25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKI CUMHUEÎYET 19 TE5IMUZ 1980 BkslVo gitgide OcuncO Dunycnm en guçfö devletiennden bın oiuyor Kolov aeğıl Amerıko Bıneşik Devietlerıyie aşoğı yuKan 2300 km. uzunluğunda b i r sının olup da Ücüncu Dünyaya önderlik edebllmek. Mekslka'ya Hk edmıtrm attığım gün Hk duyduğum atasözü şu oWu: tAllah uzokta amo. Ameriko sınırdo.» Sonırım bunu ünlü bir Meksrkalı yo2or söylemıa. Mekslka'nın bugün Batı Clkelerine 30 mH* yor aolor borcu var. Bu, yıllardan beri bırikrris Wr borc. Borç baktmından Meksika oşağı yu*on bizim durumumuzda olan bir ulke. Amo r»e vor ki, bfrdenöire petrol bulunmuş Meksika'do. Hem de ne petrof? 1975'te Meksika'don nünde 500 bin varil petrol cıkartılıyormuş. bu üretim son olarak günde 2 bucuk milyon varil» yukselmiş. Petrol zenginükleri uzerinde yapılan oroştırmclar da cok şoşırtıcı. 1973'e kadar dısandan petrol sotın olon Meksika'nın petrol zenginliğinin 1975'te 6 milyon varil olduğu saptanmış. sonra bir de bakmışlar kl, petrol kaynaklarında en azındon 50 milyon varıllik bir hozine yatıyor. Petrolün değerl de son yıllorda ucle çarpılınca Meksika rahat bir nefes olmış. Meksikalılar son yıllarda petrole 15 milyar dolaro yakın para yatırmışlor. Petrol uretirrlnin ortması do Amerika'yo karşı özerklik ve bağım•ızlık kazandırmış bu ülkeye. Amo ne var kl. Meksika butün gelirinl yalnız petrolden sağlayorak petrolün kölesl olmak istemiyor. Oretımde ceşitlillk ve çoğulluk arıyor. Meksikalılar petrol bakımından cok zengin bir ulke olmornn kertdl başlarına cok bela getirmesinden korkuyorlar. Başka Olkelerde de petrol uretlmlnln artmasını Istiyorlar. Nerelerde? Crneg'in Venezuela'da. Suudi Arablstan'da veya iran"do. Yoni, Amerlkolılar oralardan bol petrol ol•mlar da Meksika'y, sıkıştırmasınlar dlyo. N olaylar ve görüşler J «VIVA 3VEXICO» Hıfzı TOPUZ SOT) voşuııuts, bugün boşkentin nOfusu 14 milyon On yıl önce Meksika'don ayrılmıs olan* lar bugün yollarını yitirtyoriar bu fcentte. Meksiko yemyeşil, cıvıl cıvıl kaynayan bir kent. Gencler ve cocuklor her yerde coğunlukta. Giysiler cok renkli. Sokaklar cok aydıniık. Parklar ve korularto kent temlz hava olıyor. Sokaklarda, lokantalarda «marlcçl» denen yerli calgıcılar var. Ya, aşk romonsıon çolıyorlar, ya da devrim havalan. Varlıklı otsun olmasın. herkes kend) evlndeki toptonrıloro. şenliklere bu «martacl'leri cağınyor. Meksiko'da kaldığım otelin adı, «Hotei EI Presidente Chapultepec». Yani. «Çapultepe Ba«kanlık Oteli». tÇapul» Asya kökenlt Indios'lann dilinde cekirge demekmiş. «Tepec» de b(zim bildiğimiz tepe. Yanl, «Chapultepec» C«kirgetepe anlamına geliyor. Müzeler indios uygarlıklanmn kalıntıkmyla dolu. Ispanyollar gelmeden önce büyük uygarlıklar kurulmuş Meksika'da. Bunların en Onlüleri Aztek ve Maya uygorltklan. Muzelerın girişlerindeki büyuk levhalara koca koco harflerle yazılmış notlar ve haritalardakl oklar indiosların Asya'dan geldıklerinl gösteriyor. Zoten Indloslar, Asya halktarına cok benziyorlar. Bunların giysilerinl değiştirin, Mogol mu, Totar mı, Türkmen ml, Kırgız mı, Kazak mı, özbek ml olduklarını anlayamazsınız. Oralardan gelenler de yüzyıllar boyu birbirlerine konymışlar, yenl Insanlar cıkmış ortaya. Isponyollar gelmeden önce Aztek tmparotorluğu varmış Meksika'da ve bu ülkede 25 mitVon Inson yaştyormuş. İsponyollar nasıl gelmişler buraya? Hernan Cortes odlı bir isponyolun başının altından cıkryor bu Isler. Hemon Cortes üniversitede felssfe v« hukuk okutnuş, aon rodan <Ja çeslffl serüvertler» yönetmlş bir klşfymls. ispanyolların ilk eie gecirdiklerı ülkelerden btn otan Küba'da görevde bulunduğu yıllarda Cortes aklına koymuş Meksika kıyılanna bir crfcartma yopmayı. 1519'da yanında 400 askerl, 16 atı ve 10 parça gemisiyle Yucatan kıyılarına bir cıkartma yapmış ve başiomış teerlere dogru Uertemeye. Bugünkü Meksiko kentinde o zamanın Aztek imparatoru Moktezuma oturuyormuş. cok lyi karsılamıs Cortes'i. Meksika tarihlnın bu bölumü cok llginç. Hernon Cortes zamanın İsponya kral Beşinci Carlos'a mektuplar yazıp serüvenlerinı ve başarılorını anlatıyormuş. Tarıhe kalan bu mektuplardo Meksika savaşlorının bütün aynnttlannı okuyorsunuz. Cortes kra kJ yoUodığı ikinci mektubunda Moktezuma i\* karşılaşmasını anlatıyor. Aztek İmparatoru söyle demiş Caies'e: «Atalarımızdan öğrendik, bu ulkede yaşayan Insanların tümü. biz. hic birimiz burolı değiliz. Blz yabancıyız bu ülkede. Bız buraya cok uzaklardan gelmişiz. Atalarımız onlottılor, bizi buraya büyuk btr boşkan getirmış. Heplmiz bu başkanın buyrugunda Imişlz. Sonra boşkan bizl bırakıp anayurda donmuş. Yıllar sonra da, günün birinde kalkıp geri gelmış bu topraklara. Bir de bokmış kl herkes çoiuğa cocuğa karşmış, yaşıyor. Başkan bütun bu insanları toplayıp anayurda geri götürmeye kalkmış; kimso dinlememis kendlslnl. Başkan do küsmüş, cekip gitmlş. Gldis o gtdiş. İşte biz o günlerden berj başkanın birgün geri geleceğlne Inantyoruz. Gelip yine başımızo gececek. Sizi buraya gönderen büyük kral (yani. ispanyoi kral) belki de bizim başkanrmızdır. Eğer öyleyse. inanın. blz de onun buyruğuna gireceuiz...» Demek kl Indlos'lar yüzyıllar boyu kendl oraiarındo Anayurtton göc öykülerinl onlatmıs Petrol durumu Iyl amo. tanrrsal durum palc porlak değil. Köylüler kentiere göc ediyoriar. Meksika'da halkının boş besirri mısır. Meksika topraklarınm yarısında mısır ekillyor. Ama, yine de yetmiyor. dışandon mısır alryorfarmış. Buna karşılık Meksika'nın cok geniş doğal gaz, kömur, fosfat. gümüş. kurşun, bakır, kükürt. manganez kaynakları var. Meksikalılar durumtorını biroz da bunlarlo kurtarıyorlor. 75 milyon insan yasıyor Meksika'da. Halkm yuzde 15'i beyaz; yüzde 30'u Asya kökenII. yanl indlos; yüzde S5'l de melez. Nüfus art»şı cok hızlı. Halk durmadon cocuk yapıyor. 2000 yılmda nüfus 100 milyon olacakmış. Mekeiko kentinde yirml yıl önce blrkoc milyon In lar. getenaMerinl sördörmöşler. Peki. sonra r » oimuş? Ispanyollar üc yıl ıcmde yok etmişler butun Aztek uygarlığınıl O yurdun öz 6ahiplerlnin tapınaklarını yıkıp yakmışlar, insanları kılıctan gecirmişier. Tarıhin en büyük kıyımlarından birini yaşomış Meksika. Bir yandan yeni salgın lar türemış üikede. Çünkü ispanyollar Avrupo'dan hastalık taşımtşlar bu ülkeye. indios'lar icin tam bir kıyım olmuş bu yeni hastalıklar. Aclık, sefalet, penşanlık.. Cortes 1547'de öldüğü zaman Meksika'da sağ kalan İndios sayısı yalnız 6 milyonmuş. Demek kı. 28 yılda 19 milyon tnsan yok edilmış veya yok olmuş Meksika'da. Bir de 16. yüzyılın sonundaki İndiosların sayısına bakın: tam bir milyon. Ne muazzam bir insan kıyımıdır bu? 25 milyonluk bir kilte 1 milyona duşüyor! Ama sonra, bu ezilen, yok edllen, sömürulen Insanlar yavaş yavaş yeniden güclenmeye başlıyorlar. Kıvılcımlar cokıyor bütün eski Aztek topraklarında. Kaynıyor bütün Meksiko. ispanyollar İcin Meksika'nın bağımsızlığım tanımaktan başka care kalmamıştır. 1821'de büyük şenlikler icinde Meksika bağımsızlığa kavuşacaktır. Ama Iş bağımsızlıkla bitmiyor ki. Toprak birkac bin kişinln elindedir o cağda. Devrimi sürdürmek gerek. Bir Juares cıkıyor 19. yüzyılın sonlarında. Sonro bir Zapata cıkıyor. Sonra büyük toprak devrimi. Ve birblrinl kovalayan devrimler ve karşı devrimler. Bu arada büyük ressamlar yetışiyor Meksika'da: Orozco. Rivera, Sıqueıror, Tamayo., Meksika'nın ünlu ressamlon ya hükümet binalarının duvarlorını süsleyen devrimci freskler yapmış; ya da zindanlarda sürdürmüşler yaşcmlarını. Meksika'da bugün nereye gitseniz bu büyük ressamların yapıtlarını görürsünüz. Meksika duvarları devrim tarihini yar»sıtıyor. Octavio Paz gıbi büyük yazarlar yetişlyor Meksıka'do. Uluslararası capta büyük saygınlıkları olan ün'ü cumhurbaşkanları da cıkıyofî Torres Bodet. Luis Echeverıa ve Lopez Portillo gıbı. Meksika cok düşundürüyor Insanı. Yerli halkın seksen yılda 25 mılyondan 1 milyona düşmesı.. Sonra, o insanların yeniden güclenerek İspanyollan dıze getırmeleri.. Sonra, başcrılan, yo da yon kolan devrimler.. Sonra. ekonomik düzenın catırdaması.. 30 milyar dolar borc~ Derken bir petrol mucizesi.. Amo buna karşın, «Biz petrol ülkesi olmayacağız, ama petrolü olan, gelışmış bir ülke olacağız» dıyen akıllj ve sevımlı bir cumhurbaşkanı: Lopez Portillo.. Benzer yanlarımız var mı Meksıkalılarla? Indioslarla? Var galibo. Ama ne var ki. onlor koçeyl dönmüşler. Maskeli Balonun Geceyarısına Doğru rdu Valisi. Türkiye'nin <l> numaralı adamı oldu. CHP Ordu Milletvekili Ertugrul Gunay bu vali için Sıkıyönetım Komutanlığı tarafından kolağmdan tutulup Ankara Emnıyet Müdürlüğü görevinden atılan adam» diyor. Adam ne bıçim Emnıyet Müdürlüğü yapmıs kl Sıkıyönetim Kumandanı görevden uzaklaştırmıs. Suleyman Bey de aynı adamı Ordu'ya vali yapmış. İşte suçlululann yüzüne maske takıp suçsuzlan kovuşturan bu adam. Tutuklanması gerekenleri polis roluns çıkaran bu adam.. Şekspir'in trajedilerinde böylesi var mı? Ya Molyer'in komedilerinde? Yüzlerine maske takmış suçlulann polis roHkzM çıktıklan Türkiye'de bir maskeli balonun geceyana yasanıyor. Saat 12'ye s var. Hele 12 olsun.. Tüm maskeler çıkacak.. Herkes birbirini tanıyacak. • öteden beri düşunurdüm. Süleyman Beye baJbp a bakıp derdim ki: Acaba bu kişilikte birisi daha ülkede bulunabilir mi? Aradan zaman geçti. Süleyman Bey prototip oldu. Süleyman Beyin benzerlerl çoğaldu Türkiye'nin politika yaşamına yeni bir mantık getiren bu tür siyaset adamı el üstünde tutuldu. Emniyet Müdüru oldu. Vali oldu. Bakan oldu. Genel Müdür oldu. çogaldı Süleyman Beyler... Bu prototipin mantığı başka biçimdir. Ordu Senatöru ve CHP Grup Başkan Vekili Orhan Vural anlatıyor « Biz Valiye Fatsa'daki operasyonlar sırasında neden maskeli kişilerin kullanıldığını. bu maskelile. rin eli kanlı faşistler, sağ göruşlü ülkücüler olduğunu söyleyince, şu savunmayı yapti: «Biz bilgi almak için bazı kadınlardan da yararlanıyoruz. Onlara aşk yaptırıyoruz. Şimdi bunlara orospu diyebilir misiniz?» Gördünüz mü mantığı? Vali Bey bazı kadınlara aşk yaptırdığını söyluyor acaba nerede nasıl yaptırıyormuş bu aşkı? Evet, bazı polislerin alıcı rolüne çıkıp esrar saöcılarını yakalattığı görülmuştür, kaçakçı kılığıns giren bazı polislerin kaçakçılan tuzaga düşürdüğü de olmuştur. Ancak bu işi yapanlar polıstir. Polisin nırsız kıhğına girmesi başka sey Hırsızın polis kıhğına girmesi başka şey. Ordu Valisi Akkaya. devlet tıyatrosunda roIİ6Tİ yanlış dağıtan acemi rejisöre benzıyor. • Acaba gazeteciler Fatsa'daki korkunç gerçeğt saptamasaydılar. Ordu İl Jandarma Kumandanı kimlik denetımi yapıp da maskeli kişilerin devlet memuru olmayıp tutuklanması gereken cinayet sanıklan olduğunu ortaya çıkarmasaydi; Azınlık Hükümetinin gözde valisi bu maskehleri ne yapacaktı? Bu maskelileri nereden bulmuştur Vali? Ilişkj nasıl kurulmuştur? Tutuklanması gereken cinayet sanıklannı operasyona nasıl katmıştır? Yanıtlanması gereken sorular bunlar. Ordu Valisi diyor ki: • Biz devlete yardım için kadınlara aşk yaptınyoruz, bunlara orospu diyebilir miyiz?» Mantığı geliştirelim: Biz devlete yardım için maskeli katillere polislik yaptırıyoruz. bunlara suçlu diyebilir miyiz? Biz devlete yardım için üç kağıtçılara bakanhk yaptırıyoruz, bunlara namussuz diyebilir miyiz? Biz devlete yardım için kafadan sakatlara valilik yaptanyoruz, bunlara akıl hastası diyebilir miyiz? Gördün mü Azınlık Hukümetinin gözde Valisi!, Tutmuyor bu mantık o • OKTAY AKBAL EVET HAYIR 0. Susmak, boyun eğmektîr mektir. Çünkü sessizlik bi r kaüima ya da bir boyun eğme olarak yorumlanabilir.» ispanyoi yazan Unamuno bu sözü herhangı bir yazısında belirtmedi. Bir öyküsunun kahramanına söyletmedi. Gelişiguzel bir söz degıl bu. Faşist Franko birüklerinin işgali altındaki bir kentte, Salamanca'da, o kenttn unlü universitesinin rektöru oiarak. faşist general Astray'm ve zaferlerintn sarhoşlugrj içindeki Franko yandaşlaruun karşısında, onlarm gözlerinin içine baka baka söyledi... «Sizl Ispanya'yı düşünmeye özendirmek yararsızdır. General Astray bir nastadır. Bir savaş sakatıdır. Avuatuyu başkalannı da sakat bırakacak şeylerde anyor.» diyordu. «Yasasın ölum> diye bagırmışlardı Faşist generalin konuşmasından sonra general ölum yaşasın» demışti. Ama büyük yazar. büyulc insan Miguel de Unamuno susmanın. karsıkoymamak, boyun eğmek, kötülükleri benimsemek. onlara ortak olmak anlamına geldigini biliyordu. Bu yuzden susmadı. Birkaç gün sonra da, kapatıldı^ı evinde yaşamdan aynldı. Bugün de susmamak günüdur Türkiye'de «Susanlar kurtulur» diyor kutsal kitap «Söz gümüfse sukut altmdır» diye öğüt veriyor atalarımız. Bir başkaldınşın, bir karşı koyuşun yerini aldıgı zaman susulur ancak.. Oysa şimdi susmak. ses çıkarma. mak yaklaşan. hatta içimize yerleşen faşizm canavannın pençelerine kendimizi. yurdumuzu, gelecegimizi teslim etmek anlamı taşımaktadır. Haksızhklar, yanılgılar. yurdu. ulusu gericilik çıkmazına sokma gırişimleri. gerçekleri yüzde yüz tersine çevirip, allayıp pulayıp bambaşka bir niteük kazandırma hevesleri hepsi var bugün.. Her gün sayısız insanımız ölüyor. Radyolardan, TV'lerden, gazetelerden duyduğunuz bunun ancak pek kücük bir bdlumu. Faşizme egılimli politıkacüar susabilu, hatta bütün bu girişimleri destekleyebilır. Korkudan, çıkarlan yıtirmemek hesaplanndan. yeni paylar kapmak Isteklerinden. Ama zincirlerinden başka yitirecek şeyi olmayan yığınlar o yığınlara yol göstermekle görevli aydınlar niye sussunlar, niye sinsinier niye kaçsıniar savaşımdan? Bir Içişleri Bakam cıkıyor ulus karşısında •Çorum'da solcular olaylan başlattı, sagcılar ise devlete yardımcı oldu» gibilerden sözler söylüyor. Bir ikl gün sonra yüzlerine kukulete geçirerek ilericı avına çıkanlmış Adalet tarafından aranan Ülkücü militanlar yakalanıp tutuklanıyor. O kukuleteli sagcı militanlann öncülüğünde gözaltrna alınmış ilça halkı birkaç gün acılar çektikten sonra serbest bu raküıyor. Derken CHP İstanbul Milletvekili Köksaloğlu on altı yaşuıda bir katil tarafından öldürüluyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir parlamento üyesi cinayete kurban gidiyor. Bay Gülcügil «Normal CHP'liler öldürülmüyor, .Solculara karsı sagcılar devletin yanında yer almaktadır» gibi talihsiz sözlerinin, belki de belirli bir amaç taşıyan açıklamalannın besabını vermek zorundadır. Gensoru sonucu görevinden uzaklaştınlmalıdır. Susmak, boyun eğmektir, katılmakür diyen buyuk hümanist yazar Unamuno'nun davramşı Türk ilericilerine. aydınlanna, emekçilerine, bilinçli Türk halkına somut bir örnektir. Bakın bugünlerde yine Atatürk devrimciligine karşı bir davranış söz konu5U: Ayasofya'yı camj haline getirmek. ya da hem ibadet yeri hem de turistik bir müze olarak yasatmak.. Bakıyoruz, Türkeş'ler, Fersoy'lar. Koraltaniar Topkapı Müzesindeki dinsel törene katılmaktan çekinmiyorlar. Öğrencilerin karşısında «Atatürk ilkeleri» sözü eden Bay Fersoy. Ayasofya konusunda ne düşünüyor? Uygun buluyor mu Ayasofya'nın yeniden ibadet yeri olmasını? Ya bir yandasın, ya öteki yandan.. Ya Atatürk devriminın gerekliliğine inanırsın. Atatürk milliyetçüiğinin yapıtlarını korursun. ya da gericiliğin, yobazlıgın safında yer ahrsın! Bugün Türkiye'de bir «Seçme» yapmak gerekiyor. Ilerici, ya da gerici olmak Atatürk'çu. ya da Atatürk düşmanı olmak Halktan yana. ya da halka karşı olmak.. Seçin yolunuzu, herkes sahte kukuleteleri, maskeleri çekip acsin suratından! .. Ayasofya konusunda gazetemizin açtığı soruşturmaya yanıt verenler var, vermeyenler, yan cizenler konuyu saptıranlar var. Herkes «Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın» derse Atatürk Cumhuriyeti bir batakta boğulur gider. Ayasofya konusu simgesel bir sorundur. Atatürk Cumhuriyetinin yaşatılıp yaşatılmamasına kadar dayanan önemli bir kavşak noktasıdır. Ya hep birlikte karşı çıkacagız karşı devrimci. gerid davranışlara ya da susarak, kaçarak, korkarak, sinerek boyun eğece&z gericiliğe. faşizme.. Seçin baylar, seçin yolunuzu!. darî tatll. siyast tatn. m o li tatil, tıbbi tatll gibi bir deyım kullansam. böyle bir •öz etsem okuyan da, dinieyen de gülebilir. AOU TATİL d«yimini d«, bunlara tamamen benzedig'i >• cin olmah hep yadırgamışımdır. Her yıl 20 temmuz (dahil) S eylCH (dahil) günleri arası 48 gün yasatarla saptonmıs ad II tatil (ara verme) günlertdir. Bu yıl, eylemlf olarak bugün başiomış oluyor, cumarteei tatiliyle, Bir güneş gıbl porloyan büyük ve kapsamlı ışıgın aydınhğınm Ifadesi olan «ADALET» sözcüğünden «Adli» sozcüğüne yöneiip, bu ışıklo llgıli görünümde birden beliren koyu karanlığa. <tatil»e. daha doğrusu «Adll tatile* bu neden le bir türtu ısınomam. ısınamo* dım. I Adli Tatil Gerekli mi? TOPLUM DÜZENÎNDE, ADALELETİN İŞLEVİ, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞU GENEL KURALINDAN BAKACAK OLURSAK, BU İŞLEV İ BİR SÜRE ARA VERMEK AKUS ALACAĞI İŞ DEĞİLDİR H. Avni USLUOGLU tyl Işlemeslne bir ölcüde olaun olumlu etkisl, katkısı bulunan bir hukuk kuralıdır dıyene rastlamadığımı rahatlıkla açıklayabilirim. Adll mekanizmanın İcinde ge neilikle haklmlerimlzin ulkemiz de yasai görevlerlne araverme lerini yasaların istediği büyükce bir zomon bölürrüdür bu: yılın 48 gününü icme alır. Üfkemlzde, bu adalet günesinın kutsal ışığının verlmli ay dınlığından 48 gün hlc ml yararlanılamamaktadır sorusunu şöylece yanıtlıyorur Genel kural, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 175. maddesınln deyimıyle «Her sene bilumum mahkemeler temmuzun yirmlslnden eylülün beşip© kadar tatil olunur.>dur. 176. n*adde «Adlî arovermede ancak asağıdakl dava ve Işler görülür.» der ve bunları sıralar. Demek ki bu dava ve işler dışın da her yıl bütün mahkemeler tatil doneml lclndedırler. Bunun sakıncaları her gün blraz daha anlaşılmış ve adlî oraverme süresınde gorülecek ya da görülebilecek davo ve Işlerın sayısı. ceşidi yenı yosolarla oldukca kabarmıştır. Ancak, sayısı ve ceşidi kabaran. coğalan adlî araverme süresınde de görülebilen bu dava ve işler daha cok hasat ve bağ bo zumu uğraşısı İcinde bulunan halkla ilgili olanlardır. Öyleyse yasalara glriş nedeni olarak ileri sürülen gerekce gecerliliğinl yltlrmiştir. Asliye hukuk (Ticaret dahil) mahkemelerine jlişkin iş ve dava lar a adli araverme süresinde bakılmosın ve bu davalara bakan genellikle sadece hokimlerl Bu büyük ve kutsal ışığı ırzunca bir süre gölgeleyen. bu ışığın Işlevi olan aydınlanmayı büyük ölcüde engelleyen «Adlı tatıl»in getirills nedeninln o işığa güc vermek otduflu «avı vardır. Yoksa. duşundüğüm, bellrtmeye calıştığım gibi odalet • • sığına kısmen d« olsa zaror verdiğı kabui edüse elbett* coktan ortodon kalkar. silintp giderdi. Evet. Idorl tatil. slyasl totll. mall tatll. tıbtH tatll deylmlerinin anlamlarıyla adll tatil deyiminin anlamını oyni ölcülerle onlamlandırmaya. belirtmeye calışırsak karşımıza yine istemedığımiz bir sonuc cıkabilir. Deyimı yetersiz bulabıliriz. «Adli tatil»in bazı yasalardaki Ifadesi ise «Adli araverme» dlr. Tatil ve araverme kanım co tam olarak ayni şeyın kar şılıflı aeğıldir. Hatta, odalet güneşinin görünum ve işlevine ara verme diye düşünürsek «onuc ürpertici olur. Toplum düzenınde odaletln ts tevl. hukukun üstünlüğü ve «Adalet mülkün temelldır» genel kuralından hareketle konuyu ele olırsok, bu işleve <fonksiyona) bir süre araverme aklın a* iacağı şey değildir. Hukukumuza ilk kez 1927 yılmda Hukuk Ustrtü Muhakemeteri Kanunu lle girmiş olon «Adll tatil» bu Kanun dısındakl obür ilgili yasalara da hızla sız mıştır. Cezo Muhakemeleri Usulü Konunu (Md: 423), Danıs* tay Kanunu (Md: 159 163). Askerl Yüksek kiare Mahkemesi Konunu (Md: 85 • 86). Yargi tay Kanunu (Md: 49). Askerl Yargıtay Kanunu (Md: 25) m Sayıştay Kanunu (Md: 101) bu nun kanıtıdtr, sızması da doğot dır. Adff tatllin, yenı yasalordakl deyimle adiî aravermenln, halkı hasat ve yayla göcü dönemin de mahkemelere gldlp • gelme, bu işleriyle uğraşmadan kurtarmo amactyle ml, hokımlerimizi dinlendirme nedeniyle mi hukukcmuza glrdiğl üzerin de durmayacağım. Hatta, yaran zorarı uzerinde durmak. teknik açıdan elestlrmek de kanın~co veni birşey getirmez. Bütun hukuk otoritelerl 50 ytlı aşan bir süredir konuya e$it* mis. yapıtlannda oblektK deâerlendirmelerinl yopmıştır. yapmaktadırlar. Yararı zararın dan fazladır, kamu düzenine odlî mekanizmanın «ağlıklı ve mız 48 günlük Iyl bir dlnlenme zamanına kavuşturulsun derken, özellikle, ceza yasalarının suc saydığı hemen kovuşturnraya geçmek ve sonuclandırmakta büyük yarar bulunan eylemlerden önemli bir kısmı İcin adli mekanizmanın işlevinl bir süre durdurmasını, aravermesinl doğal görmek, bunu savunabllmek kolay değildir. Adli tatil dönemi İcin nöbetcl mahkemeler. hakimler saptomo, zorunlu Işleri ve davaları bunlara, asıl iş ve görevlerine ekleyerek gördürme, yaptırmo aslında göstermelık olmoktan öteye gitmemekte. veya bu gö revlılcrı insan üstü bir uğraşı ve cabaya zorlamakta, vertm ozalmaktadır. Yükü pek ağıriaşmış ve taşınamaz hals galmış olan Yargıtay'ımızı 48 gün el atılmayarak bırıken İş hacmiyle daha karşı karşıya bırakmak, oyni şeyi Da nıştay'ımız, Askerl Yüksek İda re Mahkeme'miz. Sayıştay'tmız icin doğal görmek. dâvaların uzamasım ve bunun sakıncalartnı hoş görü ıle karşılamak olmuyor mu? Adli mekanızmada az kodro ile cok iş görüldüğü bir gercektır. Hakimlsrimizin ve öbür personelin yıllık yasal izinlerlnın bütün b<r yıla serpiştirilmesi hizmeti aksatılıyor ve izinlerin belli bir sürede örneğin adli tatil icin saptanan zamanda ülke capında topluca kullanılmasında yarar görülüyorsa hakımlerin dışındaki personel tcm da bu uygulamanın genel görünüme dönuşmesi gerekir. Son olarak gecen yıl zamanın Barolar Birliği Başkanı Sa yın Prof. Dr. Faruk Erem adll tatılın başlaması nedeniyle gö ruşlerini acıkladılar, bunu bazı :1lerin Baro Başkanlarının aynı görüşü savunan. destekleyen seslsri izledi. Ayrıco gecen yıl adli tatilin bittiği gün Sayın Avukat Turgut İnal'ın «Uzayan Adalet Adli Tatil) başlıklı yazısı (Cumhuriyet • 5/9/, 1979) ile konu ele alındı, ylnelendi ve neştertendl. Bu yrt da benzerlsrine rasttoyacoğız, izleyeceğiz. Kanımca yazılabilecekler yat zılmış ve söylertebilecekler söy lenmiştir. Uyumaya bırakılmat malıdır. Takvim yılı. mall yıl gibi bir de adli yıl: Adalet yılı deylmU miz var. Adh tatilin (araverma nin) bitimiyle başlar. Adeta, adaletin bağrına bir ölcüde sap lanmış, o güneşin ışığını bir süre de olsa karartan hanceri cıkarıp atacağımıza daha da yerleştirmek ve alışkanlık yoratmak istiyormuşuz gibi tören lar yapılır, hukukcu olarak, düşünenler olarak gurur dıryduğumuz, duygulandığımız, özle^ diğimiz demecler verilir. Ancak, bu törenlerin daha görkemll, daha anlamlı bir b<cim almasını ve şu adalete saplanmış hanceri oekip atarak, her takvim yılının başifv da, her gecen yılın adalete dö nük tüm konu ve uğraşılarını anıtlaştıracak çekllde, söylenmesı gerekenleri de Hgllllerin anlayacağı, onları gercekten uyaracak ölcüde söyleyerek kamuoyuna seslenmede geciktik, gecikiyoruz dersem yanılıyor muyum? TEŞEKKÜR Hostolığımı teşhis ve tedavlsinde llgllertnl ve yardım'annı esirgemiyen Sosyai Sıgortaiar Samatya Hostanesi Boşhektm Yardımcısı Dr. Abdurrahman BABAUOĞLU'na Soğlık Kurulu Başkonı Dr. Erdal ATABEK'e Asablye Servisl Şefl İstanbul Telefon Başmüdürlüğü 500 Kg. Sentetik Boya 250 Kg. Sellozik Boya Kopolı tekHf mektubu olmak suretlyl» satm atmacokttr. Bu İse ait şortnome Yıldız Posta Cad. Boşmüdürtük Malzeme Müdürlüğünden temin edilebllir. İstekll olanların teklif mektuplarını engec 31.7.1980 persembe günü saot 11.00*0 kodor Malzeme Müdürluğüne tevdl etmeleri ilan olunur. NOT: 4.7.1980 tarihli Sonhavodlj gazetesindekl llanımızdo 250 kg. Tiner yerine Sellozik boya sottn alınacaktır. Dr. Haül İbrahim BAHAR'a Asabiye Servisl Doktoru Sayın Korhan SÖKMENe hemşlreler Meliho Arıkon, Nur Güven ce bakımcı Mözoye Asıon'a ve hastane personeline teşekkür ederim. Erhan GÜRER (Cumhurtyet; 3950) Bagımsızlık Demokrasl • Sosyalizm Mücadelemizin Yılmaz Savaşçısı. İLAN İSTANBUL 19.CU ASLİYE HUKUK HAKİMÜ6İNOEN Dosya No: 1980/330 Eso» Davacı Hurtye Senel v»ktl| Av. Şeklp Demlrel torafından Oovaiı Zekl Şene) aleyhine ikame oiunan Gaiplik Davasında: Oaipliğl ıstenen 1/11/1934 Ooğumlu Foîlh, Koca M. Paşa Kasapilyas MahaMesi Cllt 43, Sayfa 18. Kütük 8'de nüfuso kayıtlı ZEKİ ŞENEL'in bulunamadığından usulün 141 ve 144,'cü gereğlnce Zekl Şenel'in Hayat ve Mevadından Haberdar olanların bir sene icinde İstanbul 19.'cu AsltyeHukuk Mahkemesinin 1980/330 sayılı dosyasına gerek yazı veya gerekse şıfaen bildlrmeleri lüzumu medeni kanun hükümlerine tevfikan ilan ve tebtiğ olunur. 15/7/980 METİN ÖZARICI Kardeşimiz ve üç arkadaşı Bafra'da faşistlerce kurçuna ri'^'iHi Acımız büyük, umudumuz sonsuzdur. Mücadelemiz sürecek • FAŞİZMt KAHREDECEĞİZ. ÇORUM İL ÖRGÜTÜ Türkiye Sosyalist İşçi Partitt Cumhuriyet 3945 RABAKta çalışan grevci arkadasımız Mustafa GÜNDÜZ 14.7.1980 gunü tekelci patronlarm da arkasında olduğu eli kanlı faşistlerce katledilmiştir. Bu tür saldırılar grev direncimizi Arkadaşunızın anısı yaşatüacaktır. kıranuyacaktır. TEZSAN GREVCtlBBİ Cumhuriyet = 3M7 Oaaeteeaa TJ13. «lıns : MADtt NADİ ı Oenel Ykyıo MMOrO : Oktaf KUVTBÖUl MOesaess MOdOrtl : Emte« UŞAMJttlL I S Tuttlat MOdürt : Ortua B u s o *• TST«B : Cumtrartjet »« Gsmteeill* TJL.S}. CagaloKo Turkoc» tSTAJTOUl. Telttft» : 30 97 03 d Cad. No.: »41 FDSU Katnro : «4 CUMHUEÎYET B A 8 » AHIAK TA8A8IN« tJTBUTI TAAHHCT EOEB ANIUUU M/« Yenl$ehir Tei : 17 58 80 17«» • tZMlR: HsHt Ziya Bolvan No. «S. Kat: J TM : 25 47 09 13 12 30 # ADANA t AtatOrk Cad. Turte Hava Karumo t» H»«n Kat : > No : 13 Tel : 14 S50 U TO ABONE ÜCRETLERÎ ı TVt flCf TOft dısı T A KVIM U TEUMOZ • um tmaak GOaef 3X 5.43 70 St tUadl Aksaai s a a (00 «00 1 800 1.600 •00 1.800 3.600 7.200 UJ0 Tata « n AnksrsAboae TBÖan r«l: MJSSS 17 J8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle