24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON CUMHURİYET 6 MART 1980 Mugabe, ulusal cephe hükümeti kuracağını acıkladı SALİSBURY (a. a.) Rodezya'da yapıfan seçimlerde oyların büyuk bır çoğunluğunu alarak hükumetı kurma gorevıni üstlenen sıyah lider Robert Mugabe yaptığı konuşmdda, ulusal cephe hükümeti kuracağını açıklamıştır. Mugabe, bilındığı gıbı Rodezya'dakı beyaz azınlık yönetımine karşı sılahlı mücadele veren obür büyük gerilla örgütunun önderı Joshuha Nkomp'ya koalisyon önermeye hazırlanmaktadır. Boylece ülkede iktidann Afrıkalı coğunluğa geçmesinı sağlayan anayasa değışıkliği ve genel secimlerden sonra ilk «Zımbabve hukumetı»nın başkanı olacaktır. Mugabe basın toplantısında yeni hükümetin dış politikada bağlantısızlık sıyasetinı benımseyeceğini, ıktisadı alanda ise «orta» bır yol izleyeceğını soylemiştır. Ülkedekı beyaz azınlığa karşı da yatıştırıcı kararlar alan Mugabe General Peter VValls'ı Rodezya güvenlik .kuvvetlerinın başına getirmiş ve kendısine Rodezya'daki 3 ayrı silahlı güc olan ordu ve ıkı gerilla kuvvetinı bırleştirme görevı vermiştir. Gözlemcilere gore bu karar, Mugabe'nln General VValls'in kişıliğine dayanarak ülkedeki 230.000 beyazın mal varlığı ve bılgi bırikimierı ile göç etmelerinı önlemeye çalışacağını göstermektedir. öte yandan Mugabe, secmenlerınl hayal kırıklığına üğratma tehlikesini göze alarak «Ülkedeki ınsanların hayatlarında önemli değişiklikler yapmaya başlamasına rağmen, her şeyin bır gecede düzelemeyeceğı» gerçeğini açıklamış ve hangı ırktan ve ınançtan olursa olsun bütün Zımbabvvelilen «Afrika'nın onuru olacak büyük Zimbabvve'yi kurmaya» çağırmıştır. MUGABE: ZİMB ABWE'DE IRKÇIOLM AY AN BtR TOPLUM OLUŞTURMAK İSTÎYORUM «Eğer silahb mücadelede ısrar edip, başarıya da ulaşsaydık, beyazlar Zimbabwe'de kalamazlardı. Ama biz, uzlaşma ilkesine dayanan bir siyasal çözümde anlaştık.» ğıl, yan yona carpıştık ve tabiı ki bizim yandaşlarımız daha cok çarpıştı. Biz ZAPU ile Yurtsever Cephe ıcinde hiç bir zaman bütünleşmedik. Biz, ZANU ve ZAPU"dan oluşan bir cephe oluşturduk. Zaten seçım lere de hem «Cephe». hem d e ZANU ve ZAPU olarak katıl dık. Aramızda bır ıttıfak ve koalısyon soz konusu olabılir. SORU Nkorro, Muzorevva, kısaca herkes beyazları kazan maya calışıyor. Sız de bu yolda caba harcıyor musunuz? YANIT Biz tüm halkı kazan maya calışıyoruz, tum Zirrbabvve lıler dönuşumu anlayabilsin ve demokratık bır toplumun kurulmasım onaylasınlar dıye... İster melez, Asyalı ya da sıyah... Hıç bır ayrım yapmaksızın biz tum Zımbabvve halkını kazanmo ya calışıyoruz SORU Ulkede ne gıbı değışıklıklen ongörüyorsunuz? YANIT Kışilerin görüşlerini ozgurce açıklayabılecekieri bır derrokratık devlet kurmak ıstiyoruz onceiıkle. Irkcı olmayan bır toplum oluşturmak istiyoruz. Bugun ülkeye bır ırk grubu ege mendır ve bu durum mutlaka değışmelıdir. SORU Güney Afrfka ile ba rış ıcinde birarada yaşamayı düşunebılir misinız? YANIT Tabii. Neden olma sın. Guney Afrika. coğrafi bir gercektir. SORU Ama orada özellikle sizden pek hoşlanmıyorlar?.. YANIT Onlar blzden hoşlan mayabllir, biz de onların istem lerini beğeraneyebilıriz. Güney Afrika. bizim onlarla komşu olduğumuz gerceğıni kabul etrrelidir. Biz de aynı şekilde dav ranacağız Biz kendi evimizde patronuz, ıstediğimizi yoparız. Onlar da kendi evlerinde ıstediklerl yapabilirler. Irk ayrımı politikasına karşı olmamıza ve orada halkın coğunluğunun ezildiğine inanmamıza rağmen, Güney Afrika'ya karşı silahlı mücadeleye girişecek değıliz. Oradakj halk, kendi mücadelesini yürütmelidir, tıpkı bizim burada yaptığımız gıbi. ANKARA.. ANKARA.. ANKARA. Demokrasi Korosu Müşerref HEKİMOĞLU ecen akşam TRT Çok Sesli Korosu'nun konserme gıttim Konser onuncu kuruluş yıldonumune rastlıyor. Y'llarca once Anadolu ıllerınde bır ses sınavı duzenlenmış, sınavı kazananlar calışarak güzel bır koro oluşturmuşlar. Yonetıcı bır Alman, kutlanacak bır kışı bu Bay Strauss. Değişik seslerın uyumunu ne güzel sağlıyor! Biz başkentlıler polıtikayla koşullanmışız, kulağırrda guzel şarkılar, hayalımde de polıtıka sahnesınde solıstlıkte dırenenler, oz sesınden başka seslere kulak tı, kayanlar, soyledığı şarkıya tutku duyanlor.. Anadolu ülerınden gelen delıkanlılar, genc kızlar değişik seslerıyle guzel bır muzık oluşturuyorlar da aynı ıllerden gelen polıtıkacılar değişik eğılımlerını, seslerınf uyumlu bıcımde sunamıyorlar nedense!. Ses eğıtımı demokratik eğıtımden daho kolay galıba... Koro yonet'cısı Strauss gıbı her sese hakkını vererek cok ssslı bır şarkı oluşturabılen yonetıcilere siyasal korolarda da buyük gereksınım var bence! Oysa bugun değişik seslerin yok edılmesı eğıllmı ağır basıyor. Çok Seslı Koroyu izleyenler arasında Mevhıbe İnonü de vardı. Vaktıyle Paşa'yla yanyana, elele oturdukları koltukda bir yakınıyla birlikte dınliyordu şarkıları. Onu seyrederken rahmetlı İnönu'ye benzettim biraz. Paşanın ozlemıni, boşluğunu, yalnızlığım Paşa'ya donuk yaşayaro'k dındırmeğe calışan bır goruntude Bayan İnonu. Geç mişe, ortak anılara sevgiyle uzanıyor. Sevgı ne guzel şey, ama sevgıden nasıl yoksun yaşıyoruz değil rri? Hangi türü olursa olsun sevgi insana yeni bir boyut kazandırır her zaman. Severek güclendiğini, zenginleştığinı, yeni boyutlara ulaştığını hissetmek büyuk mutluluk. Ama sevgiden yoksun bir toplumda herşey, herkes boyut kaybedıyor giderek. Konserden sonra soğuk, karanjık bir başkent gecesine daldık. Herkeste bir korku, bir an önce evine varmak isteği. Saatler yırmi iki otuzu gösteriyor ancak, geç değil, ama başkent gecelerl erken bitiyor sokaklarda. İnsan biraz da rahatsız oluyor. Yabancı bir ülkede, Türkiye'nin başkentinde böylesine kuşkulu, korkulu olmak büyük mutsuzluk, dtyor bir dostum. Yalnız gecelerı değil. gündüzleri de mutsuz dolaşıyoruz yollarda. Geçen sabah Çankaya'nın karlı tepelerinde dalgın yürürken bırden karşımda dıkilen Mehmetçiklerle dona kaldım Nereye gittiğimı sordular Elbet görevlerini yapıyorlar Onlara sevgiyle gülumsedim ama yüreğımde başkentın soğuğunu hıssettim Dalgınlığım sürseydı, sorularını yanıtlamasaydım başıma tatsız bir olay gelebılırdi Kulağımda kımi bildirilerde vurgülanan «acımasız» vur komutu çınladı. Çankaya'nın beyaz tepeleri golgelenıverdı gozumde Acımasız sozu insana ters geliyor, biraz gerçekler acırrasız da olsa insaniar acımah olmalı bence... O saboh Çankaya tepelerinde yürürken Pembe Köşke donuktu duşunceienm. Cumhurbaşkanı Korutürk köşkte son gunlerını yaşıyor artık, veda havası coktan başladı. Başkent cevrelerı de Cumhurbaşkanı adayları nı konuşuyor kac gundur Sorulor, yanıtlar, yorumlar giderek ılgıncleşıyor Geçen hafta Federal Almanya'nın yeni elcisı onuruna Elçı Musteşar Alten'ın verdiği kokteyi de başkentte haylı eskimiş bır dıplomat geldi vanıma .Çağlayangıl secılecek mi, dedi Güldüm, bu seçımde oy kullanmayocağımı söyliye rek konuyu değiştirdım Biraz ötede ÇHP'lı Turan Güneş ile Orgeneral Haydar Saltuk konuşuyorlar Başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Evren, kara, deniz, hava komutanları burada bu akşam, Türk Alman dostluğunu kutluyorlar. Yabancı dıplomatlar ise martın son haftasında yapılacak secirri, o secimden sonra kutlanacak Gumhurbaşkanını. Diplomatlar arasında cok duyulan bir soru da şu: Asker mi, sivil mi? Eski bir CHP'li dostum adayları saymış, onu geciyor, asker kökenli de var, başka meslekten politikaya yönelenler de. Parlamento kulisinde başıkan adayları kolayca hissediliyor Hic ortada görünmeyenler herkesle kolkola gezmeğe başladı, birşey sorsanız doğrudan yanıtlamıyor, güncel konuların dışında kalmağo özen gösteriyor. Örneğin 714 sayılı notamla ilgili görüşlerini öğrenmek isterseniz duymazlıktan gellyorlar İnsanda yürek olmazsa Oumhurbaş>kanı secilmesl ne anlam taşır acaba? Kirri cevreler «asker ml, slvil mi?» sorusunu da bir yana bırakmak zorunluğundan sözediyorlar. İlle asker olsun demok nasıl yanlış bir yaklaşımsa, İlle sivil olsun demek de öylesine yanlış. dlyorlar. Cumhurbaşkanlığına görev ve sorumluluğunu gerçekten taşıyacak biri seçilmeli. Çankaya yollarında Mehme^çikler önümü kestlği zaman dalgınlığım bu yüzdendi. Meclis kulisinde dolaşan başkan adaylarını düşünüyordum bir bir. Körutürk'ün boş bırakacağı Pembe Köşk'e nasıl yerleşecekler, koltuklarında nasıl oturacaklar sorusunu cözmeğe uğraşıyordum. Ancok Çankaya Köşküne onlardan en lylsinln ya da adaylığından henüz sözedilmeyen bir başkasının gelmesi ne sağlayabilir, neyi değiştirir acaba? Kişiliği, saygınlığı, yetenekleri Anayasdmızın tam doğrultusunda bir Currhurbaşkanı sorunları cözmeğe. bunalımları gidermeğe yetebilir mı? Pembe Köşke pembe hayaller icinde değil, gercekci bir gözle bakmak gereğinden söz edenler haksız değil! Yaşadığımız koşuilarda, yalnız Pembe Köşkte Korutürk'ün yerini almak yetmez, Cumhurbaşkanı secimi tüm sorunları cözmez, herkesin görevine sarılması, sorumluluğunu ustlenmesi gerekiyor. Devleti yönetenlere, partilere ve tüm kuruluşlara demokrasi korosunda seslerlni duyurmak, notalannı şaşırmamak görevi düşüyor. G Z imbabvve'de yönetimın siyah'ara devrini sağlayacok seçımlerde rakiplerine kar şı ezıcı bır zafer kazanan ZANU Yurtsever Cephe'nm lıderi Robert Mugabe'nın Zirrbabvve' nın geleceğı beyazlar ve diğer sıyah partıierle ıl.şkıler konularında «Der Spıegel» ve «Newsweek» dergılerınde yeralan goruşlerını okurlarımıza sunuyoruz. SORU Kendinızın marksist olduğunu vurgulayan bır lıder olarak Zımbabwe'de tek par tılı bır sosyalıst devlet kurmayı mı düşünüyorsunuz? YANIT Ben. tek partıli bir devlet bicımıni empoze etmek istedığimi hıç bir zaman söyle medım Ben her zaman secinv ler ya da referandum sonucu ortaya çıkacok tek partili bir denrokratik devletin daha iyl ol duğunu savundum. İngiltere'de çok partili demokrasiyi tanıyan bir anayasayı kabul ettik. Bu da hangi noktada olduğumuzu gösterir. SORU Beyazlann ellerinde ki arazıyl almak mı istiyorsunuz? Robert Mugabe «Guney Afrika gerçeğim kabul etmek zorundayız» YANIT Hayır. Anayasa, gereğınce hükümete tanınan haktan yararlanarak arazl elde etmek istıyoruz. Çıftçılere gerek lı tazmınat verilecektır. SORU Sanayide genış çap It bir millileştirme düşünüyor musunuz? YANIT Hayır, her hangı bır millileştirme pianlanmamıştır SORU Bağımsızlıktan son ra beyazlar ne olacak? YANIT Eğer sılahlı mücadelede ısrar edip, başarıya da u laşsaydık, beyazlar Zfmbabvve'de kalamazlardı Arra biz uzlaşma ilkesine dayanan bır sos yal çozumde anlaştık. Bu anlaşmayı kabul ettık ve bu an laşma gereğınce bır af ilan edildı. Beyazlann yıllardır işle dıkleri suçları affetmıyoruz, ancak bır uzlaşmaya vardık ve bunabağlı kalacağız. Nkomo ile vSORU Savaşta bırlıkte carpıştınız, ama seçım <ere ayrı ayrı katıldınız Yurt sever Cephe'nin dağıldığı söylenebilır mi? YANIT Savoşta birlikte de Kapalı kapılar ardındaki siyasal çalkantılar SADİ BORAK 18 urtuluş Mücadelesi genlş cepheli bir savaşım: Batı'da Yunanlılar... Guney ve Guney Doğu' da Fransızlar, Italyanlar... Anadolu'nun çeşıtli jolgelerınden fışkıran ısyan alevlerı... Kuvayı Mıllyecıler üzerıne yüruyen Padışah kuvvetleri... Denırci ve Çerkez Ethem gaılelerı ve Meclıs içi ıha">etlerden orülen cehennemî bır mücadele... Özellık e Kastamonu ve çevresıni. oradan da Anadolu'nun ner tarafını sarmış olan frengı âfetıni de ekleyebilinz bu cehennemî savaşıma... Türkiye Büyük Millet Vleclisı. karşısındakı çeşitll düşmanlarla olduğu ka dar bu frengı düşmanıyle de savaşmak zorunda kal nıştır. Erzurum Milletvekıli Nusret Efendinln kürsüde /erdığı bilgıye göre bu frengı illeti Kastamonu ve cev resine ılk kez Kırım Harbi'nden sonra gelmıştır. Türk askerleri bu hastalığı Fransız kadınlarından almışlar \ie boylece de Anadolu'ya yaymışlardır. Bir örnek ver miş olmak icin sadece Kütahya'da üç bin frengili saptanmış olduğunu belirtebiliriz. Hastalığın gitgide yaygınlaşarak bir âfet halinl alması üzerine ivedi önlemler almak gerekmektedir. Ama, bu afetle savaşmak icin elde yasol bir dayanak yoktur. Bu savaşımın tek yolu. kızlarımızı ve erkeklerimizl evlenmeden önce muayeneyl zorunlu kılacak bir yasa getırmektir. Meclisin doktor üyelerinden Bursa Milletvekili Emin (Erkul) Bey önerge verir. Bu önerge üzerine Dr. Fuat Bey tarafından hazırlanan kanun ta sarısı. 26 arahk 1920 gününde gündeme alınır. Fuat Bey, yasa tasarısının gerekçesi hakkında açıklama larda bulunduktan sonra kanunun tümü üzerinde, konuşan Erzincan Milletvekili Rüştü Bey, gayrimeşru ilişki kuranlar hakkında İlahî kanunların, yani ka dınların taşlanarak öldürülmesinin uygulanmasını önerir! Birincl Türkiye Büyük Millet Meolisi, partilerden değil, kliklerden ve bağımsızlardan oluştuğu için üyeler daha çok kendi adlarına fikir vürütmektedir. Bu Frengi Kanunun sağlık yönünden başka, bir de şeriat yönü olduğu için konuşmalar günlerce uza yacak, bugün için yadırganacak, (hatta gülünç) fikirler ileri sürülecek, tartışmalar söğüşmeye ve böy lece de frengi trajedisi traji komiğe dönüşecektir. Şimdi, günlerce sürmüş olan bu tartışmalı, söğüşmeli ve döğüşmeli oturumlardan bazı bölümlerl aktaralım. Tasarının lehinde konuşan doktor milletvekil lerinden sonra Konya Milletvekili ömer Vehbi Efendi (Büyükyalvac) tasarının bir yanına şöyle itiraz ediyor: ÖMER VEHBİ EFENDİ (Konya) «...Fakir kız ve oğlanlar hangi doktora gıdecek? Konya 40 saattir. Kırk saatlik bir yer e bır kız kimınle gider? Han gi evde yatacak, ne zaman muayene olacaktır?» Boylece, evlenmeden önce adayları muayeneye mecbur kılan maddenın tasarıdan cıkarılmasını öne riyor. Salih Yeşil Hoca da bir başka yönden karşı cı kıyor tasarıya: SALİH EFENDİ (Erzurum) «...Kadınları ve kızları muayene ettirmek icin kadın doktor yoksa evlenecek kızın ana ve babasını muayene ettirmek yeterlidir Aksi takdirde bır kızı doktorun eline verip muayene ettirmek pek yollu bir şey değildir...» moz. Efendiler, ırz her seyden mukaddestır. Biz ne icin cihat edıyoruz? On beş yaşında bir kız, ken dısını kımseye gostermerr.ış Ncsıl olur da doktora muavene ettırebılır! Kendısinde ıllet olmadığı hak kında nasıl olur da doktora gösterebılır? Bu olur mu! <t. .Bır arkadaşımız dıyor ki: Muayene edilsın. Fakat, keşfi avret haramdır.. Avret mahallinı kes fetmek caız değildir. Efendiler rıca ederım bu nunla oynamayalım. Ben şer'î soylüyorum... Frengi ye muptela olmayan kımse nasıl olur da muayene ettırilir? (Gürültüler) Bunu yüksek Meclıs kabul ederse Allah indınde mesul olur. Çünkü, haram olan şeyin acıl masına müsaade etmek olmaz. Bu, aklen de kabilf tatbık değıldir. Efendıler, doktor olanlara soruyorum. Bakire dedığimız kızlarda frengi olur mu, olmaz mı? (Olur sesleri) » Dr. EMİN BEY (Bursa) «Burnunda, ağzında her yerinde olur.» Hulus! Efendi, öyle çabuk tesiim olan cinsinden değildir Bakirelerin muayenesının şer'an caiz olmadığını isbat etmek icin cok nefes tüketecek, itiraz edenleri susturmak icin kıyasıya bir söz düellosuna gırışecektır Bu konuda en çok hassasiyet gösterenlerin başında geliyor. Hulusi Efendiden sonra daha bircok kişl gelecek kürsüye, hacılar, hccalar, müderrisler, kadılar... Hepsi de hadisler. âyetler ve tefsirlerle bakire lerin muayenelerinin caız olmadığını kanıtlamayu çalışacaklardır. Bütün bu engelierın ve itiraz ordusunun karşı sında tasarıyı savunmanın ağırlığı Bursa Milletve kili Operatör Dr. Mehmet Emin Beyın omuzlcrında dır. Sık sık kürsüye cıkıyor, tasarıyı kanunlaştırmak içln bütün cerbezesiyle nefes tüktetiyor. Hatta, Mustafa Sabri Efendınin kadınlann ve dulların muayenesiyle bakirelerin mucyene dışı tutulması hakkındaki önerisıne bile sarılarak ödünler veriyor: DR. EMİN BEY (Bursa) «...Bugün hlçbîr bakirenin kapalı yerleri muayene edilmez. Muayene edilecek kısımlar gayet sımrlıdır. Buna dair kesin emir verilmiştir. Boynundak! yerlere bakılacak, bir de ağzı acılarak boğazına bakılacak, bir de dirseklerine bakılacak. Mesele bundan ibarettir. Nıcin bunu bu kadar gürültüye boğuyorsunuz?» Emin Beyin bu acıklamasından sonra, yani, kız larımızın yalnız boynuna, ağzına ve dirseklerine ba kılmakla yetinileceği hakkındaki sözlerinden sonra artık karşıt fikirlerin sona ereceği ve en önemli maddesi boylece bir hal çaresine bağlanınca tasa rının kanunlaşması beklenebilir. Mantık ve sağduyu bunu gerektiriyor. Şimdi, Erganl Milletvekili Mehmet Emin Beyin yanıtma kulak verelim: MEHMET EMİN BEY (Ergani) «Daha ne kal dı Emin Bey! Bizım orada kadınlar carşıya bile cık maz. Bu Ankara'da yapılıyor. Bizim orada yapılmaz.» Bütün karşı koymalara karşın Dr. Emin Bey yılmıyor. frenginin dshşetinl, kuşaklar üzerindeki yıkımını sayıp döküyor, kıziarımızın sınırlı bir şekil d© "dirseklerine ve boğazına bakılmasında hicbir ahlaıkî ve dînî sakınca olmadığını anlatmaya ca lışıyor. Ama, ilmiye sınıfından kimileri Nuh diyor, Peygamber demiyor. İşte bir itiraz sesl daha: ALİ RIZA BEY (Batum) «...Seclm cevremde doktor olmayan yerlerde kocaya gidecek bir kızı doktora muayene ettirmeye kalksalar o doktoru öldürfırler.» Bir milletvekili de oturduğu yerden haykırıyor: «Kıziarımızın burnunu bile göremezsiniz doktorlar!» MUSTAFA HİLMİ (Niöde) «Mahalle Ihtiyar heyetleri ilmühaber versinler, hastalıkları olmadığına dair. Bir ilmühaber kâfidir.» Zafer hocalarda kalıyor, 5. madde, esaslı su rette gözden geçirilmek üzere havale edildiği Kar ma Encüîren'den 28 aralık 1920 gününde tekrarUmu mî Heyete geliyor. Hocaların zaferî kesındir: Beşinci maddeden bakirelerin muayene zorunluğu kaldırılmış tır. Dullar, yanında bir yakını bulunmak şartiyle muayene edilebilecek, Doktorlara biraz güvensizlik oluyor ama bu kadarına da şükür diyelim. Ama, bu kado rına bile razı olmayanlar var hocalar içinde. Erzincan Milletvekili eski müftülerden Osman Fevz1 (Topcu) Efendi sadece dulların değil, bakirelerır de muayeneslni istiyor. Ama, bir şartla: «Ebeler muayene etiecek, gördüklerinl doktora anlatacak, doktor da ona göre teşhisini koyacak!» Frengjl tasarısının son şekliyle de Meclisten geç mesi tehUkeye düşmektedir. Operatör Emin Bey söz Ister. H Dünya BankasTna göre Çin, ışsızlığı önlemede büyük bir adım attı PARİS, (ANKA) Cin Halk Cumhuriyeti'nin. işsizliği önlemede büyük aşama kaydettiği ve bu konuda dünyanın en başarılı devletlerinden bir| olduğu bildirilmiştir. «Çin'de ekonomik büyüme ve istihdam» adlı bir Dünya Bankası yayınında verilen bilgilere göre, nüfus acısından dünyanın ne büyük ülkesi olan Çin'de, ha len 400 milyonun üzerinde kişi çalışmaktadır. Ülkede 19571975 yılları arasında tarım sektörün de yaratılan iş olanaklarıyla 150 milyon kişiye iş bulUnmuştur. Toronto Ühiversitesi Ekonoml Profesörlerinden Thomas Ravvsky'nin hazırladığı kitaba göre, tarım sektöründen gelen yoğun işgücü taffebi iki ana nedene dayanmaktadır: Tarımın kollektifleştirilmesi ve tarımsal girdi üretimindeki hızlı büyümeKitap Çin'den kurulan komünle rin ilk yıllarında, başta ekonomik faktörler olmak üzere bir çok neden yüzünden önemli so runlarla karşılaşıldığını, 1959 1961 yılları arasındakj kötü ha sadın bu problemleri daha da ağırlaştırdığını kaydetmekte ve kısaca şöyle denmektedir: «Tecrübenin giderek ' artışı. komünal üretim tarzının terk edilmesi, üretim ve dağıtımın denetiminin üretim birimj düze yine Indirilmesi bu sorunların hepsinin değilse de blrçoğunu çözümlemiştir.» Operatör Emin Bey (Bursa) Bakire kıziarımızın yolnız boğazı ile dirseklerine bakılacaktır; hepsi o kadar. FRENGİ YASASI BÜYÜK TARTIŞMAYA YOL AÇTI varsa. ya da frengiden anlayan bazı pansumancı ka dınlar varsa, kızlar da (onlar tarafından) muayene edilebilir. Aksi takdirde bu mümkün değildir...» Bunları söyleyen, kaymakamlık da yapmış bir mülkfye mezunudur. Görülüyor ki Medreseli Nusret Efendi ile aralarında bir hayli mesafe var; aydınlık bakımından. Siirt Milletvekili de ortalama bir öneride bulunuyor: MUSTAFA SABRİ EFENDİ (Siirt) «... Bu mua yene işi yalnız erkeklerde, kadınlarda ve dullarda o lur. Bakire kızları bu işlerden istisna edelim. Kızlar yüzlerce lira verır de kendılerını muayene ettırmezler...» Mustafa Sabri Efendi de 33 yaşında genc ve ya kışıklı bır sarıklıdır. Mektebı Kuzzat'ta Ceza Hukuku okumuştur. Sıvas Bıdayet Mahkemesı Reisliği ve Si yerek Kadılığı da yapmıştır «Baysan» soyadını almış, 10 Şubat 1960 tarıhinde vefat etmiştir. Şimdı bir medreseli daha konuşacak: FEVZİ EFENDİ (Malatya) «Her mahkemede ceza ile bir de fıılın vukuu aranıyor. Şimdi neden rruayene edilmesin? Gerek kızlar gerek oğlanlar muayene edılmelıdır Çunkü ıstikbali berbat edecek olan frenginin önü bu suretle alınır. Dinî taassubumuz vardır gibi sözler pek yapmacık sözlerdir. Köy lüler, Vehbi Efendınin dediği gıbi, kırk saatlik bir şeh re gelemez diyorlar. Köylü, kızını evermek icin kırk kere şehre gelır gider. Eşya alır gider. Niçin. istikbali berbat edecek, bir ailenin evladını berbat edecek kadın ve kız muayeneye gelmesin? Elzemdir ki hem erkek, hem kadın, hem kız muayene edilmelidir. Gel meleri lazımdır. Yoksa doktora gelmez ne demek o luyor. Uzunboylu bu mütalaalar nazara alınamazlar.» Bunları söyleven resmıne göre simsiyah sa kallı, sarıklı, molla görünüşlü, 38 yaşlarında bir kişi... Ama, 1920'de soyledikleri bu sözler sağduyuya ve bilimin gereklerine tamamen uygun... 16 Şubat 1944 gününde 62 yaşında vefat etmiş. «Bilgıli» soyadını almış. Gerçekten bilge bir din adamı. Cumhurbaşkanı yetenekleri sonsuz da olsa bu görevler zincirinde bir halkadır ancak. Öteki halkalan biz oluşturuyoruz, hepimize kolay gele!... rzurum Milletvekili Nusret Efendi de tasarıya daha değişik ve daha toleranslı bir acıdan bakıyor: NUSRET EFENDİ (Erzurum) «...Hastalığın mihrak noktalarında ıstasyonlar kurmalı. Kastamonu Vilayetinde bircok hastaneler acmalıdır. Doktorla rı mecbur tutmalı ve bunlar daima köylülerin Icinde bulunmalı. onların ruhî hallerini öğrenmelidir. Yok sa, kasabalarda doktorların oturması hiçblr fayda sağlamaz. Dıspanserler teşkil etmelidir. yani sıhhî heyetler kurmalıdır...» Konuşmasından aydın bir din adamı olduğu an laşılan Nusret Efendi ilmiye sınıfındandır. Medrese mezunudur. Arapca ve Farsca dillerini cok lyi bilmektedir Alay Müftülüğü de yapmıştır. Bu konuşmayı yaptığı sırada 44 yaşındadır. 1930 yılında 54 yaşında vefat etmiştir. Ailesi «Son» soyadını almıştır. Konuşma sırası Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı (İçöz) Beydedir. Değişik bir açı E Manş Tüneli 100 milyon sterline malolacak LONDRA, (a a) Manş Denizi altında, İngiltere ile Avrupa'yı birleştirecek olan tünelin yaklaşık 100 milyon Sterlino (16 milyar TL) malolacağı bildirilmektedir. Tek yönlü bir demiryolu hattını da icine alacak biçimde inşa edilecek olan tünelin projesi, «European Channel Tunnel Group» konsorsiyomu tarafından hazırlanmıştır ve İngiliz «British Rail» ve Fransız «Societe Nationale Des Chemins De Fer Francais» konsorsiyomunun teklif ettiği fiyattan yüzde 16 daha ucuzdur. Tasarruf, tünelin uzunluğunun birkac kilometre kısaltılması suretiyle gercekleştirilecektir. Manş tüneli inşaatını gerçekleştirecek olan grup icinde yer alan firmalar şunlardır: Fransız «Batignolles», İngiliz «Costain», Hollanda «Royal Bos Kalis VVestminster» ve Batı Alman «Philipp Holzmann». IMF GÜNEY KORE'YE 832 MİLYON DOLAR BORÇ VERİYOR VVASHİNGTON (a.a.) Uluslararası Para Fonu (IMF) Göney Kore'ye 832 milyon dolar tutarında borc vereceğini bıldirmıştır. Ülkenin ekonomik sorunlarınm cözümünde yardımcı olmak üzere verildiği söylenen borç miktarı, İMF'nin gelişmekte olan ülkelere verdiği kredılere göre oldukça büyük bir miktar tutmaktadır İMF'nin daha önoe verdiği krediler arasında bu boyuta ulaşanlar ancök ABD ve İngiltere gıbi gelişmiş sanayi ülkelerine verilmıştir. IMF kredisinin. Güney Kore'nin ekonomik programını desteklemek ve artan ©nflasyonla müoadele etmek üzere veriidiği belirtilmiştir. Güney Kore'nin ekonomik kalkınma hızı 1979 yılının ilk aylannda yüzde 13'den yüzde 4'e inmiş, ödemeler denges'ndeki açık İse dört katına çıkarak 3.9 milyar doları bulmuştur. ıMF, Güney Kore ekonomisinin bir dizl sorunla karşı karşıya olduğunu. bu sorunlar arasında petrol fiyatlarının yükselmesi ve bazı Güney Kore ihraç maddelerine ticari engeller konulması bulunduğunu bildirmiştir. Güney Kore'nin İhraç ettiği matların son üç yıl Icinde plyasa* da rekabet edemeyeaek duruma geldiğl, bunun nedeninin ise ülkede durmadan artan üaretler ve yüksek enflasyon oram olduğu belirtilmiştir. Bir muhalif ımdl de Mehmet Hulusi Akyol Efendi geliyor kürsüye. Evlenmeden önce kızların muayenesıne kesin olarak karşıdır. Uzun konuşmasından bazı paragraflar sunclım: MEHMET HULUSİ EFENDİ (Yozgat) «...Bir kimsenın hastalığı icin diğerim de muayeneye mecbur etmek doğru değildir. Frenginin tedavisl İcin muayene ve tedavi lazım, şerıot buna müsaade etmiş. Olmayanların ne icin ırzını, namusunu mey dana döküyoruz? (Gürültüler) Öyle gürültü ile ol S SÜLEYMAN SIRRI BEY (Yozgat) «...Bir genç. evleneceği bır kızın şeklini henüz görmeden icap etse de mahrem yerlerini başkasının görmesini uygun değildir. Eğer bana kalırsa bu muaye n© sırf erkeklere ait olmalıdır. Şayet kadın doktor Yalnız erkekler YARIN: Meclis savaş meydanına dönüyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle