15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet inlenmeye çekildiğim haftalann sonltvrına dogru radyo ve TV haberlennde ve bütün gazetelerde: «Kapanmış olan klmı siyasal partller için mahiemece «kayjrum» atanacağı yolunda uzun sure yayın yapüdı. Son bır kaç gün ıçinde de, AP'ye ve DÎSK'e «kayyum» atandıgını bütun gazeteler yazdılar. Dınlence günlennde bulunduğum bir yer de tanıdıkJardan ve orada tanıştığım yurttaşlardan kırruleri bana •kayyum>un ne demek oldugunu soruyorlar, «Hocam, bız sadece camllerın terruzlık ve bakım işlerlnı gören kişıve kayyum denıîdıgıni bıhyorduk. $imdı bu, ne oluyor"?» diyorlardı «Vasi»yi de bazısı golgeh olarak bıliyor, am» hiç bın bu sözcuğu doğru soyleyemlyor. buna «vâsî» diyorlardı Oysa Arapça «vasî» sözcüğu Turk çede «geniş» ftninmına gehyordu, «Vasisi» demeye dıllen donmuyor, bunu «vasisi» bıçimınde söyluyorlardı. •*• Bu kısa 6a konuşmalardan eonra hocabgını tuttu ve onlara kayyumu anlatabılmek İçin konuya egehk (velilık)ten girdım Ve Ozetie dedım kı •Henuz on sekiz ya$mı doldurmamıs bir çocuğun egesı olmak Turk Yurttaşlar Yasast 'Medenı Kanun* geregıdır. Bunun için ayrıea bır mahkeme haranna gereh yohtur. Bır evhlıkte çocuh doğar doğmaz ana ve baba. hıç bır resmı ve yasal isleme gereklıh olmadan onun egesı olurlar Eğer boşanırlarsa, çocuğun egelığinın ana ve babadan hangısvne bırakılacağını yargıç karara bağlar. Vasilık ve kayyımhğa gelince, bunlar aneafe Türh Yurttaşlar Yasası'nda ayrı ayn behrlenmiş nedenlenn varlığı durumunda yetkıh mahkemece atanırlar Vasinın görevı, votıhğı altındakı kımsenın hem kendısıni. hem mallannı korumak, o kımsenın ışlemlennde onu temsıl etmektır. Vasi bütün bu ıslemlerınde Sulh Mahkemesi'nin ve kımı konularda ayrıca bır de AsUye Mahkemesi'nin denetımıne bağlıdır Bu denetımın nasıl olacağı, yasada yazılıdır. Bızım bılmemız gereklı olan nokta. vaslnin görevının mkorumak' ve 'temsü etmek* olduğudur. Temsıl etmek yetkısi de gerçekte «teorumc» görevının yasal aracıdır Bu duruma gore. Türh halkınm dilmın dönmedığı, doğru dürüst sövleyemedıği Arapça »vasi» yerıne ntçm Turkçe 'koruman* demiyoruz? Şımdl dılımize yerleşmis. herkesçe benimsenmis ve türlü yasalara gırnuf *göçmen, seçmen, ögretmen, uzman* oluyor da, 'koruman* neden 14 ARAIJK 1980 D Kayyum Hıfzı Veldet VELİDEDEOGLU kil eanlanır gözlerimiztn önünde. Çünkü bu bir havramdır. Hukuh bılımı de kavramlar bıhmıdır. «Koruyucu> derseh, aklımıza ilh anda koruyucu pohs gelir. Koruyucu, «ornuın korucusu* ile de karışabıhr Ondan sonra vıtammler, ilâçlar, boyalar vb gıbı koruyucular da gelır aklımıza Çunku 'koruyucu* konuşma dılınde bırçok yerde kullamlan bir sözcüktur Oysa 'koruman*, hukuh alanında ve yalnız bir tek kavramı belirtmek ıçm kuU lanılabüen teknık bir terimdır. Tıpkı «üçiü» ile 'üçgen* ayırımında oldugu gıbı» Genç öğretmen bu aydınlatmam için teşekkur ederek göruşlerimi doğru buldu. Sonra sözü «kayyum»a getırdim ve konuşmamı şöyle sürdurdüm. 'Ûlkemızde haftalarca radyo ve TVden 'kayyum* olarak söylenıp kamuoyuna yansıtılan ve gazetelerde de bu bıçımde yazılan kavrama gelince Bu anlamdakı söylenış yanlıştır. Once Arapçada bunun doğrusunu kuU lanmak gerekir kı, bu da 'kayyım*dır; yukanda değınıldıği gıbı. cami hızmetçısi anlamına gelir. 'Kayyum* ıse Arapçada ayakta durucu anlamını taşıyan 'kaaim*den türemıştır 'Kendi kendıne var olan'. kendi kendıne ayakta duran* demek olup, Tanrının «ıfatlarındandır. Şu halde 'Mahkeme fılan par tiye (kayyım) atadı* demek gerekir, (kayyum) degıl Zaten Turk Yurttaşlar Yasası'nın bütün ılgüi maddelerinde hep «feayyım» yazılıdır Koruman'm (vasi'nin) bas görevı, kendisıne bağlanmıs olan gerçek kışınm (yanı ınsanm) hem kendısıni, hem mallannı koruyup kollamah ve onu temsıl etmek olduğu halde. 'hayyımın görevi bır gerçek veya tüzel kU finın, Yurttaşlar Yasası'nda belırlenen bır ışıni veya butün işlerıni görmehtır ve o fetyınin yasal temsılcısıdır. Nıtekım faahyetlen yasaklanmıs kımı partılere atanan kayyım, o partının malvarhğına ılıskm ışleri; örnegın herhangı bır nedenle zarar gören bınası varsa onartmak, partının borcu varsa onun mallanndan ödemek. alacaklan varsa bunlan toplayıp güvenlı bir yere, sözgelımı bır banteayo vatırmah gibı ışleri partı adına görür. Şu halde buna nıçm Turkçe *görmen* demiyoruz da, doğru dürüst söyleyemedıgımız ^kayyım* veya çok yanlıs olarak yüce Tann'nm sıfatını kullanıp «feayyum» demekte dırenerek gulunç oluyoruz. Az önce verdiğim örneklerde olduğu gıbı, nasıl «müntehıp» yerine seçmen, 'muhaclr* ytrine göçmen vb. dıyorsak, «feayyım» yenne de has Turkçe bir sözcüh olan •görmen» demeh günah mıdır? Konuşmamm bu bolumunü de dıkkatle dınleyenler bana hak verdıler Sevgılı okurlarım, bılseniz, daha bunlar gıbı ne şaşılası, ne acaıp Arapçalarla dolu hukuk dıhmızi. Rahmeth Yargıtay Başkanı, ınanmış Atatürkçü ve Turkçeci Recai Seçkın den sonra Yargıtayımızın, örneğın Alı Rıza Onder gibi kımı üyelennin, hukuk dılının Turkçeleştınlmesı alanındakı çabalan gerçekten övguye değer. N e yazık kı bu çabalar henüz genelleşmedi. Çünkü kimi yasalanmızın dılı anlaşılmaz birer muamma gıbıdır. Oysa yasalan, özellikle kışilertn doğumundan ölümüne değın, hattâ miras işlerınde olduğu gıbi ölümlennden sonra bıle butün aıle ve malvarlıgı üışkılerini duzenleyen Türk Yurttaşlar Yasası'nı orta öğrenım gormuş her Turk vatandaşınm anlayabılmesı gereklıdır Isvıçre'de böyledır. Yıllar önce bir kez daha bu sütunlarda yazdığım gibi, orada hemen her evde, her ailede bu yasa vardır. Öğrencılığım sırasında kaç aılenin yanında pansıyoner kaldımsa hepsinde gördüm Bızde yasalar sanki avukatlarla dava vekillennin, yargıçlann ve öbur hukuk adam lannm tekelınde birer kapalı kutudur. Nedeni de, onlann ağdalı Osmanlıca metinleridır. Buraya aktarsam şaşarsınız. Guncel bır vesile ile bazı yurttaşlarla yaptıgım konuşmada sözü edılen «vasi» ve «kayyun» sözcükleri, sadece minınin minisi ıki örnektır. Daha neler var. neler1... Çünku aydmlanmız ve özellikle hukukçulanmız ve politıkacılanmız yüzyıllar boyunca Türkçeyi kaba bulmuş, ona düşman olmuş... Türk Yurttaşlar Yasası (Medeni Kanun) kabul edildiği sırada TBMNfnde memurdum. O günlerde, yanı 1926 yılında bfle bu yasada «talâk» yerıne boşanma; «zevc» yerıne koca; «zevce» yerıne kan denilmesini hocalann nasıl yadırgadıklanm ve meclıs korıdorunda öbek öbek toplanıp kendi aralanndaki konuşmalarda nasıl alaya aldıklannı görmuş, duymuş ve de üzülmüş bir kişiyım Bu duşuncede olan hukukçular aynı yasaya «Murtehın, râhınm rızası olmadıkça merhunu başkasına rehnedemez» (madde 656) gibi cumleler koymayı başarmışlardır. Borçlar Yasası'nda daha ağdalılan vardır Okuyunuz: «Havale, bir akıddır kı, onunla muhalünaleyh, bılvekâle kendi namına kabza salâhiyettar olan muhalunlehe muhîl hesabına nakıd veya kıymeth evrak veya saır mısli şeyler ıtasına mezun kılmır» (Borçlar Kanunu 457.) Ne anladınız, eskı Mecelleden de koyu bır Osmanlıca ile yazümış bu maddeden?. Oysa burada başkasına alınmak uzere bır üçuncü kışıye para ve değerli kagıtlar yollanmasına üışkın bır sozleşme tanımlanıyor. Ceza Yasamızın dıli daha da ağdahdır. Halkın dılmde kımbılır nıce yıldan berı yerleşrruş olduğu için «yankesicıhk, dolandıncılık» gibi Turkçe sözcuklerı terım olarak ona almışlar da Arapça «katıl» yerine bır türlü «öldürme» dıyememışler. Diyemeyince de, «katıUın bütun soyu sopu, yanı «kaatıl, maktul, kıtal, mukatele» gıbı Arapça tenmler yasalanmızı ve guzel dılmızı birer parazit gıbi sarmıştır. Eğer «kayyım» sözcuğunun devlet radyo ve televızyonlarında ve butün gazetelerde haftalarca yanhş olarak «kayyum» biçimınde söylenıp yazılışı ayıbından utanılıp ornek almarak, hukuk dılımızın Arapça'dan anndınlması çabalan koruklenırse, Atatürk ilkelennın her fırsatta öne alındığı şu donemde, dılde bağımsızlığın, kultur bağımsızlıgının temeltaşı olduğu yolundaki Atatürkçuluk dogrultusuna yenıden gırılmış olur. ••• Siyasal partılenmızin ve kımi sendıkalanmızın gerekli işlenni görmek için «kayyım» (gormen) atandığı şu günlerde, önemU bir noktayı da vurgulamadan geçemiyeceğim: 1946'da çok partıli demokrasi dönemıne gırdığımızden berı, polıtıkacı olarak, hatta tüm ulus olarak, demokrasi işlerıni yasal yolunda gereg! gıbi yurütemedığimiz ve ulkeyi uçurumun kıyısma suruklediğimiz içm, bu işleri duzene sokmak üzere zaman zaman yonetım başına «asker kayyım» ların gelmesi zorunluğu doğuyor Bunlann atanması elbet mahkeme kararıyla değıl. halkın büyük çogunluğunun onayı ile kendıhğmden oluyor Galiba bız sivıller, Atatürk ılkelen doğrultusunda gerçek demokrasi aşamasına boyle böyle ulaşacağız. Ancak fizlenen aşamaya ulaşıldıktan sonra demokrasının bir daha kesıntıye uğramaması ıçm yalnız sol ve sağ anarşi ve bölücülük odaklonnın temizlenmesi yetmez, henuz yetennce sınsi yollardan Atatürk Dev rimı'nin ters dogrultusuna sürukleyıp, kişı, sınıf ve zümre çıkarları ıçm demokratik uygulamaları, her askeri mudahaleden sonra kotüye kullanan, ama mıllıyetçılığı de kımseye bırakmayan mıllıyetsız, gencı ve cibılıyetsız kişi ve odakların yüzlenndeki kara maskelerra de, bu defaki Atatürkçü «asker kayyımlar»ca hıçbır hatır ve gonüle bakılmaksızm ulus karşısında tam olarak düşurülmesi gerekir. Dışa Bağımlılıktan Kurtulmak... D I Bu konuşmamı dinleyen herkes bana hak •erdı Arapça vasi değıl, Turkçe «koruman»; vesayet veya vasilık değil, «korumanlık» demehydık. Yalnız beni dınleyenlerden genç bir öğretmen «Hocam. koruman yerıne «koruyucu» dense nasıl olur?» sorusunu yöneltti. Ona da. 'Her bıhm dalında olduğu, gıbı hukuh büimınde de teknık terimlerden her bıri bır havramı canlandırır. Orneğin geometnde •üçgen* denıldı mı, hemen üç köşeli bır te evlet ve MGK Başkanı Orgenerol Kenan Evren, T0BITAK'ta (Turkıye Bılimsel ve Teknık Araştırma Kurumu) bır konuşma yaptı Ne yazık kı bu konuşma basımmıza çok az yonsıdı. Hepımız polıtıkayı çok sevdığımiz ıçn bılıme donuk konulara yeterlı ılgiyi gösteremıyoruz. Saym Evren Atatürk'ün «hayatta en hoklkı mürçit llimdır» sözunden kaynaklanan bır mantık örgusü içınde çağımızda bılım ve teknoloıının onem nı vurgulamış ve bılım adamlarımıza çağrıda bulunmuştur: « Dışa bağımlılıktan kurtuîmamız, büvuk ölçude bfllnve davalı teknotojimizl üretmemize bağlıdır^ • Atatürk 30 Ağustos 1924"te şöyle dıyor: * Uygorlık yolunda başan yeniliğe boğlıdır. So»y<rl yaşamdo, ekonomik hayatta, billm ve (en aJanında başan «ağlamak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaşaYişa egemen olan yasalann zoman il« değişmesi, gelişmesı. yenilenmesi zorunludur. Uygarlığın buluşlan, teknlğin harikaları, evrenin dejlşmeden değişmeye uğrattığı bir donemde, asıriık köhne zihniyette, geçmişe bağlılıkia vorlığını korumak olası değildir.» (Soylev ve Demeçler'den) Bılım ve teknoloıının oneminı usanmadan vurgutamak, Gazı Mustafa Kemal Ataturk'un ılkesını yınelemekle eşanlamlıdır. Dışa bağımlılık konusunda ıse Mustafa Kemal'ın artık hepimızın ezbere bıldığımiz ve bılmek zorunda bulunduğunrıuz sozterı tarıhe altın harflerle yazılmıştırc Bugünkü savaşımlarımızın amacı tam bağımsızIıktır (IstHçlall tam), Boğımsızlığın tamlığı ise ancak mali boğımsızlıkla olasıdır Bir ülkenin maliyesl boğımsızhktan yoksun oJunca o devletln butun hayaî kollannda bağımsızlık mefluctur (inmelidir). ( ) Bir devlet tam bağımsızlığına ve bir ulus kayıtsız şartsız egemenliğlne molık ve sahip bulunmadıkca o devlet İcin refah ve şeref olamayacoğını takdir eden ulusumuz, bu gerekleri soğlamodıkça yaşamortc mumkün olamayacağına inanmıştır. ( ..) Guzel yurdumuzu yoksulluğa, ülkeyl yıkıntıya sürükleyen cesitli nedenler içinde en guc'ü ve önemlisi, eVonomlmizde boğımsızlıktan yoksunluğumuzdur. (...) Devletler şlmdiye dek blze şu veya bu sorunlarda gösterlşll musaadelerde bulunuyorlar gibi gorunüyorlar. Lâkln ekonomik kolel.kle btzi felce uğrotıyortardı. Oteden berl biz» bazı çeyleri vermiş gibi, bizlm bazı haklanmızı tanımış gibi vaztyet alıriar, gerçekte ekonomlde eümizl kolumuzu bağlariardı. Bu köleliğe katlanan mevki sahibi kimseler memnurtdu. Çünku görünüşte büyük bir bağımsızlık soğlamıslordı Fakat gerçek durumda ulusu manen misklnllk cukuruna atmışlardır Bunlar ekonomik mahkumlyetl anlomayon bedbaht hayvanlardı. (...) Tam bağımsızlık d«mek, elbette siyasal, moliye, iktisat adalet, oskerlik, kültür glbl her olonda tam ba^ımsızl'k ve tam özgüriük demektlr. Bu saydıklanmın herhangi birinde bağımsızhktan yoksımluk, ulusım ve ülkenin gerçek anlamıyla bütun bağımsızlığından yoksunluğu demektir» (Atatürk'ün Söylev ve Demeçlerı) Görülüyor kl Atatürk tom bağımsızlık şlanna bOtunOyle tutkun ve bu amaca ancak bllım ve teknlk yolundan ulasılacağını saptayan önderdir. • Ne var kl ulkemızde Atatürkçüluğün karşısma bir başka fıkir çıkarmaya çalışanlar da eksık değıldır Bağımsızlık (ındependance) karşıtı bağımlılık (dependance) kavramıdır Bu ikısl arasında «Interdependance» dlye yoz bır kavram emperyalızmın kaynaklarında oluşturulmtıştur Cağımızda Ataturk'un tam bağımsızlığmın gecerlığinı yıtırdığinı ve ancak «karşılıklı bağımlılık» kuralının ışledığın! söylıyenler, gerçekte dışa bağımlılık Ideolojlsınln propagandasını yapan «bedbaht»lardır. Oysa Ataturkçülük dışa bağımlılığın karşısma dlVilir Bu amaca ulaşmak ıçm buyük bır cabaya ve belirlı ttr süreye gereksınmemız var. Devlet Başkanı Sayın Evren işte bu amoca ulaşmanın yöntemınl de vurguluyor« Dışa bağımlılıktan kurtuîmamız, buyuk ölçüde blllme dayah teknolojimizl üretmemize bağlıdır.» Turkıye bu hedefe doğru seferber olmalıdır» CVCT OKTAY AKBAL Ödüller Konusu.. Saym Doktor ve Eczacılanmıza Grip ve soğuk a!ginlık!annm korunma ve tedavisinde •Slkemizdo veriian edebtyat ödüllerl Işlevierlnl yerlna llgetlrebilmekte midır? Öduller edsbıyatın ve edebl" y a t c ı l a n n daha buyük okur yığınına ulaşmasını soğlayabılmış midlr? Yeni çıkan «Göstori» dergısinde bir soruşturma var bu konuda. Bir cok yazorlar, ozanlar yanıtlamışlor. Benlm de yanıtım var Şoyls demiştim: «28 yıl Içinde pek cok yazarımız, ozanımız odül aldı Ne zararını gordük bunun' Önce zararı var mı. onun ustunde durmak gerekır. Herholde hıç bir zararı yok Bura3i kesın Yararı' Var elbet. Bugün Saıt Faık ödulunu kazanan bir kltap en ozından ıkıuc baskı yapıyor. TDK ödulu ıcm de öyle. Zamanla, bosın da radyo da, kamuoyu da. sonatsever okur da, ödül kazanmış yapıtları satın almak, okumak, eleştırmek, tartışmak olışkanlığmı edmdı. Kısacası bır hava yarottı bu odüller bır yazın ve sanat havası...» llhan Berk «Bütün ödullerın yararına tnanmak g«rek» dıyor. Adalet Ağaoğlu «Ödullerın ışlevlsrl olduğundan kuşku duymamalı» dıyor. Cahıt Külebı «ödüller kltap satışını etkiltyor» dlyor ötekı yazarlar da Erol Toy'la Fethl Nacl dışında ödüllerln yarariı yanları olduğu kanısında... Eskı bir tartışmadır bu. Bltmez tükenmez' Ödüller yarariı mıdır değıl mıdır' Ikı goruşü de savunmak olasıdır; haklı, inandırıcı gerekçeler iten surmek de... Nıtekım roman yazarı Erol Toy «Ödüller yarar getireceğine zaror getırıyor» dıyor Gerekçesi de «ödül seçıcllerlnın her kezınde, kesln kahcılıklar sscmelerl glbl bir sorumluluk yerıne, kendi deger yarçılarının koşullarına en uygununu secmeleru.. Toy. bu davranışın «dürüstluklerl gereğı olacoğından ve zaten ötekının bir ölcütü bulunmadığından yarar yerlna zarar getireceğine» Inanmaktadır Benım katılmadığım bır göruştür bu, oma her görüş gıbi saygıdeğer bır yanı vardır. Toy da, bugüne dek hıç bır ödüle, yarışmayo yapıtlarını göndermemekle bu görüşü doğrultusunda davranmıştır. Kendi bileceğl bır Iştir bu. Ote yandan, eleştirmeci Fethi Nacl de ödüllerin yararına, gereklılığıne ınanmayan bır kişl Çünkü derginın 1 sorduğu her ıkı soruya da 'Hayır, Hayır yanıtını vermıs. Gerekçe de göstermeden, 'hayır" dıyerek sorunu kapatmış Fethı Nacı'ye göre ülkemızdekı ödullerın hlç bır Işlevı yoktur, edebıyatı ve edebıyatçıyı buyük okur yığınına ulaştırarramıştır Yanı gereksız, bosuna, yanlış bir Iştır, bır uğraştır ödül vermek, ödül dağıtmak, ödul kurmak, odüle katılmok, ödüllerde secıcı olarok yer almaK .. Madem kı hıç bır ışlevl yok, madem kı yazına ve yazın odamına bir yararı yok' «Gösten» dergıs'nde Turkıye'de Edebıyot ödüllen'nln dökumu yopılmış Bu dokume baktığımızda eleştirmeci Fethı Nacı'mn ^ödüllerin ışlevıne ınanmayan. yararsız bu lan Fethı Nacı'nın Humyet Gazetesının kurduğu Sedat Sımavl Edebıyat Ödülü, Behçet Necatıgıl Şiır Ödülü seçlci kurullarında yer aldığını göruyoruzl.. Bu bır çelışkı de ğıl mı?... Ödullerın ışlevıne ınanmayan bır kışının odul secıcı kurullarında ne işi var dıye düşünmez mısıniz? .. Ne var kı Fethı Nacl celışkılerden korkmaz, nıtekım »Mıl lıyet Sanat» dergısinde «Turkıye'de Roman Var mı?..» sorusuna kı bu soruyu kendi kendıne soruyor şu ya nıtı verıyor. «Evet, Türkıye'de roman var Ne kadar futbol varsa o kadar.» Turkıye'de futbol var. ama kendi öl çütüne göre var. dunya olcusune gore duşündünuz mu buyük bır değer taşımıyor Nacı'ye göre roman da öyled r.. «Bız de eleştırmelerımlzde hep bu «ulusal sınırlar» oıgusunu gczonunde bulunduruyoruz. Ama ulusal sınırlarımız dışında var olan romania Turk romanını karsılaş tırdığımız zaman ne oluyor''...» dlye yazıyor Fethi Nacl'nın uyesi bulunduğu Sedat Simavi Edebıyat ödulü'nde ıki Türk romanı derece aldı, Perıde Celal' in ve Adalet Ağaoğlu'nun romanları... Türkiyede roman var mış kl Nacı nın de yer aldığı bir kuru! onlan buldu, ortaya çıkardı, büyük bir odul vererek değerlendirdi. Ama denecek ki culusol sınırlar» ölcüsünde bir değerlendırme dir b u . Blzde ulusal smır dışında yayınlanan, avnca beğenılen, ö"güler yazılan romaniarımız da var Ynşar Ke mal'ln, Cetın Altan'ın vb. romanlon lcln Botı gazetelerin de olumlu yazıiar çıktı. BLnların hepsı de dostco ovguler, yaklaşımlar mıdır?... Theraflu BOL MİKTARDA PİYASA.YA ARZEDİLMİS» İR. lEksen Reklam 903 80) 6969 EŞUG\ İSLEM SteTEIVI UZMAIMUĞI EHTB BULMACA SOLDAN SAĞA : 1 Bir İşi yapmak İçin ba«k&luı tarafmdan ısrar «ıılraeslrtf beklemei 2 Geçmış tuyükler Bır kadın adı. 3 Tersı deglşmeı olan Eskl dilde dans 4 Tersi kesid sietlerden Kimyada stronsiyumun slmgesi. 5 Tersı kırli Bir renk 6 Paranın, tlzen imzelı olan yüıü Nazı torör ve dnayet örgütlerinden birinln slmgesi 7 Tersi lsun Tersi bır balık niama bı;lml 8 Tersi, deniz taşıt \e oraçlannın karava çıkanldıSı yer anlnmırn bileşık Süzcuk. 9 Büvük kanşıklık Bir harfln okunuşu YTJKARIDAN âŞAĞITA : 1 Ünlü bir TOrk düşOnürü. dünjanın en usta gülmecs üstadlan arasında >er alan \e Konva dolaylannda yasadığı bil dlrilen kültOr ad&rmmıs 1 Kış givsilennden ütantna daj Kusu. 3 Eskl dilde eksl Ilave 4 Yüksek bitkısel protein Içeren ve Turkıye'de bol yetisen »ebzelerden 5 Kısa zaman dilim* Bır rüzgar türü 8 Taoelı meyvelerüen Tersf olmayan bir jeyt görme biçîminde tanısılanari duvuro bozukluffn, duyum aldarmıası 7 Tersi bir erkek adı Bır ÇAĞDA9 BİR MESLEKEOİNMEK tSTTYXNLIRE R P G I I PROORAMLAMA DERSLERİ VERİTOR. »Ojr.tlm. T M l*n l y r ı l ı g 4*n«tytaU Sl.C'a U B , AUam 5»njüo tar*rın<1*n ••»! laakt*dır • En «ı Ln« nıuruı al«n hsrkcı 4 * r ı l t r « kactlabılir • En «tkın »• fagda« * | ı c ı a •SnCtalcrl «Tgul • DersUr b l U i ı a y . r uygulaaalı olup TUrklr* p*urlarıodakl •aygıo bl)şıeeysrlara y6n«likt{r • Dersler hafta »oou t a t t l l a r İ B d * . Ceplaaı (• «aac elarak ver1lmektedir •Sınıf yogunlugo ögretlma uygun bıçimd. daagateoBi.cır. • Dertlcr yakıoda başlayacsktır • Telefoola veya adrasa kısıael bafvurularla dcrdar konusuoda « y r t o l ı t ı bilgl « l ı o a b i l l r Kuyuocu trlan Sokak Nor 22 fcat I Valıkaaagı Caddcaı hı«anra«,ı latanbul TÜRKİYE BİLİMSEL ve TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU ÜNİVERSİTE LİSANS BURSLARI (İKİNCİ KADEME) TOrklye Bılimsel ve Teknık Araştırma Kurumunco, musbet biiımlsrın temel ve uygulamalı dallarında oğretım yapan fakülteler ve yüksek okulların matematık, astronomı, fizık, kımya, bıyoloıı, yer bılımlerı, muhendislık, tıp, veterınerlık ve hayvancılık, tarım ve ormancılık konulorıyla ılgılı bolumlernın aşcğ.da belırtılen sınıfında okumakta olan ustun yetervsklı oğrencılsre oğrenımlerıni desteklemek amacıyla aşağıdakı koşullar altında ayda2 5O0, TL. karşılıksız burs verılecektir Bursların dağıtımı için aranan özellıkler şunlardır. A. TOrklye Cumhurıyetı vatandaşı veya Türk asıllı olmak. B Ünlversıte veya yüksek okulların bırıncl yılında okunan bütun dersleri o yıl lcmde tamamlavıp, ıkıncı sınıfa geçmek. C. Bır öncekl sınıfta okumuş olduğu ten derslerinln herbırınden geçme notu olarok en az: a. 10 üzerinden değsrlendırme yapılan kuruluşlarda 7 00 b. 20 üzerınden değerlendırme yapılan kuruluşlarda 14 00 c. 4 üzerınden (A=4) değerlendırme yapılan kuruluşlarda 2.50 d Pekıyi, iyı ve orta ile değerlendırme yaDilan kuruluşlarda . İyi not almış olmak vg bunu okulundan alacağı resmi bır belge ile belgelendırmek D Şubat 1981'de yapılacak ve yerı İle kesın tarıhi Ilerd9 bıldirilecek seçme sınavlarında başan gostemrvsk. E. Üniversıte II. KADEME Bursları Başvurma Formunu almak icin aşağıdakı adrese vazılı olarak başvurmak. F. Usulüne göre sağlanarak doldurulacak formu ve Istenllen belgelerı en gac 30 OCAK 1981 günü saat 18 00'de Kururmda bulunacak şekılde göndermek (Bu torıhten sonra çelen başvurma formları ile eksık belgeli başvurmalar İşlem9 konulmaz ve postadakı gecıkmeler gözönüne alınmaz) ilgllenenlerin Kurumun tlan ettığl koşutlan yerine getlrdıklerinl belirterek başvurma formları için doğrudan doğruya yozılı olarok: Turktye Blllmsel ve TelmlV Aroşttrma Kurumu B!Mm Adamı Yeflstlrme Grubu Sekreterliğ* Atatürk Bulvan No 221, Kavaklıdero ANKARA basvurmalan duyurulur. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1234 5 678 9 ı | 1 m~\ [ ı| 1 ;ı lı ! I ! m\ ı ] yelken simgesi 8 Tersi, yük sekçe bır yerden asa|}ya dogru uzanma Lave 9 Bol par1 çala a n l a m n d a emir Tersi kayıil: olanı kulIanılabUlr nale sokırak DL NKC BirLMACANIN 4Pt rTpr Tjr LJCT Jt • 1 f çozı M€ SOLDV\ SAĞ4 . (Rarbıyr Nıjanta«ı yöndnd» aoldakı 1 tokak) Tel «8 U M (FULMAR 278) 6968 1 Bo anık J Eskrim bA 3 Ta Kral 4 Ok> rana 5 Naib Nato 6 Mor 7 R«ava ınA 8 Meleyen 9 Ecel Seba. 1 Betonarme. 2 Osaka. Eec 3 Tk Risale 4 ar>saB Yel 5 Ni Tsy. 6 Imkan E s 7 Amlne 8 Ba^ton 8 Bal Orada. Eyüp Cumhuriyet Savcılığmdan 1. 180 000 TL keşif bedelll Eyüp Adalet Dairesl küçuk onarımın ihalesı 29.12.1980 gunü saat 15.00'de eksıltme usulu ile yapılacaktır. 2. ihale Eyüp Cumhuriyet Savcılığı adasında olacaktır. 3. Geçıcl teminat 5400. TU'dır. 4. Isteklıler gecıci nakti temınatlan İle 1980 yılı T1caret Odası belgesini komısyona ibraz etrnelerl gerekmektedır. 5. ihale dosyosı Eyüp Cumhuriyet Savcılığı dosvasında gorulebllir. 6. Telgrafla yapılan başvurular ve postada olacak çecikmeler kabul edilmez. (Basm 25480 6974) Cumhuriyet Sahfbl: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazets'ıhk T A Ş adına NADİR NADİ Genel Yaym Mudurü OKTAY KURTBÖKE Muessese Muduru M EMINE USAKLIGIL Yazı İşleri Mudüru TURHAN ILGAZ Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık T A Ş , Cağaloğlu Turkocağı Cad No 3941, Posta Kutusu: 246 ISTANBUL Tel. : 20 97 03 8 ÜROLA R • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENIŞEHIR Tel.: 17 58 25 17 53 66 13 33 35 • İZMİR: Haht Ziya Bulvan No 65. Kat 3 Tel : 25 47 09 13 12 30 • ADANA: Atatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu [9 • Hanı Kat: 2. No. 13 Tel : 14 550 19 731 TAKVİM hmak 83? GOno» 816 14 ARALIK 1880 öğl» Ikindi I^fjo 15 2=* " Akrsam 17 i; Yotsı 19 20 • Beni bekleyen herkese «Merhaba» ANO. DURUTAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle