliyorsTrauz?» Soara ii±nd bir soru •Bugurte üişJün neler biüyorsoiauz? Moskova'da ve dunyada neîer olmuş bugun?»... Gorçakov şoyle vazıyor: «Gfigol bulvan ile ilgiii ne mi biliyonınT> Doğal oîara.k (Arkası 9. Sovfado) EVET HAYIR tyi Görmek İyi Bilmek.. BİLİM DÜNYASI Vehbl BELGİL Uzayda Siyah Delikler ve Kur'an zayda Yutucu UcurumIar> başlıklı yazımda (6 kasım 1977) sözü edilen «Uzayda Siyah Delikler»ın Kuranda yerı oldujunu (Tekvır Su resi) 8öyheven bir Dkuyucum bu konuda ne düşündügümü soruvor. Kutsai Kltabımızın 81. Suresl olan bu surede tGüneş dürülünce. yıldızlar kararınca...» denmektedır. Yazımızda ele alınan Siyah Delikler şunJaraır: Ü flmdan söz ettığl de pekala lleri sürülebülr. Çünku 86. Tarlk suresi cışıklan delıci yıldızlar dan» söz etmektedir. Nitekim LASER ışığı da 10 santim kalın lıktoki bir celık levhayı bir ando delmektedir... Ve örnekler böy leoe coğaltılablir. Bunlordan nasıl bir değer yar Oisına varabılirlz? Bağdaştıramıyorum Sözlerimln başında hemen be llrteyimki bu gibl yakıştırmoları ben kitabımızın yüceliği ve inan mışlık (mu'mınlik) ile bağdaştı ramıyorum. Çünkü bunlar Kur* onı Fransız Nostradamusun (15031566) fol kitobı düzeyr;e mdırmekıedirier. Bılindiği g>bl, bu zotın «Csntunes astro logıgues» adr ile 1554de yaym ladığı kitap, bu gün bıle. her yıl oiacak vak'aları haber veriyor bıcmıinde yorumlanmaktodır. Bunun içln de, kıtaptaki muphem ifadeierden yararlanıl maktadır. Bu kehanetlerle halk her yıl oyalanır. Fakat, bu oyakjmayı yapanlar, bu kehanetl«ı den hangllerinin yıl icinde doğru cıktığını ertesl yılm sonunda hlc bir zOTion oçıklomazlar. Yokıştirmalar «Inanmışlık» ile de bağdaşmaz. Çünkü imanı bü tün kimsenin böyle zoraki «ıs patlara» ihtiyacı yoktur. Yukarıda sözünü ettiğim surelerde sözü ed'ılen seylerln doğruluğunu bir an icin kabul edelim. Nsyl ispatlar, neye varor bu? önemli olon, bu kldio ları ortaya otanların bunu önceden haber vermelerl ve burv lorı gerceklere uygun, akia mar tığa uygun bir kuram (nazarıye) veya bir uygulama hallne getirmaleridlr. İşin osıl garip yanı bu gibl yakıştırmalardo bulu nanların. Kur'andaki sözlerln doğruluğunu Ispatlamak İcin, coğdaş Astronoml'nin ortaya ot tığı bilgl>»rden yararlanmalortdır. aşağılık duygusundan kendileri nı kurtaramayan Batılı bağnaz lar Demokrıt adını bu işe karıştırıp, ona hak etmedığl bir payeyi vermışlerdır. Ve bugun blz ne zaman atomdan söz etsek, Demokrıt'ten de soz etmek zorundc kalıyoruz • tbrahim Hakk* Erzurumlu Başka yakıştırmalar Bir kltobın bir yerlnde iki kellme İle bir şeyden söz etmek o şeyın «buluş babası» olmoK o şey Herde geliştirildiğinde için yeterli değ;ldır. Eski Yunan lı Demokrit'in (İsa'dan önce 460370) cağdaş atom kuramı nın babası olarak gosterumesl Batılı bağnazların aşağılık duygusundan başka bir şey değildlr Cisimlerin bölünmez zerrelerden Atomoslordan oluştuğunu söylemek soyut bir iddiadan öteye gecmez. Netekim, Demokrıt'ten sonro pek çok filozof, maddenin mahıyeti ile llgill bır cok Iddıa lar ortaya atmışlardır. Ama. blz maddenin gercek mahlyeti ni, İngilız' Dalton'un (1766 1844> Atom kuramı'ndan sonra anlamaya başladık. Atomun Demckrit'in dediği gibi «bölünmez» dsğil «bölünür» olduğunu da ancak ikıncı dünyaSavaşvndaki fecl deneme ile ; öğrend k. Fakat en son buluş lara bile eski Yunan sözcOklerinden isimler takma gibi bir yıldız, ihtiyarlık nedeniyle bir cn geliyor kendi uzerine cokmeye, bunun sonucu olarak küçülmeye başlıyor, kucüldükce de yoğuniaşmaya başlıyof (Bir kucaK kar'ın avuçta kendl üzerine cökertile cökertil© taş yoğunluğuna getlrilmesı b*Olminde). Bu aşomalardan gecen yıldizm cektm güçü de dolavlanndon gecen başka yıldızlan kendine cektp icinde eritecek düzeye yükseliyor. Yutulan bu yıldızlar da onun küttesinin yoğunlaşmasıno, daha da yoğunlaşmasına yol açıyof Yıldızın cekim gucu bir ara o kadar artıyor ki, yıldızın sonıyede üçyüz bin kllometre h.zia kendisinden uzaklaşon ışığını bile yutar hale geilyor (çünkü yıldızın cekim gücü ışık hızından do yüksek bir düzeye ulaşmıştır). Bu ondan İtibaren yıldız, ışıgı bize gelemedğı İçin, gdrünmer oluyor, blz onun varlığını, artık. yutmak üzere olduğu dev yıldızların girdaba (cevrintrye) kapılmışçasına, onun çevreslnde deii gibi dönmesinden anlıyoruz, GÜTMŞ bÛYÛklügunffekJ $#r Insonm mcymundan geldlğl nazarıyesinin ilk önce ibrahım Hakkı Erzurumlu tarafmdan Darvvm'den yıllarca önce, ortaya otıldıgı söylenir. Hom de bu nazariyeye tümüyle itıraz eden bağnazlanmız soyıer bunu Ama bunlar Darvvın adı anılınco ağızlarına gelent soyiemekten cekınmez.er. Yanı kuramı ibrahim Hokkı "nın ortaya attığı bıiim dunyasınca kabul edılseydı, bağnazlanmız. softalar.miz kendısme alkış tutacaklardı. Ama bu şerefin bir «gâvura» verılmesi kendilerınl çileden cıkartmaktodır. Kaldıki ınsanın maymundon gelmış olabıleceği nı Darvvin 'den önce ortaya atanlar olmuştur. Ama bunu bilimsel bir kuram haline getırme şerefi Darvvın'.n yaşam boyu yoğan caiışmalarının so nucu olmuştur. Insanın maymundan gslmiş olabı'eceğıni herkes soyler. Maddenin bolünmez zerrelerden oluştuğunu herkes aklına get:rebılır. Onemll olan. bunu bir slstem haline Qet rmektir. KIRTASİYECİLİKTE ATILIM Anadolu ve istanbul kırtasıyecilerının katıiımı kurulan DEFTER ÜRETİMİ. K1RTASIYEDE BOL ÇEStT, KAUTE VE UCUZLUK. KIRTASİYECİLERE BANKA FARKI İLE VADELİ HALK TÜKETİM KOOPERATİFLERSNE KOLAYLIKLAR. Not: Hısse senedi satışlanmız devam ediyor. Siyah Deliklere dönelim Ayın, Güneşin. Yıldızların kararacağından söz etmek ıçın Tanrı olmaya gerek yoktur. Güneş her zaman kararmıştır (tutulmuştur). Ay da öyle. Yıldızlar hep düşmuşlerdır. (Şahap yağmuru oloyı). Bu gozSemlerden «Siyah delikler» ku ramına yukseımeK nasıl mum kun olur? Koldı kı bu düşünce h^nüz «Kuram» haiındedir. Kuram, her gün yen'. ilaveler.e genişletilmeKiedır. Kuram yarın terk edi'ebüir. Tekvır suresi o zamanlar bıryanlışı mıanlatmış olacaktır? Siyah Delikler cılt cirt kitaplar yazılmasına yo( oçmıştır. öiît olarak yukarıda verdiğimiz bügilsr Tekvir Suresinden nasıl cıkanlabilır? Benım, müslüman bilginierden bekledığım. Kutsal Kttabımızdaki gercekleri, biiim dünvasının henuz mechulu oıan gerçek'eri, öncedsn ortoya dok melsrid r, Bana yaz: yazan okuyucumo ve onun gibi düşunen herkese en samimı onenm ise bilimsel gercekleri öğrenmsk lctn bilime başvurmalarıdır. Çünkü Tonrının katındo teK gercek, bılımsgl gercektir. Çünkü bilimsel gerçekler Tanrının ınsana verdiği en büyük nimet olan ve onu yaratılmışların en ssreflisi yapan Oklın, ylne Tanrının en büyük mucizesi olan doğayı anlama çabalannın ürünlerldir. TEKSAN A.Ş. Yerebctan Cod. Salkım Söğut Sokak Ağa Ap. No. 20/5 Tel.: 27 30 75 Suitanahmet/İST> Fabrito: Zafer Mah. Çalışlcr Sok. No: 33 Yenibosna/İST. Salı» yert : TEK KIRTAStYE Kozım İsmoil Gurkan Cad. No. 20/1 Tel.: 26 64 24 Cağaloğlu Yakınlık Kutsal Kitabtmtzın s6z ettigi «güneşin dürulmesl», «yıldızla rın kararması» olayı Ila Tekv>r Suresinin ifadesi arasında ger oekten bir yakınlık vardır, Hatta 83. (infitar Suresi) yıldızlann dökülup dağılacağından da söz •der. Acabo bütun bunlar çogdaş Astronomlnln son on yıl Icindekl en büyük buluşu olcn «Siyah delikler>e bırer telmih midir? Gercek şudur kl, bunlaro benzer benzetmeler her büyük buluştan sonra ortaya atılmıştır ve görünüşe Qöre de atılacaktır. Çünkü Insanoğiu inandığı şeyierın tamartwn gercek olduğunu en kesın biçımde ispatlama eğilimindedir. N(teklm, ctomun da. Aya gid:!eceğlnin de... Kur'an'da yaztM olduğu i'eri surülmüştür. Bu sav ların <iddla'lann) ortak yanı,, nedense, hep bllimsei Duluşlardan sonra ortaya cıkmalarıdır. Islimin arkadon gelmesi gibi. Tıpki bu ıddiaların doğrultusunda olmak uzere, örneğîn, Kuteal kıîobımızm ilk kalp ametivatmı habsr verdlğl de iıerç surüiebiiir. Gercokten ae 94. (İnsirah Suresi) «Biz senin göğsünu acıp omuzlorını çökerten yü kü uzerinden almadık mı?> der. Bunun glbı Kur'an'm IİASER ışı İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN 1980 1961 öğretim yılı unlversitelerarası Secme Sınavlarına gırmiş olan öğrencilerin girmeye hak kazandıklan, Üniversitemizin Fakülte ve Yüksek OkuUarıno kesm kayıt yaptırmaları için, 15 eylüı 30 eyiül 1980 tarıhlerl, saat 9.00 1200. 13.30 16.00 arasında aşağıd o yazıiı belgelerle. llgili fakülte veya yüksek okula bizzat başvurmaları, belirtilen tarihlerden sonra yapılocak nruraGaatların dtkkate alınmayacağı duyurulur, 1 Lise diplomosı, 2 ÜSS puan kartı. 3 0SS kimllk kartı. 4 15 adet resim, 5 Sağlık' raporu, 6 İkametgah tezkeresî ve nufus suretl. 7 19 veya daha yukarı yaşta erkek öğrenc! crdcv'anrın askerlikle ilişlği olmadığına doır belge. 8 Ögrenime ara verenlerden iyi hal kâğıdı. 8 Ders ve sağtık harcları Jçin fokultelerden oitnacak posta ceklerl İle, a} Ders harcmın, İstanbul Ûnlversitesı Sayman!ık Müdürlüğu'nün 20080500 sayıh hesabıno. bt Scğlık harcmın. İstanbul Üniversitesi Mediko Sosyal Merkezinin 20081108 sayılı hesaöına yatınldığına dalr herhang! bir PTT Merkezinden havaie ahndısı. (50. TL sı), NOT s Yukondaki evrakın örneği veya fotokopisi kabui edilmeyecok ve ekslk evraklo kayıt yapılmayacak tır. MÜMTAZ YENER Resirr Sergisl 113 eylul 1980 BODRUM KALESİ Haluk Elbe Sanat Gaierısl îumjıurtyet: 4896) AVUKAT Ta*8ltle satış yapan kuruluşumuzun bunyesinde tam gun calışacak, ıcra tokiplerini ve hukuki ışleri yapacaK. tsi ve bağlantısı olmayan, genc dinamıK Bay veya Bayan Avukat aranıyor. BİLGE PAZARLAMA Valikonagı Cod, Mimkemal Ap. No. 10 NİŞANTAŞI Tel.: 4â 22 04 • 48 22 05 iAzak Reklam: 4488) (Basın: 19391/4894) SeMU : Ctanburtyet NADİK KADİ Otmtedllk TJl.8. u h c a O«O»1 VtyJi MQd2TÜ: Oktıty KCEtBÖlUB MuM.se» Wü«Ürü : EmtDc, C9AK.UGH, S. •?sj.işl«n M0<îara : Orhı» Baass v« ysvan : Cdm v» CMeteeiUk TJI.S Cagaioglu Türkooagı Csd No,: S941, Posta Kutu*u: '246 tBTANBÜL TetofOD : 20 97 01 CUMHURİYET BASIN AHTAS TASASINA ÜTMASI TAHHÜT EDES • BOP.OLAH : A.SKARA Kcmıı 24/4 Tenlşehlr Tel : 17 68 66 17 38 2S % İZMİR: Halit Zsj» Bıüvar No 65, Kat: 3 Te: : 25 47 Oâ 13 12 30 # ADANA 1 AtitUric Cad. Ttıılt H»7» Kfjujau isHanı K»; : 3 No : l î T«J ı U 550 19 î31 ABONE ÜCRETLER! t S « 13 1(3 »0 800 1^00 2.600 Yurt Oin «00 1^00 »600 7.200 Gç«k Ocrstl empiann» »e »Sırlıfın» Eöre »ynca »lygulanır. Ankar» Abooa »• tl«c Tei: IB 33 3S TA KV U facıak *3i iM AĞCSTO3 ıssa GUnef «23 Ak*am 19 45 ÖŞle 13.14 TMSJ SATIL1K DENİZ MOTORU TıOîor. metre tthm 16^6 MORACAAT koma •a!ı 9,5 H.P. Wlsccns!rr 45 23 78 $anz!rnanh 1150 {Cumhuriyet: 30471 V
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle