Katalog

tKt ECEV cun co? llginç blr Peruiu tanıdım Adı Jorge Flores Lamas mış. B>rcok ortak dostlarımız varmış meğer. tSlzs ben Peru'dan söz edeceğım. Dostlanm bu konulann sızi llgılendireceğ'ın! söyledıler» dedi ve boşlodı anlatmaya. Peru'da bundan yedi yıl önce askeri blr darbe yapılmış ve General Velazco adlı aevımci bjr subay u.kenın başıno gecmıştl... Tüm derrokro* t k cevreler sevınçle karşılamıştı bu darbeyi. Ama na yozık kı kısa bır süre sonra generaı Velezco hasta andı, Generclın en yakın arkadaşlan yönet mr e!e oldılar Peru devrinı 180 derecelık bir dönuşle soğa kaydı Demokrasl de bir sür» fafa ko'dırıldı bu ölkede Ceneral Velazco'nun vaptığı önemM Iş'etlet» blr! aışa bağ t aş'rı sağcı özsı sermo/enln yone! mınde olan basını devletleşîırmek olmuştu. Veiazco'nun donemınde halka dönük devnmcl bir polıtıka ızleyen bu basın onun yerıne geçen Bübaylartn dönemınde yöneticı!erden baska hıc klmsenm beğenmedığı yazılar yayınlayarak tophımla tüm ıhşkılerını kcpardı Velazco dan sonraki subaylor dâneml çok •Ormedı Peru'da önce partıler serbest bırakıldı. Sonra secmîer yopıldı Peru boylece yavaş yavoş demokrc'ık düzene dönmenın yoüarını buldu iyı ama, gazetelerın durumu re olacaktı? Ga»teler yıne Devletın yönetımınde ml kalacaktı yoksa esk! sahıplenne ml verılecektı? Kımse ba»ırtın Devlet n el nde kalmasını Istemlyordu Yenl çözum yoılan aramak gerekiyordu artık Işte tam bu sıralarda Peru'do Lâtın Amerıka baSinının en ılçınc denemeierının blrıne tanık olduk Bu denemeyl yapan kı$l de Jorge Flores Lcmas mış meger Peru basınında olay yaratan bu klşı yaptığı denemeyı bana şoyle onlattı«Ben gazetecıllkten yetışmedım Gercek mesteğlm muhend slıktir Cambridge'de okuyup yurdo dondukten sonro olaylar benl gazetecılığe surukledı Hıçbır partıye uye olmadan bağımsız blr yol lzledım Peru da gazetelerın eskl sahıplenne verılmesı bcsmda butün çalışanları telâşlandıron blr durum yarattı Ama, gazetelerln devletin yönetlmınde kalmasını da kımse Istemıyordu Bu durjmaa bız, gazetelerde calışanlar. yenl tür blr gozete c karmaya karar verdık Ama. sermayemlz yoktu Buyuk ış cevrelerinden yardım Isteyemezdık elbe'te? Sosyalıst ve halkcı partl lıderleriyle görüştük Beş ılke üzerınde anlaşmaya vardtk. İlenc! partılerden yedısı bızı destekleyeceklerinl •öylediler Ortak llkelerımiz şunlardı: Uluscu blr polıtıka izîemek empervalızme korşı olmak; ulueal egemenlığı savunmak; ulusal kültürden yana olmak, dış poittıkada bağlantısız Olkelerln polıtıfcasını ızlemek Yayın polıtıkamızın da Uluslararosı yenl lletlşim duzenınden yana olması uzerlnde anlaşmoyo vardık Çıkartacoöımız gozetenln yönetım kuluna Sarsıi* dCş»lk «»"• *t," gazsl«!er1 televtzyon gelır e.naen kendıle ns blrer poy verilmesır>| istiyorlar. Ama veren kim? Coğdaş gazetecıliğln en büyük ustalcrırttfan bırl sayılan, France SolrNn kurucusu Pi•rre Lazareff, burdan 15 20 yıl önce <Eskiden» demiş, «bır o ay olunca herkes sokağa fırlar gazete olırdı şımdi herkes televızyonunun başına koşu/or.. t Gozeteler tarr televızyona alışırlarken başlarına bır d« telernatık belası çıktt. Yakm bir geieceKte herkes \e evızyon ekranında ıstedıği programı Izleyebıls^k çeşıtlı duğmelere basıp istedığı bılgılerı a scak, fotokopı mckınelerınden kopya çıkartr gıbı beğendığı şeylerln kopyasını çekıp bunlcn dos>asına yerieştırebllecek... Bu ış hızla nerlıyor Vıdeo televızYcr.ar da ıletışlmde büyük oeama yaptılar. Varıikiı kışıler evlerlnde vldeo iie hem eğlence programı Izliyorlar, hem de renkli röportajlarla oüncel oloylorı. Her ne kadar Turkıye'nın ekonomlk kosultarı bu aracın y c g nlaşmasına pek elverışll dsğilse de bu i$ bızde de yavaş yavoş gelişlyor. Bırçok Olkelertie özgur radyolar kuruldu. Bunlar hem yerel "jober v6nyorlar, hem de İlan olıyoriar. Bunlarır. kurulmasını ve gelişmesini yasayla öniemek >.oloy değıl Bedava ilan çczetelerı de çok yayıldı Avrupa'da. Bunlan ,a kapınızın altında buiuyorsunuz, ya da mcgzzalarda, kasalarm yanında Bunların ttrajı bcz«n 100 bıni geçlyor. Bastna bunlar da darbe vjruyor'ar Geçen gun Le Monde gazeteslnde, «Basının sonu mu ge iı 7 » dıye bır yazı vardı Bundan anladığıma çcrs Fransa nın Antenne 2 denen Ikıncı Kanal 3rogrammın yonetıcılen «Televizyonun yarını ne olacak?» dıye bır araştırma yapmışlar. Sonuç şu. Televızyon artık kltle televizyonu oltuaktan çıkıyor. Televlzyon programları şlmd f» kadar herkesln hosuna gldecek bıçım ve tLrlerde düzenlenırdı Sonra anlaşı'dı kı «seyırc kıtlesı» yok, «seylrcl kıtlelerı» varmış Kıtle televlzyonundan «ısmarlamo programlı» televızyonlaro geçmek gerekiyormuş Yazar buna «a la oarte televısıon» dıyor. Yani, seyırcıye sacım olanaklan sağlayacaksınız, o da keyfine göre duğmelere basıp Istedlgi programı duzerleyecek. Bu tür progrcmlan olusturmak Içln de hoyal gücü ve yartrtıcıtık gerek Bunlar lletişlmde tekelcillgin ccıına ot tıkayan gellşmeler. Ama ne var ki. tekelcilığin korşıtı özel sektör tekell yarotmok değıldır Devlet tekellnln korşıtı özerklık, se>urclnln ve dinleylcinın yönetlme katılmasıdır Peru'daki Morka el Dıarıo örneğl de yönetime katılmanın bır başcrısı değıl mı 9 Haberleşme hakkındao yararlanmak içın çeşitli yollar wr ctunyada. CCMHURIYET 2 KASIM IS30 G olaylar ve görüşler "Marka el Diario Hıfzı TOPÜZ ruîu öc top!uiu§un temsltcflerinden otaşocaktı: Gozetede çolışanlor {4 temellcl), Sosyal'st vs halkçı eğılımll yedl portH nln temsıicılerl: kırsal kesimdeKİ orgut'er, maden ışçıleri: Işçi Sendıkaları Federasyonu (4 temsılcı), Gazeteye sermaye yardımı yapanlor (4 temsılcl). Matboarrız yoktu. Buyuk gazetelerln bırtyl« bir onlaşTia Imzaladık. Gazetemız onlanr» matboastrKkı basılacaktı Hazırlıklara grlştık. 1980 mayısında da Marka el Dıarlo*yu yayınlama/o başladık Öncelerı bu ışin tutup tutrnayacagını hıc b Imıyorduk. Baskıyı çok smırlı tuttuk Bır de boktık KI, gazete kapışılıyor, baskıyı arttırmaya başladık Bugun 60 bın basıyoruz. Bu. Peru da çok onsmli sayılır. Düşunun ki El Comercıo 100 bın basıyor. Buyuk haber aıonslorıyla anlaşmalar yaptrk Peru ha kını ılgılendıren ve şımdlye kadar e! atılmayan konuiarı ele alıp ışlemeye başladık. Gazetenm dilınl okuyucunun bılgı ve gorgu duzeylne göre ayarladık Bırkac oy içerısınde Peru nun en onemlı gazetesi olduk bu yüzı. Ama ne yazık kl bır sure once gazeteyl basan motbaadan bir not a'clık gelecek yıl mukavelemlz yenilenmıyecekrnışi Ne yapacaktık bu durumda? Ayrmtılı bır yardım tasarısı hazırlodık Blzım yaşamamızı Isteyen cevrelerden ve örgutlorden yardım istemeye karar verdık. K1mınden bır dızgı makinesı ıstıyoruz, kımlnden bır klışe makınesl, klmınden de bır fotoğraf ma kınesi. Kendl matbaamtzı dostlartmızın yardımıyla kend.mız kuracoğız. Direnıyoruz. Okuyucu bizl tutuyor; başaracağız > Jorge Flores cantasından El Dıorio'nun son 8ayılorını cıkardı Bu 34 6ayfalık, boi resımlı. magazın, edablyat. sanat ve televızyon bölumlerinden oluşan zengin bir gazete llân durumu da hıc fena değıl Buna değlnecek oldum Jorge Flores «Evet, lyi ilân alıyoruz, dedı. Gazetenln okundugunu g&ren f eevreteri bfte bol llân vermeye bcşlodılar» El Dıano Lâtın Amerika ulkelerlnd» llginç blr oeneme sayılıyor Çünkü o ulkelerin durumu çok başka Lâtın Amer ka'da yüzlerce gozete çıkıyor Ama gazeteıerın çoğu tutucu çevrelerln ve ış adamlannın görüşlerıni yansıttığt ıçm okuyucuyu pek doyurmuyor. özel ortaklıkların elınde olon radyo ve televlzyonlor da genellıkle reklâm programlarıno yönelıyorlar Yanı, mıllet oc. iyl bır program oldu mu, herkes bunu cınlıyor. İyl bır yayın oldu mu, kapışılıyor Hele ilenci portılerın, sendıkatarm, oydınların katkısıylo blr gazete cıkartılacak oldu mu, bunu Lâtın Amerıkalılar bir devrim saytyorlar. Batı Avrupa ulkelerlnde Ise gazeteteıin durumu ço\ değışık Basın 198081 kışıno çok kötu koşullar altında gırıyor. Televlzyon herşoyden önce basına çok ağır darbeler Indirıyor Avrupa'da Yı lardan ben gazetelerln tlra|!annda hıçbir artış yok. Nüfus artıyor, gellrler artıyor. dağıtım kolaylaşıyor, ıletışım tekniklerl gellşiyor ama, tıraılar yerınde sayıyor. Eskiden okuyucu televlzyonda bulamadığını gazetelerde bulurdu, şımdi öyle ml ya? Gazetelerde ne kador ceşltII köşe, sütun varsa televizyonda buluyorsunuz: Yeni oyunlor, filmier, kadınmoda, gençllk, bılmece bulmaco, yenı yayınlar, yeni buluşlar, tarıhten yapraklar... Ustelık televızyon bunlan renkli ve dana conlı veriyor. Avrupa basını hâlâ sıyah beycz olduğu için televizyonun yanında basın çok renksiz kalıyof. Ancak habertn dısında çeşitll yorumlara yer veren gaeeteler durumlannı kurtarablllyorlar. ilan gellrl bakımından da bcsının durumu hlc partak değıl. Televizyonda ilan çok pohalı ama Iş çevrelerl herşeye raömen televizyonu seçıyorlar Fransa'do buna karşı bazı önlemler alınıyor ömeğln televizyondokl İlan geljrlerlnin TV genel gelırlere oranı yüzde 25 i geçmemelıdır diye bır kural var Ama TV yönetıcllerl çeşıtlı yollarla ötekl gellrlerl artırdılar mı, İlan gelırlerinln sınırını da yükseltmış oîuyorlar. Onur Çiçcği O nur Insan yüreâ'nde yaprok ycprok açan blr c*cekttr. Nosıi bır clcek? Tarıîsız rervklere, bıçlmlere bürünen blr çJcek... Bır Ştraz guludür Hafız'ın kabrlnde açan; vo da odsız olulerın mezarlığında yetışen papatyadır; belkı zakkumdur kara topraktan fışkıran; ve de kımbiılr belkı de bır beyaz zambaktır karlı kuzeyde boy atan .. Leylak olabılir bır «geçmış olsun» buketinde: ya da gönul alıcı bır begonyadır Gunduz sefasıdır gün ışığına açılan Yıldız çıçeğıdır goğe değıl, yere serpnmş. Menekşedır menevışlı, laledır rengıne adını veren. Karanfıldlr burcu burcu kokan; şokayıktır güle dönüşen. Eski, çurümuş. kararmış, yoksul bır Istanbul evınln cumbasında açan Sardunya'dır. Insan elı dağmsmış dımdık kayanın tepeslnde mozayıkleşen bır avuç dağ çıçeğıdır Hezarendır inceclk aalına tutunmaya çalışan, gelıncıktir yeşil kırlara yaygın. Onur insanın yureğinde açor, Insan doğanın bağnnda oluşur, yürek Insanın boğrında atar. Çtçekslz dünya olasızdır. Tanrı once evrenı yarattı Evrende oğacı yaraRı. Etma ağacıydı sözkonusu Elma ağacı çlçek verdl önce. Sonra meyvasını sundu ınsana ., Insan onuru insonla birlikte oluşup gellştl, uygarlığın ürunlerlyte pekişti Onursuz ınsanlık, onursuz Irv son, onursuz toplum, onursuz ulus, onursuz devlet. onursuz halk olasızdır. Yıtıp gıtti mı onur, hangl erdemi koyduğun yerde bulabılırsın'' Onur çıçeğının yerını nd tutabilır ki? Toplumun doğası kuruyup çolleştı mi, çııruyup kokuştu mu, onursuzluk sarar ortalığı Ne demektır bilır mısın onursuzluk? İnsanda atardamarlann tıkanması demektir Korkunun, alçaklığın, uçkâğıtçılığın, çıkarcılığın, kurnazlığtn egemenlsştlğl toplumlorda onur çlçeği soluksuz kalır Gozeneklerıne ışık veren, köklerini sulayon tüm erdeml9r yıtıp gıderken onur yaşayabıllr mı? Onur çlceği öyle bir bıtkıdır ki nerede surgun vereceS1 bel'l olmaz. Bazan zmdanlann koranlığmda surgün verlr onur, bazan işkenoe odasında gözü bağlıyken buyur, ama, bazan en yaldızlı koltuklarda çurür ve eçe menliğln yetkılerlyle donanmışken boynu bükülur lnsanın, ulusun, haikın, devletin; onur çıçeğlnl ozenie koruması. beslemesl, buyutmesi gerekir. Çünku onur•uzluğun solgınlaştığı yerde gelecek yoktur. Geleceğln aydınlığı. ancak onurlu olınlofin yOkseldiğl toplumlonn ufuklarına serpllır. • OKTAY AKBAL «tşinl bltinön mâ ÇekıLmesıni bıi» Çınlı bilge ve ozan Lao Tsu bSy!e y«zmif îsaT dan altı juz yıl once yaşanuş bır buyuk JUŞI O sıralarda herşey şıırnuş1 Şıır dıliyle anlatılmazse, e«kıleTiezmış o£ütler, auşunceler Boyle*me uzaiı zamanm bır bı't/'SLnm yasamını kım bılecek? Masallara kanşnuş onua da yaşam övkusü Çiiı kralüğında dogmuş kutsal jazılar arşıvalıglnl yapmış, Konfıçyusle buluşmus, taruşmıs Sonra da taşıt glbi kullandıgı okuzune bmcrek yurdunrlan iynımış. Olumunden çok sonra yazılan «tlkeler ve Eylemler» adlı bır kıtapta toplanmış Taoizm' o kunnuş Çın halkında bır lyımserlık havası yaymış yaşamın zorluklanna katianma gucu verrruş uzun bır sureEtkm oldugu gunlede her turlu vergının kaldirümaöi ıçın ugraşıp dıdınmış . tşte boyle bır kışı Lao Tsu . Bülent Ecevıt'ın şürlenni ve şiir çevirilerini toplayan bir kıtabı var Lao Tsu nun şiırlerine g«nls bir yer aynlmış burada. Ecevıt bellı kl kendme yakın bulmuş Çınlı duşunuru .. Bojledır, kendımıza yakın buldugumuz yapıtlan çevınrlz daha çok Ben de Camus'yü Sartre'ı RadıeMe+'yi bu anlayışia türk1 çeye çe\ırmıştım B>r de para ka^ılıf çevınc'ık vardır o ayn konu Ecevıî en başanh ş ır çevırtcıienndendır Onun T S Elıot, Pound Thomas, Kıplıng Tagore gıbı ozanlardan yaptığı çevirilerini •Şurler» adlı kıtabında buluruz. Geçen gun gundelık olayların dışına çıkmak kendjmı şıırin zamanlan aşan gucüne bırakmak ıst«dım. Ecevıt ın «Şurler kıtabını açtım. Bırden Lao Tsu'ya takıLp Kaldım «Sonuna kadar doîdurmadan dur çok bılersen bıçağı ucu körlenlr çok geçmeden lşını bitırdm mı çekılmesm bıl» dıye yazariten o gunVO ba gönku tum polıtıkacılara btr uyan mı yapmış, kombıiir? Hem yalnız pohtıkaolara mı? Bütun insanlara bir uyan bu . tşini bıtardln ml çekılmeslnl bilmek zorunda kışıoglu... Bılmezse. ba§ dertten kurtulamaz. Ama nasıl bilecegiz, ne zaman anlayacagız «lşimlnn bıttıgını»? Bır sanatçının, blr yazann, bır bilım adaTiının ışı bıter mi hıç? Her zaman baçlangiç çızgısındedır böyle kışıler. Sanatcı, her zaman gençtır çocuktur, yenıdir Kendınl böyle bıîdıgi, böyle duydugu ıçın yenl yeni urünler yaratır Polltıkacı Ise daha başka . Poliükacı «ışının bıttıgini» ya da bıtınldıgını, bu yaprağı çevlrip baska blr yöae gecmek zorunluluğunu duymak, bilmek zonmdadır. Bu, ustalıkla gerçekleştirileoek blr ayarlamadır. öylelerı var kl belb blr süre başanh olmuşlardır, zar manında kendıhklennden çekıldıklerinJ büdiklerl Içın halkian onlann anılannı surgıt yaşatmıştır. Zajranı. yen geldlğınde o kişlyi yenıden işbaşına getrrmıştır. Ornek mı? General de Gaulle... Bulen* Ecevit CHP Genel Başkanbgındaa kendi dileğıyle aynldı Zamanı gelmış mıydl Ecevit'in pobtıka yaşamından aynlmasının? Bunu gelecegin tanhl yazacak. kıısaklan degerlendirecek. Bana eorarsanız gorevını bıtırmek şöyle dursun daha başlamamıştı bıle! Türkıye'de demokratık yollardan başanh ış yapmak, çevresuıı, toplumunu da o işe katkıda bulunmaya zorlamak, kadrolaşmak çok güç bır ıştır Ecevıt «umut» olarak kaldıysa bunda suç yalnız kendısmde değıl, demokrasıyi yalnız bir biçım olarak gören polıtıka adamlannın bagnazoa, körce, bencılce tutkulannda . Bulent Ecevıfln aydın ve sanatçı klşılığının böyle pohüka çıkmazlanna, bataklanna yakışmayan nıteligınde... Lao Tsu başka blr şilrinde de bütün ç*#larda etMn o'an bır çeüşkıyı gösteriyon «Bılge der kl onun ıçm halkla birlikte ezılendır halkı yönetmeye yatkın Mşl ülkesının çilesıni ulkeyle çeken klşl dünyaya hükıredebillr dognı bazan böyle çellşîdîidlr» EVET HAYIR Doğrular Çelişkilidir BİLİM DÜNYAS1 ŞEFTALlDEN ŞlFA Ş eftaH çeklrdeglnden nlan «laetrile adlı blr maddenın kansere lyi gel dığl iddıast günümüz tıbbmda çok tartışılan konulardaa birldir Kimvasal adı «amygdalin» olan bu madde sadece şeftalı çekirdeklerlnden degil kayısı, k'raz erlk, a a badem çekırdeklennden de elde edilmektedır Laetrile, Ernst T Krebs adlı Kalıfornlyalı bır doktor tarafmdan 1920'de kayısı çekırdeğinden çıkanlarak kanser ilacı olarak kullanılmıştır Doktorun bıyokımya uzmanı oğlu ise 32 vıl sonra, yanı 1952'de laet rile'ı saflaştırarak sıvı haln getırmış, yıne kansen iyileştırmede vucuda şınnga edılen blr llaç olarak kullanılmıştır Bunun yanında, sanınrn Korsıkah bır halk hekimı de (kocakan ilaçlan hekıını), şeftalı çekırdeğinden ürettığı bır ılacı çocuklarda kan kansennın iyıleştınlmesmde kuîlanmakta ıdl Hekımın adı kısa zamanda butün Fransa1 ya, İtalyaya yayılmıştı Bırçok çocuklann iyıleştıği haber venlıyordu. Doktorun adı o kadar un yaptı kı, Fransa hükumeti kendısuu şarlatanhktan tutuklattı. Türklye'nln yakın geçmışinde, onursuzluğun takvım ycpraklannı kopara kopara bugünlsre ulaştık Bılçının, bılımin. gerceğın ışığmı ıstlf eden kltaplon toplayıp yakarken banknotları clltletlp banka kaealarında parasal egemenlığın kutuphanesini kurantarın onursuzluğunu erdem saydık. Polltikanın çıkarlarındo kurnazitğ'ın kurmaylıflını tollm etmlş sermaye oğalarının onursuzluğunda geleceğın nurlu ufuklarını v» buyuk Turklye'sln! aramak avrraz ığını surduduk Çeyrek yüzyıl Iktıdor koituklannda curüdu o»ur. ve pol t ^a kuiisının lağımlarında geleceğın tratlğlnl duzen cneye cobolayanlann onur kavramını devlet kattndo hlç'e^ık'erlni. ulus yaşamında dışladıklarını gördük Amo ylne de onur denen erdem, çlrkefleşmis pc'ltlka vaşamında kaktus çıçeğı gıbi kırk yılda bır olsa da fiurgjn verıyo' Setam sana onur çiçegt. • Vehbl BELGİL demek lrarma, dilekçe... yollanyla resml makamlan ken» dl göruşleıine getirmek istlyorlardı Bu arada, «Kanser Tedavislnde İlaç Seçme Öz~ gürluğü Komitesı» (Commıttee for Freedom of Cholce in Cancer Therapy) adlı etkln bir dernek kurulmuştu. Aynca .Ulusal Sağlık Vakfı. (Natıonal Health Foundation) da konuyu ele almıştı. Aynca Besm ve llaç Idaresi Ise «hıç bir yaran yoktur» gerekçesi ile laetnle yapımını yasaklamıştı Fakat laetnle yanlılan, ılacı bır yandan Meksıka' dan kaçak olarak Amenka'ya getınp satarlarken bır yandan da eyaletlerm her btrlnın yasana organlarına etkl yaparak hıç olmazsa eyaletler çapmda yapıma, satısa ızın verılmesını sağlamaya çalışıyorlardL Bunlar «Nasıl olsa ölecek bir hastanın, tıbbm susması, aczl karşısında son çare olarak denıze düşenin yılana sanlması turunden bir hareketle bır de bır halk ilacını denemes'nin ne kötülügu var?» düşüncesınden yola çıkıyorlardı Haklı da değil mi Gazeteler idıler? Yaşamak herkes'n en aziz hakkı idı Bütün dunya Bu arada, laetrile lle Ugıii btrblrınl tutmaz haber ve ya anayasalannm tek amacı yaşama hakkmm herkese en et Eİar Amenka'nın en cıddı gazetelennde hemen her gun km biçımde tanınması değıl mı id? Ashnda, duşunce, yer alıyordu. Washıngton söz, yazı, toplanü, dernek Post gazetesi, «Laetnle kakurma çalışma dılekçe verçakçıhğı aldı yurudü» başlıkme gösten yuruyuşu.» gıbi lı bır yazı yayınlarken New haklar yaş»m hakkmm bu^er York Tımes gazetesi «Laetnle Sahtekârhğı» konulu bır ya uzantılan değıl ml idl? O hal zıya sütunlannda yer ven da kaderin zaten sîllesml yemış bir bahtsızın son kurtuyordu. Başka bır gazete luş çırpınmalannı yasaklama. •Laetnle kanserlıler içln bır yaşam hakkma en toüyuk ümıt mı, yoksa palavra mı7» dıye soruyor, yazıya ek ola saldın değil mi idı? Laetrile değersız olabıllrdi. Fakat, tıp, rak da bır resim yayınlıyorhıç bir çarenln kalmadığı du Şeftalı çekırdeğinden bır halierde hastalara Teselh İla' damla laetnle'ın, çaresızlıkten havaya acılmış bır ele duş cı (Placebo) adı altında bırtakım zararsız maddeleri ilaç mesını gosteren bır resım. dıye vermıyor mu idi? Ve Mıçhael L. Culbert adlı bır yazar da, «Gunümüzun en işm tuhafı. bu teselli llaçlan, birçok hallerde hastanın önemîı tıp haben Kanserden Sifa bulmasını saglamıyor kurtuluyoruz, Vıtamın B17' mu İdi? nın, obür adıyla, laetnle'ın ügınç öyküsü» adı altında bır Işte bütun bu düşüncelerîe yaz» yayınlamıştı. Başka bır dır kı, bırçok kuruluşlar lagazete de şöyle bır haber etnle dosyasmı ele alıp koyayınlamıştı «İndıana Eyalenuya bılımsel bır yaklaşımla ti yasama meclısı laetnle yaegılme zorununu hıssetnıişpımını yasallaştırdı» lerdır Bu alanda en büyük Ilgililerin tutumn calışmalan New York'taki (Memonal Sloan Kettenng Laetrile'ın lehlnde ve aleyCancer Center) lle (Catholıo hinde olanlar yazı. gösterl. iaha, rjrl Wssetttrme!cteatr. Fakat ilgıliler bu kadarlık Wr iyl gelmenin fazla bır şey ifade edemeyeceğinl, başka Medical Center) Î8T2 Ue 1976 llaçlann da böyle sonuçlar arasında yapmışlardır Aynverdığını ileri sürmektedırca (National Cancer Instıtuler. te) da bırçok araştırmalan Buna rağmen blrçok klmya kendisi yapmış veya mu»e.er laetrile'ın etkinligi uzekavele ile başka kuruluşlara rinde bılim adamlannın goyaptırmıçtır. tetimi, denetimi altında kliSonuçlar zıik denemeleri yapılması gerektığınl söylemektedirler tlk sonuç, laetrile'ln beŞımdıye kadarkl denemeler lirlj dozlarda alındığı takdırdaha çok fareler ve öbür lade, zararh olmadığıdu. Anboratuvar hayvanlan uzecak, «belirll doz»un ne oldunnde yapılmıştur. gu henüz saptanamamıştır. Başka bırtakım kimseler de Orneğin, kanserli iki hastaya Amenka'da halen piyasada aynı zamanda venlen Jaetnbulunan 40 kadar kanser İlale, birinde ateş, ciltte yara, cını n hayvanlara İyı gelmemidebağırsak bozukluklan ıennln görulmesl üzerine In yapmıştır. llaç kesıhnce bu sanlara da uygulandığını, bu haller de durmuştur. Öbür hasta gdz adalelen lle göz na karşıhk, laetnle'in hay vanlardakl denemelennln okapaklannda zaafıyet hissetIamlu sonuç verdığını. böymiştır. Tedavı durunca bu l«ce de, bunun ınsanlarda haller de durmuştur Bu kız renış çapta denenmesinin ya çocuğu da. babasmın laetrile rar saglamayacağ'nı söylehaplanndan çokça ıçtiğı ıçm rcektedırler ölmüştür Nedenı, laetnle ın Bunanla birlikte, kanser vucutta kimya yoluyla pararaştırmalan yapan kuruluşçalanarak çok şıddeth bir zelann genış çanh denemelere hır olan sıyanüre (cyanıdoi gjısmesımn uygun olacağı dönmesı olmuştur «îyı gei'r» gönışa ısrarla ılen sürulmek dıye kayısı çekırdegı yıven tedır Bu goruştekılere göre, blrçok Kaliforniyalılarda sıya denemeler hıç olmazsa laetnür zehırlenmesj görülmüşnle şarlatanlannın sesını ke tür Bu arada 15 kayısı çekırsecektır. deği yiyen üç yaşmdaki bır Kanımızca, laetrile üzerlnkız da zehirlenme belirtileri ce henüz son «öz söylenmıj göstermiştir Fakat. bütün bu değıldır. Bu konudaki gegözlemler, demin de dedığiîjşmeien zaman zaman okumiz gıbı ne kadar laetnle'ın yuculanmıza sunacagız. veya çekirdeğtn zararsız olduğunu ortaya koyamamışur İMGÎLİ2CEALMAMCA TÜRKCE Devre a KASIM TA8&NC LAPA (Yedıer Rek: 183) DENİZCİLİK BANKAS! T.A.O. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Bonkcmız «Camıaltı Tersanesl Gara| Sundurman ve inşaıye Atelyesı Catı Fenerlığı» ınşaatı bırım fıyot •sası uzerinden kapalı zarfla tekllf almak suretıyle iholeye çıkarıimıştır. rşın keşlf bedelı 2 600 000 TL otup geçicl teminatı 130000 TLdır. Ihale evrakı banKomızın (Pendık Tersanesı Kaynarca) adresınde Inşaat Işıerı v» P'oıeier Mudurluğunde mcelensbılır Ancok, Ihaleye Işttrok etmek isteyenlerın 2000 TL bedel karşılığındo dosya satın olmalorı şarttır Teklflerın en geç 11 kasım 1980 salı gunü soat 12 00'ye kadar Inşcat Işıerı ve Pro|eier Müdürlüğü Yazı Işlerı Servısıne makbuz mukabılı teslimi gerekmefc* tedır Postada vukuu bulacak gecıkmeler dıkkate alınmaz. Bankamız 2*90 sayıiı kanuna tabı olmadığındon Ihaleyı yapıp yapmomakta veya dıledlğıne yapmakta tomamen serbesttır. (Basın: 22901) • 613« Laboratu\rar calışmalan Bır îddiaya göre, laetrile'ln bır adı da amygdalm d'r Bu madde vücudun ürettıği antimlerden bırl o'an «betaglucosıdase» tarafmdan parçaîanarak «dertrose» ve •mandelonitrlle» olmaktadır. Bu maddeler de kanser urlannı öidürmektedır Çünkü ylne bu ıddıaya göre, kanserli hucrelerde, sağlıklı hucrelerdekmden daha çok beta • glucoside» vardır. Fakat bu iddia doğrulanmamıştır. Laboratuvar hayvanlan 0zennde yapılan blrçok araştınnalar da laetnle'ın kansere etkıli olmadığı sonucunu vermıştir Nıtekım, Amerika' da 50 000 den fazla kımse laetnle tedavısi görmüş, fakat sonuç alamamıştır. Kımllenne göre, laetrile acı dindırmekte, hastaya kendıni umome Kopon fle M\ Ne)ot Kuyufncu EviendlSsr. 19» (Cumhurıyet 6137) Sahıblnden satıhk lkl adet Platm marka, İLAN izmit Petrol Ofisi Madeniyağ ve Gres Fabrikaları Müdürlüğünden 1. Izmıt Petro' Oflsl Modertyağ ve Gres Foörlkaian Müdürlüğü ihtıyccı içm 6750 cdet tahta palet yaptırılacoktır. 2 Ihale kapolı zarf usuIO lle 24 11 1980 pazartesl gönu Iztııt Madenıyag ve Gres Fabrikaları Mudurlüğunde yapılacaktır 3 Bu işın geçıcı temınatı teklıf tutarının yüzde 3'ü nlsbetınde olup, geçıci temınat teklıf mektubu ile birlikte en geç 24 11 1980 gunu saat 14 00 e kadar Müdurluğumü2 Muhaberat Servısıne verilmiş olacaktır. 4. İholeye Iştlrok edecek fırmcılar bu Ise alt sortnam»teri yukarıda bellrtılen adrssten temln edebılirler, 5. Müdürlugumuz 2490 sayılı kanuna tabij değıldir. PETROL OFİSİ MAOENİYAĞ VE GRES FABRİKALAR! MUDURLÜÖ0 (Basm: 23005) • 6141 BİLARDO Müracaat Ortaköy Vuvakkıt Sokak No 29 KtRAATHANE ı Sahft* : CDmburtrat ttotöoah» NAOtB «• CUMHURtYET BASIN AHLAR TA8ASIN4 DTHATI T4AHHCT EDES • BÜROLAR : ANK4KA Roctır Sokak Î4/4 renlşehto Tel : 17 S8 » 17 M 9» 1BS3ÎS « İZMİB : H«llt Dj% Bul» Ro «S, KM J TeJ • SS 47 0» 13 13 80 # 4 D \ N â Atetflrk C»d TOrk Huv» Kurumu U H3m Eu: I N O : U Tel : 1 4 M 0 13 711 ABONE CCRETLERt Tart Ml KD (00 1J09 IJCD Tnttâ!«ı «09 IKB WX ?J00 Oçak Ocrets fruptan» «• «fırt» SUM (Ora «ynca nrcnlaıiEr. Anksn Abona f» tlan T«ı U » » TAKVİM a KASIM IMt hmak S 4T Ofteef 730 Afle iSSt T*«tt 19 M O«nel Yayaı Müdüıu • Okt»y MJBTBÖKE MüsgMMe Uttdüru bmlne U9AKI IdlL S Taııişleri MüdOrO . Turfcja 11X5 VZ Basan T» yajan • Cumhurtvet Uatbaaraltk ?• G«»l«clll» T J I Ş Ca?«ioglu Türkoc*gl Csd NO 39 41 Posu) Rntaıu: »•« tBTANBUL tktndl ASuaa 15 45 l t 04 J