19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 27 ŞUBAT 1980 • ••• DOKUZ GÖZLEM (Baştarafı 1. •oyfada) OLAYLAR1N ARDINDAKİ TEP'in kapatılması (Baştarafı 1, Sayfada) olduğu» görüşünü savunmuş, «iddia makamının isteminln ka bulü ile TEP'in kapaulması, aleyhimizde. 141'den açılmış olan davaya yeşll ışık yakmak onlamına gelecektlr. Beş yıl önce DGM savcılıflının, bu mahkemenin görev alanına tecavüz ederek açtığı bu dava, gerekli adli formaliteler yerine getirildikten sonra mahkumiyetle sonuçlanacaktır. Yüksek mahkeme kaynağında kanunsuzluk yatan boyle bir duruma meydan vşrmiyerek TEP'in kapatılması yolundaki Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ıstemini reddedeceğıne inanıyorurn» demiştir. MHP'NİN SUÇ DUYURULARI Mihri Bellı, Cumhuriyet Boşsavcısının dava acmosı ile Ilgıli olarak da şu göruşlere yer vermıştir: «Cumhuriyet Boşsavcısınm bu davayı acışmın açıklajimasını TEP program motnındo aramak boşunadır. Actkiama hukuksal değil, politiktir. Acıkloma Sünni Alevl ayrılığını kışkırtarak ışj kardesi kordeşe kırdırmaya kadar vardıran, siyasi cınayetlerle, katliamlaria, Anayasa Mahkemesinin iki kez bombalanması dahil çeşitli sal dırılarla doğrudon doğruya ya da dolaylı ılgisi herkosce bllinen, milliyetciliği kendinden menkul bir partiyle, MHP U« IIgili suc duyuruları mososınm üstünde yığılı durduğu halde, C. Savcısının hâlâ harekete gecmeyişınde ararrok gereklr. Açıklamayı sayın İddia makamının, MHP'lilerin yavuz hırsız misali muhbirliğine dayanarak CHP hakkında soruşturma acmaya kalkarok Türkiye'yi dün>a kamuoyunda gülünç duruma düşürmesinde aramok ger»klr.» FAHRETTİN KIYAK'IN SÖZLERİ Anayasa Mahkemesi Başkanı Şevket Müftügil, Mihri Belli görüşlerini bildirdıkten sonra Cumhurlyet Başsavcısı Fahrettln Kıyak'a söz vermıştir. Baş savcı Kıyok, TEP'in programı ile ilgili olarak rapor hazırlayan bilirkişılerin «TEP'in Türkiye'deki düzenl cebır yoluyla değiştirmek» Istediğıni belırttık lerlni ifade etmiş, TEP'in bu rapora itiraz edip, etmediğinin aroştırılmasım istemiştir. Bunun üzerine TEP'in savun ma avukatı Nıyazl Ağırnaslı, bilirkişi raporu hazırlayan kişiler hokkında Yargıtay Birinci Daireeinln, b\ı klşılerin «peşin hükümlü oldukları» biciminde karorı bulunduğunu söylemiştir. Mihri Belli, haklarında acılan davanın henüz başlamadan, bu raporlara İtiraz etmelerlnin olanaksız olduğunu söy lemlş, Cumhuriyet Başsavcısının isteminin kabul edilmemesi ni önermiştlr. Mahkeme her Ikl tarafı da dinledıkten sonra duruşmaya ara vermiştlr. Anayasa Mahkemesi Başkanı Müftügil tarafından açıklanan kararda, Cum huriyet Başsavcısının soruştur manın genişletilmesıne ılışkın istemi reddedilmlştir. Duruşma, TEP'infeoruşturmanıngenış'etıl mesl konusundaki istemlerıni o luşturması icin süre verilmesi nedeniyle 6 Mart saat 10'a ertelenmiştir. 27 Mayıs, seçmen oyuyla değil, SilâMı Kuvvetlerln sungüsüyle gelmiştir! Tepeden inmeciliğe karşı olanların, 27 Mayıs İhtilaline de karşı olmalan gerekmez mi? 12 Mart, ceza yasasının yasakladığı bir yolu seçerek gelmiştir; bu açıdan tam anlamıyla tepeden inm e gelmiştir. Tepeden inmeciliğe, amaç, yöntem ve felsefe olarak karşj çıkanlann 12 Marta da karşı olmalan doğal olmaz mıydı? Hem 27 Mayıs Devriminden yana olacaksın ya da öyle göruneceksin, hem de 12 Martın sözcülüğüne soyunacaksın, sonra da başkalarını «teped'en inmecüik» ile suçlayacaksın. utanmazüğın böylesi görülmemiştir! 12 Mart öncesi «cici demokrasi» ve «Filipin demokrasisi» olarak adlandınlan çürümüş sistemi faşist uygulamalarla sürdurmek isteyenlere karşı, 27 Mayıs benzeri bir çıkış yolu arayanlara yakıştınlan «tepeden inmeci» tanımı, tam anlamıyla bir «tepeden inmecilik» olan 12 Mart faşistlerince alabildiğince sömurülmüştür. Şimdi soralım: 27 Mayıs Ihtilalinden yana mısınız? Yanasınız. Öyleyse siz, eylemlj bir tepeden inmecisiniz! Ama tepeden inmeci olarak suçladığınız insanlar, bu düşuncelerini hiçbir zaman eylemle bütünleştirip, iktidara gelmiş değiller... Ama siz geldaniz. Politikacıysanız, 27 Mayıs İhtilal hükümetinde görev aldınız; yazarsanız, 27 Mayıs sonrası, hele hele «Ordu, artı, CHP» formulünü ortaya atıp Orduyu günlük siyasal kavgaya bulaştırmak için elinizden gelenj yaptınız.. 12 Mart geldi. 12 Mart, tepeden ınmeciliğin ken disiydi. Geldi ve başkalannı «tepeden inmeci» olarak suçlayıp, televizyon ekranında takla atan basm soytanlannı kendisine sözcü olarak seçti. 12 Mart televizyonlannda uğursuz bir baykuş gibi öten «profesyonel gericilik», kurtuluş savaşımızdan miras kalan bağımsızhk bilincini savunan ve demokrasinin sınırlannı genişletmek isteyen nic e altm beyinli ve yürekli aydının üzerine iğrenç bir kusmuk gibi püskürtüldü.. Amaçları tepeden İnmeciliğe karşı olmak degildir. Olsaydı, 27 Mayıs İhtilaline karşı çıkar, «cici demokrasiyi» arslanlar gibi (!) savunurlardı, olsaydı, 12 Mart Muhtırasına karşı çıkar, «Filipin demokrasisine» toz kondurmazlardı.. Ama amaçlan bu değildi. Bugün de bu değildir. Amaçlan,bekçisi, hatta bekçi köpeği oldukları uluslararası çıkarlann arsız savunuculan olmaktır. Tepenin sağından inersen, .kabul; solundan inersen, hayır, bu komünistliktir... Turkiye, çok partili düzene geçtlğinden bu yana, bir ihtilal, iki ihtilal girişimi. iki Silâhlı Kuvvetler muhtırası yaşadı. bu dönem içinde her üçbuçuk yıla bir sıkıyonetim düştü. Sivil yönetim ve Anayasal düzen çeşitli baskılarla karşılaştı. Ve bugün de karşılaşıyor. Bu dönemlerde, tepeden inme yöntemlerle gelen iki siyasal dönem yaşandı. Son otuz yıllık donemde, birbirlerine benzer partiIer ve dönemlerle ve tepeden inme yöntemlerle iktidarlar sürdürüldü. Sağ tepeden inme yöntemlerle iktidar oldu: Sag aynı yöntemlerle iktidarlannı sürdürebildi. Ama sol. bu yöntemle hiçbir zaman. hiçbir şekilde iktidar olmadı. 12 Mart faşizmine karşı, 27 Mayıs benzeri çıkış yolu arayanlan, tepeden inmeci olarak suçlayanlar ise bu yöntemlerin en bağnaz savunuculan olarak, gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında türlu soytanhklara giriştiler.. Profesyonel gericiligln ar daman çoktan çatlamıştır çunku ... GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfoda) ekonoml polltikası icinde yabancı sermayenin rolu. payı ve ekonomiye yararı olacağına inanıyoruz. Onun icin bu çekince kararını kaldırdıfc efendim...» Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen'in sözleri hiç bir yoruma yer bırokmayacak kadar ccık ve seciktir. Yurdumuzun kapı'annı yabancı sermayeye tümüyle acabilmek icin Demire' hükürretinin harcadığı cobaiarı simgelemektedir. Şimdiük kâğıt üstündeki bu caboların somut olarak ne sonuc verebıleceği önümüzdeki donemde gorülecektir. Ancak bu noktada üzerlnde durulması gereken bir başka onem'i nokta vardır. O da ekonominin bir yandan tümüyle yobancı sermayeye acılmok istenmesı, öte yandan ekonomının yonetımı de gider&k Batılı odaklara bırakılmasıdır. Ecevit hükümetl döneminde dış kredi musluklarımn acılması icin Türkiye'ye iki aşarralı bir plan sunulmuştu: Kısa vade'i olarak İMF ile anloşmak, orta ve uzun vadede eko nominın yönlendirilmesinl Botılı uzmanların tercihlerine sun mak... Orta ve uzun vodell bir Istlkrar programının Batılı odoklarda bir «akıllı adamlao top!uluğu tarafından hazırlanarak Türkiye'de uygulamaya sokulması yolundaki bu İkinci öneri Ecevit hükümetl tarafından derhol reddedı'mişti. Nevarki, Paris'te önceki gün OECD eercevesinde yopılan toplantının sonucları ve İMF ile uc yıl süreli yeni bir an'aşmayo yönelmek için alınmış olan karar, Demirel hükürretinin Ecevit döneminde reddedilen bu yolo glrdiğinl göstermektedir. Yabancı uzmanıardan oluşon bir «akıllı adamloı? top'uluğu, Türk ekonorrisinin temel konulardo nasıl yönlendirileceğlne karar verecek ve Türkiye de bu yoldan sanayileşebilecektir Tarih: Türkiye giW ü'kelerin ekonomik kurtuluşunun bu tür teslimiyetci yollardan geçmedlğini gösteren zengin derslerle doludur. Tarıhsel derslert unutmak hic bi r ülke ve de yönetime yarar getlrmemiştir. getirmeyecektir. Devlet Bakanı Musaoğlu: «İstanbul'da iki milyar metrekare Vakıf arazisi işgal altında» İSTANBUL (a.a.) Fstanbul* da birkaç gün süreyle Bakanlığına bağlı kuruluşlarda Incelemelerde bulunan Devlet Ba, kanı Metin Musaoğlu, kentin Zeytinburnu, Okmeydanı ve Beykoz, Ortaceşme semtlerinde toplam bir milyar 748 milyon 749 bln metrekare Vakıf a razisinln İşgal edildiğini açıklamış, «Durumun, milli, manevi ve sosyal yönüyle üzüntü ya rattığını» belirtmiştir. Devlet Bakanı Metin Musaoğlu, 1980 yılı icinde istanbul' dakl tarihi eserlerin restore edileceğinl ve onarılacağını da bildirmış, bu harcamalar icin bütceden 46 milyon llra ödenek ayrıldığını kaydetmıştir. Akıl hastalan (Baştarafı 1. Sayfoda) koy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin durumu zaman za man basınımız tarafından bir utanc tablosu olarak kamu oyuna aksettirilmiştir. Bunda abartma yoktur, hatta eksikler vardır» şeklinde konuşmuştur. Halkı, Bakırköy Akıl Hastanesine yardım kampanyasına cağırmak amacıyla yapılan basın toplantısından sonra gazetecllere.hastanenin bazı bölümleri gezdirilmiştir. 24/A ve 24/B no lu koğuşlarda hastaların büyük coğunluğunun tamamen cıplak olduğu ve kalorifer borularına sarılarak ısınmaya calıştıkları görülmüştür. Karyolaların bir coğunun üstünde yatak, yorgan gibi şeylerin bulunmadığı, has taların yemek artıkları ve plslik İçinde yaşadıkları gözlenmrştir. Başheklm Aktuna, hastanenin fçinde bulunduğu kötü koşulları anlatmış ve bu çağd1^ görünümü ortadan kaldırn ** İçin vatandaşlara yardım çağnsında bulunmuştur. ŞARTLAR OEĞİŞEBİLİR Ruh hastalarına çağdaş tıp anlayışına uygun bakım ve tedavi sağlanamadığını da açıklayan Aktuna daha sonra şöyle konuşmuştur: «Akıl hastalan cıplaktır, glydirilemez. Bundan fazla bir şey yapılamazj şeklinde bir görüş var. Ben buno katılmıyorum, Bu 2025 yıldan bu yana aynı koşul ları gören doktor ve sağlık personelinin koşullanmışlığındon doğan bir görüştür. 3 aydır bu hastanenın başındayım. Vardığım kanaat şudur: Bir ruh hastasının şartları bu olamaz. Çünkü dünyanın çeşitli ülkelerinde ruh hastalan çok iyi koşullarda yaşatılabilmektedir. Zindan gibi koğuşlar, ışıksız rutubetli yerler de hastakır daha İyi olomofc Burada çalışan personele de daha fazla maaş \* Imkan verllerek, daha istekli çalışmalan sağtanmalıdır. Tümüyle temizlik imkanlarından yoksun hastalar, önce temizlenmeli. daha sonra giydirilmelidır. İnsanca koşullar sağlandıktan sonra bunları kabul etmeyenler dlğerlerinden ayrılabilir. Fakat şimdllik herkes bir aradadır ve tyl olanlar da kötüye gitmektedlr.» YARDIM BEKLENİYOR Başhekim Yıldırım Aktuna Sağlık Bckanının durumu yeıin de görerek devlet yardımının arttırılması yolunda calış/nalar yaptığını, ancak Türk halkının da bu hastaların yardımına koş ması gerektiğinı söylemiştir. Verılen bilgiye göre 20 şıfbat 1980 günü TRT tarafından yapılan Akıl Hastanesl ile ilgili ya . yın, geniş bir ilgi görmüş ve hastaneye cok sayıda yardım teklifi gelmiştir. Hastanenin sorunlarını cözmek icin kamu yaranna calışan bir derneği de bulunduğu ve bu derneğin Ziraat Bankası Bakırköy şubesindeki 23011 nolu hesabının yardımsever kişilerin pa ra bağışlarına açık olduğu bildirilmiştlr. Barolar Birliği eski Başkanı Erem'in eşi intihar etti ANKARA (a.a.) Törkty® Barolar Birliği eski Başkanı Prof. Dr. Faruk Erem'in eşi Günay Erem dün intihar etmlştir. 48 yaşmdaki Günay Erem. Bohçelıevler eski Mebusevleri Şerefli Sokaktaki evinde havagazı mus'uğunu açarok hayatına son vermiştir. Günay Erem'in intihar etmesinin nedeni henüz saptanamamıştır. Bütçe (Baştarafı 1. Sayfada) saptanması yolundaki geniş uygulamaya rağmea henüz TBMM'den geçmediği düşünülürse. parlamenter aylıklanna bütçenin yürürlük ka zanması beklenmeden yansıtılan ilgili hükmü böylece kaldınldığından kesinleçmiş olmaktadır. Hükümet (Baştarafı 1. Sayfada) da bulunan Bırincj MC Hükümeti katılmamayı uygun görmuş ve bu kararlara rezerv (cekince) konulmuştu. Böylelikle OECD Bakanlar Konseyinin kabul ettiği kararlar ve deklarasyonuna Türkiye katılmamış ve kararların cok uluslu şlrketlere getirdiği serbest hareket olanaklarını Türkiye İcin geçerli saymadığını belırtmiştl. «Cok uluslu şırketler davranış kodu» olarak adlandınlan kararlar ve deklarosyonu 1976 yılında Türkiye'nin koyduğu çekince şımdi kaldınlmakta, böylelıkle Türkiye. OECD'nin kararlarına ve cok uluslu şirketler davranış koduna katılarak, cok uluslu şirketlerle yabancı sermayeye kararda öngörülen tüm kolaylıklan sağlamayı üstlenmektedir. SORU VE YANIT Türkiye Ekonomik dır.» Bir soru uzerine tekonomlk alanda başarılı bir Türkiye, Yunanistan icrn arzulonan bir durumdur» diyen Motthoefer. cYar dım> konusunda şunları söylemiştır. « OECD ülkelerlnin 1979'da Türkiye'ye yaptıkları yardım. Türkiye'nin finansman açığını kısa vadeli olorak karşılamıştır. Bu kez Türkiye'ye hem nitelik, hem de nicelik acısından daha yoğun yardım yapmalı. bu yordımı uzun vadeli cerceveye oturtmalıyız.» Türkiye'nin «cözümlenmesl gereken bir borc erteleme sc~ runu bulunduğunu» belirterek Matthoefer öteki sorunları, yardım kanallarım şöyle sıralamıştır t OECD örgütune üye ülkelerin yenl kredl yardımi tanımatorı, uluslararası kuruluşların kredl yardımları, yani İMF, Dünya Bankası. AET gibi. Bu kuruluşlara zamanla daha artan biClmde bir önem yüklemektedir. Devlet kredilerl nedeniyle meydana gelen borc ve faizlerin ertelenmesi. Eski banka kredilertnin borc ertelemesl ve yenl kısa vadeli banka kredileri yaratılması Yunanistan ilişkllerl dikkate alınarak Türkiye'ye askeri ve guvenlik ajanlarında dengeli yardım yapılması. yardıma katılocak ülkelerin kredi olanakları. Bunlar, atıl hale gelen Türk sanâyiinin kapasitesini harekete getirebilmek üzere kullamlabilecek yardımlardır. Ayrıca Turkler kendi gayretlerl ile özel alacaklılar arasında güven hissi yaratabilirlerse. bizler de Türkiye'nin ekonomik alanda istikrara kavuşma cabalarını gözler ve desteklersek, bu ülke büyük captaki yeraltı zenginlikleri, Işgücü. fedakâriık anlayışı ve çalışkanlıktan yararlanarak, hem kendl ulusal çıkarı, hem de dostlan acısından gerekli olan kalkınma hızına erişebilir. Aksl halde ekonomik sağlık kazanması mümkün değildir.» WOODWARD GELDİ Öte yandan, Uluslararası Para Fonu'nun Türkiye Masosı Şefi Charles Woodward dün temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya ge'miştir. Woodward Esenboğa Havaolanında verdiği demeçte, Türk hükümetlnin aldığı ekonomik tedbirlerin VVashington'do vo OECD'de olumlu karşılandığını söylemiştir. OECD'nln Paris'to yaptığı son calışma toplantılarına katıldığını ve bu top'antıda Türkiye'ye ekonorrlk yardım konusunun ele olındığını hatırlatan Woodward bir soru üzerine, «Türklye'nln almon son tedblrlerden sonra yenl bir devaluasyona Ihrlyacı yoktur» demiştir. Char(Boştarafı 1. Sayfada) les Woodwdard. gerekli dış mali desteği sağlayabileceğini söy lemiş. bu konudaki temasların sürdürülduğünü, kesln sonucun tse 2 martta belli olacağını bildirmiştir. İMF Türkiye Masası Şefi Woodward başkanlığındcrki heyet Ankara'da Maliye Bakanlığı. Merkez Bankası ve DPT ' yetkilileriyle de temaslarda bulunacaktır. Erkmen, Ecevit'e Dışişleri kanalıyla mesaj" yollanmasım engelledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen'in, yurt dışında bulunan CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e Dışişleri kanalıyla yollanan telsiz mesajının gönderil mesıni engellediği bildirilmiştır. Son olarak CHP Genel Sek•reteri Mustafa Üstündağ'ın cumartesi günü notam konusu ile ilgill demecinin metni Dışişleri kanalıyla Ecevit'e iletilmek istenmiş, ancak Erkmen bu mesajın gönderilmesinl önlemlştlr. Erkmen, kendısi ile görüşen CHP Genel Sekreter Yardımcısı Altan Öymen'e böyle yazışmaların Dışişleri muhaberatı icine girmedi^ini söylemiştir. ECEVİT BUGÜN DÖNÜYOR ANKA Aıansı'nın haberine göre Hamburg Havaalanın'daki yoğun sıs nedeniyle CHP Genel Başkanı Ecevıt'in dönmesi bugüne kalmıştır. Demirel (Baştarafı 1. Sayfada) Genelgesınde ilk işin rafınerllen tam kapasiteyle calıştırmak olduğunu büdiren Oemırel Anadolu Rafinerisi inşaatının bir an evvel tamamlanma İçin, dışardan mamul petrol ürünleri almaktan Türkiye'yi kurtaracağı nı ve önemli miktorda döviz tasarrufu sağlayacağını kaydetmiştir. Demirel, ülkenin ikinci büyük sıkıntısınm elektrik enerjisj olduğunu, halen Türkiye'nin ener|j üretlminin tüketimi karşılayamadığını, bunun en önemli sebeplerinden birinin yıllar önce yapımına başlanmış olan tesislerın ceşıtli sebeplerle bitirileme miş olmasını g'östermlştir. Ülkenin diğer sorunlarının, de mir. çelik, kömür, gübre ve şeker olduğunufcaydedenDemirel hedeflere ulaşılabilmesj icin her ay Devlet Planlama Teşkllatınca Ilgıli kuruluşların yanyana getirilerek ne yapılacağımn göz den gecirileceğini de genelgesin de eklemlştlr. istanbul'da 71 otobüs daha hizmete girdi istanbul Haber Servlsl tstanbul Belediyesi'nln Macaristan'dan satın aldığı Ikarüs mar ka otobüslerden 71'i daha hizmete girmiştir. Böylece çalışan yenl otobus sayısı 495'e ulaşmıştır. Belediye Başkanı Aytekln Ko til kentteki otobüs taşımacılığıyla llgili olarak yaptığı acıklamada, mart ayında 10 körük lü otobüsün Macaristan'dan geleceğini, 50 otobüsün de ic piyasadan alınacağını bıldirmiş, «Yenl hizmete giren otobüslerle belediyemizin otobüsle günlük taşıma kapasitesi 1 milyon 800 bin yolcuya yükselmiştir. Buna göre istanbul'daki hareketli nüfusun yüzde 6O'ı Belediyemiz otobuslerlyle taşınmaktadır.» demiştir. 1976 yılında ylne Demlral hükümeti zamanında alınan rezerv koyma kararının bugün niçin kaldırıldığı bütce görüsmelerj sırasında Dışişleri Bakanma sorulmuş ve Bakan verdiği yanıtta Bırıncl MC Hükümeti 'ile AP azınlık hükümetinin yabancı sermaye karşısmdokl tutumunun değiştiğini açıklıkla sergiiemiştir. Hatay CHP Milletvekıli Ûner Mıski Millet Meclisınde Dışişleri Bakanına bu konuda şu soruyu yöneltmlştir: «OECD ve çok uluslu şlrketler koduna 1976 yılında Demirel hükümeti zamanından rezerv koymuş idik. Şimdl bu rezervl çektiğimizi öğrenmiş bulunmak tayım. 1976'da bu rezervl koymamızın gerekçesi na idi? Bugün ne değişti ki o rezervi geıi cektik?» Dışişleri Bakanı Hayrettin Erk men bu soruyu şöyle yanıtlamıştır: «O zaman belki anlayış ve tatbikat yabancı sermayeya karşı daha çekingen ve kuşkulu idl. Hiçbir zaman bu kuşkudjn, bu zihniyetten kurtulamamıştır. Bugün tatbikata koyduğumuz ekonoml politikası içlnde yabancı sermayenin rolü, pa yı ve ekonomiye yaran olacağı na inanıyoruz. Onun İcin bu ç«kince kararını kaldırdık efendim.» ATAŞ (Baştarafı 1. Sayfada) rtyefe yoptığı açıklamada. «Ko nuya ilişkin çalışmaların sürdu rüldüğünü. sonucun Türkiyededaki akaryakıt sıkıntılarının bü yük ölçüde giderecek bir girişlm olduğunu» söylemiştir. Edinilen bilgilerde, TPAO'nun hazlneden gercekleştireceğl ham petrol dışalımının karşılığında. ATAŞ ödeme sorumlulu flunu yerine getlrmezse, ATAŞ' ın ürettiği ürünün TPAO'ca dağıttlmasını da kararlaştırılmıştır. Bu durumda TAPO, ATAŞ'a raflnal ücretl ödeyecektir. Dağıtım şirketleri ve petrol bayilerl tarafından ilginc bulunan karar, «ATAŞ'ın rafinaj üo retlerinin büyük kârlar sağlaması, TPAO'nun İse dağıtım işl ne el atması» biciminde yorum" lanmıştır. Son zamlardan sonra büyük oranda kâr sağlayan ATAŞ'ın ve dağıtım şirketlerinin kârlarının bu kararla daha da yükselmesl beklenmektedir. 1980 yılında 48 milyar lira acık ver mesl beklenen Akaryakıt İstikrar Fonu'nun, bu kararın uygu tomaya. konmasından sonra ar tacağı belirtilmiştlr. AT. AVRAT. SİLAH. BIYIK. PERMASHARP! • (Işte erkek.) Bnlgaristan ile (Baştarafı 1. Sayfada) ve Tekel Bakanı, Dış Anlaşmalar Müdürü ile Bulgaristan Güm rukler Genel Müdürü tarafından Imzalanmıştır. Edinilen bilgiye göre, Türk tarofı Bulgaristan'a daha cok uyuştumcu maddeler, Bulgar tarafı da Türkiye'ye sllah kacakcılığı konusunda yardım edeceklerdir. Anlaşmaya göre, taraflar yapacakları Işbirliğl kapsamında karşıhklı olarak bllgl ve belge takası da yapacaklardır. Yetklliler, «Anlaşma ile iki tarafın kacakcılık konusunda önlem almalarının koloylaşacağını» söylemi'şlerdir. fimatörler (Baştarafı SPOR Sayfasında) PUAN DURUMU: 1 1 0 1 1 0 1 1 0 1 1 1 10 2 10 2 10 2 2 2 2 3 5 5 3 TAKIMLAR: O. 6. B. M. A. Y. YILDIZ 2 TEKEL 2 DİKİLİTAŞ 2 T.TAYFUN 3 A. HİSARI: 3 İST.SPOR 3 VEFA 3 0 1 1 3 8 6 5 3 3 3 3 2 2 2 (Baştarafı 1. Sayfada) yerlerde bulunan televizyon larda 200 lira, belediyesl olan bölgelerde konut televizyonlarından 500 llra. spor kulüpleri. askeri lnılüp, mah feL gazinolar ve hastaneler, okullar. belediyelere ait kamu yaranna aynlan yerlerdeld televizyonlardan 3SO llra, nüfusu 10 bindea az olan yerler dışındakl açık kahvehane, sinema, Uyatro, dans salonu. dlskotok. bar, pla) gibi yerlerdekl televizyonlardan 1500 lira abnacak (ar. Zamlı ücretler, 1 mart 1980'den başlayarak uygulanacaktır, Televizyon KARARLAR VE UYGULAYIO POÜTİK GÜC Öte yandan Türkiye'de 25 ocakta yürürlüğe Konulan son ekonomik onlemlerln yürütülmes! icin gerekli polltlk gücün ^arlığı üzerinde OECD'de tartışma açılmıştır. ANKA'nın haberine aöre Türkiye'nin uzun dönemli ekonoml politlkalarım beürlerrfek amacıyla, OECD bün yesindeki 2 nolu calışma grubu'nun önceki gun başlayan toplantısında, Türkiye'de alınan son ekonomik önlemler anlatılmıştır. Calışma grubu'nda OECD 0yesi ülkelerin temsilclleri. ekonomik onlemlerln «Cesur» ve cYerinde» kararlar olduflunu, ancak gerek bu kararlan, gerekse bu kararların sürekliliğlni sağlayacak uzun dönemli po litikaların uygulanması İcin Tür kiye'de yeterll politik gücün var lığı konusunda tereddütlerl bulunduflunu acıklamışlardır. fldalet (Baştarafı 1. Sayfada) rorına Yorgıtay'do itiraz etmiş ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi be root kararını bozmuştur. DİSK'In o günkü kararı alrrış olan Yürütme Kurulu üyelerl böylece yeniden yorgılanmaya başlanmışlardır. Yarcıîama sürerken 21 aralık 1979 tarlhll ve cok acele kaydı Istonbul Cumhuriyet Savcılıâmdan Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesine bir ya zı gelmiştir. Yazıda «dava safahatındon Adalet Bakanlığına arzedilmek üzere Savcılığı mız tetkik bürosuna cok acele bllgl verilmesi önemle rica olunur.» denllm&ktedir. Hukukçular, Adalet Bokanltflının bir mahkemeden davanın gellşmeel hakkında yazılı bilgi istemeslnln usu'den oimadığmı vurgutomışlardır. Carter (Baştarafı 1. Sayfada) yaz olimpiyatlarının sürekM ya pılacağı bir ulke hallne eeleceği yolundokj umudunu yinelemlştir. Amerikon Ollmplyat eklblnl karşılayan Carter, Amerikalı at letlerln boynundö altın madalyalar görmek Istedlğfnl sfiylemiş ve «Yunarilstan'ın Olimpfyat Oyunlarının sürekll yapılacağı bir ulke ho'lne gelrresl ve güzel bir fiklr dlye kendl kendlme duşündum.» demiştir. Bu arada kalobalık Carter'ı a*ı»lamıetır. İLAN Türkiye OLEYİS SendRcast Marmora Bölge Şube Başkanlığından; Sendîkamız oşağıda Onvan ve adresi belirtllen Işyerinde ça!ışan üyelerl adına Toplu Iş Sözleşmesl yapacoktır. 275 eayılı ycso uyannca llân olunur. Tlrrlo Genel MüdOrluğüne bağfı ATAKÖY TURİSTİK. TESİSLERİ İSTANBUL TOrfclye OLEYİS SENDİKASI MARMARA BÖLGE ŞUBESİ BAŞKANLIĞI PERMASHARP adıyeter" Erkek >/fgîttir; guajrludur,askerlîkyapar efendîdir; arkadan konusmaz,tıras oluq PermaSharp kullanır! PEHmA'SHARrceuK (iloncılric 3263) .1104
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle