19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 19 ŞÜBAT 1980 U fuslararası Bosın Enstltüsü. Uluslarorası Af Orgutu beüı başlı uıusiararası gazeteci lik örgutlerı yıllardan berl yıl başlarında geçen yılın ölü, yitık. yaralı gazeteci listelenni yayımlorlar. Bir da bokarsınız ki, öldürülmüş, işkence görmüş. yaralanmış gazetecilerin soyısı yüzün üstundedır. BomtKilar patlamıştır bazı gazetelerin içinde. Tutuklanmış ga zetecılenn sayısı da her yıl bırkao yüzü bulur. Yo devlet uğraşır gazetecilerle, ya da terorist örgütler. Zarran zaman da delinin blrl cıkar, gözune kestırdiği bir gazeteciyi vurur. Baş edemezsıniz bunlarla. Dünyada ilk gazete çıktığından beri böyle olmuştur: gazetecıleri susturmaya kalkarlor. Bu olmadı mı gazeteciyi tartaklarlar, doverler, hapse atarlar, konuşturacağız diye türlü işkence ederler adama Sllâhı cekip sokak ortasında gazeteciyi vururlar. öldürurler.. Hele savaşlarda. kaniı çarpışmalarda, gösterilerde, gozeteci coğu zaman Olayları en ön saflardon izlemeye kalktığı icin ilk kurşunu o yer. Tutsakların arasında mutlaka bir iki gazeteci de bulunur. Budur gazetecinın alnının yazısı. Her ülkenin basın kurbanlorı, basın şehitleri vardır. Kimi zaman bunlann adı Jean Jaures'dir, kımi zaman Julius Fucik, kim! zaman Ahmet Samim, Aderr Yavuz, Abdl ipekçi... Ölülerin ardından blldırıler yayınlanır. törenler düzenlenır, sokaklara basın şehitlerinin odlorı verılir.. Sonra? Hepsi unutulur. Kiminin resml kalır Gazetecfler Gemiyetınin toplantı salonunda, kiminin adı kalır çahştığı gazetenın başlığının altında, kiminin adı da kalmaz. Pekı, ne yapmalı gazetecıler bir doha vurulmasın diye? Bu oldukça eskl bir konudur. Zaman zaman uluslararası basın örgutleri bu konuyu ele alır. bir takım tasarılar hazırlorlar. Sonra. aralarında bir görüş bırliğine varılomadığı İcin dosya arşive kaldırılır vo unutulur glder.. Tâ yeni bir gazeteci kıyımına kador. Ben ilk kez 1970'te böyle bir gazetecller) koruma toplantısına katılrrıştım. Toplantıyı Uluslararosı Basın Enstıtüsü düzenlemışti. Uluslararası bütun gazeteci ve hukukçu örgüt lerinln temsılcileri katılmıştı o toplantıyo. Sllâhlı carpışmalarda gazetecileri korumak için olınması çereken onlemleri tartıştık. Lenın ve Nobel Barış armağanlarını kazanmış olan İrlanda eski Dışişlerı Bakanı. Uluslararası Af Örgütü başkanı Sean MacBrıde'ı da ilk kez o toplontıdo tonıdım. MacBride sonradan olaylar ve görüşler Gazetecilere Ölüm Hıfzı TOPUZ UNESCO'nun oluşturdug'u Uluslararası iletişım Komısyonu Başkanlığına seçıldi ve sık sık kendısıyle bıraroya geldık. İşte o toplantıda gazetecilerın korunması ic<n uluslararası bır konvansiyönun hazırlanması önerildi. Tasarı bırkac ay icınde hazırlanıp Bırleşmiş Mılletler'e sunuldu. Onlar da tasarıyı insan Haklan Komisyonuna yoiladılar. Tasarı o komisyonda iki yıla yakın bır zaman tartışılıp bir takırr değışikliklere uğradı. Sonra bir daha o tosarının adını duymadık. Tasarı yıllar önca gündemden cıkartılmış olmalı. Sean MacBride Uluslararası iletlşlm Komlsyonunun başkanlığıno getirilaakten sonra bu konuyu yeniden ele aldı. iletışim Komisyonu çercevesi içinde gecen yıl gazetecılerin ko runması konusunda geniş bir toplantı düzenlendi, ama ne yazık ki hicbir sonuc alınamadı bu toplantıdan. Neden? Çunkü hazırlanan koruma tasarısında basın ahlâk kurallarına genış yer verilmıştl. Gazetecılerin sorumlulukları ve görevleri nedır, dedıniz mi işin içinden cıkılamıyor. Sorumluluk Batı ülkelerinde başka, sosyalist ülkelerde başka, bağlantısız ülkelerde bambaşka. Genellikle Arrerikalılar gazetecilere yazılı ahlâksal görev ve sorumluluk tanınmasına pek yanaşmıyoriar. Orada basın ahlâk yasaları yok mu? Var elbette. Ama onlar mesleksel örgütlerın hazırladıklan yasalar. Liberal basın bu işe başka örgütlerin karışma sını hic istemiyor. Bağlantısız ulkeler ise sınırsız özgurlüğün somürüye yol acacağını biliyorlar. Bir onlaşmayo varılamtyor. Gazetecilerin korunması tasansı da gecen Mayısta. böyle kısır bir toplantt sonunda arşive kaldırıidı ve cok yazık oldu. Ahlâk kuralları üzerinde anloşmaya vortlamıyor diye gazetecilerin korunmasından vaz eniyor kl, cTürkiys, Cumhu riyet tarihinin en bunalımlı dönemini yaşamaktadır.» Doğrudur. Gercekten de Türkiye, her yönüyle ki, başto ekonomısiyle, tam bir çıkmazın ıcindedır. Devlet ekonomık kararlarda adeta işlevini yitirmiş durumdadır. Neden? Bu sorunun yanıtı şu olmak gerekir: «Siyasal ıktıdarların, alınması gereken ekonomık kararları, a) zamanında, b) doğru olarak almamaları ve c) ekonomıye mu dahale araçlarını dengeli olarak kullanmamaları «"konomtyl bugün bulunulan noktaya getır miştır» denebılır. Şımdi bu yanıtı açalım. j mı gecilsln? Ne olsım öyîeyse? Hlcblr önlem alınmasın rrı? Bırakalım bütün dostlarımız vu rulsun mu? İşte bu işe daha pratık bır çare bulabilmek icin gecen hafta Paris'te dünyanın en büyük iki gazetecılık örgütü arasında çok sınırlı bir toplantı düzenlendi. Sözünu'ettığım iki büyük örgüt şu: Bıri merkezl Brüksel' de bulunan. bizim gazeteci sendikalarını da içine alan 90 bin üyeli Uluslararası Gazeteciler Federasyonu. Ötekl de merkezi Prog'da olan 200 bin üyeli Uluslararası Gazetecıler Örgütü. Bunların birincisi hafif sol eğılimli, ötekı de doğrudan doğruya sol eğılimli bir örgut. iki örgütün başkaniarı ve yöneticileri bir araya gelince genellikle oralorında hic hır çıkmaz, bir takım kurallar üzerinde hemen anlaşırlar. Bu son toplantıya ben de katıldım. Taraflar hic de birbirlerine girmeden bır takım kurallar üzerinde anlaşmaya vardılar. Ortok bır protokol yayınlandı. Bu protokol UNESCO' nun yıl sonunda düzenleyeceği bir toplantıya sunulacok. İki büyük örgüt hangl konular üzerinde anlaştılar? Üç önemli alanda gazetecilerın korunması ele olındı: Birincisi savaş muhabirlerinin dururru. Bu konuda cok büyük tartışmalar olmadı. Zaten on yıldan beri bu alanda bir takım anlaşmalora varılmıştı. Herkes ne olacaksa olsun da bu konuda uluslararası bir anlaşma imzalansın dedı. Eğer Bırleşmiş Mılletler bu işi ger cekleştıremeyecekse bu konuyu UNESCO'nun ele alması tstendi. İkınci konu yabancı muhablrterin korunması konusuydu. Bu alonda uluslararası bır onlaşmanın hazırlanması önerildi. Yabancı muhabirlerın başına bir iş geldıği zaman hic değilse elcıliklere bılgi verılmesinl Isteyenler oldu. Uluslararası bir korumo Vorrlsyonunun kurulması ve bu tür gozetım ışlerinın bu komisyona verılmesi öne sürüldü. Ûcüncü konu da gazetecilerin kendi ülkelerlnde bazı devlet güclerlne ve terorızme kar şı korunmalannı kapsayan bir konuydu. En önemli sorun da buydu gaiiba. Ne yapmalı da gazeteci olur olmaz nedenlerie hapse atılma sın, terorıstlerin kurşunlarına hedef olmasın? Evet, ne yapmalı da Uğur Mumcu'lar. Turhan ve İlhan Selçuk'lar. Çetın Altan'lar, Oktay Akbal'lar, Yaşar Kemal'ler basın şehidi olmasmlar? Kiml dedi ki, gazetecilerin haklarını korumak icin uluslararası bır komisyon kurulsun. Gazeteci zor ve tehdit altındo calışıyorsa bu korrisyon bır takım önlemler alsın. Kimi de bu tür Işıerin yukarıda sözünü ettiğimız koruma komisyonuna gönderılmesini istedi. Peki, Komisyon ne yapacak? Bır dosya hazırlayacak. O dosya da yılda bir toplanacaV olan uluslararası surekli bir gazetecıler konferonsına sunulacok. Peki, bu Konferansın görevi ve etkisi ne olacak? O da gazetecilerin devletin veya terorızmin boskısı altında calıştıkları ülkelerın adlarını dunya'ya duyuracak. Bu durumda olan ülkelerın yöneticileri bıraz utanacaklcrl. Ya utanmazlorsa ne olur? Hiç bır şey olmaz. O devletln yöneticileri bütün dunya'ya karşı küçük düşerler, dış güvenlerini yltirırler. işte aşağı yukarı bu konular üzerinde anlaşmaya varıldı. Boyle bir anlaşmo uluslararası alanda başarılı sayılır. Ama diyeceksıniz ki, bu yeter mı? Yetmez elbette. Siz yine de bunu ilk adım sayın. Arkası gelecek. Bıze de bu gırişimleri desteklemefc düşer. Hem bizim bu alanda herkesten cok fazla söz hakkırrtz olmalı. Terorızmi bız herkesten daha iyi bılmıyor muyuz'' Baş edemiyoruz, o ayrı iş. Onu, sorumlu olanlar düşünsün. Bir de şu var: Bir ülkede gazeteciler tehdit mektuplan alıyorlarsa, gazetecıler sokak ortasında öldurulüyoriarsa, bundan düpeduz devlet sorumludur. Devlet gereklı onlemleri alamomış demektır. Devlet ic guvenlığı sağlayamamışsa dışarıdan yardım istenemez ki. Devlet bu yüzden dışarıdaki itıbarını yıtırecekse çok yazık olur, kımse istemez bunu, ama dev leti yönetenler de bu duruma düşmesınler, ülkede güvenliği sağlasınlar. Çok ayıp oluyor. gılendirilmesidlr. Bu kaynaklar vergılendırılmedıkçe, devaüasyondan beklenenler gercekleşemeyecek ve yeni bır devaülasyon kısa bir süre sonra kaçınılmaz olacaktır. Nitekım, daha öncekı devaulasyonlar bu gerceğı onümuze cıkarmıştır. Bundan öncekı devaluasyonun başonsızlığı. buyük ölcüde vergi değışıklıklerının gerçekleşmemesıdır. öte yandan. fiyatlan bellı bir düzeyde tutmak, uretımın artırılmasıyla olanaklıdır. Oysa, öyle bır ekonomi yaratmışız kı yatırımı (dolayısıyla uret'mı) azaltmayı ozendirecek pohtıkayı adeta temel ilke edınmışız. Bır çıft ayakkabı onbın lıra olsa bıle, bunu alacak bir tüketicı kesimi oluşturmuşuz. Ve hep sınden önemlısı, bır otobüs Imal etse bıle kâra geçmeyı düşünen bir sanayi kurmuşuz. Çünkü. sağlıklı bir maliye (vergibütçe) politikası Izleyeme mış \e ekonomık kamu kuruluş larını siyasal amaçın araçları halıne donuştürmüşuz. Eh... böyle bır ortamda devaluasyonun başarıya ulaşması İse bir «mucıze» olur dersek yerınde olur herhalde... Bütçe Yok, Plân Yok, Ekonomik Darbe Var C umartesi günu Millet Meclısırvde yapılan Butço goruşmelerıni, televızyon Turkıye'ye yansıttı. Böylece Meclisin dinleyıci locaları Türkiye kadar buyudü. Büyüdü de ne oldu? Çoğu parti sözcüsünün cağdışı koşullanmonın havanında su dövduğünü izledık. Çatısı altında sosyalist partısı bulunmayan bır parlamentoda saatlerce sosyalizme sovuldu. Butce göruşmelennde Bütçeyi kımse eleştırmedı. Çunku artık Turkıye'de ne Bütçe kolrrıştı, ne planlama... Bu ıkı Anayasa kuruluşu da sizlere ömür. Ancak Butçe goruşmelerinm üikeye yonsıtılması ylne de yararlı olmuştur Çunkü her parti sözcusü konuşurken nıce saklamaya calışso da gerçek duşuncesınin yakasını ele verdı. Soylenmış sözlerın ardına saklanmış anlamları, gerçeğın buğulanmış oynasını mantığın havlusuyla silerek ortaya koymak olasıdır. MSP adına konuşan Erbakan Hoca dedi kl: Demirel, Batı kulübünün adamıdır. Aldığı ekonomik tedbırler IMF'nin istedikleriölr; ama biz bu Bütceye beyaz oy vereceğız. Çünkü bu hükümet şimdı duşerse, Suleyrran Bey «Memleketi düzlüğe çıkaracaktım, bırakmadılar.» dıyecektır. Halkın hakıkatleri görmesi için üc ay daha geçmesl gerekir. Üc aya kadar bu hükümet köşeyi döneceğıne uçurumdan aşağı yuvarianacaktır. Necmeddın Hoca'nın Osmanlı mantığı, kendi politikasının dar çerçevesinde tutarlıdır. Ecevıt'in de parmak bastığı noktalar şunlar: 1) Dünyada 156 devlet var. Bunlordan yalnız Türkiye'nin dış gelırlerı, üikeye gerekli petrolü bıle satıp almaya yetmıyor. 2) CHP'nın 21 aylık hukümetı tam petrol krizinın ortalık yerıne duşmüştur. Bu yükün oltından kalkmak çok zordur. 3) MÇ Hukümetı 1975 1977 arasında kısa sürell borçları 239 milyon dolardan 6,5 milyar dolara çıkarmış. derrek ki 30 kat artırmıştır. Tum borclan faizleriyle birlıkte 18 milyar dolara yukseltmıştir. Bu paralar nereye gitmiştir? 4) Şimdl AP hukümetinln aldığı ekonomik onlemleri hiçbır cağdaş kapitalist ülke uygulayamaz. Güney Amerika modeli kapitalızmin koşullarını yaratan bu ekonomık modelın siyasi rejimi başkadır. Ve Ecevlt. konuşmasının sonunda geçenlerde gazetelerde yayınlanan şu llgınç olayı anımsattı: Bir Anadolu kasabasında AP'li muhtar ile OHP'li Beledıye üyesl sohbet ettıklerl kahveden gec vakit ayrılıyorlar. Evlenne gıtmek üzere gecenin karanlığına'a dostca yürürlerken. kımlıği bılınmeyen bır terorıstın yaylım ateşıyle öldurüluyorlar. GHP Genel Başkanı sanırım AP'lılerın ve Demirel'in bu öykuden gereklı sonuçları çıkaracaklarını umuyordu. Ama umudu boşa çıktı. Suleyman Demirel içinde yaşadığımız bunalımın suçunu tumüyle 21 aylık Ecevıt hükümetine yükledıkten sonra ne dedi? Kürsüde sık sık terleyerek. kocaman mendılıyle kurulanarak, uzun konuşmasında yeryer büyük sıkıntısmı dile setirmekten kendlni alamadı Demirel: Devletln hesabı kitabı otoritesl her şeyl kaybolmuştur. Son ekonomik kararları almak zorundaydık. Bu karorlor da tutmazsa hepimizln sonu gelir. Billyorum ki cumartesi gününden berl Anadolu kohvelerinden İstanbul'un sclonlarına değin her yerde bu olay tartışılmaktadır. Ecevit lyl konuştu... Erbakon ne vurdu değil mi? Suleyman Bey hepsinin lofına laf yetiştirdi. Ya sonra? Bunca dar ufuk çlzgisinln ötesinde ne var? Bu Işlere tepeden bakanlar neler düşünüyorlar? Acaba blrisi ellerini uğuşturmuyor mu: Demlrei'e ekonomik dorbeyl yaptırdık; sıra geldl Ikincl aşamaya.. Suleyman Bey'ln politlkada epey deneyiml vor. Gercekten bir başka care olmadığından (yani çaresızlikten) mi aldı son korarları? Morrison'cu polıtıkanın tanhsel «misyonu»nu mu sonuçlandırdı? Yoksa kendısin! bir kapının ağzına Itlp zorla eşiğe ml bastırdılar? Belkl kendısi de bu soruları gece yatağında düşunup, duşlerınde yanıtlamaya çalışmaktadır ter içinde... Kimbilir? HESAPLAŞMA D Çarşıpazar işleri Burhan ARPAD STANBUL'un defilşlk semtlerlnde haftonın belirli bir gunü pazar kurulurdu. Bu pazar yerlerinde yiyecek ıcecekten başka oteberı de bulunurdu. Basmolar, kadm kumaşları. ev eşyası gıbı şeyler de satılırdı. Dukkânlardan daha ucuz satılıyor kanısı yaygmdı. Bundan ötürü de bu pazarlar. şehrın daha cok dar gelirli ve orta hallı insanlarının oturduğu semtlerde kurulurdu. Kurulurdu sözünü kullandım. zira pozarcılonn tahta kerevetleri üstüne tente gerilerek yapılan gezginci satış yerleri içın halk da, pazarcılcr da cpazar kuruldu» derdı.. # Operasyonun Başarı Şansı Fiyatlan belli bir düzeyde tutmak, üretimi artırmakla olasıdır. Oysa öyle bir ekonomi yaratmışız ki, yatırımın (dolayısıyla üretimin) azalması temel ilke durumunda! I Müdahale Yolları Devlet, ekonomiye uc yolla müdahale eder. Bunlar, para polıtıkası. malıye polıtıkası ve dolaysız denetim yollarıdır. Ekonomının sağlıklı işleyebılme si içın bu üç aracın dengeli ve bıribirini destekler bicımde kul lanılması gerekır. Örneğın, enflasyon dönemlerınde para sunu mu (arzı) son derece sınırlı tutulmalı, buna karşın malıye polıtıkası yoluyla. enflasyonun do ğurduğu olağanüstu rantlar ver gılenmeli ve fiyatlar doğrudan denetlenebılmelıdır. Aksini yaparsak, enflasyonun onü alına mayacağı gıbi, gelir dağılımında hızlı bır dengesızlık ve bir flyat anarşısi ile karşıkarşıya gelırız ki, bu olgu Türkiye ekonomısınin gündeminde olan te mel sorundur Yukarıda, lcinde bulunduğümuz durumun nedenlerini belir tırken ekonomik kararların zamanında alınmadığını behrtmiş tık. Buna şöyle bir örnek verebilıriz. 19731974 Arap • İsrail savaşı ve bunu izleyen petrol bunalımı, dünya piyasalarındaki malların fiyatlarını önemli ölcüde artırmıştı. Doğaldır ki. her ulkede ic fiyatlarda da önemli artışlar olmuştur. Böyle bir olgu karşısında ekonomide yeni ve adıl bır denge sağlamak ve enflasyonist eğılımleri gidermek için çoğu ülkelerin vergl sıstemlerinde zaman yitlrmeksızin değisıklık yaptıklarını gö rüyoruz. Örneğin, Belcika, Danimarka. ve Fransa 1974; Almanya, ABD, Avusturya, isvec ve Yunanistan 1975 yılında bu değışiklikleri gercekleştirmlşlerdlr. Peki va Türkiye' Bırakın 1974'lerı 1950 yılından bu yana vergi sistemınde (bazı fınansman yasaları hariç) hic bir değişıklik yapmamıştır. Durum böyle olunca, adını verdiğimiz ülkelerde enflasvondan sözedılmezken. Türkiye enflasyon girdabından doğal olarak kurtulamamıştır. Kemal KILIÇDAROCLU Hesop Uzmanı mik çıkmazın bir başka nedenl de siyasal ıktıdarlarca alınan ekonomık kararlarda, kolay ve geçıci çözümlere Itibar edılme si ve meselenin özunün daıma gozden ırak tutulmuş olmasıdır. Bazı ekonomık kararların ise, ülke koşulları düşünulmek sızın, dış cıkar çevrelennın bas kısıyla alındığı da bır gercektır. Örneğın, devalüasyonların IMF'nın zorlanmasıyla uygula maya konduğu sade yurttaşça da bilinmektedir. Öte yandan, ekonomik karar larla ulusal çıkarlar yanında, toplumdaki değişik gelır gruplarının çıkarlarının da (denge II bır şekılde) korunmasına özen gösterilmesi gerekir. Çünkü, bu İlke doğru karar almanın bır gereğıdır. Örneğin, ekonomide ulusal kaynaklara dayalı bır enerji politikası gütmek, ulusal çıkarlarımız açısından zorunludur. Ama ne yazık ki. bu yapılmamtştır. Hatta III. planda petrole dayalı enerji po lıtıkası, ilke olarak yer almıştır (Paragraf 22). retl bu denll körlı Iken, yatırım cının, kârını 35 yıl sonunda alacağı büyük yatırımlara gitmesini beklemek aşırı iyimser iık olmaz mı? Demekkl yatırımlan özendirecek, kamu yatırımlanmn reel kaynaklarla fınanse edılmesıni sağlayacak yollara başvurmak gerekır. Bunun da en önem'l aracı vergıdır. Vergi, para polıtikasınm tüm olumsuzluklarını gıderecek bir araçtır. Para polıtıkası yoluyla. varlıklılar lehine oluşan gelır akımı, vergl politikası yoluyla düzeltilebilir. Sosyal adaletin korunmasında en kesin ve tutarlı çözüm yolu izlenecek sağlıklı bir vergi politikasıdır. Vergi politikası, ulke ekonomlsınin yönlendirılme sınde de en guvenılır araçÇır. Aklımda kaldığı kadarıyla Pazartesi pazarı Emjtiönu Cicek pozarı çevresınde. Salı pazarı Tophane yokuşunda, Çarşamba pazarı Fatıh'te kurulurdu. Haftanın ötekı günlen de Kasımpaşa'da Unkapanı'nda ve Aksaray'da. Şımdi lerın pek ünlü Beşiktaş pazannın gününü hatırlayamadım. Goçebelık kokeninın etkisi olması gereken bu yaymacılık ve gezginci pazarcılıkta «daha ucuzı satılıyor varsayımı da onemlıydı. Otuz yıl öncelerın öfkeli bır başbokanı, pahalılıktan yakınanları, tYurttaş Aksaray pazarında b,r kufe dolusu alış verış yapıyof!» diye cevaplamıştı Ne var kı, Istanbul'un semt pazanarı «ucuz» nlteliğını coktan yıtırdi Scdece pazar yerleri değıl, el arobalı, ya da sırtı kurelı gezginci satıcılarda da «ucuz» diye bır şey yok. Hal'den cldığı yemışı yüz metre otede yuklu bır kârlc satıp gunde bınbeşyuz lıra kazananlar var, dıyorlar. Yalnız e! arabalılar mı? tUretıcıden tüketlcıye» ve «yarı toptancı» slogonlarıylo Isvıçreli senator Dutvveıler'ın kurduğu ışletme, şımdı cSüper Market» oldu, fıyat tırmamşlarında başı cekıyor. Yapraklan buruşmuş canurlu ıspanak 50 lıraya satılıyor. Kısa süre once 15 lıraya satılan havuc şımdı 35 lıra. Geçen yıl on liraya satılan portakal 35 lira. Turkıye'de yetışen muz 120 lıra. (Oysa. Afrıkadcn getırttığı muzları Alman satıcılar 1 MarKO satıyorlcr; naklıye. depolama, satıcı ve aracı kârlan dahıl.) Gecen yıl ürünu yarım kiloluk konserve 75 lira. Hazır kıyma et sımdılık 300 lira. Şımdılık dıyorum, zira gecen hafta ıkıyuzellıydı. Satıcı, haftaya uçyüz ellı olacak, dıyor. Çcrşı pazar gerceklerı boylesıne korkunçlaşmış bir ölkede azınlık hükümeti başbakanı, yurttaşla alay eder gıbı «Butun bunlar Turkıye'yi kurtarmak ıçındır.» d:yor, dıyebılıycr Polıtıkada gerceklerı çarpıtmak. konuyu abart ma< bır olışkanlıktır. dıyebıhr mıyız'? Gunlük gecımını güçlükle sağlayabılmek icin gecegunduz çalışmaktan gayrı bır seceneğı olmayan on bınlerce emekcı, panzer ve d.pçıklerle ışyerınden kovalanıyor. On b'rtlercs emekcı. colısmak ıçın dırendıler diye, apar îopar yakalanıp kışta kıyamette stadyumlara kapatılıyor Sılı'de olduğu gıbı Kahvelerde, sokak aralarmda, ışyerine g,derken trenda ^« otobuste hergun düzıneyle emekçi, öğretmen, oğrenci, savcı. ovukat, partılı, ya da partısız sıradan vurttaş, oğretım görevlılen ve aydınlar kurşunlcnıyor Bır yandan baskı yasaları tezgâhlanırl'en, oteyandan yaşanna koşulları sayısı bır kaç yuzü geçmıyen parababaları azınhğı çıkarına dayanıimaz bıcımlerde ağırlaştırılarak patlamalar zorianıyor. Ve ozınlık modelı yönetimın yüksek mühendls başbakanı, cAdalet» sözünü kendınin bılmiş partinin başkanı, cnun çevresınde toparlanmış bakanlar, gözlenmızin içıne baka baka «Daha ıyı bır Türkıye icin bütün bunlar! Bıraz daha fedakârlık!» dıyorlar: dıyeblllyorlar. Bunu dlvebilmek İcin milletten lyıce kopmuş olmak gerekır. Ya da. bıierek böyle davranıyorlar. Gecım koşulları gıttıkce kotuleşen yığınları daha kötü aurumlara ıteloyerek patlamaları zorlamak ıcm! TARİS'te başlatılan olaylar böyle duşundürüyor Süper Market'te et kuyruğura girmiş bir yurttaş, başkalannın duymas'ndan utanırmış gıbi usul sesle: «Yarım kilo kuşbaşı verin!» ded! ve kendi kendîne mırıldonırcasma. «Bu gıdışle 25C gramı zor alacağız» diye ekledl Oysa, onana.iı yurttoştı. Büyük bır bankanm şube nıudurluğunaen yenı erneklı oimuştu. Emekll banko müdurünün bu sozlen b.r başka benzer olayı hetırlattı. Kedi ciğeri satan bır sakatatcıda karşılaşmıştım. Yaşı belll olmıyan kuru yuzlü çocuğunu kucağmdo taşıyan zayıf kadın. vızı'dar glbi bir sesie: «Şu kıymadan 100 gram versene1» demişti «Haftoda bır olsun cocuğa et yedireyım, hekım söyledi.» Kadının et lokması diye tntedlğl kryma, «akatatcının kemiklerden sıyırarak topladığı kmr.tılardı. Adclet Partlsl azınlık hukumetl yöneticileri ya ü!ke gerçeklerinden lyica uzaklaştılar. Ya do patlamalan zorlayarak korkunc blr boskı dönemlnl tezgâhlıyorlor. pazar gerceklerı böyle duşundürüyor. Bizde olan... Ülkemize baktığımızda, vergl polıtıkasının alağanüstü dönemler dışında (askerı mudahalelerı izleyen donemler) pek kullanılmadığını rahatlıkla soyleyebı lırız. Son olarak CHP ağırlıklı ıktıdarın getırmek ıstedığı bazı iyıleştırmeler paıiamentodan ge cememiştır. (•) Ekonomımizın duzluğe çıkobılmesı icm vergi reformu zorunludur. Bugün bunu ış oevreleri bıle artık kabullenmektedırler. Gerçi hâlâ bazı siyasal lıderler Türkiye'nin en onemlı sorununu petrole bağlıyorlarsa da, bu doğru değıldır. Çunku petrol sorunu bugün çözumlense bıle, aynı sorun belll bır sure sonra tekrar gundeme geleoektır. Kuşkusuz günlük sorunları da çozümlemek gerekır. Ancak sorunlara gunluk çözümler yanında koklu çözümler de getırmek zorunludur. Afyonlaştınlan Para... Bizde, siyasal iktidarların ekonomık sorunları çözmede baş vurdukları araç genellikle para dır. Çünkü. Merkez Bankası kaynaklarına başvurmak en ko lay yoldur. Oysa para, sorunları geçici olarak eözümlerse de, siyasal iktidarlar icin en tehlikelı yoldur. Çunkü bu polltıka enflasyona ortam hazırladığı gıbi, toplumdaki gelir akı mını da varlıklılar lehine bozar. Ve siyasal İktidarlar, bir süre sonra ekonomlyi denetleme İş levini yitirirler. Ekonomiye ban kerler hakim olur. Merkez Bankasının görevinı ekonominin oluşturduğu başka kişi veya kurumlar üstlenır. Böyle bır or tamda vergi önemini yıtirdiğin den kamu harcamaları sağlık lı kaynaklara dayanmaz. Ekonomide enflasyon nedeniyle ya şayabılen kurumlar hızla büyür ve gelişirler. Sonucta tıpkı afyona alıştırılmış hastaya ben zeyen ve surekli enflasyonla ya şayabilen bir ekonomi oluşur Bugün Türkiye bu aşamadadır Enflasyon önlendlğinde, önemli Iflaslan da beraberinde getire cekt'r. Çünkü, günümüzde enflasyon blr cok kurumun yaşama ve büyüme gerekçesidlr. Po ra. ekonominin vazgeçemeyec? ğl blr ofyondur artık.. İşte bu aşamaya gelişimizin nedenl, siyasal iktıdarlarca ekonomik kararların zamonmda ve doğru olarak alınmaması yanındo, ekonomiye müdahale araçlarının dengeli olarak kullanılmamosmdandır. Surekll para politikası. vergilendirilmeyen olağanüstu rantlan doğurmuştur. Gazete ilânlarına dek yansıyan ve Ikl vıl İcin net yüzde 99 kâr öneren para tlcaretl. ekonominin lcinde bulunduğu ortamın en güzel gftstergesldlr. Para tlca (•) Sayın Z. Muezzlnoğlu, 25.1. 1980 günlü Cumhuriyet'de çıkan yazısında, kendi done minde hazırlanan vergi tasarılarını «reform» olarak nitelemekte ve yasalaşmamaması konusunda da muhalefeti suçlamaktodır. Hazırlanan tasarılar «reform» olmaktan çok uzaktır. Adlandırmak gerekirse «ktsmi iyileştirme» dlyebiliriz. Tasarılara, muholefet partileri yanında başta DİSK ve TURKİŞ olmak üzere toplumun değişik kesimleri de karşı çıkmıştır. karîkalüıic tsleme adresl: Kuikatttr Muzesi Me«ruliyfl CscL Na. (8 Tepebav lnUnbal KAtlKATÜtCÜUt OOtNf6i AYUK YATÎN OROANI ^^AUıııııııuyuHittiiiHmmuııiiiiMHiınııııuııufiımumifitiıınunııııiiuııııııiHifiııııııııımıiı^ Ve devalüasyon... Devalüasyon, önemli bir para operasyonudur. Yerınde ve zamanında kullanıldığında olumlu sonuçlar verebılir. Ancak, bugün tum iktisat kitaplannda sözu edılen bir gercek daha varl Para politikası, malıye politıkasıyla desteklenmedıkce başarıya ulaşamaz. De\tılüasyon kararı topiumda önemli gelır kaymalarına yol açmıştır. Kararın yeni milyonerler yarattığı bir gercektır. önemli olan bu kaynakların etkili bir şekllde ver | I İ | = = :£•£ = 3 ~ S 5= S S METAL KAPAK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığından Şirketlmlzin senelik oloğon Genel Kurul Toplantısı 17 mart 1980 pazartesi günü saat 10.00'do Levent, Buyükdere Gaddesi No: 217'deki merkezınde yapılacaktır. Sayın hlssedarlarımızın. toplantıdan en gec bir hafta önce hısse senetlerini veya blr bankaya tevdi ettiklerini gösterir makbuzlarını Şırket merkezine vererek giriş kartlarını alrraları ve toplantı günü bizzat ya da vekıl göndermek sureti ile toplantıya katılmalan rica olunur. Şirketimizin 1979 yılı bilancosu. kâr ve zarar hesabı, Idare Meclisl ve Murakıpların raporları 29 şubat 1980 gününden Itibaren Şirket Merkezinde Sayın hıssedarlarımızın Incelemelerlne acık bulunüurulacoktır. | Doğru Karar Almak içinde bulunduğumuz ekono VEFATLAR İÇİN A<s Kflnlerlnia p»yl»san t s LAM CENAZE İSLE3Ü tü «• • lefonl» emrinlzdediı G&ccte il&m ve USBUID mu&nı^ lelsr. doktor raponı. deön luiv s»tı. Batlm «Jubsı, devir oualan belvs. sekn lılerl T»Pilır Hassasiyetle ve ötlıUkle ısien»derutte eder ISLÂM CENAZE İŞLERİ TEL : 47 20 06 • 40 68 86 NOT : BOtUa mu»melel« !». tetraevt «lt otaj«k taen yurt l<d Turt di9i, vurt dıstcdıe yurda eenaze nakll rspılıt FRANSIZCA STRASBOURGİ ÜNİVERSJTES» MEZUNU ÖGRETMEN TARAFINOAN FRANStZCA OERS VERİÜRİ = == ss = S = = ==s S ^s = 3 = ' GÜNDEM: 1 Başkanlık Divanmın teşklll ve Umuml H«yet adına tutanaklan Imza icin Dıvana yetki verilmesl, 2 idare Meclısi ve Murakıp raporları İle 1979 yılı bllançosu kâr ve zarar hesaplarının okunması, 3 Okunan belgeler konusunda müzakere, bilanco, kar ve zarar hesaplarının tasdlkl ile İdare Meclisi ve Murakıpların ibrası, 4 Yeni İdare Meclisi üyelerinın secimi İle ücretlerinln tayini, 5 İki Murafcıp seclml ve ücretlerinln tesbitl. 5 1979 y,|, kârı hakkında karar verilmesl, 7 Artırılan sermayentn ödenmiş mıktarınca yeni tahvil çıkarılma» sı hakkında karar Ittihazı. • •. • 8 Dılekler : • . . • •' : . TEL: 58 68 96 (Gumhurlyet 94"n (Turkei. ...) Ö44
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle