Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SEKİZ CUMHURtYET 25 EKİM 1981 Yasal zorunluluk Babıali'de yeni bir unvan doğuruyor 31 Olur şey degil Nadir NADI'nin anılan. I KARMAŞİK OLGULAR a seçimlerinden önce, Milli Birlik Komitesi'nin son | günlerinde Abdi İpekçi bir gün telefon etti. Eskisinin yerine yenı bir baskı makinesi ısmarlayabilmek için hükümete başvurmuşlar. Döviz durumumuz malum. Akreditif, transfer olanakları çok sınırlı. Komite, bir gazeteyi kayırmış oimak suçlamasından çekiniyor. Abdi'nin aldığı yanıt şu: Cumhuriyet de ayni istemı ileri sürerse bir çaresine bakanz. ANNEM NAZİIVIE NADİ. YALNIZ CUMHURİYET'İN D E G İ L , TÜRK KURTULUŞ SA VASININ DA ADSIZ KAHR AMANLA RINDAN BİRİDİR. KARANLIK MÜTAREKE YILLARINDA DAMAT FEPİT HUKÜME TİNIN AĞIR EASK1LARINA YILMADAN KARSI KOYMUŞ. BABAMIN AMADOLU'YA KAÇMASINA OLANAK SAĞLAMIŞTI. FAZLA OKÜMUŞ. KULTÜRLÜ BİR KA DIN DEĞİLDİ AMA ŞAŞILACAK BİR SAĞ DUYUSU VARDI... L NADİR NADİ COCUKLUK GÜNLE RİNDE ANNE VE BABASIYLA... ı NAZİME NADİ YAŞADIĞI SÜRECE CUMHURİYETE BÜYÜK KATKILARDA BULUNMUŞTLJ... EMEKTAR ROTATİF YENİLENİYOR izim makinenin de eski olduğunu bilen Abdi ipekçi komiteye birlikte baş.vurmamızı öneriyordu. Gerçekten Cumhuriyet'in baskı makinesi 1928 doğumluydu. Babam, sanınm bir sanayi fuannda gördüğü makineyi pek beğenmiş, bir eşini hemen satın almıştı. O zamana göre Türkiye'de benzeri bulunmayan. modern, üç renkli ve hızlı basan bir rotatifti bu. Ama aradan 30 yılı aşkın bir zaman geçmiş. emektar rotatifin modası geçmiş. çapı düşmüştü. Abdi'nin önerisi yerinde idi Cumhuriyet'e de yeni bir makine gerekiyordu. Iyi, guzel. ama ya parası? Dışalım müsaadesini alalım da sonrası Alîah Kerim diyerek Müliyet'le birlikte hükümete başvurduk Izin çıktı Eski makinemizin yapımcısı olan Frankentha! firmasıyla aramızda yazışmalar başladı. Tütn Alman endüstrisinin işi başından aşkındı. FrankenthaJ B rotatifj ancak üç yı! sonra teslim edebileceğini bildirdi Sanki transatlantik ısmarlıyorduk. Bununla birlikte bu öneri bir bakıma bize ödeme kolaylığı sağlıyordu. Ederinin (bedeIinin) bir bölümünü başlangıçta, üst yanını daha sonra belirli taksitlerle ödeyecektik. Ama parasal durumumuz bu kadanna bile elvermiyordu. Bereket sevgili annem imdadımıza yetişti. Iki üç parça taşmmaz mahnı satarak, taksitleri zamanında ödememizi sağiadı. ANNEM ADSIZ BİR KAHRAMANDI... nnem olduğu için söylemiyorum, Nazime Nadi yalnız Cumhuriyet'in değil. Türk Kurtuluş Savaşı'nın da adsız kahramanlanndan biridir. Karanlık mütareke yıllannda Damat Ferit hükümptir":>> i p r bı^'finnna yılmarîan A çekinmeden. cesaretle karşı koymuş, babamın Anadolu'ya kaçmasına olanak sağlamıştı. Fazla okumuş, kültürlü bir kadın değildi. Ama şaşılacak bir sağduyusu vardı. Her iyi anne gibi çocuklarının üstüne titrerdi. Babamdan sonra Cumhuriyet'i de evlat edindi. Gazeteyj rejimin vazgeçilmez bir savunucusu biliyor, tuttuğu ilerici yolu, belki içgüdüsüyle doğru buluyordu. DP'nin basına karşı sindirme politikasını pek azıttığı sıralarda bir akşam ziyaretine gelen Refik Koraltan. babamla olan dostluğunu ileri sürerek beni ve kardeşim Doğan'ı uyarmasını istemiş. yoksa başımıza işler açılabileceğini tehdit yollu ima etmiş. Eski zindeüğini bir hayli yitirmiş bulunan anneciğim bu tehdit karşısında korkar. hatta pa niğe kapılabilirdi. Öyle olmadığını. tıpkı 50 yıl önce Damat Ferit'in Polis Müdürüne yaptıgı eibi olumsuz yanıtlarla Refik Koraltan'ı uğurladığını ertesi gün kendisinden dinlemiştim. HER KAFADAN AYRI BİR SES... M wm Mayıs devrimiyle birlikte Türk basınına daha biı £. / canlılık geldi. O güne dek pek ağıza ahnamayan Sosyalizm» sözcüğü gazete sahifeierinde. köşe yazı lannda sere serpe dile getirilir o!du. Komünizm yasa dışı olduğu için ondan açıkça söz edilmiyor. bütün solcular sosyalizm etiketi altına sığmdığı için hemen her kafadan ayn biı ses çıkıyordu. Sağcılar da eibette boş durmayacaklaıdı. Zaten durduklan da yoktu. Karşılannda değişik düşüncelerin gıttikçe güçlenerek ses verdiğini görünce onlar da işi azıtmaya başlad lar. Ayasofya'nın ibadete açılmasından tutun da Osmanhcanın geri getırilmesine kadar türlü isteklerle ortaya çıkıyor. ulusumuzun silkinmesi. kendıni toparlayıp çağdaş uygarlığa bir an önce yetişmesi uğruna Atatürk ne yaptı ise hepsini yıkmaya, toplum düzenini ters yüz etmeye çahştyorlardı. Işçi sınıfının hak savaşımmı bir yana bırakın. kadm erkek eşitliğmi savunmak bile bunlann gözünde komünisılik sayılıyordu. Sol sözcüğüne düşman kesilmişlerdi Kur'an'dan düzmece ayetler alarak tüm solu mekruh, günah. yasa dışı ilân ediyorlardı. Çıkarlannın bozulacağından korkan anamalcıların desteği ile gerici basında hoşgöruden eser kalmamıştı. Kimi ilerici yazarlann herkesi sağduyuya çağıran gayretleri havaya uçuyor, ortalıkta bir kördövüşüdür gidiyordu. Bana da geliyor! Gddiyet Telefonla nasıl konusulmaz?... Telefon idaremiz her yıl ya da altı ayda bir yeni telefon santralları getirerek eskilerl or tadan kaldırıyor ve bir cok tele fon numarasının değışmesıne yol açıyor Yeni santrallar getir tıldiğinde eskilerin de korunması böylece telefon sayısının artırılması gibı cözümler «akla uygun» olduğu gerekçeslyle te lefon idaremiz tarafından pek ilgı görmüyor Geçen gün bir hastaneye telefon actım Santral olduğunu sandığım kızdan arkadaşım olan bir doktoru bağlamasını istedim Doktor burada yok. diye yanıt verdi Acabo nerede bulabilirim? Herhalde hastanede. Pekl orosı neresi? Burası vergı daıresi! özür dileyerek telefonu kapattım Bu kez 01'e telefon actım ve hastanenin numarasım istedim İstihbarat görevlisl bayanın verdiği numarada elektrikli ev oletleri satılıyordu Bu yüzaen doktor çalıştırmayo ge rek görmemişlerdl. Fakat mağazanın sahibi hastanenin teiefonunu biliyordu. Mağaza sahibinin verdiği nu marada karşımg hastane telefonunu gecenlerde devralan ve bu yüzden kocasını Bakırköy Akıl Hastanesine yatıran, konuşkan bir ev kadını cıktı. Cok soran olduğu ıcin hastanenin yenı numarası aklındaydı Verdiği numarayı cevirdim ve hastaneyi düşürebildim Bu sefer de doktor arkadaşım yerinde yoktu Evinin telefon numarasım istedim santral dan ve aldığım numarayı cevirdim Doktoria konuşmak ylne mümkün olmadı amı uzun zamandır telefonla aradığım ve bir türlü bulcmadfğım baş ka bir arkadaşımla konuşmak fırsatını elde ettim Konuşmo bittikten sonra ye niden doktoru aramaya koyuldum 01 kayıtlarına göre doktor arkadaşım.n telefon numarasındo bir cenaze tevazımatcısı calışıyordu Numarayı bilml yordu ama yine de bano yardımcı olmaya ca'ıstı ve gerekir se doktorun işini kendisinin ya oabiieceğini söyledl. Bu şekilde süren araştırmalarım sonunda doktorun evindek! telefonu caldırabildim Ne yazık kj arkadaşım evlnde de değildi Eşine evimin telefon numarasım verdim ve gelır gel mez beni aramasını rica ettim. O gün akşama kadar telefon Köy yerinde, kücük eğlence'er bulmazsan, gelmeyince ertesi gün kalkıp bayram da oisa gurı geçmek bilmez. Arıfe haydi hastaneye gittim Söyledtğine göre arkadaşım eve geldik neyse: onun bunun koyununu mmcıklarsın, kıvırten sonra bana telefon etme cık mı, dağlıe mı bcıkar oyalanırsm... ilk gün da ye calışmış fakat istanbul'da konukomşuyla bayramiaşır... Yaşlıların dalına bayaşayan herkesle konuşmayı başardığı halde beni bulamamıştı. Verdlğlm numarayla evlmln numarasının birbirlni tutmadığını sövlüyordu. Denemek için eve telefon ettim Karşıma çıkan mahalle bakkalı telefonu yenı aldığını, bu yüzden bizim numarayı bilmediğinl söyledl 01'le vaptığım konuşmadan elime gecirdiğim telefon numaramdo Ise tanıma dığım bir abone oturuyordu ve bir rastlantı sonucu evimin numarasım biliyordu Verdiği numara gercekten doğru cıktı. Karımın seslni du yunca oldukco rahatladım. Fa kat karım pek rahat değildi. Cünkü sabahtan beri kendislne telefonla cicek ısmarlanmasından bıkmıştı. Nüzüllü! sar şakalaşır; gençlere büvüklük taslar... dalaşırsın! Sonra?... Beş gün bu? Oturmakla bıter mı? Bayramın ikıncı günüyaü... «Kahveye çıkcyım da kağıt oynayanlara bakıp eğleneyim...» dedim. Kapıdon girdiğimde, herkesi Selman Dayı'nın oturduçu masaya üşüşmüş buldum... Cevresindekiler, cHa gayret...» diyerek Selman Dayı'yı coşturuyorlardı!... Selman Dayı, arkası kapıya dönük oturuyordu. Patates gibi, yamru yumru kulakları mosmor olmuştu... Pehlivcn adamdır Selman Dayı... Güreşmektsn kulakları şekil değlştirmiştir. Köyde. bileğini büken çıkmaz. Genci, yaşlısı kim olursa bilek güreşinde kolunu yatırana rastlanmamıştır! Merak ettim, kalcbahğa sokuldum. Bakalım, gene kimin kolunu masayc yapıştıracok? Fakat, karşısında kimse yoktu!... Selman Dayı. masanın üzerindekl bir toplu Iğneyl sağ elinin ikl parmağîyla almaya uğraşıyor... başaramıyordu!... O, mengene gibi parmaklar, masadaki Iğneyl tutup kaldıramıyordu! izleyenler: fOlsun... Gecen hafta hlc oynatamıyordu parmaklarını... Maşallah!...» diyorlardf. Birinin omuzunu dürttüm: cHayrola?... N'oldu Selman Dayı"yo?...» fHaberin yok mu?» «Yoo!...» cSağ tarafına nözül Isabet ettl... Gene lyl atlattıl... Yürüyor... Dolaşıyor... belll bile değll. Ama, parmaklannı oynatamıyor! Olsun, buna da şükür...» Vurol SÖZER Yalçın PEKŞEN Kanm. tPazarları da tıraş ol Mahmut» diye tutturdu! Perdelerl kapayıp, kuytu köşelere oturuyor. Bakışları değişti. Göz süzüp. lc geciriyor. Erkek bakımh olmalı. Kendine şerma porp al Mahmutcum... Evde bulaşık, camaşır dağ gıbl birikti. Kim yıkayacak bun lcrı? Oturduğu köşeden kalkıp, tYoksa şarkı mı söylememi istiyorsun?» dedl. cOtuuuur Türkân Allahaşkınaaaa!» diye bağırmışım. Kolları sıvadım. Mutfağa daldım. Şerma Parp'la tıraş olan bir erkek, bulaşık yıkar şarkı sövleyerek. Son çünlerde havası lyice de ğişti. Göğsü acsk e^biselerle ba! kona cıkıyor. Emmanuel koltuğuna oturup, «lııııh.. Oooooof.. Stccoaaak.. Mahmutcum yanıma geeeeel.» gibi anlamsız sesler cıkarıyor. cöp beniii.. Gecsn gün iyi tıraş oiamamıştın SakaNarın battı.» Botmış olamaz. eSırdaş hesabım var» bankada. «Pazar günü bakkallar kapalı» SiTidi anlıyorum karımın neden. «Pazarları da tıroş o!» dive tutturduğunu. Cumartesi günunden bir kaso birayı alıp, Sermo Parp'la sinek kaydı tıraşımı cekerim. O da bana tavuk pişirir. Su fırını tyi k| aldık. Aramızdak! anlaşmazlık şıp dive bitti. Komşulara sesleniyor: Kocam bano âşık! Tovuğa karşıhk monto Istlvor. Biraz fazla ama bir kasa Mefes'l cektikten sonra gözüm dünyayı görmüyor. Sırdaş hesabımın faizini osşin cekip mon toyu alırım. Kendiml hlc lyl hlssetmlyor rum son günle de. Neler söylemeve başladım.. Yok. yok sac malıyorum. Bana da c/sllyor gallba? Umur BUGAY YASAL BtR DEĞİŞİKLİK VE GETİRDİKLERÎ... asına bir çeki düzen vennek amaciyle olacak. Milll Birlikçiler 1960 yılının aralık ayında Basın Yasasının bir maddesini değiştirdiler Bu değişikliğa göre gazetelerde Yazı Işleri Müdürlüğü yapacak kişilerin en az lise çıkışlı olmaları gerekiyordu. Madde değışikliği ile ortamda hiçbir şeyin değişmeyeceği besbelli idi. Bir kez gazetecilik, hekimlik, avukatlık, mimarhk. mühendisLik gibi mutlaka özel öğrenim gerektiren bir meslek değildi Her şeyden önce özel yetenek gerekirdi gazeteci olmak için. Yetenek olmadıktan sonra öğrenimin ne gereğj vardı? Yetenok de çırakhktan başlayarak meslekte adım adım ilerleyerek kendini göstertrdl B Aynca değiştirilen madde Anayasaya ve insan haklanna da pek uygun sayılmazdı. Anayasamıza göre ilkokul çıkışlı yurttaşlar milletvekili, bakan başbakan Cumhurbaşkanı olabiliyorlar. devletin en yüksek. en sorumiu katlannda görev ala biliyorlardı da neden bir gazetede Yazı Işlerj Müdürlüğü yapamasınlardı? Olayların kökenine inmeden. paliatif önlemlerle toplum düzeninin korunamayacağı ortadaydı. N'itekim o günden bugüne bir çok yasa maddeleri değiştirildi, yenileri çıkarıldı. Kaçta kaçmın topluma yaran dokundu dersiniz?" VE YENÎ BİR UNVAN DOĞUYOR ralık 1960'da yapılan değişiklikten sonra Cumhuriyet de kend. yapısı ıçinde bilimsel bir değişiklik yapmak zorunda kaldı. Yazı Işleri Müdürümüz Cevat Fehmi Başkut, Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşamını çalışarak kazanmak zorunda kaldığı için lise öğrenimini tamamlayamamıştı. Sonradan (hasbel kader) girdiği Babıali'de muhabirlikten başlayarak yetenekleri sayesinde Yazı Işleri Müdürlüğüne dek yükselmişti. Ağırbaşlı. dürüst. görevine bağh. mesleğin inceliklerini iyi bilen çalışkan bir arkadaştı Cevat Fehmi Ondan aynlamaz, onu feda edemezdik. Şöyle bir formül bulduk: Cevat Fehmi yerinde kalacak. aynı görevi yürütecek. ama gazetede bir başka arkadaşın adı Yazı Işleri Müdürü olarak görünecekti. Yasa basın suçlarında Yazı Işleri Müdürünü d e sorumlu tuttuğundan, yayınlanacak haber ve yazılar hakkında o arkadaşın onayını almak kuşkusuz meslek görevimizdi Bütün arkadaşlar Cevat Fehmi'ye güvendiklerinden bu konuda bir güçlük çıkmadı. Lise çıkışlı arkadaşımız Ömer Sami Coşar Yazı Işleri Müdürlüğü görevini üstlendi Bu arada ilkin Cevat Fehmi'ye sonra da bütün gazetelerde üst düzeydeki yöneticilere bir ünvan bulundu. Şöyle: Gazeteyi ziyarete gelen bir meraklı, Yazı Işleri Müdürümüz Ömer Sami Coşar'la görüşürken sormuş: «Peki, anladık. siz Yazı İşleri Müdürüsünüz. o halde Cevat Fehmi bey nedir? Ömer Sami'nin yanıtı.«Cevat Fehmi bey Umumi Neşriyat Müdürümüzdür.Böylece o güne değin bilinmeyen bir unvan yaratılmış oluyor, daha doğrusu asıl Yazı Işleri Müdürü görevini taşıyan arkadaşlar basın suçlarıyle ilgili konularda cez,a görmek tehlikesinden de kurtularak bir kademe yükselmış oluyorlardı. Yasal Yazı Işleri Müdürleri de Umumi Neşriyat Müdurlerinin denetimi altmda çalışmak duramunda kalıyorlardı. Yeni gelişmeyi pratik bulduğu için beğensn Abdi ipekçi kısa bir süre sonra ünvanı öztürkçeye çevirdı. Genel Yaym Müdürü olarak Milliyet'te kullanmaya başladı Gercek sorumlu gazete yöneticileri de daha bir ferahlığa kavuştular. A Doktorun Yeri Ali ile Veli Enflasyonya yönetiminin ikl büyük temell. Oturur koltuğa biri Bir seçim yeli eser, yuvarlanır tepetaklak, Fırlar koltuğa dlğeri. Kahrolsun AJi, yaşasın Vell Enflasyon, devalüasyon, örovizyon Çıkü Veli indi A1L Ali. Ali yaşaşa; Veli Veli Başaşal Ali indi koltuktan, çıktı Veli, Veli girdi sandığa. çıktı sandıktan Ali Ali'nin iktidannda sovan kuyrukları, Sarmısak kuyrukları, Velininkinde Ali'nin iktidannda 30 ölü bir günde Saatte 25 ölü, 5 yaralı ötekinde.. Koltuk neüzübillah dedi Ali'den ÎHallah! dedi Veli'den sandık. Koltuk ve sandık söylendiîer birden: « Alilerden, Velilerden usandık!» Ama ne Ali bıraktı sandıgı. Ekonomi Para Plejik! Ne vazgeçti sandıktan Veli.. Kurtarmak için ekonomiyi n'etmeli? El kapulanna el açmaktan ötüru Nasır tutmuş bizimkilerin elleri, Etek öpmekten aşmmış dudakları, Popo yalamaktan kurumuş dilleri Açmışlar ellerini sonunda Tannya • Göklerden bize DOLAR gönder, diye» Tanrı acımış hallerine bizimialerin Şarap dolu birer testi göndermiş her blrtne. Ve mali yardım olarak bir metelik fırlatmıç Davranıp kapıvermiş meteliği Vell (Devlet, özel sektörün yetersiz bulundugu yerlerde yatınm yapmalıdır ki ekonomi, tüm üreticı güçlerini üretim alanma sürebilsin J. Maynard Keynes) Tanri: Haydi kabadayılar göreyim sizi, Kalkındınn özel girişimle ekonominizil Enflasyonya'nın yatırımlan Tann eliyle gerçekleşmiş Sıra ekonomlnin hızlanmasma gelmiş. Arz talep, üretim, tüketim, dışalım Koşalım liberalist ekonomiyi uygulayalım.. Rikardo, Adem Simit, John Maynard Keynes, John Wayne, Ken Maynard, Buck Jones Iiberalizm yolunda alkışlasm bizı herkes« Kızışması için ekonomimiz Üreümden önce tüketimi köruklemeliylz ABZ'ı yaratan TALEP'tir diye Ali. Tannnm gönderdigi meteliği toslar Veliye Veli, testisinden bir bardak şarap verir Aliye, İlk satış uygulanmıştir böylece. Sonra Ali verir meteliği Veliye Bir bardak şarap satmalıp içer Veliden Sonra Veli verir meteliği Aliye Bir bardak şarap alıp içer Aliden Ve sürer testilerde şaraplar tükeninceye dek bu ahşveriş... Metelik kâr getlrmez bu değiştokuş Haydi Ali, haydi Veli, işin iş!.. Dr. thsan ÜNLÜEB GEÇİCİ BİR BUNALIM ncak bu değişim Cumhuriyefte geçici bir bunalım yaratmaktan geri kalmadı. Cevat Fehmi Başkut yenı unva niyle eski görevini sürdürürken bir gün Ömer Sami Coşar'in tepkisiyle karşıiaştı. İstihbarat servisini ilgilendiren bir sorunu Cevat Fehmi kendi ölçülerine göre çozümlemek isterken Ömer Sami buna başka yol düşünmüştü Tartışma biraz uzadı. Ömer Samj «eğer Yazı Işleri Müdürü isem yetkilerimi kullanabilmeliyim» diyor, Cevat Fehmi ise adım değişmekle görevimden aynlmadım» diye diretiyordu Iki arkadaş arasmdakj anlaşmazlık tüm istihbarat servisine yayıldı ve yedi arkadaşın birden Cumhuriyet'i bırakmasiyle sonuçlandı. Bunlar arasında Ömer Sami'den başka Noyan Yiğit. Kazım Kip ve özellikle Cevat Fehmi'nin çok beğendiği. güvendiği Vasfiye Özkoçak da vardı. Bir ünvan yüzünden patlak veren bunalımı çok şükür kısa zamanda atlattık. A YARIN: ALKIUÇ OLAYI