25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKI lömünön yoksullaştmlarafc" yaşam dözeylnln döşürülmesi, gibi sağlıklı sayılamayacak politikalar icinde görülur. Kaldı ki. anamalcı sistem de, bir kurumlar bütünüdür. Bu kurumların her birinin işlerliğıni sağlamak ve sisteme gecerlik kazandırmak, son derece duyarlı ve birbirine Dağlı ilkelerden kaynaklanır. Öteki kurumlarını bir ycma bırakarak, diyelim yalnız rekabet kurumunu;; oile ülkemizde işierliğini ve kendisinden beklenen işlevleri yerine getlrdlğinl savlamak olanaklı mıdır? Kimi zaman hükümetlerin itha! yasağı kararları, kimi zaman da fiili tekellerle sınırlanmış, hatta varlığını bile yitirmiş olan rekabet kurumundan, düzenll işleyen bir anamalcı sistem içindeki işlevlerini yerine getirebilmesi, yani ekonomiye canlılık ve ucuzluk sağlaması, kaliteli üretimi özendirmesi ve arz ve talep dengesini gercekleştirmesi beklenebillr mi? Türkiye'de yapılan bütün reklamlarda bir |ilet firması dışında. fiyatlar platformunda bir rekabete rastlanabiliyor mu? Hayır. Çünkü, bir cok malın fiyatı genellikle Dreticiler arasında ve cok yüksek kârları amaclayarak saptanmaktadır. Tüketici. yoksul halk bu tekelleşmelerle cok geniş ölcülerde sömürülmektedir. Bu durumda liberalcilikten ya da onun ekonomik sistemi olan anamalcılıktan söz edilebilir mi? Rekabetin temel işlevlerini yerine getlrebildiği ekonomik ortamlarda işverenler bile kârların aşırılığından yakınırlar mı? Bir gerceği daha saptayarak bu yazıyı bitirmek lstiyoruz. Yapılan aşırı zamları ekonomik adaletin bir gereği gibi halka sunmaya calışmak da doğru değildir. Bir bölüm ve daha varlıklı halka mal ve hizmetlerl ucuz satmak ic'm devlet gelirlerini neden Kamu Iktisadî Teşebbüslerine (KİT'ler) aktaralım deniliyor. Oysa, zam yapılan mal ve hizmetlerl, bir iki istisnası dışında, doğrudan köyde ve kentte yaşayan halk kullanmakta ve tüketmektedir. Eğer, kövlerln elektriksizliğinden sözedilerek, varlıklıların ucuza tükettikleri, örneğin. elektriğin neden olduğu zararları nicin yoksul halka ödetelım denilirse, bunun ve buna benzer savların cok tartışma götürdüğünü hemen söylememlz gerekir. Çünkü, kentlerln, özellikle büyük kentlerin. nüfuslarının ortalama yüzde 6070'i geceköndu bölgelerinde oturan yoksul halktan oluşmaktadır. Ve köy kaygı verici boyutlara ulaşan düzensiz bir göc ile sürekli olarak kente taşınmaktadır. Kaldı kı, kentte pahalılaşan. diyelim elektrik enerjisi ile üretilen malların önemli bir bölümünü, köyde ve kenttekl yoksul halk tüketmektedir. Böylece. maliyetlere yansıyan enerji pahalılığı fiyatlar yoluyla koiayca halka aktarılmaktadır. Zamlarla halkın korunduğu savı inandırıcı değildir. ÇünKü, halkın zam iara karşı kendisini koruyacak gücü yoktur. Fiyatlar ona hep sunulur. O da kabul eder. CUMHURÎYET 6 MAKT 1980 ürkiye. denemeğe koyulduğu yeni ©konomtft ve sosyal politika lle tarihinln gene güc blr aşamasını yaşamağa başlamıştır. Bu ekonomik ve sosyal pohtıkanın belirgin ikl niteliği bulunmaktadır.. Bunlordan biri. ekonomifc yaşarrda Devietin rolünü enaz düzeyintı Indirgemek ve pazar ekonomisine ağırlık kazanaırmak; öteki de sosyal politikayı, ökonomik gücü elîe rJnde tutanların çıkarlarınm smırlarında tutmok. başka bir deyişla bu konuda alınması gerekli ve «•^!«, b'Ounnn önlemlerl kl ml verg! uygutamaları ile geçiştirmektfr. Kalkınma. ekonomik soruniön ve dengeslzHkleri çözme ve sonunda, yoşamı, özgürlükleri. haklan ve yayılmış refahı i!e yoşanmayo değer nlteliklerle donatma. kuşkusuz, h<?r şeyden önce, türr halkın, fakat. herkesten önce varlıklı grupların özverilerine dayanarak başlar.. Oretimi orttırarak büyür ve gellr doğılımında odaletl sağ tayarak amacınc ulaşır... Aşırı zamlarla ve para değer: ayorlamalcrı lle enflasyonun durdurulduğu. üretimin arttırıldığı ve dışsatımiarın geliştirüdi ği çörülmemiştir.. Eğer. bu yollardan geçerek. yani mal ve hlzmetleri pahalılastırarak, oüyük halk kitlelerinin zaten cok önemlf kayıplar gösteren satınalma güçlerini düşürerek, mal bolluğu yaratıp fiyat istikron soğlama ve dışsatıma yeni bovutlar kazandırmo istenivorsa. bunun. topiumsal ve siyasal rıitelikli büyük sakıncalar taşıdığını söylemek ve Hgilileri uyarrrak gerek!r.. T Ç olaylar ve görüşler Prof. Dr. Cahit TALAS ) bosın diyor Alpay KABACALI Ekonomi ve Yoksullaşan Halk dünyada ve TOrklye'de blrfkmlş deneyierl ve derslerı blr yana bırakmak, bu deneyıeri küçüm semek anlarrına gelmiyor mu?... Türkiye'nin ©konomik bakımdan gucsOz grupları ve özellikle işci sınıfı (memurlar dahil) sanki İkinci Dünya Savaşı içindeki sıkıntılı ve mutsuz gunlerini yeniden yaşıyor.. özgürlükleri gittikçe biçimseı bir nitellk kazanma yoluna girmiştir. Kendi içinde bölünmüş olduğu lcln anamalcıiar ve hükümetler kcrşısında etkinliğı çok sınırlı kalmıştır.. Daha çok Devlet kesiminde örgütlenmiş olan Türk Iş. görevinl topluiş sözleşmeciliğinin dar çerçevesine sıkışarak sürdürmekte, topluma karşı sorumluluğunu rkincı plon da tutrrakta ve hızlı toplumsal değişmelerin ve yenl oluşların gerisinde kalarak. 1965 öncesl canlılığına ve coşkusuna bir türlü dönememeiKtedir.. Oysa, enflasyon hızırtın aşırılığı kısa sure lerde bütün toplu sözleşmeleri de yıpratmıştır.. 1977 yılının sonlarından başlayarak, işçilerln geroek ücretlerinde önemli düsmeler süreklilik kazanmış bulunuyor. Gerçek ücret, son 16 yıî icinde yüzden yetmişe inmiş bulunuyor. Bunun anlamı şudur: işcller 1963'ten bu yona ulusal gelirde sağlanan artışlardan, kalkınmadan Iriç yararlanamadıklarından başka yaşam düzeylerl yüzde 30 oranında gerüemiştir. Memur ve emeklilerde ise, bu oran dramatik boyutlara doğru tırmanmasını sürdürüyor. Bu tür olumsuz gelişmeler, sosyal yanlan ve etkilerl ihmal edilmlş ekonomik önlemlerle hızlandırılırsa, toplum son derece duyarlı bir nitelik kazanır ve bütun uc davin'mlere elverişll bir ortam oluşur. Sendikacılık hareketl radikalleşlr ve yaşam savaşımına girmek zorunluğunu duyar. Bu savaşım acık ve kapalı olabilir, yanlış siyasalardan ötürü ikisi de haklı sayılabilirInsanın, kuşkusuz, en kutsal ve dokunulmaz hakkı yaşam hakkıdır. Gelirieri her günkü calışmalarının karşılığı olan ve hep yeterslz kalmış ücretlerinden oluşan Insanların calışma hakkı. özellikle işsizliğin yaygın ve sürekli olduğu ulkelerde. yaşam hakkının bir uzantısı mteliğini taşır. Hükümetler bu konuda çok dikkatli olmak zorundadırlar. Yaşam hakkına dokunmak adaletsizlik ile birleştiği ve yaygın bir nlteiik kazandığı zaman, toplumlarda sosyal barış bozuıur. Calışma hakkı zedelendiğinde. bir Ticaret Bakanı, diyelim TARİŞ'te, yasalara, toplu Iş sözleşmelerine aykırı olarak işlerlnden edilen işcilerin yerlne, yangına körükle gidercesine, önceki hükümet döneminde işten çıKarılmış olanların alınacağını söylerse, ekonomik ortamın en COK gereksinim duyduğu sosyal barış elbette tehlikeye girer ve bu ortamda ne yapsanız, bugünlerde gene cok sözü edilen yabancı sermaye gelip yatırım glrlşimlerine koyulmaz. Olmuşsa bile, geçmıştekl yanlışları zlncirleme sürdürmenln ve politikaları yanlışlar üzerine oturtmaya calışmanın kime yararı olur? BU OYUNA DİKKAT! S ağın belirll bir keslmi sevînc lclnde. AcıQa vurulmayan onca satır aralarından anlaşılan bir sevinc bu Türkiye'nin «ic savaşı» yaşadığı yolundaki teşh!s»ler. Bu kanı yaygınlaştırılabilirse, «resrri göruş» olarak benim senirse kimi sağcıların «güvenlik kuvvetlerine {ya da savaşın tcraflorından birine)» yardımcı olma gercekleri gecerlik kazanacak ve akılları sıra öteden beri sözünü ettikleri «Endonezya Kıyımı» benzeri bir insan avına girişebi lecekler. Ne yazık ki sağın kimi başka kesimleri de bu oyuna alet oluyor. Tarlh boyunca, libşral döşöncenin uygulama larından, ©konomlk bakımdan güosüz olanların ve özellikle ücret geürlllerln nosıl ezildiö.1. bu uy gulamalarla sınıf savaşımlarının nasıl körüklendiğl. huzursuz, adaletsiz ve yoksulluk He aşırı zen ginliklerin yarattığı dengesiz toplumlarm siyasal bunalımlara nasıl sürüklendiği hep görül» gelmlştir. # GÜVENLİK GÜÇLERÎNE ORTAK ! 27 şubat günlü TERCÜMAN'da Ahmet Kabaklı, Hasköy'de harac isteyen beş serseriden ikisinin esnaf tarafından yakalanıp dövüldüğünü yazıyor ve ekliyor: «Artık kimseye bakrradan vatandaşın kendi can, ırz ve mallarına sahip cıkmq cesareti, rezıllerin karşısına bir bayrak gi bi dikilmişti. Güvenlik Kuv vetlerine elbette yardımcı, hatta ortak olacaklardı. İc savaş icinde, seferberlikte yiz.. Bundan böyle halkımız her yerde, şeytanın ba cağını Ve Ecevit'In miskinleştirme büyüsünü kıran Hasköy kahramanları gibi davranacaktır. Aslında kor kak ve sünepe olan komünist serseriler, kacacak delik bulamayacaklardır.» Denenen Ekonomik Politika Hükümet, temellnde liberal düşüncenln ve bu düşünceye dayanan anamalcı sistemin en cok eleştirilen «bırakınız yapsırucı Ilkesine ağırlık tanıyarak, yeni bir ekonomik politikayı, Istemeyerek de olsa; denemektedir. İlgilllerln, iş cevre lerinin ve kimi ekonomicilerin tüm iyimserliklerlne karşın, bu poütikanın başarılı olması son derece kuşkuludur. Bir kez şu olguyu yeniden anımsamakta yarar var. Ûlkelerln bunalımlı dönemlerinde ekonom), liberalciliğin doğal ya da Tannsal denilen kurallarına, görünmez elln denge ve uyum sağlayıcı becerilerine bırakıldığı zaman, bunalım ağırlaşır. Bunun nedenleri, 1) Anamalcı düzende genellikle bozuk olan ücretkâr ilişkisinin daha aa bozulması, 2) Kimi ülkelerde hızlı nüfus artışı. 3) Sürekli acık veren dış ödeme dengesinin yarattığı dar boğazlar ve 4) Arz ve talep dengesinin zamlarla sağlanmaya caiışılması, başka bir deyişle, halkın büyük Dir bö Bir Yanılgı İc V' Sanıyoruz kl. benlmsenen ve uvguiamaya konulan ekonomik politikada önemli bir yanılgı don kalkarak yola çıkılmış bulunuluyor.. Bize göre bu yanılgı, anamalcı kesime dayanarak, ço ğu ekonomik sorunlann cözulebileceğinden kay* naklanmaktadır.. Bu kesimin desteğinin ve işolrlı ğinin yeterll olacağı görüşü ağır basmştır.. Oy» sa. onamal ve Iş cevrelerlni olusturanıar küCük bir azınlıktır. Ûte yanda, işçisi, memuru. emckiisi, kücük esnafı ve küçük toprak sahibi olnrk büyük bir halk kitlesi yer almaktadır.. Bu halk Wit!esinin dinamiöi Işd sınıfıdır. İşci sınıfını ihmal ederek, onun yaşam koşullarını a* ğırlaştırarak ve kiml temel haklarını smırıamaya hazırlanarak. eşdeyimte. zaman icinde işçl sınıfı nı karşıya alarak. sorunları cözmeğe calışmak. «İMHA ETMEK»! Ve MHP sözcüsü HERGÛN'de Enver Altaylı, t l c eavaş ve bölücülük» başlıklı yazısında gerçek amacla* rını acık acık ortoya koyuyor (2 mart): «Milletler her zaman dışardan gelen büyük tehlikelerle karşı karşıyadırlar. Şayet iceride bu tehlikelert bertaraf edecek sağlam bir milli yapı varsa, sağlam bir devlet varsa, sağlarr bir e konomik yapı ve sosyal teş kilatlanma varsa, dışarının bu tertipleri boşa cıkar. Bu gün Türkiye İcinde cok acil tedbirler olmak zorunda olduğumuz şu günlerde. öncelikle, dışarıdan verilen emirleri tatbik eden mihrak ları, şahısları anayasanın ve kanunların verdiği hakka dayanarak imho etmek zorundayız. Aksi halde başlattıkları ic savaş milletimiz lcin büyük bir felâketle sonuclanacaktır.» % • • ' Daldaki Kuzular OKTAY AKBAL EVET HAYIR 1930 6 MART ANAYASA KAPILARI Sağcı basın, şu günlerde 141 142. maddeler uzerinde de duruyor sık sık. İşlorine gelince Anayosayı değiştirmekten söz eden sağcılarımız, bu maddelerden söz acılınca Anayasaya sığınmaya |alışıyorlar. İkide bir Anayasanın değiştirilrresi gerektiğinl öne süren Nazlı llıcak. 1 mort günlü TERCÜMAN'da şunlan yazıyor: fDemokrasl zekâyı hür bırakır, komünizm ise ze kâdan korkar ve onu zincire vurur. İşte zekâlar {ioktrin zincirine vuruldu ğu' fclndir kl, Türkıye'deki demokrasiyi eksik bulanlar. sosyalist demokrasileri gök lere cıkarırlar. (...) Anayasamız hürriyetci düzeni yık mayı amac edinen siyasl partilers meşruiyet kapıları nt kapatmıştır. Onlar cbur juva demokrasilerindekl» hürriyetleri dilenedursunlar, Her fırsatta 141 142'den derr vurarak. siyosi rejimimizi cici demokrasi gibi deyimlerle karalamaya calış sınlar. Bütün dünya, Türkiye'ye hürriyetci demokrasi ile idare edilen 23 ülkeden birl gözüyle bakmaya devam edecektir.» GAZİ HZ. ANTALYA'YA GİDİYORLAR «Yavuz» zırhlısı limammıza gellypr Verllen malumata nazaran tamiratı ikmal edilen «Yavuz» zırhlısının sürat tecrübelerlnde azami muvaffaklyet elde edilmiştir. Yavuz'un Haydarpaşa açığına muvasalatına intizar edilmektedir. .*w B lr Cln öykösOymös. Kulübenln İçinde yanan kuzunun başına gelenier... Daha doğrusu kızarmış kuzuyu tath tatlı yiyen köylülerin icinde kuzu bulunan başka bir kulübeyi yakmaları; giderek kuzuyu tek başına pişirlp yemeyi akıl etmeleri!.. Bu öyküyü CHP Oenel Böşkanı bütce konuşmasının sonunda anlattı geçen gün. Kıssadan hisse cıkarsınlar diye! MHP sözcüsünün görüşü şu: «O kuzu değil domuzdurl Başbakanın tepkisi de <Ev yanmış da kuzu kızarmış. Bunların ciddiyetle il* gisi alâkası yoktur»... Şu, cok partili dönem adını verdiğimlz, hepsi birbirlnin benzeri. hepsi «sağcı» çizgide bir sürü partinin, IIderin birbiriyle sandalye kavgası yaptığı bu düzen şöyle böyle 1945'den beri bir curcuna, bir hengâme halinde sürü p gidiyor. 1945'de doğanlar bugün otuz beş yaşında; içierinde Parlamento üyeleri, hatta bokanlar var. Bitmeyen bir kavgadır bu: Türk uiusunu cileri»ye götürmek isteyenlerle «geriye» sürüklemeye calışanların itlş kakışı!.. Bu «ilerici»ler bir türlü siyasal sahnede gerçek özgürlüklere sahip olamıyorlar, bu yüzden etkinliklerini duyuramıyoriar, o zaman caresiz, CHP gibi otuz beş yıldan berl ceşitli evrelerden geçmiş, kiml zaman llerici kimi zaman gerici, ödüncü bir kişiliğe bürünmüş bir partiye egemen olmak, o partiyi Kemalist Devrimci cizgisine döndürmek, o çizgide Iş yapar duruma getirmek savaşımı veriyorlar. Ama ne yapsalar CHP'yi. «sol» görün* mek. göstermek isteyen lyiniyetli kişilere rağmen sımsıkı bağlarla bağlı olduğu «sağcı» eğilimlerinden, tutumlarından sıyıramıyorlar... 1951'de ünlü blr yazarımız, Atatürk'ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak Istedlğlni söylüyor. diyordu ki: «Onun başladığı Işi biz tamamlayacak* tık. işte tamamlıyoruz: İlk iş olarak Arapça ezan. ondan sonra radyoda Kur'an. okullarda dln dersi, yenl yaprlan camiler. imam hatip kursları. ilâhiyat fakülteleri, Hac seferleri, din dergilerl bolluğu, okul kitaplarından cıkarılan Türkçe terimler yerine Arapca... En sonunda da bütün bunlar yetmiyormuş gibi Atatürk'ün ve devrimlerin aleyhmde bir sürü yazı yazmış olanları yeniden öğretmenliklere tayinler. Hâlâ nasıl anıyoruz Ata» türk'ün adını? Utanmıyor muyuz?» Ne var kl. bütun suc. 1950'den sonra Işbaşına gelen Bayar'lı Menderes'li DP iktidarında değildir. Atatürk'ün partisi CHP bu geriye dönüş eylemini 1946'da başlatmıştı. 1947'de, Eğitim Bakanı R. Ş. Slrer. hazırlanrmş. baskıya gönderilmiş «Tercâme» dergisinin Demokrasl sayısını durdurmuş, sonra bir kurula gözden geçirtip, kl mi parcaları çıkardıktan sonra dergiyi piyasaya çıkartmıştı. Yukarda yazısından bir parça aldığım ünlü yazar o günlerde şöyle diyordu bu konuda: «Tasfiyeye tabl tutulmuş parcaların neler olduğunu gördük. Bu parçalar daha cok modern Amerikan Demokraslsinin temell olan fikirler. Recep Peker hükümetinin Amerikan Demokrasisi Ite birlik olduğunu söyledlği bir sırada aynı hukümetin Eğitim Bakanlığı. Amerikan Demokrasisinln dayandığı fikirlari memleketimiz lcln zararlı buluyor. «Nasıl olur? Bindiğimlz dalı kesmiş olmaz mıyız?» diyeceksiniz. Hayır. Bindiğimiz dal yoktur ki keselim. Kestiğimiz dal, biner gibi göründüğümüz fakat hicbir vakit binmediğlmiz. hicbir vaklt blnmeyeceğlmiz daldır.» Orhan Vell'nln yazılarıdır bunlar... Otuz yıîdan çok olmuş yayınlanalı. Bir şey var mı değişen? Gerçek demokrasi yönünde llerl bir adım atabilmlş mlyiz o gün bu gün? Parlamentomuzda siyasal eğllimlerln sagma olduğu kadar soluna da temsll edllmek olanağı tanımıs mıyız? Atatürk'ün 'çağdaş uygarlık* hedeflne doğru olumlu blr atılım yapmış mıyız? Gericilikten. oy ödüncülüğünden. halkı aldatma yöntemlerlnden kendimlzl kurtarmış mıyız? •Demokrasl1 sözcüğünön blllmsel anlamını duymuş. anlamış mıyız? Hayır. Koskoca bir hayırl İşte 1980 yıltnda slyaset adamlarımız. İşte sözleri işte eylemlerl, işte ozlemleril... IZMtR, 5 (s.a.) Beisicumhur Hazretlerl bugun saat 10.20'de Aydın Burdur tarikiy le Antalya'ya hareket buyurmuşlardır Reisihur H*nin yann saat 16'da Antalya'ya muvasalatları beklenmektedir. Londra Sefaretirnizde resmi kabul Londra gazetelerinden okunduğuna göre, iLondra'da Portlant meydanmdakl Türk sefaretinde seflr Ferlt bey ve refikası MUfide hanıtn tarafından mükellef blr resmi kabul verllmlstir. LondTK (razetelerlnln yazdıklarına göre, kadınlann elbiselerinin çoğu yerleri süpürmekte . lmlş. Kabulde Fransız, îtalyan ve İsviçre seflrleri dahl hazır bulunmaktaydı. DEMOKRASİYE ÎNANIYORSANIZ... MSP kanadının görüşleri eksik kalmasın diye, 2 mart günlü MİLLİ GAZETE'den AP'ye demokrasi ders'l veren Zeki Ceyhan'ın yazdıklarını aktaralım: «Sayın Sezgin!.. Siz, ken dinizce iyı saydığınız tedbirleri aldınız. Tedbirlerin tepkisini hep blrlikte göreceğiz. Unutmayın ki bu ül kede sizden başka kişiler de var. Onların ülkenin dü ze cıkması lcin düşünceleri var. Tekliflerl var. Onları görrremezlikten gelerek cBiz gidersek demokrasi yollan tıkanır» diye süngü lerin arkasına cökitmek hoş blr davranış değildir. Bu İm kânı ortadan kaldırdığınız zaman, tek care olarak ken dinizi ilan ettiğiniz zaman. biliniz ki demokrasi dedi ğiniz nesne zaten ortadan kalkmıştır. Gercekten demokrasiye inanıyorsanız yol ları tıkamayın. Sizlerden farklı bicimde düşünenlere manı olmayın.» fluüı Ttvtuumtu Yunan Türk Vunan ticareti Muahedat komlsyonu yapü&eak TürkYunan Itilaflanrun tanzim ve lhzarlyle meşRuldür. Komlsyon aynı zamanda Türkiye'ye ihraç ve TUrkiye'den lthal edilecek eşyanın tebi olacağı gümrük resrnini tesbit etmekte olup bu hususta her İki metnleketin menafii ve aralanndaki münasebati tlcarlyenln inki* safı gaye ittihaz kılınmıştır. Zirai mabsulatın ve sanayl mamulatmm himayesi talep edilecektir. Bu meyanda Anadolu sahillerinde balıkçılık icrasına müsaade edilmesi de istenecektir. imza için talimat aldı Harita mühendisi intihar etti Ankara Harita URıum MüdüriüğO MOhendis Muavinlerinden Mehmet Ali Bey bayramdan evvel mezunen Ankara'ya gitmlş, İstanbul Oteline inmiştir. Bayram gecesi epeyce içmij, sonra dışan çıkmış, saat on dokuz sıralannda Seyban Köprüsü üstünde tabanca ile kendisini öldürmüştür. Mehmet Ali Beyin evrakı «rMinda (Sefaletten intihar edllir mi? Pekala edilir! Ve tabanca dolu, metenet la* aım) ibareleri ve «ölflzn yolcusu» lmzasmı taşıyan kâğıtlar bulunmustur. Tahklkata devam ediliyor. ANKARA 5 (Telefon U) Yunan sefirı M. Polihronyadis'e Türk Yunan itilafn&mesini im zalamak üzere talimat gelmiştir. Yunan sefirl bize: «Yakında lyi haberler vereceğimizi tah min ediyorum» demiştir. Zelzele devam ediyor Evvelkl gün saat 10. 30'daki zelzeleden baş ka akşamüstü blri saat 18.15'te ve gece yansından sonra saat 1.50 de olmak üzere iki zelzele daha olmustur. Rasathanenin sismografı yerine konamadıgı için bu zelzeleler hakk»nda fazla malumat kabil olamamıştır. Şiddetli zelzele Bursa'da da duyulmuştur. «ÜSLUP» ÖRNEKtERİ Zorunlu Mecburiyet KelimelerF ağzımızda gevelemeden şunu acıkca ifade etmek isteriz: Beğenilsin veya beğenilmesin Türk demokrasisi komünizme de, faşizme de şeriatcılığa da kapaltdır. Bu kapalılık tarihın, coğrafyanın ve sosyal bünyemlzin geıreği olarak Atatürk'ün bu memleket lcin koyduğu zorunlu mecburiyetlerd&n doğmuştur. Kalıyor Ecevit'le Türklye'deki komünizmin hıyanet icinde olup olmadıgını tartışmak... Cihad BABAN , . (Son Havadis, 1.3.1980) Borsa hareketleri tnglllz llrası dün borsada 1030 kuruşta açılmış, 1033 kuruşa kadar yükselerek muamele gördükten sonra 1033 kuruşta kapanmıstır. DUn akşama doğru fevkalmutat olarak borsada döviz almak isteyen bir kalabalık hasıl olmustur. Benzeyen Benzetilen Işcl kılığıyia vicdanlı Türk emekcilerini kıstırıp fabrikaları sa\aş cephesi yapanlar arasında. Mehmetcik sayesinde, devletin ek« meğiyle semirmiş doktor köpekler, prof. köpekler. yazar köpekler, öğrenci köpekler ve bunları tahrik eden parlamenter köpekler vardır. Onların da acık gizll destekcileri: «Kontt gerllla, Güney Amerika faşisti, Gestapo ve SS» diye ordumuza polisimize saldıran partı liderleridlr. Ahmet KABAKLI (Tercumon, 26.2.1980) Güzel mi değil mi ? Yunan güzelinin Mis Avnjpa intihabı kızdır, fakat bugünkü Avrups için hayır. Matmaml Avrupa guzellne gelmos o ben her memlekette epey dedlkoduya muclp Avrupa gttzelliğlnl temsii edecek bir tip den daha esmerdi yani daha İspanyoldur. oldu. Mis Avrupa güzel mi, .değil mi? Ka her • halde heykel endamlı bir vücut de Alman Kraliçesi ne fikirde? zandığı Avrupa güzeli sıfatına layik mi, ğildir, bilakis «lagarson» gibi oğlan tiplnAlman Kraliçesi diyor kl: değil mi? diye münakaşalar devam edi de bir kadındır. Ben modem, asri bir kızım. Jürt heyor Muhtelif memleketlerin güzelleri bu MJs ttalya'nın ltlrazlan. yetl beni görür görmez hayrette kaldı. konuda gazetemize ceşitli beyanlarda buİtalya güzeli diyor kl: Dediler kl, «İşte güzel bir oğlan...» Ben lunmuşlardır: «Avrupa güzellik müsabakasında Jttri ise memleketimim güzelliğlni temsll etr Belçika guzeli ne diyor? oin nasıl bir güzellik aradığını bilmek la miş oluyorum. Diyor ki: zımdır. Avrupa tlpi ml? Fakat hakemleı Macar dilberinin hflcumlan "^ Bu nazik meseleyl bana sormayınız, bu acaba ne istediklerini biliyorlar mı?» Macar dilberl diyor ki: nususta herkes sahibi rey olabilir, fakat tspanya dilberl ne diyor? ben ol&rnam Ben yalnızca bir şeyden Doğrusunu lsterseniz Yunan güzelinin «İspanya hicbir zaman Avrupa güzeli ti Mis Avrupa İntihap edilmesi temamen bahsedeceğim. Yunan güzeli kıyafeti sapinl temin edemez. Jüriden bir zat bana haksıs olmustur Yunan güzeli tamamen yesinde intihap edilmiştir. dedl kl, «Pek güzelslniz fakat pek tspan çıplak giyinmişti, elbisesi uzundu ve çarÇekoslovakya Kraliçesi ne fikirde? Çekoslovakya Kraliçesi diyor kl Avru yolsunuz. Gece k&dar slyah saçlannız İ» pık bacaklan yırtmaçtan görünüyordu oa güzeli Yunanistan lcin pek güzel blr Danya'dan baska hicbir ülkede yoktur.» Haksızlık yapılmıştır. Sağlama bağla Doktor bey, dikkat ettlm bütün hastalanmB», içtlkleri içkinin cin* sini, devam ettiklerl lo kantalan, kahveleri, oturduğu yerin mevklnl soruyorsunuz. Bu ne» den? Malı vazlvetlerini öğrenmek için! Tehlike Haklm Kannı pencereden atmışsm. Maznun V&llahl re> ts bey, düsünmeden yap tım. Haklm Ya mazallab sokaktan geçen birinin başına düşmüs olsaydı. Fransızcaİngilizce veya Almanca bîlir bayan memur alınacaktır Başmüdürlüğümüz Şehirlerarası işletme Müdürlüğünün Milletlerarası Servisinde nöbetll olarak calıştırılmak üzere münferiden yapılacak sınavla Fransızca. İngllizce veya Almanca bilir (üsanbilir) bayan memur alınacaktır. Aşağıdakl şartlara halz olanların münferiden sınav larının yapılabilmesi icin nüfus cüzdanı (aslı). diploma (aslı) ve blr adet fotoğraf ile birlikte Sirkeci Tahtakale*. deki Şehirlerarası İşletme Müdürlüğüne şahsen müracaatları İlan olunur. İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ Ş A R T L A R ; 1 Ortaokul. Llse vçya Yüksek Okul mezunu olmak. 2 18 yaşından kücük, 30 yaşından büyük olmamak. •ı Orhan Vell çok doğru yazmış. blz hlç blr vaklt binmedlk o demokras' dolına... Hlo bir vaklt de binmek Isteğinde değiliz. Bütün yaptığımız blr takım saf yurttaşlan o «demokrasi» dalıno blndlrlp sonra o dalıan, hatta o ağacı kökunden keslvermektir... SahlbJ : Camhartye» MatbMeüık «• GuetecIUk TJİ.Ş. adınm : NADİR NADt Oenci Yayın Müdüru: Oktay KURTBÖKE 8. Yanlslen MOdörü: Orhan ERİNÇ Basaa ve yayan: Cnmhoriyet Mstbaacılık n GaaeteeiUk T^.Ş. CBğalottlu TOrkoe»ftı Cad No 39 i l Posta Kutusu: «M tSTANBUI* Tetotont 20 97 03 CUMHURtYET BASIN AHLAK YA8ASINA 17YMAY1 TAAHHÜT EDER. • BÜEOLAR ANKARA Ronur Sokak yenlsehlr Tel: 18 33 35 17 5826 A İZMtRt Hfclit Ziya Bulvan No. 65, Kat: 3, Tel: 35 47 09 1313 30 • ADANA: Atatürk Cad Türk Hava Kurumu ts Banı Kat: X N e : 13. Tel: U 050 10 731 ABONE ÜCRETLERÎ Ayto» Yurt lct Yurt TAKVÎM 6 MART 1980 tmnk :.5O tfcfndl GLne» Akfam öfile Yatn 30.36 300 «00 900 1.800 3.600 3.800 7JKX) üçafc fierettt grnplaıtna ve gBre aynea
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle