14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhunyet eçen aylü yazılanndan birinde. Jlhan Selçuk, çok önemli bir konuya değtadi; unlü Fransız ozanı Paul Valery'nin «Batı kafası» diye adlandırdığı kavramı oluşturan üç kültür temelini (Yunan. Roma, Hiristiyanlık) ele alarak, bu kaynaklardan yoksun bulundugumuz lçin. bizim baülılaşamayacağımız sonucuna vardi; «Ama çağdaşla»abiliriz» diye ekliyordu yaasının sonunda. BiJindifi gibi, eski bir tartışmadır bu; Osmanlı İmparatorluğunun Batı karşısında guçsüz düşmesinden sonra uyanan «Batı hay ranlığı» ile başlamıştır bizde ve «Batı üstünlüğü». bir kültür, kafa başkalığı olarak degil de, bir teknlk üstünlük diye görülmüştur başlangıçta; öyle ki. efer ordusunu yenileştirirsa, Osmanlı Devletinin düştügü bu güçsüz durumdan kurtulacağma inanılmıştır. Tartışmamn bir küJtür sorunu olarak ele almması Ziya Gökalp ile başlar. Nitekim pozitivizmin. bir ara elüstünde tutulması. bunun göstergesidir. Ancak Ziya Gökalp, kültür ile uygarhk kavramlarını birbirinden ayırmakla şu amacı gütmüştür: Uluslararası bir nitelikte olan uygarhğı benimsemekle, biz, ulusal kültürümüzü sürdüreb'.lir, koruyabiliriz. Oogrusu aranırsa, o dönemde. ulusal kultürümüzün ne oldu&u pek de bilinmiyordıt sadece uluslaşma sürecinin bilinci uyanayazmıştı. Bu yüzdendir ki, «Türk ulusundanım, İslâm ümmetindenim, batı uygarlıgındanım» ilkesi. işe yarar bir görüş olarak karşılandı. Valery'nin, «Batı kafası» diye adlandırdıgı kavramın temelindeki üç kültür kaynagından ilk ikisi (Yunan. Roma) bir yana bırakılırsa, Ziya Gökalp'in buldugu ilkeye göre. «Hıristiyanlık». bizim Batı uygarlığım benimsememize engel olmaktan çıkıyordu böylece. Ama daha sonra, Atatürk, lalsizmi getirmek v e 1924 anayasasından dio maddesini kaldırmakla, bu soruna köktencl bir çözüm getinnek istedi. Demek istedigim, Batı kafasının kaynağındaki Yunan Roma kültür ögeleri bizi pek ırgalamıyor. asıl güçlügün, Batılılann Hıristiyan, bizimse Müslüman olmamızdan doğduguna inanıhyordu. Halkm deyisiyle «gâvur uygarlığı». Müsluman bir topluma uymazdı. Tartışma, bu biçimi ile, sanıyorum ki. bugün de günceldir. İlhan Selçuk'un, yukarda sözkonusu et 12 ARALIK 1980 6 Çağdaşlığın Anlamı Melih Cevdet ANDAY tlğim yazısı çıktıgı gunlerde, bence çok 11ginç üç kitap okumakta idim; o kitaplarda da, konunun, başka başka açılardan olmak üzere ele alındığını görünce, Müslümanlık Hıristiyanlık ilişkisine, kısaca değineyün dedim. Gerçi sorun, bir gazete yazısında çözülecek gibi kolay gelmiyor bana, ama olsun, bugünlük bir kaç görüşe yer vermekle yetinir, başka bir fırsatta tartışmayı daha da derinleştirebilirim diye düşündüm. Sayın Taner Timur, «Turk Devrimi ve Sonrası 1919 1946» adlı incelemesinde §öyle diyor. «Müslümanlık da, Hıristiyanlık da manoteist dinlerdir. Her ikisi de, yaratıcı bir Tann ile yaratılanlar arasındaki ilişkileri düzenlerler. Ancak, yaratanla yaratılanlar arasındaki bağı, Hıristiyanlıkta İsa'nın şahsında insan haline gelen Tann ve ölümünden sonra da onun beşeri macerasını yeryüzünde devam ettiren kilise sağlar. Kilise «Tannnın eşi» olarak kabul edilen Ruhban SL nıfıdır. İslâmda ise, İsa'ya tekabül eden bir aracı yoktur. Aracı kutsal kitap, yanj Kuran'dır. Kuran ebedî ve ezeli (yani tarih dışı) olup, Tann'mn yaratılmamış sözüdür. Aslında Tevrat ve İncilde «Tannnın sözü» olmakla beraber, bir «Kutsal tarih»! anlatırlar ve kilise bu tarihi devam ettirir. Bu yüzden Hıristiyanlık, herşeyden önce bir tarih bilincine dayanır ve bu açıdan Batı felsefesinin kaynaklaruıdan birini teşkil etmiştir. İslâm ise tarih dışı bir keyfiyettir ve bu yüzden. Batıdakinden farklı bir zaman kavramına dayanır.» Sayın Taner Timur'un, bu liJ büyuk tektannlı din arasındaki aynmlara değinirken, tarih ve zaman kavramlan üzerinde durması çok ilgınçtir. Ancak Hıristiyanhğın, Batı felsefesini belli bir açıdan etkilemesi yanında, güzel sanatlar üzerindeki etkisi de söz konusudur ki, bunu da. başka îki kitaptan yapacağım almtılarla belirtmek yolunu tutacağım. «Sanatta Devrim» adlı gerçekten önemli yapıtlarında bu konuya değinen Nazan İpşiroglu ile Mazhar İpşiroğlu, şöyle diyorlar: «Hakikat, doğuya göre, her türlü değişikliğin üstünde v e ötesindedir. İslam dini, değişmeyen hakikat anlayışmı Musevilikten almış ve onu benimsemişti. Yahudiliğin ve Müslümanlığın değişmez hakikat kavramı içinde dondurduğu Tann, Hıristiyan inancına göre «oluş» içindedir. Tann, İsa'nm kişiliğinde yeryüzüne iner. dünya yaşamını insanlarla paylaşır ve çarmıhta can verir. Bu oluş içinde, en soyut olan en somut olanla bağdaşır. Hıristiyanlıkta bir giz olarak kalan bu hakikat inancı. sonradan Hegel felsefesinde bilinç düzeyine aktanlır, İdee (hakikat) karşıt kavramlann savaşımı ile sürdürülen bir gelişmenin son aşamasmda, kendisini diyalektik oluşum olarak tanır ve tanımlar.» Sayın İpşiroğlu'lar, Hıristiyanlık felsefe ilişkisinin sanattaki uzantılannı izlemek için zorunlu bulduklan bu açıklama, Abidin Dino'nun, «Fikret Mualla» adlı anıinceleme kitabında, değişik bir yoruma uğ raülmaktadır. Sayın Dino. üzerinde aynca durmak istedigim yapıtımn bir yerinde şöyle diyon «...Bu bakımdan Fikret'in resünleri. Osmanlı minyatürlerinin devamı sayılabilir, Gerçekten de Osmanlı minyatürlerinde en urkütücü konu bile. (savaş, darp, ölüm). goz için somut bir sevinç. bir mutluluktur. Osmanlı resminde ölüm kaygısı olmadığı gibi, Hıristiyanlık dramatizmi de boşuna aranacaktır. Tapınaklann duvarlannda bizde resme iş verilmediğı için fizikötesi kaygılar taşımaz Osmanlı resmi. İslam sanatı bir zaferden başlar. Peygamber, düzenini kabul ettirir, mutlu ölür. Hıristiyan sanatı ise bir yenilgiden başlar. Peygamber, düzenini kabul ettiremez, çarmıha genlir. Önemli fark, sanatı etkileyici bir aynm!» Şu kısa alıntılardan ortaya çıktıgım sandıgıma göre, ıki büyük tektannh din de. toplumsal ve düşünsel yaşamı, doğal olarak, etkilemişler ve özlerinde benzer olduklan (yaratan ve yaratılan aynlıfı) halde, bambaşka süreçlere yol açmışlardır. Bunlann başında, Hıristiyanhktan felsefeye geçişi sayabiliriz. Oysa Müsluman toplumlarda, «iç. tihat» kapısı kapalı tutulduğu, başka bir deyişle, «oluşum» değerlendirilmedigi için, gerçeğin akıl yolu ile araştınlması anlamında felsefe var olamamıştır. Ancak burada. değinilmesi zorunlu olan konu, Valery'nin «Batı kafası» diye adlandırdığı kavramın öteki kaynaklanndan biri olan «Yunan düşüncesi»dir. Yunan düşünceSi Yeniden Doğuş Avrupasında, bir yandan kiliseye karşı kullanılırken. ote yandan kilise, o düşünüşün işine yarar yanlannı benimsemekten kaçınmamıştır. Bu bakımdan «Batı kafası», gerçekte «akıl» ile «imanın sürekli çatışımından oluşmuştur. Bilimsel düşünme, bu çatışmanın ürünüdür.... Hattâ diyebiliriz ki, «Batı kafası». bilimin yengisinden doğmadır ve bundan ötürü de bolgesel değıl, arsıulusaldır. Böylece bilimsel duşünce. her türlü mistiklikten annmakla insanlığm malı olur çıkar ve çağdaş uygarhk kavramı, bütün Insanlıgı kavrayıcı niteliğini kazanır. Gene geleceğiz bu konuya. Şeytanın Boynuzlan G eçen gün bir dost toplantısındoydım. Çoğunluk okumuş yazmış kışilerden oluşuyordu. Sinema, tiyatro, politika konuşuldu; Ortadoğu ve Polonya oiayları lartışma gündemine gırdi; herkes bir şey söylüyordu; ama, gerçege yaklaşımı engelleyen dört boynuzlu bir şeytan aramızda dolaşıyordu. Şeytanın boynuzlarından birisini kiş'nin özlemleri oluşturuyordu. Kımdi konuşan? ilerici mı, gericj mi; sağcı mı, solcu mu, her kimse; yüreğindeki özlemlere ters düşen gelışmeleri görmezl kten geliyordu. Bu eğilim bazen hastalık dozuna yükselir. Örnekleme için 1967 Arap İsrail savaşı çarpıcıdır. Savaşın ikinci günü sonunda Kahire Şam Amman radyolarının yoyınlarına göre düşurülen toplam uçak sayısı İsrail ordusunda bulunan uçakların ikl katına erişmiştır. İnsan. bazen özlemlerini gerçek sanır, ya da hemen gerçekleşmes'nl ister; bu isteğin Iticı gücü düşsel bir dünya yaratır. Tartışmayı yozlaştıran bir başka etken, kişılik gösterisine scpmaktır. Doğruyu aramak 'çin değil de çevreredekilere kişisel üstünlüğünü kanıtlamak icin lafa girişen, hem cekilmez olur. hem yamlgılara düşer. Bu tür tartışmacılaro sanat çevrelerinde cokça rastlanır. Sözgelimi bırisi der k i : Fellini'nin son filmı bir harika... Yanıt: On para etmez. Halt etmişsin sen... Artık tartışmada Fellinl yalnız bir aractır. Cünlcu bu tür tartışmalar kişilikler orasında anlamsız bir düelloya dönüşür; sen ml ben ml kavgası gündeme girer. Coğu zaman böylesi kavgacılar yasamda hic bir olumlu s yapmamıs. üretmekten cok laklakla ömür tüketmiş k:şilerdir. Ayrıca bir konuyu tartışmak icin o konudaki bilgllerimizin de sağlıklı olması gerekmez mi? örneğln Ortadoğu'daki gelişmelere. Irak Iran savaşına. ABD Cumhurbaşkanı Reagan'ın geleceğine, Polonya olaylarına değın hoberleri ve bilgileri bize sağlayanlar gazeteler ve ajanslardır. Bunları da yeterınce izlemeden böylesine tartışma lara katılan, üstelik büyük sözler söyleyip bakla falı atar gibi geleceğl okuyan kişilere cok rastlarsınız. Oyso soğlıklı bir durum muhakemesi yapabilmek icin sağlıklı ve eksiksiz bılgiye gerek vardır. Bir Ideolojik Bunalım Vedat Nedim TÖR TOrkiye'de Batı modell demokrasl öyle soysuzlaşıyor ki, ideolojlk beköretinl koruyon Kemalist ordu, 10 yılda bir slvil kargaşayı durdurmak icin kumandayı eline ahyor. Cllkemizde ilk demokrosi denemesl, ezanın Arapc» loşlırılmosı, Halkevlerınin kapatılması, «siz Istersenız Hılâfetı de getirebılirsınız» parolasıyle oy avcılığı yolundo soysuzlaştı. 27 Mayıs'ta ordunun duruma el koyma«tyle yenl bir Anayasa lle demokrotik deneme yeniden başladı. Fakat bu deneme de Kemalist devrımiore ters duşen rrkct. dincl, komünist akımlar ve kargaşalar yülunden öyle soysuzlaştı kı ylne huzursuzluğun doruğuna vanldı. Ve işte bu sefer de Kemolist ruhu dlpdiri Ordumuz yine duruma el koydu. Bu Batı modeli demokrasmın odeta bir «kanuniyet» nıteliği kazanmasının, demagojik soysuzlaşmasının nedenleri üzerinde durmak gerekır. Bu yapılmozsa, normal yola gfrıidiğınde, Batı modeli demokrcs nin bir süre sonra soysuzlaşması yine mukadderdr. Cünkü Ataturk, yalnız Yunanlılara karşı kazanılmış bir askeri zaferin değll, yeDyeni bir çağın müjdesinı veriyordu. Daha 1922'de soyledlğl şu sözler. sömürgecll.k cağının ölum canını calmaya başladığını ne güzel dıle getıriyor: «Türk ye'nın bugünku mücadelesinln yalnız Türktye" yO ait oımodığını tekrar etmek isterim. Türkiye'nin mucadele ettıği dava, butün mazlum milletlerın bütün şarkın davasıdır.» 1923'te söylediğl şu sözler de Ataturk'ün davasına ne kadar geniş ve uzok görüşlü, adeta peygamberane bir ımanla bağiı olduğunun en canlı belgesidir. «Bugun. gunün ağardığını nasıl göruyorsam. uzak* tan butun Şark milletlerınin uyanışını da öyle görüyorum! istiKlâ! ve hürriyetlerıne kavuşacak daha çok kardeş mıllet var. Onlann yeniden doğuşu, şuphesiz ki. terakkiye ve refaha müteveccıh olaccktır. Bu milletler. bütün güclüklere. bütün engellere rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istikbaie ulaşacaklardır. Müstemlekecil k ve emperyaüzm yeryüzünde yok olacak ve yerlene milletlerin aralarmda hicbir renk, din ve ırk farkı gözetmeden yeni bir ahenk ve işbirliği cağı hakım olacaktır.» !şte sömürge ve yarı sömürge uluslarının özerkllğe kavusmasrnın vepyeni bir ldeoio|ık sisteme bağlanması göreMHjğıne inanan 5 genc, 1932 yılında Ankara'da «Kadro» adlı oylık bir dergi yayınladılar. Kadro, 3 yıl cıktı. Simdi bu derginln tıpkı basımı Ankara'da sayın Doç Dr. Cem Alpor'ın himmetıyle tiktisadî ve Ticart Bılir>ler Akademısij tarafından yayınlandı. Buraya 1933 yılında Kadro dergislnde yaymladığım bir yazıyı alıyorum: «Her ınkılâp, yeni bir deviet tipı yaratmo ve kurma davcsıdır Turk Inkılâbının bir şahsiyeti varsa, onun kendısme has bir deviet ideall de olmak gerekir. Türk Inkılâbımn bir şahsiyeti vardır. İnkılâbımız bu şahsıliğını tarıhte oynadığı rolun eşsızlığinden alıyor. Cihanda müstemlekecl ve müstemleke milletler tezadının tasfiyesi çağını Türk inkılâbı oçmıştır. O halde inkılâp Türkiye'sinin devleti ne Fransız inkılâbının doğurauğu bir burıuva devleti, ne de komünist inkılâbının kurdugu bir proleterya devleti olabilır. Yeni Türk devleti. gerı teknikli bir yarısömurge mliletının, mlliet olarak hem 'ktısaden, hem slyaseten kurtuluşu davasının tarihte ilk mümessilıdir. İnkılâbımızın bu tarihteki tebllğine inanmayanlar var. Onu sadece bir Avrupaiılaşmak, yani Fransız İnkılâbının doğurduğu deviet tıpi ve cemiyet şartlarına intibak etmek cehdi olarak te.akkl edenler var. işte bu telakki bizi taklitçiliğe göt'j'uyor. inkılâbımızın şahsiyetini söndürüyor. Yaratrna kabılıyetinı körletiyor. Türk inkılâbına has bir Iktısat siyaseti Türk inkılâbına has bir terbiye sistemi, Türk inkılâbına has bir sanat anlayışı, kısaca Türk inkıiâbının gaye ve mahiyetlne göre bir Türk cemiyeti kurmak cehdi yerine bunlann Avrupa örneklerini taklide yeltenmeeri başgösteriyor. Halbuki Avrupa'dan ancak metod ve teknık alabiliriz. Fakat siyaset, müessese, sıstem, bunlar ancak Türk cemiyetinın özel şartlarından doğacaktır. Bunları Avrupa'dan ıthale kalkışmak kutuplarda portakal yetlstırmeğe özenmek kadar bosuna bir rıi ısrafı olur...» Bu yazıntn ustünden g«««n & vılo raâmen, hâlfi kızoğion kızlığmı koruması, Kemalizmio cok ocı v6 ocıklı bir talihsizliflidlr. bplumveBilim Üçaylık Dercji MAKALELER Sencer DİVİTCİOĞLU: YerFdenOretlm Matrisl Hokkm çiktı Güz 1980 LUNAPARK Sadık ŞENDÎL'in AKŞAMDAN İTİBAREN Oynayahlor Isimter aHabetik tıraya göre Vatan Caddesi Oemek kl, tartışmada gerçeğe yaklasımı engeüeyen şeytanın dört boynuzundan üçünü şöyle tanımlayobillriz: 1) Kişinin özlemlerL 2) Kişilik gösterisL 3) Bilgi eksikligi... Şimdi tartışma alanmı buyutellm, buyutellm, buyütelim: Türkiye çapına erıştirelim. Ne görüyoruz? Artık tartışmamn icine büyük çıkar ilişkilerı de girmiştir. Türkiye ekonomisinın Şikago okuiunun kurucusu Friedman'ın kuramı «monetanzm»le kurtulacağını savunan bir kişiyı yönlendiren Itici güc nedir? Monetarizm; memurun, öğretmenin, dargelirlinin, emekllnin, emekçin n ve genellikle haikın İşine geıir bir kuran değildir. Ama parababasının cıkanna uygundur. Eğer bir gazetede monetarizmi savunan bir kalem görürseniz, kim olduğunu kovuşturun, bokalım ardından ne cıkacak? Eğer o kısl yazdıklarını öz yaşamında cıkar cevrelerine fatura edp karşılığını alıyorsa, gerçeflı araştırma olanaklarını yitırmış demektfr. do. 3 • 11 Ertuğrul A. TONAK : ArtıkDeğer Oranının ölçumü A.B.D. Va Turkiye, 1248 Sina AKŞİN : BedevilikBarbarlık vs Insanlık Tarihi, <957 Ofiuz ARI : KonutGelir BölüşumO lllsklsl Üzerina. 5888 Murot CİZAKÇA • Fiyot Tanhi Ve Bursa Ipek Sanoyii: Osmanlı Sonayiinin Cöküşu Gzerinde Bir fnceleme, 89114 Hoydar KAZGAN : 2. Sultan Mahmut Devrinde Enflasyon V« Darphono Amiri KA2AZARTİN. 115 • 130 KfTAP TANtTMA Irvln C. SHICK Feroz Ahmod. The TurVbh ExErtuğrul A. TONAK : p.ri«nent in Democrocy,131140 B BIRİKİM Ynyfw1CUK KoH$tı Ankara Cad. 45/18 PK 538 Srked.lstanbul istanbul.SAı'dagrtım Ankara,Aıt)IM SAMİlzmir.SERa dagıtım SATILIK Hurda matbaa makine parçalan ve normal mal zeme hurdalan teklif alma suretiyle satılacaktır. Parçalar müessesemizde görülebilir. Son teklif verme tarihi 15 aralık 1980'dir. AORES: Türkocagı Caddesi 39/41, Cağaloğlu. AU SURURİ EHAT ALINÇE GOLİSTAN OKAN İLHAN DANER MERAL ZEREN MÜJDAT GEZEN MUNİR ÜZKUL NİHAL ARDA PERRAN KUTMAN M0ZIKAL KOMEDtSİNİ SUNAR Azgün Müzık : Esın ENGtH Dekor : Turjut ATALAY Koreogrıfi : Saıl S Kostüm : PEYMAN Demokraslde tartışma bltmez; amo, Törktye'nln son 30 yıllık laboratuvarı bircok gerceğln ortaya cıkmasm sağladı. Pekı, bugan ortaya cıkan bunalımı dünden haber veren gazeteler hangıleriydi, yazarlar kimlerdi? Onları tanımaya çcdışalım; cünkü yarın olacaklan öğrenmek için bugün onlann söylediklerlni özenıe Iziemek akıllıca bir ış sayılmalıdır. S Ü M E R T İ L M A C P«zartesı hariç hergün proğram 1 9 3 o d a b a l a r 2 2 3 0 d a Kicililr ' MŞIMK Cumartesi Pazar matıne 15de Bale Her semte vasıta temın edijmışti Tel25 43 3625 43 37 Hıflalık bıletler Lunapark ve Sıneması gışelerınde BULMACA SOLDAN SAĞA : 1 O'.dürtlcü hastalık a?ıl»yan blr »ararlı türü Tersl bir UZUT. 2 Kuru, ba?!ı başına lyl gltraeyen, Ud vermeyen Ostüne lastik katı'.arai kullanılan blr Anadolu giyim parçası. 3 Müslümanlann c»m a a ç&gınlmuı ıçln verilen Jşaret Taşjt tüılerinden. 4 Bonı çalarak yapılan uyan Ok, kârgı gibi aletlertn ucım<JaJd slvrl demtr 5 Ortsdo gu'uun önemli petrol üreücl 01kelerinden. S Komşu (Ukeler. den blrinln tentlertnden. 7 San&Tİde genlş ölçüd» kuUaıulan bir petrol Orilnü Tersl müzlkto duraklama lşaretl. 8 Yargılamalann yapıldıjı bina Bekle anlamıntta emlr. 9 Tersl meleklerle llgUl ol&n YOKARIDAN AŞAĞIYA : 1 Müslümanlığın blr meshebiodeü dinsel llderliklerdeo. 2 Tersl terazl İslm. 3 Yüfescltüer arasında bjlunan TB seneUiUe BU geçid< olan Terimli arazı Katı. kendisinin ka. dar olan. 4 Çarpıcı, renkü, llginç olaa. 8 Geniçlik Bu runa çekilen bir tflr kokuhı nesne. 6 Ters, kimyada magne* yTiınun simges< Kıbns Rum kesiminin etkin siyasal partilerinden birinln simgesi. 7 Tersi Osmanlı döneminde ko 1234 56789 TÜLAY AKMAN ile Metin OSMA evlendiler. TELEFON ARAYAN • SAHIBİNDEN 46'iı 48MI 77.500'e aranıyor. 45 73 63 • İ.Ü. Adalet M.Y.O.'ndan aldıflım 1. sımf klmlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. 191 Nalan ŞENDUR SATILIK OTO Sahiblnden Acele Renoult marka 40.000 Km satılıktır. Müracoat: i. Tuncay Tel: 27 35 51 27 23 69 1977 model nutlann kadınlara aynlaa bölümüne verilen ad. 8 Tersl sm&ç, erek Tersl peygamberlerden 9 İlham Rutubet. DÜNKC BCLMACANIN CÖZÜMÜ SOLDAN SAĞA : 1 Diyalız. 2 Elam Çaba. 3 Virane uB. 4 Ekablr dA 5 sA lhuR. S Aralık Ne. 7 Nü Ar. 8 Ya Arazl. 9 Barakalar. YUKARIDAN AŞAĞIYA : 1 Deveran. 3 Ulk SO ya 3 Yarasa Ar. « amabalA S Ni Irak. 6 Icerik Ra. 7 sA Bal. 8 Budun I A . ( Kabara DUYURU • S.S. Köprülü Yapı Kooperatlfi yıllık olağan genel kurul toplantısı 4 ocak 1981 günü saat 10.00"da Hisar Cad. No. 7 ö ğ retmenler Konukevı Salonu'nda yapılacaktır. Tüm üyelere duyurulur. Yönetim Kurulu GÜNDEM: 1 Acılış ve yoklama, 2 Başkanlık Kurulu seciml 3 Çalışmo raporunun okunması, 4 Denetleme kurulu raporunun okunması. 5 Calışma raporu üzerirtde görüşmeler, 6 Yönetim kurulunun oklanması. 7 Kat farkiarı ve zemin dairelerin pencere demırleri üzerinde konuşmalar ve karora bağlanması. 8 Yeni yönetim kurulu se cimi, g Yeni denetim kurulu se çiml. . . 10 Dilekler ve kapanıs.. • Cörrahpaşo Tıp Fakülta •Inden aldığımız klmlik kartımızı kavbettik. Hükümsüzdür. Mehmet YILDIRIM Nakl* (Yılmaz) YILDIRIM tt Cumhuriyet Sahlbl; Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetacıiık T. A. Ş. adına NADİR NAOİ Genel Yayın Müdürfi „ ... OKTAY KURTBÖKE Müessesa Müdürü ... EMİNE UŞAKLIGİL Yazt işlerl Müdürü TURHAN ILGA7 Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik TA.Ş.. Cağaloğlu Türkocağı Cad. No. 39 41, Posta Kutusu: 246 İSTANBUL Tel.: 20 97 03 BÜROLARı • • TBI. : Modern Eğitinı Fen7Dersanesi Besiktas.lstanbul 619555 612777 • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENİŞEHİR 17 58 25 17 58 66 18 33 35 İZMİR: Halit Ziya Bulvarı No. 65. Kat: 3 Tel.: 25 47 09 13 12 30 ADANA: Ataturk Caddesi. Türk Hava Kurumu 1$ Hanı Kat: 2, No. 13 Tel.: 14 550 19 731. TAKVİM fnwak 830 OOrm «14 İZ ARALIK 1930 öfile fldndl 1307 15 28 Akşam 1741 Yatn 1919
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle