18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON CUMHUHtYET 27 MART 1980 t (Dış Haberler Servlsl) 1979'un haziran ayında yapılan çenel seçimlerdo oyların en bü yük bolumünü almasına karşın çoğuniuk hükümeti kuramayan ve Koalısyonu yaşatabilmek Içın Sosyalıst Parti'nin cAleyhte oy kullanmamak» bıçırrindeki dış desteğiyle ayakta duran Hrıstîyan Demokrat Partı hükümeti duşmüş, Başbakan Cossiga 43'üncu hukumeti kurma hazırhklarına başlamıştır. İkinci Dunya Savaşının bitıminden bu yana 42 hükümet de ğiştırmiş olan İtalya'da Hrıstıyan Demokrat Parti son 35 yılın «sureklı» ıktıdar partısi nıte liğıni korumuştur. Iktıdardaki sürekliliğini zaman zaman koalıs yonlar ve özellıkle Merkez Sol koalisyonlarla sürdüren Hrıstıyan Demokrat Partı, bu kez, ortaklığa oyların %10'una yakın bir bölümünü sağlayan Sosyalıst Partı'yi çekememış, cok küçük partiler olan Sosyal Demokrat Parti i!e Libe ral Parti'yi dahil edebilmişti. Sosyalıst Parti'nin dıştan des teği, diğer bır deyişle tHükümet aleyhine oy kullanmama» bıçimindeki desteği 7 ay sürmüş, ve böylece 1979 Ağustos'undan bu yılın Mart ayına kadar Cossiga hükümeti Iktıdarda kalabilmiştir. Fakat Sos yalist Parti yöneticilerl arasm do bellren görüş ayrılığı sözu ttalya yine hükümet bunalımı içinde r Sosyaüst Partinin ikiye bölünmesi Cossiga hükümetine sağlanan desteğin çekilmesine yol açtı. edilen cDış destek»ln çekilmesine ve 42'nc; Hristiyan Demok rat Partı hükümetinin düşmesıne neden olmuştur. Hrıstıyan Demokrat Başkanı Francesco Cos sıga: Savaştan bu yana 43. hükümeti kurrraya çalışıyor. Sosyalıst Parti Genel Sekreteri Craxı: Partı Baskanı Rıccardo Lombardı ıle anlaşmazlığa duştu. Sosyalist Parti'deki fırtına Sosyalist Parti Hderl Craxl, İtalya'nın tarihinde ilk kez Sol' dan bir liderin «Başbakan» olmasıyla sonuçlanabılecek bır amaca ulaşmak uğruna Cossiga hükümetıni desteklemeyi go ze clmıştır. Fakat Cossiga hüku metinın A. B. D. tarafından İtal ya'ya yerleştırilmesi önerilen ye ni tıp Amerıkan füzelerıne «evet» demesi üzerne Sosyalist Partı Başkanı Riccardo Lombardi is tifa etmiştır. Lombardi ve taraftarları ile Genel Sekroter Craxı ve taraftarları arasında ikılık be lırmıştır. itaiya'da May.s cyında yapılacak yere! seçımlerdekı şansını yitirmek ıstemeyen Sosyalistıer partı* bırlığıni korumak ve oy kaybına uğramamak ıcm, Cossiga hükümetıni desteklemekten vaz geçmıştir. Bundan güttüğü. amaç, ulkenın ık ncı büyük partisi olan Komümst Parti'ye yere! secımlerde oy kaptırmamaktır. Komünist Parti'nin bekleyişi cTanhi Uzlaşma» çerçevesin de Hristiyan Demokrat Parti'ye 1977 « 1979 öF«»ın<fa destek sağlayan Komünist Par ti'nin 1979 şubatında desteğlnl cekmesiyle düşen Andreotti hü kümetinden sonra yenlden Iktl dara gelen Hristiyan Demokrat Parti'nin geçen ay yapılan Ku rultay'ı da sıyasi sahnenin karış masında rol oynamıştır. Şöyle kl Komünist Parti ile uzlaşarak blr «Ulusal Bırlık hükümeti kurulmasına taraftar olan HDP Gene! Sekreteri Zaccagnini Kurul tay'da poiitikasına taraftar bulamamış ve Genel SekreterMğe Komünist Parti ile uziaşmaya yanaşmayan grubun adayı oyların beşte üçünü kazanarak gelmiştir. Bunun üzerine Genel Sekreterlikten ayrılan Zaccag1nıni'nin yerini Pıçcoli grubu almıştır. Kurultay'daki bu değişiklik İtal yan Komünist Partisi'nın Hristiyan Demokrat Parti ile ilişkl lerını sertleştırmesine yol aça bıleceğınden, sol oylarda iddiası olan Sosyalist Parti, Cossiga hükümetini desteklemekten kaçınmıştır. Tedhişçilerin hedeflerinj artır ması ve enflasyon oranının (%21,5) AET'de en yüksek dü zeyde cluşu Hristiyan Demokrat Parti ile Komünist Parti'nin uz laşmasını gerekli kılarken HDP' deki sertleşme ve Sosyalist Par tı'deki bölünme ülkeyi yeni buna lımlara Itmektedir. Destek bulma olanağı azalan Cossıga'nın 43'ncü hükümeü kuramaması halinde 1979 haziranındakl son genel seçimin üzerinden bir yıl bile geçmeden yeni bır seçime gitme zorunlui luğu doğacaktır. Politika'da çiçekler ne zaman açacak? Müşerref HEKİMOĞLÜ eçen pazar Büyuk Ankara Oteltnln hoffind» OrKon Kabibay'ı gördüm. Kabibay 27 Mayısçılar'dan, beniaı altmışlı yıllora dönük anılarımda ayrı bir yerl var. Anayasa değîşikliğiyle ilgili çalışmalarda tizln de adınız geçiyor, ne dersinız, diye sordum. Güldü. Şimdilik sağlık sorunlarımda blr tırmanışdoyim^ Kabibay, birkaç yıl önce büyük blr trafik kazaeı g«* drdi, uzun süre komado kaldı, kimbilir kcc kez ölümden döndü. Komadayken eski arkadaşları gellr, kulağına se*lenlrlermiş: Uyan, Kobrbay uyan, bir lhtllalcl trcrffk kazasmda ölmez! Gerçekten ölmedi, terslne Ankara Otelirrin hofömJe çok iyl ve sağlıklı görünüyordu. ölüm duvarım güzet aşmış!... Biraz sonra Senatör Adnan Başer Kafaoğlu geldi, Kabibay ile bir yere gittiler. Kafaoğlu ve Kabibay'ın da eski dostluğu var. 27 Mayıs Devrımi'ncen sonra Kafaoğlu Milli Birlik Komitesinin danışmanıydı, sonra başka görevler aldı, başka danışmanlıklara yönelcfi ama doetluklarını sürdüruyor. Onlar otelm kapısında kaybolurken, Goşkun Kırca göründü merdivende, ealonda birkaç tur attı ve kayboldu. Kafaoğlu ve Kırca siyasal sözlüğümüzde güncelleşen kişiler biliyorsunuz. Onları görenler soruyor birbirlerlne: De Gaulle kim? G Yeşilçam örklye'de slnema söz konusu edildiğlnde ortaya üç devir çıkmaktadır: Yeşılçom öncesl, Yeşilçam slneması ve sonrası.. Görüldüğü gibi Türk sinemasım en çok etkileyen olgu Yeşilçam olgusudur.. Bugün bir sokak adı olmaktan öteye anlam taşımayan Yeşilçam 1950' II yıllardan başlayarak Türk slnerrasmı etkilemiştır ve bu etkisinl sürdürmektedir. . Yeşilçam sinemasınm kaba hatlarmı ve tzengln kızfakir erkek» öyküsünü dünkü yazıda tanımia mıştık.. Bu olgu nasıl ortaya çıktı?... Şimdi bunu özetleyelinv 1948 yılına gelindiğinde sayıları oldukça çoğa lan Türk filmcileri seslerlnl yükseltmeye başiarlar ve devletin Türk slnemasına yardımcı olması gerektlğini ortaya koyarlar. CHP hükürreti öe o güne kadar tüm fılmlerden alınan %70'lik eğlence resmini yerli filmler Için %25'e indirlr.. Vergj oranlarında kf bu azalma büyük bir paror kaynağının yerll sinemaya yönelrresine yol açar. Ancak bu parayı yatıranlar, filmlerin yüzde yüz Iş yapmasını da garantl etmek istemektedlrler.. Bunun Için holkın istediğl türde filmler yapmak üzere kafo patlatmaya baş lanır Düzeni Türk halkınm Leyla ile Mecnun, Tahir ile Zühre türünden «Olanaksız Aşk» öy külerine meraklı olduğunu gören sinemacılar, buna bir Amerikan buluşu olan «Mutlu Son»u ekleyince ortaya Ye şilçam çıktı. Aydmların alay ettiği Yeşilçam sineması, gerçek sinema cılara göre son derece başarılıdır. Çün kü, filmcilerin amacı alaya alınmamak değil, para kazanmaktır. Yıldız oyuncu sistemine dayanan zenginfakir aşkı öyküleri her zaman başarıya ulaşmıştır. Yalçın PEKŞEN T ABD'de siyaset ve iş adamları için "biyonik çanta,, yapıldı • YALAN SÖYLEYENLERİ SAP TAYAN ÇANTA KENDİNİ ÇALMAK İSTEYENLERİ DE GEÇİCİ BİR SÜRE KÖR EDİYOR. NEW YORK, (ANKA) ABD dek! elektronik cihazlar yapım cısı olan bir flrma, siyaset adamları için cbıyonik bir çanta» imal etmiştir. Yalnızca kataloğunun 25 dolar olduğu bildirilen «007 Bionic Briefcase» isimli çantanın en buyuk özellıklerlnden birisinin «yalan söy leyenleri saptaması» olduğu kaydedilmlştir. Biyonik çantanın özelllklerl şöyle sıralanmaktadır: # Çanta kurşun geçlrmeyen bir madde İle kaplı bulunmaktadır. •< Çantanın İçinde Insanların yalan söyleyip söylemedlk lerlnl belirleyen elektronik bir aygıt bulunmaktadır. # Çantanın sahibinln başka larıyla konuşmalarını otomatik olarok kaydetmektedir. # Çanta Içerisinde, patlayıcı maddelerln bulunduğu yeri saptayan blr aygıt da bulunmak tadır. # Çantanın veya çanta İle birlikte sahibinln kacınlması halinde de çanta Içerisinde bu lunan bir veriçi, si/ıyaller vere rek kaçınlanın yerini bildirmek tedir. # Çantanın sahibinln ellnden kaptp kacınlması halinde çan ta İçinde bulunan bir siren se sl çevredekileri uyarmaktadır. # Çantanın sahibl dışında bir kişi tarafından açılması ha linde çanta Içerisinden çıkan güçlü blr ışık çantayı almaya kalkanı geçicl blr sure kör etmektedir. # Çantada bulunan başka blr aygıt da telefonlara yanıt vermekte, oda Içerisine mikrofon yerleştlrilmesi halinde sahiblnl uyarmaktadır. De Gaulle olmak kolay değil elbet, belll bir blrrMm Ister. belli bir kişilik ister, belli koşullar Ister. Heves edenler kursakiarını sıkı tutsun bence Bcşkent cevreleri bu konuva dönük şimdi, Cumhurbaşkanı seçımi döneminde bu sorun neden ortaya çıktı. diye merak ediyorlar. Oysa bu konu yeni değil, Kafaoğlu söyledi, aylar, hatta yıllardır anayasa değişikliğiyle uğraşıyormuş, Gumhurbaşkanı Korutürk'e de söz etmiş bu çalışmalardan, blr kez Florya'da bir kez de Kontenjan Senatörleriyle blrlikte Çankaya'da blr çay söyieşisinde. Korutürk yetkilerinln darlığından yakınıyormuş galıba, Kontenjan Senatörü genişletme yolunu göstermış. Fransız sıstemıl... Bir başka Senatör, Prof. Nermin Abadan Unat da karşı çıkmış: Fransız sistemi Türkiye'ye faşizm getirirl Bir yanda kanlı olaylar, faşıst tırmanışlar, bir yanda anayasa değışıklıği çabaları, olaylar alacakaranlıktan sıyrılıyor. ama aydınlığa doğru m u 9 Başkentlıler onayasa değişikliğiyle ilgili çalışmalara blr Kontenıan Senatorunün yonelmesıni yadırgıyorlar. Kontenjan Grubunu aday deposu sanıyorduk. Başbakan, Cumhurbaşkanı adaylarını depo eden bir grup, oysa üyeleri arasında başka görevleri yuklenenler de varmış' Bu, şaşkınlığın ötesinde bır olay aslında, bir konten|an senatorü anayasa değişikliğiyle ilgili çalışmalarını parlamento içinde değıi, dışında sürdüruyor. Hatta İsviçre'de Malıye Bakanlığı temsilcılıği yaparken bu konuya eğıldiğını soyluyor. Kımı kışıler de soruyor: O zaman Kafaoğlu kafasını bu anayasa değişikliğiyle yorsun diye mi Kontenıan Senatorü seçildi acaba? Demokrasımız açısından çok duşündurucü bir olay bu. Hele bu çalışmalara NATO elçılığınden merkeze dönen bir diplomatın da katılması daha duşündurücu. Bu dıplomata kim vermış bu gorevı? Mılletvekıllerı ve Senatorlerin bu konuya iyice eğılmesı gerekır. Bır anayasa değışiklığı halkın desîeği olmadan gerçekleşebılır mi hıç? Kimi kişiler bunalım polıtıkasının gıderek bu desteği sağlayacağını öne surüyor. Ama ozgürlükleri kısarak, demokratik kuruluşları işlemez duruma getırerek hıç bır yere varılamayacağını yakın tarıhımızde yaşadık. Demek, De Gauiie olmayı düşleyenler tarıhten hıç ders almıyor. Doğrusu hic bır konuda ders alınmıyor yakın tarihten. Parlamento da yedı yıl onceki olayları hıç değerlendirmedi değil mı? Cumhurbaşkanlığı seçıminde ilk gün yaşanan olay ortada. Yedi yıîdır bilinen bır seçime partiler aday bıle gösteremedıler! Anlaşılır yöntem değil, kiml bunalım stratejisi uyguluyor, kımi parti içi bunalımlara dönük yaşıyor, ortaya boyle ilgınç bır durum çıkıyor. Bir kez daha yazdım, tum demokratık kuruluşlar işlerlik kazanmadıktan sonra, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, Türkiye'nin koşulları değişmez. Ancak Mıllî Bırlık Grubu bir balonu söndurmüş bulunuyor. Parlamentoclaki görevleri herşeyden önce anayasanın bekçılığı olon Tabıî Senatörler ülkenin gergin günier yaşadığı dönemlerde tehlike çanlarını çalmaktan hiç geri kalmazlar. Kaç gündür parlamento kulisinde çalan çanlara da kulak vermek gerekir. O çanlar hepimiz için çalıyor. CHP Genel Başkanı eğilim saptıyor şimdi, AP liderl hlç oralı değil, bu seçimde acele etmemekten yana, partilılere sabır önerıyor. Turlar uzarsa kaybedeceğl birşey yok. AP'II Senato Başkanı Çağlayangıl Çumhurbaşkanına vekalet edecek. Azınlık hükümeti bu vekaleti yeğler hiç kuşkusuz. Ama AP'li bir Cumhurbaşkanı vekili partisi için yararlı olsa da. parlamento açısından, ulke açısından sakıncalı değil mi acaba? Sözün kısası başkentte bahar güneşl parladı ama ufkumuz aydınlanmadı henüz. Bir dostum Van Cezaevin den kaçanlara değinerek şöyle diyor: Kaçanlar arasında sağcılar da var, solcular da» tünell birlikte kazmışlar. Polıtikacılarımız da tünelln ucundaki ışıktan soz edıyor durmadan, dün Ecevit, bugün de Demirel. Ama ışığı goremiyoruz. Şu tüneli birlikte ka zamazlar mı acaba? Bu yazıyı çoğu kez gibl sanatsal bir haberle sona erdirmek istiyorum. Değerlı ressam Eşref Üren güzel bir sergi açtı Artızan galerısınde. Başkentte baharı bu ser gıyle kutluyoruz. Uzun, soğuk, karanlık kış günlerınden güzel, aydınlık renklerle gelıyor Eşref Hoca. Bir demet çiçekte yaşadığımız tünellerm karanlığını unutuyor seyredenler. Bır yandan da soruyorlar. Sanatçılar yılların içinden daha üretken geliyorlar. Yetmişini aşmış bir ressamın birbırinden güzel yapıtlarında büyük birikim var. Bu birıkime politikacılarda neden rastlanmaz acaba? Onlar üretken olamıyor hic. Üretken olanlar da yaşamak gücünü bulamıyor galiba, çevre kirlenmesinden ötürü.. Sayın Parlamenterlere, turlar arasında beş on dakikayı Eşref Üren'in yapıtlarını seyrederek geçirmelerini öneriyorum ben. Değerli ustanın aydınlık çiçeklerinden polıtika bahçesine daha açık bakabilirler belki t Leyla ile Mecnun ve «Mutlu Son» alk ne Ister?... Türk' halfcınm en çof? oRudu ğu yapıtiar araştırılır ve görülür ki, buniar Leyla İle Mecnun, Tahlr ile Zühre benzerl aşk öyküleridir ve ortak özelllklerl colanak8iz> bir aşkı Işlemekte olmalarıdır.. Şu halde ortada olanaksız bir aşk olacaktır. Ancak bu öykülerin günümüze uydurulmaları da gerekmektedır.. Günümüzde artık bir «Leyla İle Mecnun» divoneliği yaşanamayacağırıa göre bu oyküyü çağımıza uydurmanın yolları aranır ve belki de en cağdışı yöntem keşfedilerek aşkın günürrüz de zenginfakir çelişkisine dayanabileceği saptanırYine bu yıllarda sinemamız Amerlkan sinemasınm etkisl altındadır ve Amerikalılar halkın son derece ilgisini çeken bir yöntem bulmuşlardır. cMutlu sonHappy End» yöntemi. Seylrciler göz yaşları Içinde filmi seyrettikten sonra, 6alondan çıkarken ra hatlamaık istemekte ve Ikl aşjğın blrbirine kavuşmo sından son derece etkilenmektedlrler.. O halde Ye şilçam sinemastnın ana hatları keşfedilmiştlr.. ö n ce ortaya olanaksız gibl görünen bir aşk konacak, tüm film boyunca bu olonaksızlık sürecek, sonunda her şey rrrutlu bir şekilde bitecektir, H «Leyla ile Mecnun» un günümüze uydurulmuş öyküsünde iki sevgili akıl almayacak üzüntüler çekerek sonunda kavuşurlar. ZENGİN KIZ, FAKİR ERKEK ÖLGUSU GEREKSİNMEDEN DOĞDU Böyleslne ryi bir fllmdlr Bebek. Ancak aynı Atilla Dorsay aynrsayfada şunları yazmaktadır: «Geçen gün Sinepop sinemasında Bebek denllen guzelim fılmi yalnızca 15 20 kişilik blr seyirciyle izlerken düşündüm». Yazar bu yazısında kendilerini «devrimcl sanatçı» sayan bir grubun üstüne yürüyor, Bebek filmini ve benzerlerıni görmeye gltmedlklerl için onları suçluyordu. Buniar kuşkusuz doğrudur. Ancak sinema yapımcısı gözüyle bunların hepsinden önemll olan konu, Atilla Dorsay'm bu filmi «15 • 20 kişiyle» izledığidir. Istemekte. hotta filmden kazandrkları para lan blle (bu iş sahasını güvonceli bulmadıkları Için) başka sahalara yatırmaya çalışmaktadırlar. Film Işlerinden kazandıkları paralarla Iş hanı yapımı veya müteahhitlik yapanlara sıksık rastlanmaktadır. Buyüzden daha film ortada yokken yapımcıtar blr film listesl hazırlayarak bunları işietmecı denen ve Türklye'nin film plyasasını bölge bölge ellerinde tutan adamlara götürürler. Filmin sadece oyuncuları ve yönetmenleri bellidir bu safhada. Konusu İse işletmecinin fikirleriyle oluşacaktır aşağı yukarı. Bölgesinde tüccarlık, müteahhitllk gibi Işler yaparak para kazanan, daha sonra slnema sahasına merak salan işletmeciler oyuncuları ve yönetmenl beğenlr, filmin konusu hakkındaki görüşlerinl de yapımcıya benlmsetebilirlerse, kendi bölgeleri Için bir mlktar para veya bono vermeyi kabul ederler. Tüm bölgelerden onay alan blr yapımcının eil^ ne belli bir miktar para geçer böylece. Yapımcılar genellikle şu hesabı yaparlar bir film için: Bölgelerden elde edilen paralar istanbul hariç, filmin mallyetinl karşılıyorsa o fllm yapılabilir demektlr. Çünkü bu durumda İstanbul hasılatı kendisine kâr kalacaktır. Örneğin filmin bütçesi 3 milyon llra ise, bu üç milyon lira işletmecilerden toplanır. Istanbul'dakl gelir de yapımcıya kâr olarak kalırMekanizma kısaca budur. Prodüktör denen adam sadece blr organizatördür. işletmecinin para8i İle oyuncuyu, yönetmenl, Işçileri bir araya getirtr ve filmi tamamlar. Türk filmlerinin dışarıya satılma olanağı yok denecek kadar az olduğu Için yapımcı, her şey'm en ucuzuna kaçarak filmi tamamlamak zorundadır. Yönetmenler arasında uzun sürede Iş çıkaranlar kara listeye alınır. Çünkü uzun bir süre filmin yapım masraflarını arttırmaktadır. Alet vs Için hic blr yatırım yapılmaz. Türker İnanoğlu dışındakl yapımcıların sinema endüstrisine bir tek objektif bile getlrmediklerl söylenmektedir. Pahalı dekordan, filmin gereği kostümlerden olabildiğince kaçılır ve elde bulunanla bir film yapılmaya çalışılır. Bu arada en ucuz çalışacak klşiyl bulmak da kuraldır. Yönetmen pahalı çalışıyorsa, daha ucuzu aranır, bulunamıyorsa* (bircok örneğl görüldüğü gibl) prodüktör kendisl veya bir yakınına cektiriverir filmini. iyl bir ışıkçı çok para Istiyorsa, lamba taşıyan çocuk ışıkçılığa yükseltiliverir. Minibüs şoförlüğu yapan ya da sırt hammallığı yapan kişiler set amirl oluverlr ve film tamamlanır Çünkü yapımcı Için iyi bir film yapmak yerine, ticari açıdan başarılı blr film yapmaktır amaç. Film başarılı olmazsa parasını peşln aldığı için bu yıl belki zarar etmez, ancak gelecek yıl ne kredisl vardır, ne de kendisine para verecek bir Iş^ letmecL Tam başarı u buluş denenmeye başîanmış ve gorulmöş tür ki, her seferınde tutmaktadır. Yeşilçam sinemasınm çevirdığl 4000 filmden en az 2500'ünün bu çizgide goliştiğl ve bir ta neslnln bıle ticari açıdan başarısız olduğu görülmemiştir.. Yanl bugün bile yapılan işin hatalı olduğu söylenemez.. Aksine teorl İle pratik bütünleşmış ve tam bir başarı elde edilmiştir. Neden kötü film? lnemacılara «Neden kötü film yapıyorsunuz?» diye sorduğumda şu açıklamayı yapıyorlar genellıkle: Dünyada seyircisiz olamayacak tek sanat turü sinemadır. Ressam resminl yapar, bir kenara koyar. Sanatmı yapmıştır. Ozan şiirini yazar, romancı romanını. Hepsi sanatlarını yapmışlardır. Fakat bir film sanat sayılabilmek Için mutlaka seyirci tarafından izlenmek zorundadır. Çünkü diğerlerl gibi maliyetsiz olarak yapılmamıştır. Milyonlarca Iıra harcanmıştır yapımına ve işin içinde sanatla uzaktati yakından ilgıs! olmayan, bu işl herhangi blr Iş gibi yapan bir sürü klşlyi doyurmaktadır. Öyleyse «15 20 kişiyle izlenen» filmler yapıkımaz. B S Amaç para kazanmak u ortamda slnemacılar fazla Ince eleyip sık dokumamışlardır. Görülmüştür kl, yukardaki çızgiyi bozmamak koşuluyla ne yapılırsa yapılsm sonuç başarıh olmaktadır. Öyleyse kendine çekidüzen vermek niye? Tltiz calışma, mantıklı davranma gib| kavramlar başarınm nedenı değıldır. Başarı sadece öykünün kendısındedır. Öyleyse halkın tuttuğu yıldız oyuncularla bu çizgide bir film yapılsa, para ve zaman harcamasını gerektlren titiz çalışmaya gerek yoktur. Böyle de yapılmıştır. Ortaya mantıktan ve seylrciye saygıdan uzak, başı sonu belirsiz, yapay ve cıvık fümler çıkmıştır. Bugün de gecerll olan bu yöntem TV'nin ortaya çıkmasından sonra alay konusu olmuştur. Filmcilerin amacı ise alaya alınmamak değil. para kazanmaktır. Federal Almanya'da alkoliklerin sayısı hızla artıyor Federal Almanya'da aşırı de recede alkol kullananlann sayısındaki artışm endişe ve rici boyutlara varması karşısmda yetkililerin acil önlemler planlamaya başladıklan 'bildirilmektedir. HAMBURG, tANKAJ <* B Yeni sinema kumar mı? slında slnemacılann dokunmak Istemedlkleri bir konu var, Türk sinemasımn Batıya açılması. Gerçekten son zamanlarda yapılan bazı filmler (Sürü, Düşman) yabancı ülkelerde yankılar uyandırmışlardır. Fakat bu girfşımler filmcilerimize kumar oynamak gibl gelmektedir. Evet yabancı ülkelerde beğenilen ve ödüllendirilen filmler ülkemizde de iyi iş yapmaktaaır. Ancak ya aynı başarı ylnelenmezse. O zaman film için yatırılmış (bugünün koşullarına göre 3 4 mılyon llra) para ne olacaktır? Yapımcının zararını kim karşılayacaktır. Bu nedenterle lyl filmler ancak harcayacak bol parası olan ve kumar oynamasını seven birkaç kişınin çabasından öteye gitmeyeceK ve Yeşilçam sineması varlığmı sürdürecektir. A Bir kanıt eşilçam sinemasınm bugön de aynı Koşuilarda bulunduğunu ve lyi film yerine kötü filmin tutulduğunu gösteren kanıtlar vardır. Bunlardan birl Atilla Dorsay'ın 14 mart günü gazetemizde yayınladığı bir yazıdan anlaşılabllmektedir. Yönetmen Ihsan Yüce «Bebek» adlı blr fllm yapmıştır. Dorsay İse «Bebek» filml konusundaki eleştirisinl şöyle tamamlamaktadır: «Bebek filmini mutlaka görün.» Yalnızca Hamburg liman ^kentindeki alkoliklerin sayısının 50.000'e ulaşmış bulunması, bu arada orta dereceli okul ögrencileri ara? sında da keyif verid içkl kullanma alışkanlığının hızla yayılması nedeniyle, alkolikliğe yolaçan toplumsal sorunlann giderilmesi için araştırmalann başlatılmış olduğu belirtilmektedir. Tek b i r alkoliği «kurutmak» için gösterilen çabaların 18.000 marka malolması ve Federal Almanya'da yaklaşık iki milyon alkolik. bulunmasmm getirdiği büyük mali yükün yanısıra «ayyaş bir nesil» kâbusunun, federal yetkilileri düşündürdüğü gözlemcilerce ifade edilmektedir. Y GEÇ KALAN HÜKÜMLÜ HAPİSHANEYE PARAŞÜTLE DÖNDÜ SIDNEY, [a a) Hafta sonlarını izinli olarak dı'şarıda geçiren bir hükümlü, dönüşte gsç kalacağını anlayınca kiraladığı bir uçaktan paraşütle atlayarak hapishane avlusuna inmiştir. Olay Sidney'in 150 km. batısındaki Bathurst Hapishanesinde meydana gelmiştir. Hapishane yetkilileri, teçrübeli bir paraşütçü olan hükümlünön, Rız arkadaşı ile beraber avluya mü kemmel bir ıniş yaptığını ve diğer hükümlü ve tutuklularca alkışlandığını söylemişlerdir. Kımliği açıklanmıyan hükümlü, geç kalacağını anlayınca hapıshanenin 35 km. kadar uza ğında bulunan bir hava alanına giderek uçak kiralamıştır. Türk filmi nasıl yapllır? Y eşilçam slnemasını daha lyl öğrenmek içîn Törkiye'de nasıl film yapıldığını da bümek gerekmektedir. Anlatılanlara göre blr film şöyle yapılmaktadır ülkemizde: Yapımcı ya da prodüktör denen kişller genellikle kendi ceplerinden para harcamadan film yapmak YARIN: Son hızla çevrilen fîmler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle