18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON CUMHURİYET 20 MART 1980 Güneş enerjisi, 2000 yılında nükleer enerjiyi gereksiz kılabilir etrol fıyatlarının ortması, sanaylleşmış ülkelerl yenl enerjl kaynaklan bulmaya yöneltirken güneş enerjls! de önem kazanrraya başlamıştır.. Ekonomik sayılabılecek bir maliyete nükleer enerjl öretmenln 30 yıl gıbi uzun bır zaman alması, güneş enerjislne gündemin üst sıralannda yer verılmesıne yol acmıştır.. P Sanayıleşmış ülke uzmanları, 2000 yılına dek, guneşten kaynaklanan elektrık eneritsmın toplam tüketimdekl payının yüksel» bıleceğıni belirtmektedirler.. Guneş, elektrık enerjlsi icin önemll bir koynak olarak kabul edıldıkten başka, yüksek derecede reıya gerek olmayan konutların ısıtılmasında ve sıcak su sağlanmasında kullanılabılecektir. Bu sayede petro! ve kömürün ise, yüzlerce derece ısıya gereksıniır duyulan termık santrollerde kullanılmasıyla yetiniiecektir. Güneşten enerjl elde etmek üzere 1980'lerde yoğunlaştırılacak araştırmalar ve kurulacak kücük güç merkezlerinden 1990'larda onemll miktarda elektrik enerjisi öretmesi sağlanmış olacaktır.. Rüzgâr ve denız dalgalanmalarından yararlanmak, dolaylı olarak guneş enerjisl uretiml sağlayacaktır. Elektrik ener|ısi üre tecek yeideğırmeni yapımma başlayan Boeing. ABD'nde 400 değırmen sıparışi almıştır. Kanatlarının uzunluğu 100 metre olan Boeing yeldeğirmenlerinden her bıri 1000 megavat'lık elektrlk enerıısi sağlayacaktır.. Güneş'ten kaynaklanan elektrik üretlcls? merkezler. nükleer santrallardan daha avantajlı sayılmaktadır. Nükleer santralin tek bir bölgede yapılnrasına karşılık güneş ve rüzgâr kaynaklı elektrik merkezlerinın değişik bölgelerde küçük merkezler hallnde yapılması. avanta|lı yanını oiuşturmaktadır.. Ayrıca, nükleer enerjinin teblikeleri giderilmlş olmaktadır. ABD'nde yapılmakta olan 400 Boeing yeldeğfrmenl bu ülkenin enerji tuketıminın ancak yüzde 0.3'ünü korşılayacoktır.. (Dış Haberier Servisf) PRENS FAHD: "SOVYETLER PETROL BÖLGESİNİ DENETÎM ALTINA ALMAK ÎSTİYOR,, SUUDÎ ARABÎSTAN VELİAHTI, «HÜR DÜNYANIN» SOVYETLER BİRLİĞİNE KARŞI BİRLEŞMESİ GEREKTİĞİNİ SAVUNUYOR. Ankara.. Ankara.. Anka.. TERS ESİNTİLE Müşerref HEKİMOĞLU Ç VEÜAHT PRENS FAHD Arabistan'ın güvenliği tehlikeye gırmemıştır. SORU: Olay her yerde. hükü metın düşurulmesıne yönelık blr gırişım olarak nıtelendırlldı. Her hangı bır komplo yok muydu? YANIT: Baskmı yapanlarla, Hınstıyan donmeleri ve herhangı yabancı gücler arasında bır ılışkı saptayamadık. Yıneliyeyim, oiay cahılce ve kör bağnazlıkla yapılmış bir harekettir. l S uudl Aroblstan'ın günümüzde kuşkusuz en önemlî isml Pren3 Fahd'dır. Suudı Arabistan tahtının varısi olan Prens Fahd, Kral Halıd'den daha saygın durumdadır. ABD1de yayınlanmakta olan Newsweek dergısi. bu nedenle gectiğimiz yılın sonlannda meydana gelen Mekke olayı ve Sovyetler Birliği'nin Afganis tan'a müdahalesl konusunda Velıaht'la bır soyieşi yapmıştır Söyleşıyi okuriarımıza sunuyoruz. SORU: Mekke baskını konusunda ne düşünuyorsunuz? YANIT: Camıı basanlar bır mezhebe üye kimselerdır Son derece bağnazça hareket etmişlerdir. Ama olay sona ermiştir. Allah'ın sayesinde Suudl . w • H 10 stanbul'dakl Hüton Otoli'nin lüks odalarmdan bırinın kapısını şiddetle açan Merkez Bankası Başkanı Naım Talu sınirinden titriyor. kapıyı üc dort klşinln suratına carpıp korıdora çıkıyordu. Sıgarasmdan derln bir nefes cektl. Bu adamlar dell miydi?.. Daha iki ay önce Londro Hava Alanındakl Hilton Otelinde anlaşmaya varılmış, orada te mel llkeler karşılıklı benımsenmlşti. Şimdl Sturc Merkez Bankası kredilerindekl sınırı «yüksek» buluyordu. Ve görüşme ikl saattir aynı noktada tıkanıp kalıyordu. DPT Müsteşarı Turgut özal, Merkez Bankası Başkanı Naim Talu ve Hazine Genel Sekreterl Kemal Cantürk Ankara'dan değişik günlerde ve ayrı ayrı araçlarla İstanbul'a gelmişler, önce Fenerbahce Askerl Dinlenme Kampında buluşarak temel IIkeleri gözden geçirmişlerdi. Sonra da, «Glzlilik» IIkesi gereği. yıne ayrı ayrı Hilton Oteline gelerek İMF Heyet) lle ve de ünlü «Hikmet Saml Türk»l« buluşmuşiardı. Tarlh 1970. aylardan Temmuz'du. Istanbul'un o yapışkan sıcağında sinirden terlemeyen yoktu. üzde 66 oranındakl 10 Ağustos 1970 devalüasyonuna giderken. hükümette ve bürokraside garip bir tutukluk vardı. Türkiye'ni'» onıki yıi sonra bir devalüasyona gitmekte olduğunu yetkılilerln tümü biliyor ancak içlerinde bir rahatsızlık duyuyorlardı. Bu rahatsızlığı da llk dile getiren Başbakan Süleyman Demirel olmuştu. 1970 ekonomik programı hazırlanırken ekonomlnln yenıden cıkmaza glrdiğinl sörüyor ve bir Yüksek Plânlama Kurulu toplantısında €Triumvira»nın güçlü adamı Turgut Özal'a cöyle tedblrler alın kl, ekonomıyi sıcratsın. Ama biliyorum ki, bu tedbirler bizi ıktidardan uzaklaştırır» diyordu. 1969 secimlerinde AP yeniden, tek başına iktidara gelmiş. bu kez Mesut Erez Maliye Bakanı olmuştu. Demirel'in alınmasını istediği «tedbirler»e Hlşkin çalışmalar, hemen secim sonrasında başlamış ve en yoğun bicimiyle üç ay sürmüştü. O sıralarda üst üste hazırlanan raporlarm tümünde «devalüasyonun zorunluğu» sergileniyor. konu sonunda cok dar bir toplantıda ele alınıyordu. 1970 Mart'ının başında Başbakanlıktakl bu dar toplantıya Demirel'in başkanlığında Maliye Bakanı Erez lle özal, Talu ve Cantürk. «Triumvlrassı katılmıştı. Toplantıda Başbakan Demfrel'e kredl güclüklerl, bekleyen ve yapılamayan dışalım tronsferlerl. öngörülen önlemler ve devalüasyonun gereklfo liğı anlatılıyor, Demirel bunları uzun uzun dlnledlk* ten sonra şu tarlhseı sözlerlnl söylüyordu: cPekl beyler, ne yapalım, cok riskN bir karar. Ama, bu durumda bu kararı almaktan başka car« de yok. Siyasi kariyeriml ve partlnln siyasl durumunu tehlikeye atmak pahasına, bu kararı alacağız. önemll olan biz değiliz. önemll olan Türkiye'nin meseleleri ve onlara çare bulmaktır.» Son derece dramatik bir kararla Başbakan devalüasyonu onaylıyordu. Ve aynı zamanda bu karar la 12 Mart sürecine girilmiş oluyordu. KISKPCI.NDA TÜRKİYE Yalçın DOĞAN Demirerin Öngörüşü Y Mesut Erez Papaz ve Ayin Üzerîne oolantıdan bir saat sonra Kemal Canturfc Türkiye'nin Waşhington'daki maH danışnrKu nı Ahmet Tufan Gül'e telefonda şunlan söylüyordu: cPapaza söyle, o ayin yapılacak. Bötun duaiar okunacak.» Telefonların dinlenebileceğinden hareketle. Can türk kararın gizliliğinl surdürmek acısından tşlfreli» konuşmak gereğini duyuyordu. «Papaz» İMF TürMye Masası Şefi Sturc, «ayin» kararlaştırılan devaluasyon, tbütün duaiar» de. zamlar ve dlğer karar» lar anlamına gelıyordu. Turgut Özal, devalüasyondan önce «katlı kur» uygulamasına taraftar olmasına rağmen, sonundo o da karara katılıyor ve İMF ile ilk görüşme Mart son larında Waşhington'da gerçekleşiyordu. İkinci görüşme tgizlılık» acısından Londra Hava Alanındakl Hilton Otelinde, üçüncüsü de İstanbul'daki Hilton'da düzenleniyordu. İstanbul'daki toplantıda Sturc ve İMF Heyetlnln dığer elemanları, Türklye'den »se. tÜnlö Üçlü» nün yanında. bugün özel bir kuruluşta calışmakta olan Ahmet Tufan Gül lle bugün Hazine Genel Müdürü bulunan Cengiz Alper yer alıyordu. Türk Llrası'nın dolar karşısındaki değerl 9 liradan 15 liraya düşürülmesine karar verildiğlnde. Sturc hala tsiz bu kararı nasıl alacaksınız, merak ederlm» diyor ve Inanamıyordu. 10 Ağustos gunü acıklanan devaluasyonla birllkte Türkiye'ye 950 mllyon dolar borc verlliyor. İMF'nin kredisı ertesı gün Türkiye'nin hesabına geçlrillyordu. T Kemal Cantürk Demirel'in «Triumvira» ile yaptığı toplantıda alınan devalüasyon kararını Washington'daki mali danışmana şöyle bildirdi: «Papaza söyle, o ayin yapılacak, bütün duaiar okunacak» lle llgill, dlg«ri de dünyodokl para bunalmnryla llgh lidir. Konunun Turklye yanını da Iklye eryırmak gerekln Önce. 1970 devalüasyonu Demirel'ln öngörüşünü doğrulamıs, 12 Mart Muhtırası lle AP iktldarı «on bulmuştur. Yanl faşizmfn altında Turklye'nln Inlediğl yıllar başlamıştır 12 Mart'la bırlıkte «Partilerüstü Hükümet» modelleri arka arkaya gundeme gelmiş, Erım, Melen ve Talu Hukümetlerı 1973 seçımlerıne dek sürmüştür. Bu sıyasal calkantı ve belırsızlık ortamında İMF lle lllşkiler donmuş durumdadır. Aslında, buna o yıllarda Türkiye'nin yavaş yavaş bırikmeye başlayan döviz rezervlerinı eklemek gerekır. Başka bır deyımle, Türkiye tarafında sıyasal çalkantıya koşut olarak ışcı dövizlerinden dolayı kabaran bir Merkez Bankası Kasası vardır. Yine Türkıye acısından o dönemde üzerinde durulması gereken tek olay Bırinci Erim Hükümetl sırasında Başbakan Yardımcısı Atilla Karaosmanoğlu'nun İMF'ye gönderdığı mektuptur. Bu mektupta Karaosmanoğlu tıpkı on yıl önce (1960'da) Kemal Kurdaş'm yazdığı gıbı IMF'ye«gelmeyin»demek tedır. Ancak, bunun nedenl o sırada ekımi yasaklanmakta olan haşhaşla ılgilıdır. İMF haşhaşın yasaklanmasını istemekte ve haşhaş ekımı yapılan son yedl llde de ekimın durdurulması yönünde baskıda bulunmaktadır. Erim Hükümeti gerci haşhaş ekiminj sınırlamakta kararlıdır ve de daha sonra yasaklayacaktır, ancak İMF'nin önerdiğl zamanda bu, henüz gercekleşmış değıldir İMF o sırada Türkiye'ye gelmek istemekte ve yasaklamanın bizzat başında bulunmaktan yana uluslararası skandal niteliğinde baskı oluşturmaktadır. «İMF'nin siyasi yönü yoktur» dıyenlerın kulaklarını cınlatacak türde yürütülen sıyasal baskı Türkıye'yi her yönden sarmış ve Batı'nın tüm ülke ve uluslararası kuruluşları sonunda tgalıp» Cikmışlardır. Karaosmanoğlu haşhaş ekimi henüz yasaklanmadığından dolayı. İMF ile göruşmelerde bir «yarar sağlanmayacağından» hareket etmış ve İMF'nin gelmesmi durdurmuştur. Ancak, adamlar gelse de, gelmese de, sonuc değişmemış, haşhaş ekimi yasaklanmıştır. Aslında, İMF'nin Turkiye'dekl haşhaş ekimi ve bunun yasakîanmasıyla ılgılenmesi bir yıl önceslne rastlamaktadır. 1970 Ekımınde Kopenhag'da İMF'nin yıllık olağan toplantısı sırasında İMF'cıler Maliye Bakanı Mesut Erez ile ABD Maliye Bakanı Kennedy'i bır araya getirirler. Malıve Bakanı Mesut Erez o sıralarda ucak almak icin kredi aramaktadır. ÎMF Türkiye'nin ucak kredisi aramakta olduğunu bilmektedir. Mesut Erez ABD'II meslekdaşına «ucak kredisi...» der demez, karşisındaki atılır: «Sayın bakan slz önce şu haşhaşa bir care bulun. Damarlarımıza girdi, yuvalarımıza çlrdl. Kemlriyor toplumu. Haşhaşı cözün, ucak kredisinl sonra konuşuruz.» Mesut Erez bu hic beklenmedik cıkıs karşısında bir an durur, sonra kendinl toplar: «Bu kanaatler yanlıştır. Türkiye eğer sizin yakındığınız ölçüde afyon yetiştirse ve eroin üretmiş olsaydı, Ihrac edeceğimiz afyon gelirinden dolayı, bugün sizle konuşmak gereğini duymazdım. Çünkü, esrar ve afyondan elde edeceğimiz dövlzlerle ucak kredisinl aramaya gerek duymazdım. Söylediğinlz mfktarlar birkac ucak filosunu satın alacak j^oviz gelirine eşittir.» Erez lle Kennedy arasındakl bu görüşmeden blr hafta kadar sonra, ABD Adalet Bakanı John M i t o hell yaptığı acıklamada, «Türkiye'ye afyon Ihracatından dolayı ekonomik ceza verilmelldir» der. Ve Türkiye o yıl ucak kredisi bulamaz. Afganistan olayı SORU: Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesini nasıl karşılıyorsunuz? YANIT: Sovyet saldırısı acıma sızca olmuştur. Şimdi de Afganıstan'ın gercek bir Işgall söz konusudur. Ülkede 100 bin sllahlı Insan. tankiar. zırhlı araclar, savaş uçakları ve kimyasal silahlar bulunurken, aksi soylenebillr mi? Sovyetler Birliği'nin müdahalesl. Moskova'nın uluslararası hukukla ve kendl yollarını sececek halklann haklanyla alay ettiğıni göstermektedir. SORU: Slze göre Sovyetler'in pianı nedir? YANIT: Komünlzm, gelişmesl İcin lclnde kaos olan bir cevreye, kararsızlığa ve kargaşaya gereksinim duymaktadır. Komünlstler, yayılmacılık emellennl gercekleştirmek icin, hangl ülke olursa olsun, zayıf anından ya rarlanmaya hazırdırlar. Petrol bölgelerlni kendl denetimlerl altına almak icin caba harcamaktan kacınmamaktadırlar. SORU: Onları durdurmak İcin ne yapmak gereklidir? YANIT: Hür dünyanın Sovyetler Birlıği'ne karşı ortak bır cephe aiması gerekmektedir. Ortak bir eylem hazırlamak bu hür dünyanın görevıdir. Sovyetler'e karşı koymak icin ceşıtll sorumlular, ümıtle, ancak temkinli oiarak, ABD'nin tavrının ne olacağına bakıyorlar. Bölgemizde herkes, ümıtlerinl bu strateji icmde korumaktadırlar. SORU: Durum ümltsiz mi? YANIT: Cıddı kararlar ve ivedl eylemlerde bulunmalıyız. Ortadoğu'nun sadece bu bölgeslni değil tüm dünyayı aynı blCimde gözlemlemeliylz. Herşey içın vakit gec değil. (Dış Haberier Servlsl) ankaya tepelerınde ters esıntıler var. Cumhurbaşkanı Koruturk ve eşının gorev süresı sona eriyor. Bır gorevi sona erdırmek onemlı olay. Koruturk allesı bu olayı sevınçle kutluyor sanırım. Türkiye'nin cok çalkantılı yıllarında devletın doruğunda sorumluluk yuklenmek kolay degıl! Oysa çok KISI bu guç goreve kolaymış gıbı bakıyor, Pembe Koşk'de oturmaya hayiı isteklı gorunuyor Ters esıntıler deyımıni bu nedenle kullandım. Geçen hafta Pembe Koşk'de duzenienen resml kabulde çak ilgınç sahneler çarptı gozume, Emel Koruturk'un ellerıyle guzelleşen salonlarda kımı kışıler evsahıbı rolune gırmış gorunuycrdu. Evsahiplerı ise konuk rolünde çok rahat Yedi yıl boyunca bu çatının altında rahatlarını kaçıran, uykulannı boien, hatta Korutürk'ün sağlığını etkileyen ne olaylar yaşandı kımbılir'... Özelllkle MC döneminde... Koruturk ıçe donük yaşamıyla tanınıyor, belkl uzun yılları denızaltılarda geçtiğı içın... Koruturk kamuoyu oiuşturmaktan da hoşlanmıyor. Kımi konularda hukümetle ters duştuğu zaman, kimi kararnamelerı geri çevirdiği zaman olayı yansıtmak, Çankaya tepelerınde esen ruzgarları yaygınlaştırmak yoluna gıtmedi hiç Çoğu kez eleştirdık Cumhurbaşkanını, nerdeyse imza makinesine benzettık, ama belki de Çankaya'daki vakur suskunluktan ötürü. Oysa kinrrt kararnameler Için Korutürk'ün Istıfayı göze aldığı söylenır. Örneğm MC döneminde bir Kuvvet komutanının kararnamesinı Başbakanın istifa baskısına karşın onaylamadı. Bu dırenış, olaylarin akışında giderek anlam kazandı benoe. Soyadmı Atatürk'un koyduğu eski bir komutanm Cumhurbaşkanlığı görevlnde, belli konularda duyarlı olması doğal değil mi? AN Fethi Esener'in Kara Kuvvetlerl Komutanlığına atanmasıyla ügıli kararnamenin onaylanmaması önemll bir olay yakın tarıhimizde. Ancak olumlu olaylar olumsuzları unutturmuyor. AP azınlık hükümetinin altmışyedi ilin valllerini değiştiren kararnamesıni onaylamak, gelişen olayların doğrultusunda Cumhurbaşkanını nasıl üzüyor kimbilir? O kararname içın Çankaya tepeierinde çoR bunalımlı saatler yaşandığını anlatıyorlar. Ama Koruturk, Pembe Koşk'ün çatısında g zlemeyi başardı bu bunalımları. Hukümetle ters düştüğü konularda kamuoyu oluşturmak, ügi ve destek toplamak yoluna gitmedl. içine sindırip gıtseydı daha yararlı olmaz mıydı? sorusu tartışmaya değer... a Gelişmekte olan ülkeler 1980'de büyük sıkıntı çekecek,, Doların Devalüasyonu ~ 1975 arasında İMF Hlşklle= rindekl donukluğun diğer ne* denl de 1971 Aralık ayında dolarm devalüasyonu ile birlikte başlayan dünya para bunalımıdır. 1944 yılında kurulan Bretton Wood3 Anlaşmasıyla doların altına bağıanması, Amerikan Ekonomısinin büyük bir buicîıma düşmesi sonucunda sarsılmış, dolar altın ilişkisi kaldırılmak istenmiştir. 1971 sonunda dolar devalüe edilmlş, İkinci Dunya Savaşı sırasında Almaniar'a esir düşen İMF'nın Fransız Başkanı Schvveitzer bu karara karşı cıktığı İcin, başkanlıktan düşürülmüştür. Dolann dalgaianmaya bırakılması Bretton Woods sistemini allak bullak etmlş ve İMF yenl arayışiara girmiştir. işte, «Özel Çekme Hakları» birlmine gidilmesi, bu arayışın, dolardakl bu düşüşün ürünüdür. Bir başka deyimle, 1970 74 döneminde Türkiye kendisinl ararken, İMF'de yeni para birimlerl arama cabası icindedir. lllşkiler de, onun icm donuktur ve yoktur. 1970 Hashas ve İMF I970 devalüasyonundan sönro Turkiye lle İMF llişkilerlnde donuk bfr dönem başlar. Bunun İkl nedenl vardır. Birl Turklye yılına dek, İMF ile tiişktterde tek olay Türkiye'nin İMFdeki grup üyeliğinin değiştirilmesine llişkin öneridir. Bu arada blr de, Türk Lirasının tarihinde llk ve son kez {bugüne dek) dolar karşısında değer kazanması, yanl revalüe edilmesidir. Doların değer yltirmesi, yanı devalüe edilmesl karşısında Türkiye'nin Merkez Bankasmdakl dövlz rezervleri(Arkası 9. Sayfada) Lîranın Değer Kazanması 1975 NEW YORK, (a.a.) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde sıfır büyüme hızı, sınal üretimde yavaşlama ve ithalotta düşüş sonucu gelişmekte olan ülkeleri n 1980 yıiında büyük sorunlarla karşıiaşacağı tahmin edilmektedır. Birleşmiş Miiletlere bağlı Asya ve Pasifık Ekonomik ve Sos yal Komisyonu (ESCAP) tarafından yaymlanan yıllık rapora gore, sorun kendisinl özellikle enerji ve gıda maddelerl sıkıntısı ile Işsız sayısının ar•'tışı biclminde duyuracaktır. Ote yandan, gelişmekte olan ülkelerin gecen yıllarda sağladığı ilerleme de enflasyon, ödemeler dengesl sorunları ve dış borcların sürekll artan faizl nedeniyle hızla eriyecektir. Bu arada uygun koşullu dış yardımla, yabancı sermaye girişi de düşeceğinden, gelişmekte olan ülkeler faizi giderek yükselen kısa ve orta vadeli ticari kredılere daha fazla bağlanmak zorunda kalacaktır. ESCAP raporu. aralık 1979'a kadar gecen bir yıilık süre icinde ham petrol fiyatlarmın yüzde 100 arttığını belırtmektedır. İran petrol üretimindekl aksama, yüksek talep ve spot alım ların hızla artması bu sonucu doğurmuştur. Geçen hafta Çankaya Köşkündeki resmi kabulde bu soruları hala tartışıyordu kimı konuklar Koşk protokoluna akıl ermez çok zaman. O günkü ka labalıkda da boşluklar göze çarpıyor, yorumlar yapılıyor du. Oumhurbaskanı parîcmento üyelerinin tumünö değil. bır bolümünü cağırmış veda etmek için, acaba ne den? Bu dönemde tum pariamenterleri çağırmcsı beklenlrdi Korutürk'den. Protokol mu engellecü acaba? Doğrusu başka nedenler de var. Eski Başbakarlar tam kadroyla oraria, ama esk; hükümetlerin yalnız Dışlş leri Bakanlan var. Acaba neden? Eski Genel Kurmay Başkanları, hatta Kuvvet Komutanları cağrılmış da eski Mllli Savunma Bakanlan Çağrılmamış. Acaba neden? Devlet Protokolunda valnız eski Dışişleri Bakanlarına yar verilmesi de ilginç. Üstelik eski Dışişleri Bakanları yabancı dıplomatlar İcin duzenienen törene değil, devlet görevlıleri icin duzenienen trtrene çağrılmısîar. Dışişleri öncelık veren bir protokolde de çjeçersız bir uygulama bu. Ayrıca Dışişleri memurlarına uygulanan protokolde de tutarsızlıklar var. Bu tutorsızlıklara az rastlanmıyor son günierde bir espri yaptı: Sef'k Fenmen'i Mena'eres'in ruhu koruyor gallba, dedı ama goze carpan terslıMerı hoş gormeğe ruhlar da yeterlı olmayabilır. O gün ben de ilginc bir olay yaşadım Çankaya Koş künde. Mılli Bırlıkcıierden bir grubun vanındaydım. Cumhurbaşkanüâı Ozel Kalem Müdüıü Erdil Akay geldi. Hanımefendı sizınle görüşmek istiyor, dedi Bayan Koruturk eskî Başbakcn'ordan Naim Talu'nun eşıyle konuşuyordu o aralık Ben de gittim Biraz Ko nuştuk, b:r yazı konusunda düşüncelerim dinlerken bir den Protokol Genel Müdürunun sesi duyuldu. Hanımefendi sizi Sayın Cumhurbaşkanımızın yanına götürmek zorundayım. Bayan Koruturk durdu blr an, biraz da canı sıkıldı galiba, ama sadece gülümsedi. Protokol böyle demek, dlye düşündüm ben de. Acaba böyle mi? Emel Koruturk yedl yıl boyunca, protokolle zarafetl eadelikle bağdaştırdı, görevlerinl yerine getlrirken kişlliğlne ters düşmedi hlç. Değişik yerlerde, değişik olaylorda karşılaştık Bayan Koruturk lle, bir sergide, bir konserde, bir elçllikte, blr cayda, bir defilede, ya da Çankaya Köşkünde. Her zaman sade cizgisine yaraşır görüntüdeydl. Başkan eşl görevini Emel Koruturk kalmağa özen göstererek yerine getiriyordu. Herneyse. Pembe Köşkün protokolünü bırakalırr* da Korutürklere lcten bir «güle güle» diyelim şimdl. Sayın Koruturk ve eşl güzel bir izlem bırakarak ayrılıyor görevlerlnden. Türk ressamlarının yapıtları bu dönemde yeraldı Pembe Köşkün duvarlarında, Türk sanotcıları ilk kez Korutürklerin konuğu oldu Çankaya'da, Çankaya tepelerlnl usta bir bahcivan gıbl c'ceklendirdi Emel Koruturk. Ama yalnız resimler, ciceklerle bırakmıyorlar bu Izleml. Başkanlık görevine lctenlik ve sorumlulukla sarılarak, oaylar karşısında sade ve vakur davranarak da güzel bir portre bırakıyorlar Pembe Köşke... Dünya kömür rezervleri 250 yıllık gereksinimi karşılayacak düzeyde NEW YORK (a.a.) Dünya Taş Kömürü üretlmi petrol bunalımının patlak verdiği 1973'te 2.206 milyon tondan, 1978'de 2.614 rrılyon tona çıkmıştır. Yüzyılın sonu na kadar her yıl ortalama %2,7 bir artışın sürmesi beklenmektedir. Boylesine bir artış hızına karşın dünya kömür rezervlerinin, tamamının değil yalnızca yeryüzüne cı karıiması ekonomik olan bölumünün, daha 250 yıl yeterli olacağı hesaplanmışt«r. 1973 78 döneminde en yüksek artış 80 milyon tonla ABD'de gorülmüş, onu 62 milyon tonla Çin, 55 milyon tonla Sovyetler Biriiği, 23 milyon tonla Güney Afrika, 22 milyon tonla Hindıstan ve 18 milyon tonla Avustralya iz lemiştir. Bu arada Batı Avrupa, 1950'lerdeki düşük petrol flyatınm verdiği uyuşukluktan hâlâ kendinı kurtaramamıştır. Tersine, 1973 . 1977 arasında Batı Avrupa kömür üre tımi yaklaşık 32 milyon ton gerileme göstermıştir. Bugün kömür sanayiinde çalışan işci sayısı 4.7 mllyondur. Bu sayının 2,1 milyonu Sovyetler Birlıği dahil Avrupa'da, 2 milyonu Asya'da. 300.000'i Afrıka'da, 200.000'l Kuzey, 60 000'i Güney Amerika'da. 30.000'i ise Avustral ya ve Yeni Zelanda'dadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle