18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUMHURÎYET 27 AĞUSTOS 1980 on gun'erd», 25 oeoV 1980 Vararîannıtı oiamiu sonuçlar verdıği, ekonomımızijj 'ylyo doğru gitmekte oiduğu konusunda yay gm bir propagandaya başlonılmtştır. Bu görüşterın bir bölümü Hükümet yetkilılerınce, Dir bölumu de, işverenlerin çıkarlorını sovunmayı gö« rev bılen ekonomistlerce ortayo otıımaktadır. Bu yazımızda, sözü edilen yayınlarda ne öl» Cude gerçek payı olduğu araştırılacaK ve efconomimizln nereye gittiğl konusundaki gorüşlerımız belirMecektir. S ~ olaylar ve görüşler Ekonomik Durumumuz Ziya KAYLA nan dış borçlarla, döviz rezervlertnln zoman zaman yükselmesinin bir başarı olarak gösterılmesi ıse büyük bir aidatmacodır. Türkıye'nın vereslye kalkınmayı bır yana bırakarak sağlam vo süreklı döviz kaynaklarını artırmayı omoçloyan bır ekonomı politikası izlemesı zamanı çoktan gelmıştır. Çclışmakta olan labnkaların, kapasıtelerinin çok altında mal ürettıkleri bir dönemde, bunların kapasıtelerinin artınlması yoiuna gıdilecek yerde, görkemli temel atış torenleriyle, Türkiye'nin yotırımlarına hız verüdiğı izleminın yaratılmak istenilmesı en hafıf aeyimıyle bir kandırmacadır. İşveren çevrelennin bıle, yenı yatırımlar yapılması yerine. elde bulunan fabrikaların verimlni artıracak onlemler alınmasınm, yurt ekonomisi öakımından daha uygun olacağını söylddiKierl bu kritık dönemde böyle bır yola başvurulması. kamuoyunu oyalamaktan başka bir amaç taşımamaktadır. ) YetkilÜer Ne Diyor? Hükumetm başında bulunan yetkill klşîler. Turkiye'de yokluğun tümüyle ortadan kalktığırn, herkesın her aradığını buiobileceği bir piyasa ekonomisi oluşturulduğunu, enflasyonun ourduğunu, dövir durumunun duzeldığinl, yatırımların canlondiğmt söylemekte, ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek için «Şevkle, azlmle ve •le ihlâs 1 e çolışmaya devam ettiklerinl» ekie1 mektedırler. iieri sürülen bu görüşlerl birer birer !nc*Aranılan Tekel maddelerinin bile buiunmadığı bır pıyasada her şeyin var olduğunu söylumek polıtikacılara özgü sorumsuz bir davranış olsa gerektir. Ote yandan, piyasada bulunan maddalerin çoğu, ancak bellı bir azınlığın olabıleceği kodar pahalı bulunmaktadır. Buna karşı Hükümet yetkilüeti, olumlu bir ycnıt alacaklarmı umdukları «Bir malın pıyasada hic butunmaması mı iyidir, yoksa. yüksek fıyatla da olsa butunması mı daha İyidir?» sorusunu sor. makta ve bırinın ylviD öbürünün bakmasmın toolum içinde kargaşalar yaratan en büyük otmen olduğunun farkında değıi gibi gözukmektedırter. Türklye ekonomislnl yönetmekte göraviei» dtrilen ve ekonomimizin «Tek Seçicl»si durumunda olan kişı de. istanbul gecinme endeksimn son oydaki artış oranına dayanarak enflasyonun yıllık oranını hesaplamakto, yılın ilk yapstnda yuzde altmışa yaklaşan hayot pahalıltgımn bu yıl yüzde 30'da kalacağını söyleyebilmektedir. Döviz durumuna gelinco, Turkiye'nln en sağlam döviz kayncğı olan dışsotım vo Işçi dövizierinde, bu yılın İlk altı ayında belirli bir artış olmamıştır. Türlu özverilere katlanılarak alı Ekonomicilerin Dedikleri İşveren çevrelerinin cıkariarını savunmayı alışkanlık haline getırmiş olan ve ekonomik olaylara hep bu açıdan bakan ekonomistler de durumun iyiye gittiğini söylemekte ve: KİT'lerin ürettikleri zorunlu gereksinm» maddelerinin fyatlarının yükselt.'lmesıni, Merkez Bankası'nca bunlara verilen kredilerln özel kesıme dönmesini sağladığı içın, alkışlamakto. Işcılere haklarını vermeyerek maliyetlerln düşük tutulmasına yönelik bir İsciişveren anlaşması ıstemekte. Faiz oranlannın serbest btrokılarok normalin çok ustüne çıkmasının. enflasyonun tasarruflart azaltıc» etkisinl giderdiği görüşunü ileri surmekts. Mevduat Sertifıkaları yöntemi ıle, yasadış> yoliardan kazanılmış paralorın bankalara yatınlarak, bunların kredi şeklinde özel kesım girişimlerme aktarılmasının büyük bır başarı olduğunu söylemekte, Sürekli devalüosyonlarta, dışsatımlardan vo yurtdışındakj işcilerden datıa cok doviz elde edileceğı, yabancı ülkelerden daha kolay kredi alınacağı, bu durumdan yararlanılarak daha cok dışalım yapılacağı. daha cok dışalım yapılacağı, düşüncelerini sovunmakta ve bu görüşlere dayanan bır ekonomik yöntemın enflasyonu süreklı kılacağını unutmuş göğükmektedirler. Enflasyon, işveren çevrelerinin kazançlannı büyük olcüde artıracağı icin, bunlann çıkarlarını savunan kişılerin böyle bir ekonomik politikayı b8n!mseme!erini doğal karşılamak gerekir. Doğal olmoyan, .bu kişilerin, düşüncelerlni ortaya atarken, yurt ekonom sinin ancak bu yoldan kurtulobileceğinı savunmalandtr. Türk ekonomisi icin en büyük tehlıke olan enflasyonu önleyıci kararlar alınmasını ister gözükürken, bir yandan da bunu sürekli kılocak önlemleri scvunmalan. bu kişilsrin yay.nladıkları düşüncelerde bir lctenllk buiunmadığmın açık bir kanıtıdır. mik Bugun lclnde bulunduğumuz kötü ekonokoşullordan kurtuimamız İcin, herseyden 6nce üretlml artıncî 6nlemler!n alınması ve gelır dağılımındaki eşıtsızlığın bır an once gderılmesının sağlanması gerekırken, yukanda sözü edilen ekonomıstlerin bu alanda gecerli hıc bir düşünce ilen sürmedıklerl gozden kaçmamaktadır. Dışsatımlarda vergl iadesl ya da faiz indlrimı gıbi, dar alanda etkm onlemler yerine, dünya pazarlarında rskabet edecek kaiıtsde ve malıyette mal üretmek ıcın nasıl bir ekonomı politikası izlenmesi gerektıği konusunda bir açıklamaya da bu ekonomıstlerin duşuncelerı arasında rastlamaya olanak yoktur Öte yandan, düşük oranlorda da olsa, süreklı devalüasyon önerilmes nın, hoyat pahalılığı artışınm surup gıdecsğinin baştan kabut edılmesı anlamına geldiği nasıl unutulabilır. Bütün bu gerçekler, bu duşuncelerı ileri sürenlerin yurt ekonomısının düzelmesıni değıl. bslli bır azınlığın, cıkariarını gittikçe crtırmasını omaçladıklannı acık* ca göstermektedir. Erken Seçim Taktiği Suya Düşerken.. E Sonuç Türk ekonomisıni kaikındırmak icin yalnız (azımle, şevkle, ihlâs ıle) calışı'ması yeterlı değıldir. Yönetımın başında blgilı ve yetenekli kişılerin de bulunması gereklıdır. Bu gercek unutulduğu sürece, uygulanan politıkalardan Türkiye icin yararlı sonuçlar alınması olanağı yoktur. 25 ocak 1980 önlemlerinın, şimdiden Turklye ekonom sini daha iyi bir duruma getirdiğinin söylsnilmesi ıse cok zamansız bir davramş olarak görülmektedir. Yılın ilk yarısında hayat pahohlığının yüzde altmışa yaklaşan bır oranda arttığı, dış alımlar icin gereklı dovizlerin ancak borc taksıtleri ertslenerek ve yeni dış borclanmalara gidilerek sağlanabıldığı, gelır dağılımının şimdiye kadar görülmemiş bir ölcüds bozulduğu, yasadışı kazancların gizlenmesıne olanak soğlayan bır yöntemın uygulandığı bir dönemde ekonominin daha lylye gittiği nasıl söylenebilir? Hıtler dönemlnde Almanya'da Yahudiler «Nasılsınız?» sorusuna «Daha iyi» yanıtını verır ve tTabii dünden değıl yarından» dıye eklerlermış. Bizim ekonomimizin de bu anlamda daha iyiye doğru gittiğini söylemek galiba daha doğru olacok. rVen secımi 1974 Kıbrıs cıkarmasından sonra Ecevit d3 ıstemıştı. İsteğmi yenne getiremedı. Bu kez Süleyman Bey erken seçimı ınatla gündeme getırdı; yapay bunalımlar cıkararak amacına ulaşmaya çabaladı. Erken secim isteği, artık bılim dünyasında hiç bir değeri kaimayan «mıilı irade» konusundan çok uzakta. btr siyasal taktık gereğınden doğar. Gotürebılen, toplumu erken seçıme goturür; göturemeyen doğal sürecin dolmasmı bekler. Öyle görünüyor ki «1980 sonbaharında erken secim» taktiği tutmamıştır. Şimdi ne olacaktır? Siyasal rosaplar 1981'in kapsamında yenı bcşton gözden gecirilecektir. Hiç kımsenin kuşkusu olmasın ki, hesaplarını yeniden yapacak olanlar yalnız Türkiye'nin icindski güçler değildir. Ülkemizin durumu bitıktir. Esklden b>r devletin egemenlik ölcütü para basmak yetkisiyle tanımlanırdı. Öyle bir duruma düştük ki, artık devletin para basması icin yabancıdan ruhsat alması gerekıyor. Böylesine cökmüş ve bağımlı bir ekonomıde Batı'nın parababaları eğsr isterlerse önümüzdeki birkac ay ıcmde azınlık hükümetınin defterinı dürüverırler. Türkiye"ye borç akımı üc ay kesitdi mi, Ankara çaresiz kalmaktadır. Bu gerçeği artık herkes biliyor. «Gölge Başbakan» ve «Patronların Adamı» Turgut özal da şimdi Londra'do parababalarıylo bu rjerceği btlerek konuşmak zorundodır. Erken seçime gdemeyen azınlık hükümetınin uygulayacağı ekonomik polıtikonın koşulları dışarda saptanacaktır. Acaba bu koşulların ağır basan çizgilerl nelerdir? • OKTAY AKBAL EVET HAYIR Hangi Basının Şerefi? ağustos 1980 tanhll Cum huriyet'te Vehbi Belgıl cYeşil Devrimıin teknık yönünü ınceliyordu. Aclık sorununun cok önemli boyutlaro ulaştığı gunürrüzde bu devrimin az gelismiş utkeler için ne gibi sonuçlar doğurduğunu ya da benzerı recetelerin ne gıbi sonuçlar doğurabileceğini bir de sosyo ekonomik oçıdan görmek yarorlı olacoktır. 3 Yeşil Devrim ve Toprak Sorunu # TARIMSAL YAPILARDA DEĞtŞİKLİK YAPILMASI HER ALANDA KALKINMA BAKIMINDAN GEREKLİDİR. TOPRAK REFORMU BU GEREKLİLİĞİN İLK KOŞULUDUR. aşı otuzdan aşa&ı olanlar bilmez. Demokrat Parti'nın son zamanlannda bir Vatan Cephesi ortaya çıkanlmok istenmışti. Menderes iktıdanna Demokrat Parti'ye egemen olmak yetmemışti, ille de tüın ulusu bir «cephede toplamak ısGyordu. Radyolarda sabah akşam Vatan Cephesı'ne geçen yurttaşların adları okunurdu. Sözde bunlar CHP'den, MP'den aynhp Vatan Cephesi'ne, yani DP'ye yazılan kişilermiş! Saymakla bitmezdi adlar! Hesaplansa yuzbinlerce insan VC'ye geçmış olurdu... Vatan Cephe'sine kısaca VC derdik o günlerde. VC Uderi Menderes, VC aşagı. VC yukan!... Işte bu VC'yi anımsayarak MC'yi ortaya çıkardık. Nasıl VC kurma çabalan bir kaç ay içinde kökünden yıkıldıysa, VC kırrucuîan kendılerini nasıl bir anda tutuklarevinde, kimileri de idam sehpasında buldularsa, MC kuruculan da hlç böyle bir şey dılenme2 en azmdan ulusun nefreti, öfkesiyle karşı karşıya kalacaklar yakın bır tanhte... Y tYeşil Devrlm», dar anlamryla. yüksek verimll tahıl turlerinın uygulamaya konulmasıdır. Bu devrimin başorısı icin başlıco dört koşuiun yerine getirilmesı gerekmektedir. Bunlar 1. Kuraklığın ve büyük sel tehlıkesının bulunmadığı bır fızıksel ortam ile ürünler icin güvenli ve yeterli sulama olonoklannın varlığı, 2. Bellıbaşlı parazitlere ve hastalıklara dayonrklı ve modern tarım teknololisinln uygulanması sonucu yüksek verim sağlryabilecek uygun yeni türlerın sürekli gelistırilmesf, 3. Uvgun bır bicınrde planlonmış bfr gırdi düzenl, bu glrdılerln alınması İcin iyi işleven kredi kurumıarı ve girdilerın Kullanılmasında etkm roı oynoyabilecek bir tarımsal yoyun örgütünun varlığı, 4 işleme, depolama ve ulaştırma işlemlerının yeterli bır biçimde yerine getirllmesl ve fl yat kontrol mekanizmasını da iceren iyi orgonıze ediimiş bif pazarlamo sisteminln varlığı. «Yesil Devrimin» temelinl oluşturan yüksek verrrrll tahıl turleri ilk fcez 1943'ten boşlayarak Meksika'da uygulamayo kondu. Bu teknik gelişme bicimi ile, toprck reformu gıbi top lumda köklü değişmelere yol açabılecek onlemlere boşvurulmaksızın, az gelismiş ülkelerln tarımsal soruniarına çözüm getirileceği iddia ediliyordu. Bu yeni tarımsal kalkınma anlayışt bazı uluslararası kuruluşlar ve Amerıka Birleşik Devletlerince desteklendi. Bozı araştırma ca lışmaları önce Rockfeller Va'kfı (buğday ve mısır İcin), daha sonra da Fıliplnler'deki Ulustar arası Pirinc Arasttrma Enstltüsunce (Ford ve Rockfeller Vakıflannın başlangıctaki destekleriyle) gerçekleştirildi. Yüksek verimll tahıl türierinin kullanılrrosı gercekten göz Vamaştırıcı sonuçlar veriyordu. Meksika'da buğdayın ortoloma verimi 1949'da hektara 0.94 ton Iken 1968'de 2 64 tona yükseldi. Yenı türlerin ekimi de 1949'lorın sonundon başlavarak hızla yayıldı. 1949 • 1965 yılları arasında yeni türlerin eklldiği alanlara buğdayda 16 000 hektordon 320000 hektoro, mısırda 20.000 hektardan 288000 hektara ulaştı. Fiiipinler"de pirinç icin hektara verim, zorunlu koşuMar yerine getlrtidiöinde bir kamponya döneminde 2,3 tondan 4 5 tona yükseldi. Gerçekten bir devrim olarak nıtelendirüebilecek bu ilk sonuclann da etkisyle, kiml uzmanlar bu türlerin kullanımmın aclık sorununu sono erdireceğini ve hatto dünya pozarlarında bir tahıl fazlolığı sorunu ya ratacaâmı ileri süruyorlardı. «Yeşil Devrim»in ilk yıllarındoki bu lyimserllk pek uzun sür medi. Bu türlerin kullantldığı ülketerde beslenme sorunu cö Doç. Dr. Sadık KIRBAŞ" Atatürk Oniversitesi Ziraat Fafcultesi Öğretim Oyesi zümt«nemediğl gibi daha da cğırlaştı. Yeterslz ve dengeslz bir beslenme bu ülkelerin calışan kitlelerirvi etkiîerreye devom ettl. 1970'lerde yeni türlerin ekildiği topraklann %59'a ulaştığı Hindrstan bugün de bir gıda acığı ıle karsı karşıya bulunmaktadır. Genis holk kitlelerının yaşam düzeylerinde hıs sedılır bir iylleşme gorülmemek tedır. Aynı olguyu bu tur kalkınma modelinl uygulayan ülkelerin coğunda görüyoruz. Fakirlerın fakirliği alarm verici bir bicimde artma+;tadır. c Yeşil devnmıin fiyaskoyla sonuçlanmasına yolocan sebep lerden en önemlısı uygulandığı az gelışmış ülkelerde yukanda belırtılen zorunlu koşulların yerine getirilememesidir. «Yeşil devrim»in uygulandığı az gelışmış ülkelerde topraKlann önemli bir bölümü yüksek venmlı tahıl turlerinın ekımıne elverişli değüdır. Asya'da buğday ekılen toprakların %80'l ve pirınclıklern de %90'ının ha len bu yeni türlerin ekimine elverişli olmadığı saptanmıştır. Ortadoğu'nun fızıksel koşulları bu türlerin kullanımını daha da gucleştırmektedır. Yüksek verımli türler titlz gereksınmelerl nedeniyle daha ziyade sulak bölgelerde gelıştıler Bu durum bölgelerarası farklılıklara yol açtı. fYeşil devrim»ln zorunlu öteki koşullarının yerine getirılmesi de önemli güçlüklerle karşılaşmıştır. Bazı bölgelerde tıcanleşmiş tahıl üretiminın hızla artışı nedeniyle işleme endüstrl lerınin ve pazarlama ağının kapasitelerı yetersiz kalmrştır. Köylülen özendırmek icin yüksek seviyede tutulan fıyatlarda ozellıkle yerleşım bölgelerinde cıddl sorunlara yolacmıştır. Burada önemli bir soru akla gelmektedir. «Yeşil devrim» kimin yaranna olmuştur ve de halen olmaktadır? Yanıt, bu devrimin uygulandığı ülkelerin tarımsal düzenlerine bağlıdır. Zenginlıklerın, sosyal pres tij ve ıktidarın büyuk toprak sa hıbi aracı ve tefecılerden oluşan bir küçuk grubun elınde ol duğu bir tarımsal düzende, bu yeni tekniklerden köklü yapısal değişme olmadıkca en büyük yararı bu gruplar sağlayacaklar dır. Nitekim «Yeşil devrim>in şimdiye kadarkı uygulaması blze göstermektedir kı yüksek verımll tahıl türlerinin ekimine ilişkin uygulamadan en fazla yararlananlar büyük toprak sanipleri olmuştur. Bu durum tarım kesiminde zenginin daha fazla zengınleşmesıne fakırin de daha fazla fakırleşmesine yol acmıştır. Bir teknik yeniliğln iyilik kadar kötülük de getirebileceğl ne İlk ne de son kez görülen bir şeydir. Tarih bu konuda örneklerle doludur. «Yeşil devrim» örneğinde görüldüğü gibi gelişme. özellıkîe yararlar hakca bir bicimde dağıtılmadığı takdirde sosyal dengesizlıklere yol acabilmektedir. Yaratılan yeni zenginlikler aynı ülkenin lnsanlan ya da bölgeleri arasında uçurumu arttırabilmektedir. Bunun örnekleri Hındistan'da, Meksika'da ve başka ülkelerde görülmektedir. Az gelışmış ülkelerin bozuk tarımsal yapıları köklü bir bicimde değişmediğl sürece yeni teknıklerin olumlu sonuçlar verebılmesini ummak boşuna olacaktır. O halde tarımsal yapılarda değişıklik yapılması eko nomık ve sosyal kalkınma açısından zorunlu olmaktadır. Top rak reformu tarımsal kalkınma polıtikasının kacmılmaz bır koşuludur. Zira köylünün emeğınin ürününe sahip olabilmesl ve kırsal alanlara demokrasinin götürülmesi buna bağlıdır. Bunun İcin de toprak dağılımındaki dengesızliğe son vermek, köylerın yapısını değiştirmek, pazarlan organıze etmek ve tefecileri ortadan kaldırmak gereklıdır. Erken seçim silahı Demirel'in elind9n duşerse, Ki düşmüş görünüyor... CHP ne yapacak? Anamuhalefet partisine ikl şey gerekll: 1) Zamon. 2) Serınkanlılık... Artık bugünden yarına Turkiye'de olocak bir şey yoktur. Zaman AP'ye çalışmayacaktır. 1979 kasımından bu yana ilk kez erken seç.m taktiğinin suya düşürülmesiyle^ inisyatıf CHP'nln elıne gsçmıştir. B T yandan ekonomik baskılar, bir yandan terörun tırmanışı, önümüzdeki aylarda Süleyman Bey'i bunaltacaktır. Yurttaşın yaşamını güvenceye alamayan bir ortamda ve geçım sıkıntısının alabildiğms arttığı bir düzende eğer AP* n n azınlık hükümsti secim tabanını güçlendirebılıyorsa, ortoda toplumsal yasalara aykırı bir durum var demektir. Oy=o böyle bir gelişımın var olacağını sanmıyoruz. öyleyse CHP'nin serinkanlılıklo düşünebilecek ve toparlartacak zamanı bır bakıma boldur. Zaman, liderlsr içın hem bol, hem dar olabillr. Blrtnci Oünya Savaşında Irak'tak Altıncı Ordu Kumandanı HaIII Paşa. öğleye kadar uyur, okşam saatınde kurduğu sofra sabaha dek sürsrmiş. O sırada savaş varmış vo cephedekı bırlıklerın ateş altındakı yaşantısı da sürermış. Olumsuz gıbi gorunen bu oykü. lıderler ve kumcndanlar icm zamanın hem cok, hem ds az olduğunu vurgulayan bır tarıhsel gostergedır. Gercek şudur k ı : Işbölumü yapmcsını bılsn örgütlerde lıderierln zamanı cok oluyor; işbölümü bulunmayan örgütlerde kumandanın zamanı daralıyor ve telaşı coğalıyor. • CHP'nin bu ülkedeki ağıritğı yadsınamaz. Erkan secimin suya düşürulmesi de CHP'nin d'ietmesıyle gerçekleşmiştır. Bu dıretmeyle kazanılan zamanı iyi dsğerlendırmek icin gercek bir «durum muhakemesı»ne gerek vardır CHP önce bır «durum muhakemesı» yapmalıdır. DİSK'in kurucusu işçilerin yiğit önderi Genel Başkanımız Gelehm VCye... Her meslekte, her dalda VC ler kuruluyordu. VC OcaJclan... Bu arada Ankara'da Demokrat Parti yandaşı gazeteciler de Vatan Cephesı Gazeteciler Ocagı'nı oluşturdular. Şimdi adları anımsanııyonun, ama o gunlerin gazeteleri kanştırüırsa, bır bir ortaya çıkar bu gazetecilerin kımler olduğu.. Yalnız gazeteciler değıl ünıversıte oğretim uyeleri de VC ocaklan oluşturuyorlardı! Oyle bir garip dönemdi işte! Koskoca aklı başında kışıler VC ocâklannın kurucusu, üyesi olup, hiç bir zaman yıkılmayacak sandıklan Menderes dUctasının izindıe, ardmda yürüdüklerini coşkular içinde kanıtlamaya çalışıyorlardı. VC Basın Ocağında yer alan gönullü gazetecilerin kimilenni bilıyorum. Bu ocağa girmek için başvuranlan da... Neyse, konu o gunlerin kullerini kanştırmak değil, sözu bugune getirmek... Ankara Gazeteciler Cenüyeti'nln gedikll başkanı ^nedense Turkiye'de başkanlıklar hep gedüclı olur! bıliyorsunuz Senatör'lüğe atandı. Cumhurbaşkanı Vekili Çağlayangil'in senatör atama yetkisi var mı. orası tartışma konusudur. Belki bu senatör atamalan bozulacak. senatör olduklannı sananiar bır ıki ayhk sevinmeleriyle kalacaklar... Bir gazeteci. hele bir Gazeteci Cemiyeti Başkanı böylesine tartışmah VB gölgeli bir atamayı kabul etmemeliydl. Sayın Çağlayangil'in imzaladığı bütün kararnameler, yaptıgı bütun atamalar belki de iptal» edilecek. Bir «Vekil»in «asil»in tum yetkilerini, haklannı aylarca, nerdeyse bir yıl boyunca kullanamayacağı açık bir gerçektir. Ankara Omiyeti Başkanı Cenkçi'nin ve öteki «senatör» atanmışlann bu konuda aceleci davranmamalan kendi kişülkleri açısından daha iyi olur... Neyse konu bu değil... Bir Basın Şeref Divam kurutaıuş. Kim kurmuş? Klmin isteğiyle, özlemiyle, buyruğuyle. orası belli değil. Ama kurulda yer alan kişUerin kimliklerina bakınca böyle bir girişirntn nerden geldiği anlaşılıyor. Bir çeşit VC Basın Ocağı'na benzer bir olay!... TRT Genel Müdürü var, Basm İlân Kurumu Genel Müdürü var. bunlar gibi başka görevliler var, ama basınla, yazınla ilgili derneklerin, örgütlerin temsilcileri yok. Bu nasıl «onur kurulu», onlann deyimiyle «şeref divanı»? Kimin şerefini koruyacaklar, nasıl koruyacaklar, «şeref» derken anladıklan nedir? Bunlar da bilinmiyor şimdilik... Birdenbire TV de bir göruntü, İstanbul'da bir yerde toplanmış sekiz on kişi, başlannda «senatör. Cenkçj ve MC'nin atadıgı genel müdürler, görevliler... Ne yapacaklar? Basının şerefini koruyacaklar!... Hangi yetkiyle, hakla ortaya çıkarlar da basının «şeref'ini korumakla görevli sayarlar kendilerini? îstanbul Gazeteciîer Cemiyeti ilk tepHyi gösterdi: «Basın özgürlügu kişiael heves ve çıkarlarla yönlendirilemeyecek kadar kutsal, gerçek basm temsilcileri ve ülkemiz açısından hayaü önemi haizdir. Basın özgürlüğünü bir meslek kuruluşunun girişimi nedeniyle savunmak zorunda kalışımızdan büyük üzuntü duymaktayız.» Basın kendi «şeref»ini kendi korumasını bilir! Bu baylar kendi işlerine bak salar daha iyi ederler. Özellikle Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve yöneticilerinin bu girişkenliklerini anlamlandırmak zordur. «Senatöı> seçilir seçllmez daha burası pek belli değil ya! hemen iktidarm genel müdürleri ve görevlilerlyle birlikte basına biçiaa ve yön vermeye kalkışacak kadar şaşkma dönen Bay Cenkçi'ye bir ö|^it vermek istenm: Arkacaş, kendine gel! Ünileverİş Ticaret ve Sanayi Türk Limited Şirketi KEMAL TÜRKLER 22.7.1980 günu faşistlerce şehıt edildi. Kanı boşa akmadı, kavgamızda bayraklaştı Ailesinın ve sınıfımızın başı sağolsun. BANKSEN 6. BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ, TÜMHASİŞ 5. BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ. TEK GIDA İŞ ADANA 1. NO.LU ŞUBE, ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ADANA ZİRAATÇILAR DERNEĞİ ADANA, PETRÇLİŞ ADANA SUBESİ, YSEİŞ ADANA ŞUBESİ, ADANA TABİPLER ODASI, GIDAİŞ ADANA ŞUBESİ Cumhuriyet 4807 DtSK'in miman, Dünya Banş Konseyi uyesi, işçi sınıfmın yiğit önderi, Başkanımız, öğretmenimiz İdareci Namzetleri Aranıyor TİCARİ. MALİ, PAZARLAMA ve TEKNİK konularda yetıştinlmek uzere şirketimizin çeşitlı sevk ve idare kademeleri için idareci adaylan almacaktır. Aranan vasıflar: a> Ticari, Mali Pazarlama adaylanmn kendi konulannda üniversite öğrenimini tamamlamış olmalan. Teknik adaylann Makina Muhendisliği diplomasına sahip bulunmalan gerekmektedir. Aynca, b) Bütün adaylann: 35 yaşından küçük olmasu Çok iyi İngilizce bilmesi. Baylar için askerlik hizmetini tamarrlamış olmalan şarttır. İlgilenenlerin en geç 12 eylül 1980 tarihine kadar en son çekilmiş fotoğraflannı ekliyecekleri kısa özgeçmişlerini P.K. 191 Şişli İstanbul adresine İdareci rumuzuyla göndermeleri rica olunur Bütün müracatlar gizli tutulacaktır. MORAN 553 4797 Kemal TÜRKLER 22.7.1980 günü kan emici faşıst caniler tarafından katledildi. O ölmedi kavgamızda yaşıyor Anısı mücadelemize ışık tutacaktır. 16'NCI BÖLGE İŞÇİLERİ T. MADENİŞ ESEM ve ELETROPAK Cumhuriyet 4802 Hekimlere Duyuru Romatızma Demeğinin (istanbul) düzenlediğı. «II. ULUSAL ROMATOLOJİ KONGRESİ» (1416 ekim 1980) v e «ROMATI2avIAL HASTAUKLARDA K1İNİK MUAYENESİ konulu Eğitim Kursu (1011 ekim 1980) İstanbul'da yapüacaktu:. BAŞVURU. Prof, Dr. Nihat Dilşen İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıklan Kliniği Çapa Topkapı İSTANBUL KONYA DEVLET MÜHENDİSÜK VE MİMARLIK AKADEMİSİ BAŞKANÜĞSNDAN Akademimizln 10. kuruluş yılı raünasebetiyle, 30 Ağus tos 1980 günü saat 20.30'da Alaaddin Düğün Salonunda kutloma töreni düzenlenmiştır. Bu nedenle Akademımızın inşaat Muhendisliği ve Mlmarlık bölümlerinden 19731974, 19741975 oğretim yılında mezun olanlar ile, Makina Mühendıslığt ve Harita Kadastro Muhendisliği bölümlerinden 19751976. 19761977 öğretim yıllarında mezun olan oğrencilerimizın diplomaları verılecektir. Soz konusu tarihlerde mezun olan öğrencilerimlzin gerekli belgelerle boşkanlığımıza muracaatları duyurulur. GEREKLİ BELGELER: 1) Gecıci Bitirme Belgeslnin İadesl (Aslı) 2) 6 adet vesikal'k fotoğraf 3) Noterden tasdikli Nüfus Cüzdanı suretl 4) İkâmetgâh belgssı Sablbt : Cambartjvt Otaetecul» T * * adııa : N&OtB NADİ Geneı Ysyıc MOdOrO : Oktaf KUKTBdKE UOesses* UfidtOru : BmlM CMKLIGtL S. Yazüflen Müdürt : O r i ı u EBtNÇ B*sas T« ycyaa • Cumöurtyet Uatbuotık «• Gcatettcıllk TJLJ&. CsSaloeic Tttıtoe» Ü Cad No.: 1B41. Poeta Kutoaa : 3M tSTANBUL Tetetoo : CUMHURİYET BASM «HLAB T â S M I N * VTMATI TAAHHOT KDEB • BÜROLAK : 4.NKARA Konur Sokak M/4 yertşebll T « : n 58 « 11 58 25 • lZMtB: H»J« Ztym Bulvan No 65, Kst: 3 Tei : 3S470B U 1 2 30 A ADVNâ . AtatOrk CacL Tflr» Hav» Kurumc U Ham KM : a No : U Tat ; U 850 19 731 ABONE ÜCRETLERİ Aytar 1 I • U TA KVI M n AĞÜSTOS 1980 tmsak 42S Tan (0 S 0 KMlJOOStf» 0 Tnrt d ı » «00 1.800 3 800 7.200 Oçak tteet! «yaplann» *« ««ırl> Cıa* tflp» «ynes uysulamr, Ankan Abco*m tUn Teir İB3S3S Gflneş 8 19 Akçftin 39 Sl ÖJ1* 13 1i Yatn 2158 tkindj 16.59
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle