18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JîU emtrel. herkesi bir işbirliğine çagınyor. İyi de edıyor. Teıöre. enflasyona karşı bir ulusal savaşta güçleri birleştirmek çağrısı. elbette yerindedir. Gerçekten önce terör, büyük boyutlara ulaşmıştır. Siyasal ve sosyal dinamiklerin böylesi bölünçlü kaldığı bir ortamda. bu boyutlar, daha da genişleme istidadındadır. Onun için bu çağnya kulak vermeliyiz. Sonra, enflasyon da dayanılmaz ölçülere varmıştır. Hiç bir ulkenin bireyleri ve sosyal katmanlan, ellerindeki paranın, kısa bir sürede yanya inmesine aldırmazlık edemez. Öyleyse çağnnın bu yanına da kulak vermeliyiz. Başında us'u, göğsünde vicdanı olan herkes. böyle çağnlara karşı duyarhdır. Fakat bu us ve vlcdan gerçekten varsa, Demirelin bu çağnsına karşı. Demirel'in kendisini de, bir başka şeye çağırmalıyız: İşbirliğinin koşuüarına uyma çağnsıdir bu.. Zorunludur da.. Önce Demirel'e hatırlatmalıyız ki, ülke ve ulus. 12 Mart'lara, 1 Mayıs Bayramı, Zeytinburnu öldürülerine, Malatya, Gaziv antep. Kahramanmaraş soykınmlanna karşın gene de ayakta ise, bu, sosyal dinamiklerin kimi konularda bi r işbirliği dayancı göstermesindendir. Şimdi Demirel. sosyal dinamiklerdekl bu dayancı, bu kez. bir devlet olarak terörü sınırlama ve antma eylemine dönüştürmek istiyorsa, bu. pek doğrudur. Ve daha fazla geciktirilmemesi gerekir. gerekirdi... £vet gerekirdi: Yüksek hoşgörüleriyle ekleyelim ki, bu işbirliğinin daha fazla geciktirilmemesi de gerekirdi: 12 Marfta şapkayı alıp gidecegine, ulusu böyle bir birliğe çağ:rabilirdi. Kendi AP çizgisinde fazla anlamı olr mayan. yani sağ potansiyeli ülkede etkin siyasal güç yapmada AP'ye fazla yaran olmamış olan iki hükümet bağdaşması (MCler) yapacak yerde, o zamanm koşullanna uygun bir işbirliğine de gidebilirdi. Ecevit'in scn hükümetini, daha kurulurken. (Cumhurbaşkanlığının eteklerine de zifos sıçratarak) Türkiye'nin meşru hükumeti dsğil, Çankayanm keyfi hükümeti diye, yersiz, hırslı, hukuksuz. siyasetsiz bir kızgınlık coşkusu ile yerden yere vuraca CUMHURİYET 12 ARAIZH 1979 D işbirliğinin Koşulu Prof. Dr. Bahri SAVC1 ğı yerde. gene o zamanki koşullardan doğacak bir ışbirliğine gidebilirdi. Araa şımdi geçmişe, bu açıdan bir çizgi çizelim; bugüne gelelirtu Şimdi, butün bireyler, bütün sosyal katmanlar, örgütlü siyasal güçler, sosyal dinamikler, bir işbirliğine çağnlıyor. Kjminle işbirliğine? Ve kimin etrafında işbirliğine? Sizinle işbirliğine ve, sizin eksenüıiz uzerinde bir işbirliğine Süleyman Bey... Çağıran siz olunca, ortaya, bir karşı çagırı da zorunlu olarak çıkıyor sayın Başbakan: Bu ülkeye sadakatın gereği olarak, sizi bir ön koşulla bağlamak üzere... Bu bir zorunluluktur: Siyasal felsefeniz bellidir. Buna, şündilik, «finans kapital merceği uzerinde bir siyasal iktidar merkezleşmesi ve onun otoriterciliğe dönüşümü» diyebiliriz. Mizacınız da bellidir. Buna da, şimdilik. yukanda gösterilen bu felsefeye. istikrarlı bir politik yolla değil, dünden bugüne değişik ve çelişkili manevralarla gidişi aramada sakınca görmeyen hırslı bir mizaç diyebiliriz. Şimdi lütfen kabul edilsta: Böyle bir mercek, böyle bir merkezleşme ve onun otoriterciliği, böyle bir mizaç oluşumu bir araya gelince, ortaya bir ikircimlilik «tereddüt» çıkar. Yapılan çağnyı sağlam bir toprağa bastırmak için içeriği şu olan bir karşı çağn, bu durumda, elbette zorunlu olmaktadır. Demirel'e, bir karşı çağn koşulu olmak üzere şunlan düşünebiliriz: Önce, birleşmenin hükümetsel eksenini oluşturacak olan Demirel'in kendisinin, herhang; bir önyargıdan yola çıkmayacağına, herkesi inandırması gerekir. Ondan bunu bekleriz. Ş yoşamımızda, calışan emekcılerin aleyhine konmuş, son derece carpık ve çağ dışı yüzlerce yasa maddeslnin bulunduğunu. bundon öncekl yazılarımda bellrtmiştim. Bu yazımda, calışan emekcilerın haklarını yasa hilesi ile gasba yarayan ve calışan emekcilerden. bmbir yolla olınan tibra» belgelerinden söz edeceğım. Çahşanların yaşammda çok görulen ve cok kullanılan :bra belgelerinm, esasmda iş yasalannda yeri yoktur Ve iş yasaları, ibra diye bir yasa müessesesıni getirmemıştir. Biz ibra beigelerine bu yazımızda «utanc belgesı» desek ya da «emek gasbı belgesı» diye ad landırsak yerindedir. Esasmda işcüerden ibra belgesı almadan da. emekclye ne gbi haklar ö denecekse. işverenin, vergl ve ticari kayıtları üe bunu göstermesi ve muhasebeteştırmesi her zaman mümkündür. Bu nor mal yoldan sapıldığına göre, ibradan özel bir niyet beklenmelıdir. Bu da her haiukârda calışan emekçinin yaranna olmamaktadır. Bilindiği uzere, Demirel, sıln blr «soî» karşıtıdır. Sosyo ekonomik poı 'ıkası, siyasal tutum ve taktikleri •sol» düşmanhğına ve onu antmaya dayanır. Ama, işte Türkiye'nin sorununu (terör ve enflasyondan oluşan ivedi sorununu) böyle bir çıkış noktasından yola çıkarsa. ae bütünü ile tanılamış (teşhis etmiş) olur, ne de çözmüş olur. Demirel, kendisi için pek sağlam gördüğü bu önyargısını. şimdi lerde. kendi partisinin bir dosyası içine koymalıdır. Ve. ancak ve ancak, «suç ve suçluluğu hem eyleminde, hem kökeninde» yakalayıp. ad'alet önüne çıkarmaktan başka bir erek gütmeyeceğine herkesi inandırmalıdır. Scnra, Demirel'in aradığı işbirliğinl, «düşün özgürlüğünün içeriğinde dokunulmazlığını» koruyacağı felsefesine dayatması gerekir. Herkesi de, buna inandırması gerekir. Şimdi, Demirel'in elinde asayişj korumak için büyük bir devlet örgütü ve onun yetenekli otorite ve ajanlan var. Bunları. elbette kuvvetlendirmek isteyecektir. Fakat, bu devlet otoritelerini ve ajanlannı kuvvetlendirirken. düşün özgürluğunü zedelemeyeceği inancını vermek zorundadır. Yoksa toplumumuzdaki bütün güçleri ve dinamikleri kapsayan etkin bir bileşim ve eylem işbirliği yaratamaz. Zedelenmemesi gereken düşün özgürlüğünün içeriği de. incedir, fakat karmaşık bir şey değildir. Özetle şudun a) İnsan us'una gelebilecek (sânih olabilecek) her düşün'ün, tüm bir serbestlik içinde gelmesini sağlamak; ve gene tüm bir serbestlik İçinde deyimlenmesini sağlamak; b) Ancak ve ancak. «şiddet v e cebir» ögeierfni. hııVuV'îal b'r yol ile. ve gerie hu kuksai bir •^cur» ile önisrneye yönelmek... İşte, Demirel'in. Aradığı işbirliğinl gerçekleştirebilmek için. düşün özgürlüğünün bu niteükteki içeriğini zedelemeyeceği inancını vermesi gerekir. Ülke onu, buna çağırır. Daha sonra: Düşün özgürlüğünün. yalnız içeriğinde değil, dışanlaşmasındj da korunması gerekir. Dışarılaşma; aynı •düşün» lerde olaniarcn. bunlan gerçekleştirebilmelerinde de birbirleriyle birleşebilmeleri, bütünleşebilmeleri serbestliğidir; ayrıca bu bütünleşmenin gerektirdiği birleşik hukuksai eyiemlerde bulunabilmelert serbestliğidir. Böyle bir dışanlaşabilme özgürlüğü yoksa; yani dernek, toplantı, sendika, toplantı ve gösteri gibi özgürlükler de yoksa, düşün özgürlüğünün kendîsi de. özü de yoktur. Burada, bu özgürlüklerin düzenleneceği, ve bu düzenleme gereği devlet otorite ve ajanlannin bir karışmada (müdahalede) bulunabileceği ileri sürülecektir. Elbette... Ama bu düzenlemenin de bir temei ilkesi vardır: Düşün özgürlüğünü dışanlaştıran tüm kurumlara, tüm eylemlere, kamu otorite ve ajanlannın ancak ve ancak, «Açık ve hemen gerçekleşecek bir tehlike» durumunda karışabilnıeleri; bu kunım ve eylemlerin «yargı korunması» içinde bulunmalan... Bir de şu van Türk ulusu, kolleküf bir kişiliktir, moral ve tüzel bir kişiliktir. Bu tüzel kişilik kendi özünde (zatında) ve devletinde bir tümlüktur. Onun rejimi, özgürlükçüdür, layiktir. Sosyal yapısı, sınıflı ve çoğulcudur. İşte bu varlık ve onun devleti, durumunu korumada, varlığını geliştirmede, Meşrutiyetlerimizin politik ve sosyal İslamcıhğından. Türkçülük irredantizminden uzaklaşmalıdır. Ataîürk ulusçuluğunun, devlet ve ulus bölünmezliği ilkesinin temeli. buradadır. İşte Demirel, bunu da bilmelidir, ulus, kendisini, bu nitelikte bir işbirliğine çağıracaktır. Bir birleşme ile girişeceğj eylemlerin aşamalarını, bir ikircimlilik doğurmadan gerçekleştirebilmesi için, kendisinin de bu koşullara uyması gerekecektir. rakamlar karşımıza cıkar veya «haklanmı aldım» ve «Dâvâ ac mıyacağım» biçiminde haktan feragatı ve hak duşünücü kılıklarda ibra sahnelenir. Bazen bakarsınız ibra durup dururken işciyi işten istifada kullanır. Bazen kötü işyerlerl, mahrumiyet bölgesi şehirlere nakü'erd1» kullanıiır. Bnzen acılan davalarda, bczen kazanılan mahksme kararlorını öldürmek te yararlanılır. Acımasız, Ibran n . kulbmlma yerlerinl savmakla bitmez Bu İbralar işveren'n her derdine deva. oysa Isci içinde dsyanılmaz dereced9 eza alet ; dir. İş Hukukunda olmayan ve İş yaşammda yaygın ve son derece bol kullimlan hak gasıbı bu ibraya karşı geünmez. Devlet personelinin böyle ibralarla haklarının kısıtlcınmcsı ve ciğnenmesi gibi bir sorunu Koca koca Sendika, büvök vo guclü Federasyon ve her ceşit Konfederosyon Başkanları, şimdiye dek bu ibra oyunlar;nı ve felâketini kamuoyuna cıkarmomış ve utanc belgesinl göz önümüze sermemiştir. Bu ibra soygıınuna, yasalanmızla karşı cıkmok mümkündür. Yoksa bn ibralarda'ci öden meyen hakîarın sanki ödenmiş gibi gösterilerek doldurulmuş olmasıyla, vergi mükelleflerinin gider kayıtlannda. gösterilen rakcmlarla, ödenecek vergilerden ne gibi koçırma oyunlorını, bu maka'ede sığdırmak ola sı de^üdir. İşte ibra fHâketlerinin nrier rjo'ir'ifS'nl birazcık olsun cnlatabildık sanırız. Görev Başma!... Ö yle görünüyor kl, pemirel'ln azınlık hüJrOmoti tam anlamında «Örtülü MC» niteliğinaedir. Bu konuda kimse ne kendisini aldatmaya yönelmeli, ne de kamuoyunu şaşırtmalı. Kültür kesiminde «Ferhat ile Şirin» masalmı bile yasaklıyan; eğitim kesiminde «Komando Ayvaz» diye tanınan MHP'ye dönülc bir militanı kilit noktasına oturtan; Türkiye'nin yüzde 10 nüfusunu banndıran Istanbul'un Emniyet Müdürlüğüne 12 Mart'uı işkence olaylanna adı kanşmış Şükrü Balcı'yı getiren «Azınlık Hükümeti»nin «Gölge Başbakam» işveren sendikalarının en hırçını MESS'in eski Başkanı Turgut Özal'dır. Bir kalemde 67 ilin valisini ve 59 ilin Emniyet Müdürünü değiştiren bir «Azınlık Hükümeti» karşısındayız. Gerçekte Batı ülkelerinde çok partili demokraslnin bir yöntemi de azınlık hükümetleridir. Ancak bu yöntemin nitelikleri nedir? Azınlık hükümetleri, çoğunluğa dayanmadıklan için partiler arası bir uzlaşmanın ürünüdürler, ve bu durumda ılımlı, dengeci, yapıcı, birleştirici bir politikayı benimsemeleri doğaldır. Türkiye'de Batı'dan aktarılan her yöntem, ulkenin somut koşullanna göre biçim aldığından; biz> deki Azınlık Hükürrieti» de «Örtülu MC» olmuş. büyük çoğunluğa sahip hükümeüerin bile yapamıyacağı girişimlere yönelmiştir. Önümüzdeki günlerde neler oîacaktır? •Azınlık Hükümeti» görünürdeki Başbakanıyla, «Gölge Başbakanıyla, ve destek partileriylg stratejisini şimdiden ortaya koymuştur. Siyasal iktidar ne yapacağını bilmektedir. Demokrasinin, insan haklarının, hukuk devletinin özüne karşıt ve geriye dönük bir programın uygulanması için seferberlik başlamıştır. Bu seferberlik karşısında «Yaralı CHP»nin ne yapacağı bir ayn konudur. Şimdilik CHP'nin dışındaki ilerici güçlerin iki yandan kuşatılması planı uygulanıyor. Bir yandan terör can almakta, öte yandan hükümet terörü bahane ederek ilerici güçleri yok etmek için «100 günlük program»uu gündeme getirmektedir. İki ateş arasmda kalan demokrat ve devrimci güçler ne yapabilirler? Bu soruya somut bır yanıt bulunmah ve gerçekçi bir savunma düzenine geçilmelidir. Savunulacak olan nedir?. 1) 2) 3) 4) 5) 6) İnsan haklan.. Yaşoma hakkı..j Hukuk devleü.. Anayasal ilkeler..Hukukun üstünlüğu.j. Can güvenliği.. Tütengil'i Anlamak... OKTAY AKBAL «Atatürk'u anlamak, Atatürkçü düşünceyi canlı tuîmamn ilk basamağı, Atatürk'u tamamlamak ise, Atatürkçü eylemi geüştirmenin ilk koşuludur. Düşünce eylem butünlüğü içinde ele alınıp değerlendirilmedikçe. Atatürk'ün yüklendiği 'mission un ulusal ve evrensel tarih sahnesindeki yeri açıklıkla beürlencmez.» Cavit Orhan Tütengil «Atatürk'u Anlamak ve Tamamlamak» adh yapıtının önsüzünde böyle yazmıştı iki • üç yıl önce... Atatürk'u ne anladık. ne de tarhamladık! Atatürk'u 'yanm' bıraktık Hatta onun yaptıklanndan da geriye döndük. Atatürk'ün btı üikede yaşayıp yaşamadığını düşünecek bir duruma bile geldik sonunda!... Tütengil, inançlı bir Atatürk devrtmcisiydi. Atatürk devriminin iyice anlaşılıp tamamlanmasını lsteyenlerdendi; bu yolda çaba harcayan lanndandı. Bir bilim adamı, bir büge kişi. bir aydın, bir yazar. bir toplumbilimci olarak... Levent yokuşunda insan biçimindeki canavarların kıydığı böyle bir insandı işte... Pazar günü Şişli Camiinden omuzlar üstünde çıkartılıp, bir askeri araca hemen alınıp yıldırım hızıyle mezarlığa kaçınlıveren böy1B bir insandı... Kendisinden yasal bir cenaze törenini bile esirgcdiğimiz; en yakın arkadaşlarına, öğrcncilerine, öğretim uyelerine hatta ailesine büe tabutunun ardından birkaç adım yürümek olanağım bile vermediğimiz bir 'Şehit'. gerçek bir kurOsan. faşizm canavannın aramızdan çekip aldığı bir inançlı Atatürk devrimcisi... Bir avuçtu Şişli Camiinden çıkıp cenazeyi izleyenlsr. Yollar kapatılmış. sokak aralan tutulmuş. tanklar. zırhlı arabalar. binlerce asker. polis. hepsi sefcrber olmuştu. Niçin? Prof. Tütengil in cenazesini "olaysız1 kaldırtmak için... Oysa en büyük olay buydu. Bunca hazırlık, bunca kuşku. bunca önlem! .. Bıraksalar, Tütengil Hoca'nın tabutu omuzlar. eller, hatta parmaklar üstünde gidecekti Zincirlikuyuya kadar... Ne çıkardı bundan? Ne vardı bunda korkulacak. önlemler alınacak? Ben de oradaydım profesörler. yazarlar. gazeteciler. aile dostlan... Tabutu askeri araçtan alıp omuzlar üstünde. hiç değilse sskiz on adım taşımak istedi onu sevenler... Bir sayg'.nın. dinsel bir öğretinin gereği değil miydi hem bu? Hayır. tabutu vermediler onu sevenlere... Üstumüze yürüdu kolluk güçleri, dipçiklerle. bir düşmana saldınr gibi hınçla... Yıkılanlar, ezilenler oldu. Acaroğu, Tütengilin kırk yıllık arkadaşı «Omzumdan vurdular, ben hastayım, nedir bu durum?» dıye grizyaşı döküyordu iir kapının aralığında. Yazar Kauancıoelu hastaneye kaldınlmıştı. Yanımdaki bir genç. «Ah bacağım!» diye inliyordu. Nedendl bu? Niçin, kimin için. hangi amacı. hangi yaran sağlamak için? Sormak isterdim oradaki yetkililere. arr.a yaklaşmak bile zordu yanlanna... Gazetelerde resimleri gördünüz. haberlerl okudunuz. Eir sevginin önlenmesi olanaksızdır. Faşizmin bir kurbanını nerdeyse onu sevenlerin elinden kaçırmaktı '.u... Canlı insana sahip çıkamayan bir yönet:m, onun ölüsune sahip çıkabileceğini. mi göstermek istemişti? Başardı da bunu. Ölüyü aldılar. götCırdüler. Onbinlerce öğrenci. halk. aydın, barikatlann dışındaydı. Oracıkta bulunan bir iki yüz kişi de e7i!mek. dövülmek, yaralanmaK tehlikesiyle baıbaşaydı. Neydi bu? Bir sevilen bilim adamımn. bır şehıtin bir faşizm kurbammn cenaze töreni mi, yoksa bir kargaşa, bir savaş sahnesi mi? Evet. sevgili Tutengil Hoca. Atatürk'u Anlamak ve Tamamlamak gerek derkea çok haklıydı Anlamadığımız bir devrimi nasıl tamamlayabilirdik? Önce 'anlamak' gerekir. anlamak ıstemek... Bakıyorurn bugünkü toplumda Atatürk'u de. devrimini de anlamaya kalkışan kimse vok, yalnızca bir sözcük. bir kalıp olarak 'Atatürk1 adı var. bir klişeden öteye geçmeyen... Tütengil «îktisadi bağımsızhkla psrçinlenmeyen kurtuluş savaşlannın amaca ulaştınlamayacağı çok geçmeden anlaşılmıştır. Uçüncü Dünya şimdi de, 'yeni sömürgecilik' karşısında verdiği savaşların içindedir» diye yazmıştı o kitabmda Prof. Tütengil için de bu savaşm bir şehitidir demek hiç yanlış olmaz... Evet, bir Atatürk devrimcisine, bir biiim adamına saygıdeğer bir cenaze töreni bile yapamayan bir toplumda yaşıyoruz. Oysa İstanbul'da. Ankara'da, görkemli cenaze törenleri yapılmaktadır. Orda alınan önlemler, bu törenlerin düzenli, güvenli geçmesini sağlayıcı yönde oluyor Ne var ki o cenazeler MHP yandnşı kurbanlann. MHP ileri gelenlerinin katıldığı, TV'lerde uzun uzun gösterilen törenler... Oysa Tütengi! Atatürkçü bir aydın, Atatürkçü bir devrimci, bir saygın bilim ve düşünce adamıdır. Arada büyük aynm var! İşte herşey bu ayrımda... Bu ayrımdaki anlamı duymakta sonra da bu anlamı tamamlamanın yollannı aramakta... I YÜZ KARASI «ÎBRA» ÇAUŞANLARIN YAŞAMINDA ÇOK GÖRÜLEN VE ÇOK KULLANILAN «İBRA», BU UTANÇ BELGESİ, İŞVEREN İÇİN MUTLÜLUK, İŞÇİ İÇİN FELAKETTİR. SENDİKALAR BUNU ÖNLEMEYE ÇABA HARCA MALroiR. Av. Turgut İNALkln İmzalanan İbranın, daha sonra ne boyutlarda. ne ocımastz bır hüviyetle cıkacağını aşağıda açıklayacağız. ibra bazı kereler, böyle acıktan gelmez. İşciye de önemsîz bir belge Imzalıyormuş gibı aldatılarak Imzalatılır. Bazen de yüzlerce belge imzalatırken, araya sokularak imzalatılır. Ba zı kereler işciye zor durumda kaldığı zaman evlenme. mesken yapma. hasfalık hallerinde parasal yardım yapılırken, böyle bir ibra bslgesi alma yoluna gidilir. Ve işçi bunun sonuclannı bile bile imzalar. Bu ocımasız ibra, bazı kereler bakarsınız hastanede. bazen ibra cankurtaran arabasında, bazen kolun, ayağın, gözün cıktığı, koptuğu ve kesıldiği kazo yerinde. koî va parmaklor yerde, mckinanırt öbür yanında dururken alıntr. Bazen ölen kışinin gözü yaşlı, eş, çocuk, ana ve babasından, tbaşın sağ olsun». cAllah takslratını af etsin» denildiği zamanlarda alınır. csen şu harclı ğı şimdilik al, cenazenj şöyîa bir kaldır. Cocuklar bize ema net, sen de fabrikada calışırsın» laflarmın söylendiği anda hazırlanır. İşte ibra denilen bazı işverenlerin kasalarında sakladıklan, yüz kızartıcı belg© böyle usullerle ışciden alınır. Çok daha değişik koşullar altında alınmakta olan Ibralarda işverenden zıyade, işverenin ikincl adamları rol oynar ve onlann zeka ve yetenekleri ölcüsüy le artar. Ama önemli olan ibranın bir defa işciden alınmasıdır. Sonrası felâketttr. Artık bu ibradan cıkmayacak hüner kalmaz! Bakarsınız «kendi isteğim le işyerinden ayrılıyorum» diyenden tutunuz da «fazla mesai, pazar tatil haklanmı, senelik izin bedellerimi aldım.» Bazen ibranın daha sağlam ve da ha inandırıcı olsun diye. her bir hakkın kapsadığı tarihler ve söz de ödenen meblağların karşılığı, sankı sahibiymiş g:bı, binler ce liralık rakamlar holinde yazılır. Bafen 2539*yıllık "Ktıdem tazminatı karşılığında hakkından az ödenen veya hic ödenmeyen meblağların, fersah fersah üstünde rakamlar ilo kıdem tazmınatı aNndığma dair ibra belge'eri hazırlonır. Fazla mesaiier günds 45 scati geciyor ve yıllar içinde toplam olarak binlerce lira fazla mesoi hakkı tutuyorsa «fazla mesai yapmad:m» gibi olanı, olmayan şeklinde ibralar karşımıza cıkar. İbra bczı kereler kopan ayağın, patlayan başın, parcalonan yüzün, yanan vücudun diyeti olarak ödenen adeta sadaka ölçüsür.de verilen parclara 34 sıfır doha eklenerek huyi'sk taz minatlar ödenıniş gibi büyük i İş yaşammda ibra, Işcinln korkulu rüyasıdır ve her an kendisinden ibra alınacakmış tehlikesi ile yaşarlar. ibralar bir anda bmlerce, yüz binlerce liralık hakkı, bır cırpıda silip supürürler. ibralar cok çeşitli yollarla emekcilerden alınır. Bazen tehdit yoluyla. işveren ya da muteber adamları tşu kağıdı imzala, imzalamaz san ceketini al kapıyı boylaı derler. Buna işcilerimizin dayanması zordur. İşcüerimız ken dısinden boylesıne ibra alan, Işvereni lcin «Allah kahretsln» «gözüne dizlne dursun», tharam olsun» gibi. dinsel beddualarla bu imza töreni (!) tamamlanır. İbranın tanziminln Ikinci türünde, ibra işcinin önüne beyaz kağıt olarak gelir ve imzaya sunulur işcinin tutumu ve dlrenci yukarıdaki ölcu ler lcinde cereyan eder. Bazen ibra, yarı yanya zararsız yazılarla yazılmış, yansı boş bırakılmış. bir kağıt olarak gelir. işclye. kağıdın alt taraflarına İmza atması söylenir. Hatta yazının masum olduğunu ispat lamak için okunmasına dahl Izin verilir. Daha sonra; dikkatle imzanın ustü, işverenin planladığı şekilde doldurulur. Bazı kereler ibralar, işçi işe olınmadan ve namzet işçi iken olınır. Bu anda hic bir işcinin, direnmesi söz konusu değildir. Direnen işciye derhal kapı gös terilir. Direnmeyen binierce işçiden biri secüir. Bazen ibra işcinin önüne taltif belgesi kılığında getirilir. İbra imzalandığı zaman, maaşında, ikramiyes^nde artma sağ'anocnğı. usta va da başusta yapıiacağı şekünde vaadlerle, ışcmin önüne gelir. Lâ Yukandan aşağıya doğru sıralarJıgımız 6 kavramın birbirinin içine geçmiş anlamlan olduğu kuşkusuzdur. Hatta bir kavramin ötekini de içerdiği açıktır. Yaşama hakkı can güvenliğini gerektirir ve insan haklan bildirisinin temel ilkelerinden biridir. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü kuralını özümser ve anayasal ilkeleri kapsar. Bu yinelemeler içinde bir bütünlük oluşturan 6 maddenin 6'sı da günlük politika dışındaki konulardır. Bu ilkeleri savunmak; tüm yurttaşlarm, kurumlann. barolann, meslek odalannın, sendikaların. derneklerin hakkıdır ve kaçmılmaz görevidir. Hiç kimse bu görevi askıya alamaz. Bu görevi üstlenen kişi veya kuruma da hiç bir kimse: Politikayla uğraşıyorsun.. diyemez. Yeraltından terör ve yerüstunden demokrasiye saldın kıskacı arasında kalan domokrat ve devrim..«i güçleFbir ortalt savunma çizgisinde ortak davraruşı gerçekleştirmelidir. • Barolar. Tabip Odalan. Mühendis Odalan, sendikalar, hukukçu derneklerj ve her tür yasal derneklerin güçlerini birleştirerek insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunma çizgisinde büyük bir ağırlık yaratmalan saati gelip çatmıştır. Bu yoldaki gecikmenin tarihsel bir sorumluluk içerdigini ve gelecek kuşaklara karşı suç olduğunu bilelim. Yıllık iznimin bir bölümünü kullenmak üzere yazılarıma kısa bir süre ara vereceğüni okurlarıma saygıyla duyururum. TURKİYE İŞ BANKASI TİYATRO OYUN YARİŞMASI SONUÇLANDI Türkiye İş Bankası'nm oyurt yazarlığına özendirmek, tiyatro yazarlarına olanak sağiamak ve bu yazın türünü desteklemek amacıyla açtığı yarışmada ödül kazanan yapıtlar şunlardır: Oyunun Adı Fehim Paşa Konağı Mahmut ile Yezida Ademin Kaburga Kemiği Yazarı Turgut özakman Murathan Mungan Ülker A. Köksal Birinci Ödül îkinci Ödül Üçüncü Ödül Ödüüer ve Onur Belgeleri, 25 Aralık 1979 Salı günü saati6'da Türkiye İş Bankası A. Ş. Genel Müdürlüğü Toplantı Salonu'nda düzenlenecek törenle sahiplerine verilecektir. Ödül kazananları kutlar, yarışmamıza yapıt gönderen tüm yazarlara teşekkür ederiz. KArlTLAR DEVAM EDirOH Tei Çıragan Cadöosı No 71 61 96 13 6184 66 : 9550) ihrkalk vm>^WmM Yeni Ajans: 1739 85T3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle