22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎEÎ 4 CUMHURİYET 23 EXİM 1380 oflumm Hosto Adonı»mn yoro'S Bîr ncı Dün/a Scvaşının sona ermesıiden Ikl yıi kadar once, o zamanın süper pGç'ermce bellrlenmıştı. 1916 yılında son bıçlminl clan glzlı payiaşma plarına ööre, tOsmanb Ulkesı», savaşa katılan bağlaşık (müttefık) devletıer arasınaa parçaianarak payiaşilıyordu. Bu payıcşmada «koruyucjiuk» gerekcesı kui.anılıyordu Boylece, uzunca bır süreden berı, emporyalıst gücier tarafından csıyosal bir varsarımdan» ibaret gorülen. ama topraklannın böluşülmesı konusunda uyuşma sağlanamadığı lcın varl'ğın a kallanıian Osmanlı Devıetı'nın yasamı eylemse! oiarak, sona ermış oluyorau Bu gızlı planm uygulamaya konulma bıcıml ıSevr Antlaşmasısdır. Gerçı savaş sonrosında or<a,a c kan venı dengeler yuzunden p'anda baZt değısıklıkle olmuştu Örneğın. 1917 Devnml doloyıs>yia. gızlı anlaşmonın taraflarından o'an Ru3 Çalığı «de.re dışı» kalmiş v 9 yeni kurulan So^yei Cunhurıyetı nın poyı da kaldırılmıştı. C'e yandan Ingıltzlerii cabas yla ıpanheîenlzm» duşlen goren Yuncnıs;an tdevreye gırmlşstı 'ngılızler Batı Akdemz'e yo/ıiTış guçlü b,r Ita'/a'nın korkusuyla, oniara voaded ıen paydan buyukce bır parçayı, etnık (budunsa ) gerekceier uydurarak Yunanlılora peşkaş cekmışlordı Antlaşma daha yürürlüge gırmeden, pay san plen, paylarına «nahsuben» toprak ışgallerıne başladılar. D ( olayiar ve görüşler NlÇÎN CUMHURİYET Prof. Dr. Aydın AYBAY «ulutçuluk* oldugu görüIOr. tMHIÎ mucadele» ıf/ıllet Mecllsı». «Mılli Hükumet» te. rımlerı hap bu ögeyı yansıtır İstanbul'dakl tutucuların, Ankara hareketı icm alaylı b r bıçsmas kullandıklorı «mıüıciler» sozcüğu de aslıntia, bır gerceğı ıcermektedır Bağımsızhk savaşımının temel ögesi olon «utuscuiuğus, yalan yanlış bır «ırkcıiık» ya da modası gecmlş bır «şovenızm» oiarak almamak gerekır Bu anlarrdakı uluscuıuğu, Osmanlı imparc'orıuğu nun son donemındekı Turkçulük ve benzerl akınloraan da kesınkes oyırmak doğru oıur Bu okımlar tulısal b rıms dayalı bır devlet» arayışıyla değıl cozu'mekte oıan «çok uluslu» İrroaratcrluğa bır dırıiış recetesl bulmak amacı/ta ortaya ctkmtştır Bunun ttarıhe kor* şi» bır düs olauğu ve ustelık emperyalızm tarof ndan nasıl sömuruldugu bugün ortık bdınen bır şoydir Ulus gercegıne dayanmayan bir «cemcatler topluluğu» cteviette bu anlamdakı tulusa'cı'ıkttan, ycpıcı bır ışlev beklemek, gercekten, duş kurmaktan başka bır şey değıldır işte, kurtuluş savosımının «ulusa 'ık» nltellğl bu noktada onem taşımaktadır. Ulus bırımlne dayonmayan bır çozumun gecerlıği olmodığı, cok cemaatlı ırnparctorluoa degıl doğrudan doğruyo onun çekırdeğ nt oluşturan ulusa yönelık yoketme eylemı ı!e <îomut oiarak algılanmıştır Bu nedenlo, «müdafaal hukuk» hareketı herren fmısakı mı!'î> ve «kuwaı mılliyyeı ıcerlğ.ne kovuşmuştur. Bu ıçerlkle değerlendırılırse, «kurtuluş savaşımının», hantcl ve anakronık Osmanlı devletını yaşatma yo da dırıltme cabası değıl, ulus bırimıne dayalı yenı bır devlet kurma savaşımı olduğu anlaşılır. Bır çok klmse, hatta bir fihtılâl meclısl» o<duğu kuşkusuz olan bırıncı Turkıye Buyuk Mıllet ıerre Cardın, eteklerl dızlerın ustüne cıkarıvermış bu yıl Ustetjk cepcevre çem bere gecırmış Mankenler ayakta durdukları, yurüdukleri süre» ce herşe/ yolunda gıdıyor cma nasıl oturuvoria r , onu bılemem.. Omuzlar vatkalanmakla kalmamış omuz uçlan, venedık gondollarını an'msatacak bıcımde yukselıyor. Fransız kumaşçılarının stoklan da cok fazla olmalı kı mantolar IKI katl, HGnı şu ostarı yuzunden pahalı dedıklerl cınsten. bol ve esprı'i... Gercı makul bo/da rahat torba elbıseler de yok değll ama dıkkat 1 Mankenior, sıze doğru yürüyünce bu gı/sıler cok akıllı uslu da, bır sırtlannı dönmeyedursunlar plıler. bele kadar gız II yırtmaclar. munasebetsız 1iyonklar, Isiemeler, pencereler .. Sanatçı burada hayalını, alabıldığine Işletmlş . Anodolu'da fılızlenen Uluscl Kurtuluş hareketinm ozunde. savaşta yenık duşmüş o'on tlmparatorluğa* son verme perdesı altında, bır uluS J yoketmeye yone'ık bu pıano karşı savaşım djşüncesı yatar. «Mudafoa| HukuK», cRedd1 ! l hak», «Harekâtı Mıllıye» g;b| adlar altında biCim'enen yerel dırenme öraütlenmelennın ortak yanı bu savaşım fıkrıdır Bunun başka bır anJatırnı, ulusal varlığın ve bağımsızııöın korunmasıdır Ordu mufettısi Mustafa Kemal Paşa'nın. Samsun'o vanşındon sonrakı cuiusal onder» kımlığl de bu noktoda belırgınleşır Mustofa Komal'ın o bunalımlı donemde neyi amac'adığmı gosteren en anlomlı belgo Amasva Genelgesıdır: «Vatanın butunluğu ve ulusun bağımsıziığı tehlıkededır». tUlusun boğımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtarocaktır > Bunun !cm, hiç duraksamadan ther turlü etkı ve denetımden uzok bır ulusol kurul oluşturulmalıdır.ı Meolisi'nln uyelerlnden bir MiOmO, bu getve& kavrayamamışlardır. Yapılan savaşın, «saltonat makamınm kurtanlmas» savaşı olduğu sanılmıştır. O günku koşullar ıc>nde bunun olanak6iz olduğu, ulusal temele dayalı bir savaş kazonılınca, art k ıstenso bıls, «saltanat mokamının kurtarılamıyacaâı», cunku saltanat düzeninın tarıhsel bağıor ve nedenlerleulusal temel!e bağdaşamıyacağı anlaşılamamıştır Askerî harekât sona erınce, daha yenı devletın bıcimını belirlemeden, saltanatın kaldırılma sına karar verılmes., bundandır Cumhunyetın Ilânı lle saltanatın kaidırılma kararı arasındo bır yıllık bır zaman forkı olma8ı. bu yonden onlamlıdır Bu karar, asıinda, gec kalmiş bır karar blle sayıiır N.tekım, saltanatın kaldırılması konusu gorüşulurken, bu kararın, esasen gerçekleşmış bır olgunun (daha 1920 yılında gerçekleşmış olgunun) «tescılıınden ıbaret olduğu da sövlenmıştlr. • Saltanatın kalkması halinde, bunun yerlrto geçacek «egemenhk bıcmı» ne olabıfir' Burada sorunu sırf bır tsıyasal Iktıdar» sorunu oiarak almamak gerekır Tarıhte, bır kralı ya da bır hanedanı tahtınaan ındırlp. onun yerıne bır başkasmı ya da bır başka hanedanı cıkarma turunden ornekier vardır Bu örneklerde siyasal Iktıaarın değışmesl olayı sozkonusudur. Hatta, bir krallıktan cumhurıyete, sonra tekrar krallığa donuş bıcımınde crneklere de raslanır. Bu noktada 1920 lenn kurtuluş savaşcıları Içın durum farklıdır llk kez ulusa! temele dayolı bır savaşımdan geien kurtuluşcular ıcın, saltanat dışında bir secenek bulmak bir zorunluluktu Bu secenek salt bır «ıktıdan belırlenmesı değıl. onun koynağının da «acıklanmosı» suretıylo bulunacaktı Ulusal egemenlık (mlllî hakımıyet). zaten, ba^ırnsıztık sovaşırmnm basındap bert bcsvuruian bır kavrcndı Bu Kavran n, s , sc! Iktıdann kaynağını göstermek bakımından «bllımsellığı» tartışılabılır Ama. belırtmeye calıştığımjz gibı, kurtuluş savaşı sonundakı sorun, sadece «siyasal ıktıdar» sorunu değıldl. Bunu oşan ve yeni bır asvlet bıçımıne «can verecek» bır temel arayışı sozkonusu ıdı. Imparatorluk tarıhınde ılk kez «somutlanmış» ve üsteiık acılı bır smavdon geçmış tulusal bılinç» gerceğl karşısında, bu arayışm tcumhurıyetıle noktalanması doğaldı Ama, hemen belırteiım kı, bu noktaya vanş. herşeye karşın kolay olmamıştır. Bağımsızlık savaşının «uluscu» temelını bir turIQ kavrayamıyan, bu temel uzerme çok uluslu saltanat artığ'nm konamıyacağını anlayamıyan Osmanlı gelenekçılerı, cumhurı>et cozumünü bır turlü ıclerme s ndırememış'erdır Cumhurıyetın ılânından sonrakl dönemd». kım: boyutiarıyla abartılmış gıbi gözüken «ulusculuk» akım , aslında, Osmanlı geienekçılerıne karşı bır savaşım sımgesıdır Cumhurıyet o ^ r a k behrlenen yenı devletm, eskısınden başka bır şey olduğu, oru oluşturan ınsan ogesının ttabaı şahane» değıl, toplamı IUIJS» olan Türk yurttaşlcrı olduğu ve bunun da ulusal kurtuluş ve bağımsızlık savaşımı ıle sonuçlanan tarıhsel bır gelışmenın ürünu bulunduğu onlatılmak ıstenmıştır. Genlş halk yığınlarınca önder Mustafa Kerral'ın guc>ü kışılıgıyle birleştırılerek oigılanan bu gerçek, yeni Turk Devletı'nın, Türkıye Cumhurıyetı'nın, hem kuruluş gerekcesi hem de vazgecılmez ozudur Saltanat döneminln bu öze oykın kurum ve kuramlarının «tasfıyesı» eyleml, meydana getırılen eserın. başka bır ad altında tyenı Osman'ılık» değıl, ondan nıtelıkce temelden farklı bır Siyasal olgu oluşundan kaynaklanır. Bugun. tarihlmızdekl bu önemll csıcramayı» hâlâ kavrayamamış, bundan 57 yıl önce ılan edılmiş «Cumhurıyetı», Imparatorluk tarıhi içınde zorunlu, ama sıradan bır aşama oiarak kabul eden Osmcnlı gelenekçıleri yine vardır. «Örf ve ödetlerıne bağlı» cumhurıyet kuşakları yetlştırme kuralını unıversıteler yasasına bıle sokabılen bu gelenekcılerdır. Cumhunyetln getırdığl <devrım>e karşı, akıl ve bılımle değll. geçmlşın kohne kuramları ıle eleştırl getırenler de yine bunlardır. Ne kı. bütün bozma ve saptırma cabalarına karşın. 57 yılm sonunda, Cumhuriyet çozümünün bırıcık doğru cozum olduğu, tartısılması gereklı, (hatta zorunlu) olan bütün Siyasal ve toplumsal sorunlann ancak bu doğrultuda tortışma kald rab leceğı kesınhkle anlaşılmıştır. meslne, kumaşın dokunup, blçllip dıkılıp gıydırılmesi hızı ılo cope atılmasına bağlıdır. Haklıdır Cardın Kapıtalıst dünyanın bcşarıM bır temsılcısıdlr. Ama bu temsılcl acımasız bir tüketım ekonomısnin çarklan orasında ezılıp kalmamak ıçln kendıne Asya aa, Afrıka da. Ortadoğu'nun petrol zengınlığl ıcmde, uzun yıllar gıyımden uzak ka'mış, gıyıme susamış sosyalıst ülkelerde yenı yenı pazarlar bulmak zorundadır Fran sa'nın büyuk kumaş endustrlsl ve modanın merkezi Poris, Cardın'lere cok şe/ler borcludurlar. Amo ya bızler? Gelışme süreci ve bmbır ekonomlk sıkıntı iclndeki eskı yeni. büyük, kücük ülkeler"> Tüketım ekonomisı bızlere no getirır' Dünyanın ekonomık atlosına göre. yer/uzü kabuğunu kaplıyan 1E9 ulkeden 156 sı gelışmekte olon ve/a gelışme surecıne bıle girememış bulunan, sıkıntılar ıc nde kıvranan uıkelerdır Gerıye Kalan 33 ulke ıse, tüketım ekonomılerını ve belll duzenlerını sürdürebılmek ıcın yoksulların tum kaynoklarını ve şımdı ınsanlarını tepe tepe kul lonmakta, onların ham maddelerınoen ve erreğınden ürettıklerını tekrar buyük kârlarla bu yoksul uıke'srın bır avuc zengınıne sotmakia, cıfte tıcaret yap mc<tad rlar Pıerre Cardın'ın ae d ğı g bı, bu arada doğal kı, yok sui ülkelerın kolkınmcsında hıç bır yararı olmayan bazı Iş yerlen acılmakta, yoksul ülkeler'n yoksu'ları tia bu iş yerlerınde olme/ecek kadar yaşama olanağını bulmcktadırlar. Ama sorun karın doyurmok değıldir yalmzca Sorun yurt kalkınması veyoksuliuK cîmbennm kırılma sıdır Ozel' kle bu aşamada yapoy ıstek'endırmelen omaclayan halkn gercek gereksınmelerım karşı'ayonnavan ış a'anlarından uzak durmak gerekır. Tüketım ekanom sının en carpıcı orne'<ler nden b n olan modan n tuzcg.nj ausnemek bugun sıkıntılar ıcmdekı Turk top lumunda kadına ve erkeğe düşen bc^lıca gore^d'r Cunkü şu rss'iı da vjrgu'amak gerekır kı moda c r f k kadır laria yatınemez hale gelnış e^kPklen de ta'lı pençesı altıno a'mıştır Türkiye Cumhuriyetinin Anlamı.. emokrasl glbl Cumhuriyet de zaman ve yer bckrmnv dan değışık anlamlarda kullannan b'r sözciıktür. Çoğu zaman Cumnurıyet halk yonetımı/le eşdeğerll sayılmakta, demokrasıyı de ıcermektedır Ne var ki, jjerçeklsrın dılı başka bıcımd9 konuşuyor. D Bugun yeryuzünde Cumhurıyet odını taşıyan ülkelere baktığımızda değışık yonetım bıcımleri ve değışik toplum düzenlerl göruyoruz. Bır Güney Amerıka Cumhuriyotl faşist generallenn dıktasından oluşabılır Çın Halk Cumhurıyetı, proletarya egemenlığıne dayanabılır. Fransızın Cumhuriyetl, burfuva demokrasılerinln tıpık örneğldlr. Iran'dakı Islâm Cjmhurıyetı bır yeni modelın denemestdır. Demek kl, bir devletin adında Cumhuriyet sözcOöünOo buiunması, bır dukkânın tabelası gıbıdır. O dukkana glrtp icinde ne alınıp satıldığına bakmak gerekıyor. Eğer bu Işi bır yana bırakıp Cumhurıyetı bir kalıp gıbı ele alarak ovgüler düzersek, ıçl boşaltılmış bır kavramın avukatiığını üstlenmış oluruz. Çünkü bugün özendığimız Batı demokrasllarlnln coflu krallıktır. isvec'in, Ingıltere'n.n, Hollanda'nın bırer Cumhunyet olmadıklarını okul sıralarında öğreniyoruz. Buna karşılık bu toplumlar fıkır ozgurluğune dayalı burıuva demokratık reiimleriylo yonetılırler. Yunanıstan 1967'de Batı demokratık rejımlnı iceren b'r krallıktı. Bır askerl darbeyle kral devrıidi, siyasal ozgurlukler raia kaldırıldı. Daha iyi ml olmuştu? Atatürk diyor kl: « Hoyatta en haklki murşlt blllmdlr * «Mürşlt» yol gösterıcl. kılavuz demektir Atotörk cEn naklkl mürşlt benım» demıyor, dememıştır. öncüluğü bilime bırakmıştır. Öyleyse Cumhurıyet kavramına da ancak bilımın kılavuzluğuyla yaklaştığımızda gerçeklerl görebılınz. £sklden toplumlardo devlet yetklsl babadan oğuio flecerdi. Soy ağacına gore otururdu egemenlık koltuğuna kral ya da padışah... Insanlık böylesıne budalalığa son verebılmek ıcın sanayı devrımıne dek beklemek zorunaa kalmıştır. Batıda burıuva devrımlerıyle bırlıkta krallar devrıldıler, saraylar yıkıldılar. Ya da bazı Batı ülkelerl kralların egemenlık yetkılerinl kıstılar, meşrutl (şartlı) krallık görünumü altında burjuva demokratık duzenlorlni kurdular. Türkfye'de daha değlşlk blclmde gellştl bu olusum... Bızde padışahlık nasıl devrilmlştir ve Cumhuriyet na8it kurulmuştur' Emperyalızme karşı bağımsızlık savaşının doğal sonucudur Türkıye'de Cumhurıyet... Ve bu biclmlyle tTürktyo Cumhuriyetl Tarıhi» yervüzünde özal bir anlam kazanır. Cumhurıyetın kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün büyükluğü de bu tarlhsel anlamda pekışlr. Anadolu halkının emperyalızme ve emperyalızmın işbirlıkcılerıne karşı yürüttüğü savaşın doğal mantığını kavramadan Cumhuriyetımızl anlıyamayız, benımseyemeyiz, sevemeyiz. Okullarımızda cocuklarımıza bu tarlhsel mantığı inandırıcı bıcımde anlatmadan genc kafalara Ataturkculüğu aşılayamayız. Emperyalızm, Türkıye'de blzl Sevr harftasına flure parcalayıp baş.mıza da sarayı oturtmak istıyordu. Padışahla bu plan üzerıne anlaşmıştı ve monarşıyl Anadoluya karşı kullanıyordu. Kurtuluş savaşıyla emperyalizmin bu planı yıkıldı. Cumhurıyetle bağımsızlığm siyasal duzenı pekıştı. Hlc bir Batı toplumunda Cumhuriyet bu süreclo kurulmcmıştır. Cumhuriyet kavramını Turkıye'dekl cıkar çevrelertnfn vs parababalarının istedığı bıcımde cekip cevirmek vg Batı emperyalızmıne bağımtılıgın aracı gıbi kullanmak aevletımızı yıkıntıya, genc kuşo,<ları başıbozukluğa ve ve başkaldırmaya goturmuştur Batı emperyalızmıne karşı bcğımsızlık savaşmda ozunu ve benlığıni bulan Cumhurıyetcılığı, Batı emperyalızmıne bağımlılığın felsefesınde erıtmeğ9 calışan'ar bu tarıhsel yan.lgının faturasını acı bıcımae ode/eceKlerdır.. • Amosyo Geneîgesl'nden Cumhuriyet'in I'Okadar suregıden olayiar dızısı gozlen'rse. tumOyle «bağımsızlık lavosırm» (ıstıklal mucadeiosl) oiarak nitelenen bu sürecin en onemll OKTAY AKBAL EVET HAYIR Kemalist Devrime Bağh Kalarak..; P 29 Ekım 1923 gunü TBMM toDİantısında Anayasa Komısvonu Başkanı Yımus Nadı kursuden şoyle konuşmu^tu •Arkadaşîar, sıze getırdıgımız kanun layıhasıvle Buyuk Meclıse >enı bır şey tekîıf ecblmıyor ve sız bu kanunu kabul etmekle >eru bır şey yapnıış olmavac&ksımz, Getırdıgımız kanun zaten içınde bulunduğumuz bır vazıyetm aynen tesbitınden ıbarettır FazJa oiarak yalnız içınde bulunduğumuz vazıyetın resnu rejım adını ıiade etmış olacagız, Bız bu kanunla demış. bulunaca&ız kı, bızım yaşadigınıız ve yaşattığımız reıınnn tarafıınızdan iundıye kadar soylenmemjş adı Cumhurıyettır Bu kanunla onu resmen ıfade ve ılan etrmş olacagız.Yunus Nada Bey 23 Nısan 1920'den ben «bütun şartlarıyle cumnan bır idare»run yürürlükte olduğunu, ancık yurdu kurtarma savaşınm verildığı gılnlerdo • herke&m vehleten anlamayacagı» bır konuyu ortaya atmaktan çekınıldıgını soyler ve konuşmasını şoyle bitorır <Bugun yuksek heyetinızon huzuruna geLrılen kanunla hayatımızın bu yakın tanhinl do gozonüne alarak ışte o zaman kabul ettığımız ıdare şekhnın bugün sadece adını tayın vo bu vesılo ı'e kendısını de resmen Üân etnuş olaca^ız Cumhurıyet > Turkıye Büyuk Meclısl Hükümeti ıle Turkıyo Cıimhunyfetı Hukumetı arasındakı t^k a*.rım. ılk hukumette gorev alan Bakanların tek tek Meciıs çogunlurunca seç'lmesı ovsa Cumhurıyet Hükümetı bekanlannıisa Başbakan tarafından etanmasıydı. TBMM Başkanı 1920 1923 ara£inoa Devlet Başkanhgıru üstlenmıştı. 29 Ekım 1923 ten sonra Devlet Başkanlıgı TBMM'nce seçilen Cumhurbaşkanına bırakıhycrdu. Kısacası, 23 Nıs^n 1920 de kurulan Devlet zaten bır Cumhunyetü bır halk vönetimıvdl bır toplumcu demokrasıydL Yunus Nadı nın dedağı gıbı yalnızca «adı söylenmenuştl» Mustafa Kemal Paşa 23 Nısar. 2920'den bır • ikı hafta onc© Aniara'ya gelen Yunus Nadı'yle yaotıgı bır konuşmada halk yonetımı demek olan demokrasıyı kurmaya karariı cidu^unu açıkça söylemişti. Istanbul Mebusan Mechslnde Muğla KLlîetvekılı olan Yunus Nadı'nın «Mechsın ne vakıt toplanabılecegını tahnun edıyoruz? Bır de acaba her kerametı Meclıs'ten bekîemek nıyetınde mısınız'' Açık söylemek gerekırse ben bu nıyet ve ve kanaatte değıhnı, zaten ıstırabım cndandır» demesı uzerme Mustafa Kemal ın verdısi vanıt, aradan altmış yıl geçmesıne karşın, bugun de oneniıe, dıkkatle kulak venlecek bır değer ve anlam taşımaktAdır Mustafa Kemal, bır mılletvekılınm üyesı olduğu Mecbs'e karşı gösterdıgı bu guvensızlık karşısında bakın ne demıştı. •Bu ıstırap yersız ve bu kanaat hsç olmazsa gorunen şeka ve asıl şıkkı bakımından yanlıştır. Ben bılakıs her kerametı Mecbs'ten bekleyenlerdemm Nadi Bey Bır devrs yetışüi kl, onda her ış meşru ohnahdır Mıllet işlennde mesruluk ancak nulli kararlara dayanmakla, mılietın genel eğıiımleriııe uymakl* sağlanabılır » Bağımsızlık savaşının başmda, en kanşık, ea umutsuz gunlerde, îstanbul Meclis'inden gelen milletveîulîerının peK çoğunun Kemal Paşa'nın kafasındakı ülkulere. düşuncelere ters duştüğünü, o Mechs çoğTjnluğunun kendi başrna yararh bir lş yaDmayacağını hatta turlü zorluklar çıkartacagmı bıla bıle TBMM'nın kurulmasını isüyordu büyük önder .. Bıldığınız gıbi Bınncı Mechs'in fırtınalı otururolannda savaşa savaşa, düşuncesıni oniara guçlukle kabul ettirmış, ulusunu kurtanrken Meclis çoğunlugunu yanına abnayı başarmıştı. O konusmasında Mustafa Kemal şöyle diyordu: «Evvela Mecîis. sonra Ordu Nadi Bey. Orduyu yapacak olan mıllet ve ona vekâleten Meclıs'tir. Çunkü ordu demek yuzbinlerc© ınsan, müyonlarca vo mılyonlarca servetü sanmn demektir. Bvma. ıkl üç şahıs karar veremez. Bunu ancak mılletin karar ve kabuîü meydana çıkarabılir Ve bır ker© bu hale geldıkten sonra mılletin havat ve mevcudıyetino at olan mezalım ve taziyakâtm hepsini bertaraf etmeys muktedır olmak selâhıyetini yalnız nazari oiarak değıl fulen de kazanmış oluruz » Yenı bir Anayasa, yeni bir secün yasası, bunlara dayanarak kurulacak yenı bir TBMM yaratma savaşımına atılmak uzereyiz, TBMM Hukümetinin kuruluşundan altmış yıl, 29 Ekim 1923'te bu halicı yönetlmin «Cumhuriyet» dıye adlandırıîmasından ei11 yedi yıl sonra kuracağrraîz yeni bir cumhurıyet düreninin Kemalist Devran ilkeîenne en köklü, en saglam btamde bağh olmasma özen g6st«rmek aorundayız Oncümuz, yol göstencımız Ataturk'tur. Atatürk'ün devrlmcl iUceleri, e vşlendir Moda, Pierre Cardin ve Ekonomi TÜKETCVI EKONOMtSINİN EN ÇARPICI ÖRNEKLERİNDEN BİRİ OLAN «M0DA»NIN TUZAĞINA DÜŞMEMEK, SIKINTILAR İÇINDEKİ ÜLKEMİZİN KADL\ VE ERKEKLERİNE DUŞEN BAŞLICA GÖREVDİR. Işte Bulgarıstan Kuitur Bokan lığına bağlı Lada Moda dergisının ekım ayı boşında Sof/a'da duzenıomış olduğa moda şenligınden b r sohne Fransız moda krallorından Pıerre Cardln'i Avrupa'da ün yapmış genc Sovyet modaoisı Vıatcheslov Zaıtzev. onu onıınal modelierl lle Card.n'den gende kalmayan Bulgar Jonnette Stoıtcheva Izledı Defıleye bırbınnden güzel mankenlerle katılan Turk mcdo sanatçısı Zuhal Yorgancıoğ u eSKi Türk •nof'lerınl, cağdaş gıysılere, öyle bır ustalıkla uygulamıştı kı göğsuTiüzü kabarttı ve moda kralları ıle rahatça yarıstı. Turkıye'nln, SSCB. Fransa. Ingıltere. Romanya, Yugoslavyo, Demokratık Almanva Mo carıston Yunanıstan. Polonya ve Cekosiovakya'ntn kotıldıkları Senlık Panka Baooukovo gıb1 Bakanlık duzevme yukseımıs tamnmfs Buigar kad'nlarınm yonettığl konferanslorla başladi ve modayı tarıhsel gellşlml 'cınde ele aldı Bunu fılm !er, slayd ve def leler, gosteriler Izledi Nıhayet Universıade HalPde 2500 kışi. üc gün üc gece bu defıie ve gosterılerl olkışladı Her şe.< guzeldi gerçekten, Ama bir soru sap'andı ka'alara. bu giysiterl kımter gıyer. nerede nasıl gıyerdı? Moda şenliğınln bir sosyalıst ülkede ya Jale CANOAN pılmosı soruya, kuşkusuz, ysn! boyutlar kazandırıyordu. Soruyu, llk sezen, Fransız moda krallanndan Pıerre Cardın olmalı kl, Balkan otelın gazetecllerle dolu bjyuk salonunda, yanıtını, kendısıne hıç bır şey sorulmadan verdl Saatıme baktım, t a n yırmı dakına, modanın, üıke ekonom'lennaekı oiümlu etkısm anlattı Cardın e go'e. moda ekonomın.n b r ıtıc. gucdur Modo olmazsa dunyo da, pe< cok ınson aç kolacaktır Torıadakı pamuk üretıcısınden ıpek boceği yetıştırıcısme, dağdokı hayvan bakıcısına, sen te'ık sanay' emekcısine tum bunlan Ipl ğe dânüşturen fabrlka Işc^Sıne, e/lerınde ış ışleyen. dokuyan, parca başı dıkenlerden buyük ve kücuK terzı'e r e, moda ressamlarma değışık dallardakı sanstcılara, mankenlere, ambalaıaa kullanılan kağıt ve sıcım sanayıınde, moda dergılerı ve gazetelerde calışmala r a dek mılyonlarca Insan, Işlerını ve ekmek paralarını, kısaca, modaya borcludurlar... Aynca moda sosyal yaşantmm bir belırleyıcıs'dl' Inssnı güzelleştlnr. mutluluğuna yardımcı olur. Guzel konuşuyordu Cardin. alk'şiandı. Blz kendısıre baz> soruiar yonelttik Moda b'r gercektı kuşkusuz Gıyınme zorunaaKi Insan kendıs ne daha yakışanı, daha gjzell arıyacaktır. Ama modanın bu kadar cabuk' dogışmesmin olumsuz etk len yadsınamazdı Bu yuzden aı e bjtçelerı sarsılıyor, moda bır huzursuzluk nedenl olab lıyordu Daha cz değışen, klcsıge daha yakın bir moda belkı ınsan'arı daha mutlu edebılır. daha dengelı ve sağhklı bır gıyımm önculüğunu ustlenebılırdı Hayır. Cardın boyle auşunmüyordu tEğer bir moda varsa o muhakkak demode olacaktır» dedi ve eklsdı: ıBen gördüğunüz gıbl bir kapıtaLstım ama bır proîPter gıbl CMİtşırım Yalnız kendım icın değ.l calıştırdığım 1DC0O0 ıççı lcm çalışırım Ben durursam onlar do durur» Gerçekten Fransız moda krolı PıeTe Cardın'ın 78 ülkedo Cardın Moda Evı ve bunlara bağlı 540 atölvesı bu atolveıeröe calışan 100 000 şcısı vardır Cardın Japonya'dan Amerıka'ya, Avrupa'ya Afrıka'yo uzanan moda evlerml zıyaret etmek ıcm yılda ıkı kez dünya turu yapar Cardın ımparatorluğunun surebılmesl kuşkusuz modanın değışmesne. durmadan değış &.JİL MEVLİD Vefokâr eş m cok sevçıll aracığımız, FATMA ANIL'ın AMahın rahmetlne kavuşmasının 40 g"nü olan 30 1980 perşembe gunü (yam) GZIZ rjhu^a, Kaaı<oy Moda Ccmı Şerıf nde Kuranı Kenm ve Mevlıd ki'aat c «J nacaktr Axraba, dosi ve a n karaes e r lrr ze EŞI. HAMDİ ANIt KI2I BERHAYAT ANIL OĞLU AVNI ANIL Cumhur'yet 6078 VEFATLAR ICİN Aa gttıüerlaM psyla?an ÎSLAM CENAZE İŞLEKİ btr teletonla emrlnizdediı. G&i6te üttm v© leler, doktoT raponı, defln ruHsatı, battm duası, âevır dualan, belva, çeker lşlprl yapüır Hassas.vetle ve utızlikls lerüıizl İstanbul Belediyesinden Beşıktaş Beledıye Şubesl böigesınde, Beşlktaş Ortabahce, Şehıt Asım, Ihlamur dere. Koyıçı ve Has fırın caddelerı ne Yeni Hamam, Mumcu Bakkal. Şaır Leyiâ ve Sınanpaşa sokağında Cumartesl günieri kurulan pazarın kaldınlması Beledıye Mecllsl Selâhıye,tınl Haiz Beledıye Encumenmın 17 Ekım 1980 gün ve 61 sayılı koran lle kabul edıimıştır Mg'lilere duyuruiur ANKARA İKTİSADt VE TÎCARt ÎLÎMLER AKADEMÎSİ BAŞKANLIĞINDAN Akodemımıze bağlı Ekonomi Fckultesı lle Bulu Sevk ve İJarecıîık Yüksek Okj,nda go r e/ıerd' r ılrre< üzere c&% OOM Dtlltı dallarında ÖĞRETiM ÛYES! (PROFESÖR • DOCENT) veya ÖSRETIM GÖRFVLISI alınaccktı'steklılerin dlîekçeierıne ekieyeceklerı ozgecmlşleri, varso ycyınlarının lıstesı, yayıniarinın oırer o'^egı Je M G3C reslmıe btrhkte 1811.1980 carşamba gunu calışTia soaü bıtımıne kadar Arcdemı Başkanl'gma başvurr^aian roa o jnur FAKÛLTE VEYA YÛKSEK OKUL A I T.l A. Ekonoms Fakultest A I T İ.A Bolu Sevk ve Idarecllifc Yüksek Okuiu CAUŞTllîJLACAĞI ALAN Kantîtatlf E ^ c o n i KürsâsQ < P Q i a T a Teknıklerl ve Iktisctcılar ıcın Mattrrctık» Yonetım Psıkolojısı KAPRO 0NV4NI Ögret m U/es ^e Cğretlm Gorev.ısı Öğretım Uvesı veyo Ögretım Gorevlısi tSLÂM CENAZE İŞLERt TEL: 47 20 06 40 68 86 NOT : BütOn muarcelei» t«Ktmeys ait olrna* Ozera yurt lçt, jrurt dısı, jnm aısJidan jvıd» SÜ yapılır dedir. (Sasın. 22819) 6075 (Türkel 6071) • Nufus nüvıyetımi kayıp et tlm, gecers zdır. Huseyin DEÜGÖZOĞLU • Bılecıkten olaığım 3806 No!u Şofor Ehlıyet'nı v« Nüf j s CüzdaisrrM Kaybettım. Hük Tlü VOlCtU'. (Basın 22784/6073) Gazetedlk 1 A 5 «ün* N%OİB ii*'JI • cu MHURtYET ı AHİJİ& VASASLNA VI IAAHHÜT t'JER B'JîiOj î 4 VemşeM: Te! 17 Se a ı8 ><35 t7>1IR «lailt Ziy» Bal* Ne 3 Te 2f T H, '•> 12^0 | i Af î ü ı * H»v» Kur> TJ > J Vr. ABONE UCRETLCRI â»!m7 1 • MO ı «JO • 12 TA K VI »I » 13İİM 19» Inısak • KAYİP EHÜYETNAME Manlsa Troflk Şubeslnden oi dtğım 5643 slcı 1 no, ve 25A 1965 W'hîl oto ehllyetiml kerybe'tım. Yenısınl oıacağsmdan eskısının huKTiu ycktur, Yotom PEKŞEN • Ctensl Yaym MüdLja # V»Bt;l«H MÜdTa : • Oktav KIR1BOKE Orb»n hRı\Ç 1? 58 «b « Kat ADAV» T « >"w f ^rcn «a ron dıs no >*< ı soo »800 • an, ju«ı Gose* 7 Ü ö£ta 13 4 Ahmet NecotJ Y1LDIZ • 58621 numaralı ehiıyetlm çöıınmışîır. HukJmsüzaur Sabohattm ZAMUR 3asac »e favan «» 3sawecs!l* T ıK6 ^ff' r?îc 10 kcc»r tiCıd No » 4* PO8T* «*îni«U Î46 «RrANBtn. ISJC nr X 97 <B H?a* ÛCTBC çrapl&rn» <>e ft^ırt) tVtrn** 1.49 AV'WB Î8 0S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle