22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 11 ARALIK 1980 Friedman şimdi Çin'de (WŞ HABERLER SERVfSl) ln'de Oretlml arttırmanın yollarım kapltallst yöntemlerde arayan yeni yöneticller, Batı'ntn önde geien ekonomistlerini de görüşlerlne başvurmak ve önerilerinj dinlemek için ülkelerıne davet ediyorlar. Çin ekonomisinin yönlendirilme si konusunda görüşlerine başvumlmak üzere bu ulkeye davet edilenlerden birl ise. ülkemizde de cok yakından tanınan ve IMF receteleri olarok adlandırılan önlemlerin bir anlamda tfikir babası» olarak nitelenen Amerikalı Profesör Milton Friedman. Ekonomik sorunlorın cözümüne llişkin receteleri çok sayıda Batılı ekonomist tarafından bıle yoğun eleştirilere hedef olan Prof. Fried man, Çm sosyalızminin sorunlan ve ekonominin yönlendirilmesl konusunda görüşmelerde bulunulmak üzere Pekin Sosyal Bilımler Akademisi ta rafından Çin'e davet edılmiş bulunuyor. Şili, israil, ve daha pek cok ü!ke ile son olarak da İngıltere'ye sunduğu receteleri başanya ulaşamayan Friedman, bakalım Çinlilere ne önerecek?» Friedman'ın yanı sıra kapitalist dünyanın ön de gelen bir dığer ekonomisti olan Japon Saburo C ORETİMİ ARTTIRMANIN YOLLARINI KAfHTALİST YÖNTEMLERDE ARAYAN ÇİN'Ü YÖNETİCİLER BATI'NIN ÖNDE GELEN EKONOMİSTLERİNİ. CİN EKONOMİSİNİN YÖNLENDIRİLMESİ KONUSUNDA GÖRÜŞLERİNE BAŞVURMAK ÜZERE ÜLKEYE CAĞIRIYORLAR.. Okıta da Cin yöneticilerine cdanışmanlık» yapı yor. Okita. Tokyo'nun etkin kurumlarından olan Ekonomik Araştırma Merkezi'nin eski başkanı Dış ışieri Bakanlığı görevinde de bulunmuş ve şimdı ki görevı de hükümetin dış tıcaret danışmanlığı. Hollanda'lı Maliye bilimcisi V. Halberstadt ve Ba tı Alman ekonomist Armin Gutovvski de aynı ne denlerle Pekin'de ağırlananlar arasında yer alıyorlar. Bir sosyalist ülkenin, ekonomik sorunlorına kapitalist ekonominin yöntemlerıyle cözüm arama sı Batılı ekonomik cevreler ve yayın organlarında büyük ilgi göruyor ve bir anlamda «kapitalist sis tem lehine bir puan» olarak dsğerlendiriliyor. Alman Der Spiegel dergisine göre Çin'dekl yenl uygulama 1900*10 yıllorın tanınmış burjuva ekonomıstlerinden Italyon Enrico Barone'nin görüş lerine dayanıyor. Der Spiegel, Barone'nin llk sosyalist devletin kuruluşundan 9 yıl önce 1908' de ortaya attığı görüşlerın, aradan 70 yıl kadar gectikten sonra bir sosyalist ülkenin yöneticileri tarafından benimsendiği görüşünü savunuyor.. Barone 1908'de şöyle diyordu: lEğer bir sos yallst ülke, elinde varolan oraçlar ve olanaklarla, ekonomide en verimli sonucu elde etmek istiyorsa, kapitaiizm ya da sosyaiizm cyrımı yapmadan her akılcı ekonomik yöntemi benimsemeli ve uy gulomaya koymalıdır. Örneğin bir malın darlığı görüldüğünde o malın fiyatı artmalı. tüketim moi larında rekabeti sağlayan serbest pazarlar kurul malı, farklı kalitede işler için farklı ücretfer öden meü, verimsiz firmalar tasflye edilmeli, gereksiz işçiler işten cıkanlmalıdır.» Barone'ye göre kapitalist ve sosyalist sistem le yönetılen ülkeler arasındaki en önemli fark ışletmelerin kârı ve riskinin kapitalist ulkelerde ozel girişimcilere ait olması. sosyalist ulkelerde 1 se bunun halk tarafından paylaşılması olıryor. Japon ekonomist Oklta da danışmantık yapıyor. Çinll yöneticilere Friedman: Brezitya ve İngiltere başansızlıklan, Çinli'lerl etkilemedl. anka Vlüşerref HEKİMOĞLU Türkiye'de yapılacak uçak modeli belirlenecek % 18aralıkta yapılacak toplantıda F5 Nortrop, Mîrage ve Jaguar uçaklanndan birinin seçimi için «Üke kararına» vanlması bekleniyor CUMHURİYET BÜROSU ANKARA Türk Ucak Sanayii AŞ. Yönetim Kurulunun Türkiye'de yapılacak ucak mo delinin secimini 18 aralık 1980 tarihinde ilgili Bakanlıkların da katılacağı Yönetim Kurulu top lantısında belirleyeceği öğrenılmiştlr. TUSAŞ Yönetim Kurulunun toplontısında Amerıkan yapısı F5 Nortrop, Fransız yapısı Mırage, İngiliz Fransız ortak yapısı Jaguar av ve av bombardıman uçaklanndan birinin secımi icin «ilke kararı» alınması beklenmektedır. Ucak sanayiinde cikincl |enerasyon» uçakları olarak adlandırılan anılan marka uçakların Turk Hava Kuvvetleri elinde bulunan Fantom uçaklanndan daha geri bir teknolojiye sahıp oldukları bilinmektedir Edinilen bilgilerde, Fantom ucaklannda tatış kontrol ve seyrüsefer sistemlerinin elektro nik sistemle entegre olarak» calıştığı, TUSAŞ'ın Yönetim Ku rulunda görüşülecek olan Nort rop, Mirage ve Jaguar marka uçakların ise bu gelişmlşlikten yoksun olduğu bellrlenmiştir. öte yandan. yabancı ucak firmalorının Türkiye temsilcileri nin başkent Ankara'ya geldiklerl öğrenilmiştir. Ancak, TUSAŞ'ın temsilcılikler düzeyinde ılişki kurmadığı, gereken temaslann firmaların merkez şu beleri ile yapıldığı bildirilmektedir. Billndlğl gibl, Nortrop firma sının Türkiye temsilciliğini emekll hava korgeneral Ercüment Gökaydın yapmaktadır. Mirage'nin Türkiye temsilciliğini ise, yakm bir zamana ka dar, eski Milli Birlik Komitesi üyesi Orhan Kabibay ile emek ll hava korgenerall Sulhl Kaner yapmaktaydılar. Kabibay ve Kaner gecen yıllarda Mirage'nin Türkiye temsilciliklerinden aynlmışlardı. Yüzüncü yılı nasıl kutlayacağız? ecen gün Prag'don Beyrut'a atanan Büyukelclmiz Osman Basman gectı Ankara'dan. Bırlikte bir kac saat gecirdik. Çekoslovakya izlenımlerini onlattı Her söyleşıde yeni birşey öğrsniyor ınsan. Prag'da dantel gıbı sarayların cevırdiğı Hradcany tepesınde bir evde ünlü romancımız Halide Edıp'in bir portresi bulunduğunu bilmiyordum. Kocaman bir portroymiş bu. Cek ressamı Mucha yapmış, 1926 yılında. Mucha İstanbul'a birkac kez gelıyor 1920'lerds. Tablolarında yarım aylar yeralıyor, ama asıl Halide Edip etkilermiş Çek sanatçıyı. Yaşam boyu dört portre yapmış, biri Turkiye'nin önde gelsn bir kodını. Kurtuluş Savaşına katılmış. Mustafa Kemal'in karargahına gırmiş bir kadın yazarımız. Osman Basman bu tablonun Ankara'da, kuruluşunda Emel Korutürk'ün büyük katkısı olan resim ve heykel müzesıne alınmasını öneriyor şimdi. Kültür Bokanlığı ne der bılmem, ama Atatürk'ün 100'üncu doğum yıldönümünde Türk yazın yaşamına büyük yapıtlar bırakmış bir kadın yazarımızın portresıni Türkiye'ye kazandırmak güzel bir davranış olur doğrusu. Şu gunlerde boşkentimızde 100'ncü yıldönumüyle ilglli hazırlıklardan cok sözediliyor. Acı ama gercek ortada somut bir hazırlık yok. 1981 yılında böyie bir yıldönümü kutlanacağını yeni öğrenmiş gibl kiml cevre'er. Atatürk gibi tarihin akışını değiştiren, kurtuluş ve bağımsızlık savaşlarının öncülüğünü yapon bir devlet adamını yetiştirmiş bir ülke olarak elimize gecen bir fırsatı iyi kullanacak mıyız bakalım? Bugün ülkemizde yüksek okul bitirmişlerin sayısı nsrdeyse bir milyon. Uluslararası boyutlarda mimarlarımız, plancılarımız, bilim odamlorımız, yazarlorımız. sanatcılarımız var Başka bir deyişle müthiş bir insan gücü. ama kullanabıliyor muyuz? işcilerimiz yabancı ülkelerin fabrikalarındo calışıyor, üretiml artırorak o ülkelerin ulusal celirine katkıda bulunuyor, ama Türkiye'de istihdam sorunu var!... Fabrikalarımız kapanıyor, baraı'lorımız yarıda kalıyor, üretim geriliyor. enerji sıkıntısı yalnız gecelerimizl değil. geleceğimlzl de karartıyor. I Dimyat'a pirince Igiderken... KARACABEY Soğan fiyatlarının yükseleceği varsayımından hareketle birikimlerini bu alana yatıran ve aralarında emeklilerin de olduğu belirtilen Karacabey'li yurttaşlar, bu yıl kâr yerine zararla karşılaşmıslardır. İTO meclis üyesi Arif Simşek'in verdiği bilgıye göre İstanbul'da da benzeri bir gelişme gözlenmiş, soğanla ilgisi bulunmadıkları halde mal stoklayan yurttaflann güç durumda kaldıklan belirtilmıştir. Geçen yıl soğan fiyatlarının dışsatım ve uretım yetersizliğinden dolayı 100 TL'ye değin yükselmesi üzerine bu yıl pekçok Karacabey'linin soğan stoklamayı yeğlediği görülmüştür 35 TL'den başlayan ve 40 TL'ye ulaşan fiyatlarla soğan satın alan ve tonlarca ürünü depolayan yurttaşlar. günumüzde fiyıtlann 26 TL'ye kadar gerilemesi karşısında zarar etmişlerdir. Fotoğraf: Cüvel ERCEN (KARACABEY) 6 17 YILLIK UYGULAMA IŞIGINDA 8 tun yasalorı bir bü kiye'ye işyeri toplu sözleşme düzeninı getirmiş, işkolu sözleşme tipı Mecliste son dakikada yapılan bir ekle bu düzene girmiştır. Uygulama. toplu sözleşmeler, yar gı ve doktrin yasaya son doklkada giren işkolu toplu sözleşme tipine işlerlik kazandıramayınca. sonuc bir kargaşa olmuş. işyeri ve işkolu adiarı altında birbirinın aynı sözleşmeler doğmuştur. işyen ve işkolu sözleşmelerl nin niteliklerınin ayrılamaması bir yandan bazan aynı işyerinde. aynı dönem İcin, iki sözleşmenin yapılması sonucunu getirirken, coğunlukla siyasal iktidarla uzlaşmış, gücünü IşCiden almıyan, sendıkaların gelişmesinin, sendika ağalığının kaynağı olmuştur. Bilim odamlan 17 yıllık uygulamada, gercek anlamında hicbır iş kolu sözleşmesinin imzalanamadı ğını belirtmektedirler. Oysa uygulamada hemen her işkolu icin işkolu yetkisi almış ve bu yetkiye dayanarak işkolu sözleşmeleri yapan sendikalar vardır. İşkolu yetkisi 17 yıllık uygulamada nasıl kullanılmış, Işci işveren ilişkilerıni ne ölCüde bicimlemiştir? 275 sayılı yasanın 7. madde si işkolunda cafışan işci coğun luğunu temsil eden sendikanın İşkolu sözleşmesi yapacağını vurgulamaktan başkaca bir hu küm getirmemiştir. Belirli işcisi olan bir işyerinde yetkili sen dikayı belirleme sorununu cözümleyemiyen Çalışma Bakan lığı işkolu yetkisini tek anlamı ile «politik bir silah olarak» kullanmıştır Bir şkolunda calışan gercek işci sayısı hakkın da bile fcrilgi sahibi olmıyan Calışmo Bakanlığı, siyasal ikti dara yakm sendikalara kolayca ve ciddl hicbir araştırmo yapmadan işkolu yetkisi verirken, yönetiminden memnun ol madığı sendıkaların yetkisini ortada bırakarak, elindeki yetkiyi baskı aracı olarak kullanmıştır. BCJBUERBn Sükran KETENCİ İMSİ züm aramaya koyulmuştur. Yor gıtay 9. Hukuk Daıresı s o n bir yıl içındekı kararlarında, önce yeni işkolu yetkisi alınabılmesi ıcın, işkolunda ımzalanmış tüm sözieşmelerin feshinın yapılma 3i ilkesini, sonra da alına n bir işkolu yetkisinin bir defada kul lanılmasını ongörmüştür. Yargı tay'ın bu konudakı son kararlarında ocık bir bicimde, «birışkolu yetkisinin, bir İşyeri yetkisi ımiş gibi. bölünerek ayn ayrı tarihlerde ve ayrı işyerleri icin kuilanılamsyacağı» vurgulanmıştır. 1979 yılında Türkiye'de üretilebilen tüketim mallarına. şekere, yağa, ampule, kâğıda, hatta gübreye ne kadar döviz gıttığıni hesaplamak gerekir. O milyonlar nlCin gözden cıkarıldı. Bir secım öncesinde yoklar tablosunu değiştirmek, iktidarı elde tutmak icin değil mi? O dövizleri kullanırken elleri titremeyenleri bugün başka uygulamalara yönelmiş görmek insanı cok şaşırtıyor. Hic kimse de bu savurganltğın hesabını araştırmıyor. Faturasını hep biriikte ödüyoruz o savurganlığın daha da ödeyeceğız. Prag'ın Hradcany tepesinden Anıttepe'ye, Halide Edip'in portresinden Atotürk'ün cizgilerine, Türkiye'nin resmine yöneliverdik yine. Doğumunun yüzüncü yıldönümünü hangi boyutta kutlayabileceğiz bilmem. Ama Atatürk'ün portresi boyutlan hic değişmeden karşımızda duruyor. Koşullar ne olursa olsun Türk toplumunun en büyük moral desteği o. Bu gerceği bilmek, Atatürk'ün portresine iyi bakmak gerekir. Yüzüncü ytldönümünde, Atatürkcülüğe dönüş yolunda. nereden nereye nasıl geldiğimizi araştırmak zorunluğu da var. Atatürk devrim ve ilkelerinl bilimsel bir yaklaşımla değerlendirince tutarsızlıklar. terslikler, savurganlıklar daha İyi aydınlanır. Bu aydınlıkta ülkemizin resminl daha fyl clzebilir, dünyado oynanan oyunlara karşı biz de güzel bir oyun Cikarabiliriz. ° i a r a k Tür" tşyeri ve işkolu sözleşmeleri arasındaki belirsizlik sendika ağalığının kaynağı oldu ÇOGUNLUKLA POLİTİK İLİŞKİLER İÇİNDE, HAK EDİLMEDEN ALINAN İŞKOLU YETKİSİ, İŞYERLERİNDE TIPKI BİR İŞYERİ YETKİSİYMİŞ GİBİ ELE ALINMIŞ, İŞKOLU YETKİSİ İLE İŞYERİ SÖZLEŞMELERİNİN İMZALANMASINDA KULLANILMIŞTIR. İŞKOLU KALKSIN MI? I 1930 ANKARA 10, (a.a.) Aldığımız malumata naza ran bugün takriben saat 3'te Erzincan'da şiddetli bir zelzele olmuştur. Erzin can'la telgraf ilişkisı kurulamadığından zelzele ELLI YIL ÖNCE Cumhuriyet Erzincan'da büyük bir zelzele nln yaptığı tahribat derecesi rtokkında henüz malumat ahnamamıştır. Ancak felaketin büyük olmasından endişe edılmektedir. Silahh Kuvvetler Vakıflarına 12 eylülden bu yana 245 milyon bağışlandı ANKARA, 12 eylül horekö tından sonra Silahh Kuvvetler Vakıflarına yapılan bağışlardo büyük bir ortış olmuş, 1980 yı lı başından 12 eylül gününe ka dar yapılan bağışlar toplam 178 milyon iken 12 eylül'den bu güne kadar yapılan bağış mlktan 245 milyon Hraya ulaşnvş tır.. YÜKSEK BAĞIŞLAR 12 eylül harekâtından bu ys na Silahh Kuvvetler Vakıflarına yapılan 245 milyon llralık bağış arasında en yüksek mıktara ulaşarak her üc Vokfa 15'e' milyon liradan 45 milyon liro bagış yapan kuruluş Petrol Ürünieri İşverenlerl Sendi<'J.sı (PUS) olmuştur. PUİS'I yine her uc Vakfr 5'er milyon llra bağışla Hacı Örper Sabancı Holding izlerr><*« tecır. (THA) g şkolu yetkisinin bugüne koI dar hic amacına uygun bir I bicimde kullanılamamış olması, uygulamayı bu yetkiyi kol dırma yolunda bicimlemiştir. Yargı kararları işkolu yetkisinin haksız. amocı dışında kulkanımını kaldırırken, işkolu söz leşmesinin kullanımını da, araya 12 Eylül Harekatı girmeseydi. fiilen önümüzdeki 12 yıl icinde tümü ile kaldırmış olacaktı. Aynı şekılde Calışma Bakanlığı da, işkolu yetkisinin saptanmasındakı güclükten hareketle, hazırladığı yasa tasansında işkolu yetkisıne yer vermemiş, işletme düzeyinde sözleşme tipi getırmiştir. ADANA'DA AHALİ GAZETESİNİN ÇIKMASINA MÜSAADE EDİLMEDİ ADANA 9 Abdölkadir Kemali Bey tarafından neşrodılen Ahali Gazetesi Mesul Müdürünün tevkıfl üzerine gösterilen yeni Mesul Müdür, kanuni şart Son gunlerde şehrımizdeki bazı mekteplerde Kuş palazı •>"rtcnğı görülnruş tür. Aynı hastalık Mual lara uygun olmadığından gazetenin basılmasına izın verılmemiş, bugün dağıtılan nüshalan toplatılmıştır. miş gibl ele alınmış, özünde işkolu yetkisi ile işyeri sözleşmeleri imzolanmasında kullanılmıştır. Böylece aynı dönem icin hem işyeri hem işkolu yetkisi ile ikl sözleşme imzalanması olayı doğmuştur. Daha kötüsu bir işyerinde hic ü /esi olmıyan bir sendika işkolu yetkisi ile sözleşme imzalamış uyesi olmayan 'şcilerin yararlanmaması icin sözleşmelere hüküm konarak, işciler o sendikaya girmeye zorlanmıştır Bu arada da işcinin sectiğl asıl sendika, işyen Yetki sorunları ile oyalandırılarak yetkı alamaz konumda bırakılmış, ışyerlerinde bunalımlar ve olay lar yaratılmıştır. Sendikalar coğunlukla kucük bir işyerindeki sözleşme feshinin ardından, büyük işyerlerln de sözleşmeleri sürerken işkolu yetkisi almışlardır. Böylece sözleşmelerl süren büyük Işyerlerindeki tüm işcileri Bakan lık otomatik üyesi saymış, ko layca İşkolu yetkisi vermiştlr. Sonra da eldeki işkolu yetkisi, değişik tarihlerde, değişık işyerlerinde tıpkı bir işyen yetkisi gibi kullanılmıştır. Kısacası bir kez işkolu yetkisini kapan bir sendika, artFk işyerlerinde orgütlü kalmak icin ciddi hicbir caba göstermek zorunda kalmadan, yani işci tabanı tarafından desteklenmese dahi, sadece siyasal iktidarların des teği ile büyük sendika olabilme avantaiını kazanmış. işciden kopmuş uzlaşmacı sendika cılık, sendika ağalığı böylece sözleşme düzenimize yerleşmiş tir. YARGroAKİ GELİŞME • şkolu yetkisinin, işci aleyI hine, yoztaşmış, kolay sen I dikacılık aracı olarak kul lamlmasına yargı cok uzun yıllar seyirci kalmıştır. Ancak öncelikle siyasal iktidarların ve ışverenlerin cıkarlanna uygun düşen, görüntüde büyük, fakat KUŞPALAZI SALGINI YETKİ SÖMÜRÜSÜ kaderi onların elinde olan sen dıka tipi gelıştıkce yen sorunlar cıkmıştır. Hak etmeden, ger cek işci desteği olmadan güdümle büyüyen bu sendikalar, yozlaştıkca, kolay sendikacılığın tadını aldıkça, jşverenler acısından da «işin dozunu kacırmışlar» baş belası olmaya başlamışiardır. Öncelikle özei sektör, sonra da siyasal iktidar lar. aynı dönem aynı işyeri Için iki sözleşme dayatmasından, sözleşmelerde «ölcüsüz» Isteklerden sıkılmışlardır. Böylece işkolu yetkisinin yasadaki amacının dışında ve haksız, usulsüz kullanılması da gündeme gelmiştir. Önce bilim adamları sorunu ele almışlar, derken de tartışma kamu oyuna mal olmuş, bunu yargı kararları izlemiştir. İşkolu yetkisinin yasa amacı nin dışında, haksız uzun süre kullanılmasına seyirci kaJan yargı, özellikle son bir yıl icin deki kararlarında, soruna co lim Mektebinde de görül düğünden lise ve orta mekteplere de aşı yapılocaktır. A oğunlukla politik ilişkiler 1 icinde, hak edilmeden alı» nan işkolu yetkisi, iş yererinde tıpkı bir işyen yetkisly Bilim adamları işkolunun bugünkü kullanımından şiddetle yakınırlarken, işkolu sözleşme tipinin kaldırılmasına da aynı ölcüde karşı cıkmaktadırlar Ba tıda gelışen görüşlere göre, işyeri sendıkasmm kücuk. gücsüz ve işyerine bağımlı olduğu icin bir anlamda sarı. işveren sendikası da sayıldığını vurgulayan bilim adamları, artık Türkiye'de de işyeri sendikası örgütlenmesinden vazgecümesi ge rektiğini savunmaktadırlar. Türkiye icin halen en gecerli uygulamanın işkolu ve federasyon tipi sendikal örgütlenmelerle işyeri sözleşmeleri olduğunu belirten bilim adamları bu konudaki yasal düzenlemenin son derece esnek olması gerektiğinl belirtmektedirler. Yasal düzenlemede her tip örgütlenme ve her tip sözleşmeye olanak tanınması, ancak bir ad altında başka tip sözleşmenin ve örgütlenmenin gercekleştırilmeslıin engellenmesi. en ideal yasal düzenleme olarak gösterilmektedir. YARIN: TOPLU SÖZLEŞME HAKKI IIIIIIIIIII
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle