25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKt cuMHUKftırr ıo MABT USO tör servet ögelerinln ma<TdT derme Kamtfanmalarmın istenmesı bir bakıma af tasarısının esprısine ters düşebilir. Çürvkü af getirmekle, bunların vaktinde vergilendirilmedikleri, önceden kabul ediliyor demektır. Vergj kacırmaya konu olmuş değerlerin de zaten yasal kalıplar (defter, belge b.g.) içinde oluşması ve saklanması beklenemez. Yükümlülerce bu konuda ileride şu savın da ilerl sürülmesi olasıdır. «Bu ögeleri fiilen kanıtlamak durumundo değiliz. Çünkü yasa hükmüne göre. vergisini ödeyerek (% 10) bunları Mten yasal (meşru) hale getirmiş oluyoruz.» Bu tür servet ögelerinin evde saklanma nlteliklerl de. yükümlülere denetimden sıyrılma bokımından kolaylık noktalan yaratabilir. Olkemlzde vergi inceleme oranının % 3 dotoylarında bulunduğu gözönünde bulundurulursa, vergi denetmenlerinin bu tür beyanları anında fiilen kontrol olanağından yoksun oldukları da meydana cıkar. Zaten tasarı, 31.12.1978 tarihli servet beyannamelerinin değişimini öngördüğüne göre, vergı yönetiminin elinder», beyan anındaki likiditesi fazla olan servet ögelerinin fiili kontrol olanağı da alınıyor demektir. Şurasını da belirtmekte yarar vardır kl, onında kontrol sırasında, bu değerlerin başkalarından ariyeten alınıp, İnceleme elemanlarına gösterilme olasılığı da vergi kontrolu aleyhine bir pozisyon yaratır. Bugün olduğu gibi vergi incelemesi, beyanname tarlhinden 2 3 yıl sonra gerçekleştiği takdirde, zaten atı alan Üskudar'ı geçmiştir. Yenl vergi kaçakçılıkları gerçekleştirilip servet beyannamelerine bu kaynak kullanılarok, çeşitli servet ögeleri yatırılmıştır bile. Doğaldır ki denetmene bu transferin nedeni açıklanırken, beyannameye daha önce yerleştirilen gerçek dışı ögenin sarfı gosterilecektir. Hiç kuşkusuz böylesine bir yasal girişlmln vergi hukukunda gecerliği olmaması için hlç* bir neden bulunmayan bir genel hukuk ilkesinl zedeliyeceği de açıktır. Eskl deyimi ile söylemek gerekirse, «Kanunlar istikbale muzaf olup. geçmişe teşmil edilemezler.» Af yasaları, bu genel kuralın işlemediği tipik alanlardan biridir. Daha doğrusu Af Yosaları bu ilkeyl tersine işletirler. Cünkü bu yasalar ancak işlenmiş fiillerl bağışlarlar. Fakat ilerde yapılacak yasadışı hareketleri kesinlikle özendirmezler. Oysa dolaylı bir af yasası niteliğl taşıyan servet beyannamesl değişikliği, tasarıdaki biçiml ite, yükümlülerin ileride yapabilecekleri vergi kaçırma eylemlerini de af kapsamına alma görünümünü yaratmaktadır. (1) Vergi memurları ve İnceleme elemanlan İle mükellefler arasındakl münasebetler. sh. 13, Mesut Eret V ergî. sosyai blr oTgu olduğuna göre, ma durumunda bulunsun ya do bulunmasın, bireylerin coğunluğunu cok yakından llgtlendirmektedir. Hele sorun, vatandaşm cebınden çıkacak pora ile dotaysız ilglli ise. Dir başka deyimle, sonuçta maddi olanakların zorunlu kısıtlanması söz konusu oluyorsa, davranışların bu eyleme Oore bicimlendirilmesl gerekecektir. Bu oluş, Vergiciliğin genei llkelerinden birinin Içınde yeterince betimlenmiştir.... «Vergî verilmez, aıınır». Anılan kural, hernekadar vergi aîınmasında Yönetime duşen görevlerin etkenliğini vurgulamaktaysa da, bir aniamda da, yükümluden Devlet'e doğru yasalardan gelen zorunlukla oluşan cebri likfdite akımını, dolayısıyle müikiyet hakkından yapılan özveriden doğan kişisel hoşnut suzluğu dile getirmektedir. Bilindiği gibi, toplum duzeninde yaşayan kjmselerin, sınırsız davranış özgürlükleri bulunmamaktadır. Tarihsel sürec içersinde benimsenen bir takım değer yargıları, ınsanları kendilerinln ve içlnde yaşadıkları toplumun yararına, doğru ve iyiye uyumlu kalmaya zorunlu bırakmaktadır. Böylece, giderek ortaya müşterek bireysel ve toplumsal davranış ilkelerinin şekillenerek çıktığını gözlemlemekteyiz. Bu kurallan sırasıyla târeler. ahlâk, din ve hukuk kurumları sahiplenerek, bunların evrensel nitelikler kazanmalarına neden olmuşlardır. Modern vergi yasalarının genelde. gelir. ya da servetın gerçek değerlerini vergi konusuna aldıklarını, bunların belirlenmesini yükümlünün özgür îradesine bıraktıklarını. aksi hareket edenterl de cezalandırdıklarını anımsarsak. vergiye uyum konusunun baştan biçimsel olarak cözüme kavuşturulduğunu görüyoruz. Dln llkelerinin de bu çözüme olumlu katkılarda bulunduklarını yadsıyamayız. Ama bu koşullarda bile Vergi kaçakçılığı engellenebiüyor mu? Demek ki, soruna salt dinsel ve hukuksa) yaklaşımlarla çare arama yeterli oiamamaktadır. Başka bir anlatımla, bu üst yapı kurumla* rındaki ilkelerin daha önce insan vicdanında yer etmelerl gerekecektir. Böylesine bir mantık bizl vergi kurallarının ahlak yasaları iclndekl yorumuna götürüyor. Konuya bir İngiliz öyküsüyle glrmek istlyo* ruz. (1) cilkokul öğrencisl arkadaşının topacını oşırmayı asla düşünmediğl halde. meyva bahçesinden birkac erik apartmak icin, kafile teşkil etmekte hîç bir sakınca görmez. Bu iki şey onun Içln tamamiyle ayrıdır. Bunun gibl vatandaş Mr. Smith, para ve mucevher calmok uzere komşusu Mr. John'un evine girmeyi hiç bir zaman aklından gecirmez. fakat şahsen Gelir Verglsi kaçırarak Devtetin kesesinden para çalmakta duraksamaya uğramaz.» Bu yalnız ingiliz yükümlüsü Içln yakıştmlmış bir tutum değildir. Hangi ulustan olursa ol olaylar ve görüşler VERGÎ AHLAKI Cemal TÜRKOĞLU Maliye Bakanlığı Müşavlr Hesap Uzmanı sun tum Insanlann verglye karşı diğergâmlıkla hareket etmediklerl ve olanaklan ölçüsünde vergiye direnç gösterdikleri bilinmektedir. İnsana özgü bu olumsuz davranışın Içlnde yatan en büyük etkenlerden blrl. verginin anlamının vatandaşa bir türlü gereğı gibi anlatılamamasıdır. Ayrıca şu etkenlerden de söz edilebilir: Devletlerin bu paraları harcayış a* mac ve biçimlnde tutarsız, yükümlülerin inançlarını sarsıcı davranışlarda bulunmaları, iktisadl ve sosyal düzensizlikler, bireylerin geieceğe yönelik sosyal guvenlik endişelerl, vergi yasaların , daki adaletsizlikler, vergi kaçırmaiarını engelliyecek uygulamaların yetersizliği, vergi yargısının istenilen biçimde çalıştırılamaması, bürokrasi çarkının iyi işlemeyişi, b.g. Sırası gelmlşken. paradoksal görünmekle birlikte. vergi kacakçılığının doğurduğu chaksız rekabet» ortamının kurbanı olmaktan kurtulmak için gösterilen direncln de altını çizmekte yarar vardır. Tum bu nedenlerden Türkiye'nin aldığı pay ölçüsünde de, ülkemizde «Vergi Ahlakı» kavramı oluşuyor ve buna koşut olarak da vergi kacakçılığı uretiliyor. Vergi kaçırmanın tlnsel değerler üzerlnde yapabileceği yıkıntıların toplumu bir ahlak bunalımına sürekleyebileceğl yadsınamaz. Biz böylesine bir olgunun, İngiliz öyküsünde dile getirilen. Vergi AhlakıSosyal Ahlak ayrımına eşdeğer gözüken, tek yönlü bir sonuo vermesinin ötesinde. cok daha başka boyutlara erişebilecek değer yargısı kayıpiarına da yol açabileceğini, düşünmezlık edemiyoruz. Çünkü Insanı İnsan yapan ahlak dengeleri herhalde. bütunsellikten yoksun. adeta pamuk ipliği ile birbirine bağlı ögelerden değillerdir. Soruna bu açıdan bakınca. Vergi Ahlakı yapılarındaki bu cökuntülerin giderek diğer ahlak ögelerindeki cekirdekleri de etki alanlarına alıp, sulandırabileceklerınl düşünmek gerekebllecektir. Bu soyut kalıplar icindeki gitgeller, belki bir gün tıcarl ahlaKin ve törelerin ve daha ötede de hukuk ve din kurumlarınca ustlenilen diğer temel ilkelerin yozlaşarak, sonucta toplum ve Devletin ciddi sarsıntılarla karşılaşmasına neden olabilecektlr. Iş bu kerteye geilnce. Devîete büyuk görevler düşüyor. En azından yapılacak vergi duzenlemelerinde vergi kaybını önleyici önlemiere büyük özen gösterilmesi. hele dolaylı da olsa vergi kaçırmayı özendirebilecek yasal girişimlerden özellikle sakınılması gerekecektir. Şimdi, biz, ortaya koyduğumuz bu tinsel postüla açısından, gündemde olan Vergi Tasarısının bir maddeslne ışık tutmak istiyoruz. Tasarıda tek bir madde ile şlmdiye kadar verglsi ödenmemiş gelirlerin, tioarl ve yasal dolanıma sokulmaları amaçlanmaktadır. Diğer bir deyimle, 1978 yılı Servet Beyannameleri yenilenmek suretiyle, önceden vergilenmemiş donmuş gelirler yalnızca % 10 gibi düşük bir oranla ceza alınmaksızın vergilendirilerek, yasallaştırılmaktadır. Böyle bir girlşlmde bulunacak yasa koyucunun, yükümlülerin, «nasıl olsa düşük oramı bir vergiye tabi tutuluyorum» diye, gerçekte var olmayan servet ögelerini beyannamelerlne doldurarak, bunları, ilerde yapmak istedikleri vergi kaçakçılıkları için kılıf olarak kullanmaiarına engel olması gerekecektir. Aksi takdirde milyonlarca liralık gerçek dışı para, zlynet eşyası, kıymetli maden veya menkul kıymet (ha* miline yazılı pay senedi, tahvll) konularak. servet beyannamelerinin şişlrilmesine göz yumulur. Böylece, bu yasa tasarısı ile uygulaması zaten geriye dönük otarak * askıya alınaoak olan, Gelir Vergisi sistemimlzdeki başlıca Işteyen otokontrol aracının geleceğe dönük etkinliği de, Ipotek altına alınmış olur. Sonucta da, bugün belge düzeninin rafa kaldırılmasından sonra etkin bir vergi inceleme tekniğl hatine gelen «Servet Beyanı» kurumu dumura uğratılarak, vergi kontrolünün işlemez hale getirilmesine yol acılır. Günümüz verglciliğindekl geceril kanıt slsteml ve vergi inceleme yöntemlerl, tasarıdaHi bu açıkla savaşım verecek etkinlikte gözükmemektedlr. Servet beyannamesine yazdığı bu şlşlrme ögeleri (maddî delillerle) konıtlamakla yükümlü olanlar aksi göruşü yeğleyebilirler. Aslında bu Atatürk, Yabancı Sermaye, ve Morrisoncular... SMANLI Devletinin Merkez Bankası Fransız Inglîlz ortaklığıydı. Maliye. yabancıların yönettiği Duyunu Umumıye'nin eline verilmişti. Fransız, İngiliz, Alman kumpanyaları demiryollarını paylaşıyoriardt. Tütün ve &\gara kesimine Fransız rejisi egemendi. Deniz yollarında İtalyaniarla İngilizler mekik dokuyorlardı. Saymakla bitmez ki; yabancı sermayeye kapılarmı ardına dek açmıştı Osmanlı Devleti... Bir kurtuluş savaşından sonra ve akıtılan nice kan pahasına Cumhuriyet devleti kuruldu. Emperyalizmin askeri gücü yenilgiye uğratıldıktan sonra ülkeyi yabancı kumpanyaiardan ve tekellerden temizlemek kolay olmadı. 1928 yılından başlayarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye'sinde millileştirilen yabancı sermaye kuruluşlarını satırbaşlarıyla şöyle sıralayabiliriz: 1) Anadolu, Mersin Tarsus Adana demlryolları ve Haydarpaşa Llman Şirketi... 2) Mudanya Bursa Demiryolu Şirketi... 3) Keçiborlu Kükürt Madeni... 4) İstanbui Su Şirketi... 5) İzmir Rıhtım Şirketi... 6) İzmir Kasaba Demiryolu Şirkeli... 7) İstanbul Rıhtım. Dok, Antrepo işletmesi... 8) Aydın Demiryolu Şirketi... 9) Ergani Bakır Şirketi... 10) İstanbul Telefon Şirketi... 11) Ereğli Şirketi... 12) Şark Demiryolları Kumpanyası... 13) İzmir Telefon Şirketi... 14) Üsküdar ve Kadıköy Şirketi... 15) İstahbul Elektrik Şirketi... 16) İstanbul Tramvay Şirketi... 17) Tünel Şirketi... 18) Ankara Elektrik Şirketi... 19) Ankara HavGgazı Şirketi... 20) Adana Elektrik Şirketi... 21) Bursa Elektrik Şirketi... 22) Kuvarshan Bakır işletmesi... 23) llıca Demiryolu Kumpanyası... 24) Kibrıt VQ Çakmak Tekeli... 25) izmir Tramvay Şirketl... 26) Bıra Fabrikaları İşletmesi... 27) İzmir Sulan İşletmesi... O • Dîinden Bugüne Düşünce.. OKTAY AKBAL EVET HAYIR 1930 10MART Atatürkçülük nedir? Şudur, ya da budur diye palavrayı bırakalım; Mustafa Kemal'ın 1920'lerin 1930'ların Türkiye'sınde yaptığı işin bilancosu meydandadır. Atatürk bir mazlum ülkeye giren yabancı kapıtalistin ne yaptığım Osmanlı Devletinde yaşayarak görmüş ve anlamıştı. Böyle bir düzen. kökü dışarda bir siyasal Iktidarın ekonomik temelini oluşturur ve devleti sömüre sömüre cökertir. Atatürk ise tam bağımsızlığa gönül vermiş gerçek bir milliyetciydi. Ulusal kalkınmanın yabancılara değil, halkın gücüne dayanarak gercekleşeceğıni biliyordu. Şımdi «Atatürkcüyüz, Atatürkcüyüz, Atatürkcüyüz» diye tek ayak üstünde yüz kez yemin etmeye hazır olanlar ne yapıyorlar? Tam anlamında Morrısonculuk politikasım Türkiye'de MHP'ye dayanarak gercekleştiren AP yönetimi değil mldir? Ne diyor AP'li yönetici? Marlboro'nun ya da Kent'in sahibl Türkiye'de sigara işini yoluna koyacakmış. Osmanlı Devletinde Fransız rejisj ülkeyi soyardı. Türkiye'de Cumhuriyet döneminde sigara bunalımı diye birşey var mıydı? Nurlu Ufuklara varıp Büyük Türkiye'yi kurduk diye mi ulusal Tekel'i yıkıp yabancılara yol acıyoruz? Sömürülen bir ülkeye yabancı sermaye girerse ne olur? Brezilya'ya 1964 1975 arasmda 7.5 milyar dolar yabancı sermaye girdl. Bugün 50 milyar dolar borçlu Brezilya'da askeri faşizm ve yıkıntı vardır. 3 milyar dolarlık yabancı sermayenin kucakladığı Arjantin, cunta yönetimiyle terör arasmda sallanmaktadır. İran'a 1973'e dek 2,2 milyar dolarlık yabancı sermaye girmiştir: ama bu rejim yılda 22 milyar dolarlık petrol geliriyle bile ayakta duramamış Ihtilâle sürüklenmiştir. Türkiye Amerikalı Max Ball'un ve Mr. Ely'nin yabancı sermaye felsefesini pekiştiren yasaları 1980'den sonra uygulamış; ülke batağa, teröre. anarşiye gömülmüştür. Ama bu da yetmiyor: artık tam «acık kapı» siyasetiyle her alanda devleti ve ülkeyi yabancı sermaye ve işbirlikcilerine teslim etme seferberliğinin bayrağı açıimıştır. Soruyorum: Atatürkçülük bu mudur? * GAZÎMÎZİN ŞEFKATİ HARİCI BORCLAR tngilte Oalnler Veklll Mr. Vayt, Fruısız Dainler Veklll M. Doklözlye, dun akşamkl ekspres* le Ankara'ya Rltmlşlerdlr. Kendilerlne TurK Dainler Vekilt z«kal B. de refakat etmektedlr. Zekal Bey kendisiyle görüçen muharririmlze eunlan de> tniştir kl : «Yann sa&t 17'de Maliye Veklll BF ile müzakerata başlanacakUr. Müzakeratın ne kadar devam edeceği simdiden kestlrilemez.» Maliye ve tktis&t Ajansı tstanbul mubabirinin Avrupa ga> aetelerine verdlğl babere göre Osmanlı Bankası Türklye'nln vaziyetl maliyesinln tetkiklnı sabık Pransa Bankası Müdfirü Umuml Muavlnl M. Rlst'e tekUf edecektir. Osmanlı İmparatorlugunun borçlanndan Ttirklye'nin hisseslne lsabet eden miktara mukabil, imtlyatı Fransız sirketine tevdl edilecek m&denler ve ormanlar hasılatmın karsılık verilmesi mevzuu bahistir. T l EMELE kadar Inmek, sonuna kadar gttmek... Felsefenin Isteğidir bu... Prof. Macıt Gökberk, «Felsefenin Evrimi» adlı kitabında «insan bu dünyada nereden gelip nereye gidiyor? insanın bu dünyadakl yeri ve anlamı nedir? gibi metafizik nitelikteki soruları öteden berı kendl kendine sormuş, bunların yamtlarını da söylencelerde. dinsel tasarımlarda bulmuş. bunlara oldukları gibi inanmıştır. Ancak bu yanıtların Insanı artık Inandırmaz, doyurmaz olduğu bir an da gelmiştlr. O zaman insan bu son soruların yamtlarını «kendi» düşüncesiyle kendi göz* lemleriyle arayıp bulmaya girişmiştlr» diyor. insanın «kendi» düşünceleri topluma, çağa göre değişlr, ilerler. geriler. Düşünce donmuş bir kaya parcası değildir, değişkendir. İsteseniz de istemezseniz de içinde bulunduğunuz toplumu etkiler. Milli Eğitim Bakanlığı yenl bir dlziyi yayınlamaya baş* fadı... Başladı ve oracıkta kaldı bu dizil... Ya da kalacak gibi görünürl Belki de, «düşün dızisi» adını değlştirfr, içeriğini. anlamını alt üst eder, «kendi» kafalarına uygun kitaplarla bu diziyi sürdürürler. Sözünü ettiğim kıtaplar, yani. Macit Gökberk'in «Felsefenin Evrimi». Bedia Akarsu'nun «Çağdaş Felsefe» ve Bayan Maggee'nin «Yeni Düşün Adamlamdır. Bu üc önemli, değerli yapıt bir ceşit «el kitabı, baş ucu kitabı» nlteliğinî taşıyorlar. Okul\arda Enstitülerde «felsefe» ve «düşünce» alanlarmda derinleşmek, yansız bir tutumla, görüşle dünün ve bugünün düşünce gelişimini izlemek. anlamak isteyen öğrenciler için son clerece yararlı, ayrıca aydınlanmak. geçmişf ve çağmı duymak özlemindeki tüm yurttaşlar icin de vazgeçilmez yapıtlar bunlar... Prof. Macit Gökberk'in «Felsefe'nin Evrimisnde ilkcağ Ortaçağ. Yeniçağ, 17. Yüzyıl, 18. Yüzyıl Aydınlanma felsefesi konuları özet olarak. ama konuyu cok iyl bilen bir hocanın en ağır konulan bile okuru sıkmayan bir anlatımla verümlştir. Gökberk kitabının ikincf bölümüne de Heroklettos'dan, Pratogoros'tan Kant'a, Hegel'e kadar seçme okuma parçalon eklemiş. Prof. Bedîa Akarsu'nun «Oağdaş Felsefesi»nde de 19. yüzyıl felsefesinin Önemli kişi ve akımlarıni: Pozitivlst. Materyalist Yaşoma Felsefesi akımlarını, 20. Yüzyıl Fel* sefesinde de Fenomenolojt, Yeni Ontoloji, Varoluşculuk akımlarını, belii başlı temsilcilerinin görüşleriyle, eleş* tirileriyle buluyoruz. Akarsu'da kitabının ikinci bölümüne cağdaş felsefe metinlerinî eklemiş. Burda Comte'dan. Marx'dan Sartre'a Einstein'e Moned'o kadar bircok düşün adamının yazılarını buluyoruz. Prof. Akarsu da ele oldığı konuyu okura özümseten, rahat anlatımlı bir yöntem izlemiş. llk kez sanırım, Milll Eğitim Bakanlığının yayınladığı kitaplarda Manc'ın, Marx'cılığın sözü böylesine açık açık edilmekte. Marx'ın görüşlen türlü yönleri ile ele alınıp Incelenmektedir. Akarsu. Manc'ı bir Marx'cı gözüyle anlatmıyor. yansız bir felsefeci, düşünen bir aydın bakışıyle konuvu inceliyor Her düşün akımının eleştirilecek yönSeri nasıl varsa olmuşsa, Marxçılığın da celişklli yanlarını beürtmek olasıdır. Akarsu şöyle yazıyor: «Şu sorun da acık kalıyor. Hegel ve Manc'ın dialektik düşünce kavrammda Tarihın gıdişînin dialektik bir gelişme oldu* ğunu düsünuyorfardı Hegeî ve Mant da... Ama dialektik gelişme Hegel de kendi döneminde sona eriyordu. Bu gelişme kavramı »e çeüşen bir şey. Marx da aynı şekilde bu dialektik gelişmeyf bir yerde durduruyor sanki, tarlhin sonuna bir son erek koymakla. İhtilâller tarihlnin sonunda sınıfsız bir topium. komünızm kuruiacaktır. 3oylece tarihe «ledenseliik yosası egemendlr diyen Manc ereksel bir yosa koymuş oluyor Tarıhin de belli bir ereğl olunca aialektik. bir doğo billms anlamında bellrieninv cilik oimaktan do çıkar.» Evet. 'Felsefenin Evrimr. 'Çağdaş Felsefe' adlı bu döşün kitapları okuru konuların, sorunların ortasına, sav» larla hesaplaşmaya. kendi kendisiyle tartışmaya götüruyor... Gerçek bir düşün yaşamı. bir düşün özgürlüğü ancak her türlü düşüncenin, görüşün açık acık yazıldığı, tartışıldığı bir ortamda demokratik bir düzende gelişir, daha doğrusu var olur... Necdet Uğur'un Bakanlık döneminde yayınianan bir öc kitap Yeni Düşün Adamtan'ndan ayrı bir yazıda söz etmek istiyorum her aydın okurun kitaplığındo yer alacak niteliktedir. Uğur'un önsözde yazdığı gibi «Cağdaşlaşanlar cağlannı yakından izlemeli, deriniığıne anlamalı ve doğru yorumlamalıdır. Coğu kez cağını anlamanın yolu oraya nereden nasıl gelindiğinin bllinmeslnden gecer.» Tevkifaneden firar y \ıüft r SORUYORUZI İstanbul tarafı halkının canı yok mu? Tramvay slrketl halkın tramyaylara blnip inerk.en arkadan gelen otomobiller tarafından çlğnenmemesi için Bey oğlu'nda bazı cankurtaran kaldırımlan yap. tırdı. İstanbul t&rafında lse hiç bir yerde böyle sey yoktur. Emanetin önünde bir tanecik yaptınlmıştır, fakat o da kanalizasyon inşaatına kurban Kitmiştir BilhHssa çocuklar gibi dikkatl. lhtiyarlar gibi mecali aa olanlar tramvaylara bi nip inerken emir ve nlzam dinlemeyen çoförler yüzünden daima ezilmek tehlikeslne nu+ ruz bulunuyorlar Beyoğlu halkının cam can da İstanbul tarafı halkının patlıcan mı? Bu zamanda patlıcanm bile kıymeti var. dır, boşuna heder olmasına kimsenin nzası yoktur, nerede kaldı lnsanlann ezilmesine müsamaha edilecek? Yoksa kampanyanın ve emanetin indinde İstanbul tarafı halkının hayatlannın ehemmiveti yok mu? İstanbul tarafındakl tramvay duraklarına neden Beyoğlu'ndakl gibi cankurtar&n kaldınmlan yapılmıyor. Bunu Şehremanetinden ve tramvay ldaresinden soruyoruz! Cvvelkt gece İstanbul tevkifanesinden iki mevkuf kacnu», bunlardan biri ölü olarak yakalanmıştır. Yaptıgımız tahkikata RÖre hadise su sekilde cereyan etmistir : Sirkat mevkuflanndan Aksarayh Küçük Haydar ve 26 seneye mahkum olan, fakat mahkumiyet karan henUz kesbi katiyet etmeyen Ahmet Besim birkaç gün evvel büyük bir törpü tedarik ederek tevkifanenin İkinci katuıdakl helânm demir parmaklıklarını kesmeye başlamışlardır. Bu arada yat&k çarşaflannı birbirine ekleyerek uzunca ipler yapmışlardır. Evvelki gece hava karannca bu iplerle arkad&çlan tarafından pencereden sarkıtılmışlardır. Ancak jandarma olayı görmüs ve dur emri vermistir. Jandarmalann dur emri yerine getirilmeyince ateş edilmistlr. Firarilerden Haydar daha sonra Canan adlı bir kaduıın evinde basılarak ve öldürülmüştür. Diğer firari Ahmet Besim bentls bulunamamıstır. Aldığımıa malumata göre mevkuflar pencereyi kesmek için aldıklan törpüyü bir gardiyan vasıtasıyla elde etmişlerdir. Gardiyan Osman'm bu törpüyü temin ettiğl anlasılmıs ve Osman hemen dttn tevklf edilerek h&kkında tahkikata başlanmıştır. Antalya 8 (Hn. Mu) Gazi Hz. saat 12'de dvard&ki pirinç ziraatı yapılan çiftliği teşrif etmişlerdir. Rıhtımda kayıkçı Mustafa isminde fakir bir çocuk dokuz kişilik bir aile beslemek mecburlyetinde olduğundan bahisle Reisicumhur Hz. den muavenet rica etmis, Gazlmiz de çocuğa ntvkti muavenette bulunmus ve aynca bir ev vaadetmiştir. Bîr Alman komünist mebusu, Paris'te tevkîf edildi Parla S (a. a.) Pasaportsuz olarak Fransa'ya glrmlş ve Fransız komünist mebuslarıyla glzlice görüşmüs olan Alman komünist mebuslunndan M. Hans Kollvit dün akşam Saint Denls meydanında yapılan bir mitingin sonunda tevkif edilmis ve sabahleyin hududa sevkolunmuştur. TÜRKİYE BİRLİK PARTİSİ BÜYÜK KONGRE İLÂNI Türlclye Birlik Partlsi 7'nci Büyük Kongres! 19 ve 20 Nisan 1980 günlerinde Ankara'da Sıhhıye Necatibey Caddesi No: 57 Derya Sineması'nda saat 10.00'dan mbaren yapılacaktır. Sayın üyelerimize ve delegelere duyurulur. GÜNDEM: GENEL BAŞKAN 1. Voklama ve açılış 2. Kongre Divanının teşkill ve saygı duruşu 3. Genel Başkanın açış konuşması 4. Tüzük değişikliği ve harcamaların tetklkl için ko misyonların teşkili. 5. Genel Yönetim Kuruiu Çaltşma Raporunun okunması 6. Hesap ve Denetleme raporunun okunması 7. Raporlar üzerinde müzakereler 8. Genel Yönetim Kurulunun aklanması, bfltçç ve kesin hesabın kabulu. 9. Tüzük değişikliğinin görüşülmesi red veya kabulu 10. Genel Başkan, Genel Yönetim Kurulu ve Yüksek Haysiyet Divanı üyelerlnin seçilmesi, denetçiierirı seçilmesi. 11. Dilekler 12. Kapanış Lâhey'deki konferans Devlet Şurası Nusrat Bey'in dün hareketinden evvel kendileriyle görüşen mu harririmize verdlği lzahata nazaran, beynelmilel hukuku düvel kongresi, ayın 13'ünde Lahey'de top lanacaktır. Müzakeratın ne kadar devam edeceği malum degildlr. Kongre başlıca ue mesele ile meşgul olacaktır : 1 T&bilyet 2 Mesuliyet 3 Kara sulan. Bu üç mesele için beynelmilel meri blrer kanun hazırlayacaktır Bu kanunlarla etradın tabiiyet islertnin bütün devletlerde aynı esaslara lstinat etmesl gayesi istihdaf edilmektedlr. Tebeanın zarar ve ziyan mesailinde dev letlerln mesuliyet ve suretı hareketleri de tanzim edilecek kanunla her meralekeV te aynı ol&caktır. Üçüncü kanun da fcara sulannın sahile kaç mil mesafede addedileceğl, kara su lan dahilinde taklbat. umum zabıta ve Kttmrük muamelâtı irin beynelmilel esaslan ihtiva edecektir. Ucuz komur En ala Rumeli «traendifer kömürü toptan (5), perakende (5 1/2) kuruşa Sbtılmaktadır. Kumkapı'da Bay ramçavuş mahallesinde Kömürcü sokağuv da No: 8 depoda. Büyük fırsattan istifade ediniz. Kuduz çoğalıyor Şehremaneti kuduz vukuatınm çoğaldığını nazan itibara alarak köpeklerin itlaf edilmesini zbbıtai belediye merkezlerine tebliğ etmiştir Evvelce de bunun için tebliRatta bulunduğu halde tasma8iz köpekler bir türlü azalmamıstır M. Troçki hatıratının tabı için Paris'te «Ediyan Ricder» isminde bir şirket ile bir mukavele aktetmiştir. M. Troçki' nin hatıratı 300 sahifelik bir ciltten lbaret olacaktır. Fakat Troçki'nin hatırau 900 sahife olduklanndan şirket bunu her biri 300 sahife olan Uç cilt olarak basmıstır. M. Troçki hatıratının bir cilt teşkil etmesinl arzu ettiğinden bleyhine bir dava lkame etmis ve tabedilmiş olan ciltlerin haczedilmesini talep etmiştlr. Mahkeme bu davayı reddetmiştlr. M.Troçki'nîn bîr davası Rıhtım slrketl ahiren yeni bir marlfet daha göstermiş ve şirkette çalışan altmıs Türk memuru kapı dısan etmiştir. Şirket bu memurlann esamlsini şirket nezdindeki Nafia komiserine bildirmiş ve bunu da tasarruf İçin yaptığım söylemistlr. Bıhtım şirketl aynı zamanda son ayIhrda islerin durgun gittiğinden bahisle evvelce yapılmıs olaa bazı antrepolan kapattığı gibi yenl antrepo lnsaasuu da durdurmuştur RıhtımŞirketi,60Türk memura yol verdi (Cumhuriyet: YILIN KİTABI Yeni aşı istanbul Baytar Mek tebı Alisl mühim bir kesifte bulunmustur. Bu formüle bir aşıdır. Vebayı bakarlye karsı sığırlan vikaye edecektir. Ybkında tatblk sahasına konulacak olan asımn hayvan haatalıklarmda ve vefiyatında müesslr bir dava olacağı tahmin edilmektedlr. Baytar mektebi fcugün aşınut terkibat ve teslrl hakkında malumat verecektlr. Doç.Dr. ÜMİD KIRDAR „ « , . en Onemlt v» •n cok korVulan haatalıgı KANSER hakkında billnmesi gerekli tüm bilgiler. KANSERİN ön bellrtilerl. erken teshisl, tedavisi II» At0Uhktankorunm« bususlannda bugOn Içln •n son bilglleri v» OfiOtlarihaik dılı ile anlatan ve kıtap. O*0*ri: 200 Tl. Terkos şirketi feshedilemeyecekmiş Terkos sirketi naa kında Nafia Vekalett tetkikatına devam etmektedlr. Şirket Direktörü M. Kastelno şirketin mevcut tesisfctım tevsı İçin teklifatta bulunduğuou, henus hükflm«> tin kendislnl temas Içln davet ettiftlnl ve ihtiyaca gfire yenl bir mukavele yapüa» cağını söylemistlr. Direktöre « » e slrketin feshl' hiç de mevzuu bahla değümlıl KANSEft NEDİR? Sahlbl : Cnmhurlyel Matbaacılık ve Gasetedlik TJk.%. adıoa ı NAOtR NAOt Genel 7ayın Müdurü: Oktay KüRTBÖRE S. Yanisien M0dQrQ: Orhan ERtNC Basan *» yaywı: Cnmhnrtyrt Matbaacılık ve GazetecUik TA.&. Caftalotlu Turkoo»fc Cad No. «»•«. Posta Kutuso: Mt tSTANBOU CUMHURtYET BA8IM AHLAK TASASINA Ü7MAY1 TAAHRÜT COHS. A BÜROLAB: ANKARA Konur Soka* yenlfehlı Tel: 18SSS& H88 26 # t£> MtB: H&Ut Ziya Bulvan No. «5. Kat: S. Tel: 3547 00 181380 # ADANA: At»> turk Cad. TOrk Hava Kururan ts Ram Kat: a. Mo: IX TUt II 110 . 11 « ABONE ÜCRETLERÎ YU« t d 800 800 1.800 8^00 Tort «1» «00 1.800 8.600 7JO0 Deak tavfl. gntplanBa *e tusa gSra TAKVİM 10 MART 1080 tmaalr 5.48 Gfioea 7.10 öğle 18.34 Tata OENEL DAOITiy VE ODEUEÜ ItTEMt A M I Ü inı sonat tkfaHU Aksaıa M.40 10.10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle