15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
î K t jnya Inscn Haklan jjze nd9 bsvura •'9''! duşunceıer uret.yor Burtıar sıycso fs'seteCHesının kuramlarının duşun oyjnlan, duşun cambarlıkları olarok ka mıyor da .. Yenl düşunler yaşoma ınıyor, yaşamı etkılıyor Yaşcm zorluyor ve Insan Haklorı Öğretısmın (doutrınının) yenı urunlerı, yoşamın zorunlanndan çıkıyor. Boylece ds yaşamın kendısıni oJuşturuyor. CUMHURÎYET 21 NÎSAN 1979 D r c Sivasal özgü l0k ka •ramına aelen üCÛncu boyut, onu, sı,asal cusuPler a.anırda Sı.nırsızhğa goturen boy'uttur Sıyasal düşün nedır^ tSıyasal ıktıdanın bir grupca eWe edılmesıne 'kullanılmasınal bü tun sıyasal guclerce denetlenmesıne değg.n butun duşunlerdır. Bjniar, «ıktıdar mevkıı» ıle ılgıiı olauğundan kendılenne cok önemlı venler hak ve ozgurluklerdır. Sıyasal rrrs uyandırıcı nıtelıktedırler. Sıvasal ıktidarı elıne geçıren. ne bahasına oıursa olSün, onu, Cırokmak ıstemez. otekıler de ne barasına oıursa oısın, oru elde etmek ıster Bu yuzden acımasız bır catışma olur Iste bu cotışmayı dengeye ve bar^ ıcı de tartışmaya donduren hüsus. «sr,osal dusur ce.erın sınırsızlığı boyutu^dur Duşun, sıyasal da olsa ocık ve hemen or tsya cıkacck olan somut bır tehlıkalı eyleme donuşmedıkce smırsızdır Şu arlamda kı sıyosal ıktıdar olgusu ıcın uretilrnış o'ai her duv şun serbesttır. onun bıld rıimesı de ınnlenmesı vayılmosı serbestîır ve makbu'dur Bu s vasal ajşun uzennae sınıtsal ve ıdsoioık nıteltkte bıleşme ae geçeııdır 'Tuieberarı ve de, böyle bır bırleşne lcınds sı>asal u'ıdarı elde etmeğe yonelık bortssal evle^nler de ıreş'u dur (Cunku, bu^lar hıc bır zaron acık ve hemen gerceklesecek bır tehliKe olusturmazlar) Turkı/e dekı dJ uT.a ge'mce DeTisk kı reıımsel tercıhe yurtdaşın katılışı snıfiann sı/asol ıktıdara tal'D oiuçu sıyasal duşunun sınırsızlığı sıyasal czgurluqun ıcerıg ne gırmıştır ortık Boyle olunca Anoyasanm 1971 1973 değşıklıklerı, bır sıyasal ozgurluk duzenına s.ğmaz 141 ve 142. maddeler, bır sıyasal ozgurluk dunyasında yer alıraz Kücuk part'len sıyasal ıktıdar savaşın^ında aaha baştan enqel leyıp demokrosıye sınıfsal katkıyı ve genışlığı yasak etrrek cogu'cj bır sıstenın sıyasal ozgurluk alanını doraltır. öyleyse 1971 ve 1973 değışklıklerı ıle re|\ml yurttaşlorın belırtmesı sjrecme tes duşen sapmalar, djzeltılrıelı ve bundan sonra*ı Anayasa değışmelerı bır «kurucu ıktıdar>ca yap 'mo yolu açı'malı Sıvasal duşune sınır getıren 141, hemen kaldırılmalı; karşısındakı ozerınde bır zorlama teskıl etmerrek uzere yopılacak bır sıyasol du$un ıletışımım or.ieyen 142 de, hemen son bumalıdır Ve hele kucuk sıyasa! partılere en buyuk, en etkın en doğal syasal duşîın uretme, sıyasal eyiem olonağı sağlamo alanı ve mekanızrrası olan Pa'lamen lonun kapısını kapamoya eylemı olan son secım tasansının sıvasal ozgurluk geiişmelerıne ters dusen hukumlerı ayıkicnmaiıdır r n 1 r ooluculu^un Gerçegı O^L sorunu yenl b r o'ay değ ! 1925 Sevh Saıt İsyanı nt anımsayınız Emperyallzm i O'duian ^enıigıve uğravıp ortak duşman uzaklaştıkton sonra b r mazıum u kede .c catışrıaiarın cıkması doc5alcr B'nncıl celışkı cozurr endıkten sonra, ıkıncıl ucuncut cel.şkılerın hesaplaşması başlar Bag.Tisız Cumhunyet kouidu'tGn 'kı vn gecmeden Do§u ıî>erımi2de Ing I z kısKırtmo€'.>ria POÜOK ve e i başkcldırmo eylemı sert ve kaniı ycntem'erie bastırılmıştı 1950'den bu yana Doğu'dokı Şevhlık düzenı cok partılı renmle oıduğu gıbı par'.Grrentova yansıdı Meciîs'tekı scndclyeler. Doğy nun buyuk cğa an ve aşıret reıslen crcs.nda kolayca pavaşı.dı Ne var kı aradan ceyrek yuzyıl gecmı$. kapıtalıst gelışne Doğu ya da yansıTış. too umsal btr değ'şım gercek'esmışt!' Bu değısımie b'rhkte Kurt sorununun >enı bo^ut'ar kozanTcası doğcld r. önce, «sıyasal ozgürluk» kavrammn ıceıği uzerınde, tenelde bır anlaşma/a van'mıştır Bunu kısaca teme aekı en kaim ctzgısıyle bs.ırtmek ısterseK sı/asa! ozguriugun temeldeKi vsnı algısı <ıdrak.> şoyle gosteıiebılır «Sıyasaı < tıdarsı kurmado ve ışletmede bıreysel hal•n >e . 111 gınşımı sakiı tutmakia bırlıkte. «reıımse tsche kaHış sıyasol ıktıdarı «smıfsaHıga aa,> y,s>\ «sıyasal ıktıdorla ılgılı duşünlerds S'nırsızlığa acıliç» Şımdıye değın sıyosal hak ve özgur'ukler şu ıdt, yer/uzunds var o!an bır sıyasal «opumo 'de/ıate> uye olma. bu sıfatla yereı ve gsne vonet.mı kurup ışletmek uzere secms ve s e c ' n e hoktarını kullanış. kamu hızmetenne g r~ıe vergı odeme askerlık yopma koşu.lar .v da sşıtiığe sohıp oiuş, kamu hızmetıer mn ışleyıs ntien yakınma (şıkayet) olanoğına san.p o'uş... Siyasal Özgürlükte Yeni Bovutlar Prof. Bahri SAVCI yiTİsvecek olanlan secer hatto uiusol 'Ster.cı de',ımieyıcıler orasma gırer, yanı seci'ir. Secipseçnerek uiusal ıstenç ıcınde yer alobılmce, merrurluk. vergı askerlık. dılekce sozcuklerı ıle devımlenen otekı s.yasal ozgurlukler, sıyasai yu'ttcşt.ğın hoklarımn ayrılmaz bırer parcası r duruTuna gırıverırle Bu yüzyılm ıkı tane Dunya Savaşlarıno kadar durum budur Bu ıkı olay sıyascı ozgurluk kavramına «sıyasal partı» denen olguyu, boyutu getırmıştır Insanın o zamana kadar. devietın Dir kurucu ogesı o ma hakkı vatcı lyurttaşı k| Egemenlığın sahıbı ulusun bır uyesı sıfatı ıle. egemen ıkt ciarı somutlaştıran «sı/asal ıst.don» k j r i ı a ya kotılma hatta bızzat «sıyasal ıktıdor» oima oz guriuğu vardı (secmesec'iıp ıktıdor olma hokion) Şımdı bunlon. eylemsel olarak etklnleştırev bılnek ıcın daha yo gi"i etkın bır voıla gercekleştırebılmek ıcın «sıyasol portı» kurmok hokkı aoğmuş. aslında gelıştır Imıştır Böylece sıyasal özgurlukier kovromı genışlemış gıoı olmLştur Fckat kavram butun boyutlarını kazanarak somut bır butunluğe kanımızco henüz vorcmnmıstır. Bi' boşka devi"m'e coğımtztia stvasol özgürv luk. «slvasai reı rr.mı belırtme» ışle ı c'ma doğrultusunaa bır boyut kazanmıştır BLHU aa, yurt1 * 1 1 1 tartışması ve onu duq'Joiıe,cn c ' kjru 05 0 1 1 cu ıkt dar ve reterandun be ırtır Reıınsei terohımız boyle vapıımazsa, demokratiK olaak Celıreıremış olur b Sıyasal ozgunuk bır de ts'vasol IK'Idar>ı, sınıfsaluga dayamanın demo<'ası eştırılmesı üe yem bır bovut kazanmıştu Lıberal Fransız devrımıvle bır u kedek <5i yasa' ıktmar» (dıkkat edılsm ulusai egemennk, L'lusol egernenl'ğın kendısı değıl, ontn bellı ve sıntriı b.r sure ıcınae be'lı sıycsol kuruljslarca kulıanılmo gucu ve olgusu aniaTinda omak uze 1 re JS/asal ıktıda " denen C L . I I zT.ei bjrıu'a sınıfına rnal edılmıştl Yönetme gucünun, yanı ulusai egennenlığın bellı somut bır o!gu halınde, bellı bır surece somuı sıyasal kuruluşıarco Kulianılma gucunün bu burıuva sınıfımn partller'nın tekelınds ka'ması. artık caız değ Idır Boyle bır s steme, ya da g dışe, art.k demokrası denemez. Demokrası olabılmek ıcın a'tık, ulusai ege menl ğın donemsel olarok. somut S'ycsal ku ruluş'ar elı ıls kullanılmasmı. otekı smıf ar uzerıne de kaydırmak gerekmıstır BuriJva dışın dakı otek^ smıflar. vanl lıberal vo da fanatık ırkcı ontısosyal nıte'ıkleriyle temelı sermaye kombmezonlorına dayalı sınıfların dı$ındakı 6tekı sınıflor, «emek» uzerme dayalı olanlardır. 1 Işte gunumuzdekı sıyaso özgurlük kcvra mı, egemenlığın. «sıyasal ıktıdar» olarak kulicnılışma. bu emek sınıflarının da etkı sosyal denetım ve katkı getırmesı onlamınaa bır genışlığe kavuşmustur ve sonunda. sıyasal ıktıo bu emek S'nıflannın sahıp cıkmava talıp oiuslorı anlamında bır boyut gelmıştır D Neden doğald.r'? Bi'TTi bu sorunun yam'ını \enr Mıllıyetci ak mlor. butun cunyada kooıtalizmın ge' smesıvle uc verrnış. burıuvo devrımnm F3nso da pat omasıvla yeryüzune sıcramış Osmanlı Irrparatorluğu nu ao sarnışt.r. Once Imparatorlugun Hırıstıyan kesm nde (Bulgarlar Rumlar Ermen'ler vb) ulusculu< b.lınclen1 mesı boşlamıştır Yahuaıler. soyisa bak'mdan cok oz oıduklorındcn mılliyetcl odak yaratamadılar Osmonlı de.'letının tıcaret burıuvozısını olusturan Hırıstıyan nıllıyetler Batı'vla ılışkılerı sağlad.kıanndan Avrupa dakı akımlardan kolayca etkılenıyorlardı Musıuman kes'mde ıse Tjrk'er, Araplor, Kurtler. feodal ılışKile' n beşıgınde uyukluyorlardı Turk aydın,orında u'usol bılıncın ış.ması bu nedenle gecıkmıştır. Ayrıca «Yurt ve Ulus» kovramlan Osmanlı ıcm başka, Turk ıcln baska anlom taşıyordu Osmanlı icm «mülk» vardı, yurt ya da vaton değıl Padışohın ıtebaası> vardı, ulus değıl Mıllıyetc l«k akımlan Osmanlı ıcın «bolucu'uk» demektı ve devlet yıkıcılığı anlamına gelırd. Ama tarıhsel gıdışın onune gecılemezdı Imporatorluğun tum halklarım bağımsızlık (o doneme göre ayrılık! cılıkl akımları sardı Turklye'yı parca ayan «Sevr Anlaşması» emperyallzmln «Böl ve Yonet» polıtıkasının belçesıydi Bır Mustafa Kemal cıktı, bu oyunu bozdu Anadclu'nun bağımsızlık savaşmdo Turk u'usculuğu aa gsr1 cekleşt . TCrkıye Cumhurıyetı kuruldu Bu tarıhsel olay «Ücüncu Dunya»nın do başlnngıcıdır O donende Araplan ve Kürtlerı bağımstzlik akımları henuz sarmamıştı, 1925'tekı Seyh Saıt İsyanı, ingılız emperyal zmınln o\unudur, genci mıllıyetcılığın bıle deö'l gerıcı d.nsellığ.n nıtelıklerınl taşır. • İkıncı Dunva Savaşı'ndan sona âlken z komprador sermayecılığı surecme gırdı. Dışa bağımlı kap'talizm polazlandıkca «cağdaş mıllıyetcılik» veya <anti emperyalıst ulusculuk» şıarı yenne. gericı. ırkcı şoven akımlar guclendı Ista şımdı Doğu sorununda «aynlıkcılaru beslıyen bu »ersıne oluşumdur 1970'ler dünyasındo ve Türkrye Cumhurlyetı'n'm moyası sayılan Mıllı Mısak (Ulusai Ant.) cercevesınde bu oıaya nasıl bakılmalıdır? Ortadoğu harıtasını yenıden cızmek m! gerek f> Eğer yeryuzundekı devletlerın sınırlarıylo oynamak olasıysa, Balkanlar'dan Sovyet ve İran AzerboYcanı'no ve Ortoasya'yo degın yenı bır Turkıye hantası cızmeye hak kazanırız Kürtlerın yaşadığı toproklar, bu «Turan»ın kıyıcığında mınyatür gıbı kolır. Ama. havır. Boyle duşler, genel mıllıyetcılığın propagandasıdır. Coğımızda her uiusol sorun, antı emperyalıst acıdon ve her etnık sorun. sınıfsal acıdan ele olınmazsa emperyalızmln okmeğıne yağ surulur Ttırkiye'de 1 Ayrılıkcılığa. 2 Gephecılığe 3 Mezhepcıl.ğe hayır dıyoruz Antı emperyalıst dsmokratık devrımcılığın sınıfsol ıcenğı ancak boyle sağlanır, halkın kurtuiuşu ancak boyie aercekleşır ••• Evet slvasal hoklar ve özgurlukier, uzun Süre bu kodor basıt crlaşılmıştır Asimda bu s'yosol hak ve ozgürljkier, o kadar sudon şevler değ'idı Bunlan elde etmeK r lcın bın Ame tka'do, oburu Fransa'da. ıkı koco devım yopılmıştı. O zomanlaro Kadar, Doğu'da da, EDÎI aa da devlet «Tanrı mulku» Idı. Yeryuzunde do b r "hânedan»ın patrımuvanı (mulkıyet>) ıcınde ıdı Devlet, ınsandan onde geen bır hjkumranlık >dı. Insan ona onun egemen gucune ancak bağlamlı UâbO olabılırdı Bu egemenlık tan'i mulkınde bır tanrı gucu olduğundan. .nsanın, yurttaş olarak onu kurmcsı, ono katılmasp soz konusu olmazdı Tanrı mulkunde. tanrı gucunun yeryuzu orgutlenme olgusunu oluşturon memnrluk. askerlık, vergi Oıaylon, taht ve soylııiorın ayıcalığı. tekeiı temetınde duzenlerırdı Tanrı ıstencnın dradesmırO veryuzu belrgenmesı ftecellsı) olan devlet ışlemleond e i yakmTia da duşunulemezdı Özellıkie 1789 lıberal Fransız De>'rım Devıtın kendısinı. bır yeryuzu olgusuno donjşturmuştur Bıreyse! hakiorla. ozeliıkle sıyasaı ozgur luk erle, ınsan artık koku Tonndan aelen b r huKumranlığın bağlamlısı değıldır, ozgur bır yurt tostır Yonı ton'umıjn ozaur ıstençle ıneket et fcn bi' üyesı, toplumun bır kurucu • oluşturucu oğesıdır Bu sıfatı ıle yonetıcı istencı lcmd e ver alıcmır. Bır başko deyımle, ulus ıradesını de ••• Kanımı?ca boyie bır bütunleşme (yukarıda gos'erdıgımız uze'et s yasal ozgurluk kavramına, uc venı boyutun gelmesıyle soTiutlaşmıştır. Şoyle kı a Sıvasal ozguiok kovromt önce ülkenın S'vasal reıımını belırtmeğe katılış boyutu kazanınca samutlaşmıştır B>r ulkede. sı.'asal re,ımı ekonomlk çosvol oluşum belırler Ama bunun kalın cızgı'e'i. kıvamı yurttaşlar arcsında. onların. .cırde oturoı>klor, sınıfsal k^tagonlar arasınia gecsn bır tartışma va onu duğumleyen bır kurucu ıktıdar o/laması (btr refercrdum) be'ırtır nen Aranıızda.., OKTAY AKBAL Evet tu'Tüş oturağıno duşünür durur. Bır sıkırtı ıcındedır Ugroşır dıdınır, yarorsız Sonuc yok Yıne uğraşır Yumar gozünu, dışlerınl sıkar Bekîer Sonuc yok Haydı bır doha Bu kez tamom Olmuştur Gelmıştır beklenen Bunca coba sonucunda rahata huzura kovuşrruştur Guler yuzu. duşuiur: «Mutluluk bazan ınsanın yaşadığını duymasıdır.» O i' suredır uzennda tartış'lmakta olan Unıversıteler Yasa Tasorıs1. yeterınce l > gjnlaştığı gerekcesıyle yasalaşmak uzere Mechs'e sunulrruştur Bu Tasarı'nın vuksek oğrenıme ılışkın sorunlaro yonıt getırebılmek vs ulkemızde suksek oğretm veren tbra k j ruluslcrı yenı ve ortak bır dıjzenlemeye kavuşturmak ari3cıylo hazırlandığı bıtınmektedır Ancak sozkonusu Yasa Tasarısının Mecns e sunulan bıcımıyle yuksek oğrenım bunalı mına koklu ve kolıcı cozumler getıreceğı çok kuşkuludur Bunun başhco ıkı nedenı vardır. Bırıncısı, yuksek cğremm sorunıarının oncak bır bolumuyıe Unıversıteye ılışkın olmas dır Gercekte yuksek oğrenımde karşılaşıian ve gunümuzae ge nış boyutlar kazanan sorunların önemlı Dır kesımı. Unıversıte dışındakı etkenlerın j runudur. Bunlor orosında te< doğrultulu, kuramsal nıtelıkh, ulk9 gereksınmelerıne uygun düşmeyen tum eğıtım sıstemnden baş'ayarok yapay bır oğrenım ıstemıne. dıplomolı ış sızler voratan pıansızlığa degın değışık ve cesıtli etkenler den soz etmek olanaklıdır. Bu nedenle, ılgıll etke'o. r*rn t l le yecek onlemler alınmadıkca, sait Unıversıte've vonelık duzenlemelerle soruna cozum getırılemeyeceğı onceden söylenebılır Yuksek öğrenım güc'ukler.nden b,r kesımmın bu clanda on de gelen ve en eskı bır kuruiuş olarak Un versıteden kay noklandığı do bır gercektır. Bunlardan en başta geleni, ozyonetım olanaklarıyla do natıimış olan unıversıtenın, top lum karşısında olduğu gıbı, kendısmı bır cıkmaza surukleyen sorunlar karşısında coâunluk'a suskun ve ıslevsız kal masıdır Klas k Ünıversıte, gele neksel bıcımlenışmden oluru, genel eğılımıyle toplumdakı d6 nn değısmelere yabancı koldığı gıbı, kendı ışlevıne ilışk.n konularda da yeterlı etkınlığl gosterememıştır Bır kac ornek dışında, uİKe sorunları ve eğıtımsel konulara ılg sız kalarak bu alanlarda yol gcste r ıcı cimak, calışmalarmı cağaaş gereksınmelere uyar layarak değışen koşullara gore kendmı yenıiemek olanağı b j lamamıştır. Bu özellık temelını hıc kuş kusuz unaersıtenın kuruluş ve ışleyış bıcımınde bulmuştur.. Medrese temellerı uzerınde ge leneksel Batı Unıversıtelerı ornek al'norak gelıştırılen bu ya pı, bılım ve kuitüru, eskı cağlann Lonca sıstemıne benzer bır b.cımde kotı kurcl.ar ve hı verarsık dereceler duzenıyle sı nırlarrıştır Akcdemık degerlen d rmede boşanaan cok vaş, kı aem, unvan vb gıbı gelenek sel olcutler ko/an ve yonetıcıle n yenı kuşanlar uzerınde her turlu yetkıyle donatan bu sıs tem. bılımsel yetışme surecnl ustocırak ılışkısına donuşturmuştur. Ünıversıte, bu özellıklerıyle Iç ten ve dıştan gelebıiecek olan yenılıklere dırenc gostererek, kl mı zaman karşı cıkarak değışmeye kapalı bır yapı gelıştırmış tır Kısacası, genel cızgiS'yle Medreseyle olan bağiannı kopafomomıçtır Bu durumun ılk sonucu toplumun degışen koşullan KO'S< sınaa venı bılgıler, deâerler v» davranış bıcımlerı arayan U i l versıte genclığı ve/a genc ku şaklann. Unıversıteye Sirtını B Getirdikleri, Götürdükleri UNİVERSİTELER YASA TASARISININ OLUMLU BAZI YENİLİKLER GETİRMESİNE K.\RŞILIK, ŞAKINCALARLA YÜKLÜ HÜKÜMLER DE GETİ31DIĞİ KANISINDAYIZ. . Hastet Soyoz'un Kuçumen'ı boyle felsefs yapar oturağmın ustunde. Nıce «oturoklı» kışının duşunemeaıgı. ulaşamadığı bır sonuca varmıştır. Evet, yaşadığını duymoktır, mutluluk Ister oturan ustünde. ıster daho başka bır yerde .. bır oh cekmek bır sonuca ulaştiK aemek... Hasıet'ın cızdığı şnrlı oyku'.erı ılk karşiıaştığım gunden berı sevdım, ızledım Bır suredır gazetemızde KUcumen ın gundelık seruvenlerını bırlıkte yaşamaktoyız Bır kac cızgıde, kucumenlerm yaşama, bugune kendı erıne. daha do cok bız buyuklere bokışmı duyuyoruz, antıvoruz Kımı zaman acı acı gulu/oruz kendı halımıze Bız «buvukler> cocukların gozünde kom k durumlara duştuğumuzü bıl^bılır mıyız. nerde1 B Isek davranış'arımızı aeğıştırırız Cevremızdekı bu ufak ınsanlar bu yasları aitı, yedı. sekız dokuz arasındakı cocuklar bu dunyanın yalnızco seyırcılen mıdırler. yalnızca buyuklerın buyruklarıyie oturup kalkan bılıncsız yaratıklar nııdırlar'' Oy e sanınz, ana degıllerdT Bır cocuk bır evrendır Hasleî In Kucumen ı oe bız büyuklere dılını cıkanyor ışte1 Kulağını çekıyoruz. kulağı uzuyor. Yıne dılını cıkanyor. Bu kez otekı kulağını çekıyoruz. O do uzuyor, ıkı uzun kuloklı bır cocuk .. Bu kez nanık yapıyor ellerını uzun kulaklanna dayayorak Nanık sızlere, nanık sız buyuklere1 Bı seycık anlamadan «herşeyı» anladıktannı scnonlara!. Hasıet Soyoz j n ılk «Kucunnent kıtabı cıktı ABeCe Yayınlan'nda Bır roman gıbı ckunuyor her savfasındokı çızgıler... Dolu, yogun, anlamlı bır kıtap Buyuk konkatur sanatcımız Turhan Selcuk kıtoba yazd.gı onsozde Kucumen'ı şu sozlerte tanıtıyor, daha doğrusu tanimlıyor: • H Soyoz un yenl doğan KLCumen iennden bınsı kız, d'ğerı oglandır. Ikızdırler sankı. Hergun cevremızde pek bol ras;lanan bağırgan cagırgan gurultu eden tep nen koşan. yoksulsa elınde tahta S'lahla, zengm coCLğuyso kapıtciıst ulksleıin ıhracı tankla. ucakıa. tufeke karşısmdak ııı tarayan. vuranladan değıldır onlar Kucumen ler duşunen, goren, nısseden çocuklardır Çevrelerınde olup bıtenlerın, ya".iışların, dogruların bılıncınOedıner Ve bu gerceklerı kendı cocu^su dunyaları ıcmde bozei eıeştırirler bazen verer'er, bazen uzuntulertr.ı aıle getırırler Hedef bu çarpık duzendır, bu duzenın şartlandırdıgı buyuklerdır Yoneterlerdır, annelerıdır babalarıoır oğretrrıenlerıdır. Bu nedenle bu kucumen cocukıa rn osıl okurıarı buyuklerdır » «Boro ne dıye hcngı mesleğı sececeğımı sororlar HPQ' Nasıl olsa sonunao «secım.n kendılerı yapacaklar» der Kucumen ofkeyle.. KendıSıne «buyuyünce sen ns oiacoksın bakım» riıye soran bır buyuğune şu yanıtı vevr, korarıı, guvenlı, ne dedığının bıl'ncıne vararak. «Adam olocaj m» Kucumen'ler hep yalnızaırlar, yapavaimzdrıor Ana Daba TV seyrederken bu yaln zlığı daho cok djyarlar «O/le yalnızım kı> der.er, kendı yalnızIrklanidon guc alıriar Goru'orsunuz, şımdıkı cocuklar bır başka .. Azız Nesın ın o guzel kıtabında yazdığı gıbı gerçekten öa «Ş maıkı Cocuklar Hanka» Buvumus de KUCU muşler sankıi Arra b:z buyukler gıbı bjyurrem.şier daha baska turlu buyumus er.. Olgunluk aenevdon gecme. gercekle'i gorme yetereğı var onlarda Konuşun boyle br kucümenle şasar kalırsmız sızın so.'dugunuz sorulcro verdığ yan tlara Şapo oturtur.ar sızı1 Neler de bıliyor bu vumurcak'? dedırtırler bu kucumen'er Hosiet'ın KuCümen ı de ışte bunlardon bın Yarımn buyüğu o'acagtnı bılan ama cevresınde gorduğu tanıdığı buyukler gıbı cımok ıstemeyen bır kucuk . ıvlutsuz bır dunya sunuyoruz cocuklara Huzursuz bır toplum Tum cıv lerınden ovncrmş bır yapı HaksızHklor. yolanlor acılar, yen'lg lerle dolu bır yaşam . 8uyuyor c^cuklor. aenc oluyor. o zaman k c s ı cıkıvor QU ÖUzene. bu ı$!eyıçe, bu tekauzelı§e O zaman kızıyoruz onlora suc uvoruz'' Nı>, e cma kend, cocjklarımız değıl mı heps ~> Haslet So^oz daha cok genç bır sanatcı Yarını ac k blr cızgı ustas. Evet daha şımd'den usta. Turhan Selcuk dtyor kı «O gercek mızahtan yanadır Cızgısıni ve beynınl bu tur mizaha adomıştır Czgıyl© mızan sanatımızm bu son donemınde so/ısı yuzlerı aşan genc m'zah cızeıen ordusunun en oide gıdenlerınien bınsıdır Hoslet Cok kısa surede cızgısınae konus jnda olaylara bakış onsıraa k.şılığını bultiüs oz rastlon r sarotcladan bırısırtır > versıtenın esneklıkten yoksun ve statık yapısını tım otöıtı ku ru uslan kuşatacak b.çırnda ge nıs'etmektedır Yıne bu Tasarı Unıversıteim kuru'uş ve ışleyışıne esnek ve demokratık bır yapı kazondırmak şoyle dursun. sısteml daha da katılaştırmıştır Okutman uzman oğretım ve arastırma gorevlılerı basamağı bır yana, okademık aşamaları sayıca art tırıp sıkıca kurallayarak katı ve hıyerarşık yapıyı daha da percınlemıştır. Böyielıkle. «Unvanlorın ucuzlamosısna karşı Unıversıtenın gosterdığı «haklı> duyarlığın etkılen altında. akademık karıyerı salt ayncalıklor varatan aşılmaz engellerle donatmtştır Öte yandan Un versıteyı demokratıkleştırme ılkesınden yola cıkmış olan tasarıda demokratık yonetım sozde kalmıştır. Yönetıme katılma bakımından karıyerın her aşaması ıcın denn ayrımlar gozetıld ği g'bı, yonetımde oğretım yardımcılarının payı en duşuk duzeyde tutulurken oîekı personel hemen tumuyle yokumsanmıştır. Öğretım yardımcıları ve oğrencılere bellı kurullarda «usulune goret secılerek temsıl edılme gıbı belırsız olanaklar sunulurken, ötekı yardımcı oğe ler yonetım dışında tutulmuştur. Tasarının en sakıncalı tutum larından bın de, ayrı yasalara gore calışan ve unıvers.teyle butunleşmesı ongorulen yuksek oğretım kuruluşlarır.dakı öğretım üyelennın Ünıversıte akade mık statulerıne uyarlanmaları (ıntıbakları) konusunoa tam bır belırsızlık veya yanlıiık ıcmde olmasıdır. Ünıversıte catısı oltına sokulan oğretım uyelerınden önemlı bır kısmının bu yapıda alacağı yerı, ılerde saptanocak ılkeler ve yapılacak değerlendırmelere bırakması. tumuyle kuşku vencı. oznel, yan lı ve ayrıcalıklar yaratan bır tutumun tıpık belırtısıd.r. Tasarı, bununla da kolmayarak yukardakı tutumuna bıte ters duşen bır yaklaşımla bazı kuruluşlann oğretım uyelerl ıcın yenı s.stem ıcmde bağloyıcı olmak uzere oğretım yardımcılığı gıbı statuler saptamak ta ve şımdıden eskı Ünıversıte lehıne yanlı ve eşıtlıksız bır yopı oluşturmaktadır. Sonuc olarak belırtmek gerekırse. esneklıkten yoksun, aşırı kurallayıcı, aynm gozetıcı ve demokratık olnaktan uzak bır Unıversite ongoren yenı tasarı bu bıcım.yle yasalaşır.ası halınde yuksek oğretım sorunlart na cozüm olmak şcyle dursun bu sorunları daha da ağ rlaştıracak n'tehKteaır. Muzaffer SENCER TODAIE Öğretım Uyesı dönerek bu omocla yenl ve co ğunıukla olumsuz kaynaklara yö nelmelerıdır Ya<m zamanlarda toplumda derın sarsıntı cr yaratan kargaşalığın, ulken n gelısme yolunda karşılaştığı bo zı engellerın, dolaylı olarak ve b r olcude sorumiusu, Unı^'er sıtenın yenı.ık uretme olanaklo rının kısıtlılığıdır Unıversıtenın ışlevsel etkın lığı azaldıkca ve loplumsal değışme hızlanıp yenı gereksınmeler belırdıkce bılırrsel ve duşünsel etkınlık gıderek ünı "ers.te dışı cevrelere kaymış tır. Böyielıkle, gereksınme du yulan yenı bılgı ve becerıler, Unaersıtenın ben.msemedığı kişılere. coğdaş anlayışla donatıl mış oğelere kapılarını acan ye nı yuksek oğretım kurutuşları tarafından uretılmeyo başlamıştır. Başto Akademıler, ODTÖ, Ho cettepe Turkiye ve Ortadoğu Amrr.e Idaresı Enstıtüsu Boğazıcı Unıversitesı olmak üzere yenıden orgütisnebılen ogretım kurumları, Unıversıteden beklenen temel ışievlenn onem lı bır bolumunu başanylo verıne getıren kuruluşlar olarak belırmıştır Cağdaş bılım ve kulturiın başlıca ürunlen. gunumuz toplumunun sorunlan ve cozüm yolları, pratık te onculuğu ele alan bu yenl kuruiuşlarca sunulmuştur. Yo ğun ve yopıcı bır bılımsel cekısıno ortamı yoratcn bu ge lı$meler, Ünıversıte icınde de yansımasını bulmuş, ancak bu durum, belli Fokülte ve kışnere ozgü bıreysel ccbalar olmak tan oteye gecememıştır. Toplumda ışlevsel etkınhklennden otüru saygınlık kazonon bu kuruiuşlardan bazılan. akndemık ünvanları Unıversıteye ozgu bır cyrıcalık olmaktan ç>karmış, bazılorıysa eskı ycsaların'n verdığı unvanlarla vetınerek etkınlıklerını ^ürdüregelmıştır Işte yenı kuruluşlann îıpt.endıklerı ışleve karşm vctorl! olanak'ardan yoksun kaımasıyla daha da ağırlaşan yi<=ek ogredm sorunlamıa bır cozüm getırmek amacıyia Yen* Onıve»' sıteler Yasa Tas'jnsı hazırlanmıştr Yasa Tasarısı. ıvedı geteksınmelere yanıt cradtğı ıcm kuş kusuz bazı yenılıkler ıcfirmektedır Bunlar arasında oiumlu soyılabılecek olaniam başınaa, yuksek oğretımın bir • butunc luğe kavuşturuljruk genel b,r çerceveye oturtulması ve ogretım kuruluşlannm yöneıt cl bır planlama uyarsnco ışlemesl yolunda ongöru'en değişıkıiKlerdır İkıncı alumlu yenılık, ge lışmekte olan L.'nıversıte oğrotım uyesı yardımı. tam t,ün ca lışma vb. gıbı ılkelerle unıversıtelerın etkınllk ve verımlılığ'nl ortıracok önlemlere yer verılmlş olmasıdır. Bır başka yenlık de, Ünıversıtelerdekl yet.şkın eleman sovurganlığını bır olcude onleyerek oğretım üyelığının kapsamını geoışietmesl vo Dr. asıstanların «yardımcı •*ocent» adıyla oğretım gorev' üstlenmelennı sağlamnsıdır. Bu oiumlu yenılıklere aynı Tosarı'nın ceşıtlı sakıncolorla yuklü hükumler getırdığı ve eleştırıy9 acık yoniennın ağır bastığı anlaşılmaktadır. Her şeyden önce. yuksek öğretımın orgutlenrresme yenı bır yaklaşım getırmeyen bu tcsarı. yukarda öngorduğu ılkoıeri guvenceye bağlcmadığı gıbı unıversıtenrn geleneksel yapısını korumakla kalmayıp pekişt rerek yayginlaştırmak çabasındadır Bu bakışla, yuksek öğretlmın planlanmasmı merkezı ve tek eiden yonetım bıcımınde anlayan tasarı, Unıversıteıerarası Kurul'u sayısız yetkılerle donatarak oğretım kuruluşlarını kendı gereksınmelerıne gore yerınden yonetım olanağından yoksun bırakmaktadır. Aynı duzenleme. oyn işler ve biCimlenmeye sahıp ceşıtlı kuruluşlann tümunu tek bıcım^e orgutleyıp aynı potada erıterek yapıcı, cekışmelı ve işlevsel cesıtlenmelenn onune gecrnektedır. Daha doğrusu Unı AYDIN (1956 EFETUBK ) A Ü F F Kımya Yuksek Mühendıshfi oğrencısı Aydın EFETURK 21 4 1978 gunü taşizme karşı mucadelede şehıt duştu. Yaşamı onurumuz, anısı önderimizdır K M O Ankara Şubesi Mensuplan (Cumnunyet • 3333) BAŞSAĞLJĞI ERSANI CELIK (1956.... ') Devnmcı arkadaşımızı 16 4 1979 gunü kaybetmış bulu nuyoruz Tum arkadaşlanmıza ve aılesıne baş sağlığı dılerız. Yaşamı Onurumuz Mucadelesı ışığımız olacoktı1«KAHROLSUN FA$İZM> Üskudar Akşam Lısesi Devrımcılerı AYDIN EltTJRK (1956 ) Faşızme karşı mucade'emızde 21 msan 1978 gunü şehtt duştun Unutmadık. Yaşamın o i j r u r r u z . Anın mucadelemıze önderdır Fenlıier Kultur nışma Derneğı ve Daya DEV GENC DUŞKLNE "A9DIM MILLI GELENEĞIMIZDIR ONU INCİTMEDEN YARD!M ANCAK OERNEK EUYLE OLUR ıCumhurıyet. 3336) SON YiLLARIN EN ÖNEMLİ BELGESEÜ önce KarlnJ'dabır kaduun Wu6ı olduğu cvdfi fnı/ııhunlfrle ocipn 15^0 kifi tnpüınnuşlL Bu ece ındınlen hazı ufak mmhkiar kuşku uyandirmamış ıruydı.7 •• OKTAY AKBAL NAİL GÜRELİ 1Mayıs1977 katüamıntnkökenini belgeleyen336sayfalık bu kitap günümüz olaylarının üzerindaki karanlığa da tşık tutuyor Bütün kitapçılarda 70 T L Ayrıca 10 iiralık pulla ödemeli isteme adresi P < 621 tstanbul KARŞI KIYILAR öyküler, öykucukler Yenl Cıktı 40 I r o TEKİN YAYINEVI CAĞALOĞLU (Bu kiîapto yazarın yıllardır aranon 'Tarzan öldü' odlı ür\lu yapıtı öa oyrı bır bo'üm halınde yer olmıştır.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle