24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKÎ CUMHURÎYET 2 MART 1980 entln ano caddelerTnden blrinde 6n0mQz «tra son model Amerlkan yapısı bir araba gidiyor. Arabadakiler dört kişl. Portakal ylyortaf. Arabamn ön arka camları ikl yandan bir blr acılıyor. Portakalını soyan kabuklarını dı* şarı atıyor. Arabamn ardınca portakal kabukla» nndan oluşan blr Iz uzuyor caddede.. H olaylar ve görüşler Portakal Kabukları Necati CUMALI mamıştı. Ylne bunun gibl, bazı otomobll sahlplerinin, iş yerlerinln, oturdukları apartmanların önüne Işaretler dikerek, kamu malı olan sokaklarda, kaldırımlarda özel hak savında bulunabilmelerl bu ilkel icgüdülerin bir belirtisi. Kamu görevülerinin bu gibi gasp olaylarını kayıtsızlıkla karşılamaları ise ayrıca düşündürücü. Bütün bu davranışlardan cıkan sonuç, özel malını, kendl cben»inl korumakta ilkel içgüdülerinin etkisinden kurtulamamış, toplumsal yaşamoya yeterl kadar uyamamış bir yaratık oluşudur bu insanların. Oysakl caddeler ya da parklar kendl arabasından daha çok kendi malıdır insanın. Bir otomobille ya da oturduğu evle olan ayrıcalık bağı şu ya da bu yoldan her zaman son bulabilir. Parklar, caddeler, öbür kamusal alanlardan yararlanması ise kendisinden sonra kuşaklar boyunca da sörecektir. Bunun gibi otobuse binmesinl öğrenirse kendisi de itilip kakılmadan kurtulacak; yiyeceği kadarı ile yetinirse her zaman fırınlarda ekmek bulabilecektir. v.b. ••• Nedir ki gelin de anlatın ona bunu. Uygarlık duzeyi İle o kadar övündüğümüz yüzyılımtzda ne yozık kl, sayıca, insanlığın barbarlık döneminden ka'ma bu gibiler oluşturuyor büyük çoğunluğu. Bir de Işbaşında, çalışma yaşamında düşünün bu insanı. Değişebileceğini düşünebillr misiniz? Yaşamı için gerekli gördüğü parayı kazanırken ilkel Içgüdülerinden bencilliğinden elbet uzakîaşamtyacaktır. «Benirr!..» diyemedlğl. kendisi ile özel bir yakınlık bağı kuramadığı her Işte toplu yaşamaya başkaldıran birl olup cıkacaktır. Hele kendt başına. fcendl blldlğlne bırakılocak olursa top'uma olan borclarından elinden geldiği ölcüde kurtulmaya çalışacak. söz gelişi, bir rapor uydurabüirse askerlik görevini atlatacak, vergi ödemeyecek, kaçakçılık yapacak. rüşvetle, hatırla. yalan dolanla, kabadayılıkla, sırasında gözdağı verip sırasında yüz suyu dökerek, zenginieşmenin, gücünü artırmanın yollarını arayacaktır. Cağdaş devfetl uğraştıran da işte bu Insan. Uygarlık ilerledlkce gelişen töre anlayışları, gör* gü kuralları ile bir yandan toplum bu insanı de* netlemeye ça'ışırken, bir yandan da cağdaş devlet, sayısız yasalarla türlü yasaklar koyarak, topluma zararsız bir duruma getirmeye calışıyor. Bu amaçla kapitalist ülkelerde özel mülkiyet hakları kısıtlanıyor. taşınmaz mal gelirlerinde, kredi piyasasında sömürüyü önîeyecek ön* lemler alıyor. Kazançları denetliyor, vergl yoluyla sosyal adaleti sağlarraya calışıyor. Bunun yanı sıra uygar ülketerde toplumun günlük ya* şayışını aksatanlar ağır cezalara carptırılıyor. Kapitalist Birleşik Amerika'da olduğu gibl sosyalist Sovyet Rusya'da da lckill araba sürenlere, aşırı hız yapanlara hapse kadar varan ceza'ar veriliyor. Kimse kaldırımlara. yasaklanan yerlere araba pork edemiyor. İngiltere'de sokak ta yere bir şey atan yüz inglllz ürası ceza ö* düyor. , Küçük. önemslz gibl görunen bu o'ayın Ozerindo heto duralım blraz. Gercekten 6yı» ml, anlamaya calışalım.. O araba. Içlerinden blrinin, buyük bir oiosılıkla direksiyonda oturanın olmalı. öbürleri ara basına bindikieri arkadaşlarının bu özel tr.ül* klyot hakkından yararlanıyorlar. Yanl geçlcl d» olsa blr bakıma ortak oluyorlar arkadaşlarının bu hakkıno. Istersenlz arkadaşlıktan doğan blr oyncalık diyelim bu duruma. Bu ayrıcalıkla bindiklerl arabadan söz ederken carkadaşımın» dlyebillyorlar. Bu bağlantı arabayı temlz tutmaya itiyor onları. Caddeyl ise böyle görmüyorlar. Benlm, arkadaşımın. ya da falan yakınımın dlyemlyorlar caddeye. Böyle olunca caddeyi tomiz tutmakla sorumlu saymıyorlar kendilerlni. Bilerek ya da düşünerek böyle davrandıkları sanılmasın. Bütünü Ite Içgüdüsel, bilinç altlarıno yerleşmiş binlerce yıllık bir alışkanlıktan geliyor bu tutumları. Binlerce yıl önce insanın soyundan geldiğl söylenilen maymunun da yaptığı buydu. Yediği meyvelerin kabuklarını tünediği ağaçların altına atardı. ••• * durumdalar. Devlet 1 e cağdaş topluma ayafc 1 uydurmayan bu insanın egemenilklerini bir arada sürdüromeyecekleri cok açık. Çıkarları çarpıştığı ölcüde bu ikl güçten blri ötekinl zayıf düşürüyor. Nltekim şu son otuz yılda blzde olan bu. Liberal yoldan kalkınma yöntemi, toplum icinde gemsiz bıraktı bu ilkel insamn eğlHmlerinl. Hızlanan tüketim ekonomisi bu eğllimlerl daha da kırbaçladı. Anarşlyi sadece so kaktaki kan'ı olaylarda arayanlar, anarşinin çüm rükleri, spekülatif kazancları, vurgunları, kara* borsası. yüksek faizli ak borsası ile devletln bütün organlannı kanser gibl sardığını nedense görmek Istemiyorlar. Devlet, ulusal birliğl, milyonlar arasında uyumu sağlayan bir güc olmaktan uzaklaşıyor gün geçtikce. Orman yasa8i yürürlüğe girlyor. Devlet cağdaş koruyucu görevlni yerine getlrmediği ölcüde, güclünün gücsüzü ezdiğl bir şiddet, bir acımasızlık ortamı oluşuyor. Gerçek şu kl, hızla türeyen gOçlü holdingteri, s&rmaye tekellerl, servetleri haklı ya da haksız kaynaklara dayanan büyüklü küçüklü sayısız zenginleriyle, Türkiye, sayısız devletlere bölünmüş durumda bugün. Tıpkı bundan yüz elli iki yüz yıl önce Almanya'nın, İtalya'nın sayısız kontluklara dukalıklara bölündükleri gibl. Gerç| armaları, bayraklan yok bu kücük devletlerin, ama, köşkleri. yatları. yarış atları, renklerinl taşıyan spor kuruluşları var. Oturdukları evlerl kimsenin ertşemeyeceği gibi pahalı eşyalarla döşeyerek, klmsede olmayan arabalar edinerek yarışıyor, bayrak acıyorlar. Giderek bu kargaşada her ev. her aile, her kücük mal birliği de, kurtulma oabalan İcinde, devletten kopuk, bağımsız birer birlm gibi duyuyor kendini. Herkes eline geçirdiğini salt kendinin sanıyor. Dışalımında, dışsatımında, yurt hizmetlerinde bağımsızmış gibi davranıyor, kapısının önünü temiz tutmaktan kendini sorumlu saymıyor. Böyle bir anlayışın sonucudur kl, savurgan lığın. sorumsuzluğun vatandaşlıkla uyuşmayan en sivri, en şaşırtıcı örneklerini yansıtan haberler okuyoruz gazetelerde. örneğin, bir zengin yurt dışından getirdiği beş milyon lira değerinde altın çatal bıcak takımı ile yakalanıyor gümrüklerde. Dediklerim doğru olmasa, bu kirrse, kendini, dışalımını dışsatımını kendi ayar layan bağımsız kücük bir devlet gibi görmese gelen gecen bütün hükümetlerin yıllardır dış yardım sağlamak, borc bulmak İçin aşındırmadık yabancı kapı bırakmadıkları blr dönemde böyle davranabilir ml? Bilim Dunyası Vehbi BELGİL Ay Nasıl Oluştu ydan bllgl koparmak İçin mllyarlar, sonra bu bnglierl değerlendirmek İçin milyonlar harcamanın nedenl 8orulabilir. Btrlncl neden, yaratılışın sırlarını cözmektir. Yani Güneş kümemlzln yaratılış sırlarını cöxmek. Bu sırların icinde Ay'ın oluşma sırrının çözülmesl de vardır. İkinci neden, kurulacak uzay kentler, uzay laboratu* varları, uzay atlama tahtaları, uzay rasathaneleri İcin gerekli yapı malzemelerinin ne dereceye kadar Aydan sağlanabileceğinin öğrenilmesidir. Bilindiği gibi, gök cisimlerinln cekim güçlert büyöklükleriyle orantılıdır. Örneğin. Dünya Ay'dan büyük olduğundan Ay cekimi Yer çekiminden 6 kez azdır. Gök cisimlerinin çekim güçlerine ccekim kuyusu» adı verilmektedir. Buna göre, Dunyamızın ccekim kuyusu» Ay'ınkinden 6 kez derindir. Dolayısıyla Dünyadan uzaya malzeme taşımak cok daha güç, cok daha masraflıdır. Güneş kümemlzdeki gezegenlerln aylarının da ccekim kuyuları» cok sığdır. Mars'ın Phobos ve Deimos adlı uydularında durum böyledir. İlerde bunların malzemelerinden de belkl yararlanmak gerekecektlr (Çek*im kuyusunun yeni Astronomidekl adı cgravity well» dlr). A Başka örnekler alalım: Ev kadınlarımızın tltlzliklerînden geçilmez. En ufak bir toz göremezsiniz evlerinde. Bir de oturdukları apartmanlarda pencerelerin altını dolaşın. Yerler boş llâç kutuları, klrll pamuklar. meyve kabukları. klminde pirzola kemikleri, balık kılcıkları ile doludur. Ellerinde kalanı pencereyl açtıkları gibi savurmuşlardır. Yine o titiz kadınlar, boş süt şişelerini çalkalamadan geri gönderirler çocuk* la. Sinemada, parklarda yedikleri çekirdeklerin, fıstıkların kabuklarını yerlere atar. çocuklarının attıkları öteberl ile sokakları kirletmelerine ses cıkarmazlar. Daha değişik olaylarda da ilkel davranışlarını sürdürdüklerlni görurüz bu Insantann. örneğin bir otobüse binerken birbirlerlnin sırasını kapmak icin Itişlr kakışır ya da biraz kar yağacak olsa fırınlarda ekmek bırakmazlar. Bu konuda gecen yaz seçim kutükleri duzenlenirken konulan topu topu 14 saatlik sokağa çıkma yasağında. büyük coğunluğun kapıldığı panik ilginc bir örnek olmalı. Ekmek bir yano, çarşıda pirinc. makarna. kuru fasulya kal AYIN YARATILIŞI y'ın nasıl olup da oluştuğu hakkında başlıca Oo kuram vardır: Ay'ın Dünya'dan koptuğu, Ay'ın aynı maddelerden, fakat Dünya'dan ayrı oluştuğu, Ay'ın Dünyamız tarafından uzaydan çekilip alındığt. A Blzde. özelllkle çok partill döneme glrdlğlmlzden bu yana, devletl yönetenler, toplumu* muzu oluşturan bu yapısal gerçeği unutmuş • Birincl kuram cTürlerin Kökeni» adlı yapıtı ve> ren Charles Robert Darvvin'in Ikincl oğiu Sir George Hovvard Darvvin (18451912) tarafından 1898'de ortaya atılmıştır. Buna göre, Dünya ile Ay, başlangıcta tek bir bütün idiler ve bu bütün. kendi cevresinde cok büyük blr hızla (beş saatte) dönmekte idi. Bu hızlı dönüş sırasında, Dünya"nın Pasifik Okyanus bölgesindeki kara parçası salınım nedeniyle koparak uzaya fırlamış ve Ay'ın şımdi bulunduğu yerde Dünya'nın yörüngesine gjrmiştir. Kopan parçanın bıraktığı boşluğu suiar doldurmuş. Pasifik Okyanusunu oluşturmuştur. Ayın kütlesinln Dünya ile Ay'ın toplam kütlelerlnln sadece % VI olduğu düşünülürse bu olmaz bir şey değildir. Ve Ay, Pasifik Okyanus cukurunu rahatlıkla dolduracak kadar küçüktür. Ancak, Ay'ın oluşturanlan (mürekkipleri) ile Dünya'nınkilerin farklı oluşu bu kurcrmın doğruluğuna gölge düşürmektedir. Kaldı kl, matematikciierin hesapları da bu kuramın yanlışlık olasılığını arttrmaktadır. • İkinci kurama göre, Ay yaratılış strasındakl yıldızlar arast gaz bulutunun kücük parçalarından birldir. Güneş, Dünya ve Güneş kümemizdeki gezegenler bu buluttan nasıl oluşmuşlarsa Ay da öyle oluşmuştur. Yeri bakımından Dünyanın yanında olduğu İcin Dünya'mızın cevresinde dönmeye başlamıştır. Ancak, akla cok yakın gelen bu kuramın kabulunu Ay'ın ve Dünya'nın farklı yoğunluklarda oluşu, oldukca gücleştirmektedir. Cünku, Dünya'nın kütle yoğunluğu (santimetre kübünün aynı miktar saf suya göre yoğunluğu) 5,5 olduğu halde Ay'ınki 3.3'dür. Ay ile Dünya llk gaz bulutunun bir parcasından aynı anda oluşmuşlarsa birinin yoğunluğunun ötekinden cok farklı oluşu nasıl değerlendirilebilir?. , ^ ,, • Ücüncö kuram. Ay'ın başka yerde' * öTuşföRtÖh sonra Dunyamızın yakınından gecerken Yercekiml lle uydumuz haline geldiği biçimindedir. Buna göre. Güneş kümemizl oluşturan parçaiar, yaratılış sırasında. hep Ay büyüklüğünde madde parçalarından ibaretti. Zamanla bunların birbirleriyle carpışarak birleşmeleri Guneş kümemizdeki gezegenleri ve onlann uydularını oluşturmuştur. Ay da böyle doğmuş. sonra Dunyamızın yanaşmalığını seçmiştir. Ay maddelerinin Incelenmesl bu kuramın akla daha uygun olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, yeni incelemeler sonucu yepyeni acıklamalar ortaya konması ola* nak dışı değildir. Çünkü, bılim doğma arasındaki ayrılık bilimin her yeni görüşe açık. dogmanın kapalı ol* masıdtr. Tarih Nedir Ne Değildir Iyi Bilmeli HAYR OKTAY AKBAL 1930 2 Mart BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN Kambiyo Komitesi hazırhklara devam ediyor tstanbul bankalannjn kambiyo lşlerinde müttehlt hareket ctmek üzere teşkil edecekleri kambiyo komitesi hazırlıklara devam etmektedlr. Dün tş Bankası salonunda Nurullah Esat Beyln riyasetinde âlakadar banka müdürlerlnden müteşekkil bir içtima aktedilmiş ve banka müdürlerl esas itiba. rlyle muvatakatlerlnl ve bu tarzdakl faaliyete taraftar oldtıklannı söylemişlerdir. Direktörler salı RÜnü aralannda bir lçtlr«a aktederek müşte» rek (aallyet hakkında bir proje hazırlayacaklardır. Nurullah Esat B. de bu bapta byrıca blr oroje hazırlayacak ve bu proje önümuzdekı cumartesi günu yapılacak nlhai içtimada muzaker* ve kabul edilecektlr. B ir tek Padişah savaşta öldürulmuş. O da dövuşerek değil! Bir tutsak, çekmiş hançerini vurmuş I. Murat'ı... Biri, I. Bazeyıt tutsaklıkta kahrından ölmüş. Blri de, San Remo'da sürgünde... II. Bayezıt, I. Mustafa, IV. Mehmet, II. Mustafa, III. Ahmet, III. Selim. Abdülaziz. V. Murat. Abdülhamit. zorla tahttan indirilmişler. II. Osman'ı yeniçeriler Yedikule zindanında türlü işkencelerle öldurmüşier. Deli İbrahim boğdurularak öldürülmüş. III. Selim de, 4. Mustafa da boğdurulmuş... Abdülaziz canına kıymış... Kardeşlerinl öldüren Padİşahlar ise pek çok. Hemen hepsinin eli kanlı. Veziriazamlar, Sadrazamlar, Vezirler... Zaten Osmanlı ülkesinde Sadrazam, yani Başbakan olup da emekliye aynlabilmiş yok gibi! III. Mehmet. tahtta geçer geçmez 19 erkek kardeşini öldürtmüş, onyedi hamile cariyeyi de denize attırmış... Darüşşafaka mektebi her sene ramatanda mektepte güzel bir müsamere tertip etmektedir. Bu sene de parlak bir müsamere tertip edilmiş, bu müsamereye Güzelllk Kraliçemiz Mübeccel Namık H. d& davet olunmuştur. Kraliçemiz mektep heyeti talimiyesı ve talebe tarafından istikbal olunmustur. Kraliçemiz Mübeccel Namık H. Darüşşafakada Bayram münasebetile postahaneye tehacüm! Bayram münasebetile posta ve telgrafhaneye verilen mektup ve telgraflar bu sene evvelkl senelerle kıyas kabul etmeyecek derecede artmıştır. Posta idaresi bunu yeni harf inkılâbının mesut neticesine atfetmektedirler. Hilâüahmer niçin çıkmıyor tngiliz llrası dün borsada (1042) kuruşta açılmış, bir aralık biraz yükselerek muunele gördükten sonra az satış karşısında süratle tenezzüle baslayarak akşam açıldıgı fiyattan (12) kuruş noksamna olarak (1030) kurusta k&panmıştır. Paramızın bu yükselişinl takip eden sabit kambiyolardan İsviçre frangı da düşmüş, 2,4125 franga açılan Türk llrası akşam 2,4435 frankta kapanmıştır. (931) de açılan altın' ak?am (927) kuruşta kapanmıştır. Hilaliahmer merkezlr.den : umuml Onbeş seneden berl tstanbul matbuatmın b&yramlan intişar etmemek suretiyle Hilâliahmer Cemiyetine yaptığı yardım bu sene Akşam Gazetesinin blzzat intişar etmek hususundakl ısrarı üzerine akim kalmıştır. 1 Bu sebepten çıkmamak ıztırarında kal&n Hilaliahmer Gazetesl karilerine arzı itizar eder ve bayramlarını kutlular. tşte şanlı, onurlu, gurur duyduğumuz Osmanlı hanedammn kısa bir özetü... Tevfik Fikret'in yazdığı gibi 'Her zaman, her tarafta kan, kan. kan!...*Bugünlerde Baki Kurtuluş'ıın 'Osmanlı Padişahlan* adlı kitabını okudum. Küçük. ama yararh bir kitap... Osmanlı tahtına oturmuş 36 Padişahın niteliği, özelliği, başlarından gelip geçen işler, olaylar, ne yaptıklan, ne ettikleri, sonunda nasıl öldükleri... Hepsini özet olarak vermiş... Osmanlı tarihinin hiç dd iç açıcı, onur verici. 'insanca' bir anlam taşımadığım biliriz. ama bir kitapçıkta hepsinin birarada gözler önüne serilmesi etkileyici oluyor. İşte buymuş bizlere tarih derslerinde 'Kahraman büyüklerimiz' diye öğretilen, göklere yüceltilen kişiler dl* yoruz... O koskoca Kanuni Süleyman bile bilirsiniz iki oğlunu gözünün önünde bogdurtmuştu. Yakm zamanlarda da Abdülhamit koskoca Mithat Paşa'yı Taif zindanında en korkunç biçimde bogdurtmadı mı? Okullarda okutulan tarih derslerl kökünden degişürilmelidlr. Bunu hiç bir Iktidar yapamach. Ama bir gün yapılacak... Falanca Padişahın başından geçen kanlı olaylarla Türk ulusunun hiç bir ilgisi yoktur. Türk ulusunu batma. yok olma düzeyine indiren. dünya uygarlığınm en geri çizgisine getiren o Padİşahlar yönetimi değil midir? 'Kahramanlık Tarihi' sayarlar Osmanlı tarihinil... Şu za* fer şu tarihte oldu, şu kale bu tarihte ahndı, şu antlaşma. bu antlaşma... Hep Padişahlann kanlı zaferleridir ögrenciye ezberletilen. işin gerçek yanlarını saklayarak... özellikle o zaferlerin ardından gelip çöreklenen en acı yenilgileri, en utanç verici bozgunları gözlerden saklayarak... III. Mustafa o zamanın Prusya Kralı II. Friedrlch'e mektup yazarak üç müneccim gönderilmesini ister. III. Mustafa için. Kurtuluş şöyle yazmış: «Fazla zeki değildi. Bilgi ve görgü bakımından oldukça geriydi. Sarayda sihirbazlar ve müneccimler bulundurur. onlann sözünden dışan çıkmazdı.» Alman Imparatoru ona müneccim falan göndermemiş, uç öğüt vermiş yalnız: 'Sen demiş bırak müneccimi şu ögütleri dinle: Tarih oku. eski deneyler1 den yararlanmasını bil; iyi bir orduya sabip ol; hazineyi dolu tut...' Ne yapmış Mustafa bu öğütlere karşı. onlara uymu^ mu? Hayır. Ulkede rüşvet ve yolsuzluk başım almış • gitmiş. Çeşme önlerindekJ Osmanl\ donanmasını Ruslar yakmış, çünkü Boğazlardan geçmeden Rus donanmasuun Akdeui/.'» tnebilecegini bilmiyorlarmışl Bugün bile bakıyoruz. gflrü^oruz, olrıyoru?. blr Osmanlı hayranlıgı, bir Padişah övgücülügft surüp gidiyor... Şanlı geçmlş. atalanmız, büyftk'erimiz, Ulu Hakanlanmız genç kuşaklann gözünde yuceltilip duruluyor. Okullarda 'gerçek tarih' okutulmadan yeni kuşaklar bugünün gerçeklerini. daha dogrusu ulusal bilinçlerin) duyamazlar. Bir hurafelor. aldatmacalar, uydurma masallar dünyasında yitip Sterlin düşüyor Bugün b&yram, hamdolsun, bu bayramı da sulh ve sükun içinde karşılıyoruz. Senelerce bermutat bayram demeyerek sehamet meydanlarında kan dökmek suretiyle istiklâlinı kurtaran ve Cumhuriyete kavuşan Türk Milletl ancak bu saadete erdiği günlerden beridir ki, müstakil yurdunda ferih ve müsterlh hakikl bayram yapabilmektedir. Bu bayramların ne mesut, ne mübarek olduğunu anlayabilmek için harp ve bilhassa mütareke senelerinde geçirdiğimis kanlı, meyus, ümitsiz bayramları hatırlamak kifayet eder. Bir o kabuslar icinde geçen betbaht gunlerl düşünelim, bir de şimdiki nur ve umit dolu bayramları. Bahtiyarlığımızın derecesini o zaman çok daha iyi anlarız. Gazetemis bütün aEiz kardeşlerimizin bay ramlaruu tebrik eder. AYIN YAŞI A y Ozertndekl Apollo gezllerlnln en ITglnc yanı bu 1 1 gezilerde Güneş Kümesinln en eski taşına rastlanması olmuştur. Ay'dan Dünya'ya getirılen kayaların çoğu 3 ile 3,5 milyar yıl arasında bir yaşıadır. Fakat Apollo15 tarafından getirilen ve 15.415 numarası verilen bir kaya örneğinin 4.15 milyar (4 milyar 15 milyon) yaşında olduğu anlaşılmıştır. Yaratılış Taşı (Gene* 8is rock) adı verilen taş Dünya üzerine düşmüş göktaşlarından da eskidir. Bu şu demektlr: Dünya üzerindeki taşlar yağmurların, sürüklenmenin, soğuğun, rüzgârın, yanardağ faaliyetlerinln, dağ oluşmalarının, toprak kaymaiarının... etkisi lle ya kaybolmakta, ya yer altına gömülmekte, ilk biclmlerinl koruyamamaktadır. Ay'da bunların hiç birisi olmadığından düşen düştüğü yerde, ya* ratılan yaratıldığı yerde kalmaktadır. Tabii burada «yaratılan» sözcüğünü coluşma» aniamında kullanıyoruz. Yoksa Tevrat'ın dediğı biçimde cOl, dendl, oldu» anlamında değil. Burada blr noktaya dokunmak yerlnde olur: Taşni, bulunduğu yerde durması için daha önce Ay'ın oluşması. gaz bulutu aşamasından, soğuyup Ay küresi haline gelmesl gerekir. Bu oluşmanın bir milyar yılda gercekleştiğinl kabul edersek uydumuzun yaşının 4,5 ile 5,5 milyar yıl arasında olması gerekir. Bu söz Guneş Kümesinin oluşması icin de doğrudur. Tabii bu konuda kesin olarak bir sayı vermek olanak dışıdır. MMyarlarm konuştuğu yerde bir ikl milyonun, hatta birkac yüz milyonun lafı olmaz. Bu nedenle, Güneş Kümemızin en cok 6 milyar yaşto olduğu düşünülebilir. Suyun, atmosferin bulunmayışı Ay'ı Dünya'dan bambaşka bir biçfme sokmuştur. Atmosfer Dünyada bir yandan canlılann solumasını sağlarken bir yandan da öldürücü uzay ışınlarının yeryüzüne Inmesini önlemektedir. Ay bu ışınlara tabak gibi açıktır. İspanya'da Kral zor vaziyette Londra 1 «a.».) (Mad rtt'ten DaU MaU bUdlriyor : îspanya Kralının son derece n&zik ve müşkül bir mevklde bulunduguna artık süp he kalmamıştır. Yakın da toplanacak olan yeni parlan.entonun ktt sadmda Kral açma nut» kunu irat edecek midlr? O zamana kadar tacım muhafaza edebilecek midlr? Bu sualler bütün İspanyollann agzında dolaşıyor. Şu birkaç gün icinde mühlra vekayie intizar olunmaktadır. Nümune olsun diye mi? Kıymetli muharrtr ar kadaşlarımızdan Ahmet Hidayet Bey meshur «Pol ile Virjini»yi TUrkçeye tercüme ede* rek yeni harflerle basmıştır... Bu güzel, tnasum ve saf aşk hik&> yesinin yeni tab'mdan bir tane de bize armağan etti. Eski, derin, vefakâr aşklann artık modası geçtlği ve onun yenine keskin ve sedit, fakat kısa ve vef&sız ihtiraslann kaim olduğu bu zamanda Ahmet Hidayet Bey ne diye bu eseri tercüme etmis diye düşündüm. Galiba, zamanenln, kalpleri New York'takl altmıs katlı binalbia benzeyen insanları, biraz da Pol ile Virjini'nin aşkından meşkalsınlar diye! Muaşeret Blr genç kızla erke» gin sokaktı. bir kösede durup konuşmalan mu vafık mıdjr? Aynhrken kız mı evvelfc el sıkmalıdır? Sokakta mr kOsede ancak blr iki dakikalık bir muhaverenin ehemmiyeti ycktur, fakat unın zaman durup konuşmak muvafık degildlr. tlk evvelfr ku veda etmelidir. Blr dela Konuşup dansettiginiz bir erkek le rasgeldiğinlz yerde konusabilir misiniz? Eğer bir erkekle dansedecek kadar konuşmus lsenlz, rastgeldiginiz yerde konuşcbilirsinis. Blr erkekle gezerken yanmızdaki adam aa konuşuyorsa muh&vereye devam etmeli ml, yoksa onun glbi az konusmalı? Sükutt blr arkadaşla gezerken eğer sözlerinizin onu sıkmadıgına emin isenlz konuşmalısmız. Eğer sıkıldığına zahipscniz susm&k muvafık olur. Bu gibl mevkilerde muhakemeyl kullanmak lazıra. Âşık Cemal Tek telU «az salrl Aşık Cemal'ı şehrimlzde tanımayan yok gtbidlr. Beraberinde taşıdıgı tabelasına «Meşhur Aşık Cemal!» cümlesini de ilâve eden bu ihtiyan bir gün tek telli saz torbası omu«runda olarak Köprü Ustünde, ertesi gün Fatih'te öbür gün de Aksaray'da veya Beşiktaş'ta görürsünüz! O bir hafta kaybolur ve sonra gene saz torbasıyla köprü üstünde Rörunür. Kayboldugu günlerde ya h&stalanmış, yahutta İki manl söyleyip bir ekmek çıkarmak için şehrin uzak bir semtlne gitmlştir Dün ldarehanemlze gelerek gelip geçici asıklar artık savdığı için kendl sanatının «aşkı h&kikl»sinin vlsaline erdigini söyleyen Aşı)ı Cemal yatacak yerı bile olmadıgını, kolunu yastık ve pejmürde abasım yorgan yaptığını da aÖBİerin* ilave etü. Dilenciler gene toplanıyor... Dilencllerln toplanmasuia devam edilmektedir. Bu ise memur edilen polis ve zabıtaı belediye memurlan dün de 50 kadar dllenclyi Darülftcezeye sevketmişlerdir. Dilenciler san kamyoneti daha uzaktan görtip kaçtıklan ve bunları yakal&mak İçin birkaç memur kafi gelmedigi için kadro tevsi edilmiştir. Toplanan dilencilerden malul olanlar DarUl&cezede kalmakta sallm ol&nlar da mahkemeye verllmektedlr. ftUlum yt, bayat pahalı, her sey yfikaettB l k»vanosl»n ds. Rus Türk ticareti Moskova 28 (a.».) Ankara Soryet sefareünln sabık tlcaret mümessill M. Suksovl Türk Sovyet ticaretinin ilerideki lmkânlan hakkında Devlet Sanayi Kongresi Meclisine tevdi ettiğl rapora nazaran Rusya'nın Türkiye'ye ıhracatı son üç sene zarfında ikl misli artmıştır. İhracat emtiasını başlıca sanayi mamulatı ve tarım mamul&t teşKil etmektedir. Halbuki harpt&n evvel Türkiye'ye zirai mahsulât ihraç edilmekte idi. M. Suksovl Türkiye'ye muay•yen fabrikalann mallarını sevketınek l&sırn geldiğinl sövlemiştir. Rimayel Etfal Cemfyetl İst&nbul Şubesi dün Süt Damlası müessesesinde faklr ve öksüz yavrulara bayramlık tevzi etmiştir. Kalender Yurdunda bulunan 200 yavru dün sevinç icinde bayramlıklannı almışl&rdır. Küçükler yeni esvaplarını bugün glyerek neçeli bir bayram yapacaklardır Süt Damlası yardım etti AYIN ISISI uneş ışığı Ay yuzune dlkey düştuğünden uydumuzun Ekvator bolgesınin öğle vaktindekl ısısı 140 santigrad derecedir. Gece ısısı eksi 180 (180) dere ce, Güneş doğmadan biraz öncekı ısısı da 104 derecedir. Böylece. Ay'ın gecegündüz ısı farkı 300 derece dolayında olmaktadır. Ancak, Ay'ın icinde durum başkadır. Ay toprağının az iletken oluşu (ısıyı az gecirme8İ) yüzünden, Ay yüzündeki bu buyük ısı farkı içe Işle* memektedir. örneğin, Ay yüzünden üç metre derınlikte I8i hep eksi 33 derecede (33) kalmaktadır. S SahlU ! Cumhnrlve» Matbaacilık ve üazetecllik TA.Ş. adına t NADİR NADİ Genel Yayın Müdürü: Oktay KUBTBÖKE S. Yanlslerı Müdürü: Orhan ERİNÇ Basan ve yayan: Cumhurlyet Matbaacılık va Gazetecillk TJV.Ş. Cağaloglu Türkoc»İX Cad. No. 8941 Posta Kuturo; Ui toot 88 97 0» tSTANBDL Trd» CUMHURtYET BASIM AHLAK YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT EDER. • BÜROLAR: ANKAHA Konur Sokak yenisehir Tei: 183335 17 68 25 # tZMİR: H&lit Ziya Bulvan No. 65, Kat: S, Tel: 35 47 09 1312 30 • ADANA: Atatürk Cad. Türk Hava Kurumu tş Ranı Kat: a. No: 13, Tel: 14 650 1» m ABONE ÜCRETLERÎ Ayla» Yurt l d Yurt dıta İS TAKVİM S ŞUBAT 1980 tnuak SJU Ikhıdi Gflac* öğto 7^2 13^6 Aksam 19.01 Yatn 800 000 1.800 3.600 600 1.800 3.600 7J00 Deak fierefl, grnplanns «• fnıa gftra ajnea Ay yüzünde kurulacak oturma yerlerinln bu büyük I8t farklılıklarını yokedecek biçimde korunaklı olması gerekecektlr. Bu yolda akla gelebitecek bir önlem, bunların, Ay'ın gecegündüz çizgisi üzerine oturtulmalarıdır. Ay kendi cevresinde 27 gün, 7 saat. 43 daklka dönmektedir. Dünyanın cevresinde de bu kadar zamanda döndüğünden blz uydumuzun hep aynı yüzünü görmekteyiz. Bu yözden. Ay'ın gördüğümüz yüzü ile görmediğlmiz yüzönö ayıran bir çlzgi vardır. Yeni Astronomide» buna gecegündüz cizgisl (Terminator) denmektedir. İşte yerleşme merkezlerinin tam bu çizglye oturtulması. i8i farkı zararlarını buyük ölcüde azaltacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle