Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUBIYET 8 MART 1980 DOKUZ MALATYA (Baştarafı 1. Sayfada) lafito taranmış, olayda Lokomotif Motor Sanayi Fabrikası'nda çalışan Ali Fehmi Erol ölmüştür. Saldırıda yaralanan 12 kişiden 4'ünün durumlarınm ağır olduğu, olayla ilgjl! olarak 20 «kişinin gözaltına alındığı bildirilmiştlr. MANİSA Turgutlu llçeslnde meydana gelen olayda bir genç öldürülmüştür. Askerlik Işi için ilçeye gelen Adnan Cen gizsoy ve Muamer Bulut'a Atatünk Bulvarında kimlikleri belirlenemeyen kişilerce ateş aCilmıştır. Muammer Bulut olay yerinde ölmüş, bocağından yarolanan Adnan Cengizsoy ise hastaneye kaldırlmıştır. Cengiz soy'un İzmir'den, Bulut'un ise Manisa'dan askerlik işi için Turgutlu'ya geldikleri belirlen, mistir. VAN Van Ceza ve Tutuk evinde tutuklu ve hükümlülerin baslattığı direniş sürerken, adam öldürmekten 18 yıla hükümlü Tahir Erzin'in cezaevinden kaçtığı belirlenmiştir. Bu orada cezaevinde görev yapan dört gardiyan can güvenliklerinln kalmadığı gerekçesiyle gö revlerinden istifa etmişlerdir. MERSİN 3 lisenin öğrencHeri dün derslere girmemişlerdlr. Arkadaşlarının başka okul lara nakledilmesini protesto amacıyla derslere girmeyen öğrenciler, güvenlik kuvvetlerinin gerekli önlemleri alması sonucu dağılarak evlerine gitmiş terdir. TOKAT Zile llçesinde carşamba günü meydana geten olaylarla ilgili olarak gözaltına alınan 37 kişiden 7'si tu tuklanırken, sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı bildirllmiştir. İSTANBUL Şişll Sıracevlzler'de bir MHP'll öldürülmüş, ye ğeni İse ağır biçimde yaralan mıştır.. Abideİ Hürriyet cadde slnde Mustafa Er'in işlettiği bi rahaneye dün saat 09 sıraların da gelen 4 kişl, işyerini yaylım ateşine tutmuştur.. Birahane sa hibi Mustafa Er'in de tabanca sını çekerek ateşlemesi üzerine çatışma başlamıştır.. Çatışmada Mustafa Er'in yaralanması üzerine yeğenl MHP Şişll İlçesl üyes) Kemal Er ta bancasını çekerek sanıkları ko valamaya başlamış ve birlnl de yaralamıştır. Sadik Sokak' taki 39/41 sayılı konutun önu ne kadar süren kovalamaaa so nunda kimükleri belirlenemeyen kişiler Kemal Er'i de öldürmüş ve elindskl tabançayı da alarak 34 DH 198 plâkalı Anadol marka otomobille olay yerinden uzaklaşmışlardır.. Gayret tepe'deki bir teletaksl yazıha nesine bağlı olarak çalıştığı be llrlenen otonun plâkasının sah te olması olasılığı üzerinde du rulmaktadır.. Olay yerinde 9 adet çeşitli çaplarda boş kovan bulunmuştur. • Pendik Sapanbağlan Yıldızdere sokaktakl konutundan cıkan Necdet Koaabıyık, kimlikleri belirlenemeyen kişilerce açılan ateş sonucu öldürüimuştür. Kocabıyık'ın sağ gö rüşlü olduğu iddia edilmektedir.. • Mercan Rızapaşa yokuşunda bir bankanın soyulması sırasında şehit edilen |andarma erleri Selahattin Pehlivan ile izmlt Uzunoğlu'nu öl dürenlerden ikisinin görgü ta nıklarımn verdiği bilgilerle çizi len temsili resimlerl basına da ğıtılmıştır.. 1. Ordu ve İstan bul Sıkıyönetim Komutanlığı Basın v e Halkla ilişkiler Şube sinden dün yapılan duyuruda. bu kışiferi tanıyan, gören veya benzerlerine rastlayanların en yakın polis, jandarma ve aske rl birliğe haber vermeleri, bu nun kutsal bir vatan görevl olarak Istanbul halkından beklen diği kaydedilmiştir. Öte yandan a.a. kaynaklı ha berde iki jandarma erinin şehit edilmesınde kullanılan silahlardan 9 mm. olanının gazeteciyazar eski MHP Milletvekill îlhan DCrçendelioğlu'nun öldürülmesi olayında da kullanıldığı bildirilmiştir. Haberde ayrıça. aynı silahın Beşiktaş'da 21 şubat günü sağ görüşlü öğ reneilerin öldürülmesinde de kullanıldığı iddia edilmiştir. • 1. Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Şubesinden dün yapılan açıklamada, adarr. öldürme, yaralama ve çeşitli soy gun olaylarının sanığı sol eylemoi 32 kişi ile, duvarlara ya zı yazarken güvenlik kuvvetleri ile çatışmaya giren eylemçi sağ dan Akıncı görüşlü 5 kişinin yakalandığı bildlrlimîştlr. • Mehmet AM Yıldız adlı tak si şoförü Bayrampaşa Kartaltepe Kanarya Caddesinde otomobilinin içinde akşam öldürülmüş olarak bulunmuştur. İlgililer başından kurşunla vurulmuş olarak bulunan şoför Yıldız'ın sağ görüşlü olduğunun belirlen diğini, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirmişlerdir. • Cağlayan'da dün geçe bir berber dükkanına ateş açıl mış olayda berber İsmail Özgüler ağır yaralanmıştır. Karagümrük'te devriye gezen jandarmalar ile çatışmaya giren gruptan oto tamircisi Saim Ok çelik yaralı olarak ele geçtrllmiştir. ANKARA Yenimahalle semtinde önceki gece sol görüşlü kişilerin devam ettiği bir kahvehanenin taranması ve bir kişinin öldürülmesl olayına misilleme olarak yapılan saldırıda ağır biçimde yaralanan sağ görüşlü İrfan Teksan, kaldırıldığı Numune Hastanesinde dün ölmüştür. • Keçiören Çifteasvalt durağı önünde meydana gelen olayda Ramaza<n Kurnaz, kimlikleri belirlenemeyen kişilerin bıçaklı saldırısı sonu cu ağır biçimde yaralanmıştır. • Gülveren'de Yozgat Ijıraathanesine dün akşam iki kişinin açtığı ateş sonucu içeride bulunanlardan sol görüşlü Gülveren Lisesi öğrencisl Deniz Sel ayağından yaralanmıştır. Kar şıyaka'da ise gece 21 sıralarında Yeşilevler 26. sokakta bulu nan ev e gelen biri kız iki kişi evde bulunan Orhan Cangül'den para Istemlşlerdir. Istedikleri parayı alamayan teröristler, Orhan Cangül'ü tabancayla yaralayarak kacmışlardır. MUĞLA Milas AP ilçe blnasına sabaha karşı kimliği be lirlenemeyen kişilerce patlayıcı madde atılmıştır. Olayda can kaybı olmamış, AP ilçe binası İle civardaki binaların camları kırılmıştır. KAYSERİ DİSK'e bağlı Madenİş Sendikası ile Tekstll Sendikası polis tarafından ba eılarak 45 kişi gerekçe gösterilmeden gözaltına alınmıştır. Baskının bugün yapılması gereken miting ve yürüyüşün enOellenmesi amacına yönelik ol duğu bildirilmiştir. BATMAN Bir süre önce öldürülen Ahmet Özdemir'in yöre adetlerine göre Cuma günlerl yapılan ziyaretinde bulunmak üzere yakınlarıyla birlikte oğlunun mezarı başına gelen baba Yusuf Özdemir, lahitin kenarına yerleştirilmiş bir mayının pat laması sonucu ölmüştür. Patlamada kimliği belirlenemeyen bir kişi daha can vermiş, dört kişl de yaralanmıştır. Olayın kan davasından kaynaklanablleceğ! üzerinde durulmaktadır. KİLİS Gazlantep Barosu avukatlarından AP eski ilçe Baş kanı Sait Daldaban'ın Tekke Mahallesinde parkettiği 34 TS 029 plakalı Mercedes marka otomobili, kimlikleri belirlenemeyen kişiler ce yakılmıştırOtomobllj gazyağı dökerek ya kan kişiler olaydan sonra kacmışlardır. ÇORUM Adana'da 21.2. 1980 iki jandarma erinin öldürülmesi olayından sanık olarak aranan Nadir Zengin, İskilip ilcesine bağlı Kayaağzı köyünde yapılan bir operasyon sonucu yakalanmıştır. Sanık, Anka ra Sıkıyönetim Komutanlığına teslim edilmiştir. OLAYLARIN OECD YARDIMI (Baştarafı 1. 8ayfada) şlk acılardan değerlendlrilmlştir. Edinilen bilgilere göre, Matthoefer ABD'nin tutumu konusunda daha VVashington'a gitmeden önce çeşitli ctahminlerde» bulunmuş ve bu tahminler ışığında, Almanya'nm vereceğl yardımın seçeneklerini belirlemiştir. Bu seçenekler üzerinde herhangi bir rakam vermekten kaçınan Ankara'daki ilgili .diplomatik çevreler, «kesin olan nokta şudur kı, yardımın toplamı ve diğer ülkelerln vereceklerl yardım miktarı tümüyle ABD* nin tutumuna bağlıdır» demekte dirler. Matthoefer'in VVashington'da görüşmeleri sırasında «ABD'nin içinde bulunduğu ekonomik güç lüklerden hızlı enflasyondan ve bütçe açığından» söz edildiği, bunun için «yardım miktarının beklendiği kadar yüksek olamayacağı» bildirilmiştir. Ankara'daki Amerikan diplomatik kaynakları bu konuda şun lan söylemişlerdir: «Amerika'nın ekonomik güçlükler içinde bulunduğu herkesin bilglsindedir. Amerika, Türkiye'ye yardım yapacak ve bu yardım geçen yıldan daha yüksek olacaktır. Geçen yılkl yardım 98 milyon dolardı ve bu 100 milyon dolarlık teknfk yardımla desteklenerek 198 milyon doları bulmuştu. Bu yıl 200 milyon doları bulacaktır ki, bu da geçen yıla göre daha yüksektir.» Amerikan yönetiminin şu anda «yardım miktarını tartışmakta olduğunu» ekleyen Amerikan diplomatik kaynakları, son kararm mart sonunda Paris'e gitmeden önce verilmiş olacağını, an cak 200 milyon doların üzerinde bir rakamın «uzak bir beklenti olduğunu» vurgulamışlardır. Aynı kaynaklar, Başkan Carter'ı yeni bir başkanhk seçiminin beklediğine işaret ederek ve ABD'deki Rum oylarına deği nerek, bu durumun da Türkiye' ye yardım miktarının saptanmasında rol oynayabileceğini söylemektedirler. Öte yandan, Matthoefer'in 9 martta Tokyo'ya, daha sonra da Londra'ya, aynı konuyla ilgili yapacağı ziyaretlerin de ABD yönetiminin tutumundan etkileneceği belirtilmektedir. Özellikle Japonlar ABD'nin tavrını «belirleyici» olarak nitelemektedirler. Demirel Hükümeti'nin Parls toplantısındaki beklentisi ve Matthoefer'e bildirdiği rakamın 1.2 ile 1.5 milyar dolar arasında olduğu bilinmektedir. Şu ana dek ortaya çıkan gelişmeler ve ABD'nin tavn yüzünden bu miktar yardımın gerçekieşmesi olasılığı azalmıştır. GERÇİ (Baştarafc 1. Sayfada) lerince beklenmekte idi. Oysa, bu bekleyiş gerçekleşmemiştir.. Girişler en iyimser öngörü lere göre ancak ayda 100 mll yon dolara ulaşabilecektir.. 3) Uluslararası yabancı ban kalardan bu aşamada yenl dış kredi alınamayacağı belli ol muştur. Hatta bu bankaların yeni bir borç erteleme operasyonuna yanaşma konusunda is tekli olmadıkları da saptanmıştır.. 4) Bu yüzden Demirel hükü meti, yabancı ticarl bankalardan umudu kesince cdevletten devlete borç» niteliğlndekl OEÇD yardımına bel bağlamış tır/OECD çerçevesinde oluşturulması kesinleşen kredi paketinin 1,5 milyar dolar civa rında olması ve ayrıca tümüy le «bağlar» dan uzak gerçekleş mesi Demirel iktidarının iste ğinl yansıtmaktadır. ABD'dekl seçim öncesi dönem ve ekonomik güçlükler gibi nedenlerle Carter yönetiminin kendi payına düşen miktarı geçen yılki 200 milyon dolar düzeyiyle sınırlamak isteyişi OECD pake tinin büyüklüğünü etkileyecek bir durum yaratmıştır. Carter yönetimi bu tavrını değiştirmedlğl takdirde, kl Ankara'dakl Amerikan diplomatik çevrelerl nin kanısı değiştirmeyeceği yö nündedir OECD yardım paketi en çok 1 milyar dolar dü zeyinde bağlanacaktır Yalnız ca, Ecevit hükümeti dönemine oranla, bu kez, yardımların cbağlı» olma niteliğinde daha bir iyileşme söz konusudur.. Batı Alman basını, Türkiye' ye dış yardım operasyonunu «sadaka kutusu» olarak nitelemektedir. Ve tartışılan konu, ku tuya kimin ne kadar atacağıdır.. Çeyrek yüzyıllık ekonoml politikalarının Türkiye'yi getir diği acı nokta işte budur.. Dilencilikle yurdumuzun ekonomik düzlüğe cıkamayacağını, köklü bir düzen değişikliğine gidilmeksizin. oluşturulacak dış kredi paketlerlnin hiç bir derde çözüm olamayacağını öğ renene kadar cok değerll za manlar. aniaşılan, heba olup gidecektir.. YURT DIŞ1NDAKİ İŞÇİLER 70 BİN MARKA ATAKÖY'DEN KONUT ALABİLECEK ANKARA (Cumhuriyet Burosu) İmar ve İskan Bakanı Turgut Toker dün düzenlediği basın toplantısında, Mesken Genel Müdürlüğünün bu yıl içinde 1 milyar 100 milyon lira konut kredisl dağıtacağını açıklamıştır. Toker, Emlak Kredi Bankası' nm verdiği ferdi konut kredilerl nin de 100 binden 200 bin lira ya yükseltildiğini, geçen yıl 200 bın lira olan konut kooperatifleri kredilerinin de 300 bin liraya çıkarıldığmı büdirmiştir. Bakan. daha önce 600 bin II ra olan yapı tasarrufu kredilerinin 250 bin lira bankaya yatırılması ve bir yıl sonra alınması koşuluyla 1 milyon liraya çıkarıldığmı açıklamalarına eklemiştir. Yurt dışmda işçl olarak çalışan ve Türkiye'de konut sahibi olmak isteyenlere Ataköy' de deneme olarak yaptırılan 500 konutun satılacağını da bildiren bakan, 70 bin mark kar şılığında satılacak olan evlerin tutarının 35 bin markının peşin, geriye kalanının ise taksit le ödeneceğini kaydetmiştir. imar ve İskan Bakanı, toplu konut sistemine geçilmesinin zorunlu hale geldiğini, ve toplu konut inşaatına girecek kamu ve özel sektör kuruluşlarının destekleneceğini, özel kuru lusların devletin bir parçası gibi çalıştırılacağını savunmuştur. ...^M. GÖZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) rumunda da çalışmaktaydı. Necla Köker'in kurul üyeliğl* ne atanması, İkinci MC Hükümetinin son günlerinde flerçekleşmiştir. 1960 ihtilâli İle devrilen Demokrat Parti milletveklllerlnden Muzaffer önal da Yüksek Denetleme Kurulu üyesidir. Önal'ın, bir iktidarın nasıl yıkıldığına tanık olduğunu bilönler, belki de bu yüzden bu eski politlkacının «bilgi ve görgüsünden» yararlanmayı düşünmüşlerdir. AP eski milletvekillerinden Sedat Akay'a da Yüksek Denetleme Kurulunda üyelik verilmiştir. Ne yapsın adamcağız, boş mu kalsın? Değerli hükümetimiz, Akay'a da Yüksek Denetleme Kurulunda bir sandalye ayırmıştır. AP Eskişehir milletvekili İsmet Angı'nın bir yakını olan Sadettin Ünal da geçenlerde bu kurula üye olarak atanmıştır. Denir ki, «Sadettin Ünal'ın Süt Endüstrisl Kurumunda Genel Müdürlük yaptığı dönemlerle ilgili Yüksek Denetleme Kurulu kararı bulunmaktadır».. Öyleyse Ünal, kendi dosyalarını yerinde incelemek üzere bu göreve gelmiştir. Bu, devlet hayatımız için yeni bir aşamadır. MSP Genel Başkan Yardımcısı Recai Kutan'ın yakınlarından Enis Özkan da Yüksek Denetleme Kuruluna üye olarak atanmıştır. Özkan'ın daha önce aynı kurula uzman olmak için çeşitli başvurularda bulunduğu, ancak bu başvurularının reddedildiği söylenmektedir. O!abilir. İnsanlar, zaman içinde gelişirler ve uzman olmak istedikleri yere üye olarak da atanabılirler. Bunu da ilerl bir aşama olarak nitelemek gerekir. Demokrat Parti milletvekillerinden Mehmet Mete'nin oğlu Gürbüz Mete, eski polis memuru Sabri Aygüney de Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyesidirler... Dışişleri Bakanımız Hayrettin Erkmen'in yakını Ferhan Ataman da Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyesidir. Şimdı eğri oturup, doğru konuşalım: Siyasal niteliği ağır basan böyle bir kurul, AP hökümetinin, hepsi de seçim yitirmiş AP parlamenterlerinin yönetiminde oian KİT'leri nasıl denetler? KİT Yönetim Kurullarına seçim yitirmiş politikacı es* kilerini dolduracaksınız, bunlar, KİT kadrolarına parti yandaşlarmı yerleştirerek, gelecek seçimlere hazırlanaçok, KİT'leri denelleyecek en üst denetim organına da siyasal niteliklerı, ilişkıleri ağır basan kişileri atayacaksınız, bu da «tarafsız» devlet yönetimi olacak. Kim inanır buna? KİT'lerden yakınan kendilerl. Aynı KİT'lere seçim yitirmiş milletvekilleri ve senatörleri yönetim kurulu üyesl olarak gönderen yine kendüeridir. KİT'leri denetleyecek denetim organına siyasal atamalar yapan da kendileridir. Alın size somut örnek: Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeleri, AP eski milletvekilleri Şadl Pehllvanoğlu, Sedat Akay ve AP Genel Başkan Vekili ve Ankara senatörü Yiğit Köker'in eşi Necla Köker, örneğln, AP'nin sözcüsü Son Havadis gazetesl yazarı Abdullah Uraz'ın yönetim kurulu üyeliğ! yaptığı THY'nı denetleyecek.. Basite indirgiyorum ama sorun bu kadar açıktır. Yöneten kendileri, denetîeyen kendileri, sonra da kalkıp, «KİT'ler zarar edlyor» diye yakınırlar.. DÜZELTME : Dünkü yazıda, bir dlzgl yanlışı sonucu, «Halkalan olarak görülmelidir» diye bitmesl gereken tümce «örülmelidir» diye bitmiştir, Ayrıca, «savcılar, yargıçlar» sözcüklerinde de yanlışlıklar olmuştur. Yanhşlıklar için özur dilerım. 9. Haknfc Dairesi (Baştarafı 1. Sayfada) Yargıtay 9. Hukuk Dairesi eon kararında, Çalışma Bakanlı ğının, Clmse İş Sendikasına, bir kısjm işkolu düzeylndekl sözleşmeleri sürerken, bir kısmını fesh etmesine dayanarak verdiği işkolu yetkisini onaylamıştır. Oysa Yargıtay'ın bu kararına iki hakim üye tarafından yazılan karşı oy yazısında, «Bir işkoluna giren işyerleri bölünmek suretiyle bir kısım işyerleri için işkolu seviye sinde toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yetki istenemez» denlimektedir. Yargıtay'ın anılan kararı, bizzat iki üyesi tarafından karşı oy yazılan ile eleştirilirken, hakim E. Çubukçu ve H. özer, işkolu yetkisinin karara konu olan olayda, yasa ama cı dışmda kullanılmasını şöyle anlatmışlardır: «Dosyadaki mevcut bllgl ve belgelerden Clmse İş Sendikasının 14 sıra numaralı iş kolunda işkolu seviyesinde toplu İş sözleşmesi yapmak üzere evvelce aldığı yetkiyi değişik tarihlerde sona ermek üzere değişik IşyerlerJnde toplu iş sözleşmeleri yapmak suretiyle kullandığı, bunlardan Çimento 8anayiine ait 14 çimentu fabrikası işyeri için yürürlüktekl İşkolu sözleşmesini fesh etmlş İse de, YSE ile 1.10.1978 80 arası için, Cemil özgür ile 1.1. 1979 31.12.1980 arası lain, Sö ğüt Seramik ile 1.5.1978 • 30.4. 1980 arası için ve UPAŞ Uşak Elektro Porselen ile 1.10.1979 30.9.1981 arası İçin geçerli ol mak üzere yaptığı toplu iş söz leşmelerinln sürelerinin çağrı tarihinde sona ermediği ve fesh edilmedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda Çimse İş Sendikasının işkolu seviyesinde al dığı önceki yetkisine istinaden yapmış olduğu toplu iş sözleşmelerınin tamamı sona ermedikçe ve fesh edilmedikçe aynı seviyede yenlden toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yetki Istenmiyeceğinden Cimse iş Sendikasına yetki veren Çalışma Bakaniığı kararının kaldırılması gerektiği kanaatiyle ço ğunluk kararından ayrılıyoruz.» Yargıtay'ın ikiye karşı üç oy la çoğunlukla alınan son kararı ile hukuk açısından yüzde yüz çelişen iki ay öncesinin tarihini taşıyan kararında ise Ba kanlığın verdiği bir işkolu yetkisi kaldırılırken, «Bir işkoluna giren işyerleri bölünmek suretiyle bir kısım işyerleri için işkolu seviyesinde toplu sözleşme yapmak üzere yetki istenmesl mümkün değildir» görüşüne yer verilmektedir. Sosyete (Baştarafı 1. Sayfada) ğü lleri sürülmüştür. Ancak derinleşen araştırmalarda Dosdoğru'nun Muazzez Paçacı'ya yanlış tedavi uyguladığı kanısı kesinlik kazanmıştır. Dişlerini güzelleştirmek amacıyla diş doktoruna giden öğretmenin umduğunu bulamaması sonucunda Füreyd Dosdoğru'ya kar şı cephe aldığı bu amaçla Diş Hekimliğj Fakültesine başvurarak rapor aldığı saptanmıştır. Yetkililer soruşturma sırasında bu bulgulan değerlendirmiş ve Muazzez Paçacı'nın doktoru tehdit ettiğini belirlemişlerdir. GÖRGÜ TANIÖI MI SUÇ ORTAĞI MI? Olayın karanlıkta kalan yüzünü aydınlatmak amacıyla is tanbul Savcılığı ve polis soruşturmayı yürütmekte ve yenj bulgular elde etmek için ça lışmaktadırlar. Bu çalışmalar sırasında muayenehaneye haftada bir te mizliğe gelen kadının varlığı ortaya çıkmış, daha önce ifade ei alınmasına karşın temizlikçlnin «görgü tanığı mı yoksa suç ortağı mı?» olduğu yeniden araştırma konusu olmuştur. Yetkililer tüm araştırmalarına karşın temizlikçj kadını henüz bulamamışlardır. Bu arada Muazzez Paçacı'nın oto mobilini gören Sabahattin Kaya da bulunamamıştır. Polis, bu adamı araştırmakta, gördük lerini anlatması için ortaya çıkmasını beklemektedirler. DURUŞMADA AYDINLANABİLİR Mİ? Savcılık ve Emniyet Müdürlüğü soruşturmayı sürdürürken olayın gizlı kalan bazı yönlerinin duruşmada ortaya çıkacağı, bu arada uyuşturucu olarak kullanılan Xylestolin F adlı ilacın incelenmesi sonucunda elde edilecefk bilgilerin de duruşmada gündeme geleceği belirtilmektedir. Diş doktoru Füreyd Dostloğru'nun ifadeslnde belirttiği bl çimde cesedi Vaniköy açıklarında denize attığı Iddiaları da henüz kesinlik kazanmamış, dalgıç ekiplerinin yaptıkları tüm uğraşlar bugüne kadar so nuç vermemiştir. 2430 YIL , • HAPSİ İSTENİYOR Dosdoğru hakkında soruşturmayı sürdüren savoı dün «kasten addm öldürmek» iddiasıyla kamu davası açmıştır. Savcı, katil sanığının TCY* nin 448. maddesine göre 24 yıl ile 30 yıl arasında hapsini istemektedir. Dosdoğru'nun avu katları dün savcılığa başvurarak poliste gördüğü işkence sonunda zoraki itirafta bulun duğunu öne sürerek, doktor ta rafından muayenesinl istemişlerdir. Bunun üzerine dün Adli Tabiblikte sanığın muaye nesi yapılmıştır. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yardım için yeni banka hesap numaraları açıklandı İstanbul Haber Servlsı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yardım için yeni banka hesap numaraları açıklanmıştır.. Hastane yetkilileri kampanya ya yapılan bağışların önemll boyutlara uiaştığını belirtmişler, mevcut banka hesaplarına ek olarak İstanbul'da Türk Ticaret Bankası Sultanhamam Şubesi 4428 no!u, Türkiye Emlâk Kredi Bankası Ataköy Şu besi 23 nolu ve Bakırköy Şu besj 8 nolu, Türkiye İş Banka sı Bakırköy Şubesi 1988D no lu, Türkiye Garanti Bankası Ba kırköy Şubesi 510052 nolu, Ya pı ve Kredi Bankası Bakırköy Şubesi 920249 nolu, Ziraat Ban kası Yeşılyurt Şubesi 685 nolu hesaplara da yardım yapıla bıleceğini bildirmişlerdlr. Anka ra'da da, Uluslararası Endüst ri ve Ticaret Bankası Kızılay Şubesi'nde 202 nolu. Türkiye Halk Bankası Bahçelievler Şubesi 2134 ve 2938 nolu hesapla ra para yatırılabileceği duyurulmuştur.. I \ Taıaflar (Baştarafı 1. Sayfada) " Göruşmeden önçe Türkİş Genel Sekreteri Sadık Şide yap tığı açıklamada, tarafların top lu sözleşmedeki uyuşmazlıkları giderebilmek amacıyla müzakereye yenlden başiadıklarını bildirmiş. «İnanıyorum ki müzakereler sonucunda anlaşmaz lık maddeleri çok aşağı düzeye Indirilecektir» biçiminde ko nuşmuştur. THY Genel Müdüru Ertuğrul Alper, görüşmelerde uyuşmazlığın giderilmesine çalışılaçağını bildirmiş, toplu sözleşmenin bugünün koşulları içinde ye niden değerlendirileoeğint belirtmlştir. Havaİş Sendikast Genel Baş kanvekili Cavit Güngör İse THY'nın bu kritlk durumunda daha çağdaş ve sağlıklı bir Işletmeciliğe kavuşabilmesl İçin katkıda bulunacaklarını Ifade etmlştlr, (Baştarafı 1. Sayfada) «Cumhuriyet askerlne hayasızca tecavüz edenler devletin sillesini yiyeceklerdir. Bu cinayet lerin hesabını çok ağır ödeyeceklerdir» demiştir. Başbakan Demirel, vergl tasarısına ilişkin görüşlerinl açıklarken, «Parlamento sadece veren ama almayan bir müessese olursa, enflasyondan kur tulamazsınız» demiştir. Devletin günümüzde bir çok şeyi ödeyemez durumda olduğunu belirten Başbakan özetle şu görüşlere yer vermiştir: «ödensin diye parlamentodan çıkan bir takım yasaların gereğini devlet yerine getiremez hale düşmüştür. Biz onu ödeyemez durumundan çıkarmaya çalışıyoruz. Hâlâ bugün çiftçlnin bir çok mallarının bedelleri ni ödeyememış durumdayız. Hâlâ çay, pancar Oreticlsine borcumuz var. Zonguldak Kömür işletmelerinden emekll olan işçlnin ödenemeyen ve mik tarı 5 milyarı bulan kıdem tazminatları var. ödeyelim demek kâfl değil ki, eğer karşılığı yok sa bu hesaplar yürümez. Karşılığı olmadan Türk devletinin başına yenl masraflar açmak aslında devleti Idare edilmez hale getirmekten başka bir şey. değildir.» /' Demirel, bir soru üzerine ! yurt Içl gezilerlne ne zaman çı • kacağının belll olmadığıru bil i dirmiş. «evvela yokluk savaşla l rı tamamlansın» demlştir. Demirel (Baştarafı 1. Sayfada) donardan biri Ercan Havaalanının üzerinden geçmektedir. Bu durumda Ercan Kulesinin, Rumların elindeki Larnaka Kulesinin bildirimlerinden ve bunun sonucu olarak üzerlndekl uçak geçişlerinden haberi olma maktadır. Buna karşılık bazı şir ketlerin eski uygulamada olduğu gibi yine Ercan Kulesini arayıp bildirimde bulundukları, ancak bu durumun bütün uçak lar açısından söz konusu olma dığı ilgililerce bellrtilmiştir. Kıbrıs'ın Kuzeyindeki Hava Sahasında ortaya cıkan bu durum KTFD hükümeti yetkililerine göre, «Kıbrıs'taki uçuşları son derece tehlikeli bir hale ge tirmiş ve uçuşların güvenliği açısından birçok sakıncalar ya ratmıştır.» KTFD Hükümeti yetkilllerl ken dl aralarında yaptıkları danışmadan sonra bu görüşlerl Lefkoşe'deki Türk Büyükelçiliğine lletmlşlerdlr. Büyükelçilik nezdlnde yapılan girişimde bu sakıncalorın giderilmesine de Işaret edilmiştir. .Ortaya çıkan durumun aynı zamanda askerl uçakların yapacakları manevralar açısından da bazı sörunlar doğurduğu bildirilmektedir. 714 sayılı Notamın kaldırılmasında önce Türk savaş uçakları Kıbrıs'm Kuzeyindeki Uluslararası Hava Sahasında Ercan Kulesine bildirimde bulunduktan sonra ma nevra yapmaktaydılar. Kıbrıs Rum yönetiminin Barış Harekâtından sonra kapattığı koridorları yenlden traflğe açma 6i, bu manevralarla İlgili bildlrimler açısından da sorunlar ortaya çıkarmıştır. ETFD ÎŞADAMLARI (Baştarafı 1. Sayfada) tam kapasite kuilanımına doğru çıkılabilsin.» YETERLİ DEĞİL İSO Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Coşkun: « Eskiden beri bekleyen transferler, müracaat sırasına göre değil, kur farklarının yatırılmasına göre yapılmaktadır. Aldığımız bilgi ler, kur farkını yatıran sanayicinin dövlz transferlnin de 15 20 gün İçinde yapıldığı yolundadır. Ayrıca transfer sonrası Merkez Bankası'nda 12 15 günlük bir bekleme süresi vardır. 300 milyon dolarlık bir transfer yapıldığı yetkililerce Ifade edilmektedir. Ancak bu miktar yeterli değildir. Oretiml yeniden canlı hale getirmediğimiz takdirde enflasyonu ön lemek mümkün olamaz. Bu nedenle, karaborsanın tekrar oluşması ve istikrar tedbirlerinin başanya ulaşması için transferlerin derhal ve yüksek düzeyde yapılması gerekmektedir. Bu arada İran ve Pakistan' a ihracat yapan sanayiciler, ihracattan doğan döviz haklarını Ithaiatta kullanamamaktadır. Bu soruna da çözüm getirilrne lidir.» TÜSİAD Yönetim Kurulu Baş kanı Ali Koçman: « Kur fark larını yatıranların transferlerl 15 20 gün içinde yapılmakta dır. iç para sıkıntısı nedenlyle kur farklarının yatırılmasında güçlük çekllmektedir. Transferlerdekl geclkme İç para sıkmtısından kaynaklanmaktadır. Bunda formaliteierin de etkisl vardır. Kur farkını yatırıp da transferl yapılmayan sanaylci yada işadamından bize bir yakınma gelmiş değildir. Ancak transferlerin devamlılık arzedeceği kanaatının yaygınlaşması. daha süratli ve yüksek dü zeyde yapılması üretimln artırılması açısından bir zorunlu» luktur.» 4 4 2x2 kaç eder (Baştarafı 10. Sayfada) Bir aile facîası (Baştarafı 10. Sayfada) Kerlm dinlememiş karısını. «Bize kanun öğretme hanııım» demlş. «Biz öyle senin bildiğin Dermi kullanan erkeklerden de ğiliz. Arkadan konuşmayınız. Bizim adımız Seyfl değil.. Efen dlyiz biz efendliiil.. Erkek dedlğln karısını döver..» Macide hanım daha fazla da vanamamış, «Aman Kerim» demlş, «Ben sana Şerma Parp kullanan erkeklerln ustünlüğu tartışılmaz dedimse bu kadar kudurasın diye söylemedlm. Otur, oturduğun yerdeee. Erkek dediğin evine üç tane odun getlrlr.» Almış ellne terliğl, başla* mış Kerlme vurmaya. Yer misln *yemez mlsln? «Erkek dediğin i eoba kurar. Yarım kllo kesme îçeker bulur... Tıraş olurmuş! s Sıkıysa pazara gllllt!.. Iklyüzelll çram kıyma al da göreylm gününüüüül.» Kerlm Slnek'ezmezi «argılar İçinde, karakolda buldırk. Ifade (Baştarafı 1. Sayfada) verlyordu. «Olmaz kl efendlm» Emnlyet Genel Müdürlüğü Per , dedl, «Bir erkeğe bu kadar da sonel Daire Başkanı Ahmet vurulmaz kl!» Karabulut'un da izln alarak gö revlnden ayrıldığı bildlrllmekter dlr. Küçuktlryakl'nln Istlfasını gerl almasına rağmen, Genel Mu dürluk İçinde tedirginllğin sür düğu 8Öylenmektedlr. içlşlerl . Bakanlığına. yakın çevreler, fo , nümüzdeki günlerde Küçüktlr > yakl'nin ve Yalçın'ın İstifa ede (llarcılık: 3544) 1325 . bileceklerinl belirtmektedlrler. Hiç tereddüt etmeden kağıdı, kaleml çıkardı. Önce bir şeyler yazdıktan son ra aklına yeni gelmiş gibi bana döndü. Tabii canım ka fadan söyleyecekti işte. Kağıt kalemin gereksizliğini an lamıştı herhalde. Yanıtı şuy dU: İETT Genel Müdürlüğünden dün bir açıklama yapilarak, Paşabahçe Soğuksu Mahallesiyle Beykoz Dereseki köyü Toygartepe arasında demir direk ve tesis edilmiş olan 35 kl lovatlık gerilimli enerji nakil hattına 9 mart pazar günü saat 11.00'den itibaren enerji verileceği bildirilmiştir. Bu nedenle söz konusu hatta yaklaşmanın ve direklere dokunmanın can güvenliği açısından tehlikeli olduğu belirtiimiş, ilgililerin ve çevre halkının dikkatll davranmaları önerilmiştir. Beykoz'da yartn elektrik veriiecek olan enerji hattına halkın yaklaşmaması îstendi Üstündag (Baştarafı 1. Sayfada) munü de ekleyerek halkı slndirmeye çalışmaktadır» demiştir. Ostündağ, can güvenllğlne ve iç barışın sağlanmasına Ilişkin CHP'nin üzerine düşen görevi yapmaya hazır olduğu» nu. Başbakanın, «Kanı yerde kalmayacak, intikamı alınacak» gibi sözlerinin acz ve yakınma" ifade ettiğini bildirmiş, hükümetin Türk ulusunun hükümeti olamadığını söylemiştir. CHP Genel Sekreteri, «Hükumetin düşürülmesine ilişkin gensoru önergesi vermeyi düşünüyor musunuz?» sorusuna şu karşılığı vermiştir: «Ben bir yere mesaj vermeye çalışıyorum. Ulusumuzun temsilcilerinin durumu iyi değerlen dirmelerinl istiyorum. Değerlen dirme İyi yapılırsa parlamento da çözüm yolları vardır.» Mehmet Uhısoy Anlatıyor kalacak ünlü Brecht uzmanı ve günümü zün en önemli tiyatro adamı Giorgio Streheller'i izleyecektim. Brecht mantığı diyalektigi ve ozan hgı ile Akdeniz duyarlıgı ve renkliliğini özdeşleştiren Streheller birden önümden perdeyi kaldırdı ve yepyeni ufuk! lar açtı bana Birgün provalar sırasında şöyle bir olay oldu: Streheller oyuncularını yönetirken öylesine kendimi kaptırmu şım ki. birden sahneye fırladım ve kendi sine bazı sorular sormaya başladım. Her kes* şaşırmıştı. Streheller oyunu durdur, du ve sorulanmı yanıtlamaya koyuldu. Bir saat kadar böyle sürdü, sonra yenl den oyunculara döndü: «Haydi başhyoruz» dedt Ertesi gün büyük ustanm baş asls tam geldi ve Hoca sizi asistan olarak almak istiyor Kabul eder misiniz? dedi. Böylece ben Streheller'in asistam oldum ve 20 gün için gittiğim Milano'da tam iki yıl kaldım. Ondan sonra, yeniden Türkiye'ye döndüm ve Sermet Çagan ile TÖS Tlyatrosunda bir yıl süreyle onun yazdıgı ve sahnelediği Ayak Bacak Fabrikası nı oynadık bu oyunla köy köy kasaba kasaba Anadolu'yu gezdik. Bu oyun sırasında da îlginç bir o* lay oldu. Bir köye gitmiştik. Köyün mey danında derme çatma bir sahne ustunde (Baştarafı 10. Sayfada) tstediği Bıınu klasik matematik le mi, yoksa modern matematikle mi çözeyim? İkisi arasındaki farkı bümiyordum. Bizim zamanımızda sadece matematik vardı ve işimizl görüyordtu «Hangisi ile istersen çöz yavrum, dedim. Nasıl olsa sonuç aynı çıkacak.» Cahilliğime acıyarak baktı. Meğer klasik ve modern matematik farkh sonuçlar verirmiş. Klasik matematik işlemi fazla sürmedl. Sonuçta iki kere ikinin karşılığı 7.5 falan çıkıyordu. Modern matematik, kızı daha çok uğraştırdı. Bunun sonucunda da 6.333 civannda bir sayı bulunmuştu. Artık dayanamadım. «Pekl yavrum, dedim. Mesela pazara çıktın. Tanesi 2 liradan 2 yumurta aldın. 7.5 11ra mı, yoksa 6.333 lira mı ödeyeceksin?» «Senin bu arkadAŞin dA çok safmış» gibilerden baba sına bakarak bıyık altmdaa 2 llraya, pazarda la mı kaldı amca? dedl Ücret politikası (Baştarafı 1. Sayfada) berine göre, iki seçenek şöy ledir: # İşçi ve işveren sendikaları İle ücret artışlarının belirli bir tavana bağlanması konusunda anlaşma sağlanması.. Bu konuda üretim ya dav verimlilik artışı ile ücret artışlarını lüşkl lendirilmesi, • • Ücret artışlarının frenlen mesi için doğrudan hükümet ta rafından bir düzenleme yapılması. Devalüasyon (Baştarafı 1. Sayfada) tahmlnleriyle çellştiği yolundadır. Geçen yılın bu döneminde Işçl dövlzleri 80 milyon doların altına inmemiş, şimdl verllen yüksek kura rağmen Işçl dövlzlerindekl glrlş azalmıştır. Yetkililer bu mlktarın «Her tür IQ beklentinln attında» bulun* duğunu, önümüzdekl günlerde cNormal sayılabllecek mlktarla ra geleblleceğlnl» bildlrmlşler" k dlr. lüks lambalan ışığında oynuyorduk. Köylüler ilk kez tiyatro seyrediyorlardı. Seyircinin ilgisi ve sevgisi büyüktü, ama tepkiler alıştığımız tiyatro seyircisinin tepkisi değildi. Kurduğumuz derme çat ma sahnenin ardına geçtik, selama çı kıp çıkmamakta tereddüt edlyorduk. Sermet Hoca «çıkın tabii» dedi. Biz de çıkıp selamladık. O sırada hiç unutmayacağım bir olay oldu. Biz onlara selamı verince, onlar da ellerini göğüslerine götürüp bizi selamla dılar. Ve böylelikle, ne kadar olduğunu çimdi kestiremeyeceğim bir süre, birbi rimizi selamladık. Bu halkm sanatçıya gösterdigi say gının örneğiydi. Ve hiç bir alkışla kıyas lanmazdı. Bize Yunus'u Pir Sultan Abdal'ı Karacaoğlan'ı yüzyıllann ötesinden kulaktan kulağa getiren güç, işte hal kın kendi sanatçısına duyduğu sevgidir. Tam bunun ertesi gün, başka bir köyde oynuyorduk. Köyde bir ozan çık tı. Sazıyla Karacaoğlan'dan. Pir Sultan Abdal'dan şiirler ok:.'du, birden hepimiz allak bullak olduk. Çünkü ozan Nazım'ın bir şiirini söylüyordu. Aşığa sorduk «bu okudugun hangi ozanındır?» diye. Bilmiyorum dedi, adı bilinmeyen bir ozandır. Rivayet edilir ki 16. yüzyıl da yaşamıştır ve halktan yana olup, Pa dişaha karşı savaşmıştır. Zaten bu yüz den de boynu vurulmuştur. YARIN, GECEYİ SÜPÜRÜYORUZ