Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İKİ CUMHURİYET 16 ARALJK X079 rmanlara olan sevgimin kaynağı romantik btr duygusallık değil, dogrudan doğruya yurt sevgisMir. Bu nedenle Orman Bakanlığındakj ideahst bir kadronun, yıllardan beri hep ihmal edilen ve kıyıma uğrayan onnanJanmızı, orada yaşayan insanlarla biçlikte, bilımsel bir yöntemle ele aldığını bu yü yaptıgun memleket gezilerinde görunce pek sevindim. Son 36 yıldan beri bu sütunlarda ormanlar uzerine çok çey yazdım, çok şey söyledim (1). Gerçi Mevlâna: 'Dun geçtı, dune ılişkin söz de dun gibi gelip geçti. Bugün yeni bir söz söylemek gerek* dıyor, ama bu. güç bir ış. Herkes bir Mevlâna olamaz ki. her gun, hiç söylenmemış yeni bir söz söyleyebilsin'.. Batılı bir duşunur de: *Dunyada söylenmenuş söz yofetur» demış. Ben pek sanmıyorum. Bakmasını, görmesini ve düşünmesini bılen kafa yeni bir söz söyleyebilir. Tıpkı doğa bilimlen alanında yülar boyunca bıkmadan, yorulmadan, inancını yitirmeden turlü yöntemlerle gözlem yapanların yeni buluşlara vardıklan gıbi, örneğin, insan kafasınca yaratılan ve Ay'ı üç günlük komşu kapısı yapan araçlar iki yıllık uzay yolculugundan sonra şimdi Jüpiter'e uJaşti; oradan da Saturn'e doğru yol ahyor. Bir anketçi bana «Bılım nedir?» diye sormuş ve yazılı yanıt istemişti. Bir kez daha yazdığım gibi, ona şöyle yanıt verdim: «Bilim, insan kafasmın doygunluk tanımayan araştırma ve öğrenme tutkusunu her an yeni çevrenlere (ufuklara), yeni görüntülere doğru çeken ışık dolu sonsuz bir umut yoludur» Beni böyle düşunduren etken insan aklına olan inancımdı. O Orman ve Orman Köylüsü Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU ağaçlanchnimasi, orman ürunlerinin halk ya rarma değerlendırılmesı ve böyleca orman konusunda devlet halk ışbirlığinin sağlanması, geç de olsa, şimdi kimi bölgelerde gerçekleşme yoluna gırmiş bulunuyor. Bu da demektir ki, eğer %70T oluşturan bozuk orman alanımızı yakuı zamanda verımli onnana donuştüremezsek, ülkemlz çolleşmeye başlayacak. Orta Asya, Afganistaa İran, dahasu bugunkü Orta Anadolu gibi stepler diyân durumuna gelecek, hızla artan nüfusumuzu beslemeyecektır. Vaktiyle Orta Asyadan gelip bu güzel ülkeyi kendimize vatan yapmışız, şimdi nereye göç edeceğiz? Celelim orman köylüsune: Ylne Orman Bakanlığının yaymlanna göre •Ulhemizde ormanla ilişkisi olan 10 bin köy vardır Bu höylerin ulaşım, üretim, aydmlanma. betlenme. tağlık. eğitim gibi çağdaf ve insanea yaşama gerehsinmelerini harsılayacak altyapı kuruluflan yetersiz, ya da yofe deneceh kadar azdır. Bu köylerde dokuz müyonu afhm insan yasamaktadır. Bu nufut; Turkiye nüfusunun %23'ünu, tüm köylü nüfusunun ise %38"ıni oluşturmaktadır Ormana bağlı nüfusun bes milyonu çahsabileceh durumdadır; buna karsın bu kesimde 2.7 milyon kifi issizdir. Orman idaresi her 38 orman köylüsünden ancah btr köyluye iş verebilmehtedir. Büyük çoğunluğu topraksız olan ve toprağa sahlp olanlann toprağı da çok verimsiz durumda bulunan orman köylüleri, ülhede kifi basına düsen yıllık gelirden en düvuk • payı almaktadır. Bu güç koşullarda ve düsuk gehr düzeyinde yaşam kavgası vermekte olan orman köylüleri, bır yandan ormana ve orman ürünlerine yabancılaşırken bir yandan da orman idaresiyle zorunlu sürtüşmelere ginşmektedir. Bu yüzden her yü orman idaresince mahkemelerde 20 bin dava açılmaktadır* Bu resmi bılgiler. orman konusunda şimdiye değin devlethalk işbirligi kurulamadıgının en kesin kanıtıdır. •*• «Devlethalk işbirh"gi»nde Devlet»! kim temsıl edecektir, konusu; uzerinde önemle durmak gereken bir konudur. «Devlet halk işbirlığinde devlet, idare mekanizmasının başmda bulunan valı, kaymakam. bucak mudürlen, adalet mekaruzmasının yargıç ve savcılan, mıllı eğitim mekanlzmasının yönetıci ve ögretmen kadrolarıyla Orman Bakanlığının her derecedeki görevlilen tarafından temsıl edilmehdır. Bütun bu görevlıler, ormanlık bolgelerde elbirliği yaparak, ormanın halk ve ülke yaranna işletilmesi konusunda devletle halk arasında kurulacak işbirliğini sağlamak için bir eşgüdum ortamı yaratmahdırlar. Pek dogaldor ki, bu ortamm, ağırlık noktasında devleün temsılcisi olarak Orman Bakanlığının görevhleri yer alır. Ama yukarıda saydığım öbür devlet görevlılenyle ilişki ve elbirliği kurulamazsa, örneğin. bir vali, bir savcı. bir yargıç. ya da bir milli eğitim veya okul müdürü «Ormancılarm işi beni ılgilendırmez. derse, devlet halk işbirliği gereği gıbi sağlanamaz. Saydığım bütün görevlılenn bu sorunu •Ormancılann işi» olarak değiL doğrudan doğruya yurdun, ulusun ve dolayısıyla devletin işi olarak ele almalan ve bunun bilincinde olmalan gerekır. Onlarda bu bıhnci uyandınp beslemek ve eşgüdumü sağlamak Orman Bakanlığının görevlilerme düşmektedir. ••• Şimdi orman durumumuza gelelim: Orman Bakanlığının yayımlarına göre, «UJfeemiz alanımn yuzde 29 9'u ormanlarla kapUdır. Ancah. 20.1 milyon hektar olan ormanlanmızın %30'u verımli %7ffi bozuktur» Bu hesaba gore, ülkedeki butün ormanlarımızın %6'sı verimlı, %14'u ise verknsızdır. Oysa, «Bır ulkerun. ormanlanndan beklediği yararları elde edebilmesi için ulke alanımn %sffunun verımli ormanlarla kaplı olması getekir.» Bu demektir ki norma! olarak %30 •verimh ormana. karşıIık, Turkiye ormanlannın verimli miktan, ülke alanımn sadece %6'sıdır. Başka bir anlatımla verimlı orman açığımız %24tur. ••• Şimdi ormanlanmız aklın ve bilim in gozetimine ve insanlık duygusunun denetimine gırmiş görünüyor. Nasıl sevinmeyelım! Gerçı çok yazıldı orman üzerine Ama bu konuda ne yazılsa ve yazılanlar ne kadar yinelense azdır. Çünkü orman bir yeşillik süsü degıl. herşeyden once, ulke coğrafyasının yaşam kaynağu ülke ekonomisinin büyük dayanağıdır Ormanlanmızı korumak, yaşatmak, çoğaltmak ve onlardan yararlanmak ıçm alınması gerekli onlemlen 34 yıl önce bu sütunlarda çıkan bir yazımda şöyle özetlemıştim 1) Harap bölgelerin yeniden ajıaçLandırdması, 2) Orman köylerinın birleşürilmesi, 3) Orman köylüsune iş sağlanması. 4) Tarla açma, yangıa karakeçi. pedavra, yalamuk. hastahk ve balta tahribatınm önlenmesı için yasal yaptınmların adalet ve idare görevlilerince sağlam bir tutumla uygulanması. Düşunebildıgim bu önlemlerden sonra harfı harfine şu satırlan eklemiştim: «Bunlann tam manasıyle ve yüzde yüz temıni içın adalet ve idare adamlarımızın ormanı tanıması, ormanın kıymetini bilmesi, ormanı sevmesi lâzımdır Onlara dostlukla sokulup bu sevgiyi aşılamak vazifesi de ideaüst orman mühendıslerimizln kanunda ve kitapta yeri olmayaa vazifelen arasmdar dır» (2). Bızım 34 yıl önce duşündügumüz bu önlemler. özellıkle harap orman bölgelerinin kalıplık kereste ve mobilya glbi ülke gereksınmelerını karşılamak için değerlendınlir. Böylece ulhemiz, ormancılık sektöründe her yıl 30 milyar lirayı askın katma bir değer oluşturmaktadır. Ne var ki, üretilen bu değerin bölüşumünde en yüksek payı. aracı tefeci ve tuccarlar almaktadır. 30 milyar liralık katma değerin oluşmasında en çok emeği ve alınteri olan orman köylusünün eline ise bu değerin ancak %8 4'ü geçmektedır. Böylece ormanla yanyana, ıçıçe yaşayan. varlıksız ve en agır işlerde çalışan orman köylüsü, ormandan oluşan değerden en duşük payı almaktadır» Işte Türkiye'deki kurulu düzenin, sadece orman alanmda egemen oian sosyal adaletsızligi!... Bu sosyal adaletsizlık nasıl giderilecek? Dördüncu Beş Yıllık Kalkınma Planı Strateiisi'nde bu konuda harfi harfine şöyle denilmektedir: «Orman köylülerinin, orman ürunlerinin her aşamasında değerlendirme olanaklan geliştirılecektir. orman köylüleriyle orman işletmelen arasında. hem orman veriml, hem de köylunün gelirini yükseltici işbirliği düzeni kurulacaktır Ormanîann korunmasına, geliştırihnesine ve ormanlar yetiştirilmesine orman köylusünün ve genel olarak halkın etkin biçimde katkısı özendirilecektir.» Bu programın gerçekîeştirilmesini dilerken, siyasal görüşleri bakımmdan kendısiyle birleşmediğim eski Ziraat Bakanlanndan, ilk toprak yasasını savunan rahmetl; Şevket Raşit Hatipoğlu'nun Bakanlığı zamanında da, orman konusunda devlet halk ilişkisi ve işbirliği konusunda böyle güzel programlar yapılmış, fakat Turk ormanlan, bakanın yüksek idare gorevlerine getırdiği bazı ormancılar tarafmdan ihanete uğrayarak o güzel programlar gerçekleşememişti. Şimdi aradan 34 yıl geçti, o zaman davaya ihanet edenlerden kimisi Demokrat Partl iktidara geçince onun saflanna katılarak milletvekili secildiler. Orman kıyımı sürdü gitti. Yazıyı bitirirken, bu acı olguyu anımsatmamızın nedeni, artık bundan böyle ormanlanmızm böyle ihanetlere uğramaması dileğidir. (1) Yenilerini bir yana bırakarak otuz yıl» askın bir sure önce yazdıklanmdan örnekler vereyim Uludağ Cenneti (ekim 1943). Ormanlanmız (ocak 1045), Ozel Orman ve Devlet (haziran 1945) Orman ve Yangın (temmuz 1945). Ormanlarda Seyahat, Orman Askı ve Orman Dusmanlığı Orman Deniz'i (28. 29 30 eylül 1945), Abant Cölünde Orrnara OU durenler. Ormanın Kurtuluşu Orman Sanayii ve Modern Turkiye. Ormancı Ruhu (2. 6. 7. 13 17 ekim 1945) ÇoRuhu (2, e, 7, 13, 17 ekim 1945 > Ço(ağustos 1949) Bütün bu yazılar Anıların 7»ndc» adlı kitabımm Ikinci Cıldinde yer almıstır (2) Cumhuriyet, 7.10.1945. GIDA 80 YAZI YARIŞMASI Türlî'ye Odolar Brlıgl w G«lo Teknolojisı Demeğr oloroK Ouzenlenen TURKİYE 2. GIDA KOKGPESİ ıle KONU> GIDA URET1MINIH APTIPIIVAS! VE DISSATIM OLANAKLARIMN IfiPELENMtS konuıu bır vozı yonşmcsı duze VAPIJMA JURI5I S'nosl Erton . Prol Df Bektr CEMEROGLU Meftune EMİROĞ1.U Ievf,k CAVDAR A Za<«r TACIROĞLU lcen BÖRTÜCENE .. Coc Dr. Tu.TOY DURCUN . r EBSO. * U.Z f. TOBi . C P.T. . ITO. TCMA .. Gıda Tet Oer. Bırıncıfık Odulu 30 090 TL. İkmcılık Odulu 20 000 TL Ucuncululc Odulu 15 000 TL. • Odu'ier Tu'fc'/e OJo'or BırlıŞînce «Wi TRRIŞMA KOŞULLARI I V a p t c a o gda/a ılıçn'n ureıııti luketım vedışsatım sonjn. lorımıî eionomı* teknoiotık ve potı'ık yg,öan traeler"' ( t C3zufn ycl 3n b°' r enn'e/o C3'5 acoktır t yopıî v er.02 "fı daki lo sc\'3sı o'accn. fanlat *ağ!9m •ek yjzune 1 5 aa n,o saz ı c '6J kopyo otaok oonf<»rt. lecektır •* Vocıt 3r czgun clacok vodoho önce hieiır »erd« yartme>T r pıon ş oiocoH » 4 YOD tior o'*ok CO!I$TO LrBnu olcb eceğı gıbi vo?or!af «onsnavo Dırcen faz 0 ıSO'l o So koP'cbJ rler 6 Vazor j, ooıtıo ı9o sımge (rumu?) kui anocoklaıSiT *o pıdo a ı K'e uzennae voıi zca s ıı ' ycrı'ı jortm rore yozc r M* So»sd' kıso o;9ecm>îı « •, ve GlDA 80 VAZI VAPISMASI PK •" KÜCUKESAT , AtKAFH oar'îSıe TAAHLTLU oıaıa< goiaçrece» eo r 6 K O W ™ sures. 29 Mort 19«0 Ptrfmb* 17 00 0» MOT P T I dekı 0.05ı g«eılı »wlw dılıltote oimmoz ve vooıtior e » rı verılmet , t Vonsmova Gıdc TeknaoitS' De/n»J' Vonetım Kun.'j Over ie ı «e JJ'I Uvee'ı vanlaioz & «. ödu oton yapıtlorm her hokkı G do Teknoloı* Derneğ ne o«!lr B rlnc k olan ,ooıt TURKIVE Z C1DA K0NG>a SİN'DE" ocnıt bıaır s. oiorok sunu ccaktır (Rep Reklâm: 1543) 9666 Sovyetler îran x\merika İzlenimleri İLHAN SELÇUK GONCEL DÜNYAMIZIN SICAK ÜÇGENİ BİR KİTAPTA ANLATILIYOR... fÖNEMLİ OLAN BİR AN'I SAPTAMAK DEĞİL. DEĞİŞIMİ VURGULAYAN BTKENIERI KAVRAYABÎLMEKTİR DÜN BUGÜN . VARIN UCLUSUNUN MANTIĞINDA NEREDEN GELMİ5 NEREYE GİDİYOR BU TOPLUMLAR?» 330 SAYFA 25 LİRA REMZİ KİTABEVİ CAĞALOĞLU ••• Şimdi de ormanlanmızdan uretilea değere ve bunun paylaşım oranına göz atarak, yine resmi kaynaklara göre bu konuda da biraz bılgi verelim; «Her jnl ormanlanmızdan. 1) Ortalama 6 3 milyon metreküp yapı kerestesi. 2) 18 milyon endustriyel ve yakacak odun uretilmektedir. Orman ürünleri, kağıttan başlayamk, lift yonga levha, döşemelik, dogramalık. "Necatigil Yok Şimdi,,^, OKTAY AKBAL Necatigil yok şlmdl, Beiki bir gun olmuştur. Belkl bir gun!.. O gunler gerlde kaidı. Anımsanmayacak kadar gerıde. Bır zomanlor genctık hepım.z. O 194O'lı yıllar... Necatigıi'ın cKapalı Çarşıı kitabının vayınlandığı yıl: 1945... İkıncı Dünya Sovoşının son bulduğu yıl... lüstüme cevrılen oydmiıklor icınden Gece beni kurtar» dtyen bır ozon vardı karşımda: Behçet NeCGtı. Bır lısede öğretrrmndi. Kahveler, gazinolar. ıçkili lokantalor. O dostluk gecelerı. O ilk sevlier, özlemler, şiırier, öyküler... Yaşam önümüzde kollarını acmış beklıyordu bızleri. Suno'lar, Hay Layf pastahoneleri. Elıt kahveierı... Bır anda neler anımsanmaz kll Yaşam cok kısadır. Gercekten kısadır. Sanmayın öyle uzun olduğunu. sakın sanmayın1 Bır yanılgıdır bu. yarınlar bızım, yarınlar uzun, yarınlar daha güzel dıye kendım aldatmak... ıSevgıler» de kitobıno Dağlarca'nın şu dızelermı yazmış sunu yerıne: tiçimızden dışımızdan Geçer vakit Zalım, zolımaneı Öyle gectı zaman, zalımcesıne. ezerek, bitirerek... İlk karşılaşmamızdan bu yana, tam otuz dört yıl... En iyı. en sağlıklı. en mutlu günlerınde bıle tolum» yamboşındaydı. Genclık şıırlerınden birınde dedığı gibi tölurn sen beni aldatamazsın Aklımda». Ya da «Ölüm ölüm uzaktan uzaktan Sesleriyle büyulü glbısinız Gıttıkçe kararan bu dünyadan Camm siz de bu sekılde gidıniz.» «Şaır Dostlanm» kitabımda Necatigil lcin yazdıklanmı bır kez daha okudum Ölüm haberı gelmiştı Necatigil yeryuzünde ycktu artık. Haftalardır bu acı gercej) benımsemeye çclışıyorduk, ama yaşam olümden daha ağır bosıyordu. olumü konduramıyorduk; umut. umutsuzluktan gucluydu. Necatıgil'i yabancı bfr ülkeye görtderirsek, orada bakılırso, yo da burda bir tmucıze» olursa. herşey eskısl gıbi olur sanıyorduk. Oysa hıc bır zamcn ceskıye» dcnulemez, dune, önceki gune... Gıden, gider gıder çıden Soğlıklar, mutluluklar, dostlukların arkadaşlıklorın coşkuları hep gider gıder tükenır Anılar bile eskır coğunlukla... Yalnız diîe'erdır kalan, bir kaynak gibi yaşatarak geçmış zamanın cteöeriı zamon parcalarını... cGıdecek yeri olmayan bıri Aslon'arı gormeye parka gıttı Aslanlar taştan O bır ınsar Nasıl anlaşırlar Anlaştılar» B. Necatigıl'ı b.r zamanlar t' şıirdeki gibi, aslanlorı görmek icm parka giden bır insan olarak düşünürdum. Daha hic karşılaşmamıştık. Ne resmıni gormüştum, ne de kımse bana ondan bahsetmıştl. Yalnız 1938'den beri dergi sayfalarında rostladığım «B:r ölümden kalanlan. «Ayrılık'onı gıbi şiırlerı ıigımı cekrrtiştı. O sıralorda Behçet Necati'nin yanı sıra bir de Ahmet Necati vardı. Hatta bazı arkadaşlarla dılımizden aylarca duşmeyen tKoradeniz'de gerrUlerin ml bottı Ağzını bıçaklar ocmcz» şıırını Ahmet Necati mi, yoksa Behcet Necati mı yazdı dıye tartıştığımız oimuştu Doğrusu o yıllarda şıır alonının başka unlü şairlerı vardı İlgimiz onlaro karşıydı Behçet Necati icin duşlerlmi fazla yormuyordum Parka gıdıp mermer as'anlarla dostluk kuran insanın şiırını okuduğum cna kadar bu böyiece surüp gıttı. Ondan sonra Behçet'i heo bu şiırın taşıd ğı anlam cercevesınde düşunmeye başladım. Bir park kanepesmde oturup mermer aslanlarla dost o'abilen, korkunç derecede dunvodan insonlardan uzak bır kişıoğlu. İcimızden bıri işte > Nerdeyse otuz yıl geçti bu yazınm üstCnden... tlclmizden bıri» gıbi bızlere \akm gelen o ozan. zengin, renkli: kımi zaman kapkaranlık, kımi zaman ışıklar sacan ıç dunyasını dlzelere doktü Büyük bir ozon olduğunu kanıt'adı Necatıgil'in şılrinde biçim kadar içerik de önemtiydl Kendıne vergl bır özü taşıyordu. bır anlomı buyDten. duyuron. benimseten d'zelerdi bunlor... Korkunc bır dünya yalnı?ının, bir ermişın. bir «değişik insan»ın bakı$ı, duyuşu, sezişl ve bütün bunları sağ'ann dizelerle bugunOn yarının Insanlaro verişı... tDerken kalkar perde Bu ırmaklor benlmcln bır daho okar mı? Özledim honı nerde? Yaşamak gibi var mı#>» diye sormuştu 1952'de... Ozanın yaşomı, gerçek glder kırk. ellı, altmış yıl surer tüm varlık seruveni... Şıirler, kuşaktan kuşağa yaşatır, ölmezleştırir onu Büyuk ozanların yazgısı, Necatigil'in da yozgtsıdır. BİLİM DÜNYASI VİLLAfl» ^ (Cumhuriyet. 9644) Mocîern Matematiğe Direnişler nce deneme lcln klml okullarda, sonra butün ortaokul ve lıselerde okutulan «Modern Matematık» bu yıl llkokullara da kondu. Bu durum. bu yeni bılım dalının tyakında kaldırılacağını» bekleyen lerde şaşkınlık yarattı. Evet, bır cokları böyle bır bekleyiş iclnde idıler. Neden? Nedenler coktu. OREN Motelimizde Ege kıyılarına 5zgü dingîn, rahat günler geçirip maviliğin tadını çıkarabilirsiniz şu kış günlerinde. Ören Burhaniye, Tel: 343 O Vehbi BELGİL dem Matematik Içln de doğrudur bu soz Cunku, bu matematik, son derecede karışık mo dern yaşamın en guç ışlerini cözmek zorundadır. B,n rakomlı bır sayıyı bin rakamlı bır sayıyla çarpmoyı bılgısayar bir sanıyede başarmaktadır. Böyle bır ışı bır insanın kaç yılda yapabıieccğını bir düşünün. • Anababalann cocuklarına yardımcı olamadıkları savına gelınce: Bu durum modern matematığın zorluğunda değil. Anababaların bu matematığı bılmeme'erındendir. Anabcba çocuğuna başka bilimlen de oğretmemektedır bu gun. Modern fızik, modern kımya, modern bıyolojı bambaşka konularla uğraşmaktadır. Modern fizık, modern kimya gorunmeyenın fıziği ve kımyası olmuştur, soyutiaşmıştır. Modern biyoloji, başlıca hücre bıyoloıısi (Cellular bıology) ve molekul bıyolopsi (Molecular b;ology) kollarına ayrılmıştır. Astronomi gecegundüz. mevsimler, burelar astronomisi olmaktan çıkmış. fizıği, kimyayı, biyolojıyi, matematıği de ıçine alan bir bılım olmuştur. Bu konularda çocuğuna yardımcı olmak isteyen anabaoa, bunları öğrenecektır. Bunun icm ana babanın da okula gıtme&ı zorun lu değildır. Çocuğun kitaptarını, ana baba, bılgıleri ve yaşam deneylen daha cok olduğundan, daha kolay öğrenebilir. mizde, börryeden geten başlıca dort sorunla karşı karşıyadır: 1) Ülkemizde matematık ders kitapları dışında matematik kitabı olmadığından öğretmenlerimızın büyuk sıkıntı ıçlndedırler. ömru boyunca eski matematık ckutmuş bir ögretmen üç aylık bir kurstan sonra modern matematık okutmak zorunda kalmıştır. Üç aylık bır kurs yeni matematiğın felsefesırrt öğrenmeya yeterli değ.ldır. Bu matematik kolu hakkında yazılmış kltap da bulunmadığından \e olanlara da yetersızliğinden, ögretmen, başka yollarla bıigislnı artıramomaktadır. Oysa eğitımde kuroldır: Bir hoca 10 öğretebilmek lcin 100 bllmek zorundadır. öğrenoisinln sorularını öğrenci lcin de. ögretmen icm ds aynr olan kltabın dışına cıkmadan karşılamaya çalışan b;r hoca güç durumlaro düşer. Bu yıl ilkokuilara modern matematiğin konması yuzünden bo calar 15 günlük kurslardan geçırilmlşlerdir. Bu da yeterslzdır. Kurs surelerinln azlığı, yardımcı kitap bulunmayışı, öğretmenlerimlzl cok güc durumlara sokmuştur. Fakat nocalorımız bu güçlüğü vakarla, olgunluklo yenmeslni bllmlşlerdlr. Yapılacak şey. MIIII Eğitim Bakanlığımızın modem motema tığin felsefssınl anlatan yapıt* ları çevırterek öğretmenlerimize sunması, sık sjk kurslar düzenlemesı, tartışmalı toplantılar yaptırmosıdır. 2) Modern matematlğin ölkemizde karşılaştığı başka bir Modern matematık daha ülkemıze gelmemışken dırenışier geldı: Kımi sağcı yazarlar matematığın bu türu uzerinde en küçük bir bılgi sahıbi değilken. aleyhınde sayfalarca yazı yazdılar: Bu matematık, uygulandığı uikelerde boşarı kazanmamıştı, zordu. yaşamla ilişkisızdı. bir cok oğretmenterın intihorına, bır çok öğrencının bunalıma duşmesıne yol açmıştı Bu nedenle bu ülkeler modern matematığı kaldırmayı duşünüyorlardı. Bıze gelmesl aynı nedenlerla sakmcolı idi. Fakat modern matematık geldl. O ülkelerden de kalkmadı. Kalkmak şöyle dursun, daha etkın okutulması ıçın gerekenler yapılıyor. Anababalann Tutumu Sonradan kimi anobabalar da modern matematiğe karşı çık tılar: Bu matematık zordu, çocuklar, sevmede ve anlamada güçluk cekıyoriardı, kendıleri de cocuklarına evde yardımcı olamıyorlardı. Modern matematık yaşamla da ılişkısızdi. Neye ya rayacaktı kümeier kuramı? Cok şeye yarayacaktı ve bu savların hıç b'risi gccerlı değıldi. • Evet. modern matematik zordu. Eskı matematık cok mu kolaydı? Eskısı zamanında öğrenciler yüzde 90 başarı gosterıyorlardı da şımdı bu başarı yüzde 10'a mı düşmuştü? Başarı orcnı eskıden ne idıyse şimdi de oşağı yukan o İdi. O halde? Asl.nda bu «zorluk» savında gerçek payı vardı. Hem eski, hem modern matematık icm vardı. Oğrencilerin büyük çoğunluğu tarıh boyunca mate matığı sevmemışlerdı. Tarıh, coğrafya, edebıyat, hukuk, toplurrbılım, psıkolojı gıbi tlafyoğun» bılimlerın yanında matematık sevımsızdı. «öyküyoğun» değıldi. Bir soyutluklar dünyosı ıdı. Ve insonlar en kutsal şeylerde bıle soyutu sevmiyordu. Guneşe, doğa güçlerine, heykellere tapmalan, soyutu sevmemelerının sonucuydu. Motematığın guclüğu. güç şeylerı cözme zorunda olusundan da gelmektedir. At arabasına gore trenın, trene gore otomobılın. radyoya göre tele/ızyonun daha karışık. daha czor anlaşıhr» olması bunların daha güç işleri başarmok uzere yapılmış olmasındandır. Mo sorun da bu bilim dalının tek başına okutulmasıdır Oysa mo dern matematıgın «kümeler kuraaiıı buiün bilımler ıçın ge cerlidır. Bu gun hemen bütun bilimler bu kurama göre okutulmaktadır. Örneğin. gramer gibi matematiğe en uzak görü ndn bir bilim dalında bıle kümeler kuramı gecerlıdır. Fran sada gramer, modern matematiğe göre okutulmaktadır. Kücuk bır örnek verelim: Cümlenın ikı ana direğınden blrlncısi «ad», ikıncısı ceylem» (fiıl) dlr. Ad sıfatlar, zamrler, bağlaçlar, tamcmlamolarla bir tkumeı oluşturur. Eylem da zarflar, edatlar, bağlaçlar, hattâ ünlemlerle bir cküma» biçlmindö karşımıza cıkar. Biyolofide kalp. beyln, böbrek. mide... dokuları, sinirleri. damarları, görevleri bakımmdan bırer «küme» dlrler. Bu kümelerin her birinın öbürleriyle. cfonkslyon» ilişkıleri vardır. Du rum Coğrarya, Tarih. Astronomi. Jeoloji... için de böyledir. Bu dersler de modern matematik yöntemleriyle okutulursa öğrenci malematiğin genlşliğlni daha iyl kavrar ve «kumeler kavramıının, yeni matematik Işaretlerlnin sadece mo dem matematiğe özgü bir «zıpırlıkı olmadığını gorür. 3) Modern matematiğin 01kemlzdeki bir tolıhsızllğl da yaşamla İlişkisi yokmuş gibi okutulmasıdır. ilk orta. lıse oğrencisi. okuduğunun yaşamdaki uygulamasını aramak eğılımindedır. Bu yüzden, bu matematiğin, nerelerde, nasıl kulianıldığı, hangl araçların temell olduğu, belkı ek derslerle (örneğin bılgısayar teknığı gıbi bır dersle) oğretılebılır. Öğrenci ancak o zaman bu motematığin bır sınıf gecmeyi güçleştırme aracı olmadığını anlar. Dünya modern matematiğa gittığine gore bizım gerı gıtmemiz söz konusu olamaz. Uygulama sakatlıkları durmodan dü zeltilmeü, bunun icin de Bakanlıkla öğretmenler arasında surekli tdiyalog» kurumalıdır. Bu durum, cocuklarımızın bu bılım dalında ne gıbi özel güclüklerle karşılaştıklarını ortaya koyacaktır Dünya modern matematiğe giderken bizim eski matsmotlğe dönmeyı ıstememız, otomobıl, ampul teknığı yerine kağnı ve mum teknığıne dönmeyi Istemekle blrdır. Modern matematik, her şeyden önce çoğımızın matematığıdır. Bu matematik bıze gerekmıyorsa os'<isi de gerekmıyor demek tlr. Hatta sayı saymasmı bılmeye de gerek yoktur Parmak hesabı bıze yeter de artar bıle. Cunkü kedı de, tavuk da. koyun da sayı saymcsını bılmadikleri holde yavrularınm kaç tane oiduğunu çok iyı bılirler. ŞIIR VE MÜZJK ŞÖLENI TÜRKÎYE YAZARLAR SENDİKASI CÜZZAMLA SAVAŞ DERNEĞİNİN Ortaklaşa Sanat Gecesi AZİZ NESÎN ile ŞÜKRAN KURDAKUL'un söyleşisi Sunucu: ÖZGÜL ERTEN Dinleti: RUHİ SU SADIK GÜRBÜZ BÎLGESU ERKNUS OZANLAR (Alfebet.k sıralamo) Muzaffer ARABUL, özdemır ASAF Mehmet BAŞARAN. Cengiz BEKTAŞ. Celalettın CETİN. Arif DAMAR Müştak ERENUS Aydın HATİPOĞLU. Muazzez MENEMENCıOĞLU. Sennuf SEZER, Tekin SÖNMEZ. Afşor TİMUÇİN. İsmaıl UYAROĞLU, Kâmran YÜCE. TARİH : 17 aralık 1979, saat 19. YER : Harbiye Şehir Tıvatrosu. Dovetiyeler lcin başvuru'acak yerier s Atatürk Kültür Merkezl Taksım. öncü Kitapevi: Cagaloğlu, Akademl Kıtopevi, Nişantaşı. (Cumhuriyet: 9653) ile Bu Kadar Basit mi? Bununla birllkte. modern motematık eğitiml, ülkemizde. dündern matematık eğıtlmi, ülke Turkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezinden Bankamızca, 1211 sayılı kanunun verdığ' yeık ye da yanılarak 17 oralık 1979 tarıhınden 't'boren yen tedovule çıkarılacak olan 1000 ılrolık banknotıar üzerindekı ımzalar «BAŞKAN» ismaıl Hakkı Aydınoğlu ve cBAŞKAN YARDlMCISIı Tan|u Poiatkcn seklınde değıştırılm ©tır Bu kjpürümüzun boyutları rengı ve d ğer mteiıklen 29 mayıs 1978 lanrıınde tedavüie çıkanlmış bulunan 1000 liralık banknoıiann avnı olup, soz konusu bonknotlaıio birlikte teriavüı edecektir. Keyfıyet ilan olunur, (Basın 25760) 9656 ülzbaşı Romanı İLHAN SELÇUK • PANTÖRKİZM... • TÛRKCÜLÜK... • LIK... KONUSUNDA BUGUNÜN SORULARINA GELEN TARİHSEL YANIT... TURANCIDÜNDEN İRAN AZERBAYCAN'INDA RUMİYE'DEN KAFKAS AZERBAYCANINDA BAKÛYA KADAR UZANAN KANLl TURAN SERUVENINİN GERÇEK ROMANI... 3'ONCO BASKISI CIKT1 REMZİ KİTABEVİ CAĞALOĞLU CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞENDAN Faköltemi? Hl3tolo[i ve Errbrlyoloji Kursuaü İle Flzyoloji ve Bıofızık Kürsusunde birer adet Doçentlık kadroları munhaldır. isteklilenn 28 aralık 1979 cuma günu saat 17 00'ye kadar Dekaniığımıza müracaatlan. (Basın: 25952) 96£C